Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Swap sözleşmesi

Yanıt
Old 22-06-2010, 12:00   #1
emine ersoyu

 
Varsayılan Swap sözleşmesi

Merhaba,swap sözleşmesi hakkında bilgi sahibi olan ve işleyişini basitçe aktarabilecek meslektaşım varsa ve bu konuda beni aydınlatabilirse çok sevinirim.Sistemin işleyişi bana çok karmaşık geldi ve tam olarak anlayamadım.İlginiz için teşekkür ederim.İyi çalışmalar...
Old 22-06-2010, 12:10   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan emine ersoyu
Merhaba,swap sözleşmesi hakkında bilgi sahibi olan ve işleyişini basitçe aktarabilecek meslektaşım varsa ve bu konuda beni aydınlatabilirse çok sevinirim.Sistemin işleyişi bana çok karmaşık geldi ve tam olarak anlayamadım.İlginiz için teşekkür ederim.İyi çalışmalar...


Aşağıdaki kararda swap işlemi anlatılmış. Faydalı olabilir.

Alıntı:
T.C.

DANIŞTAY

7. DAİRE

E. 1999/76

K. 2000/153

T. 25.1.2000

• ARBİTRAJ NİTELİĞİNDEKİ SWAP İŞLEMİNİN BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİNE TABİ OLMASI ( Muafiyet Kapsamına Alınmadan Önce Gerçekleştirilen )

• SWAP İŞLEMİNİN BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİNE TABİ OLMASI ( Arbitraj İşlemlerinin Bu Vergiden Muafiyet Kapsamına Alınmasından Önce Gerçekleştirilen )

• BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİNE TABİ OLMA ( Arbitraj İşlemleri Bu Vergiden Muafiyet Kapsamına Alınmadan Önce Gerçekleştirilen Swap İşlemleri )

6802/m.29,31,33


ÖZET : Muafiyet kapsamına alınmadan önceki Arbitraj işlemi niteliğindeki SWAP işlemi Banka ve Sigorta muameleleri vergisine tabidir.
İstemin Özeti : Davacı Bankanın müşterileri ile yaptığı yaptığı ve banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutmadığı "swap" işlemleri nedeniyle, Kasım/1993 dönemi için, inceleme raporuna dayanılarak, ikmalen banka ve sigorta muameleleri vergisi salınıp, kusur cezası kesilmesi yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 3297 sayılı Kanunla değişik 28'inci maddesi ile 29. 31 ve 33'üncü maddesi hükümleri açıklandıktan sonra, Kambiyo işleminin, hem, bir efektif yada dövizin Türk lirası ile değişimini, hem de iki yabancı ülke parasının birbirleriyle değiştirilmesi anlamını ifade ettiği, tarafların belli koşullarda, belli zaman süresi içinde, nakit akımlarını karşılıklı olarak değiştirme konusunda anlaşmaya vardıkları bir işlem olarak tanımlanan swap işleminin, para ve faiz swapı olmak üzere iki şekilde yapıldığı, para swapının, genellikle faiz ve ana para ödemelerini içeren, önceden belirlenmiş kurallar ve süreler içinde iki tarafın belirli miktarlarda iki farklı parayı değiş tokuş etme ve belli bir vade sonunda geri alma konusunda anlaşmaya varmaları olduğu, para swapında, başlangıçta üzerinde anlaşılan spot kurdan ana paraların, anlaşma süresince ise faiz ödemelerinin taraflar arasında değiştirildiği ve vade sonunda ana paraların iade edildiği, bu açıklamalara göre de, tarafların, faizi yada parayı değiştirmek suretiyle yaptıkları takas sözleşmesi olan swap işleminin, niteliği itibarıyla bir kambiyo alım satım işlemi olduğu, bu nedenle olayda da, davacı banka tarafından gerçekleştirilen swap ( Amerikan Dolarının satılarak Alman Markı alınması, belli bir süre sonra da Alman markının satılarak Amerikan doları alınması ) işleminin, bir kambiyo işlemi olup, bu işlem üzerinden % 01 oranında banka ve sigorta muameleleri vergisi salınmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, öte yandan; davacı bankaca, tarh olunan verginin mükerrer olduğu ileri sürülmekte ise de, vergisi ödenmediği belirtilen matrahın davacı banka yetkilileri nezdinde düzenlenmiş tutanakla tesbit edilmiş olması ve iki ayrı alım-satım işlemi olarak gözüken işlemin, inceleme elemanınca bir alım-satım işlemi olarak değerlendirilmiş olması dikkate alındığında, bu iddiaya da itibar edilemeyeceği gerekçesiyle reddeden ... Vergi Mahkemesinin 20.10.1998 günlü ve E:1998/468; K:1998/1017 sayılı kararının; swap işleminin, iki dövizin aynı anda ödünç alınıp verilmesine olanak veren ve kesin satış niteliğinde olmaması nedeniyle arbitraj olarak nitelendirilemeyecek olan ve taraflarınca belirli bir tarihte yabancı bir para cinsinden, belirli bir süre için borçlanılması karşılığında, borç verene teminat olarak bir başka yabancı paranın verilmesi ve anlaşmaya varılan süre sonunda borç alınan paranın faiziyle birlikte iade edilip, teminat olarak verilen paranında, faiziyle birlikte geri alınması şeklinde işletilen bir işlem olduğu, bu işlemde; değişim sonucu lehlerine kalan faiz için banka ve sigorta muameleleri vergisi, karşı tarafa ödedikleri faiz için de kambiyo muameleleri vergisi ödendiği, işlemde kesin bir döviz satış işlemi olmadığı için, % 01 oranında kambiyo muameleleri vergisine tabi tutulamayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunma Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi ...'nın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...'nun Düşüncesi: Uyuşmazlık ödevli banka hakkında Swap işlemine tabi dövizlerin satış tutarı üzerinden yapılan banka ve sigorta muameleleri vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması isteminden kaynaklanmaktadır.
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28'inci maddesinde banka ve sigorta şirketlerinin 10.6.1985 tarih ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere her ne şekilde olursa olsun yatıkları bütün muameleler dolayısıyle kendi lehlerine her e nam ile olursa olsun hukuken veya hesaben aldıkları paraların banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olduğu, aynı yasanın Matrahı belirleyen 31'inci maddesinde ise "Kambiyo alım-satım muamelelerinde kambiyo satış tutarının vergiye matrah olmadığı" hükme bağlanmıştır.
6802 sayılı Kanunun istisnaları Düzenleyen 29'uncu maddesine 4668 sayılı Yasanın 35'inci maddesi ile eklenilen ( p ) fıkrası ile arbitraj muameleleri ve bu muameleler sonucu lehe alınan paralar banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilmiş ve bu hükümde 1 Ağustos 1994 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Bir yabancı paranın başka bir para birimiyle farklı vadeleriyle aynı anda hem alınıp hem verilmesi olarak tanımlanan SWAP işlemi sonuçta bir kambiyo muamelesi olduğundan bu işlem sonucunda oluşan değerlerin banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi bulunduğu tartışmasızdır.
Bu durumda SWAP işleminin kambiyo muameleri olarak kabulü ile ve vergilendirme dönemininde 6802 sayılı Yasanın 29'uncu maddesine ( p ) fıkrası ile getirilen istisnanın yürürlük tarihinden önceki bir döneme rastlaması nedeniyle banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulması yerinde olduğundan bu konudaki davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı Yasanın 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanmasının gerekeceğidüşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma için belirlenen günde davacı bankayı temsilen gelen olmadığı, davalı idareyi temsilen hazine vekili Av. .... ....'nın geldiği görülerek Danıştay Savcısının katılmasıyla duruşma yapıldı. Taraflara usulüne göre söz verilip dinlenildikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenerek işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık; davacı Bankanın 1993 yılında müşterileri ile yaptığı ve banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutmadığı 'swap' işlemleri nedeniyle, Kasım/1993 dönemi için, inceleme raporuna dayanılarak, ikmalen banka ve sigorta muameleleri vergisi salınıp, kusur cezası kesilmesi yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkindir.
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28'inci maddesinin 1'inci fıkrasında; "Banka ve sigorta şirketlerinin 10.6.1995 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemleri karşılanmak üzere, her ne şekilde olursa olsun, yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir." hükmü yer almış aynı Kanunun 31'inci maddesinin 1'inci fıkrasında, banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahının, 28'inci maddede yazılı paraların tutarı olduğu 2'nci fıkrasında da, kambiyo alım ve satım muamelelerinde kambiyo satışlarının tutarının vergiye matrah olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun istisnalar başlıklı 29'uncu maddesinin 1.8.1994 tarihinde yürürlüğe giren ( p ) bendinde de; arbitraj muameleleri ve bu muameleler sonucu lehe alınan paralar banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilen işlemler arasında sayılmıştır.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; banka ve sigorta muameleleri vergisine ilişkin matrahın belirlenmesinde, kambiyo alım-satım işlemleri ile bu işlemler dışında kalan işlemler olmak üzere bir ayrıma gidildiği; kambiyo muameleleri dışında kalan işlemlerde, verginin doğabilmesinin yapılan işlem dolayısıyla lehe para kalması koşuluna bağlı bulunduğu; buna karşılık, kambiyo işlemlerinde, münhasıran kambiyo satışının yapılmış olmasının yeterli görüldüğü; ayrıca, lehe para kalması koşulu aranmadığı; bu tür işlemlerde, vergi matrahını, kambiyo satış tutarının oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Bir "değer" ölçüsü olan milli para, bu niteliği nedeniyle bir değişim aracıdır. Ancak, ülke içinde bir mal olarak alınıp satılamaması nedeniyle başlı başına bir "fiyatı" bulunmamasına karşın, ülke sınırları dışında, alınıp-satılabilme özelliği kazanarak, bir fiyata sahip olmakta ve mal hüviyetine bürünmektedir. Milletlerarası ödemeler nedeniyle alınıp satılabilen bu nitelikteki paraya da, kambiyo denilmektedir. Kambiyo, yabancı ülke paraları yanında bunları temsil eden, çek, poliçe, kredi mektubu ve havale gibi ödeme araçlarını da ifade etmektedir. Kambiyo işlemi ise, bir efektif ya da dövizin Türk lirası ile değişimini ifade edebileceği gibi, iki yabancı ülke parasının birbirleriyle değiştirilmesi anlamına da gelmektedir.
İki yabancı ülke parasının değiştirilmesi demek olan arbitraj ise, kambiyo kısıtlamaları bulunmayan ülkelerin borsalarında belirli bir andaki döviz kurları farklılıklarından yararlanılarak kazanç sağlamak üzere, bir paranın, ucuz olduğu piyasadan alınıp, pahalı piyasada satılması şeklinde tanımlanmaktadır. Uygulamada, arbitraj işlemlerine, bankalarca, kar elde etme amacı yanında, T.C. Merkez Bankasına zorunlu döviz devri veya banka mevcutları içinde bulunmayan dövizin değişim yoluyla temin edilerek müşterinin hizmetine sunulması amacıyla da başvurulmaktadır.
Arbitraj işlemlerinde, iki yabancı para arasında Türk lirası üzerinden gerçekleştirilen bir değişim ( dönüştürme ) söz konusudur. yabancı efektif, günlük cari kur ve Türk lirası üzerinden yapılan bir satış işlemiyle ve döviz satış bordrosu düzenlenerek devredilmektedir. Bu işlem dolayısıyla elde edilen Türk lirası karşılığında da, satış işlemi anındaki cari kur ( parite ) üzerinden diğer bir yabancı para ( efektif ) satın alınarak döviz alım belgesi düzenlenmektedir. Banka muhasebesince, ( alım-satım ve arbitraj dahil ) kambiyo hesaplarının, yani, yabancı para ile olan hareketlerin tamamı, Türk Lirası üzerinden; yabancı paralar ise, cari ( günlük ) kurları ile muhasebe kayıtlarına geçirilmektedirler. Esasen, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 258 inci maddesinde; değerlemenin vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olduğu; aynı Kanunun 280'inci maddesinde de, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği açıklanmış bulunduğundan; söz konusu kayıt işleminin, Türk lirasıyla yapılacağı tabiidir. Burada, işlemi yapan banka ( davacı ), verdiği döviz ( efektif ) açısından kambiyo satıcısı durumundadır. Karşılıklı döviz ya da efektif değişimi itibarıyla da, ayrı ayrı, iki satış işlemi doğmuş olmaktadır.
Bu tespitler karşısında; yabancı paraların, hangi amaçla olursa olsun, yukarda açıklandığı şekilde değiştirilmesinin, kambiyo satışı olarak kabulü zorunlu bulunmaktadır. Zira; söz konusu değişim işleminde, yabancı para, önce, Türk Lirasına çevrilmekte, elde olunan Türk lirası ile diğer bir yabancı para satın alınmaktadır. Yabancı paranın Türk lirası karşılığında alınıp satılmasıyla, yani işlemin Türk lirasına dayandırılmasıyla, aynı işlemin yabancı paralara dayanılarak yapılması arasında da, nitelik olarak herhangi bir fark bulunmamaktadır.
Swap işlemlerinin bir kambiyo işlemi olup olmadığı konusuna gelince; Değiş-tokuş ya da trampa demek olan swap, döviz kurları ve faiz oranlarındaki dalgalanmalardan kaynaklanan riskleri en aza indirmek amacıyla geliştirilmiş bir mali tekniktir. Swap işlemlerinin, para ve faiz swapı olmak üzere türleri mevcuttur. Döviz swapı, bir para swapıdır. Bankalarca, döviz swaplarına çeşitli amaçlarla başvurulmakta olup, kar elde etmenin yanında, döviz kuru risklerinden korunmak, düşük maliyetli döviz temin etmek, kısa dönem aktif-pasif yönetimi stratejilerini uygulamak, ellerindeki dövizleri değerlendirmek veya gelecekteki değişik cinsteki döviz ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla swap yapılabilmektedir. Bu işlemde, belirtilen amaçlardan herhangi birisi için, bankalar, müşterileri ile bir sözleşme imzalamaktadırlar. Taraflar, sözleşmenin düzenlendiği tarihteki spot ( cari ) kuru esas alarak, belirlenen miktardaki iki farklı dövizi, belirlenen vadede ve belirlenen kur üzerinden geri almak koşuluyla, sözleşmenin düzenlendiği tarihte, takas etmektedirler. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere; swap işlemlerinde de, iki yabancı para arasında Türk lirası üzerinden yapılan bir değişim söz konusudur. Başka anlatımla; ortada karşılıklı döviz değişimi suretiyle yapılan, birbirinden ayrı iki satış mevcuttur. Değişim işlemini yapan banka, devrettiği döviz miktarı açısından, kambiyo satıcısı durumundadır. Bu şekilde yapılan kambiyo satış işleminin, yukarıda tanımı yapılan arbitraj işleminden, niteliği itibarıyla, herhangi bir farkı mevcut değildir. Belirlenen vadede, başlangıçta verilen dövizin geri alınması, alınan dövizin de geri verilmesi gibi işlemlerin, döviz üzerindeki tasarruf hakkının sözleşme süresince karşı tarafa geçmesi sebebiyle, işlemin bu niteliği üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
Nitekim; Türkiye Bankalar Birliğinin 15.3.1996 tarih ve 945 sayılı yazı ile yapmış olduğu başvuru üzerine, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünce, anılan Birliğe, gönderilen 14.1.1997 tarih ve 1425 sayılı yazıda: "... aynı Kanunun istisnaları belirleyen 29'uncu maddesine klenen ( p ) bendi ile arbitraj muameleleri ve bu muameleler sonucu lehe alınan paralar 1.8.1994 tarihinden itibaren banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna tutulmuştur. Gerek döviz pozisyonu dengelenerek, gerekse kur farkından yararlanmak veya harici bir talebi ( müşteri talebini ) karşılamak maksadıyla bankalar tarafından yapılan döviz tahvil muamelesi bir arbitraf işlemidir. Dolayısıyla, bu işlem üzerinden % 01, lehe kalan paralar üzerinden de % 5 oranında banka ve sigorta muameleleri vergisi ödenmemesi gerekmektedir. Özellikle uluslararası piyasalarda mevcut döviz riskinin azaltılması amacıyla yapılan swap işleminde de, bir tarafın ihtiyacı olan dövizi karşı taraftan alması karşılığında, buna tekabül eden başka bir dövizin verilmesi, başlangıçta belirtilen kurdan vade tarihinde tekrar dövizlerin değişimi şeklinde cereyan eden bir arbitraj işlemi sözkonusudur. Bu hükümlere göre, gerek başlangıçta ve vadede meydana gelen iki ayrı arbitraj işlemi, gerekse arbitraj işlemleri sonucu dövizler arasındaki kur farklarından lehe kalan paraların banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir." denilmek suretiyle, Maliye Bakanlığının da bu görüşte olduğu ortaya konulmuştur.
Bu durumda; davacı banka tarafından, 6802 sayılı Kanunun 29'uncu maddesinin ( p ) bendi hükmüyle arbitraj işlemlerinin banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilen işlemler arasına alındığı dönemden daha önceki dönemlerde gerçekleştirilen, arbitraj niteliğindeki swap işlemleri nedeniyle, % 01 oranında ikmalen yapılan banka ve sigorta muameleleri vergisi tarhiyatı ile kusur cezası kesilmesi yolunda tesis edilen işlemde isabetsizlik bulunmadığından, cezalı tarhiyatın iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 6 oranında ve 4.240.000.- ( Dörtmilyonikiyüzkırkbin ) liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 65.000.000.- ( Altmışbeşmilyon ) lira avukatlık ücretinin davacı bankadan alınarak davalı idareye verilmesine, 25.1.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Old 22-06-2010, 18:21   #3
Av.Hayrullah ÇUHADAROĞLU

 
Varsayılan

Alıntı:
Önceden belirlenmiş bir formüle göre iki veya daha fazla taraf arasında gerçekleşecek olan, nakit akışların takasını sağlayan özel olarak hazırlanmış sözleşmelere verilen addır . İşlemler bir aracı banka dahilinde gerçekleştirilir, faiz ve para swap sözleşmeleri olarak ikiye ayırmak mümkündür.

örneğin , a firmasının euro kredisi faizi b firmasınınkine göre daha düşükse, ve b firmasının dolar kredisi faizi a fimasınınkine nispeten düşükse, swap işlemi uygulanarak iki firma da kredileri kendi başlarına alabilecekleri faiz oranlarından daha düşük bir oranda alabilirler.

genis anlamda belli bir süre boyunca belli birimleri degis-tokus etmek anlamina gelir. iki tarafinda karli çikmasi sarttir.
finans alaninda sirketin aktifleri veya alacakları-kredileri için kullanılır. alacagi olan sirket tarafindan incelersek, karsi tarafla yapacagi alis-veris oranının, t(0) deger alinan zamandan itibaren belirlenen süre içerisinde, ne kadara tekabül edeceginin hesap edilmesiyle elde edilir.
aktifler değilde, akışkan sermaye üzerinden yapılırsa degişken döviz kurlari veya oranlarin bilançoya zeval getirmesini önler.

"örnek olarak elinizde amerikan doları varlığınız var ve ingiliz sterlini cinsinden borcunuz var. aynı zamanda amerikan dolarının, ingiliz sterlini karşısında değer kazanmasını bekliyorsunuz ne yapabilirsiniz.?
Bu durumda yapabileceğiniz ilk şey amerikan dolarlarınızı ingiliz sterlini'ne çevirerek borcunuzu ödemektir. fakat bu durumda eğer gerçekten amerikan doları, sterlin karşısında değer kazanırsa belirli bir kayba uğramak kesindir. oysa swap yaparak bu duruma bir çözüm getirebilirsiniz. şöyle ki ; bulacağınız bir partnere siz o günkü parite üzerinden amerikan dolarınızı verip karşılığında ingiliz sterlini alırsınız. aldığınız sterlinlerle borcunuzu ödersiniz. partnerinizle, amerikan dolarının faizini, ingiliz sterlinin faizini ve vadeyi belirlersiniz.
işlemin vadesi geldiğinde anlaşılan faizler üzerinden partneriniz size amerikan dolarınızı geri öder sizde partnerinize olan ingiliz sterlini borcunuzu ödemek için o günkü parite üzerinden elinizdeki amerikan doları ile ingiliz sterlini alırsınız ve borcunuz ödersiniz. bu işlemi yaparak amerikan dolarının yükselmesinden uğrayabileceğiniz kaybı bertaraf etmiş olursunuz."
**
kredi riskini bir partiden digerine geciren finans kontrati, bir cesit sigorta. kisa adi cds.
**
Şimdi bir cds kontratinin muhatap aldığı 3 parti vardır. partilere a kişisi, b kişisi ve c kişisi diyelim. diyelim ki c kişisinin a kişisine borcu var. a kişisi cnin borcun üstüne yatma ihtimalinden şüphelenmekte. Risk almak istemeyen a kişisi gidip b kişisinden cds alir. o halde:

(i) a kisisi b kisisine belli araliklarla (her ay) odeme yapar. bunu sigorta premiumu gibi dusunebilirsiniz.
(ii) eger c kisisi kontratta bahsi gecen borcunu odeyemezse (default) (bankruptcy), b kisisi a'ya c'nin borcunun tamamini oder. bunu da sigortanin odedigi para gibi dusunebilirsiniz.

cds'lerin finans dunyasina yarari sigorta sirketlerinin topluma yarariyla aynidir. risk almak istemeyen gruplardan o riski belli bir ucret karsiligi alabilen gruplara (bilimum finans sirketleri) risk transferi saglar. bu sekilde iki taraf da kazanir.

sirketlerin iflas ihtimaline karsi cdsler oldugu gibi, ulkelerin borcunu odeyememelerine karsi cdsler de vardir. mesela siz turkiye hazine bonosu aldiniz, Turkiye'de kriz olup devletin borcunu odeyememe ihtimaline karsi turkiye'nin cdslerini de alip kendinizi sigortalayabilirsiniz.



Kaynak: Ekşi Sözlük
İmla hataları ve Türkçe karakter sorunları için özür dilerim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Eser Sözleşmesi /Hizmet Sözleşmesi Fatma KAPUÇAM Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 14 19-10-2011 10:54
taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yolu ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi üzerinde umutazguler Meslektaşların Soruları 2 25-06-2010 12:58
işletme sözleşmesi ile kira sözleşmesi arasındaki farklar nelerdir? asyadan Meslektaşların Soruları 1 01-08-2009 23:11
Araç satım sözleşmesi/ Galeriye bırakmak tellallık sözleşmesi mi? Av.Nebi Meslektaşların Soruları 22 24-11-2006 09:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05043411 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.