Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

3194 sayılı imar kanunun 32.ve 42.maddeleri

Yanıt
Old 04-03-2008, 10:58   #1
Av.gözdegörgün

 
Varsayılan 3194 sayılı imar kanunun 32.ve 42.maddeleri

Merhaba arkadaşlar,belediye encümeni tarafından 3194 sayılı imar kanunun 32.ve 42.maddelerine aykırılıktan müvekkilim ceza aldı.Müvekkilim binanın balkonunu ruhsat ve eklerine aykırı olarak kapatmış.Ayrıca bu durumun ıslahı ve ruhsata bağlanması da mümkün değilmiş.Bu durumda idare mahkemesine yapıcağım başvuru sonucu cezadan kurtulmamız mümkün mü? içtihat konusunda yardımcı olursanız sevinirim.
Old 04-03-2008, 12:26   #2
Av.Mustafa yağan

 
Varsayılan

ruhsat ve eklerine aykırılık 1 ay içinde giderilirse verilen ceza kaldırılır ama bu mümkün olmadığına göre,dava açmanız boşuna,cezalar için sulh cezaya karşı yıkım kararı için idare mahkemesine dava açılır.
Old 04-03-2008, 14:11   #3
Av.gözdegörgün

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mustafa yağan
ruhsat ve eklerine aykırılık 1 ay içinde giderilirse verilen ceza kaldırılır ama bu mümkün olmadığına göre,dava açmanız boşuna,cezalar için sulh cezaya karşı yıkım kararı için idare mahkemesine dava açılır.
ancak sulh ceza mahkemesine başvuru için gerekli olan 7 günlük süreyi kaçırmış bulunmaktayız.
Old 04-03-2008, 14:53   #4
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Kabahatler Kanunu. m. 27/8

“İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür.”
Old 04-03-2008, 14:55   #5
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. DANIŞTAY
6.Dairesi

Esas: 2006/1498
Karar: 2007/438
Karar Tarihi: 30.01.2007

ÖZET: 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca verilen para cezalarına karşı açılacak davaların çözümünde idari yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

(3194 S. K. m. 42) (5326 S. K. m. 16, 27)

Temyiz İsteminde Bulunan:...

Vekili: Av. ...

Karşı Taraf: Bodrum Belediye Başkanlığı

İstemin Özeti: Muğla İdare Mahkemesinin 18.8.2005 günü, E: 2005/1610, K: 2005/1168 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Berberoğlu'nun Düşüncesi: Dava, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uyarınca adli yargının görevli olduğundan bahisle 2577 sayılı Yasanın 15/1-a maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu'na 5560 sayılı Kanunla eklenen sekizinci fıkra hükmü göz önüne alındığında, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca verilen para cezalarına karşı açılacak davaların çözümünde idari yargının görevli olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

Bu itibarla, temyiz isteminin kabulüyle idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi: 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uyarınca adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 27. maddesine, 19.12.2006 günü 26381 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5560 sayılı Kanunun 34. maddesi ile eklenen sekizinci fıkrada, idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği, hükme bağlanmıştır.

Yine Anayasa Mahkemesinin 15.5.1997 günü, E: 96/72; K: 97/51 sayılı kararı ile; imar para cezalarına karşı cezanın tebliğinden itibaren yedi gün içinde sulh ceza mahkemesine itiraz edilebileceğine ilişkin düzenleme, idarenin aynı yapı için aldığı kararın bir bölümünün idari yargıda bir bölümünün adli yargıda görülmesinin yargılamanın bütünlüğünü bozacağı gerekçesiyle iptal edilmiştir.

Bu durumda, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'na 5560 sayılı Kanunla eklenen sekizinci fıkra hükmü de gözönüne alındığında, imar para cezalarına karşı açılacak davaların çözümünde idari yargının görevli olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

Açıklanan nedenle, temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uyarınca adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle 2577 sayılı Yasanın 15/1-a maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 16. maddesinin birinci fıkrasında: kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların, idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğu hüküm altına alınmış, aynı Kanun'un 27. maddesine, 19.12.2006 günü, 26381 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5560 sayılı Kanun ile eklenen sekizinci fıkrada, idari yaptırım Kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren Kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmış, bu maddenin gerekçesinde de bu hükümle, Kabahatler Kanunu'ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.

Anayasa Mahkemesince, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42, maddesinin beşinci fıkrasında yer alan cezalara karşı, cezanın tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde Sulh Ceza Mahkemesine itiraz edilebileceğine ilişkin düzenlemenin iptali istemiyle açılan davaya yönelik olarak verilen 15.5.1997 günü, E:1996/72, K:1997/51 sayılı kararda da: bir idari işlemin bir bölümünün idari yargının, diğer bir bölümünün ise adli yargının denetimine bırakılmasında, kamu yararı bulunmadığı, zira bu işlemlerin, kamu gücünün kullanılmasıyla ilgili bir idari işlemin devamı ve idari bir yasağa aykırı davranan kişiye idari bir yaptırımın uygulanması niteliğinde olduğu, çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde de idari yargının yetkili olacağı, idarenin aynı yapı için aldığı kararın bir bölümünün idari yargıda bir bölümünün adli yargıda görülmesinin yargılamanın bütünlüğünü bozacağı, idari bir işlemin bölünerek bir bölümünün idari yargının bir bölümünün de adli yargının denetimine bırakılmasında isabet bulunmadığı belirtilmek suretiyle anılan düzenleme iptal edilmiştir.

Yukarıda belirtilen hususlar ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'na 5560 sayılı Kanunla eklenen sekizinci fıkra hükmü bir arada değerlendirildiğinde, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca verilen para cezalarına karşı açılacak davaların çözümünde idari yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, Muğla İdare Mahkemesinin 18.08.2005 günü, E: 2005/1610, K: 2005/1168 sayılı kararının BOZULMASINA, 22,90 YTL. karar harcının temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 30.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

KARŞI OY

Temyiz edilen İdare Mahkemesi kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından temyiz edilen mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 04-03-2008, 14:57   #6
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. DANIŞTAY
6.Dairesi

Esas: 2003/4166
Karar: 2005/977
Karar Tarihi: 18.02.2005

ÖZET : Olayda, davacının maliki olduğu bağımsız bölümde ruhsat eki projesinde açık olan balkonu kapalı hale getirdiğinin belirlenmesi üzerine dava konusu yıkım ve para cezasına ilişkin işlem tesis edilmiştir. Gömme balkonun kapatılması suretiyle taban alanı dışında yeni ve fazladan bir alan kazanılmadığı, çekme mesafesinin ihlal edilmesinin söz konusu olmadığı, tadilatın taşıyıcı unsurları etkilemediği, cephe görünümde meydana gelen değişikliğin ise yukarıda anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri uyarınca ruhsat gerektirmediği anlaşıldığından, anılan tadilatın yıktırılmasına ve para cezası verilmesine ilişkin işlem de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

(3194 S. K. m. 32, 42) (634 S. K. m.19/2)

İstemin Özeti : İzmir 4. İdare Mahkemesinin 31.1.2003 günlü, E:2002/67S, K:2003/110 sayılı kararının redde ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi : Gömme balkonun kapatılmasıyla taban alanının artmaması, taşıyıcı unsurların ve çekme mesafelerinin etkilenmemesi nedenleriyle söz konusu tadilatın ruhsata tabi olmadığı sonucuna ulaşıldığından, yıktırılması ve para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının temyiz edilen bölümünün bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : Davacının İzmir, Karşıyaka İlçesi, Mavişehir Mahallesi ... Konutlarında bulunan dairesinde ruhsat eki projesine aykırı olarak açık balkonun kapalı hale getirilmesi yolundaki tadilatın yıktırılmasına ve para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz dosyasının incelenmesinden gömme balkon niteliğinde olan balkonun aliminyum çerçeve ve cam ile kapatılması sonucu kapalı alan oluşturularak kullanım alanında bir artışın söz konusu olmaması, yapılan imalatın taşıyıcı unsurları etkilememesi ve komşu mesafelerinin de ihlal edilmemesi karşısında ruhsat gerektirmeyen tadilatlar nedeniyle yıkım işlemi tesis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Karar: Dava, İzmir, Karşıyaka, Mavişehir Mahallesi, ... 2 Bloktaki davacıya ait bağımsız bölümdeki balkonun kapalı hale getirilmesinin ruhsat ve projeye aykırı olduğundan bahisle anılan tadilatın 3194 sayılı İmar Kanununun 32.maddesi uyarınca yıktırılmasına, aynı Kanunun 42.maddesi uyarınca para cezası verilmesine, takdir olunan para cezasının 1/5' i oranındaki tutarının davacıdan ayrıca tahsil edilmesine ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacıya ait bağımsız bölümde yer alan, projenin hazırlanması ve inşaat ruhsatının düzenlenmesi sırasında yapı inşaat alanı hesabına dahil edilmemiş bulunan açık alan niteliğindeki balkonun sabit doğrama yapılmak ve cam takılmak suretiyle kapalı alana dönüştürülmesinin ruhsat alınmadan yapılabilecek nitelik taşımadığı, tadilat sonucu kapatılan balkonun gömme veya çıkma olmasının, oluşan kapalı alanın salona dahil edilip edilmemesinin uyuşmazlığın çözümünde bir etkisinin olmadığı, bu nedenle dava konusu işlemin söz konusu tadilatın yıktırılmasına ve bu tadilat nedeniyle para cezası verilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu kısmının reddine, dava konusu işlemin tadilat nedeniyle yapı maliki olarak para cezası verilen davacının aynı zamanda yapının fenni mesulü olarak nitelendirilmesi suretiyle para cezasının 1/5'i oranında arttırılarak verilmesine ilişkin kısmında ise hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin bu kısmının iptaline karar verilmiş, bu kararın davanın reddine ilişkin kısmı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun 21.maddesinin 3.fıkrasında, derz, iç ve dış sıva, boya badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik, sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratların ruhsata tabi olmayacağı hükme bağlanmıştır.

İzmir Büyükşehir İmar Yönetmeliğinin olay tarihinde yürürlükte bulunan 3.40. maddesinde; "Kitlelerde ebat küçültme tadilatları, gabarisi değişmemek kaydıyla yapılan kot tadilatları, çatıya çıkış merdiveni ( oturtma çatı ) yapılması, binaya giriş merdiven sahanlığı, ışıklık, asansör cephelerindeki kapı pencere ve balkon küçültmeleri, kömürlük, kapıcı ve kalorifer dairesi, bahçe duvarı gibi binanın müşterek mahallerinde yapılacak olan tadilatlar ruhsatnameye tabi olmadan kat maliklerinin muvafakatına bağlı olarak proje üzerinden onaylanır. Ayrıca ruhsatname tanzim edilmez. Bağımsız bölümlerdeki dahili tadilatlar ( hacim ve alan birimi olarak ) herhangi bir artış olmamak kaydıyla ruhsata tabi olmayıp bağımsız bölüm malikinin tapusu ile birlikte dilekçeyle müracaatı halinde proje üzerinden onaylanır" kuralı yer almıştır.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19.maddesinin 2.fıkrasında, kat maliklerinden birinin bütün kat maliklerinin rızası olmadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde, inşaat onarım ve tesisleri, değişik renkte dış badana ve boya yaptıramayacağı, kendi bağımsız bölümünde ise ana yapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamayacağı, hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, davacının maliki olduğu bağımsız bölümde ruhsat eki projesinde açık olan balkonu kapalı hale getirdiğinin belirlenmesi üzerine dava konusu yıkım ve para cezasına ilişkin işlem tesis edilmiştir.

İdare mahkemesi kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda, dava konusu balkonun tünel kalıp yapım tekniğine bağlı olarak taban alanı sınırlarını belirleyen, zemin ile irtibatlı, betonarme perde düşey elemanların arasında ve taban alanı içinde imal edildiği için çıkma niteliğinde olmadığı, gömme niteliğinde olduğu, açık bir kullanım mekanı olan bu balkonun ön cephesinin sabit alüminyum çerçeve ve cam ile kapatılmak suretiyle açık kullanım alanının kapalı kullanım alanına dönüştürüldüğü belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, gömme balkonun kapatılması suretiyle taban alanı dışında yeni ve fazladan bir alan kazanılmadığı, çekme mesafesinin ihlal edilmesinin söz konusu olmadığı, tadilatın taşıyıcı unsurları etkilemediği, cephe görünümde meydana gelen değişikliğin ise yukarıda anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri uyarınca ruhsat gerektirmediği anlaşıldığından, anılan tadilatın yıktırılmasına ve para cezası verilmesine ilişkin işlem de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Mahkeme kararında bu nedenle isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle İzmir 4. İdare Mahkemesinin 31.1.2003 günlü, E:2002/675, K:2003/110 sayılı kararının davanın reddine ilişkin kısmının bozulmasına, 16.090.000.- lira karar harcı ile fazladan yatırılan 11.970.000.-lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 18.2.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 26-05-2008, 09:59   #7
avde

 
Varsayılan

GÖMME BALKONUN KAPATILMASI SURETİYLE TABAN ALANI DIŞINDA YENİ VE FAZLADAN BİR ALAN KAZANILMADIĞI, ÇEKME MESAFESİNİN İHLAL EDİLMESİNİN SÖZ KONUSU OLMADIĞI, TADİLATIN TAŞIYICI UNSURLARI ETKİLEMEDİĞİ, CEPHE GÖRÜNÜMÜNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİĞİN İSE RUHSAT GEREKTİRMEDİĞİ ANLAŞILDIĞINDAN, ANILAN TADİLATIN YIKTIRILMASINA VE PARA CEZASI VERİLMESİNE İLİŞKİN İŞLEMDE HUKUKA UYARLIK BULUNMADIĞI HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan: ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : Karşıyaka Belediye Başkanlığı - İZMİR
Vekili : Av....
İstemin Özeti : İzmir 4. İdare Mahkemesinin 31.1.2003 günlü, E:2002/675, K:2003/110 sayılı kararının redde ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi: Gömme balkonun kapatılmasıyla taban alanının artmaması , taşıyıcı unsurların ve çekme mesafelerinin etkilenmemesi nedenleriyle söz konusu tadilatın ruhsata tabi olmadığı sonucuna ulaşıldığından, yıktırılması ve para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının temyiz edilen bölümünün bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi: Davacının İzmir, Karşıyaka İlçesi, mavişehir Mahallesi ... Konutlarında bulunan dairesinde ruhsat eki projesine aykırı olarak açık balkonun kapalı hale getirilmesi yolundaki tadilatın yıktırılmasına ve para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz dosyasının incelenmesinden gömme balkon niteliğinde olan balkonun aliminyum çerçeve ve cam ile kapatılması sonucu kapalı alan oluşturularak kullanım alanında bir artışın söz konusu olmaması, yapılan imalatın taşıyıcı unsurları etkilememesi ve komşu mesafelerininde ihlal edilmemesi karşısında ruhsat gerektirmeyen tadilatlar nedeniyle yıkım işlemi tesis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İzmir, Karşıyaka, Mavişehir Mahallesi, ... 2 Bloktaki davacıya ait bağımsız bölümdeki balkonun kapalı hale getirilmesinin ruhsat ve projeye aykırı olduğundan bahisle anılan tadilatın 3194 sayılı İmar Kanununun 32.maddesi uyarınca yıktırılmasına, aynı Kanunun 42.maddesi uyarınca para cezası verilmesine, takdir olunan para cezasının 1/5' i oranındaki tutarının davacıdan ayrıca tahsil edilmesine ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacıya ait bağımsız bölümde yer alan, projenin hazırlanması ve inşaat ruhsatının düzenlenmesi sırasında yapı inşaat alanı hesabına dahil edilmemiş bulunan açık alan niteliğindeki balkonun sabit doğrama yapılmak ve cam takılmak suretiyle kapalı alana dönüştürülmesinin ruhsat alınmadan yapılabilecek nitelik taşımadığı, tadilat sonucu kapatılan balkonun gömme veya çıkma olmasının, oluşan kapalı alanın salona dahil edilip edilmemesinin uyuşmazlığın çözümünde bir etkisinin olmadığı, bu nedenle dava konusu işlemin söz konusu tadilatın yıktırılmasına ve bu tadilat nedeniyle para cezası verilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu kısmının reddine, dava konusu işlemin tadilat nedeniyle yapı maliki olarak para cezası verilen davacının aynı zamanda yapının fenni mesulü olarak nitelendirilmesi suretiyle para cezasının 1/5'i oranında arttırılarak verilmesine ilişkin kısmında ise hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin bu kısmının iptaline karar verilmiş, bu kararın davanın reddine ilişkin kısmı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 21.maddesinin 3.fıkrasında, derz, iç ve dış sıva, boya badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik, sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratların ruhsata tabi olmayacağı hükme bağlanmıştır.
İzmir Büyükşehir İmar Yönetmeliğinin olay tarihinde yürürlükte bulunan 3.40. maddesinde; "Kitlelerde ebat küçültme tadilatları, gabarisi değişmemek kaydıyla yapılan kot tadilatları, çatıya çıkış merdiveni (oturtma çatı) yapılması, binaya giriş merdiven sahanlığı, ışıklık, asansör cephelerindeki kapı pencere ve balkon küçültmeleri, kömürlük, kapıcı ve kalorifer dairesi, bahçe duvarı gibi binanın müşterek mahallerinde yapılacak olan tadilatlar ruhsatnameye tabi olmadan kat maliklerinin muvafakatına bağlı olarak proje üzerinden onaylanır. Ayrıca ruhsatname tanzim edilmez. Bağımsız bölümlerdeki dahili tadilatlar (hacim ve alan birimi olarak) herhangi bir artış olmamak kaydıyla ruhsata tabi olmayıp bağımsız bölüm malikinin tapusu ile birlikte dilekçeyle müracatı halinde proje üzerinden onaylanır" kuralı yer almıştır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19.maddesinin 2.fıkrasında, kat maliklerinden birinin bütün kat maliklerinin rızası olmadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde, inşaat onarım ve tesisleri, değişik renkte dış badana ve boya yaptıramayacağı, kendi bağımsız bölümünde ise ana yapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamayacağı, hükmüne yer verilmiştir.
Olayda, davacının maliki olduğu bağımsız bölümde ruhsat eki projesinde açık olan balkonu kapalı hale getirdiğinin belirlenmesi üzerine dava konusu yıkım ve para cezasına ilişkin işlem tesis edilmiştir.
İdare mahkemesi kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda, dava konusu balkonun tünel kalıp yapım tekniğine bağlı olarak taban alanı sınırlarını belirleyen, zemin ile irtibatlı, betonarme perde düşey elemanların arasında ve taban alanı içinde imal edildiği için çıkma niteliğinde olmadığı, gömme niteliğinde olduğu, açık bir kullanım mekanı olan bu balkonun ön cephesinin sabit alüminyum çerçeve ve cam ile kapatılmak suretiyle açık kullanım alanının kapalı kullanım alanına dönüştürüldüğü belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, gömme balkonun kapatılması suretiyle taban alanı dışında yeni ve fazladan bir alan kazanılmadığı, çekme mesafesinin ihlal edilmesinin söz konusu olmadığı, tadilatın taşıyıcı unsurları etkilemediği, cephe görünümde meydana gelen değişikliğin ise yukarıda anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri uyarınca ruhsat gerektirmediği anlaşıldığından, anılan tadilatın yıktırılmasına ve para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Mahkeme kararında bu nedenle isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle İzmir 4. İdare Mahkemesinin 31.1.2003 günlü, E:2002/675, K:2003/110 sayılı kararının davanın reddine ilişkin kısmının bozulmasına, 16.090.000.- lira karar harcı ile fazladan yatırılan 11.970.000.-lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 18.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:109)

YÖ/ŞGK
Old 20-02-2009, 00:04   #8
stjavmurat

 
Varsayılan

değerli arkadaşlar 1986 yılından beri ecrimisil i ödenen maliyeye ait bir taşınmaz üzerinde şagil tarafından yapılan inşaat hakkında belediyece yıkım kararı alınmış ve şagil e tebliğ edilmiştir. Bu yıkım kararını durdurabilirmiyiz nasıl? ayrıca şunuda belirteyim bahse konu taşınmaz belediye sınırları dahilinde olmamasına rağmen yıkım kararı aılınmıştır.şimdiden teşekürler.
Old 01-03-2010, 15:42   #9
fatoskayaismi

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, öncelikle herkese iyi çalışmalar. Sorum 3194 sayılı imar mevzuatı değişikliğine ilişkin olduğu için bu bölüme yazıyorum.

Müvekkil 2007 yılında mücavir alan dışında bulunan 6050 M2 lik gayrimenkulünün 2200 M2 sine hayvancılık yapmak için inşaat yapımına başlamıştır. Müvekkil ilki inşaata başlama tarihinde, ikincisi 10/12/2009 tarihinde olmak üzere İl Özel İdaresine inşaat ruhsatı almak için iki kere başvuruda bulunmuştur. Bu süreç içerisinde müvekkil ile ruhsat hususunda herhangi bir yazışma, denetim, vs. yapılmamıştır. Müvekkil, inşaatını iki yıllık süreç içerisinde ilerletmiştir. ikinci başvuru tarihi olan 10/12/2009 dan sonra 17/12/2009 tarihli 5940 sayılı yasa değişikliği yürürlüğe girmiştir. 05/01/2010 tarihinde müvekkil aleyhine İl Özel İdaresince 28.222,20 TL para cezası verilmiştir.
Sayın meslektaşlarım , para cezasına karşı itiraz yolu ve merci ayrıca daha da önemlisi eski kanun döneminde yapımına başlanmış olan inşaata uygulanacak olan cezanın tayininin 17/12/2009 tarihli mevzuata göre belirlanmiş olması cezanın iptalinde ya da düşürülmesinde etkili midir? Her iki mevzuat tarafımca incelendiğinde eski mevzuat ile yeni mevzuatın uygulanmasında çok farklı ceza miktarları çıkmaktadır. MÜVEKKİLE UYGULANAN CEZANIN İPTAL EDİLEN ESKİ YASA HÜKMÜNE GÖRE BELİRLENMİŞ OLMASI GEREKMEMEKTE MİDİR? İlginiz için şimdiden teşekkürler.
Old 08-07-2010, 16:34   #10
av.öncü özbay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan fatoskayaismi
Sayın meslektaşlarım, öncelikle herkese iyi çalışmalar. Sorum 3194 sayılı imar mevzuatı değişikliğine ilişkin olduğu için bu bölüme yazıyorum.

Müvekkil 2007 yılında mücavir alan dışında bulunan 6050 M2 lik gayrimenkulünün 2200 M2 sine hayvancılık yapmak için inşaat yapımına başlamıştır. Müvekkil ilki inşaata başlama tarihinde, ikincisi 10/12/2009 tarihinde olmak üzere İl Özel İdaresine inşaat ruhsatı almak için iki kere başvuruda bulunmuştur. Bu süreç içerisinde müvekkil ile ruhsat hususunda herhangi bir yazışma, denetim, vs. yapılmamıştır. Müvekkil, inşaatını iki yıllık süreç içerisinde ilerletmiştir. ikinci başvuru tarihi olan 10/12/2009 dan sonra 17/12/2009 tarihli 5940 sayılı yasa değişikliği yürürlüğe girmiştir. 05/01/2010 tarihinde müvekkil aleyhine İl Özel İdaresince 28.222,20 TL para cezası verilmiştir.
Sayın meslektaşlarım , para cezasına karşı itiraz yolu ve merci ayrıca daha da önemlisi eski kanun döneminde yapımına başlanmış olan inşaata uygulanacak olan cezanın tayininin 17/12/2009 tarihli mevzuata göre belirlanmiş olması cezanın iptalinde ya da düşürülmesinde etkili midir? Her iki mevzuat tarafımca incelendiğinde eski mevzuat ile yeni mevzuatın uygulanmasında çok farklı ceza miktarları çıkmaktadır. MÜVEKKİLE UYGULANAN CEZANIN İPTAL EDİLEN ESKİ YASA HÜKMÜNE GÖRE BELİRLENMİŞ OLMASI GEREKMEMEKTE MİDİR? İlginiz için şimdiden teşekkürler.

Benim de benzer bir konu şu an elimde.
Bu konuyla alakalı olarak bir kaçtane meslektaş Danıştay kararı olduğunu söyledi fakat tüm araştırmalarıma rağmen bulamadım ilgili kararı.

Fiilin meydana geldiği tarihteki 42'ye göre ceza hesap edilmesi gereklidir diyen bir karar olması lazım. Elinde olan veya görüşünü paylaşacak olanlara şimdiden teşekkürler. Saygılar.
Old 08-07-2010, 18:19   #11
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan fatoskayaismi
17/12/2009 tarihli 5940 sayılı yasa değişikliği yürürlüğe girmiştir. 05/01/2010 tarihinde müvekkil aleyhine İl Özel İdaresince 28.222,20 TL para cezası verilmiştir. ...., para cezasına karşı itiraz yolu ve merci ayrıca daha da önemlisi eski kanun döneminde yapımına başlanmış olan inşaata uygulanacak olan cezanın tayininin 17/12/2009 tarihli mevzuata göre belirlanmiş olması cezanın iptalinde ya da düşürülmesinde etkili midir? MÜVEKKİLE UYGULANAN CEZANIN İPTAL EDİLEN ESKİ YASA HÜKMÜNE GÖRE BELİRLENMİŞ OLMASI GEREKMEMEKTE MİDİR?
Alıntı:
Yazan av.öncü özbay
Fiilin meydana geldiği tarihteki 42'ye göre ceza hesap edilmesi gereklidir diyen bir karar olması lazım
İmar Kanunu'nun eski 42.maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa'ya aykırı bulunduğundan iptal edildi. Anayasa'ya aykırı bir cezanın uygulanmasını idare mahkemeleri hukuka aykırı bulmakta ve eski 42.maddedeki ceza belediyeler tarafından (yanlışlıkla) verilse bile idare mahkemeleri tarafından (haklı olarak) iptal edilmektedir. Özetle, eski 42.maddeye göre ceza verilemez.

(Meraklısına Not: Burada lehe kanun uygulaması söz konusu değildir: Lehe kanun uygulanması için iki kanun gerekir. Halbuki 42.maddede Anayasa'ya aykırı olan eski kanunu uygulamak mümkün olmadığından sadece bir kanun bulunmaktadır.)

İmar Kanunu'nun 42.madde değişikliği 17.12.2009 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdi. 17.12.2009 tarihinde ve sonrasında halen devam eden inşaatlar için (bu tarihten önce başlanmış olsa bile) bu maddeye göre ceza verilir. Özetle, sorudaki olayda 05/01/2010 tarihinde devam eden inşaata yeni 42.maddeye göre verilen ceza (inşaata daha önce başlanmış olsa bile) yerindedir.

Eğer inşaata daha önce başlanmış ise ve 17.12.2009 tarihinden sonra inşaat faaaliyetine devam edilmediyse hiç ceza verilmemesi gerekir.

(Meraklısına Not: Yukarıdaki açıklamalar 42.maddedeki idari para cezası içindir. TCK 184.maddedeki suçla ve adli para cezasıyla ilgisi bulunmamaktadır. )

(Yukarıdaki açıklamalar 42.maddedeki idari para cezası içindir. 32.madde gereğince uygulanan yıkım tedbiri ile ilgisi bulunmamaktadır. Ruhsatsız inşaat ne zaman yapılırsa yapılsın yıkım kararı verilir.)

Saygılarımla
Old 09-07-2010, 12:09   #12
av.öncü özbay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı



Eğer inşaata daha önce başlanmış ise ve 17.12.2009 tarihinden sonra inşaat faaaliyetine devam edilmediyse hiç ceza verilmemesi gerekir.




Sayın Meslektaşım öncelikle teşekkür ediyorum bilgilendirme için. Çok açıklayıcı bir yazı olmuş.

Yukarıda alıntı yaptığım cümlenize dair bir karar mevcutmudur elinizde. Benim somut olayım tam da bahsettiğiniz gibi çünkü.
2009'un 7nci ayında inşaat tamamen bitmiş ve ssk ile ilişik kesilmiş, askiye başvurulmuş,iskana hazırdır belgesi alınmış..vs Bu durumda cezai işlemin durumu ne olacaktır? Karar var mı buna benzer? Teşekkürler.Saygılar.
Old 09-07-2010, 14:18   #13
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.öncü özbay
Karar var mı buna benzer?
Sayın av.öncü özbay
Herkes ne yaparsa yapsın; biz kendi dosyamıza bakalım. Kanun varken karara bakılmaz:

17.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren İmar Kanunu’nun 42.maddesine göre 17.12.2009 tarihinden önce işlenmiş kabahate ceza verilemeyeceği aşağıdaki kanun maddeleriyle açık seçik bellidir.

Kabahatler Kanunu
Zaman bakımından uygulama
MADDE 5.- (1) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır.
(2) Kabahat, failin icrai veya ihmali davranışı gerçekleştirdiği zaman işlenmiş sayılır. Neticenin oluştuğu zaman, bu bakımdan dikkate alınmaz.

Türk Ceza Kanunu
Zaman Bakımından Uygulama
MADDE 7 - (1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan Kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.
Alıntı:
2009'un 7nci ayında inşaat tamamen bitmiş ve ssk ile ilişik kesilmiş, askiye başvurulmuş,iskana hazırdır belgesi alınmış..

Sizin olayınızda ruhsatsız inşaat yapılırken kabahati cezalandıran İmar Kanunu'nun 42.maddesi iptal edilmişti. Bir başka deyişle, kabahati cezalandıran bir kanun bulunmamaktaydı. "İşlendiği zaman yürürlükte bulunan Kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez" hükmü sanki sizin için yazılmış.


Saygılarımla
Old 10-07-2010, 09:42   #14
av.öncü özbay

 
Varsayılan

İlginiz için teşekkür ederim. İşimi sağlama alıp birazcık daha emsal karar arayacağım yine de. Bulursam da tabii ki buraya ekleyeceğim.Saygılar.
Old 02-04-2011, 17:07   #15
Av.Furkan Mutlu

 
Varsayılan

Danıştay 6. Dairesi nin 29.12.2009 tarih E:2008/6466 K:2009/12966 sayılı kararaı sanırım işinize yarar

...5940 sayılı Kanun ile değiştirilen 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesi, bu değişikliğin yürürlüğe girdiği 17.12.2009 tarihinden önceki kaçak yapı suçlarına uygulanmaz.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin birinci fıkrasının “…500 000 TL. dan 25 000 000 liraya kadar para cezası verilir” bölümü Anayasa Mahkemesi’nin 17.04.2008 günlü, E:2005/5, K:2008/93 sayılı kararı ile iptal edilmiş, bu karar 05.11.2008 günlü, 27045 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış, iptal kararı gereğince bu tarihten itibaren dört ay içinde yeni bir yasal düzenleme yapılmamış iptal kararı 05.03.2009 günü yürürlüğe girmiştir. Oluşan hukuki boşluk 17.12.2009 günlü, 27435 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5940 sayılı yasa ile giderilmiş ise de, bu Yasanın, yürürlüğünden önceki dönem için uygulanamayacağı tabiidir.
Anayasa’nın 153. maddesinde, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların korunmasına yöneliktir. Öte yandan; Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasaya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasanın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkesine aykırı olduğu gibi, temyiz incelemesinin Anayasaya aykırılığı belirlenerek iptal edine kurallara göre yapılmasına da olanak bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemin dayanağı olan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilerek kararın yürürlüğe girmiş bulunması ve yeni yasal düzenlemenin yürürlük tarihinden önceki döneme ilişkin olaylara uygulanma imkanı bulunmaması karşısında, hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi kararı ile saptanmış Yasa maddesi uyarınca verilen para cezasının iptali gerektiğinden, İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen temyize konu kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … sayılı kararının BOZULMASINA, ..29.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
(Danıştay Altıncı Dairesinin 29.12.2009 tarih ve E:2008/6466, K:2009/12966 sayılı kararı.)
Old 03-02-2012, 12:03   #16
avukat48

 
Varsayılan Eski cezaların yeni 42. madde karşısındaki durumu

Sevgili meslektaşlarım anlamadığım bir husus var cevap verirseniz sevinirim. Yeni kanun maddesi yürürlüğe girmeden önceki 42. maddeye göre verilen para cezasına itiraz edilmemiş ve halen de ödeme yapılmamışsa yeni 42. maddeye göre bu para cezasının iptalini sağlama imkanı var mıdır?
Old 03-02-2012, 12:27   #17
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat48
Sevgili meslektaşlarım anlamadığım bir husus var cevap verirseniz sevinirim. Yeni kanun maddesi yürürlüğe girmeden önceki 42. maddeye göre verilen para cezasına itiraz edilmemiş ve halen de ödeme yapılmamışsa yeni 42. maddeye göre bu para cezasının iptalini sağlama imkanı var mıdır?
Anayasa'ya aykırı olduğu için iptal edilen bir maddeye dayanan ceza hukuka da aykırıdır. Eğer ceza ödenmediyse idarenin göndereceği ödeme emrine itiraz etmeniz halinde ceza kaldırılır kanısındayım.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
3091 sayılı kanunun uygulanması muzio Meslektaşların Soruları 6 12-12-2012 21:17
4320 sayılı kanunun uygulaması av.efsun Meslektaşların Soruları 19 01-07-2012 16:23
17.10.1983 günlü, 2926 sayılı Kanunun 2/b ile ilgili Anayasa Mahkemesi Kararı Av.Yüksel Eren Hukuk Haberleri 1 10-01-2012 18:34
3402 sayılı kadastro kanunu 14. ve 17. maddeleri Av.gözdegörgün Meslektaşların Soruları 2 10-09-2007 08:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09325004 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.