Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay Kararı Arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-02-2013, 14:05   #1
Avsibel

 
Varsayılan Yargıtay Kararı Arıyorum

Sayın Meslektaşlarım Yargıtay HGK 11.05.1977 T.,1976/8-3202 E.,1977/472 K.S.K.ile Yargıtay HGK 24.01.1979 T.,1/244E.34 K.S.K. arıyorum. SAYGILARIMLA
Old 05-02-2013, 08:37   #2
Av. Ceyhun Doğan Küçükçil

 
Varsayılan

karara atıf yapılan bir karar bulabildik

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2001/14-1004
K. 2001/774
T. 7.11.2001

DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali-Tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Söke Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.10.1999 gün ve 1997/567-1999/711 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 4.7.2000 gün ve 2000/4329-4733 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, 17.7.1997 tarihli dilekçesiyle, 20.3.1996 tarihli resen düzenlenen noter satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayanıp 18 sayılı parselin tapusunun iptali ve tescilini talep etmiştir.

Mahkeme, dinlenen şahit beyanlarına göre muvazaa iddiasının ispatlanamadığı nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.

Davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı, davada ve somut olayda 3.şahıs durumunda olduğundan muvazaa iddiasını her türlü delil ile ispatlama hakkına sahiptir. Aycıca hakim muvazaa nedeni ile hükümsüzlüğü tesbit etmesi halinde re'sen nazara alır. "H.G.K.22.6.1983 Yargıtay Kararları Dergisi 1985/2"

Dosyada delil olarak bildirilen Söke Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/307 Esas ve 1997/506 Karar sayılı dosyası incelendiğinde, şimdiki dava da davalı olan Kadriye Bayrak'ın kayınpederi ve ilk tapu maliki Bekir Bayrak tarafından şimdiki davanın davacısı Adnan Karamanlı, vekaleten satış yapan davacı Bekir Bayrak'ın oğlu, Osman Bayrak ve dava konusu taşınmazı davacı Adnan Karaman'lıya temlik eden tapu maliki Ali Sabay aleyhinde vekalet akdinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ve davacı Adnan Karaman'lının dayandığı noter satış vadi sözleşmesinin iptali talebiyle açılan davanın yargılaması sonunda davanın reddine dair karar verilmiştir. Bu dava sonucu henüz kesinleşmeden ve yine dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine konulan tedbir devam etmekte iken, davacı Bekir Bayrak vekili kendi koydurduğu tedbir kararının kaldırılmasını, 7.7.1997 tarihli dilekçesi ile talep etmesi üzerine Mahkemece aynı gün tedbirin kaldırılması için tapuya yazı yazılmış ve tedbir kaldırılmıştır. Aynı gün kayden malik olan Ali Sabay'ın baskı ve tehdit edilmesi üzerine, davalı Kadriye Bayrak'ın oğlu Ahmet Bayrak'a vekalet vermek zorunda bırakılmış ve 7.7.1997 tarihinde tapudan dava konusu taşınmaz davalı Kadriye Bayrak'a satılmış olduğu, dosya içeriği ve Ali Sabay'ın 7.5.1998 tarihli dilekçesi içeriğinden anlaşılmıştır. Halbuki dava konusu taşınmaz kayıt maliki Ali Sabay tarafından tapudan satıştan önce 20.3.1996 tarihinde noter satış vaadi sözleşmesiyle davacı Adnan Karaman'lıya satıldığı ve bu satışın davalı Kadriye Bayrak'a noterden 20.3.1996 tarihinde ihtar çekilerek haber verildiği sabittir. Bütün bu safahata göre başlangıçta tapu maliki olan Bekir Bayrak'ın gelini olan davalı Kadriye Bayrak'ın tapudan satın almasının gerçekliğine ve muvazaa bulunmadığına dair savunması hal ve şartlara ve hayatın olağan akışına ters düşer. Bu nedenle, davanın reddine dair verilen karar usul ve kanuna aykırı görüldüğünden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan

Dava, davacının Aydın Noterliğinin 20.3.1996 gün 6860 sayılı Resen Düzenlenmiş Gayrimenkul Satış vaadi Sözleşmesine rağmen, tapu malikinin bu taşınmazı tapuda muvazaalı şekilde davalıya satması nedeniyle davalı adına oluşturulan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir.

Hukuk Genel Kurulu'ndaki müzakereler sırasında, bozma kararından sonra dosyaya sunulan Tapu kaydında, taşınmaz mülkiyetinin İl Tüzel Kişiliğine geçtiği anlaşılmış olup bu hususun yeni hüküm mahiyetinde bulunup bulunmadığı ön sorun olarak ortaya çıkmış, yapılan müzakere sonucunda, mülkiyet değişikliğinin kamulaştırma nedeniyle oluştuğu gözetilerek yeni hüküm bulunmadığı sonucuna varılarak ön sorun oyçokluğuyla aşılmıştır.

Dava sırasında ve bozmadan sonra dava konusu taşınmazın İl Tüzel Kişiliği tarafından kamulaştırılması üzerine yerel mahkemece, eski kararda direnilmesine ve sonuçta talebin uyarlanmış şekli ile de reddine, davacının satış vaadi sözleşmesi satıcısı yönünden bedele ilişkin dava açmakta muhtariyetine karar verilmiştir.

Bilindiği gibi bir dava açıldıktan sonra ve davanın devamı sırasında, dava konusu olan mal veya hakkın (müddeabihin)üçüncü kişiye devredilmesi, temlik edilmesi caizdir. Dava konusu mal veya hakkın başkasına devredilmesi ile, o mal veya hakka bağlı olan dava hakkı da birlikte devredilmiş sayılır. Dava hakkı asıl haktan ayrı bir hak değildir ve bu nedenle yalnız başına başkasına devredilemez. Bu nedenle, müddeabihi başkasına devretmiş olan tarafın, o davaya eski hali ile taraf sıfatı ile devam etmesine olanak bulunmadığı gibi, davalı bakımından da o davada davanın ilk açılış sebebi ile davalı sıfatı kalmadığından kendisi hakkında malik sıfatiyle davaya devam edilemez. Çünkü davalının malik sıfatı taşınmazın devredilmesi ile sona ermiştir. Bu durumda H.U.M.K.nun 186 madde uyarınca davaya kim tarafından kime karşı devam edileceği sorunu ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca müddeabihin dava açıldıktan sonra tarafların iradesi dışında üçüncü kişinin eline geçmesi halinde yine 186'ncı maddenin uygulanmasından söz edilebilir mi$

Öğreti ve uygulamada kabul edildiği gibi, davanın açılmasından sonra dava konusu malın veya hakkın kamulaştırılması, müddeabihin süyuun giderilmesi yolu ile satılması, taşınmazın dava sırasında mahkeme ilamı ile üçüncü kişi tarafından iktisap edilmesi (Mk 633),cebri icra yolu ile satılması, şuf'a hakkının kullanılması, imar mevzuatına göre şuyulandırılması hallerinde H.U.M.K nun 186'ncı maddesi mutlak olup bütün bu hallerde uygulanacağı kabul edilmektedir. (Bkz Y.H.G.K. 11.5.1977 E. 1976/8-3202 K. 1977/472, Y.H.G.K. 24.1.1979 gün E. 1/244 K. 34, Y.6.H.D. 15.11.1976 E. 7207 K. 7227, Bkz prof Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Bası Cilt:IV 2001 sh; 3805 vd.),

Somut olaya gelince; Davanın devamı sırasında davaya konu taşınmazın bozma ilamından sonra 17.05.2000 tarihinde İl Tüzel Kişiliği tarafından kamulaştırıldığı ve taşınmazın Mülkiyetinin dava dışı İl Tüzel Kişiliğine geçtiği tartışmasızdır. Yargıtayca yerel mahkeme kararı 04.07.2000 tarihinde bozulmuş, mahkemenin 20.03.2001 tarihli oturumunda davacı vekili, çekişmeli taşınmazın kamulaştırıldığını, bozma kararı doğrultusunda taşınmazın, davalıya satışına ilişkin işlemin muvaazalı olması nedeniyle tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini ancak taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle mülkiyetinin değiştiği anlaşıldığından bu durumda taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitini istemiştir.Yukarıda açıklandığı gibi taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle H.U.M.K.nun 186 ıncı maddesinin uygulama olanağı ortaya çıkmaktadır. Mahkemeler dava görülmekte iken taraflardan birinin müddeabihi bir başkasına temlik etmesi ve yukarıda sayılan hallerde taşınmazın üçüncü kişiye geçmesi halinde bu durumu kendiliğinden (re'sen)gözeterek diğer tarafa md.186 daki tercih hakkını sorarak alacağı yanıta göre işlem yapmak zorundadırlar.

Bu durumda H.U.M.K. nun 186'ncı maddesi hükmü göz önünde tutulmadan önceki hükümde direnilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelere ve daire bozma kararındaki benimsenen ilkeler doğrultusunda BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 7.11.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ : M.K.642. maddesine dayanan bu dava devam ederken, dava konusu taşınmaz mal istimlak edilmiştir. Bu halde davacı HUMK.186.maddesi uyarınca tazminata dönüştürmek hakkı doğduğu halde, bir eda talebinde bulunmadan, mülkiyetin tesbitini istemiştir. Yalnızca tesbitte hukuki yararı yoktur. Böyle olunca tesbit isteğinin reddi gerekir. Red sonucu itibariyle doğrudur. Karar bu gerekçe ile onanmalıdır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay kararı arıyorum. efekankaptan Meslektaşların Soruları 7 27-04-2012 17:16
Yargıtay kararı arıyorum. Hasan Bahadır Büyükavcı Meslektaşların Soruları 2 24-12-2010 23:25
Yargıtay Kararı Arıyorum Av.Ömer Güntay Meslektaşların Soruları 3 20-12-2010 11:09
Yargıtay kararı arıyorum brcgl Meslektaşların Soruları 3 17-12-2010 16:30
yargıtay kararı arıyorum yargıtay 10.ceza dairesi müebbet Meslektaşların Soruları 4 16-12-2010 14:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04810596 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.