Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

O Kızın Adı Yağmur'du...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-01-2010, 22:30   #1
Alican MERT

 
Varsayılan O Kızın Adı Yağmur'du...


O KIZIN ADI YAĞMUR'DU...
Hayat herkese eşit davranmıyor… Evet klişe bir laf; ama örneklerle bunu görmek daha da acı oluyor. Çevrenizde görürsünüz, biri son model lüks arabaya bineni, hemen yanı başında ise kıt kanaat biriktirdiği parayla aldığı emektarını çalıştırmaya çalışanı. Gece ile gündüz bile yılda 2 kere eşit oluyor. O da denk geliyor işte.
Şanssızlık doğuştan gelir, ben buna inanırım. Bir kız tanıyordum; adı Yağmur’du. Yağmur gibi şeffaf, duru, temiz… Hayat ona doğduğu an gülmemiş. Babasını hiç tanımamış güzel Yağmur. Annesini ise hiç sormayın. Ciğeri beş para etmez, suratına tükürseniz Allah’ın gücüne gidecek tipteki adamları eğlendirerek küçük Yağmur’a mutluluk almaya çalışıyor. Yaşıtlarının 40 çeşit kıyafeti varken, Yağmur’un yedekte giyecek elbisesi bile yok. Akranları en son çıkan çikolataları yiyip, en güzel besinleri tüketirken o, annesinin adeta yerine getirmesi zorunlu bir devlet hizmetiymiş gibi yaptığı işin karakterlerinin getirdiği 2 kuruş etmez çikolatalarla seviniyor.
Bu kızın adı Yağmur… Hani derler ya insanlar isimlerinin anlamlarıyla doğarlar, işte bu şanssız yavrucak için de öyle. Adı Yağmur… Gözyaşlarını tutamıyor, akıyor o pırlanta taneleri göz pınarlarından bir yağmur gibi. Yine de mutlu Yağmur. Evlerine gelen o sahte mutluluk sahiplerinin her birini adeta hiç tanımadığı babası gibi görüyor; baba ne demek hiç görmemiş ki…
Yağmur’u gördüm geçen gün, kolu alçıya alınmış, sordum: “ Koluna ne oldu Yağmur?” . Yüzünü aşağı eğdi utanarak. Görseniz, sanki banka soymuş, adam öldürmüş gibi utandı. Bu beni de utandırdı. Acaba küçücük bir kızı bu denli üzecek, utandıracak ne sormuştum? Sorumu yenilemek üzereyken dünyalar güzeli Yağmur kafasını kaldırdı ve gözlerime bakarak : “Düştüm, parmağım kırıldı.” dedi. Kendisi de söylerken inanmamıştı zaten buna. Üstelemek istemedim. Anlamıştım ona bunun nasıl olduğunu. Gürültü eksik olmazdı evlerinden zaten. Annesinin sahte sevgilileri içti mi basarlardı azarı bu dünyada kimsesi olmayan ana kıza. Kimisi duramaz kapıyı bacayı aşağı indirirdi. Herhalde o anlardan birinde nasibini almıştı yavrucak. Öfkem, Yağmur’un o mahmur bakışları altında ezildi.
Yağmur 9 yaşındaydı; ama 90 yaşında bir insanın çekemeyeceği sıkıntılara göğüs germişti minik yüreği. Bu kızın adı Yağmur’du, büyüyünce sel olup tüm pislikleri götürmeliydi; ama nasıl? Etrafında örnek alacak kimsesi yoktu garibimin. Okula ise sadece 1 ay gitmişti. Bunu da sağ olsun yine annesinin eğitim sever bir gece misafiri sağlamıştı. Tabi diğer gönül hoşluğu arayan muhteremler bunu önemsememişti.
Bir haftalığına şehir dışına çıktım. Hem tatil hem ticaret benimkisi. Geri döndüğümde bir durgunluğun olduğunu sezmemek için insanın algılama yeteneğini kaybetmesi lazımdı. Mahallenin kadınları Yağmur’ların evine bakıp, dedikodu yapmıyordu. Mahallenin ergenlik çağına girmiş, her birinin kendini bir Don Juan bir Casanova zannettiği gençler Yağmur’ların evinin kapısından ayrılmış, içerideki sigara dumanı çıksın diye günün 24 saati açık bırakılan o pencere kapatılmıştı. Buydu işte bende bir tuhaflık olduğunu uyandıranlar. Yağmur ile son karşılaştığımız yer olan bakkala sordum: “ Ne oldu Hasan? Nedir bu durgunluk?” . Hasan’ın yüzüme bakarken takındığı ifade hepten beni meraka sokmuştu; ama bunun sonundan iyi bir şey çıkmayacağına da işaret ediyordu.
“ Hiç sorma abi. Sen gittikten 3 gün sonra Yağmur’un annesinin bir belalısı gelmiş gece geç saatte. Kadından yemek istemiş. O da evde bir şey yok demiş. E tabi adam içmiş bayağı. Tepesi atmış. Yavrucak Yağmur yerde oyun oynuyormuş kendi kendine. Hırsını ondan çıkarmak istemiş, tekmelemeye başlamış kızı. Annesi durdurmaya çalışmış, onu da hırpalamış. Kadın tam bıçağı almış ki vursun, adam kapmış bıçağı, kadına saplamış. Yağmurcuk da ağlamış hüngür hüngür. Adamın akli melekeler tamamen gitmiş abi. Hızını alamamış garibimi de öldürmüş gözünü kırpmadan. Olacağı buydu ya zaten…” . Sevinçle hüzün arasında Hasan’dan duymuş olduğum bu olay karşısında yere yığılmamak için zor attım kendimi bakkalın önündeki iskemleye. Vah Yağmur’um!!! Nasıl kıydı sana o hayvan? Büyüyüp, sel olacaktın sen. Tüm pislikleri temizleyecektin hani? Keşke burada olsaydım. Belki duyardım da engel olabilirdim seni katletmesine. Ben de bıraktım gittim seni Yağmur.
Biraz kendime geldikten sonra evlerinin önüne gittim. Her yer virandı. Bir kağıt ilişki kapı eşiğinde gözüme. Alçılı olmayan koluyla çizmeye çalıştığı belli oluyordu resmin karışıklığından. Keşke görmeseydim o resmi. Bizi çizmiş yavrum buruş buruş olmuş kağıda. Elinden tutmuşum onun. Tutamadım be Yağmur. Ben de bıraktım senin elini. Yağmur damlası gibi kayıp gittin işte. Tutamadım.
O kızın adı Yağmur’du. Yağmur gibi kayıp gitti avucumuzdan. Tutup bir yere koyamadık onu. Hayat çizmişti zaten kaderini. Çok şey sığdırmıştı o küçük yaşamına. Yaşıtları gibi gülmeye hasretti. Sıcak bir sevgi görememişti. Artık çektiği acılar son buldu, kurtuldu boyundan büyük yük taşımaktan.
O da isterdi son model, temiz, renkli kıyafetler giymeyi. O da isterdi pabucundan su girmesin, çeşit çeşit meyveler yesin. Ama olmadı, olamazdı da. Çizgisi buymuş onun. Adı Yağmur’du; ama silemedi o tüm bu olanları…
Old 29-01-2010, 14:19   #2
supernatural

 
Rahatsiz

Dua ediyorum ki bu yazdıklarım sadece böyle denemelik yazılar olur ya onlardan olsun diye.

Eğer gerçekse (ki gerçek olmaması tek temennim) insanlıktan çıkmışız artık diyecek başka söz yok.

Alıntı:
Bir kağıt ilişki kapı eşiğinde gözüme. Alçılı olmayan koluyla çizmeye çalıştığı belli oluyordu resmin karışıklığından. Keşke görmeseydim o resmi. Bizi çizmiş yavrum buruş buruş olmuş kağıda. Elinden tutmuşum onun. Tutamadım be Yağmur. Ben de bıraktım senin elini. Yağmur damlası gibi kayıp gittin işte. Tutamadım.
O kızın adı Yağmur’du. Yağmur gibi kayıp gitti avucumuzdan. Tutup bir yere koyamadık onu. Hayat çizmişti zaten kaderini. Çok şey sığdırmıştı o küçük yaşamına. Yaşıtları gibi gülmeye hasretti. Sıcak bir sevgi görememişti. Artık çektiği acılar son buldu, kurtuldu boyundan büyük yük taşımaktan.


en mahveden yeri de burasıydı.
Old 29-01-2010, 21:41   #3
Alican MERT

 
Varsayılan

Benim yazdıklarım biraz gözlemve birazda kendi yorumum. Lakin günümüz dünyasında buna benzer ve nice kötü olaylar oluyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çalışan kızın ölümü nedeniyle annesine maaş bağlanır mı? Av. İlhan SALBAŞ Meslektaşların Soruları 4 29-06-2009 15:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04169607 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.