ipoteğin kaldırılması

Müvekkil şirket, ticari ilişki içerisinde bulunduğu bir ticari şirkete ipotek vermiştir.
Ancak verdiği ipoteği aralarında ki ticari ilişki bitmesine rağmen ihmal neticesi kaldırmamıştır.
Geçen uzun süre zarfında ipotek alan şirket iflas etmiş ve ticari piyasadan çekilmiştir. Müvekkil şirket bu firmaya borcu bulunmamaktadır.Bu durum ticari defterlerde de sabittir.
Bu durumda ipotek bedeli 500 YTL. olup faizi ile birlikte 4.500 YTL.yapmaktadır. Bu bedeli merciden alacağım kararla depo ederek mi ipoteği kaldırayım. Yoksa ipoteğin verildiği gayrimenkul mahkemesinde borçumun olmadığına dair ipoteğin kaldırılması davasını mı açayım.
Bu konuda görüşlerinizi bekliyorum. Saygılarımla.

Bence borcunuzun olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasını talep etmelisiniz. Müvekkil şirketin parası bolsa teminat da yatırılabilir tabi ama bu sizin tercihinizdir. Neden 4500,00YTL'yi depo edesiniz ki, madem borç yok ne zamana kadar ve kimin lehine depo edeceksiniz. Ne gerek var?

**************
MENFİ TESPİT VE İPOTEĞİN FEKKİ-DOĞMAMIŞ BORÇ-İPOTEK-ÜST SINIR İPOTEĞİ
KAYIT NO : 58440
**************
Esas Yılı : 2004
Esas No : 3260
Karar Yılı : 2004
Karar No : 4870
Karar Tarihi : 18.06.2004
Daire No : 14
Daire : HD
**************
ÖZET: Dava konusu ipoteğe ilişkin akit tablosu incelendiğinde, davacının alacağı 16 milyar Liraya karşılık, alacaklı davalı lehine, davacıya ait taşınmaz üzerine teminat ipoteği konulduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla doğmamış bir borç için ipotek konulmuştur. Anılan ipotek, teminat ipoteği olup, aynı zamanda üst sınır ipoteğidir. Davalı yan ipoteğe konu 16 milyar Liranın davacıya ödendiğini kanıtlayamamıştır. Bu nedenle, davacının borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmemiştir.
**************
(4721 s. K. m. 851, 856, 881) (2004 SK. m. 72)
Davacılar D. A.Ş vd. vekili tarafından, davalı O.M. aleyhine 25.5.2001 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ve ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.05.2002 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Karar
Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesi olanağını sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek, borçluya ait bir taşınmaz üzerinde kurulabileceği gibi üçüncü kişiye ait bir taşınmaz üzerinde de kurulabilir.
İpoteğin kurulabilmesi için, öncelikle rehin edilecek (ipotek edilecek) gayrimenkulun maliki ile alacaklı arasında bir anlaşma (rehin sözleşmesi) yapılmış olması ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 856. maddesi uyarınca hukuki sonuç doğurabilmesi için de tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
Medeni Kanun'un 881/1 maddesi uyarınca, bir alacağa teminat olmak üzere kurulan gayrimenkul rehininin mutlaka mevcut bir alacak için kurulması şart olmayıp, ileride doğabilecek veya doğma olasılığı olan herhangi bir alacağın temini için de kurulabilir. Ancak Medeni Kanun'un 851. maddesi uyarınca alacağın miktarının belli olmaması halinde alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir. Bu durumda kurulan ipotekten ipotek borçlusu sözleşmedeki miktar ile sorumludur. Sözleşmedeki miktarın yatırıldığının kanıtlanması halinde ya da ödenmemiş ise depo ettirilmesi koşuluyla ipoteğin kaldırılmasına karar verilir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacı, davalıdan alınacak borç paranın teminatı olmak üzere taşınmazı üzerine ipotek konulduğunu ancak, ipotek nedeni olan 16 milyar Lira alınmadığı halde, davalı tarafından kötü niyetli olarak İcra takibine geçildiğini ileri sürerek, borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasını, ayrıca % 40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, ipotek akit tablosunda yazım hatası olduğunu, 16 milyar Liranın alınması nedeniyle ipotek tesis edildiğini savunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile takip tutarı üzerinden % 40 kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu ipoteğe ilişkin akit tablosu incelendiğinde, davacının alacağı 16 milyar Liraya karşılık, alacaklı davalı lehine, davacıya ait taşınmaz üzerine teminat ipoteği konulduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla doğmamış bir borç için ipotek konulmuştur. Anılan ipotek, teminat ipoteği olup, aynı zamanda üst sınır ipoteğidir. Davalı yan ipoteğe konu 16 milyar Liranın davacıya ödendiğini kanıtlayamamıştır. Bu nedenle, davacının borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmemiştir.
Ancak, icra takibine konu ipotek bedeli 16 milyar Lira olup, bu ipotek üst sınır ipoteği de olduğundan, takip miktarının 16 milyar Lirayı aşamayacağı gözetilmemiştir. Diğer bir anlatımla, kötü niyet tazminatının 16 milyar Lira üzerinden hesaplanması gerekirken, bunu aşan takibe konu miktar üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınması doğru görülmediğinden kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 18.06.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.

kredi kartı kefili müvekkil parayı ödemiş.asıl borçlu ölmüş.mirasçıları olan anne ve babaya takip yapılabilir mi? veraset yok/yoksa davamı açalım?

faiz oranları nedir? yasal ve reeskont?temerrüt faizi?

Benim de benzer bir sorunum var, müvekkilin satın almış olduğu taşınmazda bir ipotek görünüyor "Emval ve Eytam Sandığı" adında lağv olmuş bir vakfa ait.Ancak ipoteğin tarihi belirsiz(tahminen 1950 li yıllardan önce konulmuş) miktarı 97.000 kuruş,tapudan araştırdım ipotek akit tablosu da bulunmamakta,Tapuda "..... Sandığının alacağından dolayı vefaen ferağ ipoteği" diye bir ibare mevcut
Şimdi bunu kaldırmak için ipotek borcunu icra dairesine depo ederek mi İcra Mahkemesine başvurmalıyım ? yoksa direkt dava açma yoluna mı gitmeliyim ?

Alıntı: Yazan inceer kredi kartı kefili müvekkil parayı ödemiş.asıl borçlu ölmüş.mirasçıları olan anne ve babaya takip yapılabilir mi? veraset yok/yoksa davamı açalım?

İcra takibinda verasetname almak için icradan yetki alın.Eğer reddi miras yoksa mirasçılar borçtan müteselsilen mesuldür.

Alıntı: Yazan inceer faiz oranları nedir? yasal ve reeskont?temerrüt faizi?

Oran mı soruyosunuz yoksa faiz tipi mi soruyorsunuz?Oranları bu sitede bulabilirsiniz.Kefili asıl borçluya rücuunda faiz tipi ise, kefil alacaklının haklarına halef olduğundan onun isteyebileceği faiz oranıdır.

Alıntı: Yazan BOSMAN Benim de benzer bir sorunum var, müvekkilin satın almış olduğu taşınmazda bir ipotek görünüyor "Emval ve Eytam Sandığı" adında lağv olmuş bir vakfa ait.Ancak ipoteğin tarihi belirsiz(tahminen 1950 li yıllardan önce konulmuş) miktarı 97.000 kuruş,tapudan araştırdım ipotek akit tablosu da bulunmamakta,Tapuda "..... Sandığının alacağından dolayı vefaen ferağ ipoteği" diye bir ibare mevcut Şimdi bunu kaldırmak için ipotek borcunu icra dairesine depo ederek mi İcra Mahkemesine başvurmalıyım ? yoksa direkt dava açma yoluna mı gitmeliyim ?

Evet İİK. 153. maddeye göre icra dairesine başvurdum ama tebligat sorunu ile karşı karşıyayım,lağv olmuş bir Vakfa nasıl tebligat yapacağız ? adresi de tapu kayıtlarında yok (97.000 kuruş 4,5 TL tuttu bu arada faiziyle ) ) Lağv olan Vakıflarda hak ve borçlar hangi kuruma geçiyor, lağv olduğuna ilşkin resmi yazıyı hangi kurum verecek ? teşekkürler ...

Bildiğim kadarıyla lağv olan bir vakfın malvarlığı aynı amaca yönelmiş başka bir vakfa devrediliyor. Bu işlemi de Vakıflar Genel Müdürlüğü yapıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğünden yazılı görüş isteyerek durumu netleştirebileceğinizi düşünüyorum.