Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Avukata Tehdİt

Yanıt
Old 18-11-2010, 00:27   #1
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan Avukata Tehdİt

Sayın meslektaşlarım. 9 yıl sonra başıma bu da geldi..
Bugün başıma şöyle bir olay geldi: Mülkiyeti müvekkilelere ait bir arsa var. O arsada işgalciler var. kaymakamlığa gittik, gerekli kararı aldık. Ama adamlar hermen arsaya tekrar giriyor ve su taşıma işi yapıyorlar. Ben, "lanet olsun bunlarla uğraşılmaz" dedilkçe adamlar daha da saldırmaya ve arsa üzerinde hak iddia etmeye başladılar. Bugün gsm hattıma gelen bir telefon görüşmesi şu şekilideydi:
--- "Alo, avukat bey bayramın kutlu olsun..Ben,......"
--- "Sağolun sizin de. Buyurun."
--- "Bu arsayla ilgili görüşmek istiyorum seninle..yazıhaneme bir gel.."
--- "Telefonda söyleyin lütfen ne diyecekseniz.."
--- "Yok olmaz yüzyüze."
--- "Kardeşim bakın bu kaçıncı arayışınız, o arsadan bir beklentiniz olmasın..."
--- "Sen diyorsun be..Senin veya müvekkillerinin o arsada ne kadar hakkı varsa benim de o kadar var. Bu arsayı başkasına satacak adamın alnını karışlarım..O arsa benim hakkım....."
--- "Tehdit etme.."
--- "Seni BİR DAHA BU ARSANIN YAKINLARINDA GÖRMEYEYİM..HADİ KAPIYORUM.."
Not: Bu tehdit eden yaratıklar, söz konusu arsayı halen kullanmnaktalar; hatta bizzat müvekkillerin evlerini de basmışlar. Zorla tapuda adlarına devir istiyorlar.
Sayın meslektaşlarım,
1. Ben bununla ilgili savcılığa şikayet dilekçesi verip ardından da İstanbul Barosu avukat hakları merkezini aramayı düşünüyorum. Yoksa önce mi baroya başvurmalıyım?
2. Tehdit edenin gsm'i turkcell. Benim gsm'im vodafone. Şimdi savcılık bu durumda bu görüşme kayıtlarını istetirse (ki başka da delilim yok) gelir mi? kayıt altında mıdır? Ben açıkça bu olaydan dolayı can güvenliğimi sorgulamaya başladım. Değerli yardımlarınız için teşekkür ederim.
Old 18-11-2010, 04:02   #2
oguzhand0

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım şahsi kanaatim; şikayetçi olmanız durumunda delil yetersizliğinden takipsizlik kararı çıkacaktır ve görüşme kayıtları derken ne kastettiniz anlayamadım. Konuşmaların içeriği ise bu mümkün değil. Ha kimler ile görüştüğünüz ise; eve bu kayıtlara ulaşılabilir hatta 5321111xxx şeklindeki görüşme kaydınıza operator ile görüştüğünüzde siz dahi ulaşabilirsiniz. Bunu delil olarak da kullanabilirsiniz. Savcı ile görüşerek de ilgili gsm operatöründen hangi numaranın aradığını talep ettirebilirsiniz.

Tavsiyem; sessiz kalmayın. Bahsettiğim görüşme kaydını alın ve savcılığa suç duyurusunda bulunun. Savcı da o operatore muzekkere yazarak o kayıtları talep etsin ve dilekçenizde belirttiğiniz şüpheli de ayrı bir kişi ise hat sahibi de ifadeye çağrılsın...

Belki bir şey çıkar...

Saygılarımla
Old 18-11-2010, 05:26   #3
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

Öncelikle geçmiş olsun meslektaşım.
Savcılığa başvururken görüşme saatini ve telefon numaralarını vererek öncelikle kayıtları talep edebilirsiniz,kaldı ki olayı anlattığınız üzere delil olarak müvekkillerinize yapılan haksız saldırılardan da bahsederek olayın ciddiyetini ortaya koyabilirsiniz.
Baroya savcılığa suç duyurusunda bulunduktan sonra durumu açıklayan bir dilekçe ile başvurduğunuz takdirde daha etkili olacağını düşünüyorum.
kaldı ki yaşadığınız olayda görüşme kayıtları dışında başka bir delil de olmayacaktır.Bu arada bu zaman zarfında aynı olayı bir kez daha yaşarsınız yanınızda birisi varsa ona da bu görüşmeyi dinletip ,yargılama aşamasında tanık olarak gösterebilirsiniz.
Son olarak meslektaşım lütfen suç duyurusunda bulunun, hem bunun tekrarını önlersiniz hemde işinizi daha huzurlu yapabilirsiniz.
Old 18-11-2010, 05:37   #4
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

avsevil isimli meslektaşımın 31.03.2010 tarihinde paylaştığı olayın size örnek olmasını dilerim:

avsevil:'Şu an sahiden mutluyum.Aylar önce bu forumda büyük bir üzüntü ile dile getirdiğim tehdit olayı ile alakalı vakayı yargıya aksettirişim bugün itibariyle neticelenmiştir.Sayın savcının telefonda zatıma işlenmiş olan ve ikimizden başka şahiti olamayan olaya şüphe etmeden ve ben avukatlarımıza güvenirim ilkesiyle yaklaşması neticesinde TAKİPSİZLİK kararı vermeyi bırakın jet hızıyla açtığı dava; bugün ilk celsesinde nihayete ermiştir.Hakim ilk celsede yok delildi yok tanıktı yok şuydu buydu gibi Yargıtay kısmını kafasında atıp tutmayarak adilane karar vermiştir.

KARAR:Sanığın 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sanığa ait sabıka kaydına rastlanmadığından verilen hapis cezasının ertelenmesine karar vermiştir.'
Old 18-11-2010, 15:02   #5
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan Teşekkür ederim değerli meslektaşlarım

Aslında söz konusu arsaya yapılan tecavüzle ilgili 21.04.2009 tarihinde alınmış kaymakamlık kararı da var ve o kararda beni arayan bu kişinin arsaya haksız tecavüz ettiği de tespit edildi. Ama adam fütursuzca arsaya gene girdi ve su satım işi yapıyor. Müvekkielerimin hepsi kadın ve korktukları için ses çıkarmadılar. Ancak bu adam(??) bu kez de açıkça beni hedef almış durumda. Ve bu beni ilk araması değil!!! Sürekli arayıp, "gel yüz yüze görüşecez...geleceksin.." vs... Ama artık ne gerekiyorsa yapacağım. fakat bir meslektaşımın: "Takipsizlik kararı çıkar" sözü de kafamı karıştırmadı değil!
Old 18-11-2010, 17:43   #6
av.cemil

 
Varsayılan

Sevgili Meslektaşım;Kaymakamlık kararı ile çıkartılan kişi tekrar aynı yere girerse bunun ayrı ve ağır bir cezası var diye biliyorum.Birde bu açıdan olayı değerlendirip bunun da şikayetini yapın bence....
Old 18-11-2010, 23:44   #7
Av. Yavuz Şahin

 
Varsayılan

Sayın Huber, öncelikle geçmiş olsun. İnşallah size bu densizliği yapan layığını bulur.

Size tavsiyem bu mübasebetsizi arayıp konu hakkında konuşun, eminim yine tehditlerini savuracaktır. Bu defa konuşulanları hem kaydedin hemde bir meslektaşınıza dinletin. Hem ses kaydı hem de tanık delili olduğu zaman savcı takipsizlik kararı veremeyecektir.

İnşallah olumlu netice alırsınız.
Old 19-11-2010, 00:33   #8
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan Ne kadar da yalnız ve savunmasız bir meslek grubuymuşuz

Müvekkil hesap sorar; vatandaş, "avukat bu malı götürüyordur" veya "ne biçim avukat bir arabası bile yok" (sanki avukatlık, tüccarlıkmış gibi) karşı taraf pervasızca hakaret eder, tehdit eder.Ve maalesef bizler de halen daha "acaba savcı takipsizlik verir mi? Vermemesi için amanın şunu şunu da yapalım.." diyebiliyoruz. Eğer aynı olay (hiç istemememe rağmen) yine bir meslektaşımız olan bir savcının başına gelse eminim daha dilekçe verilir verilmez dosya asli mahkemesine intikal ettirilecektir. Oysa bizler, hakimi, savcısı, avukatı, hepimiz aynı hukuk fakültelerinden mezun olmuyor muyuz? Okul yıllarında aynı öğrencilik anılarını paylaşmıyor muyuz? Şimdi soruyorum: "Bizlerin de birer hukuk insanı olarak hiç mi yargı organları tarafından gözetilme hakkımız yok! Bir avukat neden durup dururken savcılığa "tehdit edildiği için" başvursun. Keşke yukarıda Sayın meslektaşımın anlattığı olaydaki savcı ve mahkeme her yerde olabilse! Bu anlattıklarımla avukatların haksız kazanç elde edebilmesini/gayri ahlaki ya da hukuk dışı yollara girmesi durumunda kayırılması gerektiğinden elbette bahsetmiyorum. Ancak bir hukuk insanının en azından "ölümle tehdit" gibi bir olumsuz durumla karşı karşıya kalmasında bırakın da yargı mercileri meslektaşlarının beyanlarına itibar etsinler.
Anladığım kadarıyla telefon görüşme kayıtlarının istenmesi zor görünüyor. Ve ben anlamıyorum. Neden bu yaratıkla tekrar muhatap olup da onu yine arayarak sanki yem atıp tuzağa düşüren avcı konumunda olayım?
Esasen bu telefon görüşmesi sırasında evde yengem vardı ve hoperloru da açmıştım ve o da duyup ürktü. Bilmiyorum onun tanıklığı ne kadar itibar görür?
Ve bir kez daha anladım: Gerek yargı mercileri ve gerekse toplum gözünde ne kadar da yalnız ve savunmasız bir meslek örgütüymüşüz! Öyle ki daha arzuhalcilerin yalan yanlış dilekçelerine verilen itibar ve emek karşılığı, bu işin (sözde) gerçek hak sahipleri olan avukatlara verilmiyor?
Dilekçemi hazırladım. Artık bundan sonra baroya başvurmaktan ve savcılığa ihbardan başka yapacak bir şery yok.. ve tabii savcının insafına sığınmaktan.
Her bir meslektaşıma değerli katkılarından dolayı tekrar teşekkür ediyorum.
Old 19-11-2010, 00:38   #9
advocate_demos

 
Varsayılan

3091 sayılı yasay göre fuzuli işgalden bahisle kaymakamlığa da başvurulabilir. Bilgilerinize...
Old 19-11-2010, 09:26   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Ortaya korkunç bir konu çıktı:
Zorbalardan mı korkuyoruz? Yoksa hukuktan mı korkuyoruz?

Sorulan olayda en kötüsü söz konusu:
Hem zorbalardan hem de hukuktan korkuyoruz.

Hukuktan korkmamızın iki ayrı nedeni var:
1- Hukukun ceza vermeyecek olması
2- Cezanın işe yaramaz olması

1-Hukuk, sanığa haksızlık etmeme kaygısıyla, mağdura haksızlık etmeye eğilimli. Bu eğilim zayıf kanıta dayanan davalarda daha da artıyor. Suçun cezasız kalması hukukun değil, mağdurun ciğerini yakıyor.

2-Kanun’da korkutma eylemine ceza verileceği yazılıdır. Ama zorbalar cezadan korkmuyor. Cezanın caydırıcılığı olmayınca hukuk haklıyı koruyamıyor. Hukuk zorbalara karşı işe yaramıyor. Zorbalar cezaya göre örgütlenmiş. Her ceza verildiğinde biri hapse giriyor, diğeri çıkıyor. Kaybedecek bir şeyi olmayanlar toplumda güçlü hale geliyor.

Ortaya korkunç bir sonuç çıktı:
Hukukun caydırıcılığı tutuklama veya daha ağır cezalarla sağlanamıyor.

Ortaya korkunç bir soru çıktı:
Yoksa hukuk yok mu?
Old 20-11-2010, 02:21   #12
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

Ne yazık ki defalarca dönüp dönüp okudum..
Bir müvekkiliniz geldiğinde, telefonla tehdit edildiğini söylediğinde ne yapardınız? Delil yok ,sen şimdi git bir kere daha ara hatta yanımda ara bende tanık olurum bu delil olur savcılığa suç duyurusunda bulunuruz böylece takipsizlik de verilmez mi derdiniz??
Yapmayın meslektaşım konuyu nerelere getirmişsiniz aynı şey savcı ya da bir hakimin başına gelse ne olur du? Hemen dava açılır dı evet neden biliyomusunuz eminim ki bir bu olay bir savcı ya da hakimn başına gelse acaba takipsizlik kararı verilir mi diye düşünmeden yargıya sığınırdı.Evet neden biliyomusunuz bir takipsizlik kararı verilse bile bu karara itiraz edebileceğini düşünürdü.Ve yine evet neden başına kötü bir olay geldiğinde bu şahısla ilgili suç duyurusunun olduğu ancak delil yetersizliği nedeniyle takipsizlik kararı verildiğini dolayısıyla bu şahsın şüpheli olabileceğini beyan ederdi.
Biz bu ayrımı, hakim savcı avukat üçlüsü arasında ki ayrımı nasıl yapabilriz ki.Bu yaptığımız ayrım ne amaçla olursa olsun mesleğimize hakaret olmaz mı!
Son olarak suç duyurusunda bulunurken (umarım bulunursunuz) savcı avukat kimliğinizden dolayı güvenilirliğinizi bir kat daha göz önünde bulundurursa ve delil elde edilip dava açılırsa lütfen haberdar edin.
Old 23-11-2010, 02:51   #13
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan ..

Alıntı:
Yazan Av. Tuğba Karaca
Ne yazık ki defalarca dönüp dönüp okudum..
Bir müvekkiliniz geldiğinde, telefonla tehdit edildiğini söylediğinde ne yapardınız? Delil yok ,sen şimdi git bir kere daha ara hatta yanımda ara bende tanık olurum bu delil olur savcılığa suç duyurusunda bulunuruz böylece takipsizlik de verilmez mi derdiniz??
Yapmayın meslektaşım konuyu nerelere getirmişsiniz aynı şey savcı ya da bir hakimin başına gelse ne olur du? Hemen dava açılır dı evet neden biliyomusunuz eminim ki bir bu olay bir savcı ya da hakimn başına gelse acaba takipsizlik kararı verilir mi diye düşünmeden yargıya sığınırdı.Evet neden biliyomusunuz bir takipsizlik kararı verilse bile bu karara itiraz edebileceğini düşünürdü.Ve yine evet neden başına kötü bir olay geldiğinde bu şahısla ilgili suç duyurusunun olduğu ancak delil yetersizliği nedeniyle takipsizlik kararı verildiğini dolayısıyla bu şahsın şüpheli olabileceğini beyan ederdi.
Biz bu ayrımı, hakim savcı avukat üçlüsü arasında ki ayrımı nasıl yapabilriz ki.Bu yaptığımız ayrım ne amaçla olursa olsun mesleğimize hakaret olmaz mı!
Son olarak suç duyurusunda bulunurken (umarım bulunursunuz) savcı avukat kimliğinizden dolayı güvenilirliğinizi bir kat daha göz önünde bulundurursa ve delil elde edilip dava açılırsa lütfen haberdar edin.

Bugün itibariyle suç duyurusunda bulundum. Savcı, telefon kayıtları konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Ama ben yengemin de aranma esnasında (hoperloru açmam suretiyle) dinlediğini söyleyince biraz daha sıcak baktı. Ardından savcı: "Avukat Bey, isterseniz soruşturma evrakını elden alın ki uzamasın" dedi ve ben de aynı gün hemen emniyete gidip ifademi verdim; hatta yengem de tanık olarak ifadesini verdi. Şimdi o mahlukat da (sanırım bugünlerde) verecek bakalım. Ama polis, sadece çağrı kağıdı bırakırsa oracıkta yırtacağından da eminim. İfadeyi alan polis, bu şahsın, daha önce de silah bulundurmaktan emniyete yine geldiğini söyledi. Ama adli sicili var mı yok mu bilemiyorum. Bugün İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi'ne de yazılı olarak başvurdum. Artık beklemedeyim.
Old 23-11-2010, 08:20   #14
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Eugen Huber
Artık beklemedeyim.
Beklerken de yapılacaklar olmalı: Sizin telefonunuz dinlemeye alınsa da tehdit suçu yinelenirse kanıtlansa. Özellikle şüphelinin telefonları dinlemeye alınsa da ne yapacağı hakkında önceden bilgi alınsa. Hatta sizin eviniz ve işyeriniz korumaya alınsa, şüpheli takibe alınsa.

Önlem alınmazsa suçun önü alınmaz. Halbuki polisin görevi suçun önünü almaktır:

POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU
MADDE 2 - Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır.
A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmıyan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak,
B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak

Önleme Araması
MADDE 9- Polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hakiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kağıtlarını ve eşyasını arar; alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar.

Adli Görev ve Yetkiler
EK MADDE 6- ….
Edinilen bilgi veya alınan ihbar veya şikayet üzerine veya kendiliğinden bir suçla karşılaşan polis, olay yerinde kişilerin ve toplumun sağlığına, vücut bütünlüğüne veya malvarlığına zarar gelmemesi ve suçun delillerinin kaybolmaması ya da bozulmaması için derhal gerekli tedbirleri alır.
Old 23-11-2010, 08:25   #15
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Eugen Huber
Bugün itibariyle suç duyurusunda bulundum. Savcı, telefon kayıtları konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Ama ben yengemin de aranma esnasında (hoperloru açmam suretiyle) dinlediğini söyleyince biraz daha sıcak baktı. Ardından savcı: "Avukat Bey, isterseniz soruşturma evrakını elden alın ki uzamasın" dedi ve ben de aynı gün hemen emniyete gidip ifademi verdim; hatta yengem de tanık olarak ifadesini verdi. Şimdi o mahlukat da (sanırım bugünlerde) verecek bakalım. Ama polis, sadece çağrı kağıdı bırakırsa oracıkta yırtacağından da eminim. İfadeyi alan polis, bu şahsın, daha önce de silah bulundurmaktan emniyete yine geldiğini söyledi. Ama adli sicili var mı yok mu bilemiyorum. Bugün İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi'ne de yazılı olarak başvurdum. Artık beklemedeyim.

Yıllar önce, oğlu hakkında dava açtığımız bir Muvazzaf Subay; bana telefon açarak telefonda "beni değil ama müvekkilimi tehdit etmişti." Bu durum üzerine ben hemen Savcılığa suç duyurusunda bulundum ve olayı aynen aktardım. Telefon konuşması, büro telefonumun araması neticesinde gerçekleşmişti. Konuşma içeriğine vakıf olan sadece ben vardım.

Savcılık, Avukat olarak benim beyanıma itibar etmiş, o kişi hakkında hemen iddianame düzenlemişti. Bu, olması gereken asil davranışı, hiç bir zaman unutmayacağım.

Bu olayda da Savcılığın, şüpheli hakkında dava açacağından hiç kuşkum yok. Bu tür insanlara gereken cezalar derhal verilmedikçe, ülke düzlüğe çıkamaz.
Old 23-11-2010, 08:34   #16
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Beklerken de yapılacaklar olmalı: Sizin telefonunuz dinlemeye alınsa da tehdit suçu yinelenirse kanıtlansa. Özellikle şüphelinin telefonları dinlemeye alınsa da ne yapacağı hakkında önceden bilgi alınsa. Hatta sizin eviniz ve işyeriniz korumaya alınsa, şüpheli takibe alınsa.

Önlem alınmazsa suçun önü alınmaz. Halbuki polisin görevi suçun önünü almaktır:

POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU
MADDE 2 - Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır.
A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmıyan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak,
B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak

Önleme Araması
MADDE 9- Polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hakiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kağıtlarını ve eşyasını arar; alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar.

Adli Görev ve Yetkiler
EK MADDE 6- ….
Edinilen bilgi veya alınan ihbar veya şikayet üzerine veya kendiliğinden bir suçla karşılaşan polis, olay yerinde kişilerin ve toplumun sağlığına, vücut bütünlüğüne veya malvarlığına zarar gelmemesi ve suçun delillerinin kaybolmaması ya da bozulmaması için derhal gerekli tedbirleri alır.

Değerli görüşlerinize aynen katılıyorum.

Polis, sadece basının veyahut Siyasi otoritenin yakından takip ettiği olaylar için önlem almakla yetinmemeli, sade bir vatandaşın en küçük bir yakınmasında da aynı özenle önlem almalıdır. Bu uğurda yapılacak zorunlu masraflardan asla kaçınılmamalı, yeterli ödenek ayrılmalıdır.

Ülkemiz, bu tür önlemleri rahatlıkla alabilecek ölçüde güçlüdür.

Özellikle tehdit, şantaj ve benzeri şikayetler çok ciddiye alınmalı, muhtemel olaylar başlamadan önlenmelidir.

Hayatın içinde bilmediğimiz, duymadığımız yüzlerce istismarlar var. Bazı kendini bilmezler, sessiz, sakin işinde gücünde olan kişileri kaba güçle sindirip, her türlü rezilliği yapmaktadır. Vatandaşa, şikayetinin gereğinin derhal yapılacağına dair güven verilmedikçe, hiç bir alanda ilerleyemez, hiç bir şekilde medeni devletler seviyesine ulaşamayız.
Old 23-11-2010, 11:18   #17
AV.SEDAT

 
Varsayılan

Bu ülkedeki kör topal demokrasiyi bir tarafa bırakırsanız belki de en büyük problem bu küçük-büyük mafyalaşma hali... O kadar ciddi bir konu ki bununla hukuk içinde kalarak mücadele etmenin yolu neredeyse yok...

Şimdi kendimi o muhtemelen hakkında dava açılacak şahsın müstakbel avukatının yerine koymaya çalışıyorum; ne kadar basit bir dava değil mi? Eğer müvekkilim bir aptallık yapıp tehditlerine devam etmezse neredeyse delil yok gibi...

Halbuki bu ülkede sadece mağdurun samimi ifadesine dayanarak insanları tecavüz suçundan, yani çok daha ağır cezalara mahkum etme yoluna giden bir yargı var. Benim düşüncem, kişi hürriyetiyle ilgili her tür suçta aynı ispat kaidelerinin geçerli olması gerektiği yönünde...

Şahıs halihazırda hukuken mütecaviz eylemleri olan bir şahıs anladığım kadarıyla... Emniyette de silahla ilgili kaydı var... Üstelik konuşmasının içeriği bir tarafa hasım tarafın vekilini telefonla aradığı belli... Bir tane de dolaylı tanığımız var... Yani bütün bunlar bir araya geldiğinde zaten "suç" apaçık ortada...

Bence bu kadar delil bu vatandaşa ceza vermeye yeterli olmalı, suçu da yargıca karşı işlemiş gibi cezalandırılmalıdır.

Daha da ötesi bu adam hakkında size, müvekkillerinize, uyuşmazlık konusu taşınmaza, ilgililerin ev ve işyerlerine yaklaşma yasağı gibi güvenlik tedbirlerine de hükmedilmeli...

Ama biliyoruz ki bu tipler bir ölür bin doğarlar, ve dayı yeğen sırayla hapse girerler... Zaten bizim yargımız da onları ertelemelere paraya çevirmelere sarmalayıp saracağı için kolay kolay içeri de girmezler...

Başımdan geçen bir olayı anlatayım, ülkenin tüm güvenlik bürokrasisi ve yargısının (biz de dahil) ayıbıdır aynı zamanda:

Bunda 7-8 yıl önce iki küçük kardeşin evlilik dışı babalarıyla (çocuklarını tanımış) ilgili veraset işlemlerini yürüttüm (bitirdim değil, sadece yürüttüm)... Mahkeme safhasını kolayca geçtikten sonra iş intikalleri yapmaya geldi ve yüzlerce g.menkul, yüzlerce otobüs ve taksi plakası, onlarca petrol istasyonu, turistik tesislerden inşaat şirketlerine kadar dört başı mamur bir holding'den iki çocuk olarak ne alabildik? -0-

Niye? Çünkü tehdit aldığımızda başvurmaya çalıştığımız güvenlik güçleri tarafından bu işin peşini bırakmamız tavsiye(!) ediliyordu...

Tam bir "kimi kime şikayet edeceksin" durumu yani... Ortalığı karartmak istemiyorum ama durum bu... Umarım devlet bari bu tip (televole tabiriyle) çakma mafyaların palazlanmasını engellemeyi başarır... Diğerleriyle baş etmeye adalet değil, siyaset lazım zaten.
Old 23-11-2010, 12:22   #18
oguzhand0

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Beklerken de yapılacaklar olmalı: Sizin telefonunuz dinlemeye alınsa da tehdit suçu yinelenirse kanıtlansa. Özellikle şüphelinin telefonları dinlemeye alınsa da ne yapacağı hakkında önceden bilgi alınsa.

CMK' nın 135. maddesinde düzenlenen iletişimin denetlenmesi hususu yalnız katalog suçlar için geçerli diye biliyordum. Yanılıyor muyum?


CMK 135/7
"Bu Maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimse, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemez ve kayda alamaz."

İletişimin denetlenmesi... Abartmıyor musunuz? Ceza Hukukunda her yol mubah değildir, hatırlatırım.

Ülkedeki en büyük sorunlardan biri olan "Özel Hayatın Gizliliği" kavramının bir tehdit soruşturması ile delinmesi yönünde mi görüş bildiriyorsunuz?

Evet bir meslektaşın tehdit edilmesi aşağılık bir eylemdir, lanetliyorum. Ancak CMK 135' i devreye sokmak mı..

Tehdit suçu ile ilgili bir soruşturmada... I ıh, asla...

Saygılarımla
Old 23-11-2010, 16:32   #19
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Oğuzhan Dayar
CMK' nın 135. maddesinde düzenlenen iletişimin denetlenmesi hususu yalnız katalog suçlar için geçerli diye biliyordum. Yanılıyor muyum?
Yanılıyorsunuz. Herkes herkesi dinliyor. Dinleme cihazları internette satılıyor. Özel dedektiflik bürolarının reklamları alenen yayınlanıyor.

Teknolojiden suçlular ve güçlüler yararlanırken mağdurların yararlanmaması köpekleri başıboş bırakıp, taşları bağlamaya benziyor.

Benim temennim kötüler tarafından mağdur edilenlerin bir de iyiler tarafından mağdur edilmemesinden ibarettir.
Alıntı:
İletişimin denetlenmesi... Abartmıyor musunuz? Ceza Hukukunda her yol mubah değildir, hatırlatırım.
Yaşamda deneyim kazandıkça hafıza zayıflıyor. Bu nedenle hatırlatmanız yerinde olmuş. Lakin yukarıda açıklamaya çalıştığım temennim "iletişimin denetlenmesi" anlamına gelmemektedir. "Suçun önlenmesi için şüphelilerin denetlenmesi" anlamına da gelmemektedir. Benim temennim bir yaşamın kurtarılmasından ibarettir.
Alıntı:
Ülkedeki en büyük sorunlardan biri olan "Özel Hayatın Gizliliği" kavramının bir tehdit soruşturması ile delinmesi yönünde mi görüş bildiriyorsunuz?
Benim temennim "Bir tehdit soruşturması" ile ilgili değildir. Bir yaşamın kurtarılması içindir.
Alıntı:
Evet bir meslektaşın tehdit edilmesi aşağılık bir eylemdir, lanetliyorum. Ancak CMK 135' i devreye sokmak mı.. I ıh, asla
Lanetlenen, aşağılık eylemler hakkında önlem içermeyen bir hukuk mu? "I ıh, asla"

Saygılarımla
Old 23-11-2010, 18:05   #20
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Ortaya korkunç bir konu çıktı:
Zorbalardan mı korkuyoruz? Yoksa hukuktan mı korkuyoruz?

Sorulan olayda en kötüsü söz konusu:
Hem zorbalardan hem de hukuktan korkuyoruz.

Hukuktan korkmamızın iki ayrı nedeni var:
1- Hukukun ceza vermeyecek olması
2- Cezanın işe yaramaz olması

1-Hukuk, sanığa haksızlık etmeme kaygısıyla, mağdura haksızlık etmeye eğilimli. Bu eğilim zayıf kanıta dayanan davalarda daha da artıyor. Suçun cezasız kalması hukukun değil, mağdurun ciğerini yakıyor.

2-Kanun’da korkutma eylemine ceza verileceği yazılıdır. Ama zorbalar cezadan korkmuyor. Cezanın caydırıcılığı olmayınca hukuk haklıyı koruyamıyor. Hukuk zorbalara karşı işe yaramıyor. Zorbalar cezaya göre örgütlenmiş. Her ceza verildiğinde biri hapse giriyor, diğeri çıkıyor. Kaybedecek bir şeyi olmayanlar toplumda güçlü hale geliyor.

Ortaya korkunç bir sonuç çıktı:
Hukukun caydırıcılığı tutuklama veya daha ağır cezalarla sağlanamıyor.

Ortaya korkunç bir soru çıktı:
Yoksa hukuk yok mu?

Değerli meslektaşlarım, katkı sağlamak istedim bu fevkalade önemli gördüğüm tartışmaya.

Hukukun caydırıcılığı, bir yandan nisbet-i adile prensibine uygun ama öte yandan tatbik ve infazından sanıkların, kamuoyunun ve bir suç işlemeyi teemmül edenlerin en ufak bir şüphe duymayacağı cezaların varlığı ile temin edilir. Bunun için ise cezalar tür ve nicel açıdan güçlendirilmeli, çeşitlendirilmeli ve tam olarak ferdileştirilmelidir. Ayrıca, hakimin söylediği (iuris dictio) hukuk, yani hüküm ne ise mümkün mertebe asıl ceza haliyle tatbik edilmelidir. Tecil, HAGB., adli para cezasına çevirme, koşullu salıverme gibi müesseselerin seçiminde gelişigüzel ve otomatik, basmakalıp hale gelmiş uygulamalar terk edilmeli ve bunların tatbiki gerçekten hakkedenler için tercih edilmeli; toplumda bu ferdileştirme yollarının tatbikinin istisna olduğu düşüncesi uyanmalıdır. Şimdilik bu kadar... Saygılarımla.
Old 24-11-2010, 13:22   #21
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Meslektaşımızın icra ettiği kamu görevinden ötürü tehdit edildiği tartışmasız.

Bu sitede yorum yapan değerli yazarların çoğunluğunun meslektaş olması nedeniyle konuya bende dahil olmak üzere daha hassas yaklaşmamızda normal.

Ancak hukukun üstünlüğünü kabul etmeyen zavallıların cezalandırılması için getirilen önerilerin de hukukun üstünlüğü adına mücadele veren biz meslektaşların hukukun çizdiği sınırlar içinde kalmalı diye düşünüyorum.

Bu anlamda iletişimin yasal olarak dinlenmesi yasayla belirli suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalara hasredilmiştir.

İletişimin dinlenmesi yasayla belirli usulllere bağlandığına göre bunun dışında kalan dinlemelerin yasal olmadığıda açıktır.

Yasal olmayan dinlemelerde elde edilen suç delillerinin hukuka aykırı olmasından dolayı delil olarak kabul edilmeyeceğide nazara alınırsa bu nafile çabadan başka bir şey değildir.

Yargı mercileri tehdidin kamu görevinin icrasından dolayı işlendiği hatta aynı zamanda kendilerinin verdikleri kararların uygulanmasına yönelik olduğu vehametinin farkındalığıyla karar vermelidirler.

Hukuk tanımazlık hukukun üstünlüğünü devam ettirmekle yükümlü ve görevli yargıçların da sorunudur aynı zamanda.
Old 24-11-2010, 14:00   #22
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mehmet Demirezen
İletişimin dinlenmesi yasayla belirli usulllere bağlandığına göre bunun dışında kalan dinlemelerin yasal olmadığıda açıktır.
Kanun'a "tehdit edenler de dinlenebilir" diye bir ek yapsak?

Böylelikle "adam öldüreceğini açıkça beyan eden birinin özel hayatını korumak" yerine mağdurun hayatını korumuş oluruz.

Hukukun üstünlüğü hukukun gücüne bağlıdır. "Zavallı bir hukuk" varsa hukukun üstünlüğü yarar getirmez.
Old 24-11-2010, 14:13   #23
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Kanun'a "tehdit edenler de dinlenebilir" diye bir ek yapsak?

Böylelikle "adam öldüreceğini açıkça beyan eden birinin özel hayatını korumak" yerine mağdurun hayatını korumuş oluruz.

Hukukun üstünlüğü hukukun gücüne bağlıdır. "Zavallı bir hukuk" varsa hukukun üstünlüğü yarar getirmez.

Tehdit ve Şantaj suçlarının "katalog suçlar" olarak tabir edilen suçlardan daha az önemli suçlar olmadığı kanaatindeyim ve bu bağlamda haklı eleştirinize katılıyorum.
Old 24-11-2010, 14:53   #24
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Kanun'a "tehdit edenler de dinlenebilir" diye bir ek yapsak?

Böylelikle "adam öldüreceğini açıkça beyan eden birinin özel hayatını korumak" yerine mağdurun hayatını korumuş oluruz.

Hukukun üstünlüğü hukukun gücüne bağlıdır. "Zavallı bir hukuk" varsa hukukun üstünlüğü yarar getirmez.

Yukarıda yazdığım yorumun temel hak ve özgürlüklerin birinin diğerinden korunmaya üstün olduğu yada bir hakkı diğerine tercih ettiğim anlamında yorumlanmamasını tercih ederim.

Ama başka bir tercihim var o da zavallı hukuku hukuksuzluğa tercihim.

Şahsi görüşüm değerli meslektaşım Av.Ömer Güntay'ın isabetle belirttiği üzere sorun etkin cezlandırma noktasında yatıyor.
Old 24-11-2010, 16:28   #25
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mehmet Demirezen
sorun etkin cezalandırma noktasında yatıyor.
"Hukukun görevi suç işlenmekle başlar ve suçu cezalandırmakla biter." diye düşünmemek gerekir. Polise suçu önleme görevini veren hukuktur. Hukukun polise suçun önlenmesi için gereken kuralları da vermesi gerekir.

Birisi diğerini öldüreceğini söylediğinde polis dönüp hukuka bakacak. Hukuk ne diyecek?
"Gereken önlemleri al, cinayeti önle" diyebilir. Ya da
"Hele bir öldürsün, ben faili etkin cezalandırırım" diyebilir.

Hangisi daha adaletlidir?
Old 11-07-2011, 19:51   #26
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlarım. Dava açıldı ve 22 Aralık'ta Sulh Ceza'da duruşması var. Ayrıca İstanbul Barosu da davaya müdahillik talebime müspet yanıt verdi. Baromuza da duyarlılığından dolayı buradan teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.
Old 27-08-2014, 13:35   #27
SPK Uzman

 
Varsayılan

Merhaba, dava sonucu nedir acaba, bilgilendirirseniz sevinirim.

saygılarımla.
Old 28-08-2014, 08:20   #28
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SPK Uzman
Merhaba, dava sonucu nedir acaba, bilgilendirirseniz sevinirim.
Davanın sonucu belli: Belki ceza verildi, belki verilmedi. Ceza verildiyse hükmün açıklanması geri bırakıldı. Geri bırakılmadıysa ceza ertelendi. Ertelenmediyse para çevrildi ve taksitlendirildi.

Özetle, mağdur yine mağdur oldu.

"Sanık memnuniyeti" hukukumuzun önde gelen ilkesi...
Old 28-08-2014, 13:49   #29
suskun_juliette

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Davanın sonucu belli: Belki ceza verildi, belki verilmedi. Ceza verildiyse hükmün açıklanması geri bırakıldı. Geri bırakılmadıysa ceza ertelendi. Ertelenmediyse para çevrildi ve taksitlendirildi.

Özetle, mağdur yine mağdur oldu.

"Sanık memnuniyeti" hukukumuzun önde gelen ilkesi...


Hele mağdur bir avukatsa...
Old 29-08-2014, 21:56   #30
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
"Sanık memnuniyeti" hukukumuzun önde gelen ilkesi...

"Borçlu memnuniyeti"ni de unutmamak gerekir... )
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukata Tehdit Suçunda Avukata sahip çıkan karar!! av.sally Konumuz : Hukukçular 15 21-09-2012 12:23
Tehdİt - Hakaret Konuk :(( Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 15-01-2010 23:23
ÖlÜmle Tehdİt NEŞVA Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 09-10-2008 16:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09128308 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.