Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Mahkeme Mütalaa dışına çıkarak eski iddianameye göre karar verebilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-09-2019, 15:51   #1
AHMET01

 
Varsayılan Mahkeme Mütalaa dışına çıkarak eski iddianameye göre karar verebilir mi?

Sayın Meslektaşlarım,

Hazırlık aşamasında iddianameyi hazırlayan C. Savcısı Değişik suçlardan diyelim ki iddianamesinde müvekkil için üç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiş olsun. Kovuşturma aşamasında duruşma savcısı ise bu üç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını teke düşürme yönünde bir talepte bulunduysa bu durumda kanaatimce Mahkeme artık üç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veremeyecek, savcının son mütalaasını göz önünde bulundurarak ve bununla bağlı olarak en fazla bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verebilecektir. Zira aşağıda alıntı yaptığım Yargıtay içtihatı da Savcı bu mütalaası ile “ CMK'nun 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir…” demektedir. Ne dersiniz?

Katkılarınız için şimdiden teşekkürler.

5271 Sayılı CMK
Hükmün konusu ve suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi

Madde 225 – (1) Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.

2) Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.


Yargıtay 16. Ceza Dairesi E. 2017/2491; K. 2017/5658 T. 20.12.2017

“…..Ortaya konulan delillerle ilgili taraflara 5271 Sayılı CMK'nun 216/1. maddesinde belirtilen sıraya göre söz hakkı verilecek ve tartışma imkânı sağlanacaktır. Tartışma safhası tamamlandıktan sonra, önce bireysel iddia makamını temsil eden katılan ve vekili, sonra da kamusal iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki görüşünü beyan edecektir. Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, bu suretle CMK'nun 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir…” demektedir.
Old 01-09-2019, 18:28   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Merhaba sayın meslektaşım,

Alıntı:
Hazırlık aşamasında iddianameyi hazırlayan C. Savcısı Değişik suçlardan diyelim ki iddianamesinde müvekkil için üç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiş olsun. Kovuşturma aşamasında duruşma savcısı ise bu üç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını teke düşürme yönünde bir talepte bulunduysa bu durumda kanaatimce Mahkeme artık üç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veremeyecek, savcının son mütalaasını göz önünde bulundurarak ve bununla bağlı olarak en fazla bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verebilecektir.

Görüşünüze / Yorumunuza ilişkin olarak...

1)Kovuşturma aşamasının sınırları, Soruşturma aşamasında hazırlanıp mahkemece kabul edilmiş olan İddianameyle çizilmiştir (CMK.m.175/1)

2)Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir (CMK.m.225-2)

3)“…Kovuşturma safhası sonunda da iddia makamı, duruşmaya getirilip tartışılan delilleri değerlendirerek ESASA DAİR İDDİALARINI MÜTALAASI ile ortaya koyacak, sanık veya müdafii de buna dair savunmasını yapabilecektir…”
16.CD. E. 2017/2491, K. 2017/5658, T. 20.12.2017
http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=16cd-2017-2491.htm&kw=`2017/2491`+`2017/5658`+#fm

4) "...DAVASIZ YARGILAMA OLMAZ-5271 S.K. Md. 225/1 Uyarınca Hükmün Ancak İddianamede Unsurları Gösterilen Suça İlişkin Fiil ve Faili Hakkında Verileceği..."
5.CD.E.2018/1597,K.2019/4616, T.29.4.2019
http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=5cd-2018-1597.htm&kw=`davas%C4%B1z+yarg%C4%B1lama`#fm

Ne dersiniz ?

Saygılar
Old 02-09-2019, 09:07   #3
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın Meslektaşlarım,

Hazırlık aşamasında iddianameyi hazırlayan C. Savcısı Değişik suçlardan diyelim ki iddianamesinde müvekkil için üç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiş olsun. Kovuşturma aşamasında duruşma savcısı ise bu üç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını teke düşürme yönünde bir talepte bulunduysa bu durumda kanaatimce Mahkeme artık üç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veremeyecek, savcının son mütalaasını göz önünde bulundurarak ve bununla bağlı olarak en fazla bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verebilecektir. Zira aşağıda alıntı yaptığım Yargıtay içtihatı da Savcı bu mütalaası ile “ CMK'nun 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir…” demektedir. Ne dersiniz?

Katkılarınız için şimdiden teşekkürler.

5271 Sayılı CMK
Hükmün konusu ve suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi

Madde 225 – (1) Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.

2) Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.


Yargıtay 16. Ceza Dairesi E. 2017/2491; K. 2017/5658 T. 20.12.2017

“…..Ortaya konulan delillerle ilgili taraflara 5271 Sayılı CMK'nun 216/1. maddesinde belirtilen sıraya göre söz hakkı verilecek ve tartışma imkânı sağlanacaktır. Tartışma safhası tamamlandıktan sonra, önce bireysel iddia makamını temsil eden katılan ve vekili, sonra da kamusal iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki görüşünü beyan edecektir. Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, bu suretle CMK'nun 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir…” demektedir.
Sayın AHMET01;

Sayın üstad Av. Hulusi METİN'e ilaveten...

Öncelikle sorunuzdaki "eski iddianame" tabirinin hatalı olduğunu acizane ifade etmeliyim. İddianame ve esas hakkında mütalaa, malumunuz olduğu üzere farklı hukuki işlemlerdir ve mahkeme, esas hakkında verilen mütalaa, iddianameden farklı bir çizgide de olsa iddianamenin çizdiği sınırlar dahilinde bir yargılama yapacaktır (fiilin/fiillerin nitelendirilmesindeki iddia ve savunmalar hariç).

Başka deyişle mahkeme, "en fazla bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verebilecek" şeklinde ifade ettiğiniz bir durumla kısıtlanamayacaktır. Ayrıca "son mütalaa" olarak ifade ettiğiniz hukuki işlem de, somut durumda yargılamadaki tek mütalaadır. Cumhuriyet savcısı mütalaada, iddianameden ayrılarak üç değil de bir ağırlaştırılmış müebbet talep ederse de bu talep mahkeme için bağlayıcı olmayacaktır.

Saygılarımla...
Old 08-09-2019, 09:35   #4
AHMET01

 
Varsayılan

Üstatlarım çok teşekkür ederim.

Beni bu düşüncelere iten ilgili Yargıtay Kararının tamamını burada paylaşıyorum. Bu kararda mütalaayı hazırlayan cumhuriyet savcısının CMK m.225/1 de belirlenen yargılama sınırını sanki yeniden belirlediği gibi bir anlam çıkmıyor mu? Yoksa bu belirtilenler hazırlıkta iddianameyi hazırlayan savcı ile mi ilgili? diye soracağım fakat anlatımlardan kovuşturma savcısından eş bir anlatımla duruşmalara katılan savcıdan bahsettiği anlaşılıyor veya ben öyle anlıyorum. Şüphesiz vermiş olduğunuz değerli bilgiler doğrudur. Fakat bu içtihadı da bu kapsamda tam çözemedim. Tekrar çok teşekkür ederim. Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
16. CEZA DAİRESİ
E. 2017/2491
K. 2017/5658
T. 20.12.2017

* ESAS HAKKINDA MÜTALAADA BULUNMASI ZORUNLU UNSURLAR ( Cumhuriyet Savcısının Esas Hakkındaki Mütalaasını Yargılama Konusu Olan Tüm Suçlar Yönünden Açıklaması ve Bu Mütalaanın Mahkumiyet Yönünde Olması Durumunda Uygulanması Talep Edilen Kanun ve Maddelerini ve Kapsamasının Zorunlu Kabul Edildiği )

* SUÇ İSİMLERİ VE UYGULANMASI İSTENEN KANUN MADDELERİNİ İÇERMEYEN MÜTALAA ( Sanığın Bu Şekilde Son Savunması Alınarak Mahkumiyet Hükmü Kurulmasının Savunma Hakkının Kısıtladığı - Cumhuriyet Savcısının Esas Hakkındaki Mütalaasını Yargılama Konusu Olan Tüm Suçlar Yönünden Açıklaması ve Bu Mütalaanın Mahkumiyet Yönünde Olması Durumunda Uygulanması Talep Edilen Kanun ve Maddelerini ve Kapsamasının Zorunlu Kabul Edildiği )

* SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI ( Cumhuriyet Savcısının Sanığın da Bulunduğu Celsede Esas Hakkında Mütalaa Olarak Açıkladığı Ancak Suç İsimleri ve Uygulanması İstenen Kanun Maddelerini İçermeyen Mütalaasıyla Birlikte Sanığın Son Savunması Alınarak Mahkumiyet Hükmü Kurulmasının Savunma Hakkının Kısıtladığı )
5276/m.216,225/1

ÖZET : Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasını yargılama konusu olan tüm suçlar yönünden açıklaması ve bu mütalaanın mahkumiyet yönünde olması durumunda uygulanması talep edilen kanun ve maddelerini de kapsaması zorunlu kabul edildiğinden, Cumhuriyet savcısının sanığın da bulunduğu celsede esas hakkında mütalaa olarak açıkladığı ancak suç isimleri ve uygulanması istenen kanun maddelerini içermeyen mütalaasıyla birlikte sanığın son savunması alınarak mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : 1-)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 27.05.2014 tarih, 2013/1-76 esas, 2014/282 Sayılı kararında;

‘'Ceza muhakemesinin amacı olan somut gerçeğin ortaya çıkarılması için delillerin duruşmada ortaya konulmasından sonra, bu delillerden sonuç çıkarma, yani tartışma safhası başlamaktadır. Böylece ortaya konulan delillerle ilgili taraflara 5271 Sayılı CMK'nun 216/1. maddesinde belirtilen sıraya göre söz hakkı verilecek ve tartışma imkanı sağlanacaktır. Tartışma safhası tamamlandıktan sonra, önce bireysel iddia makamını temsil eden katılan ve vekili, sonra da kamusal iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki görüşünü beyan edecektir. Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, bu suretle CMK'nun 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Kovuşturma safhası sonunda da iddia makamı, duruşmaya getirilip tartışılan delilleri değerlendirerek esasa dair iddialarını mütalaası ile ortaya koyacak, sanık veya müdafii de buna dair savunmasını yapabilecektir. Bu, tez (yani iddia) ile antitezin (yani savunmanın) çatışmasıyla, sonuca (yani karara) ulaşılan bir süreç olan muhakeme sonucunda sağlıklı bir karara ulaşabilmenin gerekli ve zorunlu şartıdır.

Uyuşmazlık konusuna dair olan 1412 Sayılı CMUK'nun 251. ve 5271 Sayılı CMK'nun 216. maddeleri benzer şekilde düzenlenmiş olmalarına rağmen her iki kanunda da, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasının ne şekilde olacağına dair bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak ceza muhakemesi kanunlarının her konuyu ayrıntısıyla düzenlemesi beklenmemelidir. Bu sebeple usûl kanunlarının düzenlemediği alanlar kişi hak ve özgürlüklerine aykırı olmamak ve kanunun ruhuna uygun olmak şartıyla yorum ve kıyasla doldurulmakta ve bu uygulamalar benimsendikçe teamüle dönüşmektedir. Uygulamada yargılamaya konu olan her suç için Cumhuriyet savcısı tarafından esas hakkında görüş açıklanması ve bu mütalaanın mahkûmiyet yönünde olması durumunda, uygulanması talep edilen kanun ve maddelerinin açıkça belirtilmesi yerleşik ve benimsenmiş bir yöntemdir.

Öte yandan, iddia makamının esasa dair görüşünü anlaşılır ve açık bir biçimde sunmasının savunma hakkının kullanılmasıyla da bağlantılı olduğunda şüphe yoktur. Zira sağlıklı bir savunma ancak sağlıklı bir iddia üzerine oturtulabilir. Bu sebeple kamusal iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısı, karar verilmeden önce, toplanan delillere göre yargılama konusu olan her bir suç açısından esasa dair mütalaasını açık ve anlaşılır bir biçimde ve eğer görüşü mahkûmiyete dair ise mevzuatta yer alan kanun ve maddelerini de göstermek suretiyle açıklamak zorundadır.

Bu konuda öğretide de; “İddia makamı, muhakeme boyunca, mütalaa mahiyetindeki hükümleri ile hâkime ışık tutacak, muhakemede tez ileri sürüp sentez elde edilmesine çalışacaktır… Savcılık son kararın nasıl olması gerektiği hakkındaki görüşünü esas hakkındaki mütalaası ile açıklayacak ve artık şüphesi kalmayıp mahkûmiyet kararı verilmesini düşünüyorsa o zaman, sanığın cezalandırılmasını isteyecektir… Tartışma sadece maddi meseleye taalluk etmez; muhakeme hukuki meseleyi de çözeceğinden, bu mesele hakkındaki görüşler de iddiada yer alacaktır.” (Nurullah Kunter, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınları, 9. bası, İstanbul 1989, s.193, 936-937); “Ceza muhakemesi hükmünün kollektif olması gerekmesi sebebiyle, savcının son soruşturma safhasının sonuç çıkarma devresinde düşüncelerini bildirmesi yani esas hakkındaki mütalâasının serd etmesi, vazgeçilmez bir zarurettir. Diğer ilgililerin bir şey söylemeksizin işi mahkemenin kararına terk etmeleri mümkün görülebilmekle beraber, savcı bakımından böyle bir şey söz konusu olamaz; savcı her halde en son iddialarını söylemelidir. Bu itibarla, savcılık talep veya iddia durumunda olduğu konularda keyfiyeti hâkime (veya hâkimin takdirine) bıraktığını beyan ile yetinemez... Savcının esas hakkındaki mütalâasının alınması mecburî olmakla beraber, yargıcın bu ödevini yerine getirmekten kaçınan savcıyı zorlamak yetkisi bulunmadığından, bu gibi hallerde son kararın esas hakkındaki mütalâa alınmadan verilebilmesi de kabul edilmektedir. Ancak böyle bir durum ceza muhakemesi hükmünün kollektif olmasına engel teşkil edeceğinden, yargıç veya mahkeme başkanı hiç olmazsa makamın başı olan savcıya müracaat edebilmeli ve esas hakkındaki mütalâasını vermeyi red eden yardımcı yerine bir başkasının duruşmaya çıkarılmasını talep edebilmelidir… Esas hakkındaki mütalaanın sadece sübuta yani maddi meseleye değil, hukuki meseleye de taalluk etmesi gerekir. Muhakemenin aynı zamanda hukuki meseleyi de halletmek zorunda olması, savcının bu konudaki düşüncelerini de bildirmesini gerektirmektedir” (... Keyman, Ceza Muhakemesinde Savcılık, ... Matbaası, Ankara, 1970, s.258-262) şeklinde görüşler bulunmaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ozerov/Rusya (18.05.2010-64962/01) kararında; yargılamadan önce hazırlanan iddianamenin önemini vurgulamakla birlikte, ceza yargılamasına savcının katılmamasını AİHS'nin 6. maddesi kapsamında "adil yargılanma hakkının" ihlali olarak kabul etmiştir'' şeklinde düşüncelere yer verilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya gelindiğinde;

Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasını yargılama konusu olan tüm suçlar yönünden açıklaması ve bu mütalaanın mahkûmiyet yönünde olması durumunda uygulanması talep edilen kanun ve maddelerini de kapsaması zorunlu kabul edildiğinden, Cumhuriyet savcısının sanığın da bulunduğu 28.05.2015 tarihli celsede esas hakkında mütalaa olarak açıkladığı ancak yukarda izah edildiği şekilde suç isimleri ve uygulanması istenen kanun maddelerini içermeyen mütalaasıyla birlikte sanığın son savunması alınarak mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,

2-)Kabul ve uygulamaya göre de;

a-)Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararı ile TCK'nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması sebebiyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,

b-)Gerekçeli karar başlığında suç adının silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek yerine suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak olarak yazılması,

SONUÇ : Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 20.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 08-09-2019, 10:35   #5
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım AHMET01,

İlginiz için teşekkür ederim...

16.CD.‘nin 2017 yılındaki görevleri
https://www.yargitay.gov.tr/document...ar20012017.pdf

Okumak -Anlamak için okumak - Okuyup anladığımızı yorumlamak

Paylaştığınız Karar'dan alıntılarla...

"...1412 Sayılı CMUK'nun 251. ve 5271 Sayılı CMK'nun 216. maddeleri benzer şekilde düzenlenmiş olmalarına rağmen her iki kanunda da, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasının ne şekilde olacağına dair bir açıklık bulunmamaktadır.

Ancak ceza muhakemesi kanunlarının her konuyu ayrıntısıyla düzenlemesi beklenmemelidir.

Bu sebeple usûl kanunlarının düzenlemediği alanlar kişi hak ve özgürlüklerine aykırı olmamak ve kanunun ruhuna uygun olmak şartıyla yorum ve kıyasla doldurulmakta ve bu uygulamalar benimsendikçe teamüle dönüşmektedir.

Uygulamada yargılamaya konu olan her suç için Cumhuriyet savcısı tarafından esas hakkında görüş açıklanması ve bu mütalaanın mahkûmiyet yönünde olması durumunda, uygulanması talep edilen kanun ve maddelerinin açıkça belirtilmesi yerleşik ve benimsenmiş bir yöntemdir."

"...“İddia makamı, muhakeme boyunca, mütalaa mahiyetindeki hükümleri ile hâkime ışık tutacak, muhakemede tez ileri sürüp sentez elde edilmesine çalışacaktır…

Savcılık son kararın nasıl olması gerektiği hakkındaki görüşünü esas hakkındaki mütalaası ile açıklayacak ve artık şüphesi kalmayıp mahkûmiyet kararı verilmesini düşünüyorsa o zaman, sanığın cezalandırılmasını isteyecektir…

Tartışma sadece maddi meseleye taalluk etmez; muhakeme hukuki meseleyi de çözeceğinden, bu mesele hakkındaki görüşler de iddiada yer alacaktır.” (Nurullah Kunter, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınları, 9. bası, İstanbul 1989, s.193, 936-937);

“Ceza muhakemesi hükmünün kollektif olması gerekmesi sebebiyle, savcının son soruşturma safhasının sonuç çıkarma devresinde düşüncelerini bildirmesi yani esas hakkındaki mütalâasının serd etmesi, vazgeçilmez bir zarurettir."

"...Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ozerov/Rusya (18.05.2010-64962/01) kararında; yargılamadan önce hazırlanan iddianamenin önemini vurgulamakla birlikte, ceza yargılamasına savcının katılmamasını AİHS'nin 6. maddesi kapsamında "adil yargılanma hakkının" ihlali olarak kabul etmiştir'' şeklinde düşüncelere yer verilmiştir."

SONUÇ:

Dostumuz sevgili EKİCİ'nin tümceleriyle
...

"...mahkeme, "en fazla bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verebilecek" şeklinde ifade ettiğiniz bir durumla kısıtlanamayacaktır.

Ayrıca "son mütalaa" olarak ifade ettiğiniz hukuki işlem de, somut durumda yargılamadaki tek mütalaadır.

Cumhuriyet savcısı mütalaada, iddianameden ayrılarak üç değil de bir ağırlaştırılmış müebbet talep ederse de bu talep mahkeme için bağlayıcı olmayacaktır."

Saygılar
Old 08-09-2019, 11:47   #6
AHMET01

 
Varsayılan

Sayın Av. Hulusi Metin Üstadım,

Katkılarınız için çok çok teşekkür ederim. Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yüksek Görevli Mahkeme, 3. Bir Mahkemenin Yetkili Olduğuna Karar Verebilir Mi tolga doğan Meslektaşların Soruları 1 09-05-2018 15:27
kentsel dönüşüm sürecinde hesaplama yapılırken mevcut kullanılan daire m2 sine göre mi hesap yapılır yoksa eski proje yada eski paylara göre mi? burcu2127 Meslektaşların Soruları 1 10-10-2016 12:17
İddianameyi hazırlayan savcı mütalaa verebilir mi? mertt_onn Meslektaşların Soruları 6 04-05-2014 12:42
Haricen satışı yapılan taşınmazı mahkeme fark etmeyerek eski malikin üzerine tesciline karar vermiş.Ne yapılabilir? ncoban Meslektaşların Soruları 0 06-05-2013 13:13
Yurt dışına 35.md.göre tebligat olur mu Yeşim Dağgeçen Meslektaşların Soruları 7 01-09-2007 09:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06490707 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.