Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Evlatlık verilen çocuğu evlat edinen ölünce velayet hakkı ana babaya otomatik döner mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-02-2011, 09:22   #1
hazav

 
Varsayılan Evlatlık verilen çocuğu evlat edinen ölünce velayet hakkı ana babaya otomatik döner mi?

çocuk evlatlık verilmiş ve evlat edinen ölmüştür.Velayet hakkı ana babaya otomatik olarak döner mi yoksa velayet hakkının ana babaya tekrar dönmesi için ana babanın vasi olarak atanması için dava mı açmak gerekir.
Old 02-02-2011, 10:23   #2
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hazav
çocuk evlatlık verilmiş ve evlat edinen ölmüştür.Velayet hakkı ana babaya otomatik olarak döner mi yoksa velayet hakkının ana babaya tekrar dönmesi için ana babanın vasi olarak atanması için dava mı açmak gerekir.

Evlat edinenin ölümü ile çocuğun velayetinin boşlukta kaldığını,velayetin anne ve babaya verilmesi gerektiğini düşünüyorum.Vesayet hükmü de verilse velayet hükmü sonuçlarını doğurur.Pekte değişen bir şey olmaz aslında.
Old 02-02-2011, 10:56   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU

E. 1954/17

K. 1954/24

T. 10.11.1954

ÖZET : Evlat edinme muamelesinin tamamlanmasıyla evlat edinen kimseye geçen küçük üzerindeki velayet hakkı, bu kimsenin, ölümüyle kendiliğinden asıl ana ve babaya dönemez ve geçemez. Bu gibi hallerde küçüğe bir vasi tayini gerekir
Old 02-02-2011, 11:01   #4
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
T.C.

YARGITAY

İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU

E. 1954/17

K. 1954/24

T. 10.11.1954

ÖZET : Evlat edinme muamelesinin tamamlanmasıyla evlat edinen kimseye geçen küçük üzerindeki velayet hakkı, bu kimsenin, ölümüyle kendiliğinden asıl ana ve babaya dönemez ve geçemez. Bu gibi hallerde küçüğe bir vasi tayini gerekir

Çıkar çatışması olmaması durumunda vasi tayininin yerinde olmadığını düşünüyorum.Velayet hakkının önüne geçemez.Ben yerinizde olsaydım şartları da uygunsa çocuğun velayetini isterdim.Gerçi vasi de tayin edilse aile , sonuç değişmeyecek ama vasi tayinine gerek yok diye düşünüyorum.
Old 02-02-2011, 15:01   #5
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Özlem PEKSÜSLÜ
Çıkar çatışması olmaması durumunda vasi tayininin yerinde olmadığını düşünüyorum.Velayet hakkının önüne geçemez.Ben yerinizde olsaydım şartları da uygunsa çocuğun velayetini isterdim.Gerçi vasi de tayin edilse aile , sonuç değişmeyecek ama vasi tayinine gerek yok diye düşünüyorum.

Hukuki gerekçeniz?
Cocuk üzerinde hicbir yasal hakki olmayan kimseye neden velayet verilsin?

SAYGILARIMLA
Old 02-02-2011, 16:08   #6
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Hukuki gerekçeniz?
Cocuk üzerinde hicbir yasal hakki olmayan kimseye neden velayet verilsin?

SAYGILARIMLA

...Küçüğün kısıtlılık altına alınması yerine asıl olan velayet altına konulmasıdır.Vesayet altına alınmış olsa dahi velayet hükümleri uygulanır...
(Yargıtay 2.HD E.2001/6751 K.2001/8604)

Evlatlık ilişkisi sona erdiğinden doğal anne ve babanın koşulları varsa çocuklarının geçiminden sorumludur.

Anne ve babanın çocuklarının üzerinde haklarının hiçbir zaman sona ermeyeceğini düşünüyorum.Yasal haklar da buna dahil.Aksi olsa idi evlatlık verilen çocuklarla doğal anne ve baba arasında kişisel ilişki de kurulmasına izin verilmezdi.Buna benzer daha birçok şey.

Ama daha öncede belirttiğim gibi çıkar çatışması varsa o zaman vasi tayinini gidilmelidir diye düşünüyorum.
Old 02-02-2011, 18:02   #7
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Özlem PEKSÜSLÜ
...Küçüğün kısıtlılık altına alınması yerine asıl olan velayet altına konulmasıdır.Vesayet altına alınmış olsa dahi velayet hükümleri uygulanır...
(Yargıtay 2.HD E.2001/6751 K.2001/8604)

Evlatlık ilişkisi sona erdiğinden doğal anne ve babanın koşulları varsa çocuklarının geçiminden sorumludur.

Anne ve babanın çocuklarının üzerinde haklarının hiçbir zaman sona ermeyeceğini düşünüyorum.Yasal haklar da buna dahil.Aksi olsa idi evlatlık verilen çocuklarla doğal anne ve baba arasında kişisel ilişki de kurulmasına izin verilmezdi.Buna benzer daha birçok şey.

Ama daha öncede belirttiğim gibi çıkar çatışması varsa o zaman vasi tayinini gidilmelidir diye düşünüyorum.

Evlatlik islemi ile beraber biyolojik anne ve babanin hukuki anne ve babaligi sona ermez mi? Hukuken anne ve baba olmayanlar velayet hakkina sahip olur mu?
Evlat edinenin nufüsuna kaydedilen evlatlik, evlat edinenin ölümü ile beraber otomatikman biyolojik anne ve babanin nüfusuna mi kayd edilir?
Aralarinda hukuken anne ve babalik bagi olmayan kisilere hangi yasa maddesine dayanarak velayet hakki vereceksiniz?

SAYGILARIMLA
Old 02-02-2011, 18:12   #8
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

Kendiliğinden anne babanın velayeti altına girmez.Velisi bulunmayan küçükler vesayet altına konurlar medeni kanuna göre.Evlatlık ilişkisinin kurulmasıyla birlikte gerçek anne babanın velayeti sona erer.Evlat edinen ölünce çocuk hukuken velisiz duruma gelir.Anne babanın ya da içlerinden birinin velayeti almasına engel bir durum olmadıkça,çocuğun yararı bunu gerektirdikçe ve anne babadan biri velayeti istedikçe çocuk velayet altına konmalıdır.Aksi halde kendisine bir vasi atanmalıdır.En uygun çözüm bu olur.
Old 02-02-2011, 19:28   #9
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Evlatlik islemi ile beraber biyolojik anne ve babanin hukuki anne ve babaligi sona ermez mi? Hukuken anne ve baba olmayanlar velayet hakkina sahip olur mu?
Evlat edinenin nufüsuna kaydedilen evlatlik, evlat edinenin ölümü ile beraber otomatikman biyolojik anne ve babanin nüfusuna mi kayd edilir?
Aralarinda hukuken anne ve babalik bagi olmayan kisilere hangi yasa maddesine dayanarak velayet hakki vereceksiniz?

SAYGILARIMLA


Anne babalığı değilde velayet hakları sona erer.Evlat edinene geçer.Evlat edinen de vefat edince velayet hususu boşlukta kalır.Dolasıyla anne ve baba çocuklarının velayeti için talepte bulunabilir diye düşünüyorum.Uygun şartlar yoksa da vasi atanır.Ben belirttiğim gerekçelere dayanarak talep ederim sadece avukat bey.Gerekçelerimi belirttim ve benim için yeterli.Siz hangi kanun maddelerine dayanarak bir çocuğunun anne babasından velayet hakkını talep etmesini dahi elinden alacaksınız?Saygılarımla
Old 03-02-2011, 03:30   #10
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Özlem PEKSÜSLÜ
Anne babalığı değilde velayet hakları sona erer.Evlat edinene geçer.Evlat edinen de vefat edince velayet hususu boşlukta kalır.Dolasıyla anne ve baba çocuklarının velayeti için talepte bulunabilir diye düşünüyorum.Uygun şartlar yoksa da vasi atanır.Ben belirttiğim gerekçelere dayanarak talep ederim sadece avukat bey.Gerekçelerimi belirttim ve benim için yeterli.Siz hangi kanun maddelerine dayanarak bir çocuğunun anne babasından velayet hakkını talep etmesini dahi elinden alacaksınız?Saygılarımla

Avukat Hanım,
1. velayet hususu boşlukta kalan çocuklarının velayeti için talepte bulunabilecek anne ve babanın nafaka ödeme mükellefiyeti doğar mı doğmaz mı?
2. Uygun şartlar olmadığında tayin olunan vasi çocuk adına anne ve babadan nafaka talep edebilir mi?
3. Yargıtay'ın, 'Evlat edinme muamelesinin tamamlanmasıyla evlat edinen kimseye geçen küçük üzerindeki velayet hakkı, bu kimsenin, ölümüyle kendiliğinden asıl ana ve babaya dönemez ve geçemez. Bu gibi hallerde küçüğe bir vasi tayini gerekir', dediği bir konuda 'Gerekçelerimi belirttim ve benim için yeterli.' türünden bir ifade ne ölçüde hukukuki bir gerekçe sizin görüşünüze göre?

Saygılarımla
Old 03-02-2011, 09:36   #11
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Avukat Hanım,
1. velayet hususu boşlukta kalan çocuklarının velayeti için talepte bulunabilecek anne ve babanın nafaka ödeme mükellefiyeti doğar mı doğmaz mı?
2. Uygun şartlar olmadığında tayin olunan vasi çocuk adına anne ve babadan nafaka talep edebilir mi?
3. Yargıtay'ın, 'Evlat edinme muamelesinin tamamlanmasıyla evlat edinen kimseye geçen küçük üzerindeki velayet hakkı, bu kimsenin, ölümüyle kendiliğinden asıl ana ve babaya dönemez ve geçemez. Bu gibi hallerde küçüğe bir vasi tayini gerekir', dediği bir konuda 'Gerekçelerimi belirttim ve benim için yeterli.' türünden bir ifade ne ölçüde hukukuki bir gerekçe sizin görüşünüze göre?

Saygılarımla

Avukat Bey,yargıtay kararları evet yol göstericidir ama bir yere kadar.Aksi yönde bir karar da sundum size.Aslında farklı görüşler var bu konuda.Sınavda hissettim bir an kendimi.Anne babanın maddi gücü varsa nafaka ödeme yükümlülüğü vardır.Yoksa da velayet boşlukta kaldığı için devlet karşılar.

Benim görüşüme göre doktrin

İsterseniz artık biz bu konuyu diğer arkadaşlara bırakalım.Tercih konuyu açan meslektaşımıza kalmış.Saygılarımla
Old 03-02-2011, 11:16   #12
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın Yücel KOCABAŞ'ın sunmuş olduğu İçtihadı Birleştirme Kararı, gayet açık ve net bir biçimde konuya açıklık getirmiş. 1954 tarihinden bu yana da bu konuda başka bir içtihat geliştirilmemiş. Saygılarımla..
Old 03-02-2011, 18:04   #13
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Bu konuda kanun hükmü bulunmayıp, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı vardır. Av.Engin Ekici'nin belirttiği gibi şimdiye kadar aksi bir içtihatı birleştirme kararı çıkartılmamıştır.

İçt. B. Kararları sıradan kararlar değildir. Kanun hükmü gibidir. Hatta kanunlar gibi Anayasaya aykırılık denetimi yapılmadığından kanunlardan daha etkili olduğu söylenebilir. Yargıtay Kanunu Madde 45 – ‘ e göre İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.”

Bağlayıcı olan İçtihadı Birleştirme Kararı karşısında , aksini savunan öğretideki görüşler temenni niteliğinde kalır. Belirtelim ki anne ve babanın vasi olarak atanmasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Diye düşünüyorum.

“... Türk hukukunda kabul edilen baskın görüşe göre, evlat edinen kişinin/eşlerin velayet hakkının herhangi bir şekilde kaybetmeleri (ölüm, ayırt etme gücünü yitirme vs.) hallerinde velayet hakkı kendiliğinden ana/babaya dönmez.

10.11.1954 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında baskın görüşün ulaştığı sonuç kabul edilmiştir. Yargıtay, bu içtihadı birleştirme kararından sonra verdiği başka bir kararda bu gibi durumlarda öz ana/babaya velayet hakkı dönmeyeceği gibi mahkeme kararıyla dahi velayet hakkının verilemeyeceğini, ancak anan babanın sadece vasi tayin edilebileceklerini belirtmiştir. Yarg. 2.HD 15.09.1970 E.5623, K.5295 sayılı kararına göre;

(...) Evlat edinenin ölmesi halinde (...) ana/babanın evlatlık rabıtası kurulması ile zeval bulan velayet velayet hakları yeniden vücut bulmaz. Çünkü evlatlık rabıtasının tesisine müsaade eden anan babanın bizzat velayet hakları zeval bulur. Nitekim mehaz isviçre medeni kanununu hazırlanırken Medeni kanunu hazırlayan encümen evlat edinenein ölümü halinde velayetin ana babaya dönmesini derpiş eden bir teklif yapmış fakat kanunda buna yer verilmemiştir. Bu da, kanun koyucunun evlat edinenin ölümü halinde velayetin ana babaya avdet etmeyeceğini uygun bulduğunu gösterir. 10.11.1954 gün ve 17/24 sayılı içtihadı birleştirme kararı da bu sebeple çıkarılmıştır. Aksi takdirde yani velayetin kazai yoluyla ana babaya tevdii caiz bulunsa idi evlat edinenin ölümü halinde evlatlığın vesayet altına alınmasını ön gören içtihadı birleştirme kararına lüzum kalmazdı. Karardaki, (kendiliğinden velayetin anan babaya geçemeyeceği) yolundaki ibarenin muhalif mefhumundan kararla ana babaya velayet tevdi olunabilir manasını çıkarmaya imkan yoktur. Çünkü içtihadı birleştirme kararı vesayeti gerekli görmekle velayetin geri dönmeyeceğini kabul etmiştir. (...) Ana babanın vasi tayini her zaman mümkün ve hatta mahzur yoksa tavsiyeye şayandır. (...) velayetin nezi halinde nezi sebebi kalktığında velayetin ana babaya tevdii caiz ise de bu hüküm kıyasen dahi olsa olaya uygulanamaz (...)." Yazarın notu: Evlat edinen öldükten sonra hakimin öz ana babaya velayeti tekrar vermesi olanaklı görülmelidir.

Açıklamalar ;Murat AYDOĞDU , Evlat Edinme, 2006, s.694 vd.

T.C.
YARGITAY

İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU

E. 1954/17

K. 1954/24

T. 10.11.1954

EVLAT EDİNENİN ÖLÜMÜ ( Evlatlık Küçük Üzerindeki Velayet İçin Vasi Tayinine Gerek Olması )

• EVLATLIĞIN VELAYETİ ( Evlat Edinenin Ölümünden Sonra Vasi Tayininin Gerek Olması )

• VASİ TAYİNİ ( Evlat Edinenin Ölümünden Sonra Evlatlık Üzerindeki Velayetin Ana Babaya Direk Geçmemesi )

• VELAYETİN DÖNÜŞ VE GEÇİŞİ ( Evlat Edinenin Ölümünden Sonra Küçük Evlatlık Üzerindeki Velayet Hakkının Vasiye Verilmesi )

743/m.253, 257

7.12.1955 g. ve E. 1955/11 K. 1955/24 s. Yg. İçt. Bir. K.

ÖZET : Evlat edinme muamelesinin tamamlanmasıyla evlat edinen kimseye geçen küçük üzerindeki velayet hakkı, bu kimsenin, ölümüyle kendiliğinden asıl ana ve babaya dönemez ve geçemez. Bu gibi hallerde küçüğe bir vasi tayini gerekir.
DAVA : Temyiz Mahkemesi İkinci Hukuk Dairesinin 28 Eylül 1942 tarih ve 2189 E. / 3561 K. sayılı ve 5 Mart 1954 tarih ve 1230 E. / 1194 K. sayılı ilamları arasındaki içtihat ihtilafının halli mezkur daire Reisliğinin 25 Haziran 1954 tarih ve 70 sayılı yazısı ile istenilmesine mebni Tevhidi İçtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetinde keyfiyet müzakere olundu.
KARAR : İkinci Hukuk Dairesinin 28 Eylül 1942 tarih ve 3561/2189 sayılı ilamiyle ( Medeni Kanunun 257 inci maddesinde yazılı olduğu üzere evlat edinmekle Ana ve Babaya ait hak ve vazifeler evlat edinen kimseye geçerse de, evlat edinmeye muvafakatla Ana ve Baba yalnız velayetin icrasından feragat etmiş olup bu hükme göre evlat edinenin vefatiyle velayetin hakiki Ana ve Babaya rücuu zaruri olduğu ) ve 5 Mart 1954 tarih ve 1194/1230 sayılı ilamiyle de ( Medeni Kanunun mezkur 257 inci maddesinde evlatlık, evlat edinenin aile ismini alacağı ve mevcut mirascılığına halel gelmeksizin onun mirascısı olacağı, Ana ve Babaya ait hak ve vazifelerin evlat edinene geçeceği yazılı olup evlat edinme muamelesinin tekemmülü üzerine bu haklar kendiliğinden evlat edinene geçip mezkur kanunun 262 inci maddesi mucibince hakiki Ana ve Babanın haiz oldukları velayet hakkını zayi edeceği, evlat edinenden velayet nezolunduğu veyahut vefatı halinde küçük olan evlatlığın velayeti hakiki Ana ve Babasına kendiliğinden avdet etmeyip bu gibi hallerde küçüğe vasi tayini icap edeceği ) içtihat edilmiş olduğundan dairenin bu iki ilamı arasındaki içtihat uyuşmazlığı açıktır.
Umumi Heyet Azalarından bazıları evlat edinmenin, asıl Ana Baba hakkında velayet hakkının telafisi mümkün olmayacak surette nez ve ıskatını mucip olmayıp evlat edinen kimse velayet hakkıyle mücehhez olduğu müddetce bu hakka malik olmasına mebni evlatlığın Ana ve Babasından yalnız velayetin istimal ve icrası nezedilmiş olduğu cihetle evlat edinen kimsenin vefatiyle zeval bulunmuş olan velayet hakkının kendiliğinden asıl Ana ve Babaya veyahut bunlardan berhayat olana avdet ve intikali tabii ve zaruri bulunduğunu ve bu gibi hallerde salahiyettar makamın müdahalesine ve vasi tayinine lüzum olmadığı mütalaasında bulunmuşlardır.
Bu mülahaza çoğunlukça aşağıdaki sebep ve mülahazalara mebni isabetli görülmemiştir. Şöyle ki:
Hadisede halli icap eden husus; Ana ve Baba küçük çocuklarına evlatlık olarak vermekle çocuk üzerindeki velayet haklarını kati surette zayi edip etmediği, evlat edinen kimsenin vefatı halinde henüz küçük olan evlatlığın salahiyettar makamın müdahalesine lüzum olmaksızın velayetin kendiliğinden hakiki Ana ve Babasına avdet ve intikal eyleyip eylemeyeceği keyfiyetidir. Neseb Medeni Kanunumuzun tanzim tarzına göre tabii ve akdi olmak üzere iki nevidir.
Evlat edinmede hukuku aileye müteallik hususi bir mukavele ile evlat edinen ile evlatlık arasında, ebeveyn ve evlat rabıta ve münasebetinin tesisinden ibaret bir müessesei hukukiyedir. Evlat edinme muamelesinin tekemmülü ile evlatlık ile evlat edinen arasında sahih neseb rabıtası teessüs edip kanunen evlatlık, evlat edinen kimsenin nesebi sahih evladı olmakta ve aralarında akdi bir neseb vücut bulmakta ve evlatlığın, evlat edinenin soyadını alması, nafaka ile mükellef bulunması, evlat edinenin kanuni mirascısı ve mirasda mahfuz hisse sahibi olması, evlat edinenin evlatlığın malları üzerinde velayetin gerektirdiği haklara sahip bulunması gibi neticeler husule gelmektedir ki, bütün bu hükümler nesebi sahih bir çocuğun hukuki durumunun aynını ifade etmektedir.
Bunun için ( Mümeyyiz olsun gayri mümeyyiz olsun ) sağır veya mahcurun evlatlığa alınması hususunda Medeni Kanunun 254 üncü maddesinde tasrih edildiği veçhile hem Babasının ve hem de Anasının rıza ve muvafakatlarını istihsal mecburiyeti vazedilmiştir. Binaenaleyh Ana, Baba küçük çocuklarının evlatlığa alınmasına rıza ve muvafakat etmekle velayet haklarını irade ve ihtiyarlariyle evlat edinene terk ve bu haklarını ıskat ve zayi eylediklerinin kabulü icap eder. Ana ve Babanın çocuk üzerindeki velayet haklarının devam ettiğinin kabulü, evlat edinen kimsenin evlat edinmedeki maksat ve gayesine de uygun düşmez. Zira kırk yaşına gelmiş ve bu yaşa kadar evladı olmamış olan kimse evlat hasret ve iştiyakı ile bu muameleye yani evlat edinmeye tevessül eylemiş ve bunu kabul etmiştir.
Esasen Ana ve Babanın küçük üzerindeki velayetlerinin mevcudiyet ve devamını kabule 257 inci maddenin mutlak ve sarih olan amir hükmü de müsait değildir. Maddede açık ve kesin olarak ( Ana ve Babaya alt hak ve vazifeler evlat edinen kimseye geçer ) denilmektedir. Eğer Vazu Kanunun kasdi yalnız hak ve vazifelerin icrası salahiyetinin evlat edinene geçeceği olsa idi ( İstimal ) kelimesini kullanmakla bu kasdını izhar ve ifade edebilirdi. Halbuki, kanunun metninden böyle bir mana istihracı mümkün değildir. Ana ve Babanın evlat edinmeye muvafakatlariyle zayi ve sakıt olan bu haklarının evlat edinen kimsenin vefatı halinde kendiliğinden avdet edeceğine dair kanunda bir hüküm de yoktur. Bununla beraber evlat edinen kimsenin vefatı halinde evlatlık henüz küçük olmasından naşi velayet hakkının kendiliğinden evlatlığın asıl Ana ve Babasına veyahut bunlardan berhayat olana avdet edeceğinin kabulü, küçüğün evlat edinme neticesi olarak intisap eylediği muhitinden birdenbire kaldırılmak, yeni vaziyeti içtimaiyesinde rahatsız edilmek, mali ve içtimai menfaatlarını tehlikeye düşürülmek gibi mahzurlar da tevlit edebileceğinden bu gibi hallerde salahiyettar makamca küçüğün faide ve menfaatleri nazara alınarak kendisine bir vasi tayin edilmesi kanunun ruhuna da uygun olur. Bu görüş tanınmış müelliflerin rey ve mütalaalariyle de teeyyüt etmektedir. Netice; Yukarıda yazılı sebep ve mülahazalara mebni Medeni Kanunun 253 üncü ve müteakip maddeleri mucibince teessüs etmiş olan evlat edinme muamelesi bu kanunun 257 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ( Ana ve Babaya ait hak ve vazifeler evlat edinen kimseye geçer ) diye vazolunan hükmü gereğince evlat edinme muamelesinin tekemmülü ile Ana ve Babanın velayet hakkını zayi edip evlat edinen kimseye geçen küçük üzerindeki velayet hakkının vefat sebebiyle Zevali vukuunda kendiliğinden, salahiyettar makamın müdahalesine lüzum olmaksızın asıl Ana ve Babaya veyahut bunlardan berhayat olana avdet ve intikal etmeyip bu gibi hallerde küçüğe bir vasi tayini icap edeceğine ve İkinci Hukuk Dairesinin bu yoldaki son içtihadının isabetli ve kanuna uygun bulunduğuna 10.11.1954 tarihli ilk müzakerede üçte ikiyi geçen ekseriyetle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Evlilik Dışında Velayet Hakkının Birlikte Kullanılması ve Velayet Hakkının İçeriği Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 8 12-02-2010 11:54
Velayet Av. Cem Arıcıgil Meslektaşların Soruları 1 04-06-2009 09:48
Velayet Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 10-05-2009 00:00
velayet davası devam ederken karşı velayet davası açılması İLKEM Meslektaşların Soruları 0 22-01-2008 17:07
Velayet Problemı/velayet Hakkı Annnede Olan Çocuğun Baba Tarafından Kaçırılması Konuk(NURCAN) Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 04-12-2007 17:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06728101 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.