|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
26-11-2012, 19:24 | #1 |
|
Genel tatil ücretlerinin ödenmemesi-genel tatilde bu sebebe dayanarak işe gelmeme
Sayın meslektaşlarım;
Fikrinizi almak istediğim konu şudur: Müvekkil 5 yıl önce belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalamıştır.Buna göre genel tatil günlerinde işverence talep edilmesi halinde bu karara uymayı peşinen kabul etmiştir.Müvekkil bu yıla kadar tüm dini bayramlarda çalışmış fakat bu çalışmalarının karşılığını alamamıştır.Bununla ilgili açtığımız davayı kazandık yani bu durum mahkeme kararıyla sabit.Geçtiğimiz ramazan bayramından bir hafta önce işveren işçilere yine genel tatillerde çalışmayı peşinen kabul ettiklerine dair sözleşme imzalatmak istemiş,müvekkil daha önce çalışmalarının karşılığını alamadığını belirterek bu sözleşmeyi imzalamayacağını beyan etmiş ve bayramda dört gün çalışmamıştır.işveren de İş Kanunun 25/2-g md.si uyarınca haklı nedene dayanarak feshetmiştir. Sormak istediğim önceki dini bayramlarda çalışmalarının karşılığını tam olarak alamamasından dolayı bayramda çalışmaması işçi lehine haklı neden oluşturur mu?Şimdiden teşekkürler... |
26-11-2012, 20:26 | #2 |
|
Her durumu ayrı ayrı değerlendirmeniz gerekir.Bu sebepten işçi lehine bir haklı neden oluşturmaz.Ancak işverenin ,İş kanunu md.8'e görede işçisyle sözleşme yapmak yada en azından 2 aylık süre içinde sözleşmeyi işçiye göndermesi gerekmekteydi.Bu sebepten kanıt yükümlülüğü işvrene geçmiştir.
|
27-11-2012, 10:14 | #3 |
|
öncelikle cevabınız için teşekkürler.müvekkil 2007 yılında işe başladığında yapılmış belirsiz süreli iş sözleşmesi mevcut zaten.ancak işveren bayramdan önce yine sözleşme imzalatmak istiyor müvekkil de bu sözleşmeyi önceden bayramda çalışmalarının karşılığını alamadığı gerekçesiyle imzalamıyor.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2011/3427 es. 2011/6514 kar. sayılı kararında "...davacı,çalışılan bayram günlerinde zamlı ücret ödenmediğini iddia ve ispat etmiş değildir.bu durumda bayramın çalışma yapılan günlerinde üst üste üç gün işe gitmeme işverene sözleşmeyi derhal fesih hakkı verir." demektedir.bizim olayımızda müvekkilin bayramlarda çalışmalarının karşılığını alamadığı mahkeme kararıyla sabittir.yani biz bu durumu iddia ve ispat etmiş oluyoruz diye düşünüyorum.. |
27-11-2012, 14:05 | #4 |
|
Rica ederim.Ben yinede işçinin çalışmasını sürdürmesini eğer ücreti ödenmiyorsa yine dava yoluna gitmesi gerektiğini düşünüyorum.Sıkıntı gerçekleşmeyen bir durum üzerinden fikir yürütmemizden kaynaklanıyor.Mahkeme bu açıdan kara veremez."Yani işyerine gitseydi bile ücreti ödenmeyecekti.Bakın bu da mahkeme kararı demek."pekde sonuca götürmüyor.Tabii bu şahsı fikrim ve mutlak dogrudur diyemem.
|
27-11-2012, 15:37 | #5 |
|
Durum Tespiti:
Bayramlarda çalışmayı kabul ettiği beyanı içeren yeni sözleşme imzalanmamıştır. O halde eski sözleşme yürürlüktedir. Eski sözleşmelerde genel tatilde çalışılacağı yönünde bir hüküm varsa devamsızlık vardır. Ancak Yargıtay işçiye tatillerde mesai yapılması ile ilgili tebliğin içeriğini de inceliyor. Örneğin önceden belirlenmiş nöbet çizelgesi, yazılı tebligat vs. Bu tür bir tebligat yoksa davayı kazanabilirsiniz. Ama ben de levendovski'ye katılıyorum. Önceden bayram ücretlerinin ödenmemesi işe gelmemek için mazeret olmaz şartları varsa İş K. 34 uygulanabilir. ------------------------------------ ÜCRETİN GÜNÜNDE ÖDENMEMESİ Madde 34 - Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz. |
28-11-2012, 14:07 | #6 |
|
Cevabınız için teşekkürler Evran Bey.Bahsettiğiniz konuyla ilgili Yargıtay kararı var mıdır elinizde acaba?
işçiye herhangi bir tebliğ yapılmıyor yalnızca işyeri panosuna asılan vardiya cetveli var.. |
03-12-2012, 07:58 | #7 |
|
Benzer olarak bunu bulabildim.
---------------------------------- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas: 2006/9-612 Karar: 2006/662 Tanık anlatımlarına göre, davacının davet üzerine işyerine 23.04.2004 tarihinde geldiği ve işveren temsilcisi ile tartıştığı, bu tartışmadan sonra işyerinden ayrıldığı saptanmıştır. İşyerinde uzun süredir çalışan, mazereti için izin isteyen ve işe davete olumlu yanıt veren bir işçinin tazminatlarından vazgeçecek şekilde işten kendi isteği ile ayrılması hayatın olağan akışına uygun değildir. (Karar Tarihi : 17.10.2006) "Taraflar arasındaki "İş Kanunundan doğan alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2.İş. Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.02.2005 gün ve 2004/69 E. 2005/43 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 5.12.2005 gün ve 2005/11653 E. 2005/37901 K. sayılı ilamı ile, (...Dosya içeriğine göre, davacının 17.04.2004 tarihinde izin istemesine rağmen verilmediği, ancak davacı işçinin işyerinden izinsiz ayrıldığı, davalı işverenin iş sözleşmesini takip eden günlerde işe gelmeme nedeni ile feshetmediği, davacıya 22.04.2004 tarihli ihtarname göndererek davet ettiği anlaşılmaktadır. Davalı işveren, daha sonra 06.05.2004 tarihli ihtarname ile davacının davete rağmen işe gelmediği ve devamsızlık yaptığı gerekçesi ile iş sözleşmesini feshetmiştir. Ancak tanık anlatımlarına göre, davacının davet üzerine işyerine 23.04.2004 tarihinde geldiği ve işveren temsilcisi ile tartıştığı, bu tartışmadan sonra işyerinden ayrıldığı saptanmıştır. İşyerinde uzun süredir çalışan, mazereti için izin isteyen ve işe davete olumlu yanıt veren bir işçinin tazminatlarından vazgeçecek şekilde işten kendi isteği ile ayrılması hayatın olağan akışına uygun değildir. Olayın bu gelişimine göre, fesih işlemi 23.04.2004 tarihinde davalı işverence gerçekleşmiştir. Davalı işverenin 23-24.04.2004 tarihinde tutmuş olduğu devamsızlık tutanaklarının, sonuca etkisi yoktur. Kaldı ki bu tutanaklarda gelmediği günler olarak belirtilen gün Pazartesi değil, Cuma ve Cumartesi günleridir. Bu durumda tutanakların içeriğinin doğru olmadığı sonucunu doğurmaktadır. Kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi hatalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. KARAR : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.10.2006 gününde oybirliği ile karar verildi." |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Dini bayramların genel tatil olması Anayasa'ya aykırı mıdır? | Av.Cengiz Aladağ | Hukuk Sohbetleri | 18 | 03-01-2012 17:18 |
genel tatil ücreti yerine izin kullandırma | av.23 | Meslektaşların Soruları | 2 | 02-11-2011 12:05 |
genel tatil ücreti yerine izin kullandırma | av.23 | Meslektaşların Soruları | 1 | 01-11-2011 21:30 |
boşanma sebeplerinden birine dayanılarak açılan bir davada hakim başka bir sebebe dayanarak boşanmaya karar verebilir mi? | av.ilyasmeral | Meslektaşların Soruları | 6 | 19-12-2010 16:12 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |