Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Parlamenter Rejım Mi? Yarıbaşkanlık Sistemi Mi?

Yanıt
Old 13-10-2006, 20:58   #1
av.ilyasmeral

 
Önemli Parlamenter Rejım Mi? Yarıbaşkanlık Sistemi Mi?

Anayasanın 3. kısmının 1. bölümü olan Yasama incelendiği zaman tamamen klasik parlamenter rejimin özellikleri görülür. buna karşın 3. kısmın 2. bölümünde cumhurbaşkanının görev ve yetkılerı ıncelendığı zaman klasık parlamenter rejımın yanı sıra yarı baskanlık sıstemıne ait özellikler de ön plana çıkmaktadır

Alıntı:
D. Görev ve yetkileri
MADDE 104. – Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır :
a) Yasama ile ilgili olanlar :
Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak,
Kanunları yayımlamak,
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek,
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak,
Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,
b) Yürütme alanına ilişkin olanlar :
Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,
Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek,
Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak,
Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek,
Genelkurmay Başkanını atamak,
Millî Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak,
Millî Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek,
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilân etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,
Kararnameleri imzalamak,
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,
Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak,
Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak,
Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,
Üniversite rektörlerini seçmek,
c) Yargı ile ilgili olanlar :
Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.
Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.
özellikle cumhurbaşkanının tek başınakullandığı yetkılerı dıkkate alındığında klasık parlementer rejımlerden farklı olarak çok fazla yetkiye sahip olduğu görülür. oysa parlamenter rejımlerin özünde devlet başkanları sembolık yetkılerle donatılır butun yetkıler bakanlar kuruluna aittir devlet başkanları işlemlere sembolık olarak katılırlar. buna karşılık devlet başkanlarının cezai sorumsuzluğu vardır cezai sorumluluk bakanlara aittir. klasık parlamenter rejımın anavatanı olan ingilterede bu durum şoyle ifade edilir.
Alıntı:
Kral kötülük yapmaz yapsa bile bundan ötürü bakanı cezalandırılır.

bizde ise cumhurbaşkanına cok genış yetkıler tanınmıs -ki bunlar sembolık olmanın ötesinde çok önemli yetkiler- bu kadar geniş yetkileri almanın yanı sıra cezai sorumsuzluğunun olması parlamenter rejımın ruhuna aykırıdır kanımca.
cumhurbaşkanının yürütmeye ilişkin görev ve yetkılerınde yarı başkanlık sisteminde görülen yetki genişliği var. cumhurbaşkanını halkın sectiği bir konjoktür oluşursa; cumhurbaşkanı kitlelerin desteğinide arkasına almıs bırı olarak, liderlik vasfına halktan aldığı bu karizmayıda ekleyerek bu kadar geniş yetkilerle sistemi tıkayabılır. nıtekım turgut özal cumhurbaşkanlığı dönemınde anayasayı yarıbaşkanlık sistemı seklınde yorumlama yoluna gıtmıstır. bu sekılde bir sorun başgosterdiği zaman sistemde ortaya cıkacak tıkanıklığı gıderecek bir denetim mekanizmasıda mevcut değil maalesef.
son söz ülkemizde parlamenter rejımmı vardır yoksa yarıbaşkanlığa yakın bir parlamenter rejımmı
Old 22-10-2006, 11:04   #2
ahmetsacit

 
Varsayılan

Sayın law student,
Sorunuza tatmin edici bir cevap vermek için 1982 anayasasını yapmaya iten nedenleri ve yapım öncesindeki süreci de göz önüne almak gerekir.
1961 anayasasının en fazla eleştirilen yönlerinden biri de cumhurbaşkanının aşırı sembolik yetkilere sahip olması bunun yanında sadece onay makamı olrak görülmesiydi.
Bu yüzden 1961 anayasasını uygulama döneminde cumhurbaşkanlık makamına noterlik makamı denilmekteydi,
Bir tepki anayasası olan 1982 anayasası da bunun tam aksine cumhurbaşkanının yetkilerini parlementer rejimin tandığını çerçeveyi aşarak arttırmıştır.
Şu an yürülüklüte bulunan anayasamız yasamanın işlevsel hale getirilmesi, erkler ayrılığında erklerin konumunun düzeltilmesi v.b. değişikler ışığında rasyonelleştirlmiş parlementer rejimi öngörmüştür.
Ancak anayasanın uygulanış aşamasında rejim tasarlandığı gibi gerçekleşmemiş, hükümetçi, başbakancı parlementer rejim uygulması ortaya çıkmıştır.
Turgut özal, Tansu çiller ve Recep Tayyip Erdoğan başbakanlığı dönemi klasik başbakancı parlementer rejime örnektir.
Cumhurbaşkanın halk oyuyla yönetime gelmesi ise sizin de dediğiniz gibi rejim değişikliği sonucu doğuracaktır.Bunun için anayasa deşikliği yapılabilir ancak parlementer rejim üzerine temellenen bu anayasanın temelleri sarsılmış olur ve osmanlıdan bu yana süregelen parlementer rejim anlayışındaki evrim tersine çevrilmiş olur.Bu yüzden anayasanın tamamen değiştirilmesi gerekir.
Ülkemizin problemi rejim boyutunda değil demokrasi boyutundadır. Parlementer rejimden vazgeçilip, başka bir rejime geçilmesi ile ülkemiz demokrasi alanında ilerleme bir yana geriye dönüş bile yaşayabilir.
Rejim değişikliği yerine anayasal anlamda iyileştirmeler yapılması gerektiği kanaatindeyim..
saygılar...
Old 23-10-2006, 14:21   #3
av.ilyasmeral

 
Varsayılan

Sayın ahmetsacit :
İlginiz için teşekkür ederim..
Şunu belirtmekte fayda görüyorum yazıda sistemin değiştirilmesine yönelik bir talep yok anayasanın iyileştirilmesi yönünde istekler vardır.
Diyorsunuz ki:
Alıntı:
Sorunuza tatmin edici bir cevap vermek için 1982 anayasasını yapmaya iten nedenleri ve yapım öncesindeki süreci de göz önüne almak gerekir.

82 öncesi yaşanan hükümet krizleri siyasal darboğazlar neticesinde cumhurbaşkanının yetkisiz kaldığı sorunlar üzerinde radikal çözümler üretemediği yönünde 61 anayasası sanık sandalyesine oturtulmaktadır. Ancak 61 anayasasının tek zaafı cumhurbaşkanını onay makamı olarak düzenlemesi değil yürütmenin diğer kanadını da tamamen güçsüz bırakması ve devlet erkleri asındaki ilişkiyi düzenleyemediği için 80 öncesi dönemin mimarı olmasıdır. Fakat 82 anayasası yürütmenin eline oldukça güçlü yetkiler vermiş cumhuriyetin temel kuruluşunu 61 anayasasından oldukça farklı düzenlemiştir. Devlet otoritesini oldukça güçlü kılan anayasanın cumhurbaşkanlığının statüsü konusunda paranoyalarla ve korkularla düzenlemeler yapması parlamenter rejimle bağdaşmamaktadır. Anayasa koyucu pire için yorgan yakmıştır. Düzenlediği esaslarla 80 öncesi sorunlar tekrar yaşanmamıştır ama rejimin geleceğini sıkıntıya sokabilecek nitelikte hususları anayasaya koymuştur.
Bu problemin rejim değişikliği ile değil anayasada düzeltmeler ile aşılabileceği konusunda hemfikiriz galiba..
Old 23-10-2006, 15:39   #4
ahmetsacit

 
Varsayılan

Bence anayasanın yapım süreci ve 1961 anayasası hakkında da aynı görüşteyiz,
Türk anayasa hukukunun en liberal anayasası olan 1961 anayasası ve bu anayasaları yapmaya iten askeri müdaheleler hakkında da görüş belirtmek isterdim ama siyasi olabileceği için silinir..
iyi çalışmalar..
Old 18-03-2009, 21:18   #5
Yenal Ünseli

 
Varsayılan

Kanımca Türkiye için içinde bulunduğumuz siyasi süreç göz önünde bulunurulacak olursa ideal sistem Parlemanter demokratik sistemdir.Başkanlık ve/veya yarı Başkanlık sisteminin Türkiye de uygulanabilmesi için kanımca öncelikle ülkemizde vatandaşlık bilincinin gelişmesi sonra da A.B.D. dekine benzer bir"supreme cord"un (sivil-asker tüm üst yönetimi ve parlemanterleri yargılayabilen) mevcudiyeti gerekir.
Bazı meslekdaşlarımız 1961 Anayasa'sının demokratlığından bahsediyor katılmak mümkün değil. Zira hiç bir darbe Anayasasının demokrasi kültürü ile bağdaştırılması mümkün değildir kanımca.
Old 22-03-2009, 23:19   #6
av.ilyasmeral

 
Varsayılan

Başlığı açtığım tarihte cumhurbaşkanını halihazırda TBMM seçiyordu. Konuda bir hususa dikkat çekmiştim.
Alıntı:
Yazan law_student
cumhurbaşkanını halkın sectiği bir konjoktür oluşursa; cumhurbaşkanı kitlelerin desteğinide arkasına almıs bırı olarak, liderlik vasfına halktan aldığı bu karizmayıda ekleyerek bu kadar geniş yetkilerle sistemi tıkayabılır.
Mevcut mevzuat ışığında bundan sonraki cumhurbaşkanını halk seçecek. seçilmek için propaganda yürütecek ve haliyle vaatlerde bulunacak. Seçilip makamına oturduğunda ise vaatlerini hayata geçirmek isteyecektir. herne kadar yürütmenin asli aktörü bakanlar kurulu olsa da, cumhurbaşkanı ile bakanlar kurulunun yönetime ilişkin fikirleri çatıştığında sistemde sıkıntı çıkabilir. Kanaatimce bu kadar geniş yetkilerle donatılmış cumhurbaşkanlğı kurumuna halkın sectiği birinin oturması yürütmede bölünme ve parçalanmaya neden olacaktır. Ayrıca kurum siyasileşecek ve saygınlığını yitirecektir. muhalefetin ve iktidarın desteklediği adaylar çıkacak bunun neticesinde cumhurbaşkanına nüfuz etmek isteyecek güç odaklar çoğalacaktır. propaganda hareketini destekleyen odaklarda kuruma nüfuz edecektir. Cumhurbaşkanının yetkilerini düzenleyen kısımının revize edilmesi gerekmektedir. Köşke ait yetkiler devletin diğer kurumları arasında dağıtılmalıdır.
Bazı arkadaşlar eleştirimin parlamenter sisteme ilişkin olduğunu sandılar galiba bilakis parlamenter rejimin türkiyenin teamülleri ve uygulamalarına uygun rejımdır. Elşetirim parlamenter rejımın ruhuna aykırı bir cumhurbaşkanlığı statüsünün oluşudur. Cumhurbaşkanını halk sececekse ve parlamenter rejimle yönetileceksek köşke sembolik yetkilerin dışında yetki verilmemelidir.
Kanaatim mevcut düzenlemenin hem hukuki hemde siyasi anlamda sorunlara gebe olduğudur. Bekleyip göreceğiz

SAYGILARIMLA
Old 02-06-2009, 12:09   #7
üye25928

 
Varsayılan

Ülkemizde malesef ne zaman Cumhurbaşkanı seçilecek olsa bir sorun bir kriz ortaya çıkıyor, bunu aşabilmek için bence yarıbaşkanlık sistemi daha uygun. Bakalım ilerleyen süreçler nasıl işleyecek. Saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
başkanlık sistemi canerilkan Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu 32 30-03-2017 07:15
Barter Sistemi Hakkında av.zuhala Meslektaşların Soruları 3 25-05-2011 14:42
Jüri Sistemi Av. Ali Aksoy Hukuk Sohbetleri 21 16-12-2009 16:43
güvenlik tedbirleri sistemi iustinianus Ceza Hukuku Çalışma Grubu 1 01-09-2006 03:48


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05700707 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.