Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Ankara;Uzatmalı Sevgili:))

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-12-2006, 22:11   #31
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan Benim Ankaram...

Aylar önce Ankara'dan ayrılıp İzmir'e ilk geldiğimde şunları yazmışım...Bugün bu başlığı görünce aklıma geldi, neler yazmışım diye baktım. Hala o günkü gibi düşünüyorum...

Ankarayı anlamak apayrı bir hadisedir. Çoğu insanın sevmediği bir şehre sırf bu yüzden bile daha çok bağlanmaktır. Şiirler İstanbul'a ve denize yazılır, Ankara sahipsiz çocuktur. "Ankara'da aşık olmak zor iki gözüm" denilir ama aşkların en güzeli Ankara'da yaşanır. Sessiz ve kendi halinde bir memlekettir...Sevilmeyi beklemez, şımarık değildir; şımartılmamıştır. Sarılmayı istersiniz yalnızlığını örtmek için! Ayaklarınızı hissederek yürürsünüz, mutlu şarkılar mırıldanırsınız, uyumlu bir melodidir Ankara'da yaşamak. Yıllar sonra gördüğünüzde bile hala eskisi gibi kalan bir dostluk gibidir. O sizi sahiplenir...
Old 19-12-2006, 23:33   #32
oznurx

 
Mesaj merhaba

arkadaşlar ankarayla ilgili hoş bi mail var bende umarım hoşunuza gider....ANKARA GÜZEL ANKARA
>>>
>>>> >
>>>> >>
>>>> >> 1. yeni başlayanlar için ankara aştidir. (bkz: aşti)
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> 2. Soğuğun içine işlediği anda başını kaldırıp etrafta denizi
>>>>aramaz
>>>>isen
>>>> >> kolay alışırsın.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 1: ankara da deniz yoktur. deniz kenarında bir kentte
>>>>bir
>>>>şekilde
>>>> >> bulunmuşsan, denizi seviyorsan, ankara yı kısa vadede
>>>>sevemeyeceksin,
>>>>hiç
>>>> >> kasma. yine de çeneni kapa, ankara iyi güzel de denizi yok
>>>>abi bea
>>>> >> kabilinden düşüncelerini kendine sakla, bu muhabbetleri
>>>>defalarca kez
>>>>
>>>> >> duymuş olan ankaralılar pek sevencen davranmazlar, sıcak
>>>>yaklaşmazlar.
>>>> >> baygınlık verirsiniz. yapmayın etmeyin gözünüzü seveyim.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 2: ankara yı istanbul ile, izmir ile kıyaslamaya
>>>>kalkmayın, bu
>>>>da
>>>> >> sevilmez, hele izmir karşılaştırması tiksinti yaratır. yok
>>>>kordon
>>>>vardı
>>>> >> yok çiğdem vardı bilmemne.. gölbaşı nda denize dökerler adamı
>>>>allahama..
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 3: ankara da kış soğuk geçer. rüzgarı keser, ayazı
>>>>süründürür.
>>>> >> kalın giyinin, bere ve eldiven edinin; öğlen dışarı
>>>>çıkıyorsanız ve
>>>>geç
>>>> >> saatlerde dışarda bulunmanız gerekecekse havaya aldanmayın.
>>>>coğrafya
>>>> >> dersinde karasal iklim için neler söylerdiniz onları
>>>>hatırlayın. ya
>>>>da en
>>>> >> iyisi bir gece iliklerinize kadar üşüyün, sonra gece-gündüz
>>>>sıcaklığı
>>>>
>>>> >> arasındaki büyük farklı anlayın.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 4: çinçin mahallesi denilen yere gece gitmeyin. gündüz
>>>>de
>>>>gitmeyin.
>>>> >> illa gidecem ben gezerim görürüm hoplarım zıplarım
>>>>diyorsanız, en
>>>> >> fiyakalı, en pahalı giysilerinizi giyin, telefonunuzu
>>>>boynunuza asın
>>>>öle
>>>> >> gidin.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 5: ankara da deniz yoktur. alışın
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 6: elektronik malzeme, korsan cd falan arıyorsanız
>>>>kızılay da
>>>>vakit
>>>> >> kaybetmeyin, teknosa arayıp kazık yemeyin, maltepe pazarı nı
>>>>öğrenin.
>>>>ben
>>>> >> öğrenciyim abi sözünü motto bilin, her alışverişte işe yarar.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 7: öğrenciyseniz, kendi evinizde kalacaksanız, bir
>>>>şekilde
>>>>itfaiye
>>>> >> meydanı na gidin, dibine kadar araştırın, az parayla süper ev
>>>>nasıl
>>>> >> döşenir görün.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 8: atakule de bir halt yok, boşuna meraklanmayın,
>>>>çankaya ya
>>>>sırf
>>>> >> atakule için tırmanmayın. ha eğer ben illa bozkır manzarası
>>>>görecem
>>>> >> edecem diyip de gidecekseniz, hemen aşağıdaki botanik parkına
>>>>da
>>>>uğrayın.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 9: ankara da deniz yoktur. deniz aramayın.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 10: metro ya girin, kaybolun, ama alışveriş yapmayın.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 11: odtü, bilkent, hacettepe yahut başkent üniversitesi
>>>>öğrencisi
>>>> >> iseniz, araba almayın, otobüs ve servisi tercih edin.
>>>>eskişehir
>>>>yolunun
>>>> >> her sabah yaşadığı tıkanıkta tuzunuz bulunmasın. sizin
>>>>yüzünüzden
>>>>sınava
>>>> >> geç kalmayayım. lütfen.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 12: banliyo trenleri güvenlidir, çekinmeyin kullanın.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 13: kaybolursanız kimseye asla ve kat a yol sormayın.
>>>>sorduğunuz
>>>> >> her yüz kişiden kırkı gitmemeniz gereken yönü, otuzu bambaşka
>>>>bir
>>>>tarafı
>>>> >> gösterir, kalan otuz da bilmiyorum abi ben buraların
>>>>yabancısıyım
>>>>der.
>>>> >> karanfil sokak ta sağlık bakanlığı nerede diye sorarsınız,
>>>>adamı
>>>>kocatepe
>>>> >> camii ne çıkarırlar, yapmadıkları şey değildir. harita
>>>>edinin.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 14: odtü lü değilseniz, odtü kampüsüne girmeniz,
>>>> >>
>>>> >> alcatraz dan kaçmanız kadar meşakkatli bir meseledir, bunu
>>>>bilin.
>>>>ısrarcı
>>>> >> iseniz, risk alın ve güvenpark tan kalkan odtü
>>>>minibüslerinden birine
>>>>
>>>> >> binin, kampüse girişte kimlik soran görevli minibüse
>>>>girdiğinde,
>>>> >> kendinizden emin bir şekilde adamın gözlerine sen benim kim
>>>>olduğumu
>>>> >> biliyor musun bakışı atın. işe yarayabilir. (sonrası gelen
>>>>düzenleme:
>>>>ne
>>>> >> yaparsanız yapın, gerekirse ormana dalın
>>>> >>
>>>> >> girin ama kimlik diye topkek ambalajı, kupa sekizlisi
>>>>göstermeyin)
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 15: ankara da deniz yok. yok işte, yok!
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 16: ulus pek sevilen bir yer değildir. eski meclis
>>>>binasının
>>>>burada
>>>> >> bulunması ulus u güzel kılmaz. zamanla göreceksiniz ki, ulus
>>>>u hiçbir
>>>>şey
>>>> >> güzel kılmaz, kılamaz; olabilemez. ulus tan ve arka
>>>>sokaklarından
>>>>uzak
>>>> >> durun.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 17: en popüler buluşma mekanları olan kızılay gima yı
>>>>ve dost
>>>> >> kitabevini ni öğrenin.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 18: tunalı hilmi caddesi demeyin. ankaralılar
>>>>-muhtemelen hilmi
>>>>nin
>>>> >> güzel bir isim olmadığını düşünüyor olduklarından direkman
>>>>tunalı
>>>>derler.
>>>> >> siz de tunalı diyin.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 19: ankaragücü taraftarı çirkef ve kalabalık,
>>>>gençlerbirliği
>>>> >> taraftarı az sayıda ve enteldir. kalabalık bir ankaragücü
>>>>taraftar
>>>>grubu
>>>> >> görürseniz sakının. laf atarlarsa karşılık vermeyin. tek kişi
>>>>bile
>>>>olsa,
>>>> >> iki dakika içersinde sürüyle adam toplayıp peşinizden
>>>>koşturabilir.
>>>> >> büyükşehir belediyespor un taraftarı yoktur, olduğunu iddia
>>>>eden
>>>>olursa
>>>> >> gülün geçin.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 20: "boş yere ağlama, kalbini bağlama, ankara
>>>>kızlarına"
>>>>şarkısını
>>>> >> öğrenin, sık sık söyleyin.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 21: ankara da en güzel mevsim sonbahardır. tadını
>>>>çıkarın.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 22: trafikte taş düşemez ama milletvekili çıkabilir.
>>>>kırmızı
>>>>ışıkta
>>>> >> sizi bekletebilir. hazırlıklı olun.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 23: gazi üniversitesi nin iibf dışındaki bir
>>>>fakültesine
>>>> >> gidecekseniz temkinli olun, eli tespihli takım elbiseli
>>>>tiplerle
>>>>saçınız,
>>>> >> sakalınız, küpeniz üzerine bir konuşma yapmaya hazır olun.
>>>>adamlarla
>>>> >> papaz olmayın.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 24: gece ondan on birden sonra sokaklarda kimseciklerin
>>>>kalmaması
>>>> >> normaldir, kimyasal bomba neyin atılmamış, insanlar sığınağa
>>>>kaçarcasına
>>>> >> bir anda ortalıktan kaybolmamışlardır, olağan bir durumdur
>>>>bu. sakin
>>>> >> olun, panik yapmayın.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> madde 25: cadde ortasında düğün dernek görürsen şaşırma,
>>>>bilmediğin
>>>> >> ankara havalarında da oynama.
>>>> >>
>>>> >> (bkz: düz oyun) (bkz: kaşıklı oyun) (bkz: okuntu)
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> 3. nerde olursanız olun aşağıya doğru indiğinizde kızılaya
>>>>çıkarsınız.
>>>> >> Pek çok yere yürüyerek gidebilirsiniz, kaybolmak gibi bir
>>>>şansınız
>>>> >> yoktur, bunu unutmayın. "aha nerdeyim lan ben?"dediğinizde
>>>> >> ulustasınızdır, panik yapmaya gerek yok, bentderesine doğru
>>>> >> gitmediğinizden emin olduktan sonra, hızla metroya
>>>>ulaşabilirsiniz,
>>>> >> müzelerin biraz aşağısındadır. büyük tiyatroyu sorup, entel
>>>>görünümüne
>>>> >> girmeyin, itfaiyeciler çarsını sorun, kimse sizi kandırmasın.
>>>>samanpazarı
>>>> >> da olabilir. ulus dışında ankarada hiçbir yerde absürd bir
>>>>durumla
>>>> >> karşılaşmazsınız. etrafınızda, gözünüzü nereye çevirdiyseniz
>>>>bir
>>>>robocpa
>>>> >> çarptıysa kızılaydasınız demektir., eylem yapılacak
>>>>anlamındadır bu.
>>>> >> korkmayın. sonra ssk işhanı
>>>>ve
>>>>sakarya
>>>> >> alkol mekanlarıdır. en berrbat birahenlerden tutun meyhane ve
>>>>club
>>>> >> ortamlarının hepsi vardır oralarda. ankarada güz bambaşkadır.
>>>>özellikle,
>>>> >> kalabalığı seviyorsanız, yüksel
>>>> >>
>>>> >> caddesinde, tenhalığı seviyorsanız, bahçeli 7. cadde hariç
>>>>her
>>>>caddesinde
>>>> >> ve tandoğanın ara sokaklarında turlarsanız, bir aylığına bu
>>>>şehri
>>>> >> sevebilirsiniz belki.
>>>> >>
>>>> >> onun dışında bürokrasi hemen her zman kendisini hissettirir
>>>>de bir
>>>>tek
>>>> >> sakarya caddesine uğramaz gibi gelir bana.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> 4. ankara melankoliktir, ekim güzeldir.
>>>> >>
>>>> >> (bkz: 22 yıldır bu şehri yaşayanlar için ankara)
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> 5. ankaraya geldik laila ya gidelim diye gazlara
>>>>geldiyseniz 1
>>>>şişe
>>>> >> viski için 300 milyon, bir bira için 20 milyon gibi fiyatlara
>>>>hazırlıklı
>>>> >> olun. armada ile migros alışveriş merkezi eşittir ama migros
>>>>alışveriş
>>>> >> merkezi biraz daha eşittir. (bkz: mudo)
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> bilkente yolunuz düşerse marakesh e uğrayın.
>>>> >>
>>>> >> metroya binerken her zaman ve her zaman, mutlaka inenlere yol
>>>>verin.
>>>>inen
>>>> >> ve binenlerin toplu çemkirmelerine maruz kalmayın. metro ve
>>>>ankaray ı
>>>>
>>>> >> karıştırmayın. ikisi de kızılay da kesişir; ankaray aşti ye
>>>>gider,
>>>>metro
>>>> >> ise akköprü* ve batıkent tarafına.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> kar-buz çok olur lütfen dikkatli adımlarla yürüyün.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> 6. ankaradaki yürüyen merdiven adabında acelesi olmayan
>>>>vatandaş
>>>>sağda
>>>> >> dursun diye bir kural yoktur. yürüyen merdivene binecekseniz
>>>>yürümeyin,
>>>> >> durun zira merdiven zaten sizin için yürümektedir.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> 7. kavaklıdere, ayrancı mevkilerine belediye otobüslerine
>>>> >>
>>>> >> bindiğinizde fark edeceksiniz ki otobüsün yaş ortalaması
>>>>65-70
>>>> >> civarlarındadır. korkmayın takım elbiselerle otobüse
>>>>binmenize gerek
>>>>yok
>>>> >> herkes öyle biniyor diye.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> 8. genelkurmay önünde ayakkabınızı bağlamak üzere
>>>>durmayın.
>>>>makinalı
>>>> >> tüfek doğrultuyorlar. (bkz: biz burda yabancıları sevmeyiz)
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> 9. -"hocam"a alışın, bu lafı duyunca kendinizi hoca gibi
>>>> >>
>>>> >> hissetmeyin. bir ankara klasiğidir, özellikle üniversite
>>>> >>
>>>> >> kampüslerinde güvenlik görevlileri öğrencilere, taksi
>>>>şoförleri
>>>> >> güvenliğe, büfeciler büfecilere, kısaca herkes herkese hocam
>>>>der.
>>>>ayrıca
>>>> >> taksi şoförü üniversiteli olduğunuzu anladığı anda hocam diye
>>>>hitap
>>>>eder
>>>> >> size. hoca değilsiniz, ankaralısınız.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> -eğer yere tükürürseniz kimse birşey
>>>>demez,
>>>>ama
>>>> >> ters yöne girerseniz ya da yanlışlıkla metronun inme
>>>> >platformundan
>>>> >> binerseniz (ki ankaray dan metro ya geçecekseniz tüm oklar
>>>>inme
>>>> >> platformunu gösteriyor) küfür yersiniz. garip prensipleri
>>>>olan bir
>>>> >> şehirdir.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> -dost deyince konur sokak taki dost kitabevi değil, karanfil
>>>>deki
>>>> >> anlaşılmalı. aman ha, arkadaşınızı fıtık edersiniz sonra
>>>>yanlış yerde
>>>>
>>>> >> bekleyip.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> 10. -aoç belediye başkanının insafına bırakıldı ya da
>>>>bırakılması
>>>> >> kuvvetle muhtemel. bozulmadan son bir kez gidip görün.
>>>>kokoreç yiyin.
>>>>
>>>> >> şençam köftesinden tırtıklayın. dondurma tüketin. çiçekçileri
>>>>gezin.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> -radyo odtü çok hoş bir kanaldır. frekansı 103.1 dir.
>>>>haftaiçi
>>>>sabahları
>>>> >> modern sabahlar olur güzeldir.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> -harikalar diyarı, zart zurt gölü ankaranın tarihi yerleri
>>>>değildir.
>>>> >> aldanmayın.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> -odtüden bahçeliye giderkenki yolun ortasındaki gökkuşağı
>>>>adlı
>>>>yapının ne
>>>> >> ayak olduğunu sormayın boşuna. bilene rastlamadım.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> -izmirliler, istanbullular diğer bütün vatandaşlar gibi
>>>> >>
>>>> >> kardeşimizdir ama gelip de "buranın denizi yok, akşamları
>>>>dolmuş
>>>>olmuyor,
>>>> >> istanbulun gözünü seveyim, ne modern şehirmiş meğer "bik bik
>>>>bik"
>>>>diye
>>>> >> trip atanlar sevilmezler pek. yoksa istanbul, izmir şahane
>>>>şehirlerdir
>>>> >> itirazımız
>>>> >>
>>>> >> yok.
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >>
>>>> >> -kızılaydaki yapı kredi binasındaki leyleklerin niye birinin
>>>>yan yan
>>>> >> diğerinin de kanatlarını farklı frekanslarda çırparak uçtuğu
>>>>üzerine
>>>>kafa
>>>> >> yormayın. biz yorduk yararını görmedik.
Her zaman bekleriz ama......
Old 09-06-2007, 21:12   #33
adalet tanrıçası

 
Varsayılan Ahhhh ahhhh....

Ölene dek yaşamak istediğim tek yer... (Arkadaşlarım bilir... )Denizi yok ama huzur verici bir şehir.Çok özlüyorummm
Old 12-06-2007, 23:48   #34
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan

Görüyorum ki herkeste bir ankara özlemi... 16 Haziranda ordayım desem, ne dersiniz? Nispet yapmak için söylemiyorum

Saygılar...
Old 13-06-2007, 03:41   #35
Doomswar

 
Varsayılan

ben en çok istanbuldan otobüse binip uyuduğumda ve gözlerimi ankaranın girişinde açtığımda karşıma çıkan o rahatlığı seviyorum.insana derin bir oh çektiriyor ayrıca istanbulun eski boğaz keyfi kalmamış deniz kokmaya başlıyor herkes çok sever çok güzel şehir der haklılarda fakat kimse korumak için bir çaba sarfetmez.Aslına bakılırsa izmir daha güzel çünkü istanbul ankara karışımı bir yer ama bana kalırsa ankara vazgeçilmez istanbul unutulmaz.Saygılarımla.
Old 13-06-2007, 11:29   #36
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan

4. kez gidiyorum Ankara'ya, il iki gidişimde sevememiştim. Belki de gezemediğimden olsa gerek. Ama şimdi gideceğim günü iple çekiyorum.

Saygılar...
Old 13-06-2007, 11:32   #37
ParanoidAndroid

 
Varsayılan Ankara'dan bir kuş uçtu..önce güneye sonra kuzeye dogru..

Milli kütüphane, bahçeli 7'de 32. Sk, evin önündeki koca ağaç, hocam, mülkiyeliler, 103.1, imge kitabevi, rembetiko (eski yeri), gölge, simit, asmaaltında nargile, hassas bölgeler karakolu( ), çapkın, sigorta hukuku, libyadan meşrutiyete çıkan yokuş, hüzün, ..............altı yıl..............
Old 13-06-2007, 15:47   #38
halit pamuk

 
Varsayılan

Meşrutiyet, Abidinpaşa

Dost'un önü

Radyo Odtü,

Sakal kafe,

Düzenli hayat,

Düzeyli insanlar,

7 yıl

ve özlem...
Old 13-06-2007, 16:36   #39
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Artık özlem yok, yalnızca bir nostalji...

Tunalı Hilmi, bir reklam firması, ilk işim ve ilk işyerim

Fakülte yolu, Kebap 49, Prestij ve adını hatırlayamadığım bir pastane (Güler değil, Figen de değil)

Evden ilk ayrılışım (ve bir daha dönmeyişim -temelli anlamında yani- )

Dost ve İmge Kitabevi

Bilumum sinemaları ve niyeyse yalnızca ikisini (Ulus'taki ve Akün sinemasının yakınındaki) devlet tiyatroları

Kar sevinci

Bitmek bilmeyen otobüs yolculukları eziyeti

Elmadağ

Fotokopi kültürü

Milli Kütüphane

Kokoreçin bağırsaktan yapıldığını öğrenmek

Uzatmak mümkün, ama en güzel nostalji, 16 yaşında bankamatik almaya kalkışıp başarısız olmak
Old 13-06-2007, 18:24   #40
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Güvercinlik, Anıttepe'de akşam keyfi- rakı ve balık, Kızılay, Adalet Bakanlığı, Çankaya, Cafe Bilmemney , Bilardo, lazanya vs... Bezik, Briç..
Old 14-06-2007, 00:04   #41
Av.İbrahim Tuna

 
Varsayılan

Pek çok kişi Ulus'u sevmez,ben severim.Çocukluğumun en önemli mekanlarından biridir Gençlik Parkı.Babam bayramlarda Gençlik Parkındaki Lunaparka götürürdü bizi.(Biz çocukken Ankara'da Gençlik Parkı ve Hayvanat Bahçesi dışında alternatif yoktu.)Sonra Ulus'un o muhteşem tarihi binaları...Ankara Palas, Ankara Valiliği,İş Bankası ve Ziraat Bankası binaları,biraz ileride, Sıhhıye'ye doğru,Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nin binası...Hepsi ayrı güzellikte...Ruşen Pastanesi, Denizciler Caddesinde Boğaziçi Lokantası...Çocukluğum... Kardeşlerimle,babamla geçen günler...Liseyi Ulus'taki Ankara Gazi Lisesinde okudum;önünde bomba patlayan Anafartalar Çarşısının 200 metre ilerisinde...Çok ağladım televizyondan patlamayla ilgili görüntüleri izlerken.Ankara insanı sakin,düzenli ve içine kapalıdır, alışık değildir bu tür olaylara. Hele Ulus'un insanı pek bi garibandır.Çok ağladım...Sonra Ankara Kalesi,Kale'ye çıkarken salaş dükkanlar,Samanpazarı,Çıkrıkçılar Yokuşu...Hepsinde ayrı anılarım var.Ulus farklı bir keyiftir benim için.Aslında daha anlatacak çok şey var Ulus'la ve tüm Ankara'yla ilgili.Koca bir yaşam,33 yıl...Anlatmakla bitmez... Hüseyin Gazi Tepesi'ne değinmeden geçemeyeceğim.Bu kadar özgün kıvrımları olan başka bir tepe gördünüz mü?Ankara, nazlı kızım!İçinde yaşarken yorucu,kıymeti bilinmeyen;ayrı düşülünce derinden özlenen...
Old 14-06-2007, 13:42   #42
AKTAŞ HUKUK

 
Varsayılan

Üniversiteyi Ankara'da okumuş,ancak hayatının 5 yılını İstanbul'da yaşama şansını yakalamış biri olarak;hangisi diye sordum kendime.
Düşündüğümde Ankara; kendimi keşfettiğim ve belki de büyüdüm artık galiba dediğim bir şehir.Ne Cebeci'yi,ne Sakarya Caddesi'ni nede Ankara'nın güven veren ortamını unutmam imkansız.
Ama İstanbul'u görüp de orada yaşadığımda,anladım ki AŞK denen şey İstanbul.İstanbul hep bende şu duyguyu uyandırmıştır:"seçme şansı senin...İyi olmak istiyorsan en iyiyi burda görebilirsin.Tercihin aykırıyı yaşamaksa en aykırıyı da burda görebilirsin"...İşte beni İstanbul sevdalısı yapan bu.Seçilen değil,seçen olma fırsatı vermesi.Sonuç;Ankara'nın en sevdiğim yönü İstanbul'a dönüş anıdır
Old 15-06-2007, 00:01   #43
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Yüksel,Sakarya,
İmge...Dost...
Kızılırmak Sineması,
Radyo Odtü,
Kuğulu Park,
Kıtır,
Gölge,
A.O.Ç.'de kokoreç,
Akman'da limonata,
DVD'ci Cahit ,
Sıhhıye-Adliye,
22 yılım...Çocukluğum, ben oluşum!
Annem, babam, kardeşim ve güzel dostlar!

Ne kadar özlemişim meğer; ben bile farkında değilmişim.
Ankara! Seni terk etmeye alıştım diye kendimi kandırmışım...
Old 15-06-2007, 01:01   #44
Doomswar

 
Varsayılan

anladığım kadarıyla ankara unutulmaz,istanbul bırakılmaz
Old 15-06-2007, 12:23   #45
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

Yokuşlar, yokuşlar...

Benim gibi bir "Çukurova kekliği" için aşılmaz yokuşlar.. Üstüne, yetmez gibi, Gökçek'in alt-üst geçitleri.. Hele de kar yağdığı zaman..Ankara'ya gideceğim zaman içim daralıyor, kalbim sıkışıyor.

Yine de Ankara Sevdalısı'yım.

"Sevişenlerin cenneti mi Gazi Çiftliği?
Aşıklar elele dolaşıyorlar mı Çankaya'da?
Aşk, yine her şeyden güzel mi Ankara'da?"

Ankara aşıklarına sevgiler..
Old 19-06-2007, 15:38   #46
didem kunal

 
Varsayılan

Ankara yı İstanbulu ben bilmem ben İzmşrş değişmem.hepsı benım ulkemın parçası ama ızmırde kı asalet de hıcbırınde yok
Old 19-06-2007, 16:16   #47
ecesaka

 
Varsayılan

Yarın Ankara'ya gidiyorum... Yine koşturmacayla geçecek orada kalacağım 2 günüm... Daha önce sabah gidip akşam dönmüştüm ve "Ankara'nın en çok da dönüş yolu güzel" demiştim içimden... Sabah 6.30'da Ankara'da inip de saatlerce yapacak hiçbir şey bulamadığımdandır belki de... Yarın daha dikkatli bakacağım Ankara'ya ve sizlerin gördüklerinizi görmeye çalışacağım...
Old 19-06-2007, 20:15   #48
şenay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan İLKİNC
Bızım bıldıgımız Ankara mı bu tarıfteki,yoksa hayallerdeki mi? Nasıl bu kadar keyif verici anlatabiliyorsunuz şaşırıyorumBen neden farkında değilim o da bambaşka bir konu. Yalnız bırak deseler nasıl bırakırım bılmıyorum.Daha onceden ımkanım olsa gıtsem dıyordum.Şimdi imkanım var ama içim bir kötü...

Bu konunun tekrar gündemde olduğunu geç farkettim.

Evet anlattığım Ankara bildiğimiz Ankara. Farkında değilsiniz belkide yokluğunu tatmadınız Gerçi ben Ankara' da yaşarken de tutkuyla seviyordum. Yazıları okuyunca şiddetli bir özlem duygusu depreşti içimde.

Papazın bağı duruyor mu ? Duruyorsa biri benim için bir çay içiversin orada
Old 19-06-2007, 20:35   #49
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Sayın ECESAKA; Kızılaydan Sıhhiyeye doğru solu takip ederek inerken tüpgeçide geldiğinizde sola dönün.İzmir Caddesidir orası. Hemen solda girişdeki simit sarayından bir simit alın ve benim için yeyin. Ankara'nın özlediğim tarafları Sakarya Caddesinde ayak üstü yediğim ekmek arası dönerlerle simit sarayından alıp da hemen tüpgeçidin altındaki Cafe Dawn(kapanmış olabilir)'da duble çay beraberinde yediğim simitlerdir.

Ben acıktım galiba.
Old 20-06-2007, 08:31   #50
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Ben İzmir'de büyüdüm, fakülteyi kazanınca Ankara'yı gördüm. 1992'den beri de burada, Ankara'da yaşıyorum.

Ankara ile ilgili iki önemli olay var yaşamımda.

İlki, fakülteye , derse gittiğim ilk gün... Eylül sıcağında Kızılay'da otobüsten indim, biraz yürüyeyim dedim. Üzerimde bir tişört bir de şort. Kızılay-Cebeci yürüşüm sırasında başıma gelenlerden beri Ankara'da şort giymiyorum. O zaman Ankara'nın uçsuz bucaksız bir bozkır olduğunu anladım. Muhafazakarlığı beni oldukça sarsmıştı. Hala da içerlerim o günü düşündüğümde, doğrusu.

İkinci olay ise, Ankara'ya gitmeden Ankaralılar ile ilgili gördüğüm bir konu idi. Yazlıklar ve yazlıkçılar meselesi aslında Ben ne kadar yere gittimse yazlıkçıların olduğu ( özellikle Didim tarafında ) , daima birkaç Ankaralıya rastlamışımdır. Bu Ankaralıların benim gözümdeki en önemli özellikleri, aralarına kapanıp kalmaları, sağa sola laf atıp iki söz söylemekten kaçınmalarıydı. Biz İzmir'de öyle miydik, ya? Hemen ahbap olur, iki lafın belini kırardık. Hiç hoşlanmamıştım bu kadar kapalı olmalarından ( hele o genç yaşlarımda hiç ! ) Bu kapalılığın sebebini şorta verdikleri tepkiyi görünce daha bir anlamlandırdım. Muhafazakarlık, sadece başkasının şortunda değil, kurdukları ilişkilerde de var.

Bir yeri özlenir yapan mekanın kendisi olabilir elbette. Mekan olarak Ankara'ya diyecek bişeyim yok, yaşamak kolay, mesafeler makul, şehir çok da kötü sayılmaz. Ancak, insanı hakkındaki görüşüm hala değişmedi. O kadar zor ki iletişim kurmak çoğuyla. O Ankaralı yazlıkçılar, burada her yerdeler Bu, Ankaralı yazlıkçı sendromundan muzdarip olmayanları tenzih ederim, elbette.

Zaten bir insanı deniz bile değiştiremiyorsa ...

Saygılar.
Old 20-06-2007, 10:33   #51
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Işıl YILMAZ
Alıntı:
şehir çok da kötü sayılmaz.

Neticede kötü yani.

Işıl Hanım,
Sizi önce tüm Ankaralılara, sonra da Sayın Duygu Işık POYRAZ'a şikayet ediyorum.
Old 20-06-2007, 11:07   #52
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

Sevgili Işıl, 1968'de TC'nin Teksas'ı, Maço şehir Ceyhan'da mini etekle gezerdik.Ankara da öyleydi. Etek boyumuz kırk üç, benim bacak uzunluğum yüz yedi santimdi.

Sosyal Hizmetler Akademisi ve yurt Sıhhiye'de olduğundan ilk karşılaştığım yerler oralardı.Hiç sorun yaşamamıştım.

1995'de ise DTCF... Yine aynı yerler ama herşey farklı. Yakası dekolte olan giysime, benden çok genç olan, öğretmenimin nefretle bakışı ise korkunçtu. Üstelik öğrenim gördüğüm bölüm DTCF'nin en marjinal en uçuk bölümüydü.

Bir şeyler değişmişti....
Old 20-06-2007, 12:35   #53
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.Karaca,

Tahmin ediyordum zaten yazarken, bir şikayet geleceğini Ben, yapı olarak mekanlara bağlanan biri değilim, o nedenle mekanın içindeki kişilerle ilgili birkaç "travmatik" olayı yazdım. Yoksa, niyetim ne tüm Ankaralılara kötü demekti, ne de Ankara'ya. Sadece satıraltında görülebilecek birkaç tespit yaptım ki, tahminim bu tespitler tüm iç anadolu bölgesi kentleri için geçerlidir.

Ayşegül Hanım,

68'de dünyadaki konjonktür öyleydi. Annemin Elazığ'da minicik eteklerle çekilen fotoğrafları var. Benim temel konum şu idi, İzmir'de aynı yıllarda rahatça şort giyilirken 580 km mesafede giyilememesiydi ( ki durum hala aynıdır.) Ankara'ya İzmir'den değil de , ne bileyim, mesela Çankırı'dan gitmiş olsam zaten orada şort giyilmeyeceğine dair bir bilgim hiç değilse bir sezgim olurdu

İç Anadolunun muhafazakarlığı en hafif biçimiyle Ankara'da yaşanıyor. Bu muhafazakarlık, ilişkilere de sinmiş durumda. Ankara ile ilgili yazdıklarımdan muradım budur.

Saygılar.
Old 20-06-2007, 12:52   #54
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

68'li yıllar apartman topuk, mini, maxi yıllarıydı. Nereden biliyorum, çok şükür ki ben de annemin fotoğraflarından

Ankara aynı Ankara, şehrin görünümü modernleşti, kendisiyse geçmişten daha geride şimdi.

Denize gelince, evet her yerde deniz aynı deniz. Ama Ayvalık'ta şort giyebilir, Ünye'de giyemezsiniz. Öyleyse denizden de fazla bir beklentimiz olmamalı.


90'lı yılların Ankara'sını, orada doğduğum ama bugün orada yaşamadığım için, artık ben özlemiyorum ama, bilmem eski Ankara'lılar anımsayıp özlüyor mudur...
Old 20-06-2007, 13:07   #55
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Sadece Ankara değil, Türkiye'nin pekçok ilini hatta İstanbul'un bazı semtlerini de muhafazakar buldum. 80'li, 90'lı yıllarda Ankara'da şortla gayet rahat gezilebilirdi. Sorun mekanda değil zamanda.
Old 20-06-2007, 15:03   #56
ecesaka

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan osmaniye
Sayın ECESAKA; Kızılaydan Sıhhiyeye doğru solu takip ederek inerken tüpgeçide geldiğinizde sola dönün.İzmir Caddesidir orası. Hemen solda girişdeki simit sarayından bir simit alın ve benim için yeyin. Ankara'nın özlediğim tarafları Sakarya Caddesinde ayak üstü yediğim ekmek arası dönerlerle simit sarayından alıp da hemen tüpgeçidin altındaki Cafe Dawn(kapanmış olabilir)'da duble çay beraberinde yediğim simitlerdir.

Ben acıktım galiba.

Sn. Osmaniye Ankara gezim iptal oldu maalesef... Ancak en kısa zamanda gideceğim ve sizin için dediğiniz simit sarayından simit yiyeceğim
Old 21-06-2007, 16:47   #57
Av.İbrahim Tuna

 
Mutlu

Babam Ankara-Çubuk'lu , ben Ankara-Merkez'de doğup büyüdüm.Tabi yoğun bir Ankara kültürü alarak..."Misket"i, "Hidayda"yı nerede duysam kanım kaynar. "Doğduğun yer değil, doyduğun yer..."derler ama insan doğup-büyüdüğü, çocukluğunun geçtiği yerleri daima özlüyor ve unutamıyor...Bendeki Ankara sevgisi ve özlemi büyük oranda bundan kaynaklanıyor galiba.Bir ara çocuğumun adını bile "Ankara" koymayı düşünmüştüm. Sonra çocukla alay ederler diye vazgeçtim.Benim, Ankara'nın en çok sevdiğim yerleri daha çok babamla vakit geçirdiğimiz mekanlar.Çünkü babamı on yıl önce kaybettik. Bu açıdan İzmir'de doğup büyüyenlerin de İzmir'i daha çok sevmelerini anlamak mümkün.Bir de nedense insanların alıştıkları ve yetiştikleri kültürden bir şekilde kopmaları halinde edindikleri yeni ortamlara negatif gözle bakma gibi bir eğilimleri var.Halbuki o kültürün de kendi içinde (bölgesel, iklimsel, geleneksel...)doğruları ve değer yargıları var. (Çürük elmalarsa her toplumda olabilir.)Kim ne derse dersin; ille de Ankara!Caaaanım Ankara, yaşama gözümü açtığım toprak!
Ankara bir kültür şehridir.Özellikle Büyük Tiyatro'yu çok severim.(Estetik yönüyle ve tarihsel boyutuyla sevdiğim binalardandır Büyük Tiyatro. Ankara Palas, Ankara Valiliği ve Büyük Tiyatro'nun içindeki avizelere ve atmosfere hayranım.)Öğrencilik yıllarımda sinemaları, resim sergilerini daha iyi takip ederdim. Ancak Ankara kültürel olanaklardan veya Kızılay'dan ibaret bir şehir değil.(Kızılayı da çok severim!)Ankara'nın kuru ayazından mı sıkıldınız;Güdül'e gidip Belediyeye ait tarihi Güdül Konağı'nda bir yemek yeyip ısınabilirsiniz. (Doğu'nun Iğdır'ı neyse Ankara'nın Güdül'ü de odur.)Ankara'nın kavurucu-kuru yaz sıcaklarında mı şikayetçisiniz;Kızılcahamam Ormanlarına gidip yayla serinliği yaşayabilirsiniz.(Bu arada biri de benim için Kızılcahamam'ın ünlü köftecisi-kime sorsanız bilir-Yaşar Usta'nın yerinde köfte yesin ve Kızılcahamam'ın bazlama dükkanlarından -eve götürüp ısıtıp yemek üzere- bazlama alsın)(Lütfen!) Ya da Çubuk-Karagöl'de romantik bir pikniğe veya Karagöl'ün mütevazı tesisinde yenecek güveçte balığa ne dersiniz?(Ancak son gittiğimde Çubuk-Karagöl yolu biraz kötüydü.-Taşlı-)
Ankara'nın tüm olanaklarına ve stresine doymuş biriyim. Ama yine de Ankara benim "Kıymetlim"dir.
Old 22-06-2007, 07:42   #58
cLaW

 
Varsayılan

bir şehri sevmek bir zamanı, bir mekanı sevmektir
bir şehri sevmek meçhulü,muammayı sevmektir
bir şehri sevmek orada kendini bulmaktır
bir şehri sevmek aşka sebep aramaktır ...


Ahmet Hamdi Tanpınar.
Old 23-06-2007, 18:47   #59
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.H.Sancar KARACA
Işıl Hanım,
Sizi önce tüm Ankaralılara, sonra da Sayın Duygu Işık POYRAZ'a şikayet ediyorum.
Teşekkürler efendim şikayetiniz alınmış, Işıl Hanım'a teessüf edilmiştir Şaka bir yana...
Ankara'da yaşamama rağmen her yıl İzmir-Çandarlı taraflarına tatile gelirdik. Ne zaman bir İzmirli ile tanışsam, Ankara insanının soğukluğundan dem vurup ardından benim Ankaralı olduğuma inanmadıklarını söylerlerdi. Sanki kötü bir şeymiş gibi... Hem İzmir'de hem de Ankara'da yaşamış bir insan olarak diyeceğim odur ki;
İklim ve coğrafi koşullar, bir yörenin insanını şüphesiz etkileyen faktörlerden. Deniz kenarında yaşayan sıcak iklim insanlarının sıcakkanlı olduğu da her zaman söylenegelir. Hatta yanılmıyorsam bu konuda bilimsel araştırmalar sonucu edinilmiş kanıtlar da mevcut. Ancak kanımca Ankara'ya ve Ankaralılara karşı her zaman bir önyargı var. (İzmir'de tanıştığım pek çok insanın bana "Ankaralı olduğuna inanamıyorum" demeleri de bunun en önemli göstergelerinden) Ankaralı deyince akla gelenler; soğukluk, mesafe, muhafazakarlık, yabancılık, bürokrasi vs.vs... Oysa mesafe her zaman kötü bir şey değildir. Hatta günümüzün aşırı cıvık ilişkilerini düşündüğümde benim özlediğim, aradığım bir şeydir...

İzmir'e ilk yerleştiğim zamanlar...Otobüse bindim. Bir durak sonra yanıma birisi oturdu. Hiç tanımadığım bu teyze otobüsten inene kadar benim soyumu, sopumu, 7 ceddimi, her şeyimi öğrenmişti Ben de engellenemez bir şekilde teyzenin hakimiyeti altına girip her şeyimi bir çırpıda anlatıvermiştim, hipnotize olmuş gibi!
İkinci günümde de otobüs beklerken -ki o yıl gerçekten soğuk bir kış geçirmişti İzmir- soğuktan mosmor olmama rağmen bir apartman görevlisi tarafından sokağa atılmıştım. Bana hırsız muamelesi yapmıştı Avukat olduğumu öğrenince de özür dilemek için peşimden koştuğunu hatırlıyorum. Bu olanlardan mıdır nedir o zamandan beri benim de bir hoşnutsuzluğum oluştu! (Sözüm meclisten dışarı)Tabii ki bu olanları İzmirlilere mal etmek doğru değil.

Amma velakin İzmir'in insanının kanı kaynar, konuşmadan edemez, muhabbeti, keyfi, yemeyi, içmeyi gezmeyi çok sever,hayatı dolu dolu yaşar! Bu yönden her zaman takdir etmişimdir. Fakat ne yalan söyleyeyim, yapmacık bir aşırı samimiyet de beni rahatsız edebiliyor; belki Ankaralı yanımdandır. Hiç kimse herkesi aynı çoklukta sevemez.Ancak şimdiye kadar kiminle tanıştıysam ne hikmetse beni hep "en çok", "pek çok" sevdiler. Doğrusu yapay gelen şeyler de var ve bunlar beni rahatsız ediyor.

Ne olursa olsun, ben Ankara'nın insanını hiçbir şeye değişmem...Elbette Ankarayı bu kadar çok sevmemin, büyüdüğüm şehir olması ile direkt ilgisi var. Ancak her zaman söylediğim gibi Ankara'da büyümeyen bir insanın Ankara'yı sevmesi çok ama çok zordur; kabul ediyorum

NOT: Nüfus kağıdıma göre ben de bir İzmirliyim Doğum yerim Bornova'dır ve ne tesadüf ki yıllar sonra Bornova'da yaşıyorum...
Old 23-06-2007, 18:52   #60
Av.Turan

 
Varsayılan

Ankara mecburiyet, İstanbulsa bir aşk şehridir. İstanbula aşık ben ankaraya alışamadım. ama yinede diyorum SEN BANA ALIŞACAKSIN, BEN SANA ANKARA....
İSTANBUL.... SENİ SEVİYORUM...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sevgili Öğretmenim-Can Dündar Av.Ayşe Site Lokali 2 01-05-2009 21:28
Hukuk öğrencisi kız, eski sevgili kurbanı Av. Galip DAĞTEKİN Hukuk Haberleri 0 08-12-2006 11:41


THS Sunucusu bu sayfayı 0,14500499 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.