Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İşyerinden kiracının haksız tahliyesinde dava zamanaşımı

Yanıt
Old 27-12-2010, 18:24   #1
Av. Fatma B

 
Varsayılan İşyerinden kiracının haksız tahliyesinde dava zamanaşımı

İyi akşamlar;
Müvekkilin işyerinin mülkü mülk sahibi tarafından başka bir şahsa satılıyor. Yeni Mülk sahibi Müvekkile Noterden ihtiyaç sebebi ile kullanacakları bu nedenle tahliye etmesi yoksa yasal haklarının kullanılacağını belirten bir ihtar gönderiyorlar. Bunun üzerine müvekkil işyerini süresi içersinde boşaltıyor. Fakat sonrasında müvekkil tahliye edilen gayrimenkulün kendisi gibi dershane işi yapan başka bir firmaya kiralandığını öğreniyor. Kanun gereği kendisi, çocuğu veya eşi belki ortak olabilir diye araştırmasını istedim. Öğrendiğimize göre gayrimenkulün sahibi dershaneye ortak değilmiş, Bu halde haksız tahliyeden dolayı dava açmak istiyorum. Yeni kiracı(dershane) Ticaret Sicil Gazetesine şube açılışı diyerek müvekkilin eski işyeri adresini 12.11.2009 tarihinde yayımlatmış. Suç duyurusunda bulunup kiraya veren hakkında ceza verilmesi için mahkemeden ihtiyaç nedeniyle tahliye talebi alınması gerekir diye Yargıtay Kararı okudum. Bizim olayımızda noter ihtarı var ve müvekkile boşaltmadığı takdirde müdahalenin meni ve diğer dava haklarımız kullanılacaktır denilmiş, bu ihtar üzerine müvekkil çıktı. Dava yolu ile çıkarılmadığı için şikayette bulunamaz mıyız? Şimdi gerek haksız tahliye nedeniyle tazminat gerekse savcılığa şikayet için zaman aşımı var mı? Zamanaşımı ile ilgili Yargıtay Kararlarınız varsa paylaşır mısınız? Teşekkürler.
Old 27-12-2010, 20:00   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Fatma B
İyi akşamlar;
Müvekkilin işyerinin mülkü mülk sahibi tarafından başka bir şahsa satılıyor. Yeni Mülk sahibi Müvekkile Noterden ihtiyaç sebebi ile kullanacakları bu nedenle tahliye etmesi yoksa yasal haklarının kullanılacağını belirten bir ihtar gönderiyorlar. Bunun üzerine müvekkil işyerini süresi içersinde boşaltıyor. Fakat sonrasında müvekkil tahliye edilen gayrimenkulün kendisi gibi dershane işi yapan başka bir firmaya kiralandığını öğreniyor. Kanun gereği kendisi, çocuğu veya eşi belki ortak olabilir diye araştırmasını istedim. Öğrendiğimize göre gayrimenkulün sahibi dershaneye ortak değilmiş, Bu halde haksız tahliyeden dolayı dava açmak istiyorum. Yeni kiracı(dershane) Ticaret Sicil Gazetesine şube açılışı diyerek müvekkilin eski işyeri adresini 12.11.2009 tarihinde yayımlatmış. Suç duyurusunda bulunup kiraya veren hakkında ceza verilmesi için mahkemeden ihtiyaç nedeniyle tahliye talebi alınması gerekir diye Yargıtay Kararı okudum. Bizim olayımızda noter ihtarı var ve müvekkile boşaltmadığı takdirde müdahalenin meni ve diğer dava haklarımız kullanılacaktır denilmiş, bu ihtar üzerine müvekkil çıktı. Dava yolu ile çıkarılmadığı için şikayette bulunamaz mıyız? Şimdi gerek haksız tahliye nedeniyle tazminat gerekse savcılığa şikayet için zaman aşımı var mı? Zamanaşımı ile ilgili Yargıtay Kararlarınız varsa paylaşır mısınız? Teşekkürler.

6570 sayılı yasanın 15. maddesindeki suçun oluşabilmesi için, kiracı hakkında tahliye kararı alınması ve icra emrinin tebliğinden sonra kiracının kiralananı tahliye etmesi gerekir. İhtar üzerine kiracının kendiliğinden taşınmazı tahliye etmesi durumunda suç oluşmaz.
Old 27-12-2010, 21:41   #3
Admin

 
Varsayılan

Uygulama aynen Sayın Aladağ tarafından belirtildiği gibidir. Hatta Yargıtay'ın icra takibi yapmayı dahi kabul etmediği, bilahare zorla boşaltmayı aradığı içtihatlar da aklımda kaldı. (Değişmiş olabilir).

Ancak uygulama bu şekildeyse de, bence adil değildir ve sizin olayınızdaki gibi "iyiniyetli" kiracıları cezalandıran ve kötüniyetli evsahiplerinin de yaptıklarının yanına kar kalmasına neden olan haksız bir uygulamadır. Bu açıdan sonu çok içaçıcı gözükmese dahi, davanızdan vazgeçmemenizi ve en azından maddi tazminat (taşınma giderleriniz vs.) talep etmenizi öneriyorum.
Old 27-12-2010, 22:04   #4
Av. Fatma B

 
Varsayılan

Ben de sizin gibi kanunda bir açıklık olduğunu düşünüyorum. Çünkü ihtarla çıkıyor iyiniyetli kiracı ve şikayet hakkı elinden alınıyor. Peki şikayet edemiyoruz ama haksız tahliye nedeniyle tazminat davası açmak için dava zamanaşımı olayımızda geçmiş mi? Teşekkürler
Old 28-12-2010, 00:15   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Katkı

Kararlar aynı olaya aittir:

Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 08.04.2003 T., Esas: 2002/19868, Karar: 2003/979:"6570 sayılı kanuna muhalefetten sanıklar M____ ve Ç____ haklarında yapılan duruşma sonunda; hükümlülüklerine ve ertelemeye dair ANKARA 10.Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 12.06.2001 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık M____ vekili ve sanık Ç____ tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 14.09.2002 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:


1-Ankara 4.İcra Müdürlüğünün 2000/49-51 sayılı takip dosyası getirtilip icra emrinin kiracıya tebliğ tarihi tesbit olunup tahliyenin icra emrinin tebliğinden önce yapılması halinde suçun yasal unsurlarının oluşmayacağı hususu da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi,

2-Kabule göre de; hapis cezası ile birlikte hükmedilen para cezasının eski kira bedeli üzerinden tayini gerekirken yeni kira üzerinden hesaplanmak suretiyle fazla ceza tayini,
yasayaaykırı, sanık M____ vekili ve sanık Ç____'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08.04.2003 günü oybirliğiyle karar verildi."

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 28.04.2005 T., Esas: 2005/10402, Karar: 2005/4552: " Davacı Z____ A____ vekili Avukat A____ D____ tarafından, davalı M____ Y____ ve Ç____ A____ aleyhine 29.03.2002 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 28.04.2004 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:


Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.

Davacı, davalılardan M____ Y____'e ait evde kiracı iken ev, diğer davalı ( aynı zamanda M____ Y____'in kızı olan ) Ç____ A____'e 17.06.1999'da satılmış; yeni malik davacıya karşı ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açmış ve tahliye kararı alınmış, bu karar üzerine davacı tahliye kararı kesinleşmeden ve tahliliyeye ilişkin icra emri kendisine ulaşmadan aleyhine kurulun hüküm nedeniyle evi 05.01.2000 tarihinde tahliye etmiş, bunun üzerine yeni malik Ç____ A____ evi 14.1.2000'de eski malik M____ Y____'e geri satmış ve ev üçüncü kişiye 21.03.2000'de kiralanmıştır. Her ne kadar yerel mahkemece tahliye kararı kesinleşmeden, davacının rızası ile evi terk ederek tazminat isteyemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de; yukarıda anılan olaylar itibariyle davalıların el ve düşünce birliği ile dava konusu evi tahliye ettirdikleri 6570 sayılı Yasanın 15-16. maddelerine aykırı davrandıkları açıktır. Davacının, davalıların bir bütün oluşturan eylemleri karşısında yeri, icra emrinin tebliğinden önce tahliyesi hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz.

Bu yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 28.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi."

Zamanaşımı: 6570 S.K. m.16: "...15 inci madde hükmüne aykırı hareket edenler hakkında altı aydan bir seneye kadar hapis ve üç yıllık kira bedeli tutarınca ağır para cezası hükmolunur..."

BK m.60: "Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblâğ tediyesine müteallik dâva, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.

Şu kadar ki zarar ve ziyan dâvası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî dâvaya da o müruru zaman tatbik olunur..."

5237 S.K. m.66: "...Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,geçmesiyle düşer..."

Saygılar...
Old 28-12-2010, 14:44   #6
Av. Fatma B

 
Varsayılan

Sayın Nevra hanım,
Olayda zamanaşımı yönünden tam emin olamıyorum. Çünkü icra marifeti ile tahliye edilmediğimiz için ceza zamanaşımının uygulanıp ulgulanmadığından emin olamadım, Ayrıca haksız fiilden kaynaklanan 1 yıllık zamanaşımı fiili ve faili öğrendiğimizden tarihten itibaren başlıyor. Müvekkile tahliye için 10.09.2008 de noterden ihtar çekiliyor, müvekkilde akabinde birkaç hafta içinde boşaltıyor, sonrasında Türkiye Ticaret Sicil gazetesinden öğrendiğimize göre yeni kiracı 12 Kasım 2009 tarihinde şube kuruluşunu ilan ettirmiş. Bu tarihler baz alınırsa biz 1 yıllık zamanaşımını kaçırmış oluyoruz. Ama biz dün itibari ile öğrendik, benim burda netleştiremediğim mevzuu dava zamanaşımının hangisinin olayımızda uygulanacağı ve nerden itibaren başladığı, yani davayı açıp müvekkilimi zarara uğratmak istemiyorum zaman aşımı geçti ise?(
teşekkür ederim.
Old 28-12-2010, 20:18   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Fatma B
Sayın Nevra hanım,
Olayda zamanaşımı yönünden tam emin olamıyorum. Çünkü icra marifeti ile tahliye edilmediğimiz için ceza zamanaşımının uygulanıp ulgulanmadığından emin olamadım, Ayrıca haksız fiilden kaynaklanan 1 yıllık zamanaşımı fiili ve faili öğrendiğimizden tarihten itibaren başlıyor. Müvekkile tahliye için 10.09.2008 de noterden ihtar çekiliyor, müvekkilde akabinde birkaç hafta içinde boşaltıyor, sonrasında Türkiye Ticaret Sicil gazetesinden öğrendiğimize göre yeni kiracı 12 Kasım 2009 tarihinde şube kuruluşunu ilan ettirmiş. Bu tarihler baz alınırsa biz 1 yıllık zamanaşımını kaçırmış oluyoruz. Ama biz dün itibari ile öğrendik, benim burda netleştiremediğim mevzuu dava zamanaşımının hangisinin olayımızda uygulanacağı ve nerden itibaren başladığı, yani davayı açıp müvekkilimi zarara uğratmak istemiyorum zaman aşımı geçti ise?(
teşekkür ederim.

Est

Sayın Aladağ ve sayın Admin'e ayırdıkları zaman, yıllara-özene-emeğe-tecrübeye dayalı bilgilerini paylaşmada gösterdikleri müsriflik ve verdikleri emek için ayrı ayrı teşekkürlerimle

Sayın Av.Fatma B,

5237 S.K. m.5: “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.”

5237 S.K. m.45: “Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adlî para cezalarıdır.”

6570 S.K. m.16: "...15 inci madde hükmüne aykırı hareket edenler hakkında altı aydan bir seneye kadar hapis ve üç yıllık kira bedeli tutarınca ağır para cezası hükmolunur..."

5237 S.K. m.66: "...Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,geçmesiyle düşer..."

BK m.60/2: “…zarar ve ziyan dâvası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî dâvaya da o müruru zaman tatbik olunur..."

6570 S.K. un 16.maddesinde Türk Ceza Kanunu mucibince belirlenen cezayı içeren bir fiil, suç vardır; 6570 S.K. m.15’e aykırı hareket etme fiili, cezayı müstelzim bir fiildir. O halde 6570 S.K. m.16’daki bu fiil hakkında Türk Ceza Kanununun genel hükümleri uygulanabilecektir. Türk Ceza Kanununun 66. maddesi der ki; 6 aydan 1 seneye kadar hapis durumunda zamanaşımı 8 yıldır. BK m.60/2 der ki; zararın tazmini istemine dair dava, cezayı gerektiren bir fiilden ileri gelmişse; bu davaya uzamış zamanaşımı uygulanır. Kanuna göre bu zamanaşımının uygulanabilmesi için fiilin, sadece ve sadece cezayı gerektiren bir fiil olması gerekli ve yeterlidir. Bundan dolayı kişi hakkında şikayette bulunulmuş olması, ceza davası açılmış olması, kişinin bu fiilden dolayı mahkum edilmiş olması gerekmez; kanun, uzamış zamanaşımının uygulanabilmesi için bu şekilde bir şart öngörmemiştir.


İkame edeceğiniz davada "zamanaşımından dolayı" müvekkilinize zarar vereceğiniz kanaatinde değilim.

Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kiralananın Erken Tahliyesinde Yakıt Parasından Kiracının Sorumluluk Oranı Av.Turhan Demiroğlu Meslektaşların Soruları 3 08-07-2013 20:44
Aleyhime açılan haksız dava karşısında ben de dava açabilir miyim? Haklarım? Konuk AYLİN Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 14-04-2010 18:18
Kiracının kira sözleşmesini haksız feshi Av. Elif Handan Meslektaşların Soruları 2 09-12-2009 13:12
Kiracının Tahliyesinde Taraf sıfatı redrum Meslektaşların Soruları 1 26-10-2009 17:41
6 Aydır Eski İşyerinden Maaş Alınanaması boncuk Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 21:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05647302 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.