Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kesin karar

Yanıt
Old 20-11-2017, 16:02   #1
Nevin ÇİFCİ

 
Varsayılan kesin karar

Kolay gelsin.Bir alacak dosyamizda iki kere islah dilekcesi gondermistik uyaptan yanlislikla ki farkedince hemen dilekce verip ıslah yapmadigimizi, Hmk gereği islah kosullarini acikyarak ve hatta harc yatirmadigimiz icin gecerli degildir diyerek. Bk raporu sonrasi islah yaptik.simdi hakim tam islah var diye dosyayia açtığımız miktar üzerinden karara baglayip kesin karar olarak vermis.
Bu asamadan sonra temyiz edemiyoruz peki ek dava acabilir miyiz? Tek ıslah var dosyada. Yada ne yapmaliyiz?
Old 20-11-2017, 20:41   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Aynı davada iki kez ıslah yapılmazsa da yeni talep hakkında ek dava açılabilir. (Yargıtay 21.HD.13.04.2009 T. 2009/2880,2009/5427,Mahmut Bilgen, Yargıtay HGK Onursal Bşk. Hukuk Yargılamasında Islah,2016, sh:2)

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas Numarası: 2004/9-754
Karar Numarası: 2005/36
Karar Tarihi: 09.02.2005
FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARIN SAKLI TUTULMASI
BİR DAVADA İKİNCİ KEZ ISLAH YAPILMASININ MÜMKÜN OLMAMASI
KISMİ DAVA
EK DAVA

ÖZETİ: Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür. O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır.

Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2.İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 3.03.2004 gün ve 368-77 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. hukuk Dairesinin 5.04.2004 gün ve 7302-7262 sayılı ilamı ile;
(...1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı ilk dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna göre bu alacakların bakiyesi için açtığı ek davaların esasa girilerek incelenmesi ve hüküm altına alınması gerekirken reddedilmesi hatalıdır.
3-Davacı kendisine teklif edilen yeminde tereddütlü beyanlarda bulunmuş, sadece 1998-1999-2000 ve 2001 yıllarına ait izinleri kullanmadığını kesin olarak ifade etmiştir. Böyle olunca sadece bu dört yıla ait izin alacağının hesaplanması ve ödenenlerin bu miktardan mahsubu yapılarak, varsa kalan alacağına karar verilmesi gerekirken tüm süreye göre yapılan hesaba itibar edilip hükmün kurulması doğru değildir...)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, İşçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde hizmet akdi ile çalıştığını, davalının iş akdini haksız olarak feshettiğini ileri sürmüş, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili, ulusal ve dini bayram, genel tatil ücretleri gibi işçilik alacaklarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL.nın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının işçilik alacaklarının tamamının ödendiğini, davanın reddini savunmuştur.

Davacı vekili, 17.07.2001 tarihli, 1.03.2002 tarihli ıslah dilekçeleriyle müddeabihin değerini artırmış, yerel mahkemece ıslah dilekçeleri dikkate alınarak ihbar ve kıdem tazminatı istekleri yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm Özel Dairece, HUMK.nun 83. maddesi uyarınca davada bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği ikinci ıslaha konu taleple ilgili olarak davanın kabul edilmesinin hatalı olduğu, ıslahla istenen ihbar tazminatı miktarına da ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden söz edilerek birinci kez bozulmuş;mahkemece bozmaya uyulmuş; davacı vekilinin 16.01.2003 ve 28.05.2003 tarihinde açtığı ek davalar görülmekte olan dava ile birleştirilmek suretiyle 17.07.2001 tarihli birinci ıslah dilekçesindeki taleplerle sınırlı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Özel Dairece hüküm, yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuştur.

Uyuşmazlık, ıslah (değer artma) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler (örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır.

Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz.

Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür.

O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 9.02.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kesin Karar Av.09 Meslektaşların Soruları 3 24-12-2014 10:39
Kesin Karar İtiraz gonulece Meslektaşların Soruları 0 05-04-2012 11:42
kesin karar üzerine ek Av.Şevval Meslektaşların Soruları 1 10-11-2011 17:15
Kesin karar avercan38 Meslektaşların Soruları 1 30-09-2009 17:46
kesin hüküme rağmen açılan dava ve kesin yanlış karar.. bir çözüm olmalı.. SINIRSIZ Meslektaşların Soruları 8 18-05-2009 20:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02857208 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.