Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İflasın Ertelenmesi - İşçi Ücreti

Yanıt
Old 20-09-2007, 18:49   #1
av.merih

 
Soru İflasın Ertelenmesi - İşçi Ücreti

Toplu konut inşaatını üstlenen şirket işçilerin ücretlerini ödememiştir. Borçlarından dolayı iflasın ertelenmesi kararı almış hakkında İİK 206 md. durumlar haric yapılan takipler durmuştur. İİK 206 md. istisnai durumlardan biriside işçi alacaklarını iflasın ertelenmesi kararı etkilemez ve takipler devam eder hükmünü içermektedir.

İşçilerin bağlı olduğu usta başlarında (duvar ustası) yapılan duvar işinden m2 hesabında alacağı yazılıdır yazılı fakat bu meblağlarda her işçinin alacağı ayrı ayrı belirtilmemiştir, bağlı olduğu kalfanın alacağı belirtilmiştir.

1 - Her işçinin alacağını ayrı ayrı belirtip mi dava açılmalı yoksa işçi kalafalarının toplam alacakları için bir dava yeterlimidir.

Yardımlarını için şimdiden teşekkur ederim
Old 01-10-2007, 15:56   #2
Selen Berna Ünlüatlı

 
Varsayılan

Anladığım kadarıyla siz hangisinin çabukluk açısından daha elverişli olacağı hususunda tereddüt ediyorsunuz.Ancak kalfaların adına dava açılması durumunda alacak kalfalar lehine hükmedileceğinden daha sonra işçilere sirayet ettirmek problem olacaktır.Eğer işçilere düşen pay hesaplanabiliyorsa hesaplayıp ayrı ayrı dava açmak doğru olacaktır.
Alıntı:
Yazan av.merih
Toplu konut inşaatını üstlenen şirket işçilerin ücretlerini ödememiştir. Borçlarından dolayı iflasın ertelenmesi kararı almış hakkında İİK 206 md. durumlar haric yapılan takipler durmuştur. İİK 206 md. istisnai durumlardan biriside işçi alacaklarını iflasın ertelenmesi kararı etkilemez ve takipler devam eder hükmünü içermektedir.

İşçilerin bağlı olduğu usta başlarında (duvar ustası) yapılan duvar işinden m2 hesabında alacağı yazılıdır yazılı fakat bu meblağlarda her işçinin alacağı ayrı ayrı belirtilmemiştir, bağlı olduğu kalfanın alacağı belirtilmiştir.

1 - Her işçinin alacağını ayrı ayrı belirtip mi dava açılmalı yoksa işçi kalafalarının toplam alacakları için bir dava yeterlimidir.

Yardımlarını için şimdiden teşekkur ederim
Old 18-02-2008, 16:13   #3
üye15547

 
Varsayılan

sayın merih,
iflasın ertelenmesi kararı(iik md.179-179/b) üzerine, borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacakalrının Tahsili Usulü Hakkında kanuna göre yapılanlar dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve önceden başlamış olan takipler durur; bir takip işlemi ile kesilen zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez.

bu süreç içerisinde rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir veya başlanmış olan takiplere devam edilebilir.işçi alacakları ve onların yardım sandıklarının alacakları , alacakların sırasının belirlenmesiyle ilgilidir.işçi alacakları ve yardım sandıkları alacakları adi alacaklardır(yani rehinle temin edilmemiş) ve imtiyazlıdır(1. sıra alacakları).dolayısıyla bahsettiğiniz durumda işçi alacakalrı ile ilgili bir takip yapabileceğiniz zanletmiyorum.206 maddeyi yanlış yorumladığınızı düşünüyorum.
Old 18-02-2008, 21:05   #4
Karaya

 
Varsayılan

İflasın ertelenmesi kurumunda işci alacağı takip yasağının dışındadır.İşci alacaklarının haciz yoluyla takibinde İİK m.179/B-3'te özel hükümler vardır.İİK m.206 kapsamında,işcilerin iş ilişkisine dayanan ve ihbar ve kıdem tazminatlarını da içeren alacakları;iflası ertelenen şirketin, işciler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkılatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış tesislere(örneğin vakıflara) veya derneklere olan borçları;aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları için erteleme kararından sonra dahi şirket aleyhine haciz yoluyla takip yapılabilmektedir.
Old 18-02-2008, 23:38   #5
engin güvenç

 
Varsayılan

Sn. Av. Merih

İ.İ.K. m. 179/b-3 karşısında, hakkında iflas erteleme kararı verilmiş borçluya karşı işçi alacaklarına ilişkin takip ya da dava açılabileceği konusunda hiç bir tereddüt yoktur.

İflas erteleme kararı kesinleşti mi, bilmiyorum ancak, iflas ertelemesi devam ettiği sürece takip ya da dava engeli ile karşılaşmayacağınızdan durumunuz rahat. Ancak iflas erteleme kararının bozulması ya da ileri ki yıllarda borçlunun projeye uymaması nedenleri ile hakkında iflas kararı verilmesi halinde, alacak kaydı, ve tasfiyeden para dağıtımı konularında sıkıntı yaşamamayı da düşünerek, halihazırda birebir işçiler adına dava açmakta fayda var. Ancak iflas erteleme kararı kesinleşti ise ve kalfalar adına açacağınız davaları daha çabuk neticelendireceğinizi düşünüyorsanız, o halde hazır alacaklılar borçlu hakkında işlem yapamıyorken bir an önce davalarınızı açıp sonuçlandırmaya bakın.

Esenlikler
Old 12-07-2011, 11:21   #6
Av.ALKIS

 
Varsayılan Bu Hukuk Genel kurul kararını gözden kaçırmayın meslekdaşlarım

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2008/12-657
K. 2008/662
T. 5.11.2008
• İFLASIN ERTELENMESİ ( Kararın Verildiği Tarihten Önceki 1 Yıl İçinde İşçilerin Tahakkuk Etmiş Alacak İhbar ve Kıdem Tazminatlarının Haciz Yolu İle Takip Edilebileceği - Sürenin Geçirilmesi Halinde İstisnadan Yararlanılamayacağı )
• İŞÇİLİK ALACAKLARININ HACİZ YOLU İLE TAKİBİ ( İİK.'da "İflasın Açılmasından Önceki 1 Yıl" İfadesiyle Belirlenen Sürenin İflasın Ertelenmesinde "Erteleme Kararının Verildiği Tarihten Önceki 1 Yıl" Olarak Kabulü Gereği - İstisnadan Yararlanma Hakkında Süre )
• İFLASIN AÇILMASINDAN ÖNCEKİ BİR YIL İFADESİ ( İİK. Md. 206'da Yazılı Bulunan/İflasın Ertelenmesinde "Erteleme Kararının Verildiği Tarihten Önceki 1 Yıl" Olarak Kabulü Gereği - Tahakkuk Etmiş İşçilik Alacaklarının Haciz Yolu İle Takip Edilebileceği )
• HACİZ YOLU İLE TAKİP ( İşçilik Alacakları - İflasın Ertelenmesinde Kararın Verildiği Tarihten Önceki 1 Yıl İçinde Tahakkuk Etmiş Alacakların Bu Yol İle Takip Edilebileceği - Sürenin Geçirilmesi Halinde Talebin Reddi Gereği )
• KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI ( İflasın Açılmasından Önceki 1 Yıl İçinde Tahakkuk Etmiş Olanlar Dahil Tüm İşçilik Alacakları ve İflas Nedeniyle İş İlişkisinin Sona Ermesi Üzerine Hak Edilen Alacaklar Bakımından Haciz Yolu İle Takip Yapılmasının Mümkün Olduğu )
2004/m. 179/b, 206/1
1475/m. 14
ÖZET : İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedenleriyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları bakımından haciz yolu ile takip yapılması mümkündür.

İİK'nun 206.maddesinde yazılı bulunan "iflasın açılmasından önceki bir yıl" ifadesiyle belirlenen sürenin; iflasın ertelenmesinde "erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl" olarak kabulü gerekir.

Ancak, İİK'nun 206/1.maddesinde öngörülen ( alacağın tahakkuk tarihi ) icra mahkemesince tespit edildiği üzere 28.10.2005 olup, iflasın ertelemesi tarihinden önceki bir yıldan daha öncedir. Bu durumda, alacaklı söz konusu istisnadan yararlanma hakkına sahip bulunmadığından mahkemece istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki “İcra Memurunun İşlemini Şikayet ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa 1. İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 16/10/2007 gün ve 517-562 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 25.02.2008 gün ve 606-3387 sayılı ilamı ile;

( ... İİK'nun 179/b maddesinde; "erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı kanun'a göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur...", düzenlemesine yer verilmiştir.

Aynı maddenin 3.bendinde ise ( 206'ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir ) biçiminde öngörülen istisna hükmü esas alındığında, İİK'nun 206/1.maddesinde yazılı olan ( işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedenleriyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları ) bakımından haciz yolu ile takip yapılmasının mümkün olduğu sonucuna varılmalıdır.

İİK'nun 206.maddesinde yazılı bulunan "iflasın açılmasından önceki bir yıl" ifadesiyle belirlenen sürenin; iflasın ertelenmesinde "erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl" olarak kabulü gerekir.

Yukarıdaki ilkeleri vurgulayan mahkemenin gerekçesi yasaya uygundur.

Ancak, İİK'nun 206/1.maddesinde öngörülen ( alacağın tahakkuk tarihi ) icra mahkemesince tespit edildiği üzere 28.10.2005 olup, iflasın ertelemesi tarihinden önceki bir yıldan daha öncedir. Bu durumda, alacaklı söz konusu istisnadan yararlanma hakkına sahip bulunmadığından mahkemece istemin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Bozma kararının 5. paragrafının 2. cümlesinde “Bu durumda, alacaklı söz konusu istisnadan yararlanma hakkına sahip bulunmadığından mahkemece istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.” denmesi gerekirken, sehven “Bu durumda, alacaklı söz konusu istisnadan yararlanma hakkına sahip bulunmadığından mahkemece istemin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.” ifadesine yer verildiği anlaşıldığından, Özel Dairenin bozma ilamındaki bu ibarenin çıkarılarak, yerine; “Bu durumda, alacaklı söz konusu istisnadan yararlanma hakkına sahip bulunmadığından mahkemece istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.” cümlesinin eklenmesine karar verilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 05.11.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

GEREKÇE YÖNÜNDEN KARŞI OY :

Dava, İİK.nun 16.maddesine dayalı icra memurunun 6.7.2007 tarihli işleminin şikayet yolu ile kaldırılması istemine ilişkindir.

Şikayetçi alacaklı Nazmiye Karaca vekili verdiği 7.9.2007 havale tarihli şikayet dilekçesi ile; Müvekkili Nazmiye Karaca’nın alacağının tahsili bakımından davalı borçlu şirket hakkında Manisa 2.İcra Müdürlüğünün 2007/3279 sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, takip dayanağının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti olduğunu, ancak davalı vekilinin 5.7.2007 tarihli itiraz dilekçesinin dayanağı olan Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/168 esas sayılı dosyasından verilen 26.6.2007 tarihli tedbir kararı ile takibin durdurulduğunu, verilen kararın davalı borçlunun iflas erteleme isteği ile ilgili bir tedbir kararı olduğunu, buna karşılık müvekkili adına yapılan takibin işçi alacaklarına ilişkin olduğu için bu kapsamın dışında kaldığını, bu karara dayanılarak takibin durdurulması konusunda icra müdürlüğünce verilen kararın İİK.nun 179/b maddesinin 3.fıkrasına aykırı olduğunu, zira İİK.nun 206.maddesinin 1.sırasında yazılı alacaklar bakımından haciz yolu ile takip yapılmasının olanaklı olduğunu, bu nedenle yapılan şikayetin kabulü ile Manisa 2.İcra Müdürlüğünün takibin durdurulması konusundaki 6.7.2007 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Karşı taraf Saruhan Konservecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş vekili cevabında; Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/168 E, sayılı ve 26.6.2007 tarihli ara kararında “… tüm icra takiplerinin bulundukları aşamalarda durdurulmasına, bu tarihten sonra yapılacak tüm takiplerin de takip aşamasında kalmasına tedbiren karar verildiğini, İİK.nun mad.179/b ve bunun yollamada bulunduğu aynı kanunun 206.maddesi hükmünün iflasın ertelenmesine kesin olarak karar verildikten sonraki hukuki süreç ile ilgili olduğunu, oysa davaya konu olayda henüz mahkemece iflasın kesin olarak ertelenmesine karar verilmediğini, bir mahkemece ihtiyati tedbir kararı verildiğinde bunun kaldırılmasının veya değiştirilmesinin yalnızca ya tedbir kararını veren mahkemeden, ya da ilgili dosyasından talep edilebileceğini, bu sebeple davacının iddiaları haksız olup, Manisa 2.İcra Müdürlüğü tarafından verilen 6.7.2007 tarihli takibin durdurulması kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.

Mahkemece, şikayetçi alacaklının iş ilişkisine dayanan ve iflasın ertelenmesi tarihinden önceki bir tarihte tahakkuk eden kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinden oluşan alacağının haciz yolu ile tahsili bakımından takibe konulmasının İİK.nun 179/b maddesinin 3.fıkrasına uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile Manisa 2.İcra Müdürlüğünün 2007/3279 E, sayılı dosyasından 6.7.2007 tarihinde verilen ve “Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.6.2007 tarih ve 2007/168 E, sayılı dosyasının ara kararı bölümünün 2.maddesi gereğince iş bu takibin bu aşamada durdurulmasına” şeklindeki kararının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı ( karşı taraf ) vekilinin temyizi üzerine Yüksek 12.Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonunda; “İİK.nun 179/b ve 206.maddeleriyle ilgili ilkeleri vurgulayan mahkemenin gerekçesinin yasaya uygun olduğu, ancak İİK.nun 206/1.maddesinde öngörülen alacağın tahakkuk tarihinin icra mahkemesince tesbit edildiği üzere 28.10.2005 olup, iflasın ertelenmesi tarihinden önceki bir yıldan daha önce olduğu, bu durumda alacaklının söz konusu istisnadan yararlanma hakkına sahip bulunmadığından mahkemece istemin reddi yerine kabulünün ( bozma kararında maddi hata sonucu kabulü yerine reddi yazılmış ) isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece önceki hükümde yer alan gerekçelerle direnme kararı verilmiş hüküm, davalı ( karşı taraf ) vekilince temyiz edilmiştir.

Davaya konu olan icra memuru işlemi Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının infazına ilişkindir. Belirtilen mahkemenin 2007/168 E, sayılı dosyasında verilen 26.6.2007 tarihli ara kararı ile “yargılamanın devamı boyunca 6183 sayılı yasa ve SSK tarafından yapılacak takipler de dahil olmak üzere davacı şirket aleyhine yapılan dava tarihine kadar yapılmış olan tüm icra takiplerinin bulundukları aşamada durdurulmasına, bundan sonraki yapılacak takiplerin de takip aşamasında kalmasının ihtiyati tedbir yolu ile sağlanmasına” biçiminde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve tedbir isteyenin talebi üzerine icra memurluğunca anılan karara dayanılarak takibin durdurulmasına karar verilmiştir.

Hemen belirtmek gerekir ki, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle icra memurunun bu işleminde yasaya aykırılık bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Zira, İİK.nun 16.maddesi uyarınca; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir.” Görüldüğü gibi anılan yasa hükmüne göre şikayetin konusunu icra memurunun yasaya aykırı biçimde gerçekleştirdiği işlemler oluşturmaktadır.

Bu açıklamalar karşısında somut olaya baktığımızda; icra memurunun yaptığı işlem bir mahkeme kararının, daha açık anlatımla mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının uygulanmasından ibaret olup, yapılan işlemin yasaya aykırılığından söz edilemez. İcra memurunun mahkeme kararını denetleme ve yorumlama gibi bir yetkisi bulunmadığından kararı uygulamak dışında yapacağı başka bir işlem yoktur. Aksi düşüncenin kabulü icra memurlarının önüne gelen mahkeme kararlarını uygulayıp uygulamama bakımından farklı ve keyfi işlemler yapmasına yol açabilir. Kaldı ki, icra memurunun işlemine dayanak teşkil eden ihtiyati tedbir kararında İİK.nun 179/b ve 206/1.maddeleri uyarınca herhangi bir istisnadan söz edilmeyip, “tüm icra takiplerinin durdurulması” biçiminde karar oluşturulmuştur. Davacı alacaklının, ihtiyati tedbir kararını veren mahkemeye itiraz hakkı bulunduğu kuşkusuzdur. İİK.nun 179/b ve 206/1.maddeleri hükümleri, itirazı incelemekle görevli ve yetkili bulunan ve ihtiyati tedbir kararını vermiş olan mahkemece incelenip değerlendirilmelidir.

Dava konusu olayda icra memurunun “mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararını uygulamaktan ibaret” işleminde, yasaya aykırılık bulunmadığından yerel mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Ancak, usul ekonomisi bakımından dava reddedilmeyip, şikayet dilekçesi bir nevi ihtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesi niteliğinde değerlendirilerek görevsizlik kararı verilmelidir.

Nitekim, Yargıtay Yüksek 12.Hukuk Dairesinin 6.10.1989 tarih 2756 E, 11748 K. sayılı kararı ile 17.11.1989 tarih 4888 Esas, 14121 karar sayılı kararlarında da özetle; “ihtiyati tedbir kararının infazına karşı şikayetin tedbir kararını veren mahkemece çözümlenmesi gerektiği, icra memurunun bu sıfatla değil infaz memuru sıfatı ile muamele yaptığı cihetle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, icra mahkemesince işin esasının incelenmesinin isabetsiz olduğu ve bozmayı gerektirdiği” belirtilmiştir ( Bkz.Talih Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 2. baskı, Cilt 1.sh.610-611 ).

Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbir kararını infaz eden icra memurunun bu işlemine karşı şikayetin icra mahkemesine değil, ihtiyati tedbir kararını veren mahkemeye itirazen yapılması gerektiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle direnme kararının değişik gerekçeyle bozulması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun yüksek özel dairenin bozma gerekçelerine uygun biçimde oluşan bozma gerekçesine katılamıyoruz.
Old 06-04-2012, 14:31   #7
av.suleyman

 
Varsayılan

Merhaba;
işçilik alacaklarının durumu ile ilgili (İ.İ.K:179,206)
bir sıkıntımız var,
İşçilik tazminat ve alacakları için İş mahkemesinde
23.10.2008 de açtığım,
31.05.2010 da karar verilen bir dava var.
Bu kararı icraya koydum.
İşveren vekili 25.03.2010 tarihli
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinden alınmış
ihtiyati tedbir kararını sundu.(iflas erteleme davasında verilen).
İcra müdürlüğüne biz işçilik alacağının tedbir kapsamında olmadığını beyan edip,
takibin devamına ilişkin karar vermesini sağladık.
Ancak borçlu icra mahkemesine memur işleminin iptali ve takibin durdurulmasıiçin dava açtı.
örnek icra mahkemesi kararı da sundu.
Bu durumda sonuç ne olur.
Old 06-04-2012, 16:41   #8
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.suleyman
Merhaba;
işçilik alacaklarının durumu ile ilgili (İ.İ.K:179,206)
bir sıkıntımız var,
İşçilik tazminat ve alacakları için İş mahkemesinde
23.10.2008 de açtığım,
31.05.2010 da karar verilen bir dava var.
Bu kararı icraya koydum.
İşveren vekili 25.03.2010 tarihli
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinden alınmış
ihtiyati tedbir kararını sundu.(iflas erteleme davasında verilen).
İcra müdürlüğüne biz işçilik alacağının tedbir kapsamında olmadığını beyan edip,
takibin devamına ilişkin karar vermesini sağladık.
Ancak borçlu icra mahkemesine memur işleminin iptali ve takibin durdurulmasıiçin dava açtı.
örnek icra mahkemesi kararı da sundu.
Bu durumda sonuç ne olur.

İşçi alacakları İflasın ertelenmesi talebinden önceki bir döneme ait olduğundan dolayı takibinize devam edebilmeniz gerekmektedir. İcra Mahkemesinin aksi yönde bir kararının olması bunu değiştirmemeli.
Genelde İflas erteleme davalarından verilen tedbir kararları hatalı yazılabiliyor ve hak kaybına neden olabiliyor fakat icra müdürlüğünün devam kararına bakılırsa tedbir kararının içeriğinde bir sorun yok gibi.

Yargıtay işçinin iflasın ertelenmesi kararından sonraki alacakları için cebri icra yapamayacağını kabul ediyor. Sizin takibinizdeki alacakların karardan önceki döneme ait olduğundan dolayı mahkemenin takibin devamı yönünde karar alması gerekmektedir diye düşünüyorum.
Old 27-01-2013, 23:46   #9
fountain

 
Varsayılan

Merhabalar;
bende işçilik alacak davasını yeni açtım ama şirket hakkında en fazla bir celse sonra iflas erteleme kararı çıkacak. iş mahkemesi ihtiyati tedbir talebimi de reddetti. nasıl bir yol izlemem gerekir ve bundan sonraki hukuki süreç nasıl işleyecektir.
yardımlarınız için teşekkürler.
Old 28-01-2013, 17:27   #10
Edies

 
Varsayılan

İflas erteleme kararı sizin işçilik alacaklarınızı etkilemeyecektir. Davanız sonuçlandıktan sonra, ilamlı icra yoluyla alacağınızı talep edebilir, haciz işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz.
Old 16-04-2013, 13:04   #11
av. ilhan demir

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Edies
İflas erteleme kararı sizin işçilik alacaklarınızı etkilemeyecektir. Davanız sonuçlandıktan sonra, ilamlı icra yoluyla alacağınızı talep edebilir, haciz işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz.

İcra iflas kanununun 206. maddesinde düzenlenen, birinci sırada yazılı (işçi alacakları) için, iflasın ertelenmesi kararına (isterse önceden verilmiş olan iflas ertelenmesi tedbir kararına) rağmen, İİK'nun 179 b/III maddesi hükmüne göre yeni takip yapılabilir ve daha önce yapılan icra takiplerine devam edilebilir.
Old 16-04-2013, 13:07   #12
av. ilhan demir

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/8900
K. 2011/26705
T. 6.12.2011
• İFLASIN ERTELENMESİ ( “İflasın Açılmasından Önceki Bir Yıl” İfadesi İle Belirlenen Sürenin İflasın Ertelenmesinde “Erteleme Kararının Verildiği Tarihten Önceki Bir Yıl” Olarak Kabulü Gerektiği )
• ERTELEME KARARI ( İflasın Ertelenmesine Karar Verildiğine Göre Takibe Konu İşçi Alacakları İİK’nun 206/1. Sırasındaki Alacaklardan Olup İİK’nun 179/B-3 Md.sindeki İstisna Kapsamında Kaldığından Şikayetin Reddi Gereği )
• İSTİSNA KAPSAMINDA KALAN ALACAKLAR ( İflasın Ertelenmesine Karar Verildiğine Göre Takibe Konu İşçi Alacakları İİK’nun 206/1. Sırasındaki Alacaklardan Olup Şikayetin Reddi Gereği )
• ŞİKAYET ( İflasın Ertelenmesine Karar Verildiğine Göre Takibe Konu İşçi Alacakları İİK’nun 206/1. Sırasındaki Alacaklardan Olup İİK’nun 179/B-3 Md.sindeki İstisna Kapsamında Kaldığından Şikayetin Reddi Gereği )
2004/m.179/b-3,206

ÖZET : İİK’nun 206. maddesinde yazılı bulunan “iflasın açılmasından önceki bir yıl” ifadesi ile belirlenen sürenin iflasın ertelenmesinde “erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl” olarak kabulü gerekir. İflasın ertelenmesine karar verildiğine göre, takibe konu işçi alacakları İİK’nun 206/1. sırasındaki alacaklardan olup İİK’nun 179/b-3 maddesindeki istisna kapsamında kaldığından şikayetin reddi yerine takip tarihi itibariyle borçlu şirket yönünden takip yapılmasının mümkün olmadığı ve dayanak alacağın tedbir kapsamı dışında bulunan alacaklardan olmadığı gerekçesiyle davacı hakkındaki takibin iptaline dair karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Üsküdar 1. İş Mahkemesi ilamıyla iş akdinin fesih tarihi13.04.2009 tarihinden itibaren kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret ve fazla mesai alacağı ile yıllık ücretli izin alacağına hükmedilmiş olup bu alacak kalemleri için, alacaklı borçlu hakkında 28.12.2010 tarihinde ilamlı icra takibi başlatılmıştır.

Kadıköy 1. Ticaret Mahkemesi’nin 2007/881 esas numarasında görülen borçlu şirket hakkındaki iflas erteleme davasında 21.11.2007 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile iflas erteleme isteği hakkında bir karar verilene kadar İİK’nun 206/1. fıkrasında yazılı alacaklar için haciz yolu ile yapılan ya da yapılacak takipler hariç olmak üzere borçlu şirket aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına ve yapılmış olan takiplerin durdurulmasına karar verilmiştir. Daha sonra aynı mahkemece borçlu şirketin 10.04.2008′de başlamak üzere bir yıl süre ile iflasının ertelenmesine 10.04.2008 tarihinde karar vermiş olup bu karar 06.06.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Daha sonra 01.04.2010 tarihinde verilen kararla iflas erteleme süresi 10.04.2009 tarihinden itibaren bir yıl süre ile uzatılmıştır. Ayrıca 13.04.2010 tarihli bir tensip kararı ile 01.04.2010 tarihli tedbir kararının davacının erteleme süresinin uzatılmasına dair talebi hakkında bir karar verilinceye ( dava sonuçlanıncaya )kadar devamına karar verilmiştir.

İİK’nun 179/b madde hükmü gereğince iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış olan takipler durur. Ancak 206. maddenin 1. sırasında yazılı alacaklar için haciz yolu ile takip yapılabilir. İşçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminat alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak ettikleri ihbar ve kıdem tazminatı alacakları, İİK’nun 206. maddesinin 1. sırasındaki alacaklardandır.

İİK’nun 206. maddesinde yazılı bulunan “iflasın açılmasından önceki bir yıl” ifadesi ile belirlenen sürenin iflasın ertelenmesinde “erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl” olarak kabulü gerekir.

Somut olayda İİK’nun 206/1. maddesinde öngörülen ( alacağın tahakkuk tarihi )13.04.2009 olup, 10.04.2008 tarihinde iflasın ertelenmesine karar verildiğine göre, takibe konu işçi alacakları İİK’nun 206/1. sırasındaki alacaklardan olup İİK’nun 179/b-3 maddesindeki istisna kapsamında kaldığından şikayetin reddi yerine takip tarihi itibariyle borçlu şirket yönünden takip yapılmasının mümkün olmadığı ve dayanak alacağın tedbir kapsamı dışında bulunan alacaklardan olmadığı gerekçesiyle davacı hakkındaki takibin iptaline dair karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 06.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 20-11-2015, 09:57   #13
HakiMavi

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,

Kanun metnini ve yazılanları okudum. Ancak şu hususu netleştiremedim. İflas erteleme kararı alınmadan önceki 1 yıl için de tahakkuk etmiş olan işçi alacakları ibaresi tam olarak neyi ifade etmektedir. İcra takibi açılmış ve kesinleşmiş alacakları mı, dava açılmış olan ve devam eden yargılamaya konu alacakları mı yoksa herhangi bir hukuki işlem başlatmamış ancak hukuk çerçevesinde almaya hak kazanmış gibi görünen alacakları mı?

Daha net ifade etmem gerekirse iflas erteleme kararından önceki bir yıl içerisinde işten çıkarılmış fakat icra takibi ya da dava açmamış işçinin iflas erteleme kararından sonra 206. madde hükmünce direk icra takibi yapmaya hakkı olabilecek midir?

Görüşleriniz için teşekkür ederim.
Old 10-01-2016, 22:43   #14
milatsu

 
Varsayılan iflasın açılmasından önceki bir yıl

sevgili meslektaşlarım; hakimavi arkadaşımızın sorusu benim de aydınlanamadığım ve bilgimi netleştiremediğim için hala araştırdığım bir konu.... kanun metni " iflasın açılmasından b ir yıl öncesine kadar tahakkuk etmiş alacaklar dahil" derken kastedilen nedir. 1 yıldan önce kesinleşmiş olanlar istisna değil mi..? Örneğin 2014'te iflas ertelemesi kararı verilmiş şirketten 3 ay önce ayrılmış ve 2013 te ayrılmış işçilerin alacakları için dava açmam gerekiyor. Bu durumda bu kanun metnini nasıl yorumlamalıyım? Teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İFLASIN ERTELENMESİ : yenileştirme projesini nasıl,hangi yolu izleyerek yapacağım? didem8521 Hukuk Soruları 9 17-04-2013 16:24
İŞÇİ Lehİne Yorum Seher Meslektaşların Soruları 7 25-06-2007 22:11
İŞÇİ Alacaklari Hakkinda-acİl dilekgulsen Meslektaşların Soruları 4 17-02-2007 15:01
İŞÇİ Mİ İŞveren Mİ FeshetmİŞ Seher Meslektaşların Soruları 4 24-01-2007 17:58
İflas Ertelemesİnde İŞÇİ Alacaklari arastırmacı Meslektaşların Soruları 1 28-07-2006 17:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06067896 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.