Görevi İhmal Suçu

Merhaba arkadaşlar. Vekaleten bakılan görevlerde, görevi ihmal suçu oluşur mu?

Sayın emran;

Vekaleten bir görevin başında yer alan kamu görevlisi, asaleten görevli şahsa ait olup kendisine de tanınan yetkileri nasıl kullanabiliyor ise, aynı şekilde TCK 257. madde düzenlemesini ilgilendiren bir ihmal ve/veya görevi kötüye kullanma şeklinde gereçekleşen işlem ve eyleminden de sorumlu tutulabilir.
Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesine göre;
" (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İrtikâp suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. " Saygılarımla..

Görevin vekaleten veya asaleten olması suçun oluşması bakımından ölçüt değil. önemli olan yürütülmekte olan görevin gereklerine aykırı davranmak.

MADDE 20 - (1) Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.

TCK 257. madde gerekçesinde;
Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, gerçekleştirilen fiilin, kamu görevlisinin görevi alanına giren bir hususla ilgili olması gerekir.
Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, görevin gereklerine aykırı davranışın mutlaka icrai davranış olması gerekmemektedir. Görevin gereklerine aykırı davranışın, ihmalî bir hareket olması hâlinde de, görevi kötüye kullanma suçu oluşabilecektir. Görevi kötüye kullanma suçunun icrai veya ihmali davranışla işlenmesinin sadece ceza miktarı üzerinde bir etkisi olabilecektir.

görevi ihmal "mahsus suç"lardandır. bu suçun faili ancak bir kamu görevlisidir. görevi ihmal suçunun sübutu için kanuna uygun ifa edilmesi gerekli bir görevin varlığı şarttır. bu durumda görev vekaleten(vekaletin kanuni şartları tamamsa) üstlenilmişse elbette görev savsandığı vakit görevi ihmal etmiş olursunuz.

Alıntı: Yazan 8xy görevi ihmal "mahsus suç"lardandır. bu suçun faili ancak bir kamu görevlisidir. görevi ihmal suçunun sübutu için kanuna uygun ifa edilmesi gerekli bir görevin varlığı şarttır. bu durumda görev vekaleten(vekaletin kanuni şartları tamamsa) üstlenilmişse elbette görev savsandığı vakit görevi ihmal etmiş olursunuz.

Vekaletin kanuni şartları tamam. Ancak, burada vekaleten göreve bakan şahıs doktor. Vekaleten baktığı iş ise, Sağlık İl Müdürlüğünde eczanelerin reçete işlemleri. Yani ödemeler. Vekaleten bakılan görevin kişinin asıl mesleğinden ve uzmalık alanından uzak olması halinde, yine görevi ihmalden bahsedilebilir mi?

vekaleten bakılan iş kişinin asıl meslek ve uzmanlığından uzak olsa dahi o görevi kanuna uygun yapmakla görevi ihmal etmemekle mükelleftir.

kaldı ki bahsettiğiniz somut olayda bir doktorun reçete işinden anlamayacağı öne sürülemez. ancak ihmal neticesi herhangi bir kamu zararının meydana gelmemesi suçun oluşumunu engelleyecektir.

Merhaba Sayın Meslektaşlarım,

Bugün çok ciddi bir problemle karşılaştım. Meslek hayatımda ilk defa böylesi bir durum yaşadım. Aklım karıştı, ne düşüneceğimi bilemedim. Bana yorumlarınızla yol göstermenizi rica edeceğim.

Mevzu şu;
Müvekkil şirket adına borçlu olmadığımızın tespiti için menfi tespit davası açmış idim. İcra veznesine alacağın tamamı yatırıldı, ihtiyati tedbir için %15 teminat yatırıldı. Buraya kadar her şey yolunda... Duruşma günü Mahkeme yetkisiz olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verdi.Karar kesinleştikten sonra 2 hafta içinde dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulması gerekiyordu. Ancak ben iş yoğunluğundan gönderilmesi talebinde bulunmayı UNUTTUM!

Ve ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildi. Fakat henüz karar tarafıma tebliğ edilmiş değil. Karar kesinleştikten sonra icra dosyasındaki para çekilecek, icra takibi kaldığı yerden devam edecek. Ve ben müvekkilimi mağdur etmiş olacağım...

Sorum şu; NE YAPABİLİRİM ??
KARŞILAŞACAĞIM HUKUKİ VE CEZAİ DURUMLAR NELERDİR??
MÜVEKKİLİM MAĞDURİYETTEN KURTARABİLMEM İÇİN BİR FORMÜL BULABİLİR MİYİM.?

İnanın aklım durdu, değerli yorumlarınızı bekliyorum. Saygılar..

Alıntı: Merhaba Sayın Meslektaşlarım, Bugün çok ciddi bir problemle karşılaştım. Meslek hayatımda ilk defa böylesi bir durum yaşadım. Aklım karıştı, ne düşüneceğimi bilemedim. Bana yorumlarınızla yol göstermenizi rica edeceğim. Mevzu şu; Müvekkil şirket adına borçlu olmadığımızın tespiti için menfi tespit davası açmış idim. İcra veznesine alacağın tamamı yatırıldı, ihtiyati tedbir için %15 teminat yatırıldı. Buraya kadar her şey yolunda... Duruşma günü Mahkeme yetkisiz olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verdi.Karar kesinleştikten sonra 2 hafta içinde dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulması gerekiyordu. Ancak ben iş yoğunluğundan gönderilmesi talebinde bulunmayı UNUTTUM! Ve ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildi. Fakat henüz karar tarafıma tebliğ edilmiş değil. Karar kesinleştikten sonra icra dosyasındaki para çekilecek, icra takibi kaldığı yerden devam edecek. Ve ben müvekkilimi mağdur etmiş olacağım... Sorum şu; NE YAPABİLİRİM ?? KARŞILAŞACAĞIM HUKUKİ VE CEZAİ DURUMLAR NELERDİR?? MÜVEKKİLİM MAĞDURİYETTEN KURTARABİLMEM İÇİN BİR FORMÜL BULABİLİR MİYİM.? İnanın aklım durdu, değerli yorumlarınızı bekliyorum. Saygılar..

Sayın Av. Şükran Duman;

Öncelikle geçmiş olsun. Meslek hayatında telafisi zor olan hatalar yapmayan yok gibidir, her şeye rağmen soğukkanlı olmak gerekir.

Kesinleşmeyle birlikte ivedi bir şekilde yetkili mahkemede menfi tespit davası açıp tedbir talebinde bulunmanız ve para dosyadan çekilmeden önce -hemen- tedbir kararı verilmesi için çabalamanız dışında aklıma çözüm gelmedi.

Dosyadan paranın çekilmesi işlemi gerçekleşmiş olsa dahi menfi tespit davası açmanıza engel bir durum olmadığından olumlu bir sonuç elde etmek her halükarda mümkündür diye düşünüyorum.

Saygılarımla...