Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle davanın reddi..

Yanıt
Old 11-10-2007, 11:12   #1
çınar

 
Varsayılan bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle davanın reddi..

Değerli meslektaşlarım,
Kesin süreye rağmen müvekkilin yatıramadığı bilirkişi ücreti nedeniyle, imza itirazı davamız reddolundu. Ancak hakim önceki celsede, "ihtaratta bulunmaksızın" sadece "bilirkişi ücretinin 30 günlük kesin sürede depo edilmesine" şeklinde ara kararı vermişti. Elinde bu hususa delil olabilecek yeni yargıtay kararı olanlar paylaşırlarsa çok memnun olurum. Şimdiden teşekkürler herkese iyi çalışmalar.
Old 11-10-2007, 11:35   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Mamu düzenine dayanan re'sen araştırma ilkesinin olayda uygulama yeri bulunmadığından kesin mehil içersinde yaplması gereken işlerin neler olduğu ve yapılmadığı taktirde müeyyidesinin ne olacağı belirtildiğinden kanaatimce Mahkeme kararı yerinde olması gerekir.
Old 11-10-2007, 11:46   #3
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2003/11-319
Karar: 2003/335
Karar Tarihi: 07.05.2003
ÖZET: Davacı şirketin İ... Bankası A.Ş.nin iştiraki olduğu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 15.03.2001 gün ve 198 sayılı kararı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiği dolayısıyla davacı şirketin de Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiği bu durumda bilirkişi ve tazminat giderlerinin sağlanmasının uzun zaman alacağı gerçeği karşısında verilen kesin sürenin yeterli bulunmadığı anlaşıldığından Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

(1086 S. K. m. 163, 414) (YHGK 1980/1-1284 E., 1983/141 K., 8.2.1983)
Dava: Taraflar arasındaki <tazminat> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tarsus Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.06.2001 gün ve 2000/671-2001/425 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04.02.2002 gün ve 2001/8531-2002/814 sayılı ilamı ile,
( ...Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortası ile sigortalı aracın, davalıların malik ve trafik sigortacısı olduğu araca tam kusuru ile çarpması sonucu hasarlandığını ileri sürerek, sigortalılarına ödedikleri 7.149.000.000 TL. nın reeskont faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davalı araca ait poliçenin kayıtlarda bulunmadığını savunmuştur. Davalı Tahsin E., davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacı vekilinin verilen kesin süreye rağmen bilirkişi masrafını yatırmadığı, mevcut delillerle iddiasını ispatının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rucüen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı vekiline bilirkişi raporu alınması için gerekli masraflar yönünden kesin mehil verilmiş ve süresinde yerine getirilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. HUMK. 163. madde hükmü uyarınca, mahkemece verilen mehillerin açık ve kesin olması, tarafların yapması gereken hususların onlar tarafından yerine getirilebilecek durumda bulunması, ayrıca önele uyulmamasının doğuracağı sonuçların açıklanması ve tarafların uyarılması gerekir. Aksi halde, verilen mehil sonuç doğurmaz ve hak düşürücü bir süre olarak kabul edilmez. Somut olayda, mahkemece, kesin mehilin sonucu açıklanıp ihtar edilmediğinden böyle bir ara kararını yerine getirmeyen tarafın bu durumun sonuçlarından sorumlu tutulması düşünülemez. Bu itibarla, yukarıda öngörülen yönleri kapsamayan bir uygulama sonunda HUMK. 163. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rucüen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı E... Sigorta A.Ş. vekili, maliki ve sürücüsü davalılardan Tahsin E. olan 66 ED 608 plakalı aracın, 25.2.2000 tarihinde tam kusurlu şekilde davacı tarafından kasko sigortası yapılmış bulunan 38 AD 371 plakalı araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, kaza nedeniyle davacı tarafından sigortalıya 7.149.000.000 TL. tazminat ödendiğini, 66 ED 608 plakalı aracın trafik sigortasının diğer davalı
G... Sigorta A.Ş. tarafından yapılmış olması nedeniyle, bu davalının poliçedeki teminatıyla sınırlı olarak hasardan sorumlu olduğunu, hasar tazminatını sigortalıya ödeyen davacının, TTK. nun 1301. maddesi uyarınca yasal halef sıfatıyla rücu hakkı bulunduğunu ileri sürerek, 7.149.000.000 TL. hasar tazminatının, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçedeki teminatıyla sınırlı olmak kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı G... Sigorta A.Ş. vekili, 66 ED 608 plakalı araca ait sigorta poliçesine kayıtlarda rastlanmadığını, o nedenle davalı sigorta şirketine husumet düşmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Tahsin E. davaya cevap vermemiştir.
Yerel Mahkemece verilen, davacı vekilinin kesin süre içerisinde bilirkişi incelemesi için gerekli masraf ve ücreti yatırmadığı, mevcut delillerin ise davanın kanıtlanmasına yeterli bulunmadığı gerekçesine dayalı, davanın reddine dair karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.
Bilindiği gibi HUMK. nun 414. maddesi uyarınca mahkemece verilen keşif kararında ve bilirkişi dinlenmesinde, bilirkişi ücreti, bilirkişi başka mahkemede dinlenecek ise dosyanın talimat mahalline gidiş geliş ücreti, bilirkişiye tebligat ücreti, bilirkişi dinlenmesi sırasında tarafların hazır bulunması için davetiye giderinin yatırılması için, aynı yasanın 163. maddesi uyarınca ilgili tarafa önel ve kesin önel verilmeli, kesin önele ilişkin ara kararında, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her bir iş için ne miktar ücret yatırılacağının belirtilmesi, bilhassa tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması, ayrıca önele uymamanın doğuracağı sonuçların ayırım yapılmadan açıklanması ve tarafların uyarılması gerekir ( Bkz. Y.H.G.K. 22.11.1972 gün E: 8/832, K:935, 18.02.1983 gün, E:1980/1-1284, K:141 ).
Dosya kapsamından anlaşıldığına göre davacı şirketin İ... Bankası A.Ş.nin iştiraki olduğu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 15.03.2001 gün ve 198 sayılı kararı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiği dolayısıyla davacı şirketin de Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiği bu durumda bilirkişi ve tazminat giderlerinin sağlanmasının uzun zaman alacağı gerçeği karşısında verilen kesin sürenin yeterli bulunmadığı anlaşıldığından Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 07.05.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 11-10-2007, 11:52   #4
hciyiltepe

 
Varsayılan kesin süre

Mahkeme tarafından taraflardan birisine kesin süre verilmesi durumunda hakim ; kesin süre verdiği tarafa kesin sürenin sonuçlarını bildirmeli ve kesin süreye uyulmamasının yaptırımının ne olacağınıda tutanağa geçirerek bildirmelidir. Aksi halde kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle dava reddedilemez. Buna ilişkin yargı kararı aşağıdadır:


19. Hukuk Dairesi 2006/2437 E., 2006/9637 K.
KESİN SÜRE
<LI type=circle>1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [ Madde 163 ]
"ÖZET"
HAKİM TARAFINDAN KESİN SÜRE VERİLDİĞİNDE, SÜREYE UYULMAMASININ YAPTIRIMININ NE OLACAĞININ BELİRTİLMESİ GEREKİR.

"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Dava, keşidecisi Mehmet, lehtarı Zeynel olan nakten düzenlenen 30.07.2000 tanzim 30.07.2001 vadeli 75.000.000.000 TLlik bono ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Davacı vekili, senet lehtarı Zeynel'in müvekkilinin oğlu olduğunu, babanın oğluna borçlu olmasını gerektirecek bir durum bulunmadığını, müvekkilinin 73 yaşında Bağ-Kur emeklisi biri olduğunu, senetteki imzanın ilk bakışta müvekkiline ait olmadığı yolunda bir kanaat hasıl olmakta birlikte müvekkilinin hastalığı sırasında hile ve desise ile de attırılmış olabileceğini iddia etmiştir.

Davalı vekili, senetteki imzanın borçlu davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece senetteki imzanın davacıya ait olup olmadığı yolunda Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınması için gerekli masrafların yatırılması konusunda davacıya kesin süre verilip sonuçlarının hatırlatıldığını, ancak kesin süre içinde belirtilen ücret yatırılmadığından davacının bu delilden vazgeçmiş sayıldığını, bu nedenle HUMK'nın 163. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için taraflarca veya mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Kesin süre, duruşmayı geciktirmekte yararı olduğunu açıkça belli eden bir tarafın oyununu bozmak için kullanılması gereken yasal bir araçtır.

Somut olayda 20.10.2005 tarihli celsede imza incelemesi yapılabilmesi ve dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi için 15 günlük süre içinde belirtilen masrafların yatırılması için kesin süre verildiği ve kesin sürenin sonuçlarının hatırlatıldığı yazılı ise de, kesin süreye uyulmamasının yaptırımının ne olacağı duruşma tutanağında yazılmadığı gibi sürenin verildiği 20.10.2005 tarihli celsede, bir sonraki duruşmanın 15.12.2005 tarihine bırakıldığı, bu arada da 29.11.2005 tarihinde bilirkişi incelemesi yaptırılması için gerekli masrafın yatırıldığı anlaşıldığından, davacının davayı uzatmak gibi bir amacının olmadığı anlaşıldığından ve duruşmanın bırakıldığı tarihe kadar da dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderilebileceği gözetildiğinde imza ile ilgili incelemenin yapılabilmesi için rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmadığı gibi, öte yandan davacı imza inkarının yanı sıra bononun hile ile de imzalatılmış olabileceğini iddia ettiğinden, davacının bu yöne ilişkin delilleri toplanıp değerlendirilmeden karar verilmesi de kabul şekli itibarı ile isabetli görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine 13.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kesin Mehil Nedeniyle Davanın Reddi Av. Kader DEMİR Meslektaşların Soruları 42 09-12-2009 18:43
davanın reddi talebi terditli yapılabilir mi? mnokay Meslektaşların Soruları 1 11-09-2007 08:41
davanın husumet yönünden reddi vekalet ücreti KAANKAL Meslektaşların Soruları 1 31-03-2007 15:11
davanın husumetten reddi-davacının feragati-vekalet ücreti maktu mu nisbi mi? Av.Bülent Özkan Meslektaşların Soruları 3 04-03-2007 14:58
Tapu iptal davasında verilen kesin mehile rağmen keşif ücretinin yatırılmaması alpercelep Meslektaşların Soruları 6 27-01-2007 13:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05379701 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.