Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

baro görevlendirmesi ve azil

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-06-2018, 09:20   #1
Av.Ayse E.

 
Varsayılan baro görevlendirmesi ve azil

Baro tarafından iş kazası nedeni ile bir dosyada görevlendirildim...Mahkeme yargılama sonunda yüksek sayılabilecek maddi ve manevi tazminata hükmetti.. ancak hakimlerin olmaması izinli olması yeni hakim gelmesi vs dolayısı ile gerekçeli karar uzun süre olmasına rağmen henüz yazılmadı..'ben bu işi çarcabuk hallederim ' diyen başka bir 'meslektaşım' azil dilekçemi hazırlayıp müvekkile veriyor ve müvekkilde dosyada zaten baro görevlendirmişti dava bitti görevide bitti ben başka avukat tutacağım diye beni azlediyor.Dosya da yeni avukatın vekaletnamesi henüz yok ama yakın zamanda gireceğinden kuşkuda yok..Yeni avukat hem mahkeme vekalet ücretini alacak hem de ilam vekalet ücretini alacak ve sadece ilamı icraya koyması yeterli olacak..Dava bu arada 5 yıl sürdü..Şimdi ben haksız azil nedeni ile mahkeme vekalet ücretimi hatta ilam vekalet ücretimi müvekkilden alabilirmiyim..Baro görevlendirmesi olması engel teşkil eder mi...'Cin avukat' için sorumluluk doğar mı? cevap veren meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim..
Old 20-06-2018, 13:25   #2
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan Adli yardımda haklı azil- haksız azil

Dava 5 yıl sürmüş; bu durumda dosyayı adli yardımdan da alsanız , dosyaya yeni vekalet sunan avukatın; ilam vekalet ücretinin tamamını alması DENKLEŞTİRİCİ ADALET ilkesine aykırı olur ve buradaki KANUN BOŞLUĞU nu doldurmak gerekir.

Aşağıdaki karara göre; azil haklı ise adli yardım dosyasında vekalet ücretine hükmedilir.

*********************************************

Azil Yargıtay'ca haklı kabul edilmiş; haklı kabul edilmese(YEREL Mahkeme haklı kabul etmemiş) vekalet ücretine hükmedilmiş.

T.C YARGITAY 13.Hukuk Dairesi Esas: 2014/ 25545 Karar: 2015 / 7823 Karar Tarihi: 12.03.2015


Yargıtay Kararı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, davalı ve velayeti altındaki oğlunun vekaletini alarak murislerinin sağlığında satış için vekalet verdiği taşınmazın vekil tarafından satıldığı halde, satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle tapu iptal davası açmak için yetkilendirildiklerini, önce mirasçılık belgesi aldıklarını bilahare dava açtıklarını, vekaleten satan kişi hakkında suç duyurusunda da bulunduklarını, aralarında yazılı avukatlık ücreti sözleşmesi bulunmadığını, vekalet ücreti ve masrafları taleple, delillerini bildirmesi için aradıktan sonra davalının 15.11.2010 tarihinde kendilerini haksız olarak azlettiğini bildirerek 800 TL si veraset ilamı ve savcılık dosyası için olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak toplam 10.000 TL nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar, haksız azil nedeniyle vekalet ücretlerinin tahsili için eldeki davayı açmışlardır. Dosyanın incelenmesinde; Davacılar, davalıların murislerinin taşınmazının satışı için verdiği vekaletin kötüye kullanılarak taşınmazın satışı nedeniyle tapu iptal davası açmak için vekaletname aldıkları, önce mirasçılık belgesi aldıkları, vekil hakkında suç duyurusunda bulundukları, 16.12.2009 tarihinde adli yardım talepli olarak harç gösterilmeden tapu iptal olmadığı takdirde rayiç bedelinin ödetilmesi davası açıldığı, 4.11.2010 tarihide adli yardım talebinin kabul edildiği, 15.11.2010 tarihinde davalı tarafından davacıların gerekçe gösterilmeksizin azledildikleri, mahkemece, azil haksız kabul edilerek tapu iptal ve tazminat davasında 23.3.2011 tarihli keşifle taşınmazın değeri 200.000 TL olarak belirlenmesi nedeniyle adli yardım talepli davada harca esas değer gösterilmemesi ve harç yatırılmadığı hususları gözetilerek keşif değeri üzerinden Avukatlık Kanunu 164/4.maddesi hükmü gereği % 10 orana isabet eden 20.000 TL avukatlık ücreti ile, veraset ilamı ve savcılık dosyası için davalıların da kabul ettiği 800 TL ile beraber 20.800 TL nin tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki davalılar, şehit ailesi oldukları için murislerinin iş arkadaşlarının yakını olan davacıları avukat tuttuklarını, davayı adli yardım talepli açacaklarını, masraf ve vekalet ücretini karşı yandan tahsil edeceklerini söylediklerini, dava süreci hakkında bilgi verilmediğini, telefon açtıklarında azarlandığını bu yüzden telefona bakmaya çekindiğini, en son telefon konuşmasında yine hakarete uğraması üzerine azlettiğini, istenen ücreti kabul etmediğini savunmuş, bunun ispat için tanık deliline dayanmıştır. Dinlenen davalılar tanıkları, tarafları kendilerinin bir araya getirdiklerini, olayı davalıdan duyduklarını bildirmiş, tanık Nazım Cengiz beyanında, davalıyı duruşmaya arabası ile getirirken yolda telefon geldiğini, telefondaki avukat olduğu anlaşılan kişinin davalıya arabadaki herkes tarafından duyulacak şekilde sürekli bağırıp“ Seninle mi uğraşacağım gerizekalı !” dediğini duyduğunu belirtmesi nedeniyle davalıların hakaret üzerine azlettikleri savunmasını ispatladıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Avukatın, vekil olarak borçları Borçlar Kanununun 389 ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, vekil, adı geçen Kanunun 390. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. “Özen borcu” ile ilgili Avukatlık Kanununun 34. maddesinde mevcut olan, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.” şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Borçlar Kanununun 390. maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır. Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” Hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Avukat bu durumda ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.

Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; Dava, vekalet ücreti alacağı istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki ücret sözleşmesi yoktur. Taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin 15.11.2010 tarihli azille sona erdiği anlaşılmaktadır. Davacı avukatlar, azlin haksız olduğunu ileri sürerken davalı ise, davacının görevini sadakat ve özenle yerine getirmediğini, kendisine bilgi verilmediği gibi hakaret edildiğini bildirerek azlin haklı olduğunu savunmuştur. Davalılar, dosya kapsamı ile azlin haklı olduğu savunmasını ispatlamıştır.

Az yukarda da değinildiği gibi, Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” Hükmü mevcut olduğundan bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Ne var ki, azil tarihi itibarıyla, davacı avukatlar tarafından tapu iptali ve tazminat davası sonuçlandırılmamış olduğundan, bu dava için vekalet ücreti talebi yerinde değildir. Veraset ilamı alınması ve savcılık suç duyurusu için talep edilen 800 TL vekalet ücreti davalılar tarafından cevap dilekçesi ile kabul edildiği gözetilerek hüküm kurulması yine, tapu iptal ve tazminat davası nedeniyle ücreti vekalet alacağının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik değerlendirme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 20-06-2018, 23:15   #3
Av. Mustafa B.

 
Varsayılan

Konumuzla bire bir aynı olmamakla birlikte işinize yarabileceğini düşünüyorum.

''

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/23569
K. 2017/11154
T. 15.11.2017
* VEKALET ÜCRETİ ALACAĞI DAVASI (Davacının Vekil Edeni Davalı İşçi İle
Vekil Edenin Hasmının Anlaşarak Uyuşmazlığı Sona Erdirdikleri Davacı
Avukatın Azlinin Haksızlığı İle Vekalet Ücretine Hak Kazandığı Sabit Olduğu -
Davacının Hakettiği Vekalet Ücreti Alacağından Davalılardan Olan Şirketin de
Müteselsilen Sorumlu Olduğu)
* DAVANIN SULH İLE SONUÇLANMASI (Sulh veya Her Ne Suretle Olursa Olsun
Taraflar Arasında Anlaşmayla Sonuçlanan ve Takipsiz Bırakılan İşlerde Her İki
Tarafın Avukat Ücretinin Ödenmesi Hususunda Müteselsil Borçlu Sayılacağı)
* MÜTESELSİL SORUMLULUK (Davacının Vekil Edeni Davalı İşçi İle Hasmının
Anlaşarak Uyuşmazlığı Sona Erdirdiği/Davacı Avukatın Azlinin Haksız Olduğu
ve Vekalet Ücretine Hak Kazandığı - Davacının Hakettiği Vekalet Ücreti
Alacağından Davalılardan Olan Şirketin de Müteselsilen Sorumlu Olduğunun
Gözetilmesi Gerektiği)
1136/m.165
ÖZET : Dava, ödenmeyen vekalet ücreti alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde “… Sulh veya her ne suretle olursa olsun
taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf
avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.” hükmü
mevcuttur. Davacının vekil edeni davalı işçi ile vekil edenin hasmının anlaşarak
uyuşmazlığı sona erdirdikleri, davacı avukatın azlinin haksızlığı ile vekalet ücretine
hak kazandığı sabit olup, mahkemenin de kabulü bu yöndedir. Hal böyle olunca,
Avukatlık Kanunu'nun 165. maddes
düzenlediklerini, kendisinin ise haksız olarak azledildiğini ve vekalet ücretinin de
ödenmediğini ileri sürerek, ıslahen 36.832,61 TL vekalet ücreti alacağının
davalılardan müteselsilen tahsili ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan
...'den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davacının davalılardan ... aleyhine açtığı manevi tazminat davasının
reddine, davacının davalılardan ... Kuyumculuk Tic. A.Ş. aleyhine açtığı alacak
davasının reddine, davacının davalılardan ... aleyhine açtığı alacak davasının
kabulüne, 36.832,61TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan
alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ...
tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici
nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,
davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair, davalılardan ...'ün ise tüm
temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Dava, ödenmeyen vekalet ücreti alacağının tahsili talebine ilişkindir. Davacının,
davalılardan İ.'in vekili olarak diğer davalı aleyhine işe iade ve işçilik alacağı
davalarını takip ettiği, yine icra takiplerini başlattığı ancak davalıların aralarında
09.04.2013 tarihli protokol düzenleyerek sulh oldukları dosyadaki bilgi ve
belgelerden anlaşılmaktadır. Mahkemece ise, davacının muhatabının davalılardan İ.
olduğu, diğer davalı ... A.Ş.'den vekalet ücreti alacağı talep edemeyeceği
gerekçesiyle, ... A.Ş. aleyhine açılan alacak davasının reddine karar verilmiştir.
Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde “… Sulh veya her ne suretle olursa olsun
taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf
avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.” hükmü
mevcuttur. Kanun'un bu hükmüne göre, avukatın ücretinden vekil edenin hasmının
sorumlu olabilmesi için, avukatın takip ettiği davanın taraflarının aralarındaki
ihtilafı sulh yolu ile ve her şekilde olursa olsun anlaşarak sonuçlandırmaları ve
takipsiz bırakmaları gerekir. Sulhun, anlaşmanın duruşmada olması veya yazılı bir
metne dayanması gerekmez. Olayların gelişiminden böyle bir sonucun olduğunun
anlaşılması dahi yeterlidir. Kaldı ki, davalı taraflar arasında 09.04.2013 tarihli
sulhe dair protokol düzenlenmiştir. Ayrıca, asıl borç avukatın vekil edenine ait olup,
yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk sebebiyle avukata ödeme yapan hasım
bunu asıl borçlu olan avukatın vekil edenine, sulh sözleşmesinde, anlaşmalarında
aksine bir hüküm yok ise rücu hakkının olduğu da gözden kaçırılmamalıdır.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, davacının vekil edeni davalı işçi
ile vekil edenin hasmının anlaşarak uyuşmazlığı sona erdirdikleri, davacı avukatın
azlinin haksızlığı ile vekalet ücretine hak kazandığı sabit olup, mahkemenin de
kabulü bu yöndedir. Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesi gereği,
davacının hakettiği vekalet ücreti alacağından davalılardan ... A.Ş.'nin de
müteselsilen sorumlu olduğu düşünülmeksizin, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı
şekilde, ... A.Ş. hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya
aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple davalılardan ...'ün tüm temyiz
itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan sebeple hükmün temyiz eden davacı
yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.887,03 TL kalan harcın davalı
...'den alınmasına, peşin alınan 27,70 TL harcın istenmesi halinde davacıya
iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde
karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.

''
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
azil sebepleri seyhan candan Meslektaşların Soruları 1 03-06-2016 20:25
cmk görevlendirmesi avukat48 Meslektaşların Soruları 7 20-06-2013 12:19
Yurtdışından azil eersoz Meslektaşların Soruları 6 09-04-2010 12:00
Asaleten dava açan avukatın yetki belgesi ile başka b ir avukatı görevlendirmesi Av.Hülya Büyükoğlu Meslektaşların Soruları 3 09-12-2009 17:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03645301 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.