Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Network marketing firmasına karşı davada görevli mahkeme ve dava konusu

Yanıt
Old 07-06-2018, 16:11   #1
Av.H.BALIK

 
Varsayılan Network marketing firmasına karşı davada görevli mahkeme ve dava konusu

Merhaba,

Müvekkilim bir network marketing firmasına üye olup, firmadaki hesabını oldukça yüksek cirolara taşıyor fakat ilk başta üyelik kaydı yapılırken hiç bahsi geçmeyen sözleşme maddesi sebebiyle üyelik hesabı kapatılıyor.

Sorularım;
1- Network firmasına karşı açılacak davada görevli mahkeme İş Mahkemesi midir?
2 İş Mahkemesi ise böyle bir dava da arabulucuya başvurma şartı var mıdır?
3- Böyle bir davada talep edilebilecek alacak kalemleri neler olabilir?


Açıkçası daha önce böyle bir davayı takip etmedim, takip eden veya bu konuda bilgisi olan meslektaşlarım varsa yardımcı olurlarsa sevinirim. Şimdiden teşekkürler.
Old 08-06-2018, 08:15   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Network marketing sözleşmesi borçlar kanununda düzenlenmeyen atipik sözleşmelerdendir.
Öncelikle sözleşme maddeleri uygulanacaktır. Sözleşmede hüküm bulunmayan alanlarda ise borçlar kanunundaki sözleşmelerden hangilerine özellikleri bakımından uygunluk taşıyorsa o sözleşmeler ile ilgili hükümlere başvurulması gerekir.
Kısmen komisyon, kısmen tellallık (pazarlamacılık), kısmen kira bile olabilir de İş Mahkemesinde görülmesi için işçi-işveren ilişkisine neyi benzettiniz anlayamadım.
Her iki taraf için de ticari iş olduğundan Ticaret Mahkemesi görevli olur izlenimi uyandırıyor.
Old 11-06-2018, 17:12   #3
Av. Kübra İSLAMOĞLU BAYER

 
Varsayılan

Sizin müvekkilinizin çalışmaları ile bu firma üye sayısını arttırdı ise bir ihtimal portföy tazminatı düşünülebilir. Ve belki manevi tazminat söz konusu olabilir (ama şartlarını iyi değerlendirmek lazım). Bu ihtimal dışında müvekkiliniz nasıl bir zarara uğramış olabileceğini kendisi somutlaştırmalı ki hukuki karşılığı bulunabilsin. Bir kişinin böyle bir hesabı kapatıldığı için ne tür bir zararı olabilir mesela?

Onun dışında iş mahkemesinin kapsamına kesinlikle girmez.
Old 18-06-2018, 15:44   #4
Av.H.BALIK

 
Varsayılan

Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Müvekkil firma üye sayısını yaklaşık 400 kişi artırıyor. Zarar olarak ise ben şunu düşündüm, böyle bir sistemde eğer 400 kişilik bir ekip kurduysanız, pasif bir gelir oluşabiliyor, yani sizin kurduğunuz ekibin satışından siz de komisyon alabiliyorsunuz (tabii ki bu sonsuz değil). Müvekkil o hesaptan aylık 2000-3000 TL gelir elde ediyor ve sonuçta ortaya koyduğu bir emek var. Portföy tazminatı olabilir belki, ona odaklanıp araştırma yapayım.

İş Mahkemesi'nin görevli olduğunu düşünmemin sebebi de şu karardır; Pazarlamacılık sözleşmesi ise 6098 sayılı TBK.nun hizmet sözleşmesi bölümünde 448-460. Maddeler arasında düzenlenmiştir.

A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının 1998 yılından itibaren davalı şirkette takım öncüsü olarak çalıştığını, 15.01.2014 tarihinde herhangi bir gerekçe gösterilmeden ve yazılı bildirimde bulunulmadan iş akdinin feshedildiğini, davacının aylık net ücretinin primler dahil olmak üzere 2.500,00 TL olduğunu belirterek, kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.



B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili ise, davacının müvekkil şirketin kurmuş olduğu pazarlama sisteminde yer alan 18.000 takım öncüsünden biri olduğunu, davacı ile şirket arasında bir iş ilişkisinin ve iş akdinin olmadığını, davacının bağımsız iş yapan bir iş sahibi olduğunu, davacının bu nedenlerle hak ettiği kıdem tazminatının olmadığını, davacı ile olan hukuki ilişki borçlar kanununa tabi olduğundan iş mahkemelerinin görevli olmadığını, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.



C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda savunmaya değer verilerek, taraflar arasındaki kozmetik ürünleri tali satıcılık sözleşmesi içeriğine göre, davalı şirketin ürünlerinin satılması faaliyetinin davacı gibi çok sayıda gerçek kişi tarafından bir komisyon karşılığında üstlenildiği, şirketin ve satıcının istediği zaman sebep bildirerek sözleşmeyi feshedebileceği, ibraz edilen kayıtlara göre, ev hanımı, memur, işçi, esnaf gibi çeşitli sosyal pozisyon ve meslek gruplarından sisteme dahil olarak satış temsilciliği yapmanın mümkün olduğu, satış temsilcilerinin bilgilendirilmesi, geliştirilmesi için toplantı ve seminerler düzenlenmesinin, çeşitli zamanlarda motivasyon amaçlı ödüller verilmesinin, kota öngörülmesinin iş sözleşmesinin unsurları ile bir ilgisinin bulunmadığı, mesai saatinin belirlenmesiyle, işin işverence düzenlenmesine dair akdi bir şart bulunmadığı gibi, tanık beyanlarında açıkça görüleceği üzere, davacının zaman zaman hiç faaliyetinin bulunmadığı dönemlerin olduğu, ayrıca bir işçinin ücretinin şahsen işin ifasına bağlı ve bunun karşılığı olması gerekmesine rağmen dava konusu uyuşmazlıkta davacının hiç satış yapmadığı, sipariş almadığı dönemlerde dahi sisteme dahil elemanların varsa satışlarının üst kademedeki takım öncüsüne de pay yada komisyon sağladığı, oysa iş sözleşmesinde bir işçinin tanımlanan şekilde fonksiyonunun bulunamayacağı, işyerine yeni, başka işçiler katarak, onlarla işverenin yaptığı sözleşmelerden doğan hizmet görme ediminin sonuçlarından bu şekilde pay alıp alamayacağı yada kendisinin çalışmadığı dönemde dahi diğer işçiler çalıştığı için kendisine ücret ödenmesinin söz konusu olamayacağı göz önüne alındığında, taraflar arasında özellikle bağımlılık ve zaman unsurundan yoksun ilişkinin iş kanunu kapsamında değerlendirilemeyeceği, davacının kayden sigortalı olarak da görünmediği, taraflar arasındaki ilişkinin iş ilişkisi olamayacağı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.



D) Temyiz: Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

E) Gerekçe: Uyuşmazlık taraflar arasında iş ilişkisi, bu kapsamda sözleşmenin pazarlamacılık sözleşmesi olup olmadığı ve iş mahkemesinin uyuşmazlığa bakıp bakmayacağı noktasında toplanmaktadır.



İş sözleşmesi; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. Maddesinde, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme? olarak tanımlanırken, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 393. Maddesinde hizmet sözleşmesi işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme? olarak tanımlanmış ve İş Kanunu’ndan farklı olarak iş görme ve ücret unsurunun alt unsurları vurgulanarak açıklanmıştır.



Pazarlamacılık sözleşmesi ise 6098 sayılı TBK.nun hizmet sözleşmesi bölümünde 448-460. Maddeler arasında düzenlenmiştir. Kanununa göre pazarlamacının sürekli olarak, bir ticarî işletme sahibi işveren hesabına ve işletmesinin dışında, her türlü işlemin yapılmasına aracılık etmeyi veya yazılı anlaşma varsa, bu anlaşmada belirtilen işlemleri yapmayı, işletme sahibi işverenin de buna karşılık ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. (6098 sayılı TBK. Mad. 448).



Sözleşmenin unsurları, 1. Ticari işletmenin varlığı, 2. Süreklilik, 3. İşletme dışında faaliyet yürütme, 4. Ticari işletme sahibi işveren hesabına çalışma, 5. Aracılık ve sözleşme yapma, 6. Ücret(komisyon-prim) almadır. Pazarlamacılık sözleşmesi bu unsurları nedeni ile atipik bir iş sözleşmesidir. Pazarlamacının iş edimi, işverenin işletmesi dışında, onun hesabına her türlü işlemin yapılmasına aracılık etmektir. Aracılığın konusu işletmede üretilen veya verilen hizmetin merkez dışındaki uzak yerlerdeki müşteriler nezdinde tanıtımı ve satılmasıdır. Uygulamada özellikle ilaç, kozmetik, gıda gibi işkollarında pazarlamacı ya da ticari gezgin olarak pek çok çalışan bulunmaktadır. Bunlar genelde firmaya bir iş sözleşmesi ile bağlı olarak fakat merkez dışında ürünlerin müşterilere tanıtımı ve satışı ile uğraşan kişilerdir. Prensipte satış şartları, ürün fiyatları konusunda kendilerine verilen talimatlara uymak zorundadırlar. Bunlar dışına çıkılmak gerektiği durumlarda firmadan onay almalıdırlar. Bu bağımlılık unsurunu gösterir. Bu kişiler genelde ücret+prim esasına göre çalışırlar. Kendilerine verilen satış hedeflerine ulaştıkları ölçüde primleri artar. Pazarlamacı, işletme dışında, uzakta müşterilerin ayağına giderek çalışır ve bir işletmeye bir hizmet akdiyle bağlıdır. Oysa, ticari mümessil ve ticari vekil işletmenin bulunduğu yerde çalışırlar ve işverene bağlılıkları bir iş sözleşmesi ile olabileceği gibi bir vekalet ya da şirket sözleşmesi ile de olabilir.



TBK. nun 448 vd. maddelerinde pazarlamacılık sözleşmesini hizmet akdinin özel bir türü olarak düzenlemekle kalmamış, 469 maddesinde açıkça pazarlamacılık sözleşmesine ve evde hizmet sözleşmesine ilişkin hüküm bulunmayan hallerde, hizmet sözleşmesinin genel hükümlerinin uygulanacağı hükmünü getirmiştir.



4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinde, İş Kanunu’nun kapsamı dışında bıraktığı işler arasında pazarlamacılık ve evde (ev hizmeti dışında) hizmet işini saymamıştır.



Aynı konu hem genel hem de özel kanunda düzenlenmiş ise kural, özel kanun önce uygulanır. Genel kanun hükümleri ancak özel kanunda hüküm bulunmayan durumlarda devreye girer. Özel kanun hem özel olduğu hem de sonraki kanun olduğu için uygulama önceliğine sahiptir.



Ancak özel kanun daha eski tarihli, genel kanun yeni tarihli ise hangi kanunun uygulama önceliğine sahip olduğunu belirlemek oldukça güç bir iştir. Yorum metotlarına başvurmak ve kanun koyucunun nihai iradesini ortaya çıkarmak gerekir.



TBK. eskiden olduğu gibi yine iş kanunları (4857 sayılı İş K., 854 sayılı Deniz İş K., 5953 sayılı Basın İş K.) karşısında genel kanundur. Ancak bireysel iş kanunlarında hüküm bulunmayan hallerde BK. hükümlerinin uygulanması gerekir.



6098 sayılı TBK. öncekine nazaran çok daha ayrıntılı ve işçiyi daha fazla koruyan yeni hükümler getirmiş bulunmaktadır.



Kanun koyucunun bugüne kadar İş K. kapsamında çalışan bu kişilerin (pazarlamacı-evde hizmet sözleşmesi ile) faaliyet biçiminin özelliğinden ötürü ayrıntılı hükümlere yer vermeyi istediği ve bunu da Borçlar Kanunu içinde yaptığı anlaşılmaktadır. Bir anlamda bu sözleşme türleri ile ilgili özel hükümler getirmiştir. Ancak bu İş Kanunu hükümleri kapsamında kalmadığı anlamına gelmez. Nitekim şu an tıbbi tanıtım temsilcilerinin sözleşmeleri pazarlamacılık sözleşmesi niteliğinde olmakla birlikte, iş güvencesi yönünden 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabii tutulmaktadırlar.



Sonuç olarak; pazarlamacılık sözleşmesi İş Kanunu’nun 4. maddesindeki istisnalar arasında sayılmadığı için İş Kanunu kapsamında bir sözleşmedir. Ancak İş Kanunu’nda bu sözleşmeye ilişkin özel hükümler bulunmadığı ölçüde 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu’nun özel hükümleri öncelikle uygulanacak, bulunmadığı takdirde önce İş Kanunu’nu sonra ise Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine başvurulacaktır.



Dosya içeriğine göre taraflar arasında yapılan kozmetik ürünleri tali satıcılık sözleşmesi incelendiğinde, tipik pazarlamacılık sözleşmesinin unsurlarının bulunduğu, davacının sürekli olarak, davalı işveren hesabına ve işletmesinin dışında, her türlü işlemin yapılmasına aracılık ettiği, sözleşmede belirtilen işlemleri yaptığı ve işverenin de buna karşılık prim (komisyon ) ödediği anlaşılmaktadır. Satış şartları, ürün fiyatları davalı işveren tarafından belirlenmektedir. Davacı ile davalı arasında pazarlamacılık sözleşmesi nedeni ile iş ilişkisi bulunduğu açıktır. İş Kanunu kapsamında sayılmayan işlerden olmadığına göre iş mahkemesi 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. Maddesi uyarınca görevlidir. Mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekir. Yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.



Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.10.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. ( T.C. YARGITAY

9.Hukuk Dairesi Esas: 2015/22587 Karar: 2015/28954 Karar Tarihi: 19.10.2015 )
Old 22-06-2018, 10:12   #5
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=16787
Karar enteresan ancak yerel mahkemenin direnmesi üzerine Hukuk Genel Kuruluna gitmiş ve direnme onanmış. Yani İş Mahkemesinin görevli olmadığına karar verilmiş.

Sizin konunuza gelince bu tip sözleşmelerde rekabet yasağı açıkça düzenleniyor ve kişi edindiği müşteri portföyünü başka veya benzer bir işte kullanılmayacağı baştan kabul ediyor. Bu nedenle portföy tazminatı alabilmesi mümkün gözükmüyor.

Sözleşmenin feshi için kullandıkları maddenin ne olduğunu bilirsek belki daha doğru ilerleriz. Şart gerçekten var ve geçerli ise herhangi bir talep yapamayacağınız sonucuna varılabilir.

Şart yerine gelmedi veya haksız ise;

Kişinin sözleşmeye güvenerek yaptığı kişisel masrafların talep edilmesi düşünülebilir. Benzer bir işte benzer bir müşteri sayısı ve gelir düzeyine ulaşıncaya kadar (ya da iş bulması için gerekli makul süre) geçecek süre için mahrum kalınan geliri talep etmek de denenebilir.
Old 27-06-2018, 15:53   #6
Av.H.BALIK

 
Varsayılan

Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.
Firmanın sayfa kapatmasının sebebi, müvekkilin başka bir network firmasıyla çalışıyor olması fakat başta müvekkile bu yasağı içeren herhangi bir sözleşme imzalatılmıyor(kaydı başka bir üye uzaktan bilgileri almak suretiyle yapıyor) ve üye/müşteri portföyü büyüdükten sonra ''başka firmayla da çalışma'' sebebiyle sayfası kapatılıyor. Durum bu ama daha önce hiç karşılaşmadığım için fikir dahi yürütemedim ben açıkçası
Old 11-07-2020, 12:07   #7
Hope_Smile

 
Varsayılan

Konu açılalı 2 yılı geçmiş, network firmasına karşı dava açtınız mı acaba? Olay nasıl sonuçlandı?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
SGK'nın yersiz ödeme talebine karşı davada görevli mahkeme hangisidir? lowyer Meslektaşların Soruları 2 18-02-2013 09:40
Sigorta şirketine karşı davada görevli mahkeme ve davanın mahiyeti FYLOZOF Meslektaşların Soruları 3 18-06-2008 13:26
bağ kura karşı açılacak davada görevli mahkeme saadet Meslektaşların Soruları 3 09-11-2007 17:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03842807 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.