Tapu iptal ve tescil davası (Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinden kaynaklanan)

Merhabalar saygı değer turkhukuksitesi üyeleri,

Müvekkil şirket, 10 adet taşınmazla ilgili noterden resmi satış vaadi sözleşmesi imzalıyor. Bunun karşılığında kdv dahil 5.000.000 TL ödeniyor. Sözleşme imzalanırken tüm ifa gerçekleştiriliyor.

Gayriresmi sözleşmede ise %18 kdv dahil 7.200.000 değer kararlaştırılıyor.
Ödemeler devam ederken taşınmaz satışında uygulanan %18'lik kdv %8'e indiriliyor. Müvekkil şirket de %10luk kdv indirimini hesaplayarak gayriresmi miktardan yaklaşık 500.000 TL eksik ödüyor. Konuyla ilgili de ihbarname göndererek, borcu kalmadığını bildiriyor. Bu ihbarın üzerine Müteahhit şirket ise %10 kdv farkını da taşınmaz bedeline ekleyerek matrahı yüksek gösteren faturalar kesiyor. (%10luk kdv indirimi ile ilgili ödenen fazla ücretin geri ödenmesine dair yargıtay kararı mevcut.)

Müteahhit firma 10 taşınmazın da anahtar teslimini gerçekleştiriyor. 9 adet taşınmazın tapusunu veriyor ancak 700.000 TL değerindeki son taşınmazın tapusunu vermiyor.
Ödenmeyen yaklaşık 500.000 TL ile ilgili de icra takibi başlatıyor. İcra takibine itiraz edilerek takip durduruluyor.
Müvekkil son kalan tapusunu da istiyor.

1- Tapu'nun lehimize tescili için Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası mı açmalıyız? (Asıl satış sözleşmesi yapılmadan direkt cebri tescil davası açılabileceğine dair yargıtay kararı buldum.)

2- Müteahhit şirket kestiği faturalarda kanuna uygun olarak KDV'yi %8'e indirmiş ancak aradaki %10 farkı sanki bedel daha fazla anlaşılmış gibi yükselterek göstermiş. Lehimize devrini gerçekleştirdiği 9 adet taşınmazın tapudaki satış bedelini de işbu faturalardaki gibi yüksek göstermiş. Açacağımız davada kanuni dayanakları ve emsal kararlar ile kdv tenzilinden doğan farkın mahsubu ile tüm borcu ödediğimizi açıklayacağız. Ancak tapuda yüksek olarak belirtilen satış bedeli esas alınarak "taşınmazların değeri buymuş, %10 fark da bedele eklenmiş" gibi bir karar çıkmasından tedirginim.


Görüşlerinizi, önerilerinizi bekliyorum. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar.

Merhaba sayın meslektaşım,

Sayın meslektaşım,

Kimsenin başının ağrımaması için...

1-Konuyu “vergi ziyaı” açısından da incelemek gerekir mi?
(213 s.VUK. Örneğin, m.213, 331)

2-Taraflar tacir olduklarına göre… (6102 s.TTK)
a.Ticari defterler…. m.64
b.Hukuki uyuşmazlıklarda ibraz, m.64

3-Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ, RG. 19.12.2012, Sayı : 28502

Mola...

Alıntı: Yazan Av. Hulusi Metin Merhaba sayın meslektaşım, Sayın meslektaşım, Kimsenin başının ağrımaması için... 1-Konuyu “vergi ziyaı” açısından da incelemek gerekir mi? (213 s.VUK. Örneğin, m.213, 331) 2-Taraflar tacir olduklarına göre… (6102 s.TTK) a.Ticari defterler…. m.64 b.Hukuki uyuşmazlıklarda ibraz, m.64 3-Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ, RG. 19.12.2012, Sayı : 28502 Mola...

Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim.
Fatura kesim ile vergi mükellefiyetinin doğduğu tarih bakımından herhangi bir yasaya aykırılık söz konusu değil.

Alıntı: Yazan Avhbkilicarslan Merhabalar saygı değer turkhukuksitesi üyeleri, Müvekkil şirket, 10 adet taşınmazla ilgili noterden resmi satış vaadi sözleşmesi imzalıyor. Bunun karşılığında kdv dahil 5.000.000 TL ödeniyor. Sözleşme imzalanırken tüm ifa gerçekleştiriliyor. Gayriresmi sözleşmede ise %18 kdv dahil 7.200.000 değer kararlaştırılıyor. Ödemeler devam ederken taşınmaz satışında uygulanan %18'lik kdv %8'e indiriliyor. Müvekkil şirket de %10luk kdv indirimini hesaplayarak gayriresmi miktardan yaklaşık 500.000 TL eksik ödüyor. Konuyla ilgili de ihbarname göndererek, borcu kalmadığını bildiriyor. Bu ihbarın üzerine Müteahhit şirket ise %10 kdv farkını da taşınmaz bedeline ekleyerek matrahı yüksek gösteren faturalar kesiyor. (%10luk kdv indirimi ile ilgili ödenen fazla ücretin geri ödenmesine dair yargıtay kararı mevcut.) Müteahhit firma 10 taşınmazın da anahtar teslimini gerçekleştiriyor. 9 adet taşınmazın tapusunu veriyor ancak 700.000 TL değerindeki son taşınmazın tapusunu vermiyor. Ödenmeyen yaklaşık 500.000 TL ile ilgili de icra takibi başlatıyor. İcra takibine itiraz edilerek takip durduruluyor. Müvekkil son kalan tapusunu da istiyor. 1- Tapu'nun lehimize tescili için Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası mı açmalıyız? (Asıl satış sözleşmesi yapılmadan direkt cebri tescil davası açılabileceğine dair yargıtay kararı buldum.) 2- Müteahhit şirket kestiği faturalarda kanuna uygun olarak KDV'yi %8'e indirmiş ancak aradaki %10 farkı sanki bedel daha fazla anlaşılmış gibi yükselterek göstermiş. Lehimize devrini gerçekleştirdiği 9 adet taşınmazın tapudaki satış bedelini de işbu faturalardaki gibi yüksek göstermiş. Açacağımız davada kanuni dayanakları ve emsal kararlar ile kdv tenzilinden doğan farkın mahsubu ile tüm borcu ödediğimizi açıklayacağız. Ancak tapuda yüksek olarak belirtilen satış bedeli esas alınarak "taşınmazların değeri buymuş, %10 fark da bedele eklenmiş" gibi bir karar çıkmasından tedirginim. Görüşlerinizi, önerilerinizi bekliyorum. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar.

"taşınmazların değeri buymuş, %10 fark da bedele eklenmiş" gibi bir karar çıkmasından tedirginim. demişsiniz.
Aranızda yapılan sözleşmelerde bedel net bir şekilde yazmıyor mu ?

Basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü...

Alıntı: Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ "taşınmazların değeri buymuş, %10 fark da bedele eklenmiş" gibi bir karar çıkmasından tedirginim. demişsiniz. Aranızda yapılan sözleşmelerde bedel net bir şekilde yazmıyor mu ? Basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü...

Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim.

Gayriresmi Satış vaadi sözleşmesinde sadece -KDV DAHİL 7.2Milyon TL- yazıyor. (Resmi sözleşme 5.000.000 TL)
Sözleşmede herhangi bir oran belirtmemekle birlikte proje satış şartnamesinde %18 kdv bilgisi yer alıyor. Zaten sözleşme tarihi itibarı ile yürürlükte olan kdv belirli.
Ancak satış bedeli hem kesilen faturalarda hem de tapuda fazla gösterilerek aradaki %10luk fark satış bedeline eklenmiş.
Biz zaten fatura kesiminden önce ihbarname ile KDV indiriminden meydana gelecek tüm haklarımızı saklı tuttuğumuzu bildirdik. Ancak belirttiğim gibi, tapudaki satış bedelleri karşısında, tüm satış bedelinin ödendiğine ve son kalan tapunun lehimize tescil edilmesine yönelik yapacağımız açıklamalar ne kadar etkili olabilir bilemiyorum.. takdir edersinizki olumsuz bir durumda hem masraf hem vekalet ücretleri açısından ciddi bir külfet olacak müvekkil için.

%10 Kdv indiriminin haksız olarak tahsil edilmesi durumunda sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi gerektiğine dair emsal kararı da ekleyeyim, konuyu okuyan kişilerin belki işine yarar.

T.C.
YARGITAY
ONÜÇÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2011/5638
Karar : 2011/15393
Tarih : 26.10.2011
KDV oranının %18 olmasına rağmen 13.3.2009 tarihli
Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı gereğince 150 m2 yi aşan konutlar için KDV oranının
%8 olarak belirlenmesi üzerine davalının faturada KDV oranını %8 olarak gösterdiği hususunda ihtilaf
bulunmamaktadır. Villa 23.4.2009 tarihinde davacılara teslim edilmiştir, dolayısıyla KDV yükümlülüğünün
de bu tarihte doğmuş olduğunun kabulü zorunludur. Dosya arasında bulunan İstanbul Vergi Dairesi
Müdürlüğü'nün 02.10.2009 tarihli yazısı da bu yöndedir. Esasen davalının bu yöne bir itirazı da
bulunamamaktadır. Sözleşmenin düzenlendiği tarihte KDV oranı %18 olup, KDV dahil fiyat %18 KDV
oranı gözetilerek belirlenmiştir. Davacıdan %18 oranında KDV almasına rağmen, devlete %8 KDV ödeyen
davalı şirket aradaki %10 KDV farkına tekabül eden kısım kadar davacılar aleyhine sebepsiz olarak
zenginleşmiştir. Bu durumda davacıların %10 KDV farkını davalı şirketten talep etmekte haklı olduklarının
kabulü gerekir. Mahkemece değinilen bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar
verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.