İhtİyaten Haczedİlen AlacaĞin Takİp KesİnleŞmeden Alacakliya Ödenmesİ

Herkese iyi çalışmalar...

Borçlusu olduğum ilamlı icra takibinde alacaklı vekili, ihtiyati haciz kararı almış ve yapmış olduğu icra takip dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararına dayanarak müvekkil şirketin alacağı bulunan 3. şahıslara 89/1 haciz ihbarnamesi (veya haciz müzekkeresi) göndermiştir. Bu arada icra takibine ilişkin icra emri tarafıma 12.09.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 14.09.2009 tarihinde de müvekkil şirketin alacağı bulunan 3. şahıs tarafından kendisine gönderilen müzekkere üzerine müvekkil şirkete olan borcu dosyaya yatırılmış ve aynı gün icra müdürlüğü tarafından alacaklıya ödenmiştir.

Tarafımdan tehir-i icra kararı getirmek üzere mehil vesikası talep edileceğinden 7 günlük süre dolmadan ihtiyati haciz kararına dayanılarak dosyaya 3. şahıs tarafından yatırılmış olan paranın alacaklıya ödenmiş olması usul ve yasaya uygun mudur? Yardımlarınızı bekliyorum..

uygundur. ihtiyati hacze itiraz edin ya da istrdat davası açın.

Sayın meslektaşım ihtiyaten haciz yada lafiz anlamda ihtiyati haciz kararı için mahkemeden alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak haciz talimatı yada hacze çıkılıp haciz tesisi mümkündür çünkü tebligat baştan yapılmadan icra takibine geçildiğinden dolayı alacaklı yada vekilinin haciz isteme yetkisi doğmaktadır.Bu nedenledir ki ihtiyati haciz kararı alındıktan itibaren 10 gün içerisinde infaz edilmesi gerekmekte olup aynı şekilde 7 gün içerisindede herhangi bir icra dairesinde ihityati haczi tamamlayan merasimin yani esas takibi geçilmesi ve borçuya tebligat yapılması gereklidir.Bu şekilde kanuna uygun olarak yapılan haciz geçerlidir çünkü alacaklı vekil dilerse borçlunun ikametgahına giderek haciz yapabilir dilerse üçüncü kişilere 89/1 haciz ihbarnamesi gönderebilir.Bu yetki seçimi alacaklı yada vekiline aittir.Sizin bulunduğunuz bu olay içerisinde yapılabilecek olan tek işlem istirdat davası aılmasıdır.Borçlu menfi tespit davasının açılacağı süre içerisinde tedbir kararı almamış yahut borç da ödenmiş olursa ki 89/1 ile bu husus gerçekleşmiştir davaya istirdat davası olarak devam edilir.Burada kanunun ifadesi ile borçlu olmadığı bir parayı ödeyen kişi açısından istirdat davası açmada hukuki yarar bulunmaktadır.Sizin anlattığınız duruma göre borçlu olunan bir para İİK hükümleri çerçevesinde uygun olarak müvekkilinizden değil de üçüncü kişiden tahsil edilmiştir.Burada istirdat davasında da ispat konusunda bir engel olacağı düşüncesideyim.UMARIM YARDIMCI OLABİLMİŞİMDİR.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.SAYGILARIMLA...

Ben, icra emrine itiraz-şikayet süresi dolmadan -borçlunun rızası yoksa- paranın alacaklıya ödenmesini doğru bulmuyorum.İcra emri borçlu tarafa tebliğ edilmeli ve şikayet-itiraz süresi içinde borçlunun yasal haklarını kullanma hakkı verilmelidir.İcra emri tebliğ edilmeden pararın alacaklıya ödenmesi tartışılmalı.

Esasen 3. Sahsın yatırdığı para da zaten borçlunun parası.

o zaman adi takipten ne farkı kaldı yapılan ihtiyati hacizin bende onu anlayamadım?Sonuçta ihtiyati haciz kararı alınmış ve normal adi takipte olan şekilde borçlunun borçlularından birine 89/1 gönderilmiş.Adi takipte olsaydı 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz olmadığı yahut itiraz olupta itirazın kaldırılması(İİK.68) ve itirazın iptali davasıyla itiraz bertarf edildiğinde gönderilecek olan 89/1 ile aynı şekildedir.Bu sebeple düşüncenize saygı duyuyorum ancak bana göre burada yapılan işlem ihtiyati hacizin yapısına uygundur.Borçlu ve alacaklı tarafın kendine göre yapacakları savunmalarda haksız bir paranın ödenip ödenmemesi hususu tatışılan konudan tamamen farklıdır ve yasa onun içinde istirdat davası hakkı tanımıştır.SAYGILARIMLA..

Sayın wellan, ihtiyat-i haczin tatbik yetkisi konusunda haklısınız. İhtiyat-i haciz kararından sonra tebligat yapılmadan ya da esas takibe geçilmeden elbette haciz yaparsınız. Ancak somut olay farklı. Haciz talebine birşey demiyoruz zaten. Haciz kararı doğru, ancak paranın takip kesinleşmeden alacaklıya ödenmesi kararı yanlış. Esas takibiniz kesinleşmeen, ihtiyat-i haczettiğiniz menkulün satışını isteyebiliyormusunuz? Hayır. Zira borçlunun yasal çerçevede savunma ve itiraz haklarını kullanması için takibin kesinleşme şartı var. Fiili olayda müdürlük kararı hatalı olup şikayet ile icra mahkemesinden karar alınıp, gerekirse (alacaklı vekili ile görüşülebilir) ilamsız takip ile borçludan talepte bulunulmasını tavsiye ederim.

Saygılarımla.

İhtiyati haciz neticesi itibari ile bir tedbir işlemi olup alacaklı mahkemeye başvurarak borçlunun kaçma şüphesinin bulunması v.b. sair sebepleri ileri sürerek borçlunun mnekul ve gayrı menkullerinin ihtiyaten yani tedbiren haczedilmesi için bir nevi mahkemeden yetki ister, dolayısı ile mahkeme talebi ya kabul eder ya da reddeder. Kabul etmesi halinde alacaklı vekiline borçlunun taşınmaz veya taşınırlarının haczi için ihtiyati haciz kararını verir ve takdir edeceğiniz üzere iş bu ihtiyati haciz kararının 10 gün içinde infazının istenmesi gerekir aksi halde ihtiyati haciz hükümsüz kalır. Söz konusu süre içerisinde icra dairesinden kararın infazı talep edilir ve sair taleplerle borçlunun menkul gayri menkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları ihtiyaten haczedilir. Söz konusu olayda olduğu gib 3. kişi tarafından dosyaya ihtiyati haciz miktarı yatırılırsa BU TAHSİLAT TAKİP KESİNLEŞMEDEN ALACAKLIYA ÖDEME YAPILAMAZ. Nedeni ise şudu. Başta da açıkladığım gibi ihtiyati haciz bir tedbir işlemi olduğundan karar infaz edilmiş ve dosyadaki muhtemel alacak garanti altına alınmış olur. Ancak bunun BİR İSTİSNASI VARDIR Kİ O DA ŞUDUR. Söz konusu bu tahsilat borçlunun muvaffakatı var ise alacaklıya ödenir bunun dışında takip kesinleşmeden ödeme yapılamaz Şöyleki ihtiyati haczi tamamlayan merasimin şartı ihtiyati haczin infazından sonra 7 gün içerisinde kesin takibe geçme şartıdır ki bu yolla borçluya itiraz hakkı tanınır. Yasa bunu İ.İ.K. 264-265 de hüküm altına almıştır. Diğer tarafta dosyada kesin hacze kesilmiş olup da henüz ödeme emri tebliğ edilmemiş dolayısı ile takip kesinleşmemiş ise ihtiyati haciz miktarı dosyaya yatırılmış ise dosyadaki tüm ihtiyati hacizler de KALKAR. Çünkü takip kesinleşmeden dosyadaki borç miktarı da belli değildir. ÖZETLE İHTİYATİ HACİZDE ÖDENEN BORÇ MİKTARI KESİN TAKİBE KESİLİP TAKİP KESİNLEŞMEDEN ALACAKLIYA KESİNLİKDE ÖDENEMEZ. İŞ BU KURAL KAMU DÜZENİNE İLİŞKİN OLUP SÜRESİZ ŞİKAYETE TABİDİR. SONUÇ OLARAK İHTİYATİ HACİZ BİR TEDBİR İŞLEMİDİR!.
Farz edelim ki dosyaya ihtiyati haciz miktarı borçlu tarafından yatırıldı ya da 3. kişi tarafından yatırıldı ancak alacaklı tarafından belirtilen süre içerisinde yani 7 günlük süre içerisinde kesin takibe geçilmedi bu durumda ne olacaktır?
İş bu durumda kesin takibe geçilmemiş ise ihtiyati haciz HÜKÜMSÜZ KALACAKTIR ve dosyaya depo edilen para BORÇLUYA İADE edilecektir.
Arkadaşlar en nihayeti ile ihtiyati haciz kararı borçlunun borçlu olduğunu kanıtlayan bir hüküm veya karar değildir. TEDBİR KARARIDIR.

Hasan SANCI
Malatya 8. İcra Müdürlüğü