Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tedbİr Nafakasi

Yanıt
Old 24-02-2007, 13:43   #1
AVUKAT MERYEM

 
Varsayılan Tedbİr Nafakasi

Arkadaşlar merhaba,
Adli yardım vesilesiyle gelen müvekkil bayan kocası tarafından defalarca aldatılmış ve kötü muamele görmüş 6 yaşında bir oğlu var kocası yaklaşık 6 ay önce tatile gidiyorum diye evden ayrılmış müvekkil eşinin komşusu olan evli bir bayanla kaçtıklarını öğrenmiş müvekkil ortada kalmış baba evine sığınmış kendi ve çocuğu için tedbir nafakası davası açmış(boşanmak istemiyor)Evlilk devam ettiği için MK.196 ve 197.maddelerine dayanmayı düşünüyorum bu konuda varsa yargıtay kararı ve yorumlarınızı bekliyorum şimdiden teşekkürler.....
Old 24-02-2007, 13:54   #2
Av. O. TEKGUL

 
Varsayılan

Umarım işinize yarar
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
E:2005/61
K:2005/441
T:31.01.2005
• NAFAKA TALEBİ
• AYRI YAŞAMAKTA OLAN EŞ
• EVLİLİK GÖREVİNİ İHLAL
ÖZET : Davalı ( koca ), eşini görev yaptığı yere götürmeyerek, konut seçimiyle ilgili yasal düzenlemeye aykırı davranışta bulunmuş ve evlilik görevini ihlal etmiştir. Boşanma davasının reddinden sonra da; davalı, kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğine göre davacı eşin ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulü gerekir.
(4721 s. Kanun m. 4, 186/1, 197/2)
Mahkemece, davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek davacı lehine uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir.
Taraflar arasında görülen nafaka tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm nafaka istemine yönelik olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, davalı eşinden ayrı yaşadığı ve zor durumda bulunduğunun iddia ederek; aylık 300.000.000 lira nafaka talep etmiştir. Mahkemece, davacının eşinden ayrı yaşamakta haklılığını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Silifke Asliye Hukuk Mahkemesinin, 30.01.2003 tarih ve 2002/393 Esas, 2003/56 Karar sayılı ilamına göre; "Davalı tanıklarından tamamı davacının uzman çavuş olarak görev yaptığı yere davalıyı hiç götürmediğini, Silifke'de babasının evine bıraktığını ve ilgilenmediğini beyan etmişlerdir. Şu halde davacı öncelikle eşini görev yaptığı yere götürmeyip babasının evinde bırakmakla ağır kusurlu taraftır. Ailenin oluşumunu sağlayacak ayrı mekan ve yaşam koşullarının şartlar müsait olduğu halde davacı tarafından yerine getirilmemesi davacıyı kusurlu duruma düşürmüştür" gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
TMK.'nun 186/1. maddesinde; Eşlerin oturacakları konuta birlikte seçmeleri öngörülmüştür. Böylece, yürürlükten kaldırılan hükümle ( MK. 152. madde ) konutun seçiminde kadına nazaran üstün konuma getirilmiş olan kocanın tek başına konutu seçmesi olanağı ortadan kaldırılmıştır.
Somut olayda; davalı ( koca ), eşini görev yaptığı yere götürmeyerek, konut seçimiyle ilgili yasal düzenlemeye aykırı davranışta bulunmuş ve evlilik görevini ihlal etmiştir. Boşanma davasının reddinden sonra da; davalı, kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğine göre davacı eşin ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulü gerekir ( TMK'nun 197/2. maddesi ).
Mahkemece, davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek davacı lehine uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.01.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
E:2004/11937
K:2004/10756
T:11.10.2004
• TEDBİR NAFAKASI
• TEDBİR NAFAKASINDA MİKTAR
• MÜŞTEREK YAŞAM SIRASINDAKİ YAŞAMA DÜZEYİ
ÖZET : Tedbir nafakasının miktarı tayin edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşama düzeyi dikkate alınmalıdır.
(4721 s. Kanun m. 4, 197/2)
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, TMK.nun 197/2. maddesinde belirtilen; ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı aylık 1.000.000.000 lira tedbir nafakası istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; aylık 250.000.000 TL nafakanın davalıdan alınarak dava tarihinden geçerli olmak üzere davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Tedbir nafakasının miktarı tayin edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşama düzeyi dikkate alınmalıdır.
Yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında; davalının Banka Müdürü olup, aylık maaşının 1.585.000.000 lira olduğu, davacının ise; ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davalının gelir düzeyi ile birlikte yaşarken davalının eşine sağlamış olduğu yaşama standardı nazara alınarak; davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir. Davalının geliri ile mütenasip olmayacak şekilde düşük nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
E:2005/7362
K:2005/7570
T:05.07.2005
• TEDBİR NAFAKASI TALEBİ
• AYRI YAŞAMADA HAKLILIK OLGUSU
• MÜŞTEREK HANEYE DÖNMEMEK
ÖZET : Davada, eş ve küçük çocuklar için davalının evlilik birliği gereklerini yerine getirmediği ileri sürülerek tedbir nafakası istenilmiştir. Tanık anlatımlarından, davacı eşin ayrı yaşamakta haklı olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Davacının, davalı eşinin kapıcı olarak çalıştığı sitedeki müşterek haneye dönmemekte haklı olduğunu kanıtlaması gerekir. Bu yönde kabul edilebilir herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, kısmen kabulü yönünde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
(4721 s. Kanun m. 195, 197)
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, eş ve küçük çocuklar için davalının evlilik birliği gereklerini yerine getirmediği ileri sürülerek tedbir nafakası istenilmiş; mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, 4721 sayılı MK.nun 195. maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine konunda öngörülen önlemleri alır.
Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.
Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir.
Somut olayda davacı tanık anlatımlarından davacı eşin ayrı yaşamakta haklı olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Davacının, davalı eşinin kapıcı olarak çalıştığı sitedeki müşterek haneye dönmemekte haklı olduğunu kanıtlaması gerekir. Bu yönde kabul edilebilir herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken kısmen kabulü yönünde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 5.07.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-02-2007, 16:02   #3
AVUKAT MERYEM

 
Varsayılan

SN.O.TEKGÜL çok yardımcı oldunuz teşekkürler........
Old 07-10-2010, 14:22   #4
praeses

 
Varsayılan

Merhaba Meslektaşlarım,

Müvekkile, eşinin eski eşinden olan çocuklarına yaptığı cüz'i maddi yardımları sorun ederek şahsi eşyalarını topluyor ve babasının evine gidiyor. Boşanmayı ise kat'i bir tavırla reddediyor. Öyle ki, eşi evine dönmesi için ikna etmek üzere birkaç akrabasını da babasının evine göndermiş, fakat müvekkile evine dönmek istemiyor-eşi çocuklarıyla görüşmekten vazgeçene kadar. Eş ise çocuklarını silip atma gibi bir durumun kesinlikle mümkün olmayacağını ancak evlilik birliğinin yeniden sağlanmasını ve müvekkilenin eve dönmesi için her yolu deneyeceğini ifade ediyor. Hatta bir meslektaşımızın yardımıyla eve dön ihtarı dahi çekmiş fakat müvekkile tebligatı almamış. Bu durumda müvekkile babasının yanında yaşadığından, onlara muhtaç olmamak için MK 197'ye göre tedbir nafakası talep ediyor. Fakat bu durumda eşi ihtarnameyi sunar ve tanıkları dinletirse müvekkilenin davayı kaybetme olasılığı çok yüksek değil mi? Yoksa ayrı yaşamakta haklı olduğunun ıspatı müvekkileye ait olduğundan davacı tanıkları ile eşin aleyhte delilleri bastırılabilir mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çok Çok Acİl Balikesİr kağanulaş Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 3 28-09-2009 13:03
Tedbİr Nafakasi Burak Demirci Meslektaşların Soruları 8 16-01-2009 13:02
Çekte Tedbİr gulaslan Meslektaşların Soruları 6 03-08-2007 12:03
Zİmmet SuÇunda Mal VarliĞina Tedbİr Konulmasi av pınar Meslektaşların Soruları 1 08-01-2007 20:05
nafaka(ACİL!) özgcn Meslektaşların Soruları 5 20-08-2006 00:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02660704 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.