Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Anket Sonucu: Baroların asli görevi nedir?
Aidat toplamak 9 21,43%
İlgili ilgisiz çeşitli konularda basın açıklaması yapmak. 3 7,14%
Dergi veya bülten yayınlamak. 1 2,38%
Avukatların mesleki gelişimini sağlamak, meslek saygınlığını ve hukukun üstünlüğünü savunmak. 29 69,05%
Oy Verenler: 42. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 63)

İmar Bankası Avukatları

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-08-2003, 22:45   #1
hukukcu

 
Soru İmar Bankası Avukatları

Önce Hürriyet Gazetesi'nden bir haber.


Bir darbe de 4969 sayılı kanunun 'geçici 2'nci maddesinden'

İmar Bankası'na el konulmasının ardından Off-Shorezedelere paralarını dağıtmaya başlayan Tavşanoğlu Hukuk Bürosu yetkililerinin malları için de ihtiyati tedbir kararı alındı. Şişli 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi'nin mallarına ihtiyati tedbir koyduğu isimler arasında bu kez Kemal Uzan ve Yavuz Uzan'ın haricinde Cem Uzan, Hakan Uzan ve Melahat Uzan ile İmar Bankası'nda müdür ve şef konumunda çalışan yetkililer yer aldı.Malvarlıklarına tedbir konulan şirketler arasında Merkez Yatırım ve Ticaret A.Ş., Rumeli Holding A.Ş. ve Teleon TV Hizmetleri Sanayii A.Ş. de bulunuyor.


İmar Bankası'na el konulmasının ardından off-shore mudilerinin paralarını dağıtmakla görevlendirilen Tavşanoğlu Hukuk Bürosu yetkililerinin de 3'üncü tedbir kararı ile birlikte malvarlıklarına ihtiyati tedbir konuldu. Mecidiyeköy'deki bürosundan mudilere para dağıtmaya başlayan Avukat Turgut Tavşanoğlu daha sonra kalabalık nedeniyle şikayet gelmesi üzerine bürosunu Kağıthaneye taşımıştı. Bu güne kadar yaklaşık 4 bin mudinin 10 milyara kadar olan mevduatı Tavşanoğlu Hukuk Bürosu'nca dağıtılırken, bu miktarın eylülde 20 milyara çıkartılacağı belirtilmişti. Tedbir kararında Tavşanoğlu Hukuk Bürosu Yetkilileri, görevden ayrılan imzaya yetkililer kişiler bölümünde yer aldı. Mahkemenin aldığı bu karar, Uzanlara yönelik 3'üncü tedbir kararını oluşturdu. Bu kararın önemi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in geçen pazartesi günü imzaladığı 4969 sayılı kanunun 'geçici 2'nci maddesinden' ileri geldi. Söz konusu madde, daha öncekilerin aksine banka batıranların bütün malvarlıklarına ve ayrıca banka batıranlarla birlikte hareket edenlerin de aynı şekilde akrabaları dahil bütünüyle mal varlıklarına el konulması imkanını tanıyor.Bun nedenle, alınan son tedbir kararı, bir yandan Uzanlar için alınan 3'üncü tedbir kararını oluştururken diğer yandan yasanın yeni halini yansıtan ilk tedbir kararını oluşturuyor.
Hürriyet



Şimdi de ilgili kanunun maddesi.. 4969 sayılı kanundan

GEÇİCİ MADDE 2. - 1) 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin
(3) numaralı veya (5) numaralı fıkrasının (a) bendinin (aa) alt bendi uyarınca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankalarda bulunan ve doğruluğu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanan tasarruf mevduatı niteliğini haiz hesaplar Hazine Müsteşarlığı ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun müşterek önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek esas ve usullere göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödenir.
2) 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu uyarınca banka tarafından yetkili mercilere beyan edilen sigortaya tâbi tasarruf mevduatı tutarı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilen tasarruf mevduatı tutarı arasında bir fark bulunması halinde, bu fark nispetinde bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ve şube müdürleri ile yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının, kendilerine, eşlerine ve çocuklarına ait bankalar ve banka dışı mali kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki, kiralık kasa mevcutları da dahil olmak üzere, hak ve alacakların dondurulmasına, her türlü mal, hak ve alacakların üzerindeki tasarruf yetkisinin tamamen veya kısmen kaldırılmasına, mal, kıymetli evrak, nakit ve diğer değerlerin zaptına, bunların bir tevdi mahalline yatırılmasına ve hak ve alacakların üzerine diğer tedbirlerin konulmasına, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun talebi üzerine ilgili bankanın merkezinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimi, yargılama sırasında ise mahkeme tarafından karar verilebilir. Ayrıca, yukarıda belirtilen farkın 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 ve 15 inci maddelerinde yer alan hükümler dahilinde takip ve tahsiline Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından karar verilebilir. Bu fıkra hükmü, yukarıdaki bentte sayılan kişiler adına hareket eden veya onlar hesabına kendi adına para, mal veya hak edinen kişiler hakkında da uygulanır. Tedbire ilişkin talepler hâkim veya mahkeme tarafından, evrak üzerinde yapılacak inceleme sonucu derhal ve nihayet yirmi dört saat içinde sonuçlandırılır. Gecikmesinde sakınca görülen hallerde Cumhuriyet başsavcılıkları da hak ve alacakların dondurulmasına karar verebilir. Cumhuriyet başsavcılıkları bu kararı en geç yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkimine bildirir. Hâkim en geç yirmi dört saat içinde bu kararın onaylanıp onaylanmamasına karar verir. Hâkim tarafından onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır. Sulh ceza hâkimince verilen tedbir, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun, bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten itibaren bir yıl içerisinde suç duyurusunda bulunmaması halinde sona erer. Bu süre içerisinde suç duyurusunda bulunulması halinde tedbir, takipsizlik kararının veya açılacak dava sonucunda verilecek hükmün kesinleşmesine kadar devam eder. Mahkeme, bu Kanun hükümlerine göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödenen ve/veya ödenecek miktarın, sorumlular tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ödenmesine karar verir. Bu halde, tedbir hükmolunan meblağın tahsiline kadar devam eder ve hükmolunan meblağ sorumluların bu fıkra uyarınca tedbire konu edilen para, mal, hak ve alacakları ile diğer mal varlığından tahsil olunur.
3) Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bir banka nezdinde tasarruf mevduatı hesabı bulunmamasına rağmen sahte olarak düzenlediği belgeler veya sahte olduğunu bildiği belgeleri ibraz ederek veya ettirerek, kendisine veya bir başkasına ödeme yapılmasını talep eden kişilere, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, dört seneden sekiz seneye kadar ağır hapis cezası verilir. Kendilerine veya gösterdikleri yahut hak sahibi kıldıkları kişilere ödeme yapıldıktan sonra bu fıkradaki yazılı fiilleri işledikleri ortaya çıkan kişilere, bu fıkrada yazılı cezanın yanı sıra ödenen tutarın on katı kadar ağır para cezası verilir. Bu kişiler hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
4) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleştirilen fiiller nedeniyle, bu Kanun hükümlerine göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödeme yapılmasına veya yapılacak olmasına sebebiyet veren kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ait mal, hak ve alacaklar hakkında da bu maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.




Gruptan yanıtlanmasını ve tartışılmasını rica ettiğim hususlar:

Bir avukatın malvarlığına ya da bürosunun yetkililerine tedbir nasıl uygulanır? Bu tedbir için Avukatlık Kanunu'nda usul nasıl düzenlenmiştir?

Yarın bizim bürolara ve malvarlığına da herhangi bir müvekkilden dolayı tedbir konabilir mi?

İstanbul Barosu, tedbir konulan avukat ve haksız ithamlara maruz kalan grup avukatları için bir şeyler yapmalı mıydı? (Adana Barosu, avukatların mesleklerinden dolayı suçlanamayacağını, haksız ithamlara maruz kalamayacağını belirterek meslek kurallarına aykırı davrandığı tespit edilen avukatların cezalandırılacağını açıkladı.)

Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenen fiiller için geriye dönük olarak tedbir kararı verilebilir mi? TCK madde 2'nin bu duruma bir etkisi yok mudur?


Bu sorulara genç bir avukat olarak cevap bulamadım. Hemen belirteyim ki, ne sayın Av. Turgut Tavşanoğlu ile ne de Uzan Grubu ile bir ilgim vardır.

Saygılar.
Av.M.Gökhan Ahi
Old 30-08-2003, 16:25   #2
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşım Ahi

Kamunun yakından takip ettiği bir olayda bir hukuk bürosunun konumunu gündeme taşıdığınız için kutluyor ve teşekkür ediyorum.

Öncelikle son yapılan değişiklik ile Av.Y. 2. Madde "Avukat yargının kurucu unsurlarından olan savunmayı serbestçe temsil eder" denilerek yasanın amacı vurgulanmıştır.

Bu tanımlama çağdaş hukuk devletlerinin neredeyse tamamında mevcuttur. Avukat yargının kurucu unsurlarından birisidir ve savunmayı serbestçe temsil eder. Yani bağımsızdır.

Avukatın yargının kurucu unsurlarından biri olmasının bilimsel neticesi avukatların ve bürolarının düzenlenmesine ilişkin 58. Made düzenlenmiştir.

Madde 58 - (Değişik: 02.05.2001-4667/37 md.) Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya göreve sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturama, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve bu kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üzeri aranamaz.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun duruşmanın inzibatına ilişkin hükümleri saklıdır.

Alıntı:
Bir avukatın malvarlığına ya da bürosunun yetkililerine tedbir nasıl uygulanır? Bu tedbir için Avukatlık Kanunu'nda usul nasıl düzenlenmiştir?


Sorun alınan tedbir kararı eğer avukatlık mesleğine ilişkin, avukatlık mesleğinin ifası nedeniyle bir tedbir ise veya ihtiyati haciz kararı ise hukuka aykırı bir durum söz konusudur.

Yok eğer avukatlık mesleğinin dışında hukuk bürosunun avukatları vekillik görevinin dışında başka hukuki işlemde bulunmuşlar ise böylesi bir durumun avukatlık mesleğinin dışında değerlendirilmesi gerekmektedir. Avukatlık görevinin bir kısım ayrıcalıklarından yararlanılarak bazı tasarruflar söz konusu ise konunun avukatlık hukuku açısından derinlemesine irdelenmesi gerekir.
Old 31-08-2003, 01:12   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Üyeler,

Gazete haberlerinden yola çıkılan tartışmalar karakolda biter.

Verilen kararı görsek, gerekçesini bilsek belki de tartışmaya bile gerek kalmayacak. Yok mu bu kararı bulabilecek bir meraklımız?
Ben de meraklıyım ama aslen İzmirliyim...

Aslında beklediğim, baro yönetiminin bu olayla ilgilenmesi ve bir meslektaşımıza haksızlık edildi ise kamuoyuna açıklanması; haksızlık edilmediyse diğer meslektaşlara açıklanmasıdır.

Haksızlık varsa gerekli mücadele verilir. Yoksa rahat edilir. Ama şimdi karanlıktayız. Baromuzun ışıklarını yakalım. Meslektaşlarımızı görelim.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 01-09-2003, 08:20   #4
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Değerli İzleyenler;

Bir hukuk bürosunda görevli avukatların şahsı ve büro mallarına avukatlık mesleğinin ifası nedeniyle tedbir veya ihtiyati haciz konulmasının hukuka aykırı bir durum olduğu kuşkusuzdur. Savunma hakkına yönelik böylesi bir yaptırım İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da hukuka aykırı bulunmaktadır.

Somut olayda şimdiye kadar avukatlık mesleğinde pek yaşanmamış başka bir olay mevcuttur. Hukuk bürosu müvekkili adına yaklaşık 4 bin kişiye toplamı büyük rakamlar tutan ödemeler yapmıştır.

Eğer uygulama bir hukuk bürosu, müvekkili adına 4 bin kişiden icra yoluyla ayrı ayrı bir tahsilat olsa idi, pek yadırganmayacak idi. Ancak olayda müvekkil adına 4 bin ayrı kişiye ödemeler söz konusudur.

Alıntı:
Mecidiyeköy'deki bürosundan mudilere para dağıtmaya başlayan Avukat Turgut Tavşanoğlu daha sonra kalabalık nedeniyle şikayet gelmesi üzerine bürosunu Kağıthaneye taşımıştı.


Olay nedeniyle Hukuk Bürosunun bir sıkıntı çektiği anlaşılmaktadır. Yaşanan olay Hukuk Bürosunun işleyişi açısından da pek normal olmamıştır. Büronuzda binlerce kişiye müvekkiliniz adına para dağıtırsanız, vekilliğini aldığınız diğer müvekkillerinize hukuki yardımda bulunmakta zorluk çekersiniz.

Avukatların ve izleyenlerin aşağıdaki soruların yanıtlarını tartışmaları gerektiği düşüncesindeyim.

1. 4 Bin mudinin adına ödenecek para başka bir banka şubesi hesabına o şahısların adına hesap açılarak ve kendilerine bilgi verilerek yatırılamazmıydı?

2. 4 bin kişiye ödenecek bu paranın bankanın bir off-shore yetkilisi tarafından hukuk bürosu dışında, başka bir mekanda belki de hukuk bürosunun avukatlarının gözetiminde dağıtılması ne derece uygun olurdu?

***** Gazete haberine ilişkin somut tartışmanın tam olarak sağlıklı olmayacağı doğrudur. Konu "olası bir olay" olarak değerlendirilebilir, tartışılabilir.
Old 01-09-2003, 09:12   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Soruyu şu şekilde de sorabiliriz:

- Birden fazla bankası da bulunan müvekkil, sadece Off-Shore mudilerine ait ''üst sınırlı'' ödeme işlemini niçin hukuk bürosu marifetiyle yerine getirir? Hukuk Bürosuna neden ihtiyaç duyulur?

Mesela:

1- Mudiyi, haklar bakımından bağlayacak hukuki bir prosedür gerekli görülmüş olabilir..
2- Hukuk Bürosunun aranamaması bunda etkin omuş olabilir..
3- Yapılan ödemelerin resmiyet-aleniyet kazanması önlenmek istenmiş olabilir.. Mesela, banka vasıtasıyla yapılan ödemeler kayda geçeceğinden bu yol tercih edilmiş olabilir..
4- vs.vs.vs...
3-
Old 01-09-2003, 12:18   #6
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Ankete İlişkin;

Değerli Meslektaşımız Ahi nin baroların yapılarına ilişkin anketinin ölcüsü tam olarak anlışalamamaktadır. Ankette belirtilen seçeneklerin tamamı Baroların görevleri içerisindedir. Bu seçeneklerden birisi "İlgisiz konularda demeç verme" sübjektif bir değerlendirmedir. Hangi demecin ilgili, hangi demecin ilgisiz olduğu günün koşullarına göre de değişir.

Yıllar önce bir baronun "Ozon Tabasının Deliğinin Büyümesine İlişkin" basın açıklamasını ve değerlendirmesini hayretle ve tepkiyle değerlendirmiş idim. Ancak şimdilerde Baronun böyle bir açıklama yapmasının yaşam hakkına uyacağını düşünmekteyim.

Ancak bu derece yoğun mesleki sıkıntılar içerisinde Baroların basın açıklamalarına titizlik göstermeleri, önceliklerini iyi değerlendirmeleri gerekir.
Old 01-09-2003, 22:57   #7
hukukcu

 
Varsayılan anketle ilgili

Sayın Çelik,

Ben baroların görevlerinden hangisinin "asli görev" olduğuna dikkat çekmek istemiştim. Son şık hariç, ilk üç şıktaki görevler, Barolar tarafından sanki baronun asli görevleriymiş gibi algılandıkları için böyle bir seçenek grubu oluşturdum.


Örneğin, olayda İstanbul Barosu'nun bir basın açıklaması yapmasını, bu açıklamada savcılık ve polisleri hukuka davet etmesini beklerdim.

Buradaki avukat suçlu mudur, değil midir, bu başka bir sorundur. Ancak, kanun kanundur ve her haliyle uyulması gerekir. Avukatın suçlu olduğu çok kuvvetli delillerle desteklense dahi, kanunun açık hükmü karşısında, avukatın şahsi malvarlığına tedbir konulabilmesine, usule aykırı olarak bürosunun aranmasına hiç bir şey dayanak olamayacaktır.

Ben uyuşturucu davalarına bakan bir avukat olsam, Narkotik şubesi benim büromu basıp uyuşturucu mu arayacak, ya da kaçakçılık davası alsam, kaçak eşyaların büromda saklandığı iddiasıyla bürom mu kurcalanacak? Almış olduğum ücreti vekalet kara paradan mı elde edilmiş sayılacak?

Ama burası Türkiye, burda önce hukuka aykırı işlem yapılır, sonra da git şikayet et denir. Şikayet etseniz de yapılan yapılmıştır. Avukatın onuru, bağımsızlığı, mesleki saygınlığı ayaklar altına alınmıştır.

Çocukken merak ederdim. Hakem çok kritik bir anda penaltı kararı verir, aleyhine penaltı verilen takım ve taraftarları da en az 3-4 dakika süren itirazlarda bulunurdu. Ben de hakemin verdiği kararı geri almayacağını bildiğimden neden itiraz edildiğini merak ederdim. Yaşım artınca sebebini buldum. Yoğun itirazlar ve taraftar protestoları hakemin daha sonraki kararlarını daha doğru vermesi için baskı oluşturuyordu.

Barolar şimdiye kadar seslerini yülseltselerdi, belki de bu kadar açık açık hukuk ihlalleri olmazdı, avukatların dosya inceleme istemlerini reddeden hakimler olmazdı, odasına giren avukatı kovalayan savcılar olmazdı, avukata harçlık gözüyle bakan memurlar olmazdı. En önemlisi, avukat halkın gözünde suçluların cüppeli ortağı olmazdı. Ceazevine müvekkil görüşmesine giden avukata saçma sapan muamaleler yapılmazdı.

Barolar, sesssizliklerini bozmalı, önce hak ihlallerine en sertinden karşı durmalı, sonra da mesleğin onurunu ve saygınlığını artıracak faaliyetlere girişmelidir. Tabir yerindeyse, hakem kararını protesto eden futbolcular gibi olmalı, biz de tribündekiler gibi kulak yırtan uğuldama sesleri çıkarmalıyız. Belki hakem, bir sonraki protestoları göze alamaz ve yanlış karar vermeye cesaret edemez.
Old 20-09-2003, 18:59   #8
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

İzleyenlereve Değerli Meslektaşlarıma;
Değerli meslektaşım Ahi’nin “Baroların meslektaşların uğradıkları hukuk dışı ihlallerde yetersiz kaldıkları” görüşüne katılıyorum.

Başka bir gerçek ise baroların varlık sebepleri avukatlar olduğu gibi barolara nitelik ve güç kazandıracaklarda avukatlardır. Barolar ile ilgili eleştiri yapan tüm meslektaşlarımızın en az Av. Ahi meslektaşımız kadar meslek sorunlarına sahip çıkması, avukatlık mesleğine gönül ve omuz vermesi gerekir.

Barolar belirli dönemlerde kraldan çok kralcı olmuşlardır.

Tarih gelece ışık tutar. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden yalnızca dört gün sonra, dönemin İstanbul Barosu Yönetim Kurulu toplanıp bir karar alır.
“Sabık iktidarın zaman-ı idaresinde hukuka aykırı fiil ve hareketleri ika veya bunlara iştirak sebebiyle haklarında açılacak davalarda maznun ve davalıların müdafiliğinin İstanbul Barosu'na mensup avukatlar tarafından deruhte edilmemesine ve keyfiyetin Türkiye Baroları'na temenni suretiyle teklifine, keyfiyetin umumi heyete arzına ittifakla.”

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu kararının kısaca açıklaması;
“Yassıada Mahkemeleri’nde hukuka aykırı fiil ve davranışları ile yargılanan sanıklar ile bu suçlara iştirak eden sanıkların savunmaları İstanbul Barosu mensubu avukatlar tarafından yapılmamasına, bu kararın diğer barolara bildirilmesine ve Baro Genel Kurulu’na sunulmasına…”
Biçimindedir.
Old 21-02-2006, 16:35   #9
Saim Dikici

 
Varsayılan

ankette yer alan soruların eksik olduğunu düşünüyorum. şöyle ki:

Baroların görevi yasaya göre cevaplarda açıkça belli ise de, baroların yasal görevlerine uyup uymadıklarını; bu anlamda fiili durumun hangi seçeneğe uyduğunu sorsaydık, eminim ki çoğunluk "Aidat Toplamak" şeklinde tercih kullanmış olabilecekti...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Neden "Türkiye Cumhuriyet" Merkez Bankası? Av.Dr.Yahya DERYAL Meslektaşların Soruları 14 28-11-2009 21:42
imar bankası bahar kesici Meslektaşların Soruları 1 30-10-2006 15:49
Ulusal Kamu Avukatları Sempozyumu kezzy Adliye Duvarı 1 08-09-2006 16:02
Türk Avukatları ... Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 5 02-09-2002 20:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04193807 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.