Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

T.C.K. md.102 Cinsel Saldırı suçunda mağdurun rızasının etkisi

Yanıt
Old 20-01-2009, 22:34   #1
edumlu

 
Önemli T.C.K. md.102 Cinsel Saldırı suçunda mağdurun rızasının etkisi

Türk Ceza Kanununun 6. bölümü 102. maddesinde düzenlenmiş bulunan "Cinsel Saldırı" suçunun soruşturması ve kovuşturmasının mağdurun şikayetine bağlı olduğu somut olaylarda, mağdurun suç teşkil eden eylem\eylemlerler neticesinde orgazm olması zımni icazet olarak değerlendirilebilirmi? Bir an için değerlendirilidiği ihtimalinde mağdurun sonradan eylemi şikayet etmesi hakkın kötüye kullanılması teşkil edermi? Teşekkürler.
Old 20-01-2009, 22:50   #2
üye8180

 
Varsayılan

Bence değerlendirilmez. Şikayet etmek zaten bir haktır. Şikayet etmeyi nasıl hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirebiliriz ? Baştan rıza olmayan cinsel ilişkide, mağdur sonradan zevk alabilir. Bu cinsel duygularla ilgili bir konudur. Bu mantıkla, her cinsel saldırı eylemini ince ince değerlendirmek gerekir. Mağdur sonradan zevk aldı mı almadı mı diye. Suçun unsurları oluşmuş ise suç ta vardır.
Old 21-01-2009, 02:07   #3
Av.Kanbalı

 
Varsayılan

Cinsel saldırı suçunda rıza unsuru çoğu zaman zımnı olur zaten.Alibi olarak tavsif edilen suç esnası emarelere rastlanmıyorsa ,zora dair deliller yoksa ,suçun gerçekleştiği zaman ile şikayet arasındaki sürenin genişliği,bir bütün olarak değerlendirilmelidir.Başlangıçta cebir veya iradeyi zayıflatan hareket salt mağdur orgazm oldu diye cebir unsurunu bertaraf etmez ve rızaya delalet etmez ama olayı bir bütün olarak değerlendirin derim.
Old 21-01-2009, 10:34   #4
Murat Özyılmaz

 
Varsayılan

Bence de mağdurun zevk duyması, rızasının olduğu yönünde sonuç çıkarmak için yeterli değildir. Ancak önemli bir emare olabilir. Cebir ve şiddetin varlığı konusundaki diğer delillerin yetersiz kalması durumunda savunma olarak ileri sürülebilir. Zevk duygusu insanın beyninde başlar. Beyinin yapılan fiili kabullenmesiyle gerçekleşebilir. bu da icazete işaret eder. tabi önmeli bir sorunda ispat sorunudur.
Old 21-01-2009, 13:33   #5
Av. Filiz Taş

 
Varsayılan Cinsel saldırı suçunda mağdurun rızası

YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ E. 2007/1161T.C.

YARGITAY

5. CEZA DAİRESİ

E. 2007/1161

K. 2007/2039

T. 19.3.2007

• NİTELİKLİ CİNSEL SALDIRI ( Irza Geçmenin Zorla Yapıldığı Hususunda Mağdurenin Anlatımı Dışında Sanığın Cezalandırılması İçin Kesin ve İnandırıcı Başkaca da Delil Elde Edilemediği - Eylemin Rızaya Dayalı İşlendiğinin Kabulü Gereği )

• DEĞİŞİK ZAMANLARDA IRZA GEÇME ( Mağdure Eylemin Birden Çok Değişik Zamanlarda Tekrarlanmasına Rağmen Hiç Kimseye Anlatmaması ve Şikayetçi Olmaması - Eylemin Rızaya Dayalı İşlendiğinin Kabulü Gereği )

• IRZA GEÇME EYLEMİNDE ÇEVREDEN YARDIM İSTEMEME ( Mağdure Eylemin Birden Çok Değişik Zamanlarda Tekrarlanmasına Rağmen Hiç Kimseye Anlatmaması ve Şikayetçi Olmaması - Eylemin Rızaya Dayalı İşlendiğinin Kabulü Gereği )

5237/m.102

ÖZET : Evinde çocukları bulunan mağdurenin ırza geçme eyleminin gerçekleştirildiği zamanlarda bağırıp çevreden yardım istememiş olması, eylemin birden çok değişik zamanlarda tekrarlanmasına rağmen hiç kimseye anlatmaması ve şikayetçi olmaması, durgun halinden şüphelenen eşine olaydan yaklaşık iki ay sonra açıklama yapması gözetildiğinde: ırza geçmenin cebir şiddet kullanarak yapıldığına dair iddiasının durumunu çevresine mazur gösterme düşüncesinden kaynaklandığı ırza geçmenin zorla yapıldığı hususunda mağdurenin anlatımı dışında sanığın cezalandırılması için kesin ve inandırıcı başkaca da delil elde edilemediği, dolayısıyla eylemin rızaya dayalı olarak işlendiğinin kabulü yerine, oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırıdır.
DAVA : Nitelikli cinsel saldın ve geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından sanık A.B. 'nin yapılan yargılanması sonunda; atılı suçlardan mahkumiyetine dair B. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 13.10.2006 gün ve 2006/189 Esas, 2006/220 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK.nın 53/1 maddesinin ( c ) fıkrasında belirtilen hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihine kadar hükmedilebileceği gözetilmeden, infaz tamamlanıncaya kadar uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, 5237 Sayılı TCK.nın 7/2 maddesi ile 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle hükmün CMVK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden yargılama yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan aynı yasanın 322 maddesinin verdiği yetkiye dayanarak, hüküm fıkrasında yer alan "5237 Sayılı TCK.nın 53/1. maddesinin a-b-c-d-e bentlerinde belirtilen haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibaresinin 5237 Sayılı Yasanın 53/1. maddesinin ( c ) bendinde düzenlenen güvenlik tedbirinin ( hak yoksunluğunun ) koşullu salıvermeye, hükmolunan diğer güvenlik tedbirlerinin ( hak yoksunluklarının ) ile cezanın infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına; biçiminde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
Evinde çocukları bulunan mağdurenin ırza geçme eyleminin gerçekleştirildiği zamanlarda bağırıp çevreden yardım istememiş olması, eylemin birden çok değişik zamanlarda tekrarlanmasına rağmen hiç kimseye anlatmaması ve şikayetçi olmaması, durgun halinden şüphelenen eşine olaydan yaklaşık iki ay sonra açıklama yapması gözetildiğinde: ırza geçmenin cebir şiddet kullanarak yapıldığına dair iddiasının durumunu çevresine mazur gösterme düşüncesinden kaynaklandığı ırza geçmenin zorla yapıldığı hususunda mağdurenin anlatımı dışında sanığın cezalandırılması için kesin ve inandırıcı başkaca da delil elde edilemediği, dolayısıyla eylemin rızaya dayalı olarak işlendiğinin kabulü yerine, oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ : Kanuna aykırı sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın mahiyetine göre sanığın bi hakkın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse salıverilme hususunun mahalline telle bildirilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 19.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 13-04-2009, 02:31   #6
Av.Taylan

 
Varsayılan ....

sayın meslektaşım;
olayımızda kişinin ilişki esnasında zevk alması benim kanımca icazet olarak değerlendirilemez çünkü bu durum insani yapının bir sonucudur.
olayın başlangıcına bakıldığında cebir uygulandı ise söz konusu suçun unsurları gerçekleşmiştir.
failin uzun cebir altında olsa dahi orgasm olması o anki durumuna göre değişmektedir(uzun süre cinsel ilişkiye girmemesi gibi).bu durum kişinin icazet gösterdiği anlamına gelmez.
sonuç itibari ile bence olayın başlangıcına bakılmalıdır.mağdur faili davranışları ile bu cinsel istirmak suçunu işlemeye teşvik etti ise bu durumda mağdurun orgasm olması icazet olarak nitelendirilebilir fakat bu teşvik'e dair herhangi bir hareketi söz konusu değilse icazet olarak nitelendirilemez..
saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
cinsel taciz suçunda telefon dinlenmesi caty Meslektaşların Soruları 7 13-12-2008 19:57
Cinsel Saldırı İle Cinsel Taciz Suçu Arasındaki İnce Çizgi üye19576 Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 05-08-2008 02:47
imam nikahı ve cinsel saldırı -betül- Meslektaşların Soruları 5 14-07-2008 16:44
Cinsel Saldırı - Kalçaya dokunma av.asen öznur Meslektaşların Soruları 2 11-04-2007 11:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04469800 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.