Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Fıkra Keyfi

Yanıt
Old 20-10-2009, 04:02   #421
BUSRA1907

 
Varsayılan

Adamın biri ölüp cennetin kapısına dayandığında,cennetin baş meleği durdurur onu.
-İçeri girmeden önce sorularıma cevap vermelisin.Hayatın boyunca tam anlamıyla iyi bir iş yaptın mı bakalım?
Adamcağız uzun uzun düşünür,hafızasını zorlar,ama ne yazık ki yaptığı iyi bir şeyi hatırlayamaz.Melek tekrar sorar:
-Peki,bari söyle.hiç cesaret gerektiren bir şey yaptın mı hayatında?
Adam hemen atılır gururla.
-Yaptım tabii!Ben bir futbol hakemiydim.Kadıköy'de bir FENERBAHÇE-GALATASARAY maçını yönetiyordum.Maçın son dakikasında Fenerbahçe aleyhine bir penaltı çaldım.
-Vay canına,gerçekten cesurmuşsun sen!Hadi geç bakalım.
Cennetin kapıları açılır.Bizim hakem tam geçecekken melek merak eder:
-Ne zaman olmuşu bu maç?
-Aşağı yukarı 3 dakika oluyor.
Old 20-10-2009, 08:56   #422
minee.mine

 
Varsayılan

Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
“Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacagını nasıl belirliyorsunuz

Doktor:
“Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Mesela siz ne yapardiniz?”

Adam:
“Ooo!. Anladım.. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük..”

“Hayır”, der doktor, “Normal bir insan küvetin tıpasını çeker...”
Old 27-11-2009, 23:20   #423
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Bir ilaç mümessili işi gereği Kayseri'den Trabzon'a gider. Orada kalacağı otelin bulunduğu cadde çok dar ve arabaların geçişinin zor olduğu bir cadde. Tek sıra halinde de araçlar park etmiş. İlaç mümessili aracı için bir yer bulur ancak yer çok dar olduğu için çaresizce park manevrası yapmaya başlar. O arada esnaftan biri gelir,
"Hoşgelmişun Kayserili hemşerum... Yardum edeyum saa." diyerek "Geeeel... Geel.. Hoop..." türü yardımını yapar. Yaklaşık 20 manevradan sonra araç tampon tampona da olsa park edilmiş olur. İlaç mümessili kan ter içinde arabadan inerek, kendisi de kan ter içindeki Trabzonlu esnafa teşekkür eder. Esnaf :
-"Ayip edeysun... İnsanlik öldi mu?" der ve biraz uzaklaşıp öndeki aracın kapısını açar, biner, çalıştırır ve gider...
Old 27-11-2009, 23:50   #424
Durdu GÜNEŞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bir ilaç mümessili işi gereği Kayseri'den Trabzon'a gider. Orada kalacağı otelin bulunduğu cadde çok dar ve arabaların geçişinin zor olduğu bir cadde. Tek sıra halinde de araçlar park etmiş. İlaç mümessili aracı için bir yer bulur ancak yer çok dar olduğu için çaresizce park manevrası yapmaya başlar. O arada esnaftan biri gelir,
"Hoşgelmişun Kayserili hemşerum... Yardum edeyum saa." diyerek "Geeeel... Geel.. Hoop..." türü yardımını yapar. Yaklaşık 20 manevradan sonra araç tampon tampona da olsa park edilmiş olur. İlaç mümessili kan ter içinde arabadan inerek, kendisi de kan ter içindeki Trabzonlu esnafa teşekkür eder. Esnaf :
-"Ayip edeysun... İnsanlik öldi mu?" der ve biraz uzaklaşıp öndeki aracın kapısını açar, biner, çalıştırır ve gider...

PROMOSYON FETVASI
Mesai sonrası doktorlar başhekimin odasında toplanmış oradan buradan konuşuyorlardı.
Doktorlardan biri “hastalara pahalı medikal alet aldıran doktorlara promosyon olarak yabancı gelin ikram edildiğini okudum gazetelerden. Ne derece doğru bilmem.” demiş.
Oradakilerden biri hemen “Harama hile katmak olmaz.” demiş.
Bir başka doktor “Gazeteler ilaç firmalarının doktorları promosyon olarak umreye götürdüğünü de yazıyor.” demiş.
Yine az önce cevap veren kişi “gayri meşru yollarla meşru menzile varılmaz.” diye karşılık vermiş.
Bir başka doktor ise “promosyon olarak en masumu yine tükenmez kalemle, bloknot” diye eklemiş.
Yine aynı kişi “çoğu haram olanın azı da haramdır.” demiş.
Doktor kızmış “sen ne biçim meslektaşsın, tıp etiği alanında mı çalışıyorsun yoksa” demiş.
Adam bu kez “Ben doktor değilim ki başhekimi ziyarete gelmiştim, ben vaizim.” demiş.
Old 03-12-2009, 19:33   #425
Gülümse

 
Varsayılan

Gülyüzlü gülkokulu ile uçakla Ankara'ya gidiyoruz. Teyzenin biri heyecanla yanımıza oturdu, daha selamlaşmadan.

Teyze; " Siz nereden geliyorsunuz evladım ?"... dedi.

Bir an neden böyle bir soru sorduğunu anlamadım şaşkın bir şekilde,

"Evden" dedim...

Teyze önce şaşkın yüzüme baktı sonra küçümser bir ifade ile;

"Biz Amerikadan geliyoruz..." dedi.

Teyze aktarmalı yolculuk yapıyor ya hepimiz aktarılıyor zannetti galiba.
Old 12-12-2009, 01:16   #426
Gülümse

 
Önemli

Oğlum ve arkadaşları her zaman olduğu gibi bizim evde toplaşıp playstation, wii oynayıp eğleniyorlar... Çöp toplama saati geldi kapı çalındı, hemen mutfağa yöneldim, çöp kutusundan çöp poşetini çıkardım. Bu arada delikanlılardan bir tanesi yanımdan geçip kapıyı açtı...

Kapıcı doğal olarak... "Çöp" dedi...

Delikanlı; " Var abi sağol" dedi ve kapıyı kapattı.
Old 12-12-2009, 01:40   #427
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gülümse
Oğlum ve arkadaşları her zaman olduğu gibi bizim evde toplaşıp playstation, wii oynayıp eğleniyorlar... Çöp toplama saati geldi kapı çalındı, hemen mutfağa yöneldim, çöp kutusundan çöp poşetini çıkardım. Bu arada delikanlılardan bir tanesi yanımdan geçip kapıyı açtı...

Kapıcı doğal olarak... "Çöp" dedi...

Delikanlı; " Var abi sağol" dedi ve kapıyı kapattı.

Old 15-12-2009, 11:04   #428
supernatural

 
Varsayılan

GÜZELLİK GELİP GEÇİCİ,


Dursun Temel'e birgün sormuş sana bir şans verilse güzelliği mi seçersin aptallığı mı?
Temel: ha ben aptallığı seçeyrum da demiş?
Dursun hayretler içerinsinde yapma etme temel neden onu seçiyorsun diye sormuş
Temel de,Tursun güzellik gelip geçicidur da ondan


YAVAŞLA

Temel otobanda köklemiş gazı, gidiyor... Bakmış bir tabela: "YAVAŞLA 80 km."
Hızını o an 80'e indirmiş Temel. Az sonra bir tabela daha: "YAVAŞLA 60 km."
Temel 60'a inmiş. Merakla giderken yeniden bir tabela: "YAVAŞLA 40." -
"Yolda çalışma var galiba!" deyip 40'a düşürmüş hızını. Epeyce sonra yine
bir tabela: "YAVAŞLA 15 km." Talimata uyarak 15 km.'ye düşmüş Temel. Yolun
en sağından tıngır mıngır gidiyor. Ama meraktan da çatlayacak. Uflaya
puflaya bir saat daha gittikten sonra yeni bir tabela görmüş:

"*YAVAŞLA'YA HOŞ GELDİNİZ, NÜFUS: 2500"*

BAŞKA ASKER YOKMU

Yeni asker olan Temel'e komutanı sormuş: - "Savaşta siperdesin, sağ taraftan
düşman askeri geldiğini gördün. Peki ne yaparsın?" Temel heyecanla cevap
verir: - "Hemen çevirir silahımı üzerlerine ateş açarım komutanım." Komutan
tekrar sormuş. - "Peki, karşıdan geliyorsa?" - "Karşıya ateş açarım,
komutanım." - "Arkadan geliyorsa?" deyince komutan, Temel dayanamamış:

*- "Komutanım, bu ordunun benden başka askeri yok mu?"*
TEMEL KARAYOLLARI'NDA

Temel Karayolları Müdürlüğünde işe alınmıştır; görevi ise yollardaki
çizgileri çekmektir. Temel'e bir kutu boya ve fırça verilir. Temel çizgileri
çekmeye başlar. Bir gün amiri gelir ve çizelgeye bakar; "1. gün 500 metre,
2. gün 300 metre, 3. gün 150 metre, 4. Gün 100 metre.." "Temel", der "her
gün gittikçe tembelleşiyorsun galiba?" Temel cevap verir:

*"Aksine amirum daha çok çalışayrum lakin gün geçtikçe boya kutusundan daha
fazla uzaklaşayrum."*

VERDİNİZ Mİ?

Temel araba sürerken kırmızı ışıkta geçmiş.Tabii bunu gören polis temeli
durdurmuş. Polis: - "Ehliyet ve ruhsat beyfendi*!" Temel: - "Verdunuzda mi
isteysunuz.."*

YUNUS BALIĞI

Temel ölmüş. Öteki dünyada görevliler listeye bakmış ve Temel'e: - "Ya,
senin adın listede yok sen bugün ölmeyecektin yanlışlıkla ölmüşsün. Seni
tekrar dünyaya göndereceğiz. Ama kurallara göre insan olarak
gönderilemezsin. Ancak istediğin bir hayvan olarak dünyaya gönderileceksin.
Ne olmak istersin?" Temel biraz düşündükten sonra: - "Yunus balığı olayım",
demiş. Ve anında yunus balığı olarak dünyaya ışınlanmış. Aradan 3 dakika
geçmeden Temel tekrar öteki dünyaya dönmüş. Görevli sormuş: - "Ne oldu ya?
Biz seni şimdi gönderdik niye geldin?" Temel masum bir şekilde cevaplamış: -
"Yüzme bilmiyordum, boğuldum!"
Old 17-12-2009, 19:18   #429
Gülümse

 
Varsayılan

Temel'le Dursun İstanbul'da minibüsle bir yere gidiyorlarmış.
Şoför "Levent, Fatih, Eyüp" diyormuş.
Dursun sıkılmış ve Temel'e
"ula Temel ne zaman ineceuk?" demiş.
Temel de demiş ki:
"çatlama ula, ismimuz okunsun ineruk"
Old 24-12-2009, 16:44   #430
supernatural

 
Varsayılan

Erzurum'a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye
başladığı zamanlarda
işyerine bilgisayar ve stok programı satılır.
Teknik servis elemanı kurduktan sonra stok programının kullanımı ile
ilgili bilgi verir ve ayrılır. Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:
Kardeşim sizin anlattığınız gibi yapirem fakat program düzgün çalışmiir.
Teknik servis elemanı sorar: 'Nasılyapıyorsunuz?
Senin anlattığın gibi.
'Hata ne?' 'Yazdığım bilgiler kaydetmeme rağmen saklanmir.
'İşlem basamaklarını tek tek anlatın.
'Tamam' diyor ve başlıyor anlatmaya.. 'Programı açirem. Malın adı bölümüne adını,adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem.

Hepsini yazdıktan sonra senin anlattığın gibi kayıt bölümüne basirem. Ekrana biryazı geliir:
Kaydetmek ister misiniz?
E / H yazısı çıkir.
Bende diyirem He.
Old 15-04-2010, 19:16   #431
Nur Deniz

 
Varsayılan

Evli bir arkadaşım kocasının telefonunda başkaca bir kadına gönderilmiş mesajda,

''Bir kızıl goncaya benzer dudağın
Açılan tek gülüsün sen bu bağın
Kurulur kalplere sevda otağın
Kim bilir hangi gönüldür durağın'' bu sanat müziği sözlerini yakalamıştır. Bir süre kıyamet kopar evlerinde... Kadın akşam bende oturken eşi sarhoş bir şekilde aradı ve aynı sanat müziği eserini bu sefer arkadaşıma söylemeye başladı. Arkadaşım;

- Ama bu telefonundaki mesaj, sen ne demek istiyorsun?
-Beğenmedin mi?
-Şarkı güzel!
-Her karıya ayrı mesaj mı bulacağız?

Adam çekilmez olsa da, halen mutlular ve bu olayı hatırlayıp gülerler.

Not:Anı sahiplerinden gerekli izin alınmıştır.
Old 17-06-2010, 16:03   #432
Nur Deniz

 
Varsayılan

Bir doktor gece yarısı bir hastaya çağrılır. Doktor derhal evden çıkar. Ama önlem olarak geceleri yanında taşıdığı silahı aceleden yanına almayı unutur. Hatırlar hatırlamaz geri döner ve silahını yanına alır. Bu nedenle geciktiği için hasta sahibine durumu açaıklama ihtiyacı hisseder:

-Tabancamı almayı unutmuşum da, yarı yoldan dönmek zorunda kaldım, bundan dolayı geciktim, der.

Hasta sahibi dalgın mırıldanır:

-Ya! Demek ilaçla öldüremedikleriniz de var!
Old 17-06-2010, 16:05   #433
Nur Deniz

 
Varsayılan

Karı koca bir barda oturuyorlar. Önlerindeki içkileri yudumlarken bardan içeri hoş bir hatun girer. Bizimkilerin yanına gelir, adama sarılarak öper. Karısına aldırmadan: - Nasılsın hayatım? Epey oldu görüşemedik, diyerek başka bir masaya gidip oturur. Adamın karısı dayanamayarak sorar: - Kim bu kadın? Adam sakin bir sesle yanıtlar: - Senden saklayacak değilim. Metresim! Kadın çıldırır: - Ne bu ne cüret! Bu ne ahlâksızlk!.. Ben buna katlanamam. Derhal boşanıyoruz! Sen ne........adammışsın meğer. Bir de utanmadan metresim diyorsun... Her şey bitti anlıyor musun, boşanıyoruz! Hem de derhal!.. Adam gayet sakin bir tavırla karısına bakar: - Dur bakalım hele bir sakin ol. Ne yani sevgilim Etiler'deki dubleksi, Akmerkez'deki daireyi, Bodrum'daki tripleksi, 24 metre yatı,altındaki son model jeepi, kımızı spor arabayı, Maldiv adalarındaki devre mülkü, mücevher ve takı kolleksiyonlarını falan bırakıp boşanmak mı istiyorsun? Alt tarafı bir metres için bütün bunlardan vazgeçmeye değer mi bir tanem...Kadın bunları duyunca sakinleşir. Çevresine bakınmaya başlar.Biraz ilerideki masada oturan bir çift dikkatini çeker. Kocasına sorar: - Şurada oturan bizim Suat degil mi? - Evet - Peki yanındaki kim? - Kim olacak canım, metresi... Kadın önce duraksar. Sonra burnunu kıvırarak kocasına sokulur: - Aaaa ! Bizimkisi daha güzel valla!.
Old 13-07-2010, 15:02   #434
Gülümse

 
Varsayılan Cep telefonum...

Sabah telefonumun çalmasıyla yatakta adeta sıçradım, baktım en sevdiğim arkadaşım arıyor. Beni uyandırdığı için özür dilemek yerine sitem etmeye başladı.

Efendim neredeymişim, ne zamandan beri beni arıyormuş ulaşamıyormuş... Beni ne kadar merak etmiş... Üstelik en yakın arkadaşının süpriz doğum günü partisi için bir takım telefon numaralarına ulaşması gerekiyormuş.

Ben yeğenimin cep telefonuma el koymasıyla ne kadar zor durumda kaldığımı anlatım... "Cep telefonum geri gelir gelmez sana istediğin numaraları verebilirim" dedim.

Bir anda arkadaşım duraladı. "Canım iyi misin ? Şu an cep telefonundan konuşuyoruz" dedi.

Kulağımdaki telefona baktım, aaa cep telefonum. Keratalar ben uyurken cep telefonu baş ucuma bırakmışlar, bende uykulu uykulu ev telefonuyla konuşuyorum diye cep telefonumdan konuşuyormuşum...
Old 03-08-2010, 17:21   #435
Av. Gülgün

 
Varsayılan :)

Tanrı dağları yaratmış, şöyle bir bakıp :
“Mükemmel oldu" demiş.
Ağacı yaratmış, bakmış ve :
“Çok güzel oldu" demiş.
Hayvanları yaratmış :
“Of, süper oldu elime sağlık" demis.
Erkeği yaratmış :
“Heyt be, budur işte" demiş.
Kadını yaratmış.
Biraz durmuş; sağına bakmış, soluna bakmış :
“Neyse, bu da makyaj yapar artık napalım.”
Old 06-08-2010, 17:09   #436
revan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gülümse
Vakti zamanında padişah bir tembelhane yaptırmış. Ülkedeki tembeller burada yedirilip içirilip, bakılırmış.

Tembelhane dolunca padişah bir tane daha yaptırmış fakat ikincisine de talep fazla olmuş. bunun üzerine vezirin aklına sahici tembellerle, yalancıları ayırmak için bir yöntem gelmiş: Tembelhanede yangın çıkarmışlar.

Yalancı tembeller kaçışıp yangın ilerleyince içeri girmişler. İki tembel ellerinde sigaraları yatıyormuş.

“Ne yapıyorsunuz burada?” Tembellerden bir tanesi cevap vermiş:
“Sigaramı yakacağım da, ateşin bu tarafa gelmesini bekliyorum!..”

Devamı da şu şekilde diye biliyorum:
Yangın iyice yaklaşınca iki tembel de zorla yattıkları posttan diğerine geçerler ve biri diğerine şöyle der:
"İnsanoğlu kuş misali demin nerdeydik şimdi nerdee.."
Old 01-10-2010, 11:52   #437
Av. Gülgün

 
Varsayılan

Yaşlı adam ölüm döşeğindeydi. Artık son dakikalarını yaşıyordu.

Hasta yatağında yatarken birden mutfaktan gelen kokuyu duydu, en sevdiği çikolatalı kurabiyelerin kokusunu.

Birden gözleri aralandı, kendini ayağa kalkacak kadar güçlü hissetti.

Bu şaşılacak bir şeydi; ölmek üzere olan adamı ayağa kaldırmaya kurabiyelerin kokusu yetmişti!

Duvara tutunarak merdivenlere kadar yürüdü. Basamakları ağır ağır inerken sanki mutfağa değil hayata yaklaşıyor gibi heyecanlıydı.

Nihayet mutfak kapısına kadar geldi. İşte, masanın üzerindeki tepside onlarca çikolatalı kurabiye, tam karşısında duruyordu.

Son gücüyle masaya yaklaştı, o kurabiyelerden bir tane ağzına atabilse sanki ömrüne ömür katılacaktı. Bir tane almak için elini uzattı.
Ama birden karısı yetişti ve eline vurdu:

"Çek elini bakayım, onlar cenaze için!"
Old 02-11-2010, 13:51   #438
Gülümse

 
Varsayılan Sporcu...

Doktor hastasına sorar,
Peki spor yapıyor musunuz ?

Hasta kendinden emin,
Her gün muhakkak koşarım efendim.

Doktor
Ne güzel, günde ne kadar koşuyorsunuz ?

Hasta
O bana değil, geçtiğim mahallenin itine bağlı...
Old 04-11-2010, 20:49   #439
ORHAN DUMAN

 
Varsayılan

FIKRA )
Bir kadının bir süreliğine iş yolculuğu için İngiltereye gitmesi
gerekmektedir.
K...adının kocası eşini havaalanına dek götürür.Karısı:
- "Teşekkür ederim kocacığım, senin için İngiltere'den ne getirmemi
istersin?" diye sorar.
Adam güler ve yanıtlar:
- "Bir İngiliz kızı istiyorum hayatım..."
Kadın sessiz bir biçimde kocasından ayrılır ve yola çıkar. 2 hafta sonra
adam karısını yeniden havaalanından almaya gider ve sorar:
- "Hayatım gezin nasıldı?"
Karısı:
- "Teşekkür ederim hayatım çok güzeldi."
Adam:
- "Peki armağanım nerde?"
Kadın:
- "Ne armağanı?"
Adam:
- "Hani bir İngiliz kız istemiştim ya..."
Kadın:
- "Haa anımsadım, evet elimden geleni yaptım, şimdi biraz beklememiz
lazım kız olup olmayacağını görmek için... !!!!"
Old 04-11-2010, 23:02   #440
Gülümse

 
İyi Sinek ilaçı

Adam eczaneyi girip, işe yeni başlayan kalfaya sorar;
- Sizde sinek ilaçı var mı ?

Kalfa;
- Hayırdır sineğinizin nesi var ?
Old 05-11-2010, 19:39   #441
ORHAN DUMAN

 
Varsayılan Teşekkürler..:)

Alıntı:
Yazan nurten çakmak
Bugün hediyedir.

Bir gün, lisede iken,Sınıfımdan bir oğlana rastladım eve dönerken.Kayl idi ismi.

Okuldaki bütün kitaplarını sırtlamışa benziyordu.Kendi kendime, "Neden biri okuldaki kitaplarını eve getirsin Cuma Aksamı,Gerçekten hafız olmalı bu oğlan" diye duşundum.Benim hafta sonum pilanlanmisti bile( partiler ve futbol,Arkadaşlarımla yarin öğleden sonra), omuzlarımı silktim ve yoluma devam ettim.

Yoluma devam ederken, bir gurup oğlanların ona doğru koştuklarını Gördüm.Onu itelediler, bütün kitaplarını düşürttüler ve çelmeleriyle oğlanı Çamur İçine düşürttüler.Gözlükleri uçup oğlandan uç metre öteye çimene duştu.Oğlan basını kaldırdı, gözlerinde derin bir acı gördüm.Kalbim burkuldu oğlancık için. Ona doğru sekeledim, gözlüklerini bulmak için Emeklerken gözündeki bir damla yası gördüm..Gözlüklerini ona verirken "Serseri herifler" dedim.Başka yapacak isleri yok sanki. Bana baktı ve "Teşekkür ederim" dedi.Kocaman bir gülümseme belirdi suratında.Gerçekten minnetkarlik ifade eden bir gülümseme idi.Kitaplarını toparlamasına yardim ettim ve nerede oturduğunu sordum.Tesadüf ya, bize yakin oturuyormuş. Neden daha önce gözüme çarpmadın Diye Sordum.

Daha önce özel okula gittiğini söyledi.Daha önceden özel okula giden bir arkadaşım yoktu hiç.Hep beraber eve yollandık ve kitaplarının bir kısmını ben taşıdım.Arkadaş Olunacak birine benziyordu.Arkadaşlarımla beraber futbol oynamak istermisin dedim.

Evet dedi.Hafta sonunu beraber geçirdik, biraz daha tanıdım Kayl'i, biraz daha İlindim ve arkadaşlarımda ondan hoşlandılar.Pazartesi sabahı geldi, ve Kayl bütün kitaplarıyla okula donuyordu.Durdurdum ve "Bu kitapları hergun taşımakla güzel pazı yapacaksın"Dedim.Güldü ve kitaplarının yarısını bana uzattı.Ondan sonraki dört sene içinde Kayl ile çok iyi arkadaş olduk.Okulun son yılında koleje gitmeyi düşünmeye başladık.Kayl Georgetown kolejine karar verdi, bende Duke kolejine gidecektim.

Arkadaşlığımızın süreceğinden emindim ve aramızdaki kilometrelerin Bunu Etkileyeceğini sanmıyordum.O doktor olacaktı, bende futbol bursuyla iktisat okuyacaktım.Kayl sınıf birincisiydi.Her zaman onun hafızlığıyla gırgır geçiyordum.

Sınıf birincisi olduğu için mezuniyet töreninde onun konuşma yapması Gerekiyordu.Çok memnundum ortaya çıkıpta konuşma yapmak bana düşmediği için.

Mezuniyet günü Kayl'i gördüm.Çok yakışıklıydı kerata.Lise boyunca gelişen ve benliğini bulanlardandı Kayl.Gerçekten oluştu ve pazılaştı ve gözlükler yakıştıda oğlana.Bütün kızlar seviyordu onu ve benden çok kız arkadaşı vardı.kıskandım onu doğrusu.Bugün o günlerden biriydi.

Heyecanlı olduğunu sezdim yapacağı konuşma dolayısıyla.Sırtına yapıştırdım bir tane ve " Aslan oğlan, becereceksin, korkma"Dedim. Bana o minnettar dolu bakısıyla baktı ve gülümsedi."Teşekkürler" dedi.

Boğazını temizledi ve konuşmaya başladı:

Mezuniyet, bizlere buraya kadar gelmemize yardim edenlere teşekkür Etme Zamanıdır.Anneniz, babanız, öğretmenleriniz, kardeşleriniz, belki antrenörleriniz?Fakat en çok arkadaşlarınız? Birisiyle arkadaş olmak o kişiye verebileceginiz en büyük hediyedir.Sizlere bir hikâye anlatacağım simdi.Arkadaşıma inanılmaz bir ifade ile baktım, o, kalabalığa bizim ilk Tanıştığımız günü anlatırken.Tanıştığımız günün hafta sonu intihar etmeyi planlamıs meğerse.

Annesi sonradan okula gidip acı içinde onun dolabını boşaltmak zorunda Kalmasın diye, meğerse Ogün Kayl okuldaki dolabını tamamen boşaltmış Ve eve Taşıyormuş.Bana derinden baktı ve gülümsedi.Şans olarak kurtarıldım intihar etmekten.Arkadaşım beni kurtardı bu faciadan.Topluluk mırıldanmaya başladı yakışıklı arkadaşımın hayatinin en zor Zamanını anlatmasına.Annesi ve babasının bana baktıklarını ve minnet dolu gülümsemelerini Gördüm.O ana kadar durumun bu kadar önemli olduğunu anlamamıştım.Hareketlerinizin neticesini hiç bir zaman boşa vermeyin.Küçük bir müdahale, diğerinin hayatini tamamen değiştirebilir.Her zaman karşılık beklemeden iyilik yapın.Simdi iki şey yapabilirsiniz:Bunu arkadaşlarınıza gönderebilirsiniz veya.Silebilirsiniz bilgisayarınızdan sizi hiç etkilememiş gibi.Gördüğünüz gibi ben birinciyi seçtim.Arkadaşlar melekler gibidir, bizi ayağa kaldırırlar kanatlarımız Uçmayı Unutunca.

Ne başlangıç ne de son vardır. Dun tarihtir.Yarin bulmaca.

Bugün hediyedir.


Teşekkürler, güzel bir paylaşım..
Old 27-12-2010, 15:09   #442
Av. Mehmet ÖZER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Merhaba
Temel fıkralarını andıran bir olay.Bir Trabzonlu olarak düşündüm de, kimlik kontrolü yapan Temel olsaydı acaba ne yapardı diye.İlk aklıma gelen şöyle bir diyalog oldu.)))) " Ula uşaklar, siz peni mi kanduruyusunuz, kazeteciyuk teyisunuz ama hepunuzde panga kimluğu var, siz kazeteci teğil pangacusunuz "

Teşekkürler Sayın hykayar.
Old 04-03-2011, 09:48   #443
kezzy

 
Varsayılan

Bir köpek, yolda yürürken gözüne bir iş ilanı takılır. Adresi alır ve koşarak başvurmaya gider.

Ofisten içeri girer, sekretere bakar, iş başvurusu için geldiğini anlatmaya çalışır. Sekreter gülerek yöneticiyi arar ve durumu anlatır. Yönetici köpeği odasına alır, şaşkınlıkla bakar. Köpek kendinden emin, sandalyeye zıplar ve oturur. Yönetici;
- "Seni işe alamam. Bana daktilo yazabilecek biri gerekiyor" der.

Köpek sandalyeden aşağı atlar, daktilonun başına geçer ve hatasız bir yazı yazar. Sayfayı alır ve yöneticiye uzatır.

Yöneticinin ağzı açık kalır;
- "Ama bu yetmez, ben iyi bir bilgisayar kullanıcısı arıyorum."

Köpek bu kez bilgisayarın başına oturur. Beş dakikalık mükemmel gösteriden sonra ilk oturduğu sandalyeye döner.

Yönetici aklını kaçırmak üzeredir. Köpeği tepeden tırnağa inceler;
- "Anlıyorum birçok özelliğin var ve gerçekten çok akıllı bir köpeksin. Ama sorun şu ki; ben sana bu işi veremem."

Köpek fırlar ve patisini ilanın üzerine koyar. İlanda "Her başvuranın eşit şansı vardır" yazılıdır. Yönetici;
- "Evet ama ilanda başvuranın yabancı dil bilmesi gerektiği de yazılı." der.

Köpek sakince yöneticiye bakar ve cevap verir ;

·"Miyaav!"."
Old 27-04-2011, 12:12   #444
Av. Gülgün

 
Varsayılan Sigorta

Tatil köyünde bir Amerikalı ile Türk işadamı adamı sohbet ediyorlarmış. Bizimki başlamış anlatmaya: "Böyle bir tatil aklımdan bile geçmezdi. Bir yangın fabrikamı kül etti. Sigorta paramı ödeyince, kendime oğlum dedim, bunca yıl eşek gibi çalıştın da ne oldu? Şimdi tatil zamanı dedim ve bu tatile çıktım."

"Tesadüfe bak" demiş Amerikalı. "Benim de çok iyi iş yapan bir restoranım vardı. Bir kasırga taş üstünde taş bırakmadı. Sigorta paramı ödeyince ben de bu tatile karar verdim."

Epey bir zaman geçtikten sonra, sessizliği bizim iş adamı bozmuş:"Yahu anlatsana, sen kasırgayı nasıl başlattın?"
Old 28-04-2011, 11:35   #445
hayalihakime

 
Mutlu

Hepsi cok güzel ellerinize sağlık en çok şunu sevdim:
Bak Böyle Yaparsan …

Hikaye bu ya, bir zaman gelmiş ve kaplumbağalar ülkesinde su tükenmiş.
n’apacağız,ne edeceğiz diye düşünmeye başlamışlar. aralarından en yaşlı ve bilge
olanı "bu dağı görüyor musunuz?? onun arka tarafında büyük bir göl var.
"demiş. ee koca dağı hepsi birden aşamazlar..arada yaşlı olanlar var. bunun
üzerine oraya gidip su getirmeleri için en genç 2 kaplumbağa seçilmiş. genç
kaplumbağalar 25 yıl sora göle ulaşmışlar. (ohaa demeyin..ancak çıkmışlar
dağı. hem nasıl olsa uzun yıllar yaşıyorlar.) ve o anda fark etmişler. suyu
alıp götürmek için yanlarına kap almayı unutmuşlar. kaplumbağalardan biri;

-ee napıcaz şimdi?? birimizin gidip kap alması lazım. diğerimizde burda
bekleyelim ki kimse gelip içmesin sudan!! en iyisi sen git!

-olmazzz... ben gideceğim sen ya suyu içersen. o zaman köy susuz kalır ve
hepimiz ölürüz susuzluktan!

-yok valla bak yemin ederim ağzımı sürmeyeceğim. sen git al gel kabı bekliyeceğim söz veriyorum!

bunun üzerine diğer kaplumbağa yola çıkmış. orda kalanda beklemeye başlamış.
aradan 30 yıl geçmiş. 50 yıl. 60 yıl... sonunda bekleyen kaplumbağa bu böyle olmayacak... galiba gelmiyecek bu. köydekiler de öldü herhalde
susuzluktan... en iyisi ben biraz su içeyim de bari ben hayatta kalayım...
kaplumbağaların soyu devam etsin. tam eğmiş kafasını göle doğru bir yudum
alacakken çalıların arkasından bir ses duyulmuş...

-bak böyle yaparsan gitmem amaaa!!!!!!!!!! )))))))))))))))))))))))
Old 28-04-2011, 11:43   #446
hayalihakime

 
Varsayılan

Okula yeni atanan Din Kültürü ögretmeni bir yandan ders işlemeye bir yandan da öğrencilerini tanımaya çalışıyormuş.
Öğrencilerden birine sormuş:
-Adın ne kızım?
-Kevser öğretmenim.
-Güzeeell, oku bakalım şimdi Kevser Suresini!
Çocuk kevser suresini okuyup oturmuş.Hoca başka bir öğrencisine:
-Senin adın ne evladım?
-Fatih öğremenim.
-O zaman Fatihayı oku da dinleyelim.Öğrenci sureyi okurken hocanın gözü sürekli sıranın altına doğru gizlenmeye çalışan bir öğrenciye takılmış:
-Oğlum senin adın ne?
-Yasin öğretmenim ama bana kısaca Sübhaneke derler
Old 16-05-2011, 13:47   #448
kezzy

 
Varsayılan

Dünyanın en kısa fıkrası: "iki kadın 'SESSİZCE' oturuyormuş"..
Necip Fazıl Kısakürek
Old 25-05-2011, 11:24   #449
Av. Gülgün

 
Varsayılan Kör pilot

Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler, bavullarını gösteriyorlar. O sırada uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş. İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler.Yolcular fena halde şaşırmışlar. Nasıl şaşırmasınlar; kaptan pilotun elinde bir beyaz baston, kolunda üç noktalı bant, yardımcı pilotun elinde bir köpek taşması, tasmanın ucunda bir köpek.. Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa. Günlerden bir nisan değil ama, “Şaka herhalde” demiş yolcular, doluşmuşlar uçağa.
Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış. yolcuların gözleri camda. Uçak hızlanmış.. Yolcular endişelenmeye başlamışlar. Uçak daha hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış. Uçak iyice hızlanmış. Bazı yolcular paniklemiş dua etmeye başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış. Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 10 metre sonra betonun bitip çimlerin başladığı gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar.
Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş. Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış. Kaptan pilot arkasına yaslanmış. Derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş: “Biliyor musun?” demiş,"Bir gün çığlık atmayacaklar ve hepimiz öleceğiz!
Old 27-05-2011, 09:49   #450
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Bir Fransız, bir Alman ve bir Türk müzede "Adem ve Havva Cennet Bahçesinde" adlı tablonun karşısına geçmişler.
Alman, "Şu vücutların mükemmelliğine bakın. Adem ile Havva Alman olmalı." demiş.
Fransız karşı çıkmış, "Havva ne kadar dişi, Adem ne kadar erkek. Bu kadar seksi olduklarına göre kesin Fransız olmalılar." demiş.
Türk ise "Yok, yok; bunlar olsa olsa bizdendir. Baksanıza; üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok ama zavallılar kendilerini cennette sanıyorlar." demiş.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Fıkra Gibi Tüketici Şikayetleri Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 0 26-09-2006 12:31
Fıkra:) buketoz Site Lokali 4 22-03-2004 00:13
Fıkra - Çok Güldüm Batu Han Site Lokali 0 28-02-2003 19:45
Bir De Fıkra Cest la vie Site Lokali 0 24-03-2002 23:26
ANAYASA m. 38/ 7 son fıkra Av. Hulusi METİN Hukuk Sohbetleri 0 10-02-2002 14:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05585790 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.