Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

vasiyeti yerine getirme görevlisi atanması.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-08-2008, 12:09   #1
Zafer AŞKIN

 
Varsayılan vasiyeti yerine getirme görevlisi atanması.

Miras bırakan, vasiyet ile 6 çocuğundan dördüne, oturduğu evi vasiyet etmiş. Vasiyet lehdarı dört çocuktan birisi, babasından önce ölmüş. Miras bırakandan önce ölen çocuğun çocukları sağ.
Vasiyet açıldığında "vasiyeti yerine getirme görevlisi" atanmadığı görülmüş.
Bu durumda ; Sulh Hukuk mahkemesine başvurarak, vasiyeti yerine getirme görevlisi atanması istnebilir mi? 1976 yılına ait Yargıtay kararlarında, "vasiyetnamede açıklık yok ise mirasçılar Sulh hakimine baş vurarak tenfiz memuru tayinini isteyebilirler" şeklinde görüşler var. Bu şekilde bir dava ile vasiyeti yerine getirme görevlisi atanması mümkün olabilir mi?
Lehine vasiyet edilenlerden birinin vasiyet edenden önce öldüğü anlaşılmakla, ona vasiyet edilen evden düşecek 1/4 hissenin akibeti ne olacaktır.
Zanta.
Old 28-06-2016, 15:02   #2
hukukçu306

 
Varsayılan

bu sorunun aynısıyla karşı karşıyayım.vasiyeti yerine getirme görevlisi yoksa bu durumda ne yapılacak?
Old 28-06-2016, 15:31   #3
para_doks

 
Varsayılan

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Kanun No: 4721
Türk Medeni Kanunu (TMK) (YÜR. TAR.: 01.01.2002)


TMK
Madde 550 - Mirasbırakan, vasiyetnameyle bir veya birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi atayabilir.

Vasiyeti yerine getirme görevlisinin, göreve başladığı sırada fiil ehliyetine sahip olması gerekir.

Vasiyeti yerine getirme görevlisine sulh hakimi tarafından bu görevi bildirilir; bildirim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde kabul edilmediği sulh hakimine bildirilmezse, görev kabul edilmiş sayılır.

Vasiyeti yerine getirme görevlisi hizmetinin karşılığında uygun bir ücret isteyebilir.


Madde 596 - Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılır ve ilgililere okunur.

Bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer vasiyetnamenin açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağrılır.

Mirasbırakanın sonradan ortaya çıkan vasiyetnameleri için de aynı işlemler yapılır.


T.C. YARGITAY

2.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/5896
Karar: 2010/8739
Karar Tarihi: 03.05.2010


VASİYETNAME AÇILMASI DAVASI - VASİYETNAMENİN GEÇERLİ OLUP OLMADIĞINA BAKILMAMASI - MİRASIN MİRAS BIRAKANIN YERLEŞİM YERİ SULH HAKİMİ TARAFINDAN AÇILMASI - TEREKENİN KORUNMASI İÇİN ÖNLEM ALINMASI - HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASI GEREĞİ

ÖZET: Dava, vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkindir. Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın, tesliminden başlayarak bir ay içinde miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılır ve ilgililere okunur. Bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer vasiyetnamenin açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağırılır. Sulh hakiminin görevi, vasiyetnameyi açıp okumak ve gerekmesi halinde terekenin korunması için önlem almaktan ibarettir. O halde, vasiyetnamenin usulüne uygun olarak açılıp okunması ile yetinilmesi gerekir.

(4721 S. K. m. 550, 596) (1086 S. K. m. 438)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre mirasçılardan Z. Ö.'in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Dava, vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkindir. (TMK. md. 596) Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın, tesliminden başlayarak bir ay içinde miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılır ve ilgililere okunur. Bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer vasiyetnamenin açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağırılır. (TMK. md. 596) Açıklanan yasal hükümlere göre, sulh hakiminin görevi, vasiyetnameyi açıp okumak ve gerekmesi halinde terekenin korunması için önlem almaktan ibarettir. O halde, vasiyetnamenin usulüne uygun olarak açılıp okunması ile yetinilmesi gerekirken, vasiyeti yerine getirme görevlisinin ancak vasiyetçi tarafından atanabileceği (TMK. md. 550) de dikkate alınmaksızın, yazı işleri müdürünün vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak atanması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün vasiyeti yerine getirme görevlisi atanmasına ilişkin bölümünün hükümden çıkartılarak, bu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.

Sonuç: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple temyiz olunan hükümden <vasiyeti tenfiz memuru olarak mahkemeler yazı işleri müdürünün tayinine ...> ilişkin ibarenin çıkartılmasına, hükmün bu bölümünün açıklanan şekilde düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple onanmasına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesin oybirliği ile karar verildi. 03.05.2010 (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 28-06-2016, 15:35   #4
para_doks

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

2.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/10644
Karar: 2006/10685
Karar Tarihi: 04.07.2006


VASİYETNAMENİN YERİNE GETİRİLMESİ İSTEMİ - VASİYETİ YERİNE GETİRME GÖREVLİSİ - EKSİK HASIMLA DAVAYA DEVAMLA HÜKÜM KURULMASININ İSABETSİZ OLUŞU

ÖZET: Vasiyetnamenin yerine getirilmesi isteğine ilişkin davanın, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara yöneltilmesi zorunludur.

(4721 S. K. m. 600)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 9.5.2006 günü temyiz eden davacılar vekili ve davalılardan geldi. Diğer davalı vekili tebligata rağmen gelmedi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Dava, vasiyetnamenin yerine getirilmesi isteğine ilişkindir. Bu davanın, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara yöneltilmesi zorunludur. (TMK. md.600)

Dosya içine alınan 2000/793-857 sayılı mirasçılık belgesinde gösterilen yasal mirasçılardan Melikiye Altun'a husumet yöneltilmemiştir. Adı geçen mirasçı Melikiye'ye ölmüşse mirasçılarına husumet yöneltilmeden eksik hasımla davaya devamla hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 450 YTL. vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 28-06-2016, 15:37   #5
para_doks

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/7369
Karar: 2014/7413
Karar Tarihi: 13.05.2014


TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI - BÜTÜN MİRASÇILARLA BİRLİKTE DAVA KONUSU TAŞINMAZIN DAVALI ADINA OLAN TAPU KAYDININ İPTALİ İLE MURİS ADINA TESCİLİ - VASİYETNAMENİN TENFİZİ İLE İLGİLİ KARAR VERİLMESİ GEREĞİ - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Bütün mirasçılarla birlikte dava konusu taşınmazın davalı G. adına olan tapu kaydının iptali ile muris adına tescili için tapu iptal-tescil davası açılarak oluşacak sonuca göre vasiyetnamenin tenfizi ile ilgili karar verilmesi gerekirken, mahkemece; hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

(4721 S. K. m. 510, 515, 516, 517, 521, 535, 595, 598, 599) (YHGK. 13.02.1991 T. 1990/2-648 E. 1991/65 K.)

Dava: Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı dava dilekçesinde; davacının annesi muris Y. Y.'ın düzenlediği 07.04.1999tarihli vasiyetname ile 207 parseldeki taşınmazını davacıya vasiyet ettiğini, 2005 yılında kadastro çalışmaları sırasında davalı G. (murisin gelini) adına tescil edildiğini, yurt dışında bulunması nedeniyle itiraz edemediğini beyan ederek, vasiyetnameye konu taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı cevabında; kayınpederi M.'nın oğlu (davalının eşi) Z.'ye 1975 yılında sattığını, mirasçısı olarak kendisi adına kadastro çalışmaları sırasında tespit edildiğini, daha sonra tapusunu aldığını beyan etmiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile 207 parseldeki taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.

Dava konusu vasiyetnamenin 07.04.1999 tarihinde noterde düzenlendiği, murisin tapusu olmayan 4 dönüm fındık bahçesi ile 7 dönüm fındık bahçesini oğlu (davacı) İ. Y.'a vasiyet ettiği, vasiyetnamenin açılması ve okunması dosyasının 25.03.2014 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 06.12.2007 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Vasiyetnameye konu taşınmazın 207 parsel ile aynı taşınmaz olduğuna dair mahallinde yapılan keşifte mahalli bilirkişi beyanları ile tespit edilmiş, taşınmazın tapu kaydının ise (kadastro ile) 12.05.2005 tarihinde davalı G. adına tescil edilmiştir.

Davada, vasiyetnameye konu taşınmazın vasiyet alacaklısı davacı adına tescili, vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir.

Hemen belirtelim ki; Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde (MK.nun 535 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir.

Diğer bir anlatımla "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tesbit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz. Bilindiği üzere ölüme bağlı tasarrufla;

a- Mirasçılardan biri veya bir kaçı mirasçılıktan çıkarılabilir. (TMK. m.510),

b- Koşullar ve yüklemeler (mükellefiyetler) konulabilir (TMK. m.515, yedek mirasçı atama TMK. m.520 art mirasçı atama TMK. m.521),

c- Mirasçı atanabilir (TMK.m.516 ),

d-Mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye belirli mal vasiyeti yapılabilir (TMK.m.517),

e- Vakıf kurulması öngörülebilir (...Belirtilen tasarrufların ne şekilde yerine getirileceği yine Medeni Kanunda ayrı ayrı gösterilmiştir. Mahrumiyet ve iskat (yoksunluk ve mirasçılıktan çıkarma) halinin aksi kanıtlanmadıkça, mirasçı seçilen kişi, mirasçılık belgesi almadıkça (MK. m.598) kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu malı ilgilisinden istemedikçe "yasal mirasçı veya varsa tenfiz memurundan" ve karşı çıkılması halinde onlar aleyhine istihkak davası açıp dava ile haklılığını kanıtlamadıkça, vasiyetname ile yapılan tasarrufun sahibi olamaz...)

Medeni Kanunun 599. maddesi uyarınca, mirasın açılmasıyla terekeye sahip olma hakkı, sadece yasal mirasçılara tanınmıştır. Vasiyetname ile mirasçı seçilenlerin, (Mirasçı nasb edilenler) hakları, yasal mirasçılar veya öncelikle tasarruf ile yararlarına bağışlama yapılmış olanlar tarafından açıkça itiraza uğramamış ise, bu hususun tebliğinden itibaren bir ay geçtikten sonra bunlar mirasçılık sıfatları hakkında belge verilmesini, Sulh Hakiminden isteyebilirler (Bununla beraber her nevi istihkak ve iptal davası hakkı saklı olmak üzere) (MK. m.598). Vasiyetname ile verilen hakkın geçirilmesini sağlayacak husus sulh hakiminin vereceği mirasçılık belgesidir.

Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin, durumu ise daha farklıdır. Medeni Kanunun 600.maddesi gereği kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini isteyebilir.

Vasiyetnameye konu taşınmazın dava tarihinde (halen) muris adına kayıtlı olmadığı anlaşıldığına göre, davacının öncelikle 207 parseldeki taşınmazın muris adına tescilini sağlamak, ondan sonra 07.04.1999 tarihli vasiyetname gereğince kendi adına tescilini talep etmek olmalıdır.

Bunun için, bütün mirasçılarla birlikte dava konusu taşınmazın davalı G. adına olan tapu kaydının iptali ile muris adına tescili için tapu iptal-tescil davası açılarak oluşacak sonuca göre vasiyetnamenin tenfizi ile ilgili karar verilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,13.05.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 28-06-2016, 15:40   #6
para_doks

 
Varsayılan

TMK Madde 581 - Vasiyet alacaklısı olabilmek için mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak şarttır.

Vasiyet alacaklısı mirasbırakandan önce ölmüş ise, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, vasiyeti yerine getirme yükümlülüğü, vasiyet yükümlüsünün yararına ortadan kalkar.
Old 28-06-2016, 15:45   #7
para_doks

 
Varsayılan

İlk mesaj da yeni zannettiğimden TMK 581 i ekledim. Kusuruma bakmayın lütfen. Toparlayacak olursak, kanaatimce, vasiyeti yerine getirme görevlisi yok ise vasiyet alacaklısı, yasal mirasçılara karşı talep hakkına sahip olacaktır. Bu da 3 HD kararında atıf yapılan HGK kararına göre, vasiyetnamenin tenfizi yolu ile değil açılacak tapu iptali ve tescil davası ile mümkün olacaktır. Kolay gelsin.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
istifa eden kamu görevlisi.. narada Meslektaşların Soruları 3 29-02-2008 17:59
Atatürk' Ün Vasiyeti Ve Bir Soru Av.Mehmet Saim Dikici Meslektaşların Soruları 12 30-10-2007 18:59
KİT Çalışanı Kamu Görevlisi midir? AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 3 19-06-2007 13:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05805302 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.