Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Barolar Birliği'nin Avukatlık Yasası Değişiklik Önerisi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-01-2007, 10:49   #1
Gamze Dülger

 
Varsayılan Barolar Birliği'nin Avukatlık Yasası Değişiklik Önerisi

Sayın Meslektaşlarım
25.12.2006 tarih itibarıyla Barolar Birliği tarafından ,tüm barolara gönderilen "Avukatlık Yasası Taslağı için önerileri " aşağıda bilgilerinize sunuyorum.
Önce gözlerime inanamadım.Tekrar tekrar okuduğumda ise,bu teklifin gerçekten Barolar Birliği tarafından hazırlanıp hazırlanmadığı hususunda tedirgin oldum.
Evet bu teklif Barolar Birliği tarafından hazırlanmış ve avukatların görüşlerine sunulmuştur.
Lütfen önerileri okuyup yorumlarınızı sununuz ve barolar birliği'ne gönderiniz.
Saygılarımla

AVUKATLIK YASASI DEĞİŞİKLİK TASLAĞI'NDA YERALMASI DÜŞÜNÜLEN YENİ İLKELERE İLİŞKİN TASLAK METİN ÖNERİLERİ:


İLKE

“MADDE 9:

Baroya kayıt olmadan ruhsatname alınabilmelidir."

TASLAK METİN:

9. maddeye yeni 3. fıkra olarak:

Fiilen avukatlık yapmayacağını beyan edenler avukat ünvanını kullanamazlar, baro levhasındaki kayıtlarında bu durum belirtilerek üyelikleri dondurulur. Üyelik aidatı ödemezler ve üyelik haklarından yararlanamazlar. Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdürler.

9. maddenin dördüncü fıkrasında düzenleme:

Ruhsatnameler, avukat kimlikleri ve ücretli avukatların kimlikleri Türkiye Barolar Birliği tarafından tek tip olarak bastırılır.


İLKE

Avukat stajyeri bir yıllık staj süresi boyunca yanında staj yaptığı avukatın sosyal
güvencisi sağlanmış ücretli elemanı olarak çalışabilir.

TASLAK METİN:

Avukatlık Yasası'nın 12. maddesinin c fıkrasında yapılacak değişiklik ile; c) Özel hukuk tüzelkişilerinin hukuk müşavirliği ve sürekli avukatlığı ile bir avukat yazıhanesinde ücret karşılığında avukatlık ve stajyer avukatlık.”



İLKE
  • Avukatlık Ücret Sözleşmesinin düzenlenmesi ve Barodan geçirilmesi zorunlu olmalıdır.







TASLAK METİN:

163. maddeye yeni 3. ve 4. fıkra olarak:

Adli ve idari mercilere vekaletname sunan avukatın bu işe ilişkin avukatlık sözleşmesini kayıtlı olduğu baronun ya da başvuruda bulunduğu makamın bulunduğu yer barosunun ilgili birimine sunarak sözleşmenin Avukatlık Yasası ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uygunluğunu vekaletnameye basılacak bir "AVUKATLIK SÖZLEŞMESİ GÖRÜLMÜŞTÜR" kaşesi ile belgelemesi zorunludur. İşlemi yapan baro sözleşmedeki vekalet ücretinin binde beşi oranında ücret alır. Avukatlık sözleşmesinin şekli ve içeriği baroya sunulması ve diğer konular Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Avukatlarca vekaletname sunulan merciler üçüncü fıkrada belirtilen kaşe basılmamış vekaletnameleri kabul edemez. Gerektiğinde ilgiliye on günlük süre verilerek bu süre içinde pul tamamlanmadıkça vekaletname işleme konulamaz.


İLKE
  • "Mesleki Sorumluluk Sigortası" zorunlu olmalıdır.



TASLAK METİN:

Yeni 43. madde olarak

Her avukat baro levhasına, her avukatlık bürosu ve avukatlık ortaklığı da baronun ilgili siciline yazıldığı tarihten başlayarak bir ay içinde mesleki sorumluluk sigorta poliçesini kayıtlı olduğu baro başkanlığına sunmak zorundadır.

Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlerin mesleki çalışmaları baro yönetim kurulunun kararı ile mesleki sorumluluk sigorta poliçesi sunulana kadar durdurulur. Mesleki sorumluluk sigortasına ilişkin esaslar Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirlenir.

Bu madde ile ilgili GEÇİCİ MADDE:

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte fiilen avukatlık yapanlar yürürlük tarihinden başlayarak bir ay içinde mesleki sorumluluk sigorta poliçesini kayıtlı olduğu baro başkanlığına sunmak zorundadır. Bu yükümlüğünü yerine getirmeyenler hakkında 43. maddenin ikinci fıkrası uygulanır.






İLKE
  • "ONURSAL AVUKAT" unvanı ihdas edilerek düzenlemesi yapılmalıdır.


TASLAK METİN:


ONURSAL AVUKAT

Meslekte kırk yılını dolduran avukatlara kayıtlı olduğu baronun önerisi ile Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu kararı ile "ONURSAL AVUKAT" ünvanı verilir.
  • Fiilen avukatlık yapmasına gerek yoktur.
  • Baro levhasındaki kaydı kazandığı statü belirtilerek korunur.
  • Aidat ödemez.
  • Kayıtlı olduğu baronun genel kurulunun doğal üyesidir. Seçme ve seçilme hakkı vardır.


İLKE
  • Meslek içi eğitim sürekli ve zorunlu olmalıdır.


TASLAK METİN:

Yeni 45. madde olarak:

Avukatlar kayıtlı oldukları barolar tarafından düzenlenen meslek içi eğitim çalışmalarına yılda en az elli saat katılmak zorundadır. Bu zorunluluğa uymayanların mesleki çalışması baro yönetim kurulu kararı ile saat eksiğini tamamlayana kadar durdurulur.

Meslek içi zorunlu eğitime ilişkin esaslar Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

İLKE
  • Avukatlık Ortaklıklarının İKİNCİ BÜRO açabilmeleri sağlanmalıdır.



TASLAK METİN:

43. maddeye ikinci fıkra olarak;




Avukatlık ortaklıkları siciline kayıtlı oldukları baro bölgesi içinde ya da dışında ilgili baro başkanlıklarına bilgi vererek "şube" niteliğinde "ikinci büro " açabilir. İkinci büronun açılış ve çalışma koşulları ve diğer ayrıntılar Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.



İLKE
  • “ÜCRETLİ AVUKAT” ın niteliği ve çalışma koşulları ayrıca ve açıkça düzenlenmelidir.


TASLAK METİN:

ÜCRETLİ AVUKAT

1-) Ücretli avukat, avukatlık faaliyetlerini, avukatla, avukatlık bürosu ile ya da avukatlık ortaklığı ile yapmış olduğu vekalet sözleşmesi kapsamında yürüten avukattır.

2-) Ücretli avukat, mesleki faaliyetlerini münhasıran yanında çalıştığı avukat/avukatlık bürosu/avukatlık ortaklığı tarafından verilen iş temelinde gerçekleştirir.

3-) Ücretli avukat olarak çalışanlar baronun ücretli avukatlar siciline kaydedilirler.

4-) Ücretli avukatlara kayıtlı oldukları baro tarafından avukatlık ruhsatnamesinden ayrı bir belge ve kimlik verilir.

Ücretli Avukatların Hak ve Ödevleri

1-) Ücretli avukatın baro levhasındaki kaydı, ücretli avukat olarak çalışmakta olduğu belirtilerek dondurulur. Bu anlamda baro üyesi değildir, baro genel kurulunda oy hakkı yoktur.

2-) Kendi adına vekaletname alamaz, dava ve iş takip edemez.

3-) Yanında çalışılan avukatın/büronun/ortaklığın mesleki sorumluluk sigortası, ücretli avukatın faaliyetlerini de kapsar.

4-) Ücretli avukatın yanında çalıştığı avukatla/büroyla/ortaklıkla olan iliş­kisi Avukatlık Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve bu konuda Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.

5-) Ücretli avukat Avukatlık Kanunu ve Meslek Kuralları'na uymakla yükümlüdür.

6- ) Ücretli avukatın aylık ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ilgili bölümünde gösterilir.

Disiplin Cezaları
Yanında çalışılan avukata/büroya/ortaklığa karşı bir disiplin suçunun işlen­mesi durumunda, disiplin cezalarının yanı sıra, ücretli avukatlar sicilinden çıkarılma cezası da uygulanabilir.

Ücretli Avukatlar Sicilinden Çıkarma
1-) Aşağıda belirtilenlerin Baro Yönetim Kurulu kararı ile ücretli avukatlar sicilinde çıkarılması zorunludur:

a-) Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesinde belir­tilen engellerden birini taşıyanlar;
b-) Ücretli avukat sözleşmesi sona ermiş olanlar;
c-) Ücretli avukatlar sicilinden çıkarılma cezası uygulanmış olanlar;
d-) Vefat edenler.

Sözleşmenin sona ermesi dışındaki sebeplerle sicilden çıkarılmasına karar verilen ücretli avukatın ücretli avukatın baro levhasındaki dondurulmuş kaydı da silinir

Avukatlara dair düzenlemeler (ücretli avukatın bir avukat, avukatlık bürosu ya da avukatlık ortaklığı ile arasındaki sözleşme hükümleriyle çelişmemesi koşuluyla) uygun olduğu ölçüde ücretli avukatlar açısından da geçerlidir.

İLKE
  • Yabancı hukuk bürolarının çalışma koşulları ayrıntılı olarak düzenlenmelidir.

TASLAK METİN İÇİN ÖNERİ:


YABANCI AVUKATLIK ORTAKLIKLARI

  • Yabancı avukatlık ortaklıkları kendi ülkelerinde yasal ve faal konumda olduklarını kanıtlamak zorundadır,
  • Yalnızca yabancı hukuklar ve milletlerarası hukuk konularında danışmanlık/avukatlık hizmeti verebilirler ,
  • Avukatlık ortaklığı şeklinde kurulmalı en az iki gerçek ya da tüzel kişi Türk ortağı olmalıdır.
  • Yabancı avukatlık ortaklıkları baroların Türkiye Barolar Birliği'nin yabancı avukatlık ortaklıkları siciline kaydedilirler. Baroya karşı yükümlülüklerini yerine getirirler.
  • Yabancı avukatlık ortaklığının Türk ortaklarından biri baro ve Türkiye Barolar Birliği ile ilişkileri yürütmekle görevlendirilmiş olarak baroya bildirilir.
  • Türk ortaklar kendi adlarına vekaletname alamaz ve dava ve iş takip edemezler.
Yabancı avukatlık ortaklıklarının çalışmaları ile ilgili diğer ayrıntılar Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirlenir.


Old 12-01-2007, 14:30   #2
av.sgenc

 
Varsayılan

çok özet bir şekilde anladığım;
  • ücretli avukatlar, avukatlık mesleğinin her yükümlülüğüne her külfetine katlanırlar ancak bu mesleğin sağladığı her hakka kullanamazlar. Ben avukatsam baroya kayıt da olmalıyım, genel kurulda oyumu da kullanmalıyım
  • Ne kadar çok dava açılırsa Barolar/ Barolar birliği o kadar çok para kazanır ve dava açarken baroya danışmamız gerekir.
Ben de böyle bir tasarının neden hazırlandığını hala anlamış değilim. Bu tasarının bir gerekçesi vardır heralde. Sıavın iptal edilmesiyle birlikte Barolar Birliği yeni arayışlar içine girdi galiba...bana göre avuktlık mesleğinin serbest meslek özelliğine karşı bir tasarı. O zaman Barolar Birliği ücretli avukatları iş kanununa tabi tutacak demektir bu...
Old 16-01-2007, 12:00   #3
aqua

 
Varsayılan

Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz.En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı!

MOLIERAC

Sözün bittiği yerde Avukatlık da biter...
Old 23-01-2007, 16:50   #4
Av.Ünzile Küçüköner

 
Varsayılan


12.12.2006 tarihinde, bu forumda,Avukatlık kanununda lehimize değişiklik yapılması gerektiğini,bu taleplerimizi de ilgili yerlere uluştırmamaız gerektiğini dile gitmiştim.

Ben kendi adıma forumda oluşan cevaplarla birlikte tüm forum metnini ilgili olabilecek tüm yerlere BAROLAR BİRLİĞİ posta adresi de dahil olmak üzere gönderdim.

Ancak bu gerçekten şaka gibi metin gösteriyor ki, ya TBB gerçekten avukatların sorunlarından bi haber, ya da biz yeterince kendimizi ifade edemiyor,sorunlarımızı anlatamıyor ve kendi haklarımız için yeterince mücadele etmiyoruz.!!!

TÜM AVUKATLARIN,MESLEK SORUNLARINI, NASIL BİR AVUKATLIK KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ OLMASI GEREKTİĞİ KONUSUNDAKİ FİKİRLERİNİ,BİR AN ÖNCE BAROLAR BİRLİĞİNE İLETMESİ, sorunlarımızdan haberdar olmadığı anlaşılan TBB ni bilgilendirmesi gerekmekte sanırım.



""" 12.12.2006/ Avukatlık Kanunun Teklifi !!! / Adalet Bakanı Cemil Çiçek, avukatlık mesleğinin sorunlarının çözümü adına bugüne kadar barolardan bir teklif gelmediğini belirterek, ''Bu Meclis görevini bitirmeden, düzgün bir Avukatlık Yasasını çıkarabiliriz. Bunu, buradan Hükümet adına taahhüt ediyorum'' dedi…..
Bu mesleğin belli sorunlarının olduğunu vurgulayan çiçek, şunları kaydetti:
''İktidara gelişimizin 4. yılı bitmiş olmasına rağmen barolardan, mesleğin sıkıntılarını çözmek adına bakanlığa gelmiş bir teklif yok. …. Ama bize bir çalışmanın gelmiş olması lazım. Onun için biz avukatlarla ilgili hiçbir çalışma yapmadık. 23.11.2006 Kaynak: Milliyet
Henüz kanun çıkmadan önce,

Tüm Baroların ve özellikle de Barolar Birliği’nin !! Yeni bir avukatlık kanunu metninde olması gerekenler konusunda, mutlaka iyi bir çalışma yapması ve bunu ilgili makamlara ulaştırması gerekli.
Herkes üstüne düşen görevi yapmalı.
Bizler de kendi adımıza;
Yeni avukatlık kanununda hangi düzenlemeler bulunmalı, sıkıntılarımız nelerdir, bu görüşlerimizi bu forumda toplayıp, Adalet Bakanı’na,Barolar Birliği’ne , barolara ve ilgili makamlara ulaştırabiliriz kanaatindeyim.
Kanun çıktıktan sonra, eleştirmek yerine, biz şu anda üstümüze düşen görevi yapalım ve görüşlerimizi,sıkıntılarımızı bildirelim. YOKSA “avukatlık mesleğinin sorunlarının çözümü adına bugüne kadar bir teklif gelmedi” DENİLEBİLİR!!.
Saygılarımla
Av.Ünzile Küçüköner """
Old 23-01-2007, 20:03   #5
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Sevgili Meslektaşlarım;

TBB internet sitesinde yer alan va Av Y tasarısı oalarak geçen konuyu Gamze Hanımın yazısı ile öğrendim. Baroları göreve çağırıyorum.

Özellikle baroların Avukatlık yasasının bir çok maddesinin katledilmesinde gösterdikleri duyarsızlıktan sıyrılmaları hususunda uyarıyorum. TBB tutanaklarında, Barolarda bu konuya gönül vermiş meslektaşlarımızın yüzlerce, binlerce sayfalık çalışmaları vardır. Avukatlık mesleği çok kötü bir konuma gelmiştir.
Sevgili KÜÇÜKÖNER avukatlık hukukuna gönül verenlerin çalışmaları TBB raflarındadır...

Böylesi bir maddenin TBB sitesinde yayınması bile züldür. Bu tasarıyı kim hazırlamıştır, bu konuda raflarda bulunan geceler boyu hazırlanan çalışmalar, çağdaş ülkelerin avukatlık yasaları mukayeseli hukukta nedir, nasıldır....

2500 yıllık savunma mesleğine ayıptır,
Ve dahi YAZIKTIR...
Old 24-01-2007, 11:01   #6
ad-hoc

 
Varsayılan

TBB'nin yapmış olduğu düzenleme göstermeliktir. Şöyle ki; Avukatlık sınavını kaldıran 5558 sayılı kanunun meclis görüşmelerindeki tartışmaları anımsayınız. Chp, TBB'nin sürekli hükümetin kapısını çaldığını fakat hükümetten olumlu cevap alamadığını belirtmiştir. Bunun üzerine söz alan Adalet Bakanı "bu kanun bir vesile olsun TBB gelsin birlikte Avukatlık Kanunu'nu iyileştirmek için çalışalım, konu sınavın kalkması kalkmaması değil Avukatlık Mesleği ve Hukuk Eğitimidir" demiştir. Kanımca bu teklif üzerine birşeyler(!) yaptığını göstermek için TBB bu şekilde bir çalışma da bulundu. Bulundu ki, biz çalıştık hükümet yine destek vermedi deme hakkına sahip olsun... Takdir sizlerin... Konu her zaman ki gibi yine siyaset. Bu arada Özdemir Özok aldığım duyumlara göre istifa edip vekil olmak yolunda çalışmalara başlayacakmış. Ne kadar tuhaf değil mi(!) ????
Old 25-01-2007, 08:38   #7
Gamze Dülger

 
Varsayılan

En basit misalle,

BB %o5 kesintiyi ben ücret alacağımı almadan nasıl alacaktır?Bu alacağımı alamazsam ne olacak?
BB öncelikle benim ücret alacağımı garanti altına almalı iken,hiç bir katkısı olmaksızın aldığı bu bedeli ne yapacaktır?
BB avukatlara hukuki ve mesleki konularda dahi yardım edemezken bu büyük bütçeyi nereye harcayacaktır?
Ücret sözleşmesi sigortası neden düşünülmemiştir?
'Ücretli Avukatlar ' düzenlemesi ve 'şube açma ' serbestisi ile TEKEL AVUKATLAR oluşmayacak mı?Büyük firma ve yanında çalışan yüzlerce ücretli avukat ...
Fabrika işçisinden farkımız ne olacak?Üstelik onlar bizden daha şanslı çünkü hepsine İş hukuku uygulanır iken ücretli avukatlar farklı statüde olacak

Devam edeceğim.....Saygılar
Old 25-01-2007, 09:34   #8
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Tüm bunlar bir yana "Yabancı avukatlar" konusunda Milletrerarası hukukumuzda temel ilke olan karşılıklılık unsuru neden gündeme alınmamıştır?.

Barolar Birliği web sitesinde yabancı avukatların danışmanlık hizmeti adı altında zaten ülkemizde faaliyette bulundukları (219 adet danışmanlık bürosu) bildirilmektedir.

Barolar Birliği'nin Hazine Müsteşarlığı'na yazdığı yazı aşağıdaki gibidir

· Baro kayıtları olmadan ve genelde “danışmanlık şirketi” başlığıkullanılarak faaliyet sürdüren “yabancı hukuk/danışmanlık” ortaklıklarının saptanamaması ve haklarında Avukatlık Yasası hükümlerinin uygulanamaması karşısında 04.10.2006 tarihinde Hazine Müsteşarlığından çalışmalarımıza esas olmak üzere ülkemizde faaliyete bulunan yabancı danışmanlık şirketlerinin isim ve adreslerini gösterir bir listenin başkanlığımıza gönderilmesi istenmiştir.
Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından Birliğimize gönderilen “yabancı sermayeli hukuk/danışmanlık ortaklıkları” listesinin tamamına (219) yazı yazılarak;
*Faaliyetlerinin Avukatlık Yasası 44/B maddesi kapsamında tanımlanması,
*Adreslerinin bulunduğu yer baro başkanlığına durumlarını bildirir bir başvuruda bulunup bulunmadıkları,
*Hakim sermayenin ait olduğu ülkedeki mesleki kayıt bilgileri ile,
*Ortaklıkları bünyesinde çalışan avukatların kayıtlı oldukları baro bilgilerinin Başkanlığımıza bildirilmesi istenmiştir.
Alınan yanıtlar değerlendirilerek ilgili barolardan, belirlenen firmaların/avukatların durumunun Avukatlık Yasasının 35 ve 44/B ve 48.maddeleri kapsamında incelenerek gereğinin yapılması istenmiştir.

Belki yine abartıyorum.Ancak yukarıda yazışma beni "taraflı -kötüniyetli" düşüncelere itiyor.
Her ne kadar tasarıda bu avukatların Milletlererarası Hukuk hususunda bu hizmetleri verbilecekleri yasalaştırılmaya çalışılsa da yurtdışında Türk Hukuk fakültelerinden birinden mezun olmuş Türklere aynı imkanın verilip verilmediğini henüz bilmiyorum..Öğrendiğimde foruma bilgi aktaracağım.

saygılarımla
Old 25-01-2007, 18:14   #9
avenginakbaba

 
Varsayılan Taslağın eleştirilmesi/ Çok önemli

Av. Engin AKBABA (TASLAĞIN ELEŞTİRİLMESİ)
Avukatlık Kanunu Değişiklikleri içeren Taslağı kendimce eleştirdim. Ama siz değerli meslektaşlarımın eleştirilerine ve görüşlerine ihtiyacım var. bu konuda tarafıma destek veriri ve görüşlerinizi bildirirseniz çok memnun olacağım.
Saygılarımla.




AVUKATLIK YASASI DEĞİŞİKLİK TASLAĞI'NDA YERALMASI DÜŞÜNÜLEN YENİ İLKELERE İLİŞKİN TASLAK METİN ÖNERİLERİ:


İLKE

“MADDE 9:

Baroya kayıt olmadan ruhsatname alınabilmelidir."

TASLAK METİN:

9. maddeye yeni 3. fıkra olarak:

Fiilen avukatlık yapmayacağını beyan edenler avukat ünvanını kullanamazlar, baro levhasındaki kayıtlarında bu durum belirtilerek üyelikleri dondurulur. Üyelik aidatı ödemezler ve üyelik haklarından yararlanamazlar. Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdürler.

9. maddenin dördüncü fıkrasında düzenleme:

Ruhsatnameler, avukat kimlikleri ve ücretli avukatların kimlikleri Türkiye Barolar Birliği tarafından tek tip olarak bastırılır.

BİZİM ELEŞTİRİMİZ: Oluşturulmaya çalışılan Ücretli Avukatlık Kurumu kabul edilemez. Anayasaya aykırı nitelik taşımaktadır. Avukatlık Mesleğine girişin bütün koşullarını gerçekleştirmiş birisinin elinden daha sonra yapılacak bir düzenleme ile kanununların sağladığı haklar alınamaz.

İLKE

Avukat stajyeri bir yıllık staj süresi boyunca yanında staj yaptığı avukatın sosyal
güvencisi sağlanmış ücretli elemanı olarak çalışabilir.

TASLAK METİN:

Avukatlık Yasası'nın 12. maddesinin c fıkrasında yapılacak değişiklik ile; c) Özel hukuk tüzelkişilerinin hukuk müşavirliği ve sürekli avukatlığı ile bir avukat yazıhanesinde ücret karşılığında avukatlık ve stajyer avukatlık.”

ELEŞTİRİMİZ: “Avukatlık stajının amacı, hukuk bilgilerini bilimsel verilerden ayrılmaksızın ve bilimin yöntemlerini kullanarak somut olaylara uygulayabilen, yargılama süresince yargılama faaliyetinin yönetimine ve kararın oluşumuna etkin biçimde katılabilen, meslek ilke ve kurallarına bağlı, hak arama özgürlüğünün yaşama geçmesi için uğraş veren, insan haklarına saygılı, demokrasi ve hukukun üstünlüğünden ayrılmayan, bağımsız ve özgür avukatların yetişmesi için hukuksal, sanatsal, eğitsel olanakların sağlanmasıdır.” Avukatlık Staj Yönetmeliği, Avukatlık Stajının amacını açıkça belirlemiştir. Oysa, T.B.B ilkesinde Avukatla Stajyer arasında işveren –işçi ( daha kaba tabirle İşveren- Ücretli elaman) ilişkisi yaratılmaya çalışılmaktadır. Oysa, bu durum, stajyerin, avukatlık bürosunda geçirdiği süreçte stajyere bilimsel ve hukuki sorunlara müdahale edebilme kabiliyetini geliştirmeyecek, hak arama özgürlüğü ile donatılmaya çalışılan Stajyeri, takipçilerle aynı konuma düşürerek avukatlık mesleğinin saygınlığını hem stajyer nezdinde hem de toplum nezdinde zedeleyecektir.
(Bir tasarı da Avukat Stajyeri için Ücretli Eleman tabiri kullanılmamalıydı.)

Elbette, stajyerlerin sosyal güvencesi olmalıdır. Ama bu sosyal güvence, Yanında çalıştığı avukat tarafından değil, özgür bir avukat yetiştirilmek isteniliyor ise, barolar ya da Türkiye Barolar Birliği tarafından sağlanmalıdır.
Barolar Birliği Avukatlara sağladığı kredilerin miktarını yüksek tutmalı ve bunları karşılıksız olarak vermelidir. Ancak bu şekilde hak arama özgürlüğünü kazanmış avukatlar yetiştirilebilinir.

Yine Avukatlık Staj Yönetmeliğinin 17 maddesinde, yanında staj yapılan avukatların yükümlülükleri gayet açıkça ve stajyerin özgürce bilgi, birikim ve saygınlık kazanması aşamasında yanında staj yapılan avukatın yükümlülüklerini belirlemiştir. “Avukat, stajyerini hukukun üstünlüğü ilkesine, meslek ilke ve kurallarına bağlı, hukuk bilgilerini somut olaylara uygulayabilecek nitelikte, bağımsız ve özgür bir avukat olarak yetiştirmekle yükümlüdür.
Bu yükümlülük kapsamında avukat, stajyeri Avukatlık Kanununun 23 üncü maddesinde belirtilen duruşmalara ve cezaevi görüşmelerine birlikte gitmek, mahkemeler ve idari makamlardaki işleri takip etmek, dava dosyalarını ve yazışmaları düzenlemek imkanını sağlayarak eğitir. Stajyere bu işler dışında bir iş yüklenemez. “ Yönetmeliğin 1. ve 17. madde hükümleri aynen korunmalı ve kanunun lafzına da bu ibareler girmelidir.
İLKE: Hak arama özgürlüğüne sahip, bilimsel araştırma yapabilen, hukukun üstünlüğüne inanan avukatlar yetiştirmek.
Madde teklifimiz: “Stajyerin sosyal güvencesi Türkiye Barolar Birliği tarafından sağlanır. Avukat Stajyerine staj süresince, karşılıksız olarak Türkiye Barolar Birliği tarafından Asgari ücret kadar ücret ödenir”



İLKE
  • Avukatlık Ücret Sözleşmesinin düzenlenmesi ve Barodan geçirilmesi zorunlu olmalıdır.







TASLAK METİN:

163. maddeye yeni 3. ve 4. fıkra olarak:

Adli ve idari mercilere vekaletname sunan avukatın bu işe ilişkin avukatlık sözleşmesini kayıtlı olduğu baronun ya da başvuruda bulunduğu makamın bulunduğu yer barosunun ilgili birimine sunarak sözleşmenin Avukatlık Yasası ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uygunluğunu vekaletnameye basılacak bir "AVUKATLIK SÖZLEŞMESİ GÖRÜLMÜŞTÜR" kaşesi ile belgelemesi zorunludur. İşlemi yapan baro sözleşmedeki vekalet ücretinin binde beşi oranında ücret alır. Avukatlık sözleşmesinin şekli ve içeriği baroya sunulması ve diğer konular Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Avukatlarca vekâletname sunulan merciler üçüncü fıkrada belirtilen kaşe basılmamış vekâletnameleri kabul edemez. Gerektiğinde ilgiliye on günlük süre verilerek bu süre içinde pul tamamlanmadıkça vekâletname işleme konulamaz.

ELEŞTİRİMİZ: Bu madde ile hedeflenen, Barolar Birliğine maddi kaynak yaratmaktır. Oysa Baro pulu vasıtası ile her vekâletnameden barolar 3,15 ytl kesenek almaktadır.
Maddenin belirlediği hükümlerin hayata geçirilmesi teknik olarak mümkün değildir. Zira vekil, her müvekkili ile her zaman yan yana gelebilecek durumda değildir. Yurt dışından ya da uzak kentlerden gelen vekâletnameler üzerine dava açılabilmekte, işlem yapılabilmektedir.

İLKE: Avukatlar “Noterlik İşlerini” yapabilmelidir.

Madde Teklifimiz: Avukatlar, noterlik işlerinin tamamını yapabilir.


İLKE
  • "Mesleki Sorumluluk Sigortası" zorunlu olmalıdır.



TASLAK METİN:

Yeni 43. madde olarak

Her avukat baro levhasına, her avukatlık bürosu ve avukatlık ortaklığı da baronun ilgili siciline yazıldığı tarihten başlayarak bir ay içinde mesleki sorumluluk sigorta poliçesini kayıtlı olduğu baro başkanlığına sunmak zorundadır.

Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlerin mesleki çalışmaları baro yönetim kurulunun kararı ile mesleki sorumluluk sigorta poliçesi sunulana kadar durdurulur. Mesleki sorumluluk sigortasına ilişkin esaslar Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirlenir.

ELEŞTİRİMİZ: Kendi geçimini sağlamak da zorlanan avukatlar üzerine yeni maddi külfetler yüklenmesi, Avukatların bazılarını, sırf geçimlerini sağlayabilmek için mesleğin onurunu hiçe sayacak davranışlara sürüklemektedir. Taslağın genelinde olduğu gibi bu madde ile de güdülen amaç mesleğe yeni başlamış avukatı, başka bir avukat yanında çalışmaya zorlamak ve avukatlık mesleğinin ve kanunun verdiği hakları kullanmasını engellemektir. Nihai hedef ise Ücretli avukatların genel kurullar da oy hakkının engellenerek, koltuk sahiplerinin koltuklarını tehdit edebilecek boyuta gelmiş olan genç avukat sayısını aza indirgeyebilmektir.
Hukukçu olmanın gerektirdiği, bilgi beceri ve zekanın görmezden gelinerek, mesleği sadece zengin kişilerin icraat alanı haline getirmeye çalışmak eşitlik taraftarı olan biz hukukçuların karakterlerinin ve vicdanlarının kabul edemeyeceği bir durumdur.



Bu madde ile ilgili GEÇİCİ MADDE:

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte fiilen avukatlık yapanlar yürürlük tarihinden başlayarak bir ay içinde mesleki sorumluluk sigorta poliçesini kayıtlı olduğu baro başkanlığına sunmak zorundadır. Bu yükümlüğünü yerine getirmeyenler hakkında 43. maddenin ikinci fıkrası uygulanır.






İLKE
  • "ONURSAL AVUKAT" unvanı ihdas edilerek düzenlemesi yapılmalıdır.


TASLAK METİN:


ONURSAL AVUKAT

Meslekte kırk yılını dolduran avukatlara kayıtlı olduğu baronun önerisi ile Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu kararı ile "ONURSAL AVUKAT" ünvanı verilir.
  • Fiilen avukatlık yapmasına gerek yoktur.
  • Baro levhasındaki kaydı kazandığı statü belirtilerek korunur.
  • Aidat ödemez.
  • Kayıtlı olduğu baronun genel kurulunun doğal üyesidir. Seçme ve seçilme hakkı vardır.

ELEŞTİRİMİZ:
Meslekte yeni olanlara her türlü zorluk çıkarılırken, meslekte eskimişlere ayrıcalıklar verilmesi kabul edilemez. Oy hakkı sadece ilgili kurullara kayıt olan kişilerindir. Ve vaz geçilmez; devredilemezdir. Demokrasinin olmazsa olmaz şartıdır. Ve oy hakkı meslekte olanları ilgilendirecek kararların alınmasında, yönetimlerin seçilmesinde en etkili silahtır.


İLKE
  • Meslek içi eğitim sürekli ve zorunlu olmalıdır.


TASLAK METİN:

Yeni 45. madde olarak:

Avukatlar kayıtlı oldukları barolar tarafından düzenlenen meslek içi eğitim çalışmalarına yılda en az elli saat katılmak zorundadır. Bu zorunluluğa uymayanların mesleki çalışması baro yönetim kurulu kararı ile saat eksiğini tamamlayana kadar durdurulur.

Meslek içi zorunlu eğitime ilişkin esaslar Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

ELEŞTİRİ: YOKTUR

İLKE
  • Avukatlık Ortaklıklarının İKİNCİ BÜRO açabilmeleri sağlanmalıdır.



TASLAK METİN:

43. maddeye ikinci fıkra olarak;




Avukatlık ortaklıkları siciline kayıtlı oldukları baro bölgesi içinde ya da dışında ilgili baro başkanlıklarına bilgi vererek "şube" niteliğinde "ikinci büro " açabilir. İkinci büronun açılış ve çalışma koşulları ve diğer ayrıntılar Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.

ELEŞTİRİMİZ:
Madenin kanımızca amacı, yine ücretli avukatlık kurumu ile getirilmeye çalışılan statü ile paraleldir. Avukatlığın sermaye karşısında kaybedeceği kalelerden biri olacaktır. Patron avukat kavramı yaratılırken, işçi avukat kavramı geliştirilecek, Avukatlar kendi aralarında sınıflara ayrılacak ve BURJUVA-PROLETER kavramları avukatlık mesleği için geçerli olacaktır.



İLKE
  • “ÜCRETLİ AVUKAT” ın niteliği ve çalışma koşulları ayrıca ve açıkça düzenlenmelidir.


TASLAK METİN:


ELEŞTİRİMİZ:

KÖLE AVUKATLIK SİSTEMİ:
Biz Avukatlar, kimseye, ne müvekkile, ne hâkime, hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. AVUKATLAR KÖLE KULLANMADILAR, FAKAT EFENDİDE OLMADILAR” Bu sözün bittiği yerde Avukatlık mesleğinin saygınlığı, onuru da biter. Biz göreve başlarken Onur ve saygınlığımızı koruyacağımıza dair ant içtik ve andımıza sadığız.
“ÜCRETLİ AVUKATLIK” asla kabul edilemez.

Avukatları köleleştirmeye çalışan zihniyete karşı da her türlü demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz.

ÜCRETLİ AVUKAT

1-) Ücretli avukat, avukatlık faaliyetlerini, avukatla, avukatlık bürosu ile ya da avukatlık ortaklığı ile yapmış olduğu vekalet sözleşmesi kapsamında yürüten avukattır.

2-) Ücretli avukat, mesleki faaliyetlerini münhasıran yanında çalıştığı avukat/avukatlık bürosu/avukatlık ortaklığı tarafından verilen iş temelinde gerçekleştirir.

3-) Ücretli avukat olarak çalışanlar baronun ücretli avukatlar siciline kaydedilirler.

4-) Ücretli avukatlara kayıtlı oldukları baro tarafından avukatlık ruhsatnamesinden ayrı bir belge ve kimlik verilir.

Ücretli Avukatların Hak ve Ödevleri

1-) Ücretli avukatın baro levhasındaki kaydı, ücretli avukat olarak çalışmakta olduğu belirtilerek dondurulur. Bu anlamda baro üyesi değildir, baro genel kurulunda oy hakkı yoktur.

2-) Kendi adına vekaletname alamaz, dava ve iş takip edemez.

3-) Yanında çalışılan avukatın/büronun/ortaklığın mesleki sorumluluk sigortası, ücretli avukatın faaliyetlerini de kapsar.

4-) Ücretli avukatın yanında çalıştığı avukatla/büroyla/ortaklıkla olan iliş­kisi Avukatlık Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve bu konuda Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.

5-) Ücretli avukat Avukatlık Kanunu ve Meslek Kuralları'na uymakla yükümlüdür.

6- ) Ücretli avukatın aylık ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ilgili bölümünde gösterilir.

Disiplin Cezaları
Yanında çalışılan avukata/büroya/ortaklığa karşı bir disiplin suçunun işlen­mesi durumunda, disiplin cezalarının yanı sıra, ücretli avukatlar sicilinden çıkarılma cezası da uygulanabilir.

Ücretli Avukatlar Sicilinden Çıkarma
1-) Aşağıda belirtilenlerin Baro Yönetim Kurulu kararı ile ücretli avukatlar sicilinde çıkarılması zorunludur:

a-) Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesinde belir­tilen engellerden birini taşıyanlar;
b-) Ücretli avukat sözleşmesi sona ermiş olanlar;
c-) Ücretli avukatlar sicilinden çıkarılma cezası uygulanmış olanlar;
d-) Vefat edenler.

Sözleşmenin sona ermesi dışındaki sebeplerle sicilden çıkarılmasına karar verilen ücretli avukatın ücretli avukatın baro levhasındaki dondurulmuş kaydı da silinir

Avukatlara dair düzenlemeler (ücretli avukatın bir avukat, avukatlık bürosu ya da avukatlık ortaklığı ile arasındaki sözleşme hükümleriyle çelişmemesi koşuluyla) uygun olduğu ölçüde ücretli avukatlar açısından da geçerlidir.

İLKE
  • Yabancı hukuk bürolarının çalışma koşulları ayrıntılı olarak düzenlenmelidir.

ELEŞTİRİMİZ:
“KARŞILILIK İLKESİ” ESASLARI GERÇEKLEŞMEDİKÇE KABUL EDİLEMEZ.

TASLAK METİN İÇİN ÖNERİ:


YABANCI AVUKATLIK ORTAKLIKLARI

  • Yabancı avukatlık ortaklıkları kendi ülkelerinde yasal ve faal konumda olduklarını kanıtlamak zorundadır,
  • Yalnızca yabancı hukuklar ve milletlerarası hukuk konularında danışmanlık/avukatlık hizmeti verebilirler ,
  • Avukatlık ortaklığı şeklinde kurulmalı en az iki gerçek ya da tüzel kişi Türk ortağı olmalıdır.
  • Yabancı avukatlık ortaklıkları baroların Türkiye Barolar Birliği'nin yabancı avukatlık ortaklıkları siciline kaydedilirler. Baroya karşı yükümlülüklerini yerine getirirler.
  • Yabancı avukatlık ortaklığının Türk ortaklarından biri baro ve Türkiye Barolar Birliği ile ilişkileri yürütmekle görevlendirilmiş olarak baroya bildirilir.
  • Türk ortaklar kendi adlarına vekaletname alamaz ve dava ve iş takip edemezler.
Yabancı avukatlık ortaklıklarının çalışmaları ile ilgili diğer ayrıntılar Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirlenir.



ELEŞTİRİMİZ:
SONUÇ OLARAK; Bu taslağı üyesi olduğumuz meslek örgütümüzün hazırlaması son derece üzücüdür. Taslak tamamen geri çekilse bile Meslek örgütümüz (T.B.B), avukatlığa bakış açısını, niyetini ortaya koymuştur. Avukatların hakları savunulacağız zaman hep geri duran, aylardır ödenmeyen C.M.K müdafiliği ücretlerini çözüme kavuşturamayan meslek örgütü(müz), bütün bu olanlardan sonra böyle bir tasarı ile karşımıza çıkmış ve bu bizim ve meslektaşlarımızın, birlik yönetimine olan inançlarını, duyduğu güveni fazlası ile zedelemiştir.

Biz, kendi adımıza mesleğimizin onur ve saygınlığının gerektirdiği mücadeleyi demokratik koşullarda ortaya koyacağız.

Av. Engin AKBABA
Old 25-01-2007, 19:05   #10
Av.Yasemin

 
Varsayılan

Daha önce, AAÜT değişikliği ile kazanılmış haklarımızdan çok önemli bir geri adım atılmasına sebep olan Birliğimizin ne yapmaya çalıştığını anlamak mümkün değildir.TBB bizlerin meslek kuruluşu olma işlevini çoktan yitirmiştir.Bizler gibi son derece zor bir iş olan Avukatlığı seçmiş olan kişilerin her zaman toplumda önder ve cesaretli insanlar olduğunu düşünüyorum,bizi temsilden ve de ciddiyetten uzak bu birliğin bir şekilde görevinin son bulması gerektiği inancındayım.Saygılar.
Old 25-01-2007, 22:46   #11
TEKİN

 
Varsayılan Avukat Meslekİ Sorumluluk Sİgortasi

SAYIN ENGİN AKBABA!
AVUKAT MESLKİ SORUMLULUK SİGORTASI 200.000 ytl lik bir riski 315 ytl'ye yıllık sigortalıyor.Bu Avukat arkadaşlara ne gibi bir maddi külfet getirir.Bilakis herhangibir hata sonucu oluşabilecek müvekkillerinize verebileceğiniz maddi zararları karşılıyor.Dünyanın 140 ülkesinde uygulanan bu mesleki sigorta asıl mesleğe yeni başlamış arkadaşlar için daha gerekli değil mi?
Avrupada berberde kulağınız yanlışlıkla kesilirse, berberin mesleki sorumluluk sigortası kulağınızın tedavisi için her türlü masrafı karşılıyor.Doktorun yaptığı hatadan ötürü birimiz ölür veya sakat kalırsak (onlara 2007'de zorunlu hale gelen) mesleki sorumluluk sigortası ailemize veya sakat kalırsak tarafımıza tazminat ödüyor.Bir davada hata ve ihmal sonucu benim maddi zararımı kim karşılar.Aslında bu poliçe zorunlu olmadan Avukatlar tarafından alınmalıdır.Noterlerimiz,Mali müşavirlerimiz ve doktorlarımızda olduğu gibi.Her ilin barolarında bu AVUKAT MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASININ TANITIMI YAPILMAKTADIR.Detaylı bilgi için www.baronsigorta.com teşekkürler..
Old 26-01-2007, 12:59   #12
bilirkişi

 
Varsayılan

Barolar Birliğinin CMK. alacaklarımız konusunda neden bu kadar umursamaz bir tavır takındığını, bu tasarıyı okuduktan sonra daha iyi anladım. Aslında ilk bakışta birbiriyle bağlantılı görünmese de, bu tasarı yönetimdekilerin bizim sorunlarımızla ilgili bakış açısını çok net biçimde ortaya seriyor.
Tasarı açık bir biçimde genç avukatların işini daha da zorlaştırıp, yıldırmak, bezdirmek, safdışı bırakmak amacını taşıyor. Eski avukatlara onursal üyelik gibi kabul edilemez bir ayrıcalık verilirken, ücretli avukat tabir edilen kişilerin oy hakkı elinden alınıyor.Bilindiği gibi avukatlık mesleği zaten doğası gereği, deneyimli,eski avukatların daha avantajlı olduğu bir meslektir. yeni avukatların işi her zaman daha zordur.bunun neden daha fazla zorlaştırıldığını anlamak güç.
Bence barolar birliği, gerek avukatlık sınavının kaldırılması , gerekse yeni hukuk fakültelerinin açılarak ihtiyaçtan fazla mezun verilmesi konularında üzerine düşen görevi yapamamış olmaktan kaynaklı, böyle aceleye getirilmiş bir çözüm buldu, fakat gözden kaçırılan önemli bir husus bu tasarının hukuka aykırı bir içerik taşıdığı. tasarı avukatlar arasında sınıf ayrımcılığı yaratan efendi- köle zihniyetini savunan, avukatlık ortaklıklarının şube açmasıyla , tekel oluşumuna fırsat veren, güçlünün daha güçlü, zayıfın daha zayıf olmasını amaçlayan , kendisini hukukçu olarak tanımlayan hiçkimsenin kabul edemeyeceği bir tasarıdır.
Old 26-01-2007, 15:12   #13
AV.SERTANn

 
Varsayılan

Neresinden tutsanız elinizde kalır, bu öneriler mesleği dinamitlemektir!Ayrıca Sayın Engin AKBABA'nın çoğu eleştirisi yerinde,hafif bile...ama yine de umudumuzu yitirmiyoruz;;"bir şey ki en yüksek haddine varır zıddı ile kaim olur" bu nedenle bu noktadan sonra mesleğin geleceği iyi diyebiliriz.!
Old 26-01-2007, 16:22   #14
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn Hukukçular;

Benimle hiçbir ilişkisi olmadığını düşünebileceğiniz bu konuda neden ahkam kestiğimi düşünenleriniz olabilir. Fakat, aynı yollardan geçmiş ve artık özgürlük ve bağımsızlığı sermayeye kurban edilmiş bir mesleğin mensubu olarak, belki bazı noktalara ışık tutabilirim diye düşündüm. Yazacaklarımın, çalıştığınız alanda anlamsız düşebilecek yöndeki unsurlarını ve terminolojimi cehaletime vererek beni hoşgörmenizi dilerim.

ORTAKLIKLAR
===========
Öncelikle; ortak avukatlık bürolarına dikkat etmenizi öneririm. Bunların oluşumuna kısıtlamalar getirmeniz gerekir. Yani; ortaklardan herhangi birine kontrol payı vermeyen; bütün ortakların ticaret kanununda belirtilen en düşük itiraz payının altında (sanırım % 10) olmasına olanak tanımayan; ayni veya nakdi sermaye yoluyla asla tüzel kişilerin çoğunluğu elde etmesine izin vermeyen bir yapıyı hedeflemelisiniz.

Bunu neden söylüyorum: sağlık alanında kurulan ortaklıklar, sonunda öyle bir yere geldi ki, sermayesi güçlü olanlar ötekileri çalışan haline getirdi; getirmedi ise, ortaklıklar bölündü, zayıf olanların çoğu yok olup gitti. Birçoğu da, sağlıkla hiçbir ilişkisi olmayan sermayedarların eline geçti. Bu arada, öyle düzenlemeler yapıldı veya yapılmadı ki; böyle duruma düşenler birilerinin diplomalarını alıp duvara asarak hastane, poliklinik veya laboratuar işletir oldular. Daha önceden eczanelerde olduğu gibi. Bugün, birçok eczanenin fason bir eczacısı olduğunu bilmem söylememe gerek var mı?

ORTAKLIKLARDAKİ ÜCRETLİLER
==========================
İkinci olarak, mesleki ortaklıklarda aynı meslekten 'ücretli' çalışanlara izin vermemeniz gerekir. Tabii ki buna itirazlar çıkacaktır. 'İşler çoğalınca ne yapsın zavallılar, herkese % 10 pay veremeyeceklerine göre, elbette birilerini çalıştıracaklar' diyeceklerdir. Buna kanmayın. Eğer işleri artıyorsa, 'meslekten kalıcı olarak feragat etmiş' kişileri işe alsınlar ve bu kişiler avukatlık mesleğini icra edemesin. Bunu onlara yapılmış bir haksızlık olarak nitelendirmeyin. İsteyen herkes, koşullar kendileri için uygunsa, bunu yapabilir, yapmak isteyebilir. Ama esas konu; şirkete benzer bu kuruluşlarda çalışan yetkili avukatların, yasalar ve müşteri önünde aldıkları sorumlulukları nasıl paylaşıyorlarsa, şirkette de aynı biçimde paylaşmalarını sağlamaktır. Aksi taktirde, biri ya da diğerini savunurken zayıf duruma düşerler.

Tabii ki bu durumu farklı yolla halletmek de mümkündür. Ticaret kanununun % 10 pay sınırına tanıdığı ayrıcalıklar meslek ortaklıkları için, örneğin % 1 e indirilebilir. Temel konu; ortakların yönetim kurulu ve genel kurul talepleri ile şirketin uygulamaları ve geleceğine yönelik kararlarda yetkili ve etkili kılınmalarıdır. Aksi taktirde, sermaye sahibi yanında çalışan köleler haline gelirler ki, bu kabul edilemez. Bu kabul edilemez gelişimin bir örneğini çok yakından gözlemekteyim. Olmaz demeyin, oluyor.

DİĞER ÜCRETLİLER
================
Elbette ki şirketler sözleşmeli veya ücretli avukat istihdam edecektir. Ancak, bunların çalışmalarını çok iyi denetlemek ve onları koruma altına almak gerekecektir. Baro üyeliklerinin hiçbir koşulda değişmesine izin verilmemelidir. Bu hem onlar, hem de baro için güç kaybı demektir. Ayrıca, onların işverenleri lehine işledikleri suçları farklı tanımlamak ve o suç veya ihmallerde farklı cezalar tahakkuk ettirmek gerekir. Çoğu zaman böyle suçlarda avukatın cezasını ağırlaştırmak gerekeceği gibi, işvereninin de suç veya ihmale dahli olduğu gözetilerek, ayrıca ceza verilmesi sağlanmalıdır. Çünkü nihayetinde suç veya ihmal işverenin lehine bir sonuca yol açmışsa, masumiyetine inanmak saflık olacaktır. Aleyhine yol açtığı durumlarda ise, avukatın cezasını arttırmak yeterlidir.

SİGORTA
=======
Mesleki sorumluluk sigortası çok iyi birşey gibi görünür. Zaten sosyal devlet anlayışı ve toplumsal denetimin zayıf kaldığı ülkelerde çok sağlam zemine oturmuş olması da buna dayanır. Çok mantıklıdır, caziptir. Özellikle genç, hata yapması daha muhtemel, ama bu hatanın maliyetini kestirmekten de aynı derecede aciz meslek mensuplarına bu cazip görünür; ister istemez. Fakat asıl konu bu değildir; asıl konu, neden buna gerek duyulduğu ve bundan kimlerin, nasıl kazançlı çıktığıdır.

Size tek bir soru sorayım: cebinizde hesapsız seviyede para var, fakat çeşitli nedenlerle bu paranın giderek erozyona uğradığını fark ediyorsunuz ve yapmayı bildiğiniz doğru dürüst bir iş de yok. Ne yaparsınız?

Ben size iki iş önereyim isterseniz: bankacılık ve sigortacılık. Bankacılık, eski adıyla tefecilik, çok karlıdır. Kredi verirsiniz, % 90 geri döner, bunu zaten hesap etmişsinizdir, fakat kaybınızın % 30 olduğunu söyler, vicdanı kurtarırsınız. Yaptığınız şey, başkalarının emekleri ve alın terlerini sahip olmadıkları para ve bilgiye sahip olmanız nedeniyle orantısız biçimde sömürmektir. Sigortacılık ise daha fazla bilgi, deneyim ister, daha ince istatistiklere, hesaplara dayanır ve daha uzun dönemde, daha ufak parçalar halinde, daha az riskle (çünkü para peşin, önden alınıyor) yürütülen bir iştir.

Kanıt mı istiyorsunuz? Bugüne kadar GERÇEKTEN batan kaç banka gördünüz? Sigorta şirketleri ise zaten batmazlar, çünkü bütün dünyada tek merkeze bağlıdırlar. Yani, dünya üzerinde hiçbir iş bilmeyen ve yatırım yapmaktan çekinen bütün sermaye tek merkezde toplanmıştır, ve sigorta şirketlerinin sermayesi oradadır. Yani, hacıyatmaz gibi.

Aslında; çok ilginç bir biçimde, şöyle de bir gerçek vardır: yeryüzündeki bütün bankalar, mevduat sahiplerinin paralarını aynı gün istemeleri halinde anında batmaya mahkumdur. Aynı biçimde; eğer dikkatli bakarsanız görürsünüz ki, dünya sigortacılar birliğinin sermayesinin toplamı, dünya üzerinde sigortalanan şeylerin karşılığının yüzbinde biri bile etmez.

O zaman, kendimize şu soruyu sormamız gerekir: neden hayatımızdaki herşeyi sigortalamamız teşvik ediliyor? Sanki bizim için sigortalanmış birşey mi var? Örneğin, ne zaman öleceğimizi biliyor muyuz? Elbette hayır. Peki o zaman neden ölüm (hayat) sigortası yaptırmamız bu kadar cazip birşeymiş gibi sunuluyor? Hepimiz birden ölüversek, acaba sigorta şirketleri bunu ödeyebilecek mi?

Yanıtını ben vereyim: hayır, savsaklayacaklar, işlemler bitene dek süre kazanacaklar, o arada ellerindeki yetmezse sağdan soldan para bulup elimize tutuşturacaklar. Bunun en sansasyonel örneği, II.dünya savaşında ölen Yahudi' lerle, tehcir sırasında hayatını kaybeden Ermeni' lerin hayat sigortalarıdır. Daha hala tümü ödenmedi. Büyük bir çoğunluğu, ödenmesini talep edecek insan kalmadığı için tabii ki. Peki buna kim izin veriyor? Bizlerin ödediği o kadar para nereye gidiyor? Neden bireyler adına devletler bu paraları talep etmiyor?

Bu soruların cevabını sizlere bırakıyorum. Çünkü konumuz, meslek sigortası, neden gerektiği, ve bize nasıl yararı olacağı.

Elbette, bizden çok, çok daha fazla sigorta şirketlerine yararı dokunacak. Bunda kuşku yok. O şirketlerin de ne ülkemizde, ne de dünyada bugüne kadar yaptıkları tek yararlı, üretken bir iş yok. Zaten tanım olarak da yapmamaları gerekir. Yapabilecek durumda olsalar, sigorta şirketi olmazlardı.

Ama sigortanın bize bireysel olarak yararı dokunabilir de, dokunmayabilir de. Mesleğimizi 50 yıl sürdürüp, beş kuruş tazminat ödemeyebileceğimiz gibi, daha ilk yılında milyonlarca YTL tazminata mahkum olabiliriz. Böyle bir durumda, sigortalanmış olmamızın bize değil, davayı açana yararı olduğu açıktır. Aksi taktirde beş kuruş alamayabilirdi. Fakat, toplanan paranın sadece % 60-70 i bu yolla dağıtılır. Kalanı, sigorta merkezinin avantasıdır. Yani daima en çok onlar kazanır.

Gördüğünüz üzere, mesleki sorumluluk sigortası değerli mesleklerin hepsine zorunlu hale getirilmek istenmektedir. Bunun nedeni, uluslararası sermayenin eski sömürgecilik yöntemleri yerine yeni bir yöntem ihdas etmiş olmasıdır. Üstelik, komik bir biçimde, gözümüze soka soka, ödeneğin ne kadar olması gerektiğine de onlar karar vermektedir.

Mesleki sorumluluk sigortasının mali merkezi, bizim kontrol edebildiğimiz bir mesleki kuruluş olmadığı taktirde, bu sakıncalarının önüne geçmek mümkün değildir. Aidatı saptayan koşullar, aidatın miktarı, ödemenin koşulları bizim elimizde olmadıkça, sömürülmeye mahkum kalırız.

Eminim ki, bu sigortayı hararetle savunanlar vardır. Onların büyük çoğunluğunun yeterli sermaye gücü olduğunu göreceksiniz. Çünkü, aidatlar cebinizdeki paraya göre değil, cebinizde OLMAYAN paraya göre önem kazanmaktadır. Sigortalama ihtiyacı hep bu nedenle ayyuka çıkar da ondan. Oluşabilecek hasarın on katını karşılayacak paranız varsa, ne diye sigortalama gereği duyasınız ki? Öte yandan, o kadar paranız varsa, sigortalamak zorunda kalmanın size ne zararı olabilir ki? Alt tarafı ücretlerinize biraz zam yapmak yeterli olacaktır.

Ama, kıt kanaat geçinen bir avukatın bu ücreti ödemesi o kadar da kolay değildir. Kaldı ki, iş avukatlarla kalsa iyi; hakimler, savcılar ne olacak? Onlar bordrolu oldukları halde bunu ödemek zorunda kalacaklar. Bu bugün olmasa, yarın olacak.

Bunun sonucunda ortaya çıkacak tablo, maddi gücü fazla olanların, az olanlar üzerindeki tahakkümüdür. Yani, mesleki LANDLORD lar yaratılacaktır; bu kaçınılmaz.

Söz konusu nedenlerle, mesleki sorumluluk sigortanızın şu özellikleri taşımasını hedeflemenizde yarar vardır:

1. Mümkünse meslek örgütü içerisinde düzenlenerek hiç olmazsa istatistiklerinin izlenebilmesini sağlanamalı. Toplam ne kadar kesenek var, ne kadar dava açılıyor, ne kadarlık tazminata hükmediliyor, vs.

2. Mutlaka isteğe bağlı bırakılmalı. Kendine güvenen varsa, hodri meydan denmeli. Hata yaparsa da gözünün yaşına bakmadan varı yoğu alınmalı, karşılayamıyorsa borcu karşılığı hapis yatmalı.

3. Daha da iyisi; nasıl trafik ve kasko sigortalarında oluyorsa, iki kademeli olmalı. Meslek örgütüne belli bir minimum kesenekle büyük olayların sigortası (trafik sigortası) yüklenmeli, kalanı (kasko gibi) ayrıntılar için isteğe bağlı olmalı. Bu durumda meslek örgütü 1 inci kısım için pazarlık yapabilir, kontrolu elinde tutabilir, ve herkese güven duygusu telkin edebilir. Hatta, belli riskleri göze alırsa, veya hesap edebilirse, parayı kendinde de tutabilir.

YABANCILAR
==========
Son olarak da yabancılar konusuna değinmeden duramayacağım. Yabancıların iç hukukta çalışmalarına ancak SADECE TC vatandaşı olduktan ve ikametlerini buraya taşıdıktan sonra izin vermeniz gerekir. Yurtdışında yerli müvekkilleri iç hukuk kaynaklı temsillerine de yine aynı zamanda TC vatandaşı olmaları halinde izin vermek gerekir. Yani, yurtdışındaki temsillerde çifte vatandaşlık kabul edilebilir, fakat içerde kabul edilemez.

Bazılarınızı duyar gibiyim: bugün yurtdışından birilerini vekil tayin ediyoruz, ama onlara aynı zamanda TC vatandaşı olmalarını şart koşmuyoruz. Bu ne perhiz, ne lahana turşusu?

Kazın ayağı öyle değil elbette. Vekil tayin ettikleriniz TC vatandaşı olmasa da onları her an azledebilir, sizin aleyhinize faaliyetlerini dava konusu yapabilirsiniz. Yetkili sizsiniz yani. Ancak, ötekiler TC nde varlık gösterecek. Siz onları bulmayacaksınız, onlar sizlerin müşterilerinize sulanacak. Bunun başka yolla önüne geçmek mümkün değil. Aynı zamanda TC vatandaşı olmalarını şart koşmak, hiç olmazsa onlara ilişkin konularda iç hukuk yollarını kullanma avantajını kazandıracaktır. Yanlış mı düşünüyorum?

Saygılarımla
Old 26-01-2007, 16:44   #15
naile

 
Varsayılan

TBB nin avukatlara yönelik olarak mesleki sorunlarının çözümü gibi bizler açısından yaşamsal önemi olan konularda hiç bir çaba içerisinde olmadığı üzücü ve düşündürücü bir biçimde anlaşılmaktadır. Bu durumda biz ne yapabiliriz? Bu sorunun yanıtını bulmak önemli ve gerekli.
Yakınma modundan çıkıp eyleme geçmek gerekir diye düşünüyorum. TBB nin yönetim kurulunun görevden çekilmesi yeni oluşumlar konusunda çalışmalar yapılmalı bunun için internet üzerinden ve devamında yüz yüze yapılacak çalışmalar ile rotamızı belirlemeliyiz.Alternatif olacak yasa teklif çalışmaları bunlardan birisi. önerilerimizi birbirimize iletelim.
Old 26-01-2007, 17:33   #16
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn Hukukçular,

Sigortalamanın bir başka yönünü daha ele almakta yarar olduğunu düşünüyorum. Bence çok önemli.

Bilirsiniz; sağlık sigortası diye bir sigorta var. Hastalanırsanız, sağlık kuruluşlarındaki giderlerinizi karşılamayı garantiliyor.

Görünüşte muhteşem. Satıcılarla konuşursanız, hayatınız ve sağlığınızın inanılmaz biçimde garantilendiği izlenimine kapılmamanız mümkün değil. Bir hekim olarak ben bile buna inanabilirim.

Ancak, yapılan sözleşmelerin ayrıntılarına dikkat ederseniz; tabii bu konulardan iyi anlıyorsanız; şöyle bir şey dikkatinizi çekiyor: sigorta sadece bir yıllık.

İlk anda, iyimser bir bakışla şöyle düşünüyorsunuz: elbette, ilelebet olacak değil ya!

Eğer sorarsanız, satıcı size sigortanın, aidatlarınızı ödediğiniz taktirde, ömür boyu olacağını söyleyecektir. Asla size bunun ancak kendileri (sigortalayan) tarafından kabul gördüğü taktirde söz konusu olabileceğini söylemeyecektir. O en sonlarda, ayrı bir maddede yazmaktadır.

Diyeceksiniz ki, bir sözleşme, ancak her iki tarafın da arzusu varsa sürer. Görünüşte, ve ticari hukuk açısından bu çok doğrudur. Diyecek birşey yok.

Ancak kazın ayağı öyle değildir. Kanuna göre, belli süreyle (sanırım 5 yıl) süreyle sözleşme yenilenirse, sigortalayan tarafın sonraki yenilemeleri reddetmesi olanaksız hale gelmektedir. Yani, 5 yıldan önce her an sigortacı sizi sigortalamayı reddedebilir.

İş bununla da kalmıyor elbette. Sözleşmede primlerin her sözleşme döneminde yaşınız, hastalıklarınız vs ye göre sigortalayan tarafından yeniden belirleneceği ve kabul etmediğiniz taktirde yenilenmeyeceği yazmaktadır. Bu da ayrı bir maddede yazar.

Şimdi şeytanın avukatlığını yapalım; ve diyelim ki, sözleşme yaptık. Üç yıl geçti, herşeye hak kazandık (genellikle ilk üç yılda birçok şey kapsam dışı), fakat bu arada da, olmaz ya, kanser olduk. Standart bir kanser tedavisinde kemoterapi 15.000, radyoterapi 25.000 YTL gibi rakkamlara varıyor. Diğer masraflarla birlikte, eğer hastanede yatmazsanız, 75.000 YTL yi buluyor. Ortalama, iyimser bir tahmin bu.

Dördüncü veya beşinci yıl, sigortalayan sözleşmenizi yenilemezse ne olacak? İsterseniz ağzınızla kuş tutun, havanızı alırsınız.

Diyelim ki, böyle bir durumda, veya sigortanızın 15 inci yılında kanser olduğunuzda, sigortalayan sözleşmenizi yenilemeyi reddetmedi; fakat aylık 7.500 YTL aidat hesapladı. Ne olacak?

Sigortalayanın iyi niyetini sorgulayamazsınız, çünkü yenilemeyeceğim demedi. Sözleşmede bellirtildiği üzere, yeni oluşan koşullara göre bir aidat belirledi.

Ne diyeceksiniz? Sözleşmeyi yenilemeye yetecek paranız yokken dava açabilir misiniz? Dava açsanız, dava bitene kadar ölebilirsiniz. Ölmeseniz de, tedaviye paranız yetmeyebilir. Ne yapacaksınız?

Aidatları ödeyemediniz, ne olacak? İkinci ayda sigortanız fesholacak.

Sanırım tek seçeneğiniz, o iki ay içerisinde ölmek olmalı. Değil mi?

Neden bundan söz ettim, konuyla ilgisi ne, diye sorabilirsiniz. Hemen söylüyorum: mesleki sorumluluk sigortaları da çok farklı değil.

Hukukçu olarak sizler belki daha güçlü konumdasınız, fakat ne derece etkin olabilirsiniz, bilemiyorum. Bütün mesleki sorumluluk sigortalarında 'risk' hesabı vardır. Aynen arabanızla kaza yapmadığınız sürece yapılan kasko indirimi gibi, ödemeye yol açmayan her yıl indirimden yararlanırsınız. Fakat bu sınırlıdır (diyelim % 40); asla 'bu yıl ödemesen de olur abi' demezler. Ancak, kaza yaparsanız, indirimden yararlanamazsınız. Çok kaza yaparsanız, başınıza ne geleceği ise sigortalayanın insafına kalmıştır.

Size şöyle diyebilirler: 'artık sizi sigortalamıyoruz'. Veya öyle bir aidat öneriler ki, siz ödeyemezsiniz.

Ne oldu meslek sigortanız?

Eğer ille de bu sigorta gelecekse, hiç olmazsa koşulları konusunda bu açıklara dikkat ederseniz, biz hekimlere de örnek olursunuz; diye düşünmeden edemiyorum. ABD nde yukarıda sözü edilen 'artık sizi sigortalamıyoruz' durumu kadar, 'artık senin sigorta keseneğini ödemeyiz, işi bırak' durumları, ve ilave olarak 'artık sigorta keseneğini ödeyemediğim için mesleğimi bırakıyorum' lara da oldukça sık rastlanmaktadır. Her ne kadar bu durum daha çok hekimlerin başına gelmekte ise de, sizlerin başına da gelmeyeceğinin garantisi yoktur. Kısacası bu sigorta işi epey dikkat istiyor. İlke olarak kabul etmek zorunda kalabilirsiniz, ama ayrıntılarını sakın ola ki sigortacıların insafına bırakmayasınız derim.

Sağlıcakla kalın
Old 27-01-2007, 14:06   #17
E_m_r_E

 
Varsayılan

TBB'nin bu değişiklik önerisi kanımca bu mesleğe yeni başlayan hukukçulardan yada stajyerlerden ücretli olarak faydalanmak ve onları kullanmak, oy hakkı vermemek , ayrıma tabi tutmaktır Avukatları sınıflara ayırmak ve iyi kazananlara daha fazla kazandırmak diğerlerini süründürmek bu kabul edilemez bir öneridir .Bu önerinin hangi amaçlarla hazırlandığı sorgulanması gereken en önemli hususlardan birisidir.Barolarda ''Baronluk'' kurulmak istenmektedir.

Saygılar..
Old 27-01-2007, 16:54   #18
lawyerrr

 
Varsayılan

Bence böyle bir değişklikle amaçlanan mesleğe yeni başlamış avukatların bu mesleği yapmasına tamamen engel olmaktır. Neden mesleğe yeni başlamış avukatlara bir ayrıcalık tanınmıyorken 40 yılını doldurmuş avuaktalara ayrı bir sıfat veriliyor? Bizler baro aidatlarını,topluluk sigortası primlerini bile zar zor yatırırken(hatta yatıramazken) birlik üyeleri bu durumu göremiyor mu? Madem onursal avukatlık diye bir ayrıcalık olacak benim teklifim de şu o zaman; meslekte ilk beş yılın içerisinde olanlara "YENİ AVUKAT" sıfatı verilsin ve yeni avukatlardan baro aidatı alınmamasına,baro pulu adı altında zorunlu bağış istenmemesine,vergi ödememesine yönelik değişiklik hazırlansın. Zaten bu şartlar altında ilk beş yılı atlatan avukat şanslı saymalı kendini.CMK alacaklarına yönelik ciddi ve kararlı bir tutum sergilenmediği gibi birlik yönetimindekilerin sanki hiç avukatlık yapmamış gibi davranması ayrıca üzücüdür. TBB bizim sözcümüz gibi davranmalı ve haklarımızın savunucusu olmalıdır. Avukatlık bağımsız bir meslek grubu olup avukatlıkta TEKEL oluşumuna izin verilmemelidir. Her ne kadar değişiklikte ücretli avukatlıktan bahsedilmekte ise bu ücretli avukatların şartlarının iyileştirilmesinden ziyade ücretli avukatların avukatlık statüsünün ellerinden alınması anlamına gelmektedir.Özetle bu değişikliğin kabul edilmesi halinde avukatlık mesleğinde büyük yaralar açılacaktır.
Old 28-01-2007, 00:13   #19
bozoli

 
Varsayılan

bazı değişiklikler olumlu ama bu tasarı eğer kanun olursa ''tasar'' layarak bu mesleği bitirmiş olabilirler. çok tehlikeli maddeler var. eğer kanunlaşırsa bu değişiklikler ben eylem yaparım. ne bileyim soyunur muyum artık meclisin önünde- ki bu herkes içib çok tehlikeli olur, genel sağlığı tehlikeye sokan bir eylem olur- başka bir şey mi yaparım bilemem ama bu tasarı getirdiklerinden fazlasını götürür bence. bi kere sözleşme yapacaksın görülmüştür kaşesi vurulacak filan bir sürü bürokrasi.. zaten zamanla yarışıyoruz iyice belimizi kıracaklar.esas konulara değinmiyorum bile yok bağlı avukat olunca değişik olacak öbür türlü değişik olacak filan..bence çok sakıncalı bir değişiklik olur avukat değil iş takipçisi mi olacak yani hukukçular. mesleğimizi derinden etkiler bu değişiklikler... tepkimizi açık ve net göstermeliyiz bence. yoksa karanlık günler yakın demektir.

bu arada taslak mış bu değişiklikler...pardon tasarı demiştim başta.
Old 28-01-2007, 00:57   #20
Av.ZekiÖZSOY

 
Varsayılan

Baronun ve Barolar Birliğinin bazen ne yapmaya çalıştığını anlamış değilim ortada o kadar sorun varken bu konulara eğilmek yerine mesleğimiz aleyhine değişikliklere gidilmesi beni rahatsız ediyor.
Old 29-01-2007, 04:34   #21
ares139

 
Varsayılan

Avukatlık mesleğinde belli aşamaları aşmış (maddi-manevi) deyim yerinde ise ununu eleyip eleğini asmış avukat büyüklerimizin dahada büyümesinin önünü açmaya yönelik, meslekte yeni yetişen çiçeği burnunda avukat arkadaşların tomurcuklanmasına fırsat vermeden, parkurdan atılmasını amaçlamış bir tasarı...Benim anladığım bu.Saygılarımla
Old 29-01-2007, 10:36   #22
Kamaz

 
Varsayılan

Ben bir stajer avukat olarak stajer avukatların sorunlarının yeteri kadar dinlenilmediğini ve önemsenmediğini düşünürken bu tasarı ile aslında Barolar Birliğinin sadece stajerleri değil avukatları da önemsemediğini farkettim.
Ücretli avukat olarak çalışmak zorunda olanların durumu kesinlikle çok içler acısı olacak(tabi düzenleme geçerse ama zannediyorum ki bu düzenleme geçmez.)Genel kurulda oy kullanılamaması gibi bir düzenleme de demokrasinin sekteye uğratılması olarak görülebilir..Bunun yanında stajerlerin sigortalı olarak avukat yanında çalışabileceği öngörülmüş;ancak bu güne kadar yapılmayan bu düzenlemenin Danıştay kararından sonra yapılmak istenmesi de ilginç doğrusu.
Old 29-01-2007, 12:09   #23
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Cem Hekimbaşı,
Yazdıklarınız emekleriniz için çok teşekkür ederim.

Evet kesinlikle haklısınız.Doktorluk mesleği,gerek özel hastahaneler ve polikliniklerle gerekse ünlü doktorların sermayesi ile tamamen ortaklıklar ile büyük sermaye gruplarının tekeline geçmiş bulunmaktadır.Bu tekelde asıl çalışan-ezilen-hakları,bilgileri gasbedilen;ücretli doktorlardır.

Korkarım gerek BB'nin gerekse TBMM'nin avukatlık mesleğine bakışı ve yaratmak istediği ortam-sonuç budur.

Bigilerinizden yararlanma imkanını verdiğiniz için tekrar teşekkür eder,saygılar sunarım.
Old 31-01-2007, 12:29   #24
Av.Işılayozg

 
Varsayılan

Yargı organın kollarını arasındaki eşitsizliği gidermeye çalışmak yerine avukatları bile kendi aralarında sınıflamayı amaçlayan bir tasarı hazırlanması gerçekten çok acı verici.Kendi içimizde adaleti ve eşitliği sağlayamazken toplumun adalete olan güvenini sağlamaya çalışmak ne büyük bir çelişki.Baroları göreve davet ediyorum.
Old 01-02-2007, 00:09   #25
Av.Fahri ALİMOĞLU

 
Varsayılan Tebrikler Sayın Cem Hekimbaşı

Bir hukukçu olmamasına rağmen sevgili Dr.Cem Hekimbaşı'nun uyarılarını büyük bir keyifle okudum. İşin ilginç olan tarafı ise taslak metinde katıldığım tek yön meslek sigortası zorunluluğu bölümüydü. Kazın ayağı hiç de göründüğü gibi değilmiş ve bunu hukukçu olmayan biri gösteriyor:-)
teşekkürler Hekimbaşı
Old 01-02-2007, 12:37   #26
Av.Fatih KISA

 
Varsayılan

Fikrimce;
Barolar Birliğinden boşuboşuna beklenti içine giriyorsunuz.Yapılması gereken şey Barolar Birliğini bu haliyle sürdürmektense tamamen feshetmektir.Mevcut haliyle Avukatlık mesleğine zarar verir noktaya gelmiştir.Bürokratik bir yapı haline bürünmüş, meslekten uzak avukatların seçildiği makam haline gelmiştir. Barolar Birliğinin yetkileri doğrudan Barolara devredilmeli, Baroların alacağı her türlü karar da adli yargı -idari değil- denetimine tabi olmalıdır.Asgari ücret sözleşmelerini Barolar kendileri oluşturmalı ve bu tarifeler o Baronun bulunduğu il sınırları içinde alınan işlerde zorunlu tutulmalıdır. Barolara üye kaydedip kaydetmeme konusunda takdir yetkisi verilmeli, genel hatlar dışında barolar süreci kendileri oluşturmalıdır. Merkeziyetçi-bürokratik Barolar Birliğinin algılamak istemediği talep ve isteklerimizi Barolara daha kolay iletir ve sonuç alırız sanıyorum. Tabi öncelikle Baro Başkanlıklarının siyasete atılmak için bir atlama taşı olarak görülmesi alışkanlıklarından da vazgeçilmesi gerekir.
Old 01-02-2007, 12:56   #27
ad-hoc

 
Varsayılan

TBB Bizle Dalga Geçiyor Hala Bir Baro Çıkıp "Siz Ne Yapıyorsunuz" Demiyor. TBB Niteliğini Yitirmiştir Sayın Meslektaşlarım, Özok Yönetimi Siyasetten Başka Hiçbirşey Yapmamaktadır. Ellere Kollara Sağlık, Sessiz Kalan Her Meslektaşım Bunun Acısını Yıllar Geçtikçe Çok Daha İyi Anlayacaktır.
Old 01-02-2007, 13:54   #28
Av.Fatih KISA

 
Varsayılan

Kalem Yönetmeliğinin 45. maddesine dayanarak Savcılıkta dosya incelememin engellenmesi için aradığım bir başkan " Gerginlik yaratmayın güzel Kardeşim" diye tavsiyede bulunup, Bakanlığın tepkimi dile getirmem nedeniyle hakkımdaki ihbarı ile soruşturma açıp, aynı Bakanlığın soruşturmaya yer olmadığına dair karar vermesinin üzerinden sekiz ay geçmesine rağmen Baronun halen soruşturma konusunda bir karar verememesi, Baroların ve Barolar Birliğinin bulunduğu noktayı gösterir.
Old 02-02-2007, 12:42   #29
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,
Ege Bölgesi Baroları yaptıkları ortak açıklama ile BB'nin Avukatlık Yasa Tasarısı hakkında görüşlerini sunmuşlardır.

Bilgilerinize sunulur.

Saygılarımla




SONUÇ BİLDİRGESİ
26-27-28,01.2007 tarlhlnde yapılan Barolar Bölge Toplantısında, aşağıdaki belirtilen değerlendirme ve tespitlerin basına ve kamuoyuna sonuç bildirgesi olarak duyurulmasına karar verilmiştir;

1-Türkiye Barolar Birliği'nin bütün Barolara gönderdiği ve görüş istediği, "Avukatlık Yasası Taslağında yer alması Düşünülen Yeni İlkelere İlişkin Taslak Metin Önerileri" toplantıya katılan Barolarımızın temsilcileri tarafından değerlendirilmiş, bu önerilerin, ülkemizde bağımsız savunmayı temsil eden Baroların ve Baro Üyesi avukatların,talepleriyle örtüşmediği tespit edilmiştir. Büyük zorluklar ve sıkıntılara rağmen, savunma mesleğini bir kamu hizmeti, olarak gören ve savunma hakkının, adil yargılanmanın, demokrasi, İnsan haklan ve hukukun üstünlüğü mücadelesinin
yılmaz savunucuları olan Barolar ve Türk Avukatları, değişiklik önerilerinin, avukatlık mesleğinin “ kamu hizmeti ” olmaktan çıkarılıp, serbest piyasa koşullarında icra edilen bir meslek haline getirilmeye çalışıldığını tespit etmektedir. Özellikle, Barolara kayıt olmadan ruhsatname alınabilmesine, günün ekonomik koşullarında büro açma olanağı bulamadıklarından ücretli çalışmak zorunda kalan meslektaşlarımıza yönelik, onları ayrı bir sicile kaydetmek, seçme ve seçilme haklarını elinden alacak ayrımcı ve avukatlık mesleğinde kastlaşmaya yol açabilecek nitelikteki öneriler,
kesinlikle kabul edilemez. 2001 yılında yapılan değişikliklerle, "Yabancı Sermayeyi Teşvik Mevzuatı" çerçevesinde, Avukatlık Yasasına eklenen Yabancı Avukatlık Ortaklıklarının Türkiye'de faaliyet göstermesinin önünü açan ve Türk
Avukatlarının "meslek tekelini" zedeleyen düzenleme genişletilmeye çalışılmaktadır. AB Uyum yasaları çerçevesinde gündeme getirildiğini düşündüğümüz bu öneriler, asla kabul edilemez. 2005 yılında TBB'nin isteği üzerine tüm Barolar Avukatlık Yasasında yapılması istenen değişikliklerle ilgili düşüncelerini ve önerilerini TBB 'ne iletmişlerdir. TBB.' nden
bu önerileri dikkate almasını, "Avukatlık Hizmetinin bir Kamu Hizmeti" olduğu gerçeğinden hareketle, bu ilkeden ödün verilmesine yol açabilecek hiçbir değişiklik önerisine katılmadığımızı TBB'nin ve kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.

2-Yeni Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten bu yana TBB.'nin ve Baroların tüm iyi niyetli çabalarına rağmen sorunlar çözülememiş, katlanarak çözümsüz bir noktaya sürüklenmiştir. Önce ödenek ve kaynak sorunuyla karşı karşıya kalan Avukatlar ve onların meslek örgütü Barolar, şimdi de yapılan değişiklik" ve Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Yönetmelikle, Ceza Yargılamasının figüranı haline getirilmektedir. ''Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Ödenecek Ücretlerin Usul ve Esaslarına ilişkin Yönetmelik Taslağı", savunma mesleğine saldırıdır. Özellikle, Ödemelerin görevlendirmeyi yapan Barolar tarafından değil, Cumhuriyet Savcılıkları ve Hakimler tarafından yapılacağını öngören düzenleme, savunmayı ve baroları
vesayet altına alma anlamına gelecektir. Etkin savunma yapılmasını engelleyecek bu düzenleme, sanık hakları açısından
da "adil yargılanma hakkının" ihlali sonucunu doğuracaktır. Avukatlık Yasasının 76. maddesinde Barolar; “Avukatlık mesleğini, geliştirmek; meslek, mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri jle olan İlişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun ÜSTÜNLÜĞÜNÜ, İNSAN haklarını SAVUNMAK VE KORUMAK" amacıyla çalışmalar yürüten kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. 1994 yılından bu yana Baroların ve Avukatların özverili çalışmalarıyla, ülkemizde "işkence ve kötü muamele iddialarıyla, hak ihlallerinin" önlenmesinde önemli gelişmeler sağlanmıştır. Bu Yönetmelik, ceza yargılamasında ülkemizi 1994 yılından daha da geriye götürecektir. Müdafi ve vekil görevlendirmelerinde Barolara ayrılacak ödenekle, Baroların bu görevlerini yerine getirmesi olanaklı değildir. Müdafi ve vekil görevlendirmeleri için zorunlu olan, personel, mekan, program ve teknik donanım giderleri düşünüldüğünde, Barolara ayrılan kaynakla, iletişim giderlerinin dahi karşılanamayacağı açıktır. Ayrıca, avukatlık mesleğinin serbest meslek olma özelliği göz ardı edilerek, adeta bir kısım Avukatlar CMK avukatlığı adı altında ikinci sınıf meslektaş konumuna itilmekte, mesleğin temel özellikleriyle bağdaşmayacak surette Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin çok altında CMK Ücret Tarifesi hazırlanmaktadır, Bu durum, Barolar ve avukatlar açısından .kabul edilemez. Gelişmeler bağımsız savunmayı temsil eden avukatlara ve onların örgütü olan barolara darbe niteliğindedir. Unutulmamalıdır ki bir gün konumu ne olursa olsun herkesin savunma hakkına ve savunmayı temsil eden avukatlara ihtiyacı olabilir. Sayın Başbakan'a, Adalet Bakanı'na 10 Ağustos 2006 tarihinde İstanbul'da yapılan görüşmedeki sözlerini hatırlatıyoruz. Yaşanacak tüm sıkıntıların sorumluluğunun, sözlerini yerine getirmeyenlere ait olacağını kamuoyuna duyururuz.

3-Yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi yargıçlara tanınmış bir hak değil, adaletin her türlü kuşku ve baskıdan arınmış
biçimde gerçekleşmesini sağlayacak bir kurumdur. Bu nedenle Türkiye'de 506 yargıç ve C.Savcısı tarafından kurulan
Yargıç ve Savcılar Birliği'nin (YAR-SAV) yargıç ve savcıların mesleğe kabulü konusundaki yetkinin Adalet Bakanlığında
değil Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda olduğuna ilişkin görüşünü ve bu konuda yaptığı mücadeleyi destekliyoruz.
Adalet Bakanlığını da Danıştay 12. Dairesı'nı
n bu konuda verdiği karara uygun eylem ve İşlem tesis etmeye, YAR-SAV'ı
kapatmaya dönük girişimden vazgeçmeye davet ediyoruz.

4-Hukukçu olan Adalet Bakanımız Sayın Cemil ÇİÇEK' i müsteşarıyla birlikte HSYK'nun bünyesinden çıkma konusunda
Anayasada değişiklik yapılması konusunda çalışma yapmaya, yine Ulusal Yargı Ağı Projesinin uygulamasını da bağımsız
yarg
ıya bırakmaya çağırıyoruz.
Old 02-02-2007, 13:14   #30
erturk

 
Varsayılan

Ne garip değil mi, meslek kuruluşumuz bizimle ilgili ne zaman bir düzenleme yapsa 'yine nasıl bir gol yiyeceğiz kendi kalemize' diye tedirgin oluyoruz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Barolar Birliği: Avukatlık sınavı şart Serhat Arasan Hukuk Haberleri 13 23-03-2009 14:27
Avukatlık Özen Mesleğidir-Barolar Birliği Disiplin Kurulu Kararı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Konumuz : Hukukçular 2 02-07-2004 12:18
Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 2 16-01-2004 17:11
Avukatlık Yasası levent öge Meslektaşların Soruları 3 03-01-2004 01:50
Avukatlık Yasası Değişiyor Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 1 05-08-2003 18:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,34061408 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.