22-07-2006, 12:04 | #1 |
|
Dizi filmler ve HUKUK
Filmde iyi niyetli birisi sokakta ölmek üzere olan birisini bulur ve hastaneye götürür.Tabi ki hastanede nöbetçi polis ilk olarak yardımsever vatandaştan şüphelenir.Gerçek fail çıkana kadar suçlu diye alıkonulur, gerçek zanlı çıkmaz yada yaralı adam ölürse nöbetçi savcılığa sevk edilir ve cezasını çekmek üzere hapishaneye gönderilir.Acaba bir insanı kesin deliller olmadan suçlu olarak damgalamak bu kadar basit mi?Hukuktan habersiz vatandaşlarımız bu filmlerden etkilenerek böyle bir durumla karşılaşınca aman başıma iş almıyayım , şimdi suçlu ben olurum diyerek yaralı insanı ölüme terk etmesi de mümkün, bu filmler çekilirken hukuk bilen birisinden bilgi alınıyor mu?
|
22-07-2006, 14:57 | #2 |
|
Size kesinlikle katılıyorum özellikle şu günlerde ticari kaygı içeren dizilerin hemen hepsinde hukukla ilgili en az bir olay yer almakta.Sırf dizinin reytingini arttırmak,süresini uzatmak için türlü saçmalıklara yer veriliyor.Hukuksal mücadeleleri hep çıkmaza sürüyorlar.Ya haksız biri ödüllendiriliyor ya da güçlü kişiler...Bu dizileri izleyen birçok insan var.Ve insanlar bu dizileri kendilerinden ya da çevrelerinden birşeyler buldukları için izliyorlar.İster istemez de etkilenmeleri mümkün.Bu tür diziler ne kadar hayal mahsulü de olsa hukuka uygun doğrularla oluşturulması gerektiğini düşünüyorum.Her yaşta izleyicisi olan bu diziler aracılıyla insanlarımızı hak ve hukuk adına bilinçlendirmek amaç olmalıdır.Bu tür dizilerde mutlaka uzmanlardan görüş alınmalı.Toplumumuz için...
|
23-07-2006, 23:16 | #3 |
|
Aynı şeyi dizi izlerken çoğu kez ben de düşünürüm ve aileme olayın aslında tv de gösterildiği şekilde gelişmediğini anlatırım.En basit örneklerden biri bir kimsenin evine ya da arazisine göz diken başka birinin, kişiyi sarhoş ettikten sonra sözde satım sözleşmesinin altına imza attırarak gayrımenkulünün sahibi olduğunu iddia etmesidir.Biz hukukçular gerçekte prosedürün böyle olmadığını biliyoruz ama diziyi izleyen pek çok kişi hukukçu değil ve dizide izledikleriyle usulün gerçekte de bu şekilde olduğuna inanmakta.Halkımızda zaten adalet sistemimize karşı var olan kökleşmiş bir güvensizlik söz konusu.Bir de dizilerin var olan hukuksal imkanları yokmuş gibi göstermesi halkta ciddi olarak adalete ve hukuk sistemine güveni azaltmakta.Bu soruna yol açmamak için dizilerin mutlaka hukuk danışmanlarının olması gerekir ancak, ülkemizde çoğu konuda boşvermişlik sözkonusu olduğu için bu konuda denetimin yapılmasını istemek sanırım bir ütopyayı geçmeyecek..
|
24-07-2006, 02:19 | #4 |
|
Arkadaşlar;
Ben RD-TV bölümü mezunuyum. Yani bir iletişimciyim.. Öte yandan da hukukçuyum.. İletişim alanında çalışmayı çok çok çok istedim... Lakin medya ucuza meyyal.. İletişim mezunlarını çalıştırmak, onlara emeğinin karşılığını ödemek medyaya zül geliyor.. Alaylı-mektepli çekişmesi yaratarak bu yöndeki işleri emeğini nisbeten daha ucuza satan alaylılara yaptırıyor. Hukukçu hukuk alanında kurmaydır.. Tıpçı tıp alanında kurmaydır.. İletişimcinin kurmayı ise her alanda kurmay bozuntusudur.. Aşağılama anlamında anlaşılmasın.. İletişimci doğrudan kamuya yöneliktir. Bu yönü ile hemen her alanda o alanın uzmanı kadar bilgi sahibi olması fiilen olanaksızdır. Ancak, iyi bir iletişimci hemen her alanda "SORU SORABİLECEK VE MANTIKLI CEVAP İSTEYEBİLECEK KADAR" bilgi sahibi olmak zorundadır. Mektepli iletişimci, hemen her alanda soru sorasbilecek kadar bilgi sahibidir, Ya da "o alanda soru sorabilecek kadar bilgiye sahip olması gerektiğini.." bilir.. Bilgi sahibi değil ise bir uzmanına danışır.. Çünkü, mektepte kendisine bu öğretilmiştir. Mevcut durum karşısında sadece hukuk değil; tıp, fizik vs. kural ve teorilere aykırı senaryolarla karşılaşmanız olağandır.. Anlattığınız durumlara çok çok iddialı dizilerde bile rastladım.. Çok kere üzüldüm.. Yahu insan bir huhukçuya, bir tıp ehline bu kadar mı uzak olur? "Ben bilirimcilik" bu kadar mı olur? Sorumsuzluk bu kadar mı olur? O çelişkilerin cevabına uzak değiller aslında. Şu siteye yazsalar, sorsalar bile tek kuruş ödemeden hukuk alanındaki çelişkilerini giderebilirler.. Diğer alanlarda da öyle.. Ama kolaycılık zihniyet haline gelmiş.. Sorumsuzluk da öyle. |
24-07-2006, 14:31 | #5 |
|
Dizilerdeki gerçek dışı hukuk sahnelerinin insanların üzerinde son derece olumsuz etkisi olduğu kanaatindeyim. Ayrıca insanlar gerek mahkeme gerekse hakim ve avukatı bu dizilerde izledikleri gibi hayal ediyorlar. Saatlerce savunma yapan avukat, onu saatlerce dinleyen hakim, hakimlere tahsis edilen büyük ve gösterişli odalar. Evet aslında olsa iyi olurdu Maalesef bizim ülkemizin gerçekleri ile bu kadar alakasız sahnelerin çekilip insanlara gerçekmiş gibi sunulması aslında bazı şeylerin ne kadar amatörce yapıldığının kanıtıdır.
Anlamadığım bir diğer nokta da bu kadar büyük bütçeli yapımlarda özel bilgi gerektiren sahneler için neden bir bilene danışılmadığını, saçma sapan kurgularla yetinildiğidir. Bu hatalar cehaletten yapılıyor ise durum kötü ama sadece biraz daha reting uğruna yapılıyorsa işte o zaman gerçekten çok kötü ve vahim.......... |
27-07-2006, 01:48 | #6 |
|
Bir TV programında mı duydum. Yoksa bir yerde mi okudum hatırlamıyorum ama Dizi yapımcılarının bu dizileri hazırlarken Ratingi garantilemek için 12 yaşındaki çocuğun zeka düzeyini hedef alırlarmış. Bizim dizilerimizle CSI New York(CNBC-E), Kanıt Peşinde-(TRT1) CSI Miami-(Kanal1) gibi yabancı diziler arasındaki fark da herhalde buradan kaynaklanıyor.
|
13-08-2006, 23:17 | #7 |
|
kesinlikle haklısınız.Halkımız hemen her konuda dizi filmlerin etkisinde kaldıkları için hukuk konusunda da çok etkileniyorlar.Zaman zaman ben bile bu filmler yüzünden acaba yolda bir ölü görsem kaçarmıyım yoksa yardım edermiyim diye düşünüyorum.
Bence RTÜK bu konuya el atmalı.Bu konuda düzenlemelere ihtiyacımız var.. |
14-08-2006, 11:04 | #8 |
|
Keşke dizilerin etkileri bunula sınırlı kalsa. Dizilerdeki karakterle özdeşleşip arkadasını bıçaklayarak öldüren lise öğrencesinin "Polat abimi örnek aldım" demesi daha vahim bir durum olarak görünüyor. Muhtemelen bu çocuk, "polat abisi" önüne geleni öldürüp dolaşırken kendisinin cezaevinde olduğunun farkına varınca hayatın hiç de dizilerdeki gibi olmadığını anlar. Ama geçmiş ola. Olan ölen bir genç ile hayatının en keyifli anlarını cezaevinde geçirecek bir gence olacak. Sorumlu kim acaba? Dizinin hayal ürünü olduğunun farkına varamayacak kadar cahil yetiştirilmiş insanlar mı yoksa kamu yararı gözetmeksizin yayın yapan kuruluşlar mı ya da dizinin tüm bölümleri yayınlanıp ikinci kez yayına girdikten bir süre sonra dizinin kaldırılmasını talep eden RTÜK mü? Herkesin biraz payı var galiba. Ama sonuçta bu durumdan etkilenen iki kişi var. Biri ölen çocuk diğeri tüm bu tartışmaların ceza hukuku anlamında tek sorumlusu olarak görüldüğü açık olan cezaevindeki çocuk
|
05-04-2007, 15:35 | #9 |
|
Dizi yapımcılarının akıllarına hukukçu bir danışmana fikir sormak gelmiyor mu?
|
05-04-2007, 16:31 | #10 |
|
müvekkilinin çevresinde 4 dolanan avukat tipi de görmek istemiyoruz. adam avukata bağırıyor, onu azarlıyor, çabuk (yasal olmasa bile) şu işi hallet diyor; avukat el ovuşturuyor. böyle avukat tiplemesi olur mu? toplum nezdinde avukatların itibarını sıfıra indirmek değil midir bu?
|
05-04-2007, 17:57 | #11 |
|
bu tur sahnelerin varligi bence halki yanlis yonlendirmekten ote...
1- diziye extra heyecan kattigi dusuncesi, yani o anda sirf orada bulundugu icin yanlis kisinin yakalnmis olmasi, izleyeni daha fazla sinir ettigi gibi, (hele cok sevilen karakterse) ilerki bolumlerde bu yanlisligin duzelmesini gormek icin onu izlemeye tesvik ettiginin dusunulmesi 2-komplike , mahkeme goruntuleri , hem extra para demek hem de asil konunun yani ask iliskisiyle cogu zaman alakali bulunmamasi... ---bunlar tamamen benim mantiksal cikarimlarim, yoksa baska akla yatan aciklama bulamadim, bu sacmaliklar icin--- bu tur, ilkel (ozur diliyorum eger bu tur dizilerden hoslanan varsa ) dusuncelere ben ozellikle bollywood denen hint filmlerinde de cok cok rastladim... birde batida soap opera denen arkasi yarin yani latin amerika kokenli dizilerde... sanirim bu anlamda biraz secici izleyiciye ihtiyac var, yoksa tamamen ticari kaygilarla yapilan bu ilkel mantikli dizilerden televizyonlarimizi kurtarmamiz imkansiz.... cok eskilerden , anlatilan dizilerdeki en begenilen karakterler, her haksizliga karsi cikan yurekli avukatlar , hakimler ya da polisler olurken(temiz giyimli, iyi turkce konusan)... simdi , kucuk yegenime sordugumda kim diye en cok sevdigin karakter...cizgili pijamayla dolasan elinde koca bicakli, turkceyi elinden geldigince bozuk konusan birisini soyledi (adini hatirlamiyorum)... hatta okuldaki tiyatroda bu karakteri oynamak icin prova falan yapiyordu.... sanirim bu ornek televizyonda geldigimiz durumu ortaya koymak icin yeterli. |
06-04-2007, 14:37 | #12 |
|
godfather sana kesınlıkle katılıyorum.avukatlar o kadar kucuk dusuruluyorkı ben bazen yapacagım meslegı ıstememeye kadar gelıyorum.sacma sapan dızılere bakıyorum muvekkıl avukata hakaret derecesınde laflar edıyor.ama avukat hıcbır tepkı gostermıyor..bence dızılere rtugun bı cozum bulması gerekıyor.. saygılarımlaaa....
|
15-04-2007, 14:32 | #13 |
|
Sayın Engin ÖZOĞUL'a kesinlilke katılıyorum.Karakterleri örnek alınan o kadar çok gereksiz film var ki... bunlar özellikle yeni yetişen gençlerimizi kötü yönde etkiliyor ve onları suça teşvik ediyor.Bu konuda gerçekten bir şeyler yapmak gerekiyor bence...
|
15-06-2007, 13:40 | #14 |
|
Dizilerdeki hukuki hatalar ve halkın yanlış bilgilendirilmesi
Çarşamba gün idi sanırım; bir kanaldaki dizide boşanmayı düşünen erkek aile dostları bir Avukata boşanma için vekalet veriyor, Avukat da bu hususta ve çoçukların velayeti ile ilgili görüşmek için bayan ile görüşmeye gidiyor. Bayan, Avukata "bende sana vekalet vereyim, bu işi bir an önce bitir" diyor.Avukat duraksıyor. Bayan "bunun için hukuken bir engel mi var " diyor. Avukat bir engel olmadığını söylüyür ve bayanın da vekaletini alıyor ve davacı eşe eşinin de kendisine vekalet verdiğini söylüyor. Burada hukuken mümkün olmıyan bir yanlışlık var. Bu televizyon dizilerinde sık sık oluyor. Bunu seyreden vatandaş da (birçok meslektaşım bununla karşılaşmıştır) bize gelip biz eşim ile
boşanmak istiyoruz,size birlikte vekalet vermek istiyoruz diyor. Böyle bir şeyin olamıyacağını söylediğimizde bir de sizinle tartışıyor ve televizyonlarda olduğunu söylüyor. Dizilerde sanatçılara milyarlar veren yapımcılar bir hukukçudan yardım almayı niye düşünmezler ve insanlara yanlış bilgiler verirler anlamıyorum.Danışma ücreti vermek vatandaşa zor geldiği gibi yapımcılara da bir hukukçuya para ödemek zor mu geliyor nedir. Bence bu bir zorunluluk haline getirilmeli ve vatandaşa hukuken yanlış bilgiler verilmemeli diye düşünüyorum. Barolar Birliği veya Barolar buna müdahale etmeli diye düşünüyorum.Buna benzer hukuki yanlışlıklar ve yanlış bilgilere başka dizilerde de rastamıştım. Meslektaşlarımın bu husustaki düşüncelerini öğrenmek isterim.Saygılarımla |
15-06-2007, 20:03 | #15 |
|
Gerçekten dizilerde canlandırılmaya çalışılan hukuki olaylarda inanılmaz hatalar yapılıyor.Bu hataları yakalamak aslına bakarsanız oldukça eğlenceli benim için.. Yine de çok yüksek reytingler alan bu dizilerde, hayatın çok önemli bir parçası yansıtılırken, nasıl bu kadar özensiz ve dikkatsiz davranıldığına da aklım ermiyor..
Şu an ismini vermeye gerek olmayan bir dizi var ki; süphelinin veya sanığın yanında hiçbir zaman müdafi olmuyor, hakim ya da savcı kararı olmadan telefonlar dinleniyor, sinyal bilgileri tespit ediliyor.. Seni mirasımdan reddediyorum durumuna takılmışken önceleri, şimdi başka komediler karşımızda..Ne diyelim biraz daha dikkat!!Beğenmeyen de izlemesin değil mi?? Saygılarımla.. |
17-06-2007, 10:49 | #16 | |||||||||||||||||||
|
Geçen gün müdafii olarak polis merkezine gittim. şüpheli hırsızlıkla suçlanıyor.
Çocuk 19 yaşında, bayan kuaförü, giyim kuşam olarakta hırsızlığa elverişli bir durumu yok (en azından yumurta topuklu kundura diye tabir edilen ayakkabıyla kimse hırsızlığa gitmez diye düşünüyorum) olay tutanaklarını inceledim sonrasında şüpheliye sordum ne oldu diye, birinin kendisine doğru koştuğunu arkasından tutun onu diye bağırdıklarını, kap-kaççıya müdahele etmek istediğini bu arada altı kösele olan ayakkabısının kaydığını ve yere düştüğünü arkadan koşanlarında hırsız sensin diyerek çocuğu yakaladığından ibaret. (çevrede bulunan esnaflarda şüphelinin ifadesini doğrular nitelikte ifade verdi) Sorgu hakiminin huzuruna çıkarıldı şüpheli, olanları birde Hakim dinledi. Sonrasında Hakim baktı çocuğa -Evladım bu devirde kimseye yardım etmeyeceksin, bunu öğrenemedin mi ? Dedi. akabinde salıverildi. Bu örnek ile adı geçen dizi arasında bağlantı kurmak istersek, gerçekten bazen yardım etmek istediğimizde başımıza iş alabiliyoruz. ama dizilerin geneline baktığımızda Sayın Can Doğanel'in belirttiği gibi,
Saygılarımla... |
02-11-2008, 00:47 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Adaptasyon yani uyarlama senaryosu yazma ayrı bir uzmanlık işidir. Hatta Oskar törenlerinde orjinal senaryo ile uyarlama senaryo ayrı iki dal olarak karşımıza çıkar. Yukarda dostumuzun bahsettiği konu USA'da geçen ve oranın hukuksal işleyişine uygun bir hikaye. Bu hikayenin Türk hukukuna uyarlanması söz konusu olduğunda ortada hikaye diye bir şey kalmayacağını düşünen yapımcı, orada olan hikayeyi alıp aynen Türkçe'ye çevirmiş ve hukuksal bir komedi ya da trajedi ile karşı karşıya kalınmıştır. Aslında bakarsanız bu öteden beri uygulanan yöntemlerden bir tanesi... Sizler hukuksal komedileri yakalıyabilirken bir edebiyatçı Yaprak Dökümü ve Aşk-ı Memnunun içinin nasıl boşaltıldığını, bir sinema tarihçisi İstanbul Masalının aslında Sabrina'dan çalıntı olduğunu, bugün beğeni ile seyrettiğiniz bir çok dizinin aslında kötü birer taklit olduğunu size ispatlanabilir. Peki bu doğru mu? Eğer izleniyorsa ve reytingleri varsa siz başarıyı taşlayan konumuna düşeceksiniz. Neden ise çok açık bizler ölçülmeyen "Diğer"leriz. |
02-11-2008, 13:00 | #18 |
|
Geçen yıl hukuka yeni merhaba diyen öğrenciler olarak her derste şok üstüne şok yaşıyorduk.
Hoca: Aslında evlatlıktan reddetme diye bir kurum yoktur. Sadece mirasçılıktan çıkarma söz konusu olabilir. H: Evlilik için iki tarafın da beyanları gereklidir. Dizilerde gördüğünüz erkeğin kızın nüfus cüzdanıyla ona sürpriz yapması gibi bir şey hukuken mümkün değildir. H: Hata,hile ve ikrah iptal edilebilirlik sebebidir. Yani dizilerde gördüğünüz gibi sarhoşken imzaladığı boş kağıttan dolayı hayatı zehir olan, eli kolu bağlanan insanlar fazla kurmaca. Tüm bunların ardından sınıf: Bütün hayatımız yalanmış Şimdilerde ise dizi-filmlerdeki hukuki yanlışlıkları bulmak bana büyük zevk veriyor. Belki insanlar dizilerde ağlarken "şu şu şu gerekçelerle olmaz böyle şey" demek dizinin tadını azaltıyor ama olsun |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Türk Hukuk Sitesi Hukuk Çalışma Grupları Hakkında Bilgiler | Admin | Hukuk Çalışma Grupları Hakkında | 4 | 14-11-2009 11:41 |
Dizi Pusulası Dosyanın Bir Parçası Mıdır | Av.Ömer KAVİLİ | Meslektaşların Soruları | 6 | 27-01-2009 10:13 |
yeni filmler geliyor | yemliha | Sinema ve Televizyon | 0 | 17-10-2006 19:33 |
yeni bir dizi | ahmetsacit | Sinema ve Televizyon | 2 | 28-09-2006 17:14 |
Kadın Günü'nde 'Mor' Filmler | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Sinema ve Televizyon | 0 | 06-03-2006 23:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |