Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kültür ve Sanat Resim, Heykel, Tiyatro, Bale, Opera, Modern Dans vs.kültür ve sanat faaliyeti ile ilgili sohbetler

Hukuk, kelimeleri resmetme sanatıdır...

Yanıt
Old 15-03-2007, 18:01   #1
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan Hukuk, kelimeleri resmetme sanatıdır...

Hukuk, en az yasaları teorik olarak bilmek kadar; karşınızdakini anlayabilme ve Türkçemiz'le ahenkle dans edebilme sanatıdır.

Önce ruhtan geçmeli her olgu; sonra beyinde oturmalı köşesine, kendisine uygun kanun hükümleriyle tanışmalı ve şekillenmeli bir Word belgesinde...

Evet, bence ruh gerek iyi ve ideal bir hukukçu olmak için önce.Ruh için edebiyatı sevmek, dedim ya, sözcüklerle dans etmek gerek.

Hukuk, hayatın tam orijinindedir ya; otobüse binerken aldığımız biletten tutun, aşık olmamıza kadar (evlilik amacıyla yaşanan ilişki, nişanlanma olarak düzenlendiğine göre ) herkesin her anındadır hukuk aslında.

Kalpten çıkıp, bu sayfaya ulaşan her metni birlikte yüreğimizle paylaşalım diyorum bu nedenle; hisleri canlı herkesten yüerkten akmış duygularla dolu-konu ne olursa olsun- yazılar paylaşmak istiyorum...

Güneş gibi sıcacık ve ışıltılı kalmanız dileğiyle...
Old 22-03-2007, 20:03   #2
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Hukuk, kelimeleri resmetme sanatıdır...

Kelimeler konusundaki duyarlığınıza katılıyorum ama ruhsal duyrlığınızı anlamadığımı ifade etmeliyim.

Hukuk net kurallar ifade ediyor sizin veya benim ruhuma uygun olup olmaması hukuk için önemli değildir. O kendisi kural koyar ve uyulmasını ister. Sizin "ruh"unuzun çok önemi yoktur onun için.

Saygılar
Old 22-03-2007, 22:40   #3
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Öncelikle yazıma ilk mesaj yazan kişi olduğunuz için tesekkür ederim size Sayın Muzaffer Bey "Ruh duyarlılığı"ndan kastıma gelince; aslında meslek etiğine işaret ettim bir nevi. Hani hep öğretilmiştir ya bize; kanunun lafzına değil, ruhuna bakmak diye.
[quote][Hukuk net kurallar ifade ediyor sizin veya benim ruhuma uygun olup olmaması hukuk için önemli değildir. O kendisi kural koyar ve uyulmasını ister. Sizin "ruh"unuzun çok önemi yoktur onun için.
/QUOTE]
Hukukçular olarak bence yanıldığımız en büyük nokta bu bence . Zira kanunun amacına değil, lafzına sabitlendiğimizde; "Nerede bu adalet?!" sözleti uçuşmaya devam edecek her yerde maalesef. Önümüze gelen davaya kaçımız "Kazanılır pek muhtemelen, şu kadar da ücret-i vekalet alırım" diye, kaçımız " Hakkaniyete gölge düşürüyor mu bakalım" diye ele alıyor öncelikle.
İşte RUH ile kastım budur. Alt yanda imzam kısmında yazılı cümleyi de göz önünde bulundurmanız ve kendimi ifade edebilmiş olmak ümidiyle...Saygı ve iyi dileklerimle...
Old 22-03-2007, 23:32   #4
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Alıntı:

Hukuk, kelimeleri resmetme sanatıdır...

Ancak sanat tarihin hiç bir evresinde bu kadar ucuz olmadı.

Saygılarımla.
Old 22-03-2007, 23:46   #5
Av.Gülsüm Sezen

 
Önemli

Alıntı:
Yazan Jeanne D'arc
Ancak sanat tarihin hiç bir evresinde bu kadar ucuz olmadı.
Kusuruma bakmayın Sayın Jeanne D'arc, ancak kastınızı tam anlayamadım sanırım, bu nedenle yanlış bir cevap istemem. Biraz teferruat rica etsem? Saygı ve iyi dileklerimle...
Old 24-03-2007, 14:55   #6
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan Av.Gülsüm Sezen
Hukuk, kelimeleri resmetme sanatıdır...

Syn. Av.Gülsüm Sezen, hukuk; kelimelerle resmetme sanatıdır mı demek istiyorsunuz, yoksa kelimeleri gerçeğin ta kendisi gibi gösterme sanatıdır mı demek istiyorsunuz? Kelimeleri resimlemek, kavramını anlamamı sağlarsanız sevinirim, yanlış anlamayın ard bir maksadım yok, lütfen yanlış anlamayınız!

Ayrıca ruh kavramıyla ilgili de bir yazışma geçmiş, benim algılamamda ruh; hukukun genel görüşüdür, genel bakış açısıdır veya benzerlikleri görerek bu benzerliğe göre yeni somut olay için lafızda şu denmek istiyor diye düşünmektir diyorum. Mesela genelde canlı varlıkları doğası içinde koruyucu kurallar var ise, elden geldiğince insan doğasını da yapaylaştırmamaya çalışmak gerekir diye düşünürüm. Çünkü gün olur insan doğası neydi diye kendimize sorular sorabiliriz. Elbetteki bütün içinde yaşayan bir varlık olarak, bütünle bütünleşmeyi engelleyen doğal yanlar elbet törpülenir ama hukukun amacı bütüne zarar vermediği sürece insan doğasını serbest bırakmaktır gibi bir sonucu çoğunluktaki kurallara kıyasen çıkarım işlemi RUHU GÖRMEKTİR sanırım.
Kısaca yüzde yetmiş belli bir konunun korunmasına ağırlık verilmişse, yeni somut olayın çözümünde veya kuralın yorumunda bunu göz önünde bulundurmaktır diye düşünüyorum. (benzetme:Yani sanki çoğulcu değil de çoğunlukçu demokrasi gibi algılamak yani.Veya kuralların çoğunda baskın olarak güdülen amaç gibi)

Saygılarımla
Old 25-03-2007, 00:19   #7
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Sayın Çalıkuşu,
Öncelikle estağfurullah, neden yanlış anlayayım?Gayet nazik bir mesaj okudum ben.
Cevabıma gelirsek;
>Aslında, konuyu açma amacım, tüm THS üyeliyle, AİLECE edebi yazılar, duygu yoğunlukları -nasıl diyeyim- daha ziyade beyin değil de, duygu fırtınası yapmak, şöyle damardan gelen yazılarla hislenmek idi hukuktan ziyade.
Ben; hukuk ile duyguların,ruhun, vicdanın -ki kanun boşlukları doldurulurken dahi vicdanın yeri yasal olarak düzenlennir- OLMASI GEREKENLER kulvarında hep bir şekilde buluştuğuna inanırım. Bu yüzden hukukçuların toplandığı böyle güzel bir sitede, bahsettiğim konuyu açarken de,açıkçası cümlelerime çok da odaklanmadan _malum, mesainin sonları, yorgunluk v.s.-itiraftır-_ yalnızca niyetime odaklanıp, sizlerin de niyetime mazhar olacağı ümidiyle yazıverdim aklıma gelenleri..
RUH konusuyla kastım, zaten tam anladığınız şekildedir. Dediğiniz gibi kanunun en azından % 70 koruduğu menfaatin,kanun uygulanırken de mümkün olduğunca korunabilmesi, olaya ŞEKLEN DEĞİL, RUHEN de bakmanıza
bağlı değil midir sizce de?
Netice itibarıyla, ruh ile kastımı zaten tam tamına anlamış bulunduğunuzu düşünüyorum.
HUKUK KELİMELERİ RESMETME SANATIDIR. Evet, böyledir. Çünkü naçizane fikrimce İYİ BİR HUKUKÇU BİR OLAYI ANLARKEN YAŞAR ve sonra ANLATIRKEN YAŞATIR ADETA. Umarım kastım, cümlelerim ve niyetimi anlatabilmişimdir. Saygılarımla...
Old 26-03-2007, 12:39   #8
Hekimbaşı

 
Varsayılan Sanat değil, ustalık herhalde

Sn.Sezen,

Bambaşka bir nedenle dolaşırken karşıma bu konu çıktı. Başlık ilgimi çektiğinden ve kapsama ilişkin içimde uyanan meraktan dolayı, girip okudum.

Duygusallığınızı ömür boyu sürdürmenizi diliyorum. İnsanoğlunun sahip olabileceği en güzel niteliklerden biri bu. Ancak; hukukun dışından biri olarak, işin içinde duygusallık olmaması gerektiğini; olmasına izin verilirse, avukatların bizlerden farkı kalmayacağını düşünüyorum. Sözcükleri iyi kullanmak; olaylar ve duyguları en uygun, güzel ve etkili biçimde anlatmak bir sanattır; itirazım yok. Ama bu hukukçunun değil, yazarın, şairin işi. Hukukçunun işinde önce kurallar, ardından anlatım güzelliği gelmeli. Yani; anlatım güzelliğinin işin çok önemli bir parçası olduğuna itirazım yok; ama en önde gelen yönü olmasına, sanat olarak nitelenmesine itirazım var. Neden, biliyor musunuz? Çünkü sanat sınır tanımamalı. Kurallarla çizilmiş sınırlar içerisinde sanat olamaz.

Ama ustalık olur. Umarım siz de o ustalardan birisinizdir; veya en kısa zamanda olursunuz.

Saygılarımla,
Old 26-03-2007, 22:52   #9
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan Av.Gülsüm Sezen
Sayın Çalıkuşu,
Öncelikle estağfurullah, neden yanlış anlayayım?Gayet nazik bir mesaj okudum ben.
Cevabıma gelirsek;
>Aslında, konuyu açma amacım, tüm THS üyeliyle, AİLECE edebi yazılar, duygu yoğunlukları -nasıl diyeyim- daha ziyade beyin değil de, duygu fırtınası yapmak, şöyle damardan gelen yazılarla hislenmek idi hukuktan ziyade.
Ben; hukuk ile duyguların,ruhun, vicdanın -ki kanun boşlukları doldurulurken dahi vicdanın yeri yasal olarak düzenlennir- OLMASI GEREKENLER kulvarında hep bir şekilde buluştuğuna inanırım. Bu yüzden hukukçuların toplandığı böyle güzel bir sitede, bahsettiğim konuyu açarken de,açıkçası cümlelerime çok da odaklanmadan _malum, mesainin sonları, yorgunluk v.s.-itiraftır-_ yalnızca niyetime odaklanıp, sizlerin de niyetime mazhar olacağı ümidiyle yazıverdim aklıma gelenleri..
RUH konusuyla kastım, zaten tam anladığınız şekildedir. Dediğiniz gibi kanunun en azından % 70 koruduğu menfaatin,kanun uygulanırken de mümkün olduğunca korunabilmesi, olaya ŞEKLEN DEĞİL, RUHEN de bakmanıza
bağlı değil midir sizce de?
Netice itibarıyla, ruh ile kastımı zaten tam tamına anlamış bulunduğunuzu düşünüyorum.
HUKUK KELİMELERİ RESMETME SANATIDIR. Evet, böyledir. Çünkü naçizane fikrimce İYİ BİR HUKUKÇU BİR OLAYI ANLARKEN YAŞAR ve sonra ANLATIRKEN YAŞATIR ADETA. Umarım kastım, cümlelerim ve niyetimi anlatabilmişimdir. Saygılarımla...

Yanlış anlaşılmadığıma ve önemlisi içimden geçen ne ise karşı tarafın da onu anlamış olduğuna inanın çok sevindim ve önemlisi anlaşılmış olmayı sevdim. Ya çok yerde anlaşılmıyorsunuz diyorlar ve artık bıktım bundan. Önemlisi artık Değerli meslektaşlarım bir site sakini olarak gönülden gelircesine benimsenmediğimi bile düşünmeye başlayacak düzeye gelmişken, Allaha şükür ki bir kaç meslektaşımın olumlu niyetlerini farkettim.

Bir gerçeği burada alenen sormak istiyorum; BU MESLEK İNSANA MUHALEFET KÜLTÜRÜNÜ MÜ AŞILIYOR ANLAMADIM GİTTİ. Ya ben böyle düşünmeye başladım doğrusu, genelde insanlarımızda yani ŞEHİR KÜLTÜRÜNDE MUHALEFET KÜLTÜRÜNÜ GÖRMEK kolay ama BU MESLEK KATMERLİ HALE Mİ GETİRİYOR NEDİR?

Syn. Av. Gülsüm Sezen, Siz iyiniyetinizi sergiledikten sonra bakınız içindeki saf insanı herkes buraya dökecektir, ben buna inanıyorum. Ne var yani, örneğin ben duygusal bir insanım, çok çabuk yıpranırım ve uyumadan kendime gelemem, bir kırgınlık var olmuşsa hep kendimde suç ararım(gerçi bu dünyada iyi bir durum değil ama) ve karşı tarafta açıkça kötü maksatı alenileşmedikçe hatanın kendimde olmadığına kolay kolay kendimi inandıramam. Tabi kimi insanlar da böylesi duygular pek yok, kimileri ağızlarından çıkanların karşı tarafı ne kadar kırabileceğini düşünmez bile, karşı taraf hiç önemli değildir ki ve ben şunu söyleyim BÖYLELERİ KANAATİMCE EMPATİ KURAMAYAN İNSANLARDIR diye düşünmekteyim. Mesajlarınızdan birinde gayet güzel belirtmişsiniz, bir şey anlatırsın adeta yaşıyor gibi çünkü empati kurma yönün sağlamdır, birine anlatırsın o bile çok etkilenir çünkü kendisi yaşar adeta o olayı.

Bu konuda bir mevzu anlatmak istiyorum, Samsun-bafra arası yolda gidiyoruz, minübüs şoförünün hızı var tabi, kedi asfalta çıktı, sonra bir ileri bir geri baktı ve durdu, sanırım şoför kedi geri gider diye düşündü, ve kedi öylece durakalınca yerinde ve hızını da yavaşlatmasına rağmen arabayı ortaladı ve kedi öyle dursa iyi aksine tekerin tam altına attı kendini, o kemik kırılması sesi var ya mahvetti beni ya, aynı sesi burun ameliyatı esnasında beynimde duymuştum. Acayip bir ezilme sesiydi yani, insanın içi cız diyor, ne yapsan faydasızdı artık.

Aklıma gelmişken ilavem olsun, insanın iç dünyasının görünememesi gibi şu yaşayan sosyal ortamda da gizli antlaşmalar sürüp gitmektedir ki onları göremeyiz, onlar adeta derin devlet gibi ALENİ KÜLTÜRÜN kanserleridir ve bu nedenle gizli kalmaya çalışırlar çünkü ESAS BEDENCE KABUL EDİLMEYECEKLERİNİ BİLİRLER. Birilerinin dilinden güzel sözcükler düşse bile iç dünyasında kendisiyle yapmış olduğu gizli anlaşma gereği SÖZE ÇIKAN İLE İÇTE OLAN FARKLILIK ARZEDİYOR, bu gösteriyor ki ALENİ KÜLTÜR İYİ OLAN OLARAK GÖRÜLMESİNE rağmen aslen içte iyi olmayan olarak görülmektedir ki insanlık aleni kültürün kendilerine hizmet etmediği-asıl ihtiyaçlarının bu olmadığını mı anlatmaya çalışırlar, en mükemmel aleni kültürü bile var etsek insanların gizli kültürleri var olacak gibidir, en azından bugün için. Gizli kültür-aleni kültür ikileminin kalkması dileğimle.

ALINTI: Av.Gülsüm Sezen vbmenu_register("postmenu_70919", true); Kalpten çıkıp, bu sayfaya ulaşan her metni birlikte yüreğimizle paylaşalım diyorum bu nedenle; hisleri canlı herkesten yüerkten akmış duygularla dolu-konu ne olursa olsun- yazılar paylaşmak istiyorum...

Anladığım kadarıyla ÖZELEŞTİRİMİZİ YAPIP ÖZÜMÜZÜN KABUL ETMEDİĞİ yazıların yazılmaması ricanız gibidir. Olabilir iyi bir istek bence.


SAYGILARIMLA
Old 28-03-2007, 21:41   #10
Av.Gülsüm Sezen

 
Önemli

Alıntı:
Yazan Dr.Cem Hekimbaşı
Sn.Sezen,

Bambaşka bir nedenle dolaşırken karşıma bu konu çıktı. Başlık ilgimi çektiğinden ve kapsama ilişkin içimde uyanan meraktan dolayı, girip okudum.

Duygusallığınızı ömür boyu sürdürmenizi diliyorum. İnsanoğlunun sahip olabileceği en güzel niteliklerden biri bu. Ancak; hukukun dışından biri olarak, işin içinde duygusallık olmaması gerektiğini; olmasına izin verilirse, avukatların bizlerden farkı kalmayacağını düşünüyorum. Sözcükleri iyi kullanmak; olaylar ve duyguları en uygun, güzel ve etkili biçimde anlatmak bir sanattır; itirazım yok. Ama bu hukukçunun değil, yazarın, şairin işi. Hukukçunun işinde önce kurallar, ardından anlatım güzelliği gelmeli. Yani; anlatım güzelliğinin işin çok önemli bir parçası olduğuna itirazım yok; ama en önde gelen yönü olmasına, sanat olarak nitelenmesine itirazım var. Neden, biliyor musunuz? Çünkü sanat sınır tanımamalı. Kurallarla çizilmiş sınırlar içerisinde sanat olamaz.

Ama ustalık olur. Umarım siz de o ustalardan birisinizdir; veya en kısa zamanda olursunuz.

Saygılarımla,
Sayın Hekimbaşı,
Güzel dilek ve teşhişleriniz için gerçekten CAN-I YÜREKTEN teşekkür ederim. Ancak yine yanlış anlaşılan bir şeyler var galiba Daha önceki bir mesajımda da dediğim gibi, bu yazıyı -itiraf ediyorum- özensiz yazdım ve büyük bir hata yaptım, yanlış anlaşılmaya ben sebep oldum. Ne yapayım, çok yorgundum . Ben zaten yazar/şair tarafı olan üyelerimizin yazıları buluşsun amacını taşımıştım, ama olsun.Kesinlikle sanat/ ruh yönümüz ağır basarsa, hukukçu yönümüz güçsüz kalır, bu yönden hemfikirim sizle. Ancak benim kastım DUYGUSALLIK DEĞİL; RUHTUR! Ben diyorum ki, yalnızca maddi/ kanunun lafzıyla hareket edilirse; ADALET ASLA SAĞ DOĞMAZ. Bize hocalarımız hep bunu öğretti:"Kanunun LAFZINA DEĞİL;RUHUNA BAKMAK!!!"...Önceki mesajımı okuduğunuzda beni daha iyi anlayabileceğinizi umuyorum. Saygılarımla...
Old 28-03-2007, 21:49   #11
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan calikusu_kamuran
örneğin ben duygusal bir insanım, çok çabuk yıpranırım ve uyumadan kendime gelemem, bir kırgınlık var olmuşsa hep kendimde suç ararım(gerçi bu dünyada iyi bir durum değil ama) ve karşı tarafta açıkça kötü maksatı alenileşmedikçe hatanın kendimde olmadığına kolay kolay kendimi inandıramam. Tabi kimi insanlar da böylesi duygular pek yok, kimileri ağızlarından çıkanların karşı tarafı ne kadar kırabileceğini düşünmez bile, karşı taraf hiç önemli değildir ki ve ben şunu söyleyim BÖYLELERİ KANAATİMCE EMPATİ KURAMAYAN İNSANLARDIR diye düşünmekteyim. Mesajlarınızdan birinde gayet güzel belirtmişsiniz, bir şey anlatırsın adeta yaşıyor gibi çünkü empati kurma yönün sağlamdır, birine anlatırsın o bile çok etkilenir çünkü kendisi yaşar adeta o olayı.

Sayın Çalıkuşu; bu cümleleri okurken adeta "Ben ne zaman yazdım bunları ya?" diye tereddüt edecektim . ASLA BU DUYGULARI YİTİRİP, HERKES GİBİ OLMAYALIM İNŞALLAH BİZ PARAMIZA BAKALIM DİYENLERDEN DEĞİL, KAZANDIĞIMIZ/ KAZANDIRDIĞIMIZ TEBESSÜM SAYILARINA BAKALIM."ÖZÜMÜZÜN KABUL ETTİĞİ..." ne güzel bir nitelemedir;dilinize, yüreğinize sağlık...
Old 28-03-2007, 22:00   #12
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan Av.Gülsüm Sezen
........ Evet, böyledir. Çünkü naçizane fikrimce İYİ BİR HUKUKÇU BİR OLAYI ANLARKEN YAŞAR ve sonra ANLATIRKEN YAŞATIR ADETA. Umarım kastım, cümlelerim ve niyetimi anlatabilmişimdir. Saygılarımla...

Vala, ben şu sözlerinizden o anlamları çıkardım. Söyleminizin dışına taşmamış gibiyim. Yalnız, bence konuyu netleştirmenizde yarar var, taşı-gülü siz atın, örneğinize yaslanan yazılar gelebilir.

SAYGILARIMLA
Old 28-03-2007, 23:08   #13
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan calikusu_kamuran
Vala, ben şu sözlerinizden o anlamları çıkardım. Söyleminizin dışına taşmamış gibiyim. Yalnız, bence konuyu netleştirmenizde yarar var, taşı-gülü siz atın, örneğinize yaslanan yazılar gelebilir.

SAYGILARIMLA
Sn.Çalıkuşu;
Söylemimin dışına taşmak şöyle dursun; öyle güzel anlamışsınız ki, dedim ya, cümlelerinizi ben kurdum sanıyordum neredeyse .KONU ŞUDUR: CÜMLELERLE DANS ETMEYİ SEVEN BÜTÜN ÜYELER TOPLANDIK TOPLANDIK Yorgunlukla, konunun hukukla kurduğum illiyetini..unutun gitsin
Old 02-04-2007, 15:33   #14
Av. Sınmaz

 
Varsayılan

Sayın Gülsüm Sezen; "Hukuk, kelimeleri resmetme sanatıdır" diyorsunuz. Müsaadenizle ben bunu şu şekilde ifade etmek istiyorum: AVUKATLIK, KELİMELERİ RESMETME SANATIDIR.Burada kelimeler derken; kanunlar, içtihatlar, örf adet vb.ni kastediyorum. Peki bunlar her zaman hukuka uygun mu oluyor? Tartışabiliriz. Buradan yola çıkarak İzmir Barosu sayesinde 55 yaşından sonra resim yapmaya başladım (İlk ve orta öğretimimde resimlerini annesi yapan biri olduğumu belirtirim). 5.Nisan 2007 Perşembe günü İzmir Adliye Binasında, kursiyerler olarak ilk resim sergimizi açıyoruz. Bu vesile ile bütün üye arkadaşlar davetlimizdir. Av. ÖZDEMİR SINMAZ
Old 03-04-2007, 20:23   #15
Opioid

 
Varsayılan

Sayın Gülsüm Hanım;

Peki ya Edebiyat,
peki ya Müzik
peki ya plastik sanatlar(heykel, mimari)
peki ya (bir yerde)felsefe
peki ya gösteri sanatları
peki ya tasarım
peki ya vücut dili...

Bunların hepsi bir yerde sanata kanatlandığı çok sonra kanıtlanmış yöntemlerdir.
Bunların çoğu bir kelimeden çıkar, olgunlaşır ve sanat olur.
Uzak diyarlarda sanat gibi bir gölgesi vardır elbette hukukun. Ama..
Konuyu bir tıbbıye mensubu biri olarak yazıyorum elbetteki.
Benim yorumumu diğer arkadaşlardan farklı tutmanız çok doğru olur.
Bu tür şaşalı cümleler içinde, hukukun yara aldığını düşünüyorum.
Sizin bir şeyi kanıtlamaya çalıştığınız gibi bir durumla karşı karşıya
kalmanızı ben de istemem ve "HUKUK HUKUKTUR!" cümlesinin
üstüne giydirilen başka elbisenin, hukukla hukuku kesilmelidir.
Amerikalıların bir lafı vardır hani: No need!
Saygılarımla..
Old 03-04-2007, 21:32   #16
Av.Gülsüm Sezen

 
Mutlu Fİkrİmde Israr Edİyorummm

Sayın Sınmaz;
Öncelikle sanatçı bir hukukçu olmanız nedeniyle naçizane takdirlerimi kabul ediniz. Dediğiniz gibi olsun; nasıl olsa maksat aynı, niyet aynı: Avukatlık, kelimeleri resmetme sanatıdır. Saygılarımla...

Sayın Bektaş;
Mesleğinize olduğu kadar, hukuka olan ilginize de saygım sonsuz.. Ancak belirtmeliyim ki; mesleğimiz, naçizane kanımca, göründüğünden ya da yerli filmlerde gösterildiğinden dahi epey farklı..Gün boyu muhatap olduğumuz asık suratlı pek çok kişiyi tebessüm ettirebilmemiz için, kelimelerle o an hagi ritmde dans etmemiz gerektiğini bilmemiz gerek mesela (Politik olmak değil kastım, aman, nefret ederim zira. ).Yahut boşanmak için gelen ve psikolojisi gerçekten ciddi anlamda hasar görmüş müvekkilimizi anlamak ve onun en muhtaç olduğu 'anlaşılmak' duygusunu ona verebilmemiz için kelimelerimizi resmetmeliyiz mesela..İnandığımız bir davada da samimiyetimizi, inancımızı ve dava konusunun doğruluğunu da (duruşma yapılıp da, aylar sonra dinlenecek tanıklar, varsa gösterilecek belgelerden önce) ilk elde, kelimelerle olan bağımızın gücüyle sunarız ancak en güzel şekilde... Kanun maddelerini, Yargıtay kararlarını v.s. teoriyi makul seviyedeki her şahıs alıp cümle içinde kullanabilir elbet...Bir hukukçunun farkı bir yerlerde bu nedenle yatmalı değil mi? Saygılarımla...
Old 03-04-2007, 22:18   #17
Av. Ada Deniz

 
Varsayılan

Gülsüm Hanım;
Avukatlık kelimeleri resmetme sanatı değldir! Bütün gün yanınızda yaptığım resimleri düşünsenize, onlar hangi kelimeleri anlatıyor sizce?
Old 03-04-2007, 22:25   #18
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Ada Deniz
Gülsüm Hanım;
Avukatlık kelimeleri resmetme sanatı değldir! Bütün gün yanınızda yaptığım resimleri düşünsenize, onlar hangi kelimeleri anlatıyor sizce?

Ada Hanım;
Üzerinize alınmayınız efemm Kabiliyeti olanlardan bahsediyorummm Bir olan var, bir de olması gereken... Sevgilerimi binaenaleyh sunarım
Old 04-04-2007, 16:05   #19
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan Av.Gülsüm Sezen
Yahut boşanmak için gelen ve psikolojisi gerçekten ciddi anlamda hasar görmüş müvekkilimizi anlamak ve onun en muhtaç olduğu 'anlaşılmak' duygusunu ona verebilmemiz için kelimelerimizi resmetmeliyiz mesela..İnandığımız bir davada da samimiyetimizi, inancımızı ve dava konusunun doğruluğunu da (duruşma yapılıp da, aylar sonra dinlenecek tanıklar, varsa gösterilecek belgelerden önce) ilk elde, kelimelerle olan bağımızın gücüyle sunarız ancak en güzel şekilde... Kanun maddelerini, Yargıtay kararlarını v.s. teoriyi makul seviyedeki her şahıs alıp cümle içinde kullanabilir elbet...Bir hukukçunun farkı bir yerlerde bu nedenle yatmalı değil mi? Saygılarımla...

Yani bu cümlelerde tarafınızdan denilmek istenen: Karşı taraftaki kişinin anlayacağı dil ile konuşmak gerektiği midir? Eğer mesele bu ise, Türkiye" de o alışkanlık yoktur, aksine anlaşılmaz dil ile konuşunca pirim yapılıyor bu ülkede. Halk arasında çok söylenir, doğum tarihiniz yerine TEVELLÜT NEDİR ÜSTADIM diye, hukukta da bunları görünce açık söyleyim, bilmem kaç tane sözlük almak zorunda kaldım ve en sonunda iyi bir sözlükle karşılaştım da işin esasını çözdüm yani, arap dilinin üç sessiz kelimeli fiil mastarlarından oluştuğunu sonra bunların ne şekle gelince kişiyi ne şekle gelince yeri vs. öğrenmek zorunda kaldım, elbet fazla kullanmasam da karşı taraf konuşunca şıp diye anlıyorum yani, bu yetiyor şimdilik.

Haklısınız, psikolojisi bitmiş boşanma davası için gelmiş bir müvekkil adayınızın frekansına nasıl gireceksiniz, bunlar tek tek problem, ama şu da var NEDEN BUNA RAĞMEN ANLAŞILMAZ KELİMELERİ KULLANIYORUZ? Zamanımız kısıtlı mı? Evet kısıtlı. Anlasam derdine çare olacak mıyım? Hayır olamayacağım. Ama asıl şu ki MÜVEKKİLİNİZİN dava açma gerekçeleri ne olursa olsun sanırım ancak İŞİMİZİN GEREKTİRDİĞİ KADARINI YAPMAMIZ GEREKECEK, diyelim ki öç almak saikiyle boşanma davası açılsın veya hakikaten ihtiyacı olduğu için benzer davalar açsın, yani hangi saikle dava açılırsa açılırsa açılsın KANUN HAK OLARAK VERMİŞSE YERİNDEDİR DEYİP HAKKIN KULLANILMASINI/vazını SAĞLAMAK DÜŞÜYOR SANIRIM BİZLERE. Ben bir hayat tecrübesi olarak şunu şöylemek istiyorum, belki aksini söyleyenler olabilir ama CEHALETLE ASLA BÜTÜNLEŞEMEZSİNİZ/BARIŞIK OLAMAZSINIZ ki ve hatta işlerini bedava bile yapsanız sizi benimsemezler/kabullenemezler. Sanırım toplulumuz bireyleri geneli uzmanlık isteyen işlerle meşgale değiller ve bu yüzden her alanda kati sözler söyleme imkanına kendilerini sahip görürler, oysa kanaatim odur ki bir alanda uzmanlaşmış bir birey artık bir alanda söz söyleyebilmenin gereklerini de görmüştür ve diğer uzmanlık isteyen alanlara da dil uzatırken belki de daha dikkatli olacaktır. Bu anlamda müvekkiliniz eğer ki sizi anlayabilecek kapasiteye sahip ise elbette ki insani yaklaşımlarınızı olumlu karşılayabilecektir, fakat siz insani yaklaşım sergiler iken buradan bile olumsuz bir anlam çıkarılabilir, toplumumuzda maalesefdir ki çok var bu tip gerçekler, BU ANLAMDA KARŞIDAKİ KİŞİNİN KÜLTÜRÜNÜ/ÖNBİLGİSİNİ BİLMEKTE YARAR VARDIR VE BİZ ESASINDA ORTAK KÜLTÜRÜNÜ KURAMAMIŞLIĞIMIZ İÇİNDE Mİ ÇIRPINMAKTAYIZ?(tüm bireylerce önceden bilinen bir ortak kültürün yokluğu ne kötü ki bu sefer her bireyin kendine has kültürünü önceden bilmeniz gerekecek, buna ömür yetmez) Ya kozmopolitliği kaldıracaksın ki zor, ya da kozmopolitliğin tutunabileceği bir üst kültürü sapasağlam kılacaksın ki davranışlarımızdan her bir insan/müvekkil farklı sonuçlar çıkarmasın. Her bireyce sapasağlam benimsenmiş insanlararası ilişki için gerekli ORTAK TEK TİP ilişki tipi yok gibi. Kozmopolit yapının üstünde ve herbir kültür çevresi tarafından ilişkilerde zorunlu bir gerçek olarak algılanan bir ANLAYIŞ üzülerek söylüyorum ben görememeye başladım.

Oysa ortaklaşa iletişimin tek yolu öncelikle aynı şeye aynı anlamları verebilmekten geçer ve önemlisi topluluğun tek bir beden oluşturması için bireyleri arası iletişimin şu belirtilen gibi olması gerekir. Bir dil karmaşıklığı da yaşamıyor değil toplumumuz, DOĞUNUN TASVİR EDİŞ ŞEKLİNDEN(kuralından) BATININ TASVİR EDİŞ ŞEKLİNE GEÇTİK ve gerçekten geçebildik mi bu da önemli. Çoğu kavramların tam kavranamayışını ben artık bu sebepte görmeye başladım. Yoksa hukuk somut gerçeklerden doğmakta iken, bir çok temel kavramın tasvir edilememesi imkansızdır. Ama iki tasvir şekli bir arada yaşar ise hiç birine de ayak uyduramıyorsunuz, kanaatim odur ki TÜRK DİLİ ARTIK KENDİ TASVİR ŞEKLİNE DÖNMELİDİR. Ne doğulu ne batılı O kendisi olmak zorundadır. Ama ta anasından duyduğu ilk sözcükten beri kendisi olmak zorundadır, yoksa bilim dili deyip sonraki aşamalarda bir tasvir şeklinden diğer bir tasvir şekline geçişler yaşanmamalıdır, ya hangi tasvir şekli geçerli ise anaokulundan beri çocuğuna onu vereceksin ya da birinde karar kılacaksın. Yok eğer olmadı diyorsan gidip BAŞKA DİLİ UĞRAŞMADAN GETİRECEKSİN ki en azından zaman kaybın olmaz. İnsanlar aynı sözcüğe farklı farklı anlamlar yüklemekten kurtarılmalıdırlar, çünkü iletişim kesiliyor bu şekilde.
Bir örnek;
üniversite yıllarımdan.
Bir şeyler anlatıyorum, sonra arkadaş HADİ YA diyor, bu sözcük bizim yörede olumsuzluk içerir oysa arkadaşın yöresinde VALLA MI sözcüğüyle eşdeğerde imiş. (Yani şaşkınlık anlamında kullanılırmış)
Medyanın bu tip olumsuzları kaldırmasını beklerken, medya dışardan sözcük taşımaya başlamışsa bu sorunlar nasıl çözülecek bilemem.

SAYGILARIMLA
Old 22-04-2007, 18:35   #20
calikusu_kamuran

 
Acil

Saygıdeğer meslektaşlarım, bu konuyla ilgili olarak gördüm, saygılarımla.

Hukuk GöstergebilimiYazar: Ertuğrul Uzun

Göstergebilim ve Hukuk
Yapısallık ve Göstergebilim
Anlatı Olarak Hukuk
Hukuk ve İdeoloji
Peırce ve Mantıkçı Göstergebilim
Hukuk Göstergebilimi ve Hukuksal Geçerlilik
Göstergebilim ve Hukuksal Savurma
Türk Hukuku Açısından Gerçekliği Savunmak; Yorum Faaliyeti Olarak Hukuk
-----------------------
Sayfa Sayısı: 199 s.
Basım Yeri: İstanbul
Basım Tarihi: 2007 Şubat
Yayınevi: Legal
Old 01-05-2007, 21:13   #21
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Hukukçu, en az yasaları teorik olarak bilmek kadar; karşısındakini anlayabilmeli ve Türkçeyi hukuk kadar bilmelidir.

Önce ruhtan geçmeli her olgu; sonra beyinde oturmalı köşesine, kendisine uygun kanun hükümleriyle tanışmalı ve şekillenmeli bir Word belgesinde...

Evet, bence ruh gerekli önce, iyi ve ideal bir hukukçu olmak için.

Hukuk, hayatın tam orijinindedir .

Kalpten çıkıp, bu sayfaya ulaşan her metni birlikte yüreğimizle paylaşalım diyorum bu nedenle; hisleri canlı herkesten yürekten akmış duygularla dolu-konu ne olursa olsun- yazılar paylaşmak istiyorum...

Güneş gibi sıcacık ve ışıltılı kalmanız dileğiyle..

Kısmi değişiklikler yaparak aynı kanaatte olduğumu vurgulamak istedim. Öte yandan bu kadar özgün anlatımın üstüne yazı yazamadım
Old 01-05-2007, 23:49   #22
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Sayın Yıldırım,
Öncelikle nezaketiniz ve içtenliğiniz için gönülden teşekkürlerimi sunarım.

Meslektaş olarak sizlerle benzer duygu ve formüllere sahip olmak, beni gerçekten hukuka güvenim bakımından daha da rahatlatıyor ve bana huzur veriyor.

Aslına bakarsanız bu başlıktaki amaç, başlarda, duygu güncesi, ruhtan alıntılar ve sair gönül cümlelerinden oluşan bir sohbet idi. ncak yaptığım giriş bu şekilde oldu ve buna binaen konu, hukuk-ruh-cümle üçlemi gibi bir şeyd oldu Ben bu durumdan rahatsız olmak şöyle dursun, sizin gibi aynı pencereden aynı ufka baktığım meslektaşlarımızı gördükçe daha da memnun oldum inanın.

Ayrıca, "Bu kadar özgün anlatımın üzerine yazı yazamayacağım" diyerek ciddi hadde bir tevazuda bulunmuşsunuz. Zira bahsettiğiniz ufak değişiklikler çok hoş nüanslar oluşturmuş..Anlayana..Anladım galiba Yasalar-kitaplar-içtihatlar hududunu aşıp, ancak oradan aldığı bakış ile semanın maviliğini hudutsuzca görebilen hukukçular olabilmek dileği ve saygılarımla...
Old 24-11-2008, 00:27   #23
Nisan Çiçek

 
Varsayılan

Çok güzel. Ancak cümleleriniz hiç de kelimelerle dans etmeye benzemiyor. Devrik ve kötü cümleler.Bu konu da çok önemli değilmi acaba?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hukuk mezunu olmayanların hukuk yüksek lisansı yapması haseski Yüksek Hukuk Eğitimi 35 23-09-2016 13:36
Türk Hukuk Sitesi Hukuk Çalışma Grupları Hakkında Bilgiler Admin Hukuk Çalışma Grupları Hakkında 4 14-11-2009 11:41
Hukuk Bürosunda Çalışmak İstiyorum (Hukuk Öğrencisi - İzmir) Av. Handan Duygu Türemez Adliye Duvarı 2 19-10-2007 00:01
Hukuk ve Adalet Eleştirel Hukuk Dergisi Kış 2007 sayısı Makaleler Listesi Av. Ramazan Çakmakcı Ceza Hukuku Çalışma Grubu 0 09-02-2007 21:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09616303 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.