Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Olumsuz Saptama- Sebepsiz Zenginleşme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-06-2002, 13:21   #1
m.cenik

 
Varsayılan Olumsuz Saptama- Sebepsiz Zenginleşme

Soru;

Bilindiği üzere bedelsizliğe dayalı menfi tespit (Senet İptali) davalarında senede karşı senetle ispat kuralı gereği davalı tarafın açık kabulü olmadan tanık deliline başvurulamaz.
Bu durumda temel ilişkiden kaynaklanan itiraz nedenleri (örn. bono bir işin yapılması için verilmiştir ancak iş yapılmamış, üstelik bonolar da takibe konulmuştur) çoğu kez ispat edilememekte ve dava reddedilmekte bu şekilde senet borçlusu aslında borçlu olmadığı bir bedeli ödemek zorunda kalmaktadır.
Bu adaletsiz bir sonuçtur. Mahkemelerin görevi ise adalet dağıtmak değil midir.
Yukarda açıklanan şekilde sebepsiz ve haksız kazanç elde eden kişi aleyhine (menfi tespit davası reddedildikten sonra) sebepsiz zenginleşme davası açıldığını düşünelim. Bu davada da aynı şekilde tanık dinletme yasağı sözkonusu olacakmıdır. Dava ne tür deliller ile ispat edilebilir.

saygılarımla.
Old 28-06-2002, 15:24   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba,

Açtığınız menfi tespit davası olayınızdaki kapsamda reddedildikten sonra, bahsedilen bono kapsamıyla borçlu-davacı için borç maddi anlamda kesin hükme bağlanmış olur. Bu itibarla açacağınız sebepsiz zenginleşme davasının bir anlamı olacağını sanmıyorum.

Ayrıca, sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava açılsa bile tanık dinletme imkanınız rıza dışında mümkün değildir. Belki taraflardan birisi tacir olsaydı TK.82-86 hükümleri dairesinde Ticari defterlerle ispat kolaylığından yararlanabilirdiniz.. Fakat, taraflar tacir değil ise, senet metni ile borcun aksini ispat etmeniz bildiğiniz gibi senede senet kuralına takılacaktır.

Selamlar..
Old 28-06-2002, 21:40   #3
seyyah

 
Varsayılan

merhaba,
üstelik açacağınız sebepsiz zenginleşme davasında daha önce açıp kaybettiğiniz menfi tesbit davası kesin hüküm oluşturacak, herhangi bir delil incelenmeksizin reddedilecektir.
Old 29-06-2002, 14:20   #4
m.cenik

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım.
Konuya ilgi gösterip görüşlerinizi aktardığınız için öncelikle teşekkür ederim.

Önceden bahsettiğim konunun açılımı şu şekilde.

Senet borçlusu (B) sözleşme konusu istisna aktinden (bir binanın aliminyum doğrama işi) kaynaklanan iş yapılmadığı için senet bedellerini ödemiyor. Ortada yazılı bir sözleşme yok.
Alacaklı (A) "ben zaten senden alacağım para ile üretici firma olan (C) den malzeme alıp o malzeme ile işini yapacaktım. Senetlerini de senin işinde kullanacağım malzemelere karşılık C'ye verdim. Duyduğuma göre malzemeler sipariş doğrultusunda hazırlanmış. Ben zaten montaj işini yapacaktım. Benim yapacağım işi C ile görüşüp doğrudan ona da yaptırabilirsin." der.
B bunun üzerine C ile iş konusunda görüşüp işi yaptırır ve bedellerini de C'ye öder. Bu konuda ödeme belgelerini alır.
Ancak sonradan anlaşılır ki senetler halen A nın elindedir ve daha sonradan A tarafından kötüniyetle icraya konulur.
A bu durumda hiçbir iş yapmadığı için elinde bulunan bonolar nedeni ile sebepsiz zenginleşmiştir.
Burada asıl soru şu; B tarafından akit konusu iş nedeni ile C'ye yapılan ödemeler bir yerde A'nın C'ye olan borcuna karşılık ödenmiştir. Dolayısı ile B, A'nın borcunu ödemekle A'da bulunan senetlere karşılık C'dan aldığı ödeme belgesi ile takas-mahsup def'inde bulunabilir mi? Benim inancım BK 109 m. de olaya uygulanırsa böyle bir hakkının bulunduğu yönünde. Aynı şekilde bu durumda vekaletsiz iş görme durumdan da bahsedilebileceğini düşünüyorum.
Bu ilişki nedeni ile A'ya karşı açılan Menfi Tespit davasında senetlerin bedelsizliği ve temel borç ilişkisinin ispatı açısından A ile C arasındaki hukuki ilişkiye, bu şahısların ticari defterlerine ve ayrıca C'nin tanıklığına dayanabilir mi?
Yani kısaca, iş ispat araçlarında düğümlenmekte.

Saygılar.
Old 29-06-2002, 19:27   #5
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan senet

Kıymetli evrakın asli unsurlarından biri asıl borç ilişkisinden ayrıklık olduğuna göre kanımca işi yapan C ya yapılan ödemelerin k.evrak borcu açısından takas defi olarak ileri sürülmesi ilk etapta imkansizdır.
Olayda alacağın devri ile ilgili bir durum varsa bunun yazılı bir belgeyle ispatlanması gereklidir.Şayet ispatlanırsa borcun ödenmesiyle alacaklıya defide bulunulabilir.


borç karşılığı verilen senetlerin geri alınmaması maalesef böyle sorunlara neden olmaktadır.
Old 01-07-2002, 10:27   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın mcenik,

İlk sorunuz ile son sorularınız tamamen farklı niteliktedir.

Menfi tespit davası için soruyorsanız,
Genel açıklamalar:

1- Olayınızda, borç konusu hak Bono' ya dayalıdır. O halde bono lehdarına (borçlu ve lehdar dışında başka ciranta olmadığını farz ediyoruz, zira bir açıklamanız yok) bono kapsamında bir borcunuzun olmadığını ispatlamak zorundasınız. HUMK. ispat kuralları bellidir. Senet e senet kuralı bilginiz dahilindedir.

2- HUMK.303. maddenin atfı ile TK:82-86 hükümleri de senete senet kuralı aranan olayınızdaki gibi hallerde Ticari defterlerin delil gücünü belirlemektedir. O halde taraflar şirket ise yahut defter tutmakla yükümlü bir tacir ise; TK 82-86. maddelere göre ticari dfterlerin aleyhe delil olması veyahut emin iseniz delilin karşı taraf defterlerine hasredilmesi ile ispatlamanız mümkündür.

Olayda teslim edilmesi gereken malların teslim edilmediğinden bahsediyorsunuz ki bono' da bedeli malen alınmıştır kaydının da yer alması gerekli olacaktır. Bu durumda, eğer ticari defter tutmakla yükümlü tacir varsa malı teslim ettiğini hem ticari defterlerindeki mal çıkış kaydı ile hem de sevk irsaliyesi ile ispatla yükümlü olur. Senet te nakden yazılı olup da siz mal için verilmiştir diyorsanız işiniz daha da zorlaşacak bu defa deftere dayanma şansınız da tükenecektir. Çünkü bu durumda senetden anlaşılan hususun dışında bir iddiada bulunmuş olursunuz..

Takas ve mahsubun olayla bir ilgisinin olmadığını düşünüyorum..

3. Şahıs sıfatıyla ticari defterlerin ispat anlamında mahkeme tarafından incelenmesi HUMK kuraları ile bellidir ancak ibraz edilmememsi halinde yaptırımı yoktur..

BK.109. madde açıktır. Kanuni halefiyet için 1. ve 2. fıkradaki şartların olayda mevcut olması gerekir ki sizin olayda o şartların da oluşup oluşmadı belli değildir. Anlaşıldığı kadar da bu şartlar yoktur.

Sorduğunuz soru çok kapsamlı, forumda yazılacak kadar dar çerçeveli bir olay değil. Size tavsiyem İİK.72. madde ile TK.76-86. maddeler, HUMK.303, ve diğer tüm ispat hükümlerini okumanızdır.

Selam ve saygılarımla..
Old 10-06-2004, 12:43   #7
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Merhabalar,

Taraflar aralarında hizmet ilişkisinden doğan borcun kapatılması hususunda anlaşmaya varıyorlar, yalnız nakit çıkmama ihtimali üzerinde durularak açık bir bono düzenleniyor.Bono lehtara verilmeden borçlunun çekmecesinden lehtarca çalınıyor, savcılık konuda takipsizlik kararı veriyor.iki hafta sonra bonoya dayanılarak icra takibi yapılıyor.Önemli noktalar:

-bono anlaşmaya aykırı olarak dolduruluyor.Yalnız bedel rakamla 90 milyon yazıyla ise 9 milyar yazılı.
-keşideci asıl borç olan 1.5 milyarı lehtara verilmesi için onun bir tanıdığına verdiğini ve borcun itfa edldiğini iddia ediyor.
-icra takibi yetkisiz dairede açılmış, itmde borca ve yetkiye itiraz edilmiş.
-takipsizlik kararına itiraz edilmiş, sonucu bekleniyor.

Bu aşamada ne önerirsiniz?Bildiğim kadarıyla keşideci zıyadan dolayı senet iptali davası açamıyor.
Old 24-06-2004, 09:20   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: jus_


Taraflar aralarında hizmet ilişkisinden doğan borcun kapatılması hususunda anlaşmaya varıyorlar, yalnız nakit çıkmama ihtimali üzerinde durularak açık bir bono düzenleniyor.


Sayin Jus,

Taraflar arasinda yapilan borç kapama anlasmasi yazili degilse isiniz çok zor.

Bahsettiginiz hizmet iliskisi, isci-isveren iliskisi mi? Yoksa, bagimsiz olarak verilen bir hizmete iliskin mi? Avukatlik hizmeti, mimarlik hizmeti vs.gibi...mi?

Anlatimdan çikan husus sanki isci-isveren iliskisi gibi..

Bilindigi gibi, bonolarda yazi ile rakam arasinda tutar bakimindan fark varsa yazi gecerlidir.

Bu anlamda da sikinti vardir.

Sizin çalinma olayina iliskin sikayetinizin takipsizlikle sonuclanmasi da ayri bir olumsuz durum.

Bonolarin aksini yazili bir anlasma ile ancak ispatlayabilecegimiz düsünüldügünde, muhatabin ticari defter tutmakla yükümlü sahis olmamasi durumunda davayi kazanma sansinizin olmadigini düsünüyorum.

Ancak hizmet iliskisi, isci-isveren iliskisi disinda ise, fatura ve verilen hizmetin teslim edilip edilmemesi, deftere kayit edilip, maliyeye beyan edilip edilmemesi önem arz edecektir.

Biraz ayrinti verebilirseniz belki daha kolay sonuca gidebiliriz.
Old 24-06-2004, 13:29   #9
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Tikici,

Olay tahmin ettiğiniz gibi işçi-işveren ilişkisi.Bonoyu çalan ve anlaşmaya aykırı olarak dolduran işçi.Yalnız sadece bedel hanesini ve tanzim tarihini dolduruyor, zaten bunda da daha önce bahsedildiği gibi rakamlar arasında çelişki var.
Savcılığın kararına itiraz edildi henüz sonuç bekleniyor.Büyük ihtimalle itmdeki itiraz davasında yetkisizliğe karar verilecek.Biz bu aşamada yetkili hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açarsak nasıl bir yararı olabilir?(Tedbir kararı dışında)

İddiamızı işçi-işveren ilişkisi çerçevesinde nasıl ispatlayabiliriz?Ticari defterlerin lehe uygulanmasının sözkonusu olması için karşılıklı tacir olmak gerekiyor.Hamilin bonoyu anlaşmaya aykırı olarak doldurduğu iddiasına temel alınabilecek başka ne gibi hususlar olabilir?
Old 24-06-2004, 13:48   #10
OKoseoglu

 
Varsayılan

Olaya biraz Ceza Hukuku perspektifinden bakmak isterim. Bütün unsurları tamam ve yalnız meblağ kısmı boş bırakılan senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delille ispatlanması gerektiği , ceza mahkemesinin tanık vs delillere itibar edemeyeceği konusunda şu anda tarihini hatırlayamayacağım bir CGK kararı vardı. Kanımca bonoya düzenleme tarihinin konulması farklı sonuçlar doğurmalıdır. Düzenleme tarihi olmayan ve o haliyle teslim edilen senet adi belge hükmündedir. Düzenleme tarihinin sonradan eklenmesi ile bence evrakta sahtekarlık suçu işlenmiş olur ve burada artık yazılı delil şartı aranmamalıdır.
Old 25-06-2004, 08:10   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: jus_
Sayın Tikici,

Olay tahmin ettiğiniz gibi işçi-işveren ilişkisi.Bonoyu çalan ve anlaşmaya aykırı olarak dolduran işçi.Yalnız sadece bedel hanesini ve tanzim tarihini dolduruyor, zaten bunda da daha önce bahsedildiği gibi rakamlar arasında çelişki var.
Savcılığın kararına itiraz edildi henüz sonuç bekleniyor.Büyük ihtimalle itmdeki itiraz davasında yetkisizliğe karar verilecek.Biz bu aşamada yetkili hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açarsak nasıl bir yararı olabilir?(Tedbir kararı dışında)

İddiamızı işçi-işveren ilişkisi çerçevesinde nasıl ispatlayabiliriz?Ticari defterlerin lehe uygulanmasının sözkonusu olması için karşılıklı tacir olmak gerekiyor.Hamilin bonoyu anlaşmaya aykırı olarak doldurduğu iddiasına temel alınabilecek başka ne gibi hususlar olabilir?


Sayin jus,

Sizi karamsarliga itmek istemem ancak görünen su ki; Menfi Tespit davasi acsaniz da kazanamazsiniz.

Belki Yetki itiraziniz bir süre sizi rahatlatabilir fakat bilindigi gibi bu gecici bir rahatliktir.

Sunlara dikkat etmelisiniz:

1- Bono ne karsiligi verilmis.. mal para hizmet...?
2- Bono tanzim borclusu sirket mi? Sirket ise, bono karsiliginda bir para alinmissa kasaya para girisi, mal alinmissa stoka(envantere) mal girisi gerekir...
3- Eger bonoda mal alinmistir yazili ise, malin teslim edilmedigi ileri sürülebilir...

Ancak cok zor isiniz..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Miras ve Sebepsiz Zenginleşme Durumu Av.Özcan Hukuk Sohbetleri 1 06-04-2012 09:37
sebepsiz zenginleşme avslh Meslektaşların Soruları 9 04-02-2008 13:33
harici satışta sebepsiz zenginleşme sanatoryum Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 4 21-05-2007 22:13
sebepsiz zenginleşme hakkında herşey Almıla Meslektaşların Soruları 1 11-09-2006 15:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04432797 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.