Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Bir Kadın...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-01-2007, 18:47   #1
suskun_juliette

 
Varsayılan Bir Kadın...

Bir kadın...Aldatılıyor,şiddet görüyor...Hiçbir sosyal güvencesi yok..kendisine bakabilecek annesi,babası yok.kardeşleri ise kendi hayatlarını kurmuşlar ve ne evlerinde ne de sofralarında başkalarına yer yok, onların başka hayatlardan da sorumlu olabilecek derecede yeterlilikleri yok.ilçede yaşıyorlarken kocası onları merkeze götürüyor ve kendisi işini yaptığı ilçede kalıyor.Başka bir kadınla orada ilişkisini sürdürüyor.Bu adamın 3 oğlu var.birisi üniversite birincisi sınıfta,ortancası lise ikinci sınıfta ,diğeri ise henüz 5 yaşında.hepsi bakıma ve kollanmaya muhtaç.
Kadın,aldatıldığını biliyor.buna rağmen şiddet de görüyor kendisini savunamıyor.karşı gelse meydan okusa kovulacak.gidecek hiçbir yeri yok.gideceği kapılara da bir tek kendi gidebilir 3 evlada da yer yok.kadın direniyor tüm bunlara.çünkü evlatlarının geleceğini kendisinden daha çok düşünüyor.5 yıl kadar dayandıktan sonra boşanma davası açmayı düşünüyor.bu kadın 5 yıl daha bu aşağılık mamelelere dayanmaya mecbur mu peki?eşi başka kadını seçerken bu kadının suçu neydi?eksiği neydi?eş olmadı mı?anne olmadı mı?kadın olamadı mı?bunların hepsini layıkıyla sağlamıştır emin olun.ama kadın işte...dayağa da susabilen,gururunu hiçe saysalar da evladım deyip dayanabilen,sabredebilen bir kadın....kadınlar haklarını biliyorlar...ama kullanamıyorlar.engelleri var..dayanıyorlar bir şeyler için..kendilerince sebepleri var.şimdi soruyorum..ne yapsın bu kadın?evet bir kadın ama her şeyden önce de bir ANNE...ne yapmalı bu kadın için?5 yıl sabretsin mi?peki sabrettiğine de değecek mi?oğlu babasının rolünü üstlenecek.ev geçindirmeye çalışacak.küçük olan büyüyecek ama babasıyla paylaşması gereken şeyleri ya içine atacak ya da annesiyle bu eksiklikleri gidermeye çalışacak.tüm roller değişecek...insanlar bir şeylere adım atarken neticelerini düşünmeli.sadece kendi egolarını tatmin etme yolunda koşmamalı..başka hayatlardan da mesul olduklarının bilincinde olmaları gerekiyor.işte tablo böyle..ne yapmalı ne yapılmalı derken işte gözlerinizin önüne bir kadın profili çizdim.siz o kadının yerind eolsanız ne yapardınız..elinizdeki imkanlar sınırlı..siz olsanız bu kadın için neler yapabilirdiniz.?
Old 28-01-2007, 19:33   #2
avukat zuhal sever

 
Varsayılan Toplumsal Bir Yara!!!

Sayın çitlenbik, bu olay ülkemizde okadar çok ki ne yasalar ne de yardımlar bunun önüne geçemiyor. Temelinde sosyal bir sorun Türkiye'deki erkeklerin tek eşle bir ömür sürdürememeleri. Sonuçta ataerkil bir toplum ve çocukken başlayan sen erkeksin, sen güçlüsün, sen bilirsin, sen yaparsın gibi pohpohlamalarla, kadına karşı içten içe bir üstünlük ve toplumun da bu hoşgörüye sahip olmasıyla ailede bütün yük ve ezilme kadında oluyor. Başka kadını idare ederken bile baba, erkek imajı zedelenmezken kadının aynı şeyi yapması insanlıktan çıkarılacak derecede ağır sonuçlara uğramasına sebep oluyor..Kadın susmalı, kocasına itaat etmeli, kadınlığını yapmalı, çocuklara en iyi şekilde bakmalı ve söz hakkıda verilince olmalı..işte bu tabloda kadının bide ekonomik özgürlüğü yoksa yaşadığı zorluklar gökten inmiyor işte..
Old 28-01-2007, 20:58   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba,

Anlatılan olayda soru :kadın size danışsaydı hukukçu olarak ne söylerdiniz şeklinde olmalıdır.

Alıntı:
...ne yapmalı bu kadın için?5 yıl sabretsin mi?peki sabrettiğine de değecek mi?
insanlar bir şeylere adım atarken neticelerini düşünmeli.sadece kendi egolarını tatmin etme yolunda koşmamalı..başka hayatlardan da mesul olduklarının bilincinde olmaları gerekiyor.iş

Öncelikle böyle yargılayan bir ifadeden kesinlikle kaçınılması gerektiğini düşünüyorum..Hukuksal destek ve yardım almak isteyen kişiye olanaklar açıklanmalı fakat ne yapması ve yapmaması gerektiği şeklinde bir telkinde bulunmaktan kaçınılmalıdır.Hele seçimlerinden dolayı kınama,başka türlü davranmanın daha "değerli" olacağını ima eden bir beyanda bulunulmamalıdır.

Tedbir ve olası diğer hukuksal yardımlar için bir hukukçuya ücret ödeyecek durumda değilse baroların adli yardım servisine gerekli evrakları hazırlayıp başvurması önerilir.

Anlayabildiğim kadarı ile kadın fiziksel,ruhsal ve ekonomik şiddete maruz kalıyor.
4320 sayılı yasa gereği şiddetin önlenmesi ve nafakaya hükmedilmesi istenebilir.

Şiddetten uzak kalma kadın için sağlıklı düşünme olanağı yaratacaktır.

Olanaklı ise,ekonomik ve sosyal yönden güçlendirme yapabilecek kuruluşlar ile irtibatına yardımcı olmakta yarar var.

Unutulmamalı,seçimler ,başvurucunun seçimleridir ve sonuçlarını da o üstlenecektir.Kişisel olarak değer yargılarımız danışma-görüşmenin bir parçası olmamalıdır.


Saygılar
Old 28-01-2007, 21:22   #4
Av. R. Onur ÇINAR

 
Varsayılan

başka bir kadın;
dayak yiyor (hem de hergün),
tecavüz ediliyor(kocası tarafından, her gün),
kocasının 7 yaşında(bir önceki evliliğinden) bir erkek çocuğu var, o çocuktan bile hakaret dolu sözler işitiyor,
bir kaç sene önce bu kadının bir çocuğu olmuş ve bu çocuk kocasının bir önceki eşinden olançocuk tarafından hayatına son verilmiş,
kocasının cinsel sapkınlıkları var(günde yaklaşık 4-5 saat porno film izlemek ve izlediklerini de eşiyle paylaşmak gibi,açık açık yazamıyorum siz anlayın lütfen...),
bu kadın çalışmıyor, kocası eve para bırakmıyor, her hafta başka bi şehirde olan eski eşinin yanına gidip diğer çocuklarını görüyor, kadın aç susuz günlerce 1 yaşındaki bebeğiyle evde oturuyor ve otururken de ''çok şükür bugünüm huzurlu geçti'' diyor,
kadının komşularla konuşması oturması yasak,

ve bunlardan en vahimi de o bir yaşındaki bebeği, kocasının diğer eşinden olan çocuğu tarafından yapılan cinsel tacizin mağduru oluyor...

bu durumu sorgulamıyorum ben, niçin böyle, niçin yanlış demiyorum ...ne yapmalıyız da demiyorum.

aklımın almadığı konu şu: bu konuyu bu dünyada bilen tek insan ben değilim, bunu bi dünya biliyor ama o dünya bu drama sırtını dönüyor...
Old 28-01-2007, 22:44   #5
suskun_juliette

 
Varsayılan

özür diliyorum.egosunu tatmin etmeye çalışan kişi anne değil babadır eksik yazmışım .
Old 28-01-2007, 23:25   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Buraya milyonlarca trajik kadın öyküsü yazabiliriz.
Umutsuz,seçeneksiz ve destekten yoksun kalmış kadın öyküleri.

Bu öykülerin daha başında bir çok hak ihlali bulunmaktadır.Kadının insan olarak haklardan yararlanma becerisi,bu hak ihlalleri ile kullanılamaz hale gelmektedir.

Kadının ekonomik ve sosyal vd.yönlerden gücünün arttırılması,kendi hayatını seçme,dilerse seçtiği kişi ile evlenme,bakabileceği sayıda çocuk sahibi olmada söz hakkı elde etme,ailenin geçimine katkıda bulunma becerisini kazanabilme , şiddet gördüğünde korunması veya sıgınmaevine yeleşebilme,ülke yönetiminde temsil edilme ve yer alabilme ,özgür bir yurttaş olarak kendini gerçekleştirebilmesi için yapılacak çok iş var.

Ama en önemlisi değişime inanmak ve sorumlu yurttaşlar olarak bu değişim sürecine katkıda bulunmak çok önemli.

Saygılar
Old 29-01-2007, 00:39   #7
yargıç isa

 
Kitap .......

Evet devlet kadını koruyor, hemde cömertçe... Bir kadın kocasından dayak yediği için , kocasını karakola şikayet ederse polis kocayı alıyor, gerekli işlemleri yapıyor (gerekirse göz altında tutuyor) ve diyor ki "bir daha bu tip hareketlerde bulunduğun zaman hapis cezasına çarptırılırsın", sonrasında her ikisde serbest.

Evet, devlet kadını korumaya yönelik gerekli yasaları çıkarmış ama uygulanabileceğini tartamamış. Şimdi kocasını şikayet eden kadın nereye gitsin, gidecek yeri var mı, olsa karakola gidip şikayette buluncak noktaya gelmeden terk ederdi evi, sonra neyle geçinsin... Bu kadın tekrar çocuklarının yanında, KOCASININ DİZİ DİBİNDE. Sıkıyorsa bir daha polise şikayete gitsin.

Sizce bir daha gidebilir mi? Bu kadar rahat mı? Türkiyede kadın olmak geçekten zor.

saygılarımla...
Old 29-01-2007, 01:33   #8
üye13561

 
Varsayılan Acaba bütün iş kadında mı bitiyor?

Şiddet uygulayan erkegin de bir annesinin olduğunu unutmayalım acaba gerçekten çocuklarımızı iyi yetiştirirsek erkeklerdeki şiddet egilimi ne derecede azalır. İş annede biter...
Old 29-01-2007, 10:18   #9
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Trajik hikayelerle örülü kadın yaşamları maalesef istisna değil.

Sn.Kayar'ın 3 no.lu mesajındaki sağduyuya katılmamak mümkün değil.

Sorunun sosyal devletin gelişmemiş olması ile çok yakından ilgili olduğunu düşünüyorum. Kadın sığınma evlerinin durumları, devletten destek alamadıkları için ayakta duramamaları; kadınlara meslek edindirme kurslarının belediyelerin biçki-dikiş öğretme anlayışına terkedilmesi; kız çocuklarının okutulmaması ; gelir dağılımındaki adaletsizlik ; vergilendirmenin ve kaynak dağıtımının verimsizliği...

Bireyler, bu tip olayları duyduklarında vicdanları sızlar ve üzülürler. Ancak, sızlayan kaç vicdanın harekete geçtiğini sorarsak karşımıza bizi hüsrana uğratan bir tablo çıkar. Bu tablonun birkaç sebebi var, elbette. Bir kısmımız küçük yerlerde yaşıyoruz ve kendimizi yakın hissettiğimiz bir sivil toplum örgütlenmesi zaten etrafımızda yok. Bir kısmımız büyük yerlerde yaşıyoruz, ancak kendi yaşam gailemiz, başkaları için de çalışmaktan alıkoyacak bahaneleri üretmemize çok müsait. Bir kısmımız sivil toplum kuruluşlarına giriyoruz ancak, örgütlenmenin içindeki iktidar mücadelelerini ve yozlaşmayı izlerken umutsuzluğa kapılıyoruz ve giderek uzaklaşıyoruz.

Sartre'ın bir sözü geliyor aklıma : " Vietnam savaşından ben sorumluyum!" Geçtim dünyayı, mahallemizde olup bitenlerle ilgili bile bir sorumluluk hissetsek belki işler daha farklılaşacak.

Teker teker üzerimize düşen şeyleri yerine getirmeyi unutalı, merhamet duygumuzu eş-dost arasındaki üzüntülü konuşmalarla yaşamayı yeterli saymaya başlayalı beri olanlar oldu.

Saygılar.
Old 29-01-2007, 13:35   #10
suskun_juliette

 
Varsayılan ...

Bu kadın için ne yapılmalı derken,hani hep söylüyoruz yardım edilmeli diye.el uzatılmalı destek olunmalı diye..ama bakın görün ki desteği de beklemeyip kendi başlarının çarelerine kendileri bakmaya çalışıyorlar.kadın her şeyden önce fedakar.feragat ediyor bazı haklarından ya da savunduğu şeylerden..biz bunlara istesek de mani olamıyoruz bazen.çaresizlik içersindeyiz.onlar sustukları için biz de duymuyoruz sormuyoruz ....ben buna değinmek istedim..ki zaten o yolunu çoktan seçmiş..önce evlatlarım okusun diyor.ondan sonra hayata tekrar atılmayı düşünüyor.dalgalarla tek başına boğuşmak için her ne kadar gücü kalmamışsa da bunun için zaman koymuş önüne..öyküler böyle...ben paylaşmak istedim değerli fikirleriniz için sonsuz teşekkürler
saygılarımla
Old 29-01-2007, 13:37   #11
cLaW

 
Varsayılan

Bu portrenin çiziliş amacını yapılan yorumlarmı belirleyecek?
Zarşirin
Alıntı:
Temelinde sosyal bir sorun Türkiye'deki erkeklerin tek eşle bir ömür sürdürememeleri
yargıç isa
Alıntı:
Türkiyede kadın olmak geçekten zor
consul
Alıntı:
İş annede biter...
onurçınar86izmir başka bir portre çizmiş daha elim ve vahim,buram buram acımtasyon kokan...

Sn.Kayar ve Sn.Yılmaz en rasyonel davrananlar,en takdire şayanlar.

İmalarla,suçlamalarla böyle tablolarla bilindik gerçekleri yüze vurmak mı amaç yoksa toplumu bilinçlendirmek mi?Bu yazıyı okuduktan sonra içten vay be ne ..sizler varmış diye geçirtmek mi?
Old 30-01-2007, 11:04   #12
cLaW

 
Varsayılan

Işıl hanım bir sorum olacaktı.
Alıntı:
Sorunun sosyal devletin gelişmemiş olması ile çok yakından ilgili olduğunu düşünüyorum.
derken devlet sosyal ilişkilerimize müdahale etmelimidir?
Şu adam alkoliktir,içer gelir seni döver evlenme onunla ya da şu adam despottur affetmez tokatlar deyipte aklı baliğ insanların ilişkilerine karışmalımıdır?
En iyi devlet en az yöneten devlet değilmidir?
Yanlış hatırlamıyorsam Adam Smith devletin 3 temel fonksiyonu var demişti.1)sağlık.2)eğitim.3)güvenlik(yada savunma)

Sorular birden fazla olduysa kusuruma bakmayın

Saygılarımla
Old 30-01-2007, 11:37   #13
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cLaW
Işıl hanım bir sorum olacaktı.derken devlet sosyal ilişkilerimize müdahale etmelimidir?
Şu adam alkoliktir,içer gelir seni döver evlenme onunla ya da şu adam despottur affetmez tokatlar deyipte aklı baliğ insanların ilişkilerine karışmalımıdır?
En iyi devlet en az yöneten devlet değilmidir?
Yanlış hatırlamıyorsam Adam Smith devletin 3 temel fonksiyonu var demişti.1)sağlık.2)eğitim.3)güvenlik(yada savunma)

Sorular birden fazla olduysa kusuruma bakmayın

Saygılarımla

Sayın Claw, sorunuzda ve örneklerinizde ciddi misiniz? Bu nasıl soru, bunlar ne tuhaf örnekler? Saygılar
Old 30-01-2007, 11:42   #14
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.cLaW,

Devletin sosyal amaçları konusunda Adam Smith'in görüşlerini paylaşıyorsanız, sizinle farklı politik görüşlere sahibiz demektir. Bunu öncelikle belirtmeden geçemedim.

Alıntı:

En iyi devlet en az yöneten devlet değilmidir?


Öyle midir? En az yöneten devlet, yönetme işini kimin "sağduyusuna" bırakır acaba?

Neyse, bunları tartışmak bu forumun amacını ve konusunu aşacak. İyisi mi ben sosyal devlet ve doğrudan konumuz ile ilgili kısa bir açıklama yapayım.

Devlet, vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini ( olayımızda ruh ve beden bütünlüğünü koruma hakkı diyelim) sağlama almak zorundadır. Bunun için de gerekli örgütlenmeleri oluşturmuş olmalıdır. Örneğin, sığınma evlerini kurmalı, kurulmuş olanlara ise ekonomik yönden destek olmalıdır. Örneğin, istismar edilen çocukların yetiştirme yurtlarında tacize uğramadan büyümesini sağlamalıdır. Örneğin, ödediğim vergiyi bana gerçekten de yol, su, elektrik olarak döndürmelidir. Örneğin, eğitim hakkıma ücretsiz olarak erişebilmem için gerekli tedbirleri almalıdır. Örneğin, vergilerimi hastanelere doğru şekilde yatırım yaparak kullanmalıdır. Örneğin,evsizler için barınma yerleri açmalıdır. Örneğin, işsiz kalan vatandaşları için istihdam olanakları yaratmanın yolunu aramalıdır ve işsiz kaldıkları sürede onları kaderine terk etmemelidir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür.


Alıntı:
Şu adam alkoliktir,içer gelir seni döver evlenme

Bu ifade bir "aşırı okuma"dır. Konu, örneğinizde belirtildiği şekilde alkolizm teşhisi konulan vatandaşları toplumdan soyutlamak değildir. Konu, bu vatandaşları topluma kazandırırken etraflarına zarar vermelerini engellemektir. Devlet, vatandaşını çaresiz bırakamaz. Vatandaşının çaresiz hale getirilişine seyirci kalamaz. Zira devlet, bir vatandaş olarak benim için kurulmuş bir örgütlenmedir. Devlet , "kendisi için" varolma iddiası taşıyamaz. Devlet bu tedbirleri alırken salt kendi varlığının devamı adına despotlaşamaz ve vatandaşının hak ve özgürlüklerini de zedeleyemez. Çünkü, bir örgütlenme korumakta olduğu şeyi zedeleyerek onu koruyamayacağının temel bilgisine sahip olmalıdır.

Şiddet, toplumsal bir meseledir. Kol kırıldığı zaman, kırık kemik yenden fırlar. Bu anlamda, özel olan politiktir.

Bizim gibi, sosyal devlet örgütlenmesinin gelişmediği toplumlarda karşılıklı yardımlaşma çok önem kazanır. Çünkü, kendi selametimiz için kurduğumuz örgütlenme bizlere yardımcı olamamaktadır. Bu nedenle onun görevini bizler üstlenir, düşeni kaldırmaya çalışır, bunu yaparken bazen onu daha çok incitiriz. Şiddet görmüş bir insana nasıl yaklaşmanız gerektiğini biliyor musunuz, Sn. cLaw? Merhamet duyduğumuz aç insanların hepsini evlerimizde ağırlayabilir miyiz? TV.de gördüğümüzde içimizi acıtan , bizi kendi sıcak evimizden utandıran sefaleti kişisel minik servetlerimizle onarabilir miyiz? Yapamayız. Bunu yapması için bizden daha büyük ve geniş bir ağ şebekesi halinde örgütlenmiş bir organizasyona vergi veririz. Ve hatta bu organizasyona bizden vergi toplama yetkisi veririz. Sonra bu yetkiyi denetlemek isteriz. Verdiğimiz bu yetki gerçekten de kocasından dayak yiyen bir kadını kurtarmaya dahi yaramıyorsa ne yapacağız? Zaten en iyi devlet en az yönetendir mi diyeceğiz? Zaten bu bir sosyal ilişkidir, devlet buna karışmamalıdır mı diyeceğiz?

Ben diyemem. Hiçbir şey hikmetinden sual olunmaz değildir.

Saygılar.
Old 30-01-2007, 11:55   #15
özgür

 
Varsayılan

Anlatılan olaylar, olayların kahramanları kimseye uzak değil.
Bu sorunların çözülebilmesi müdahaleci toplum-yada müdahaleci sosyal devlet anlayışının gerekliliği koşul olmamalı
Bu noktada Claw'ın 'kişisel sorun' temelli bakış açısının doğru olduğu kannaatindeyim.
Bir düşünün ;sadece kadın hakları konusunda değil, toplum içerisinde meydana gelebilecek hertürlü farklı-doğru-yanlış-eksik vs düşünce ve eylemlere determinist-müdahaleci yaklaşmak ne kadar dogru olur?O zaman özgür irade savaşı verilen bir ortamda bu bir çelişki olmaz mı?
Habibe Hanımın söylediği gibi kişilere telkin ve müdahale edilmeden tercih haklarının hatırlatılması, ona fırsatlar oluşturulması ancak yine de seçim hakkınım kendisine tanınması gerektiğine inanıyorum.

Ayrıca bizde az çekmiyoruz kadınlardan..Korkumuzdan Özgür Erkekler Platformu bile oluşturamıyoruz
Old 30-01-2007, 12:09   #16
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.özgür ekin
Anlatılan olaylar, olayların kahramanları kimseye uzak değil.
Bu sorunların çözülebilmesi müdahaleci toplum-yada müdahaleci sosyal devlet anlayışının gerekliliği koşul olmamalı
Bu noktada Claw'ın 'kişisel sorun' temelli bakış açısının doğru olduğu kannaatindeyim.
Bir düşünün ;sadece kadın hakları konusunda değil, toplum içerisinde meydana gelebilecek hertürlü farklı-doğru-yanlış-eksik vs düşünce ve eylemlere determinist-müdahaleci yaklaşmak ne kadar dogru olur?O zaman özgür irade savaşı verilen bir ortamda bu bir çelişki olmaz mı?
Habibe Hanımın söylediği gibi kişilere telkin ve müdahale edilmeden tercih haklarının hatırlatılması, ona fırsatlar oluşturulması ancak yine de seçim hakkınım kendisine tanınması gerektiğine inanıyorum.

Ayrıca bizde az çekmiyoruz kadınlardan..Korkumuzdan Özgür Erkekler Platformu bile oluşturamıyoruz

Sayın Ekin engel olan mı var? Oluşturun "platform"unuzu, izlemek isteyenler izlesin. Arada, bir yanlışınız olursa, düzeltmeye çalışanlarımız da olacaktır elbette.
Old 30-01-2007, 13:04   #17
cLaW

 
Varsayılan

Işıl hanım :
Devletten hesap sorma konusunda asgari müştereğimiz bulunmaktadır fakat birey tercihleri sonucunda maruz kalınan ve hukuku bilmemeden dolayı kabullenilen yaşam zorlukları konusunda devleti her alana yöneltmek ve çözüm bulmasını beklemek savunduğunuz sosyal devletin amacı olan asgari yaşam standartından fazlası değilmidir?
Bir de sosyal devletin amacı olan asgari yaşam standartı kime göre belirlenebilir niteliktedir?İlk başta sorduğum sorular aslında nereye kadar müdahale ya da ne kadar müdahale edilmeli sorularını içeriyordu.

Saygılarımla
Old 30-01-2007, 13:35   #18
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.cLaW,

Sizi ( ve özgür ekin'i ) daha iyi anlayabilmek için durumu tersine çevirmeme izin verin. Sn.çitlenbik'in mesajını gözden geçirelim: Şiddet gören ve sosyal güvencesi olmayan bir kadın var, kendisine şiddet uygulayan bir erkek ile evli.

Bana bu örnek üzerinden neye , niçin müdahale edilmemesi gerektiğini açıklar mısınız?

Bazı seçenekler sunuyorum :

a) Kadın "kişisel seçimi " ile bu adamla evlenmiştir. Şiddet görüyor olsa bile bu şiddetin devamına izin vermesi kişisel bir seçimdir, devlet karışamaz.

b) Kadının şiddet görmesi onun kişisel sorunudur.
Alıntı:
farklı-doğru-yanlış-eksik vs düşünce ve eylemlere determinist-müdahaleci yaklaşmak
doğru olmaz. Çünkü bu,
Alıntı:
özgür irade savaşı verilen bir ortamda bu bir çelişki
doğurur.

c)
Alıntı:
Adam Smith devletin 3 temel fonksiyonu var demişti.1)sağlık.2)eğitim.3)güvenlik(yada savunma)
kadının şiddet görmesi bu fonksiyonlar ile ilgisizdir. bu nedenle müdahale edilemez.

d) Kadının evlilik içinde şiddet görmesi, evlilik birliğine olumsuz bir müdahaledir. Eşler,
Alıntı:
aklı baliğ
insanlardır. Bu tip bir sosyal ilişki bizi de devleti de ilgilendirmez.

e)
Alıntı:
birey tercihleri sonucunda maruz kalınan ve hukuku bilmemeden dolayı kabullenilen yaşam zorlukları
konusunda müdahale edilmemelidir. Ne de olsa teoride hepimiz bu yaşama eşit koşullar altında başladık. Başa gelen çekilmelidir.


f)
Alıntı:
sosyal devletin amacı olan asgari yaşam standartı
kadına yönelik şiddeti kapsamaz.
Alıntı:
'kişisel sorun' temelli bakış açısının
ışığında, şiddetin kişisel bir mesele olduğunun kabulü gerekir.


g) Annemin ya da babamın beni dövmesi benim sorunumdur, kimseyi ilgilendirmez. Ben bu nedenle evden kaçıp iş bulamasam bile devletin benim durumuma müdahale etmesi gereksizdir.Devlet sadece
Alıntı:
1)sağlık.2)eğitim.3)güvenlik(yada savunma)
ile görevlidir.

h) Diğer.
Old 31-01-2007, 08:52   #19
cLaW

 
Varsayılan

h)Diğer:
Devlet çıkarttığı 4230 sayılı yasayla şiddete maruz kalanların güvenliğini sağlamıştır.
Geriye böyle bir yasanın ve hakkın olduğu(olayımızla bağdaştırırsak şiddete maruz kaldıklarında beyimdir yapar modasının geçtiği)hususunda bireylere gerekli eğitimi vermek kalır ki genel anlamda eğittiğiniz her birey olaydaki gibi sosyal güvencesiz olmaz,bakamayacağı kadar çocuk doğurmaz,birgün yalnız kalırsam naparım acabanın hesabını yapar.
Eğitimden sonuç alınamıyorsa,kişi zihin engelli ise devletin sağlık hizmeti veren akıl hastanelerinde yaşamını idame ettirebilir.

Saygılarımla
Old 31-01-2007, 09:28   #20
özgür

 
Varsayılan

(Bilgi amaçlı )Veriler belki işimize yarayabilir.

gültepe de 950 kadının katıldığı bir araştırmaya göre ,kadınların %70 şiddete maruz kalıyor,%7.1 i dayağı hakettiğini düşünüyor.
Katılan kadınların %58 ilkokul mezunu %8.2 okur yazar değil, % 28.7 sosyal güvenceden yoksun

kadınların %7.1 dayak ve şiddeti hakettiğini düsünüyor, %39.7 si şidddete tanık olduğunda eşler arasına girilmemesi gerektiğini düşünüyor

%60.1 kendi hakları ile ilgilenmekten cok iyi bir eş ve iyi bir anne olmakla ilgilenmeleri gerektiğini düşünüyor,%49.9 erkeklerle aynı özgürlüğe sahip olmayı beklememek gerekitiğini , %2.5 i ailedeki kız cocuklarından cok erkek cocukların üniversiteyer gitmesi gerektiğini düşünüyor.%78.2 i bir yere gitmek istediğinde eşinden izin alıyor.

milliyet 31.01.2007
Old 31-01-2007, 10:08   #21
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Arkadaşlar, o halde "standartları" yeterli ( 4320 sayılı yasa gibi) , yaşananları hakedilmiş görüyorsunuz.

Gerekçelerinize ve görüşlerinize yukarıda açıkladığım sebeplerle katılmıyorum. Vereceğim her cevap kendimi tekrarlamaktan ibaret olacak.

Sayglar.
Old 31-01-2007, 11:19   #22
üye8180

 
Varsayılan

Ben soyut ve 'devlet' kavramının tartışılmasına kadar gelen bir soru cevap trafiğine bir noktada katılmak istiyorum. Bir an getirin gözünüzün önünüze. Kadın çocuğu ve koca ile evde. Bir şey oluyor. Ne olduğunun önemi yok. Adam deliriyor. Kadına vurmaya başlıyor. Çocuk henüz küçük ağlamaya başlıyor. Belki de hayatında görebileceği en büyük travmayı yaşamaya başlıyor. Şiddet gittikçe artıyor. Adamın ağzından ölüm tehditleri çıkmaya başlıyor. Mutfaktaki bıçak kullanılmayı bekliyor belki. Kadının hemen oradan kaçması gerekir değil mi. Ortamdan derhal uzaklaşmazsa belki canınıdan olacak ya da küçük çocuğa birşeyler olacak. Evden can havli ile fırladığında o kadın bilmeli ve emin olmalıdır ki ' Benim gidecek bir yerim var. Benim müracaat ettiğimde sonuç alabileceğim, beni çocuğumla birlikte bu cehennemden uzakta konuk edebilecek, bana şiddet uyguladığı için o adamı layıkıyla cezalandırabilecek bir yapılanma var' Nedir o devlettir. Adeta gizli bir el o kadın vatandaşını alacak, şiddet ortamından uzaklaştıracak ona şunu hissettirecektir ' Bu dünyada yapayalnız değilsin. Belki psikopat bir adamla evlendin. Hatta ondan bir çocuk ta doğurdun. Ama bunları yapman o adamın eziyetlerine katlanmanı gerektirmez. Kocanın yaptığı mevzuata göre zaten bir suç. Ve sen benim vatandaşımsan ben senin can güvenliğini sonuna kadar koruyacağım. Hatta bu adamdan boşanman ve böylece onurlu bir hayata kavuşman için adli yollara da paran olmasa dahi gideceksin.' Aslolan yaşamaktır. Devlet budur işte bunun için vardır.
Old 31-01-2007, 13:24   #23
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

Sevgili Işıl Yılmaz'a katılıyorum. Onun yazdıklarından sonra yazılacak herşey spekülasyona girecektir. Saygılar
Old 31-01-2007, 22:32   #24
yargıç isa

 
Kitap ............

syn claw;
sağlığı yerinde, eğitimini almış ve kendini koruyan yasaların mevcut olduğu bir ülkede yaşayan kadın, kocasının içkiye başlamış olmasından ve aile düzeninin bozulmasından yakınıyor. Kadın çalışmıyor. Kadın, evin ve çocukların her türlü hizmetini görüyor. koca, kadına herhangibir şiddet uygulamıyor ama kadına göre kötü huyları var (her akşam erkek arkadaşları ile toplanmalar,sürekli geç saatlere kadar okey vs. oyunlar oynamalar, eve sürekli sarhoş gelmeler...) Şimdi sizin güvenlikten sorumlu devletiniz adama "GİT KARININ YANINA, ŞU SAATTEN SONRA EVDE OLACAKSIN, ARTIK BUKADAR FAZLA İÇMEYECEKSİN, HER AKŞAM ARKADAŞLARINLA BULUŞMAK OLMAZ..." mı diyecek. Bunlar insan haklarına aykırı. Peki bunların yaptırımı ne olacak, güvenliği sağlayan devlette. Tabiki de boşanma olacaktır. Ama kadın eğitimli ve sağlıklı bir işsiz, yani ev hanımı. Kadın neye güvenip de mahkemeye gidip boşanmayı isteyebilsin? Hali hazır da barınacak bir yeri, geçimini sağlayacak bir işi var mıdır? HAKSIZLIĞA UĞRADIĞINI DÜŞÜNEN KADINA " BEN SENİN İÇİN YASA ÇIKARDIM, İSTEDİĞİN TAKTİRDE EVLİLİĞİ BİTİREBİLİRSİN" DEMEK MANTIK İLKELERİNİN NERESİYLE BAĞDAŞIYOR. Ayrılamayacağını bile bile böyle bir yasaların çıkarılması göstermelik olmaktan öteye gidemez. Devlet kadına arkasında olduğunu, gerektiğinde yardım edebileceğini hissettirmelidir. Boşanan kadın , boşanma sonrasında (gerekli şartları taşıdığında) devletten yardım talep edebilmelidir, koruma ve güvence isteyebilmelidir. Devlette bunları sağlamaya yönelik SOSYAL KURUMLAR kurmalıdır. Çünkü aile toplumun en önemli unsurudur, toplumda devletin en önemli unsurudur.

saygılarıma...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Niye "Adam Gibi Adam" Ya Da "Kadın Gibi Kadın" Bulamıyoruz? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 76 04-09-2011 13:30
Kadın ve TCK Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 80 05-02-2009 12:50
kadın erkek eşit mi ?yoksa kadın erkek kanun önünde eşit mi?hangisi? iustinianus Kadın Hakları Çalışma Grubu 30 24-04-2008 14:28
Kadın:-))) Ayfer Gökçen Site Lokali 1 12-04-2008 14:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07996297 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.