Hayatınızın anlamına ne ad koydunuz?

Benimkiler de Özgür Su ve Simay

Bu aralar hayatın anlamına "beklemek" ismini koyardım..

Bu aralar benimde hayatımın anlamı ''beklemek'' Gülümse hanım...Bakalım bu bekleyiş ne kadar sürecek...

Hayatımın anlamı ,hayatı anlamlı hale getirebilmek.

Hayatı en anlamlı şekliyle yaşamak herkesin amacıdır..Bakalım ne kadar anlam katabileceğiz hayata...

hayat a SÜRGÜN adını verdim
hayatımdaki anlamlar merhamet-iyilik-paylşma-vefa-sabr
yönlendirme ise fakirlerle zenginleri bulşturmak isterim ..

Hayatımın anlamı nedir sorusuna cevap veremem ama hayatıma anlam katan bir çok öge sayabilirim: Hayallerim, ailem, işim... ve de en önemlisi hayatımı anlamlandıranlar içerisinde sonsuza kadar devam edecek olanı yani aşkım 'Önder Özer'. . Ne sorunum olursa olsun ben mutluyum.çünkü sahip olduklarımın farkındayım Hepimizin mutlu olması dileğiyle...

Hayatımın anlamına tek bir isim koymak istemiyorum. Bence hayatımın bir den fazla ismi olmalı. O zaman kendimi daha dürüst hissedeceğim..

hayatımın anlamı sabırrr

Alıntı: Yazan elif_dicle1702 hayatımın anlamı sabırrr

Kadın olmanın en başlıca özelliği değil mi?

Alıntı: Yazan Gulumse Kadın olmanın en başlıca özelliği değil mi?

sanırım öyle Sayın Gülümse

Eylül.

Hayatın anlamı şaşırmaktır, sonra da şaşırmamayı öğrenmek. Törpülenmektir, inceltilmektir, şekillendirilmektir. Hayatın anlamı gücümüzün sınırlarını öğrenebilmemizdir elbette.

hayatımın anlamı''özgürlük''tür...

Hayatın anlamı nefes almak zor geldiğinde nefesini tutmak ve de nefes almanın ne kadar önemli olduğunu anlamaktır elbet hayatın anlamı çok şaşkınlıklara uğratacaktır bizi bazen kovalamaktır hayatın anlamaı ama bazen öyle bir hal alır ki hayatın anlamı kaybolmaktır ve kaybolduktan sonra da kazanamamaktır...

Hayatın anlamı değişmektir bazen. Umut etmektir belki de.Belkide kanmaktır bile bile.Galiba biraz hayal kurmak ve beklemektir. Bilmiyorum işte hergün başka başka şeyler oluyor hayatın anlamı.Bugün biraz para galiba hayatın alamı.

Hayatın bir aslî anlamı bir de dönem dönem değişen tamamlayıcı anlamları olur. Her gerçekleştirdiğiniz miadını doldurur ve bir sonrasına yönelirsiniz. Buna gelişim demek daha doğru.

Ya da değişim.

Benim için hayatın temel anlamı öncelikle var olabilmek. Her koşulda. Tek başıma dahi olsa. Sevdikleriniz ve sizi sevenler olsa bile yine de tek başınıza var olabilmek ve kimseye dayanmadan kendiniz olabilmek. Bunun içinde bağımsızlığınız yani özgürlüğünüz, zaman zaman başına buyrukluğunuz, küçük bencillikleriniz ama paylaşımcı yanınız da bulunur. İnsan önce kendisi olabilmeli. Kendisini birilerine atıfta bulunmadan tanımlayabilmeli. Ben aslında neyim? sorusuna açık ve net cevaplar verebilmeli. Bunu yapabilen insan hayatında başka anlamlar arayabilir.

Tamamlayıcı unsurlar, hani şu dönem dönem değişenler neler olabilir? Aşkınız olur bir dönem hayatınızın anlamı. Çocuğunuz olur hayatınızın anlamı. Onun için yaşarsınız. Sonra işiniz olur, doyum alana ve kendinizi ispatlayana kadar hayatınızın anlamı. Hayallerinizden biri olur, onu gerçekleştirmek için yola çıkar ve tüm koşulları sağlayana kadar kendinizi hırpalarcasına çalışırsınız Hayatınızın anlamı bu olur bir süre.

Benim hayatımın anlamı şu aralar üretmek, çalışmak sanırım.Kendimi hırpalıyorum yani şu aralar Çalıştıkça ürettikçe kendimi "var" hissediyorum çünkü. Bu süreci seviyorum ama sonuçla ilgilenmiyorum anlamına gelmiyor bu

Sayın Academic'in görüşlerine katılıyorum. Şöyle ki; yaşanılan süreç içerisinde yaşamımızın anlamı doğal olarak değişiyor.Çocuksunuzdur; eğer gerçekleştirmek istediğiniz hedefleriniz varsa,yaşamınızın anlamı,falanca okula girmek,filanca sanatsal etkinliklere katılmak, v.s. olabilir ve bu yönde çabalarsınız,yaşamınızın anlamından ziyade (-hedef kelimesini kullanmak daha doğru diye düşünüyorum-) hedefinize odaklanırsınız.Hedefinize ulaştığınızda,doygunluk noktasına da ulaşırsınız; bu sefer egonuz sizi başka hedeflere yönlendirir.Kısaca; yaşam ego'larınızın sizi götürmek istediği yere gitmek için bu yolda çabalamaktan geçer diye düşünüyorum.

Köşebaşında duran mavi gözlü kocaman kocaman bize bakan saçları kıvırcık,sarılşın o sevimli çocuk var ya söyleyecek hayatımıza neyi anlamlandırmamız gerektiğini ya yine şaşırtacak bizi ya da yine yola devam...

Heyecanı unutmayan bir kalp

Hayatın anlamı arayıştır; iyiyi, güzeli, mutluluğu ve daha bir çoğunu arayışımızdır. Kaybettiklerimizi başka siluet ve biçimlerde arayışımız; hayat bunların devinimidir; ya da aradıklarımızın bulunamayışı...

Hayat bir sorudur, cevabını asla veremeyeceğimiz...
Saygılar

Simay "işini" yapıyor
http://rapidshare.com/files/10581186...05-04-2008.rar

Hangisine yetişeceğimi şaşırdım...

hayatım anlamına Melek İrem adını koydum..

Forumu baştan sona okudum da herkesin dünyasında ne güzel renkler var.. Kimimiz için ailemiz, işimiz, aşkımız, bebeğimiz olmuş hayatımız; kimimizin öfkesi, sıkıntısı, acısı dert olmuş ona..

Benim için hayat an'dan ibaret. Her an sanki aynı zaman dilimi ama değişen ruhlarımız var ve o ruhların yaydığı enerjinin değiştirdiği mevsimler... Akıp giden bir ömür ve her aklıma geldiğinde boğazımı düğüm düğüm yapan o acaip his..

Hayat bazen acımasız.. Benden başka herkesin şanslı olduğunu düşündüğüm tek yer..

Bu arada üşenmedim sayın Aladağ'ın rapidshareden linkini indirdim, izledim... İzleyin.. ve işte hayat bazen dursun dediğiniz yıllar...

Yaşamı "o an"dan ibaret göstermeye çalışan anlayış, en azından benim farkına vardığım kadarıyla 30 yıldır yerleştirilmeye çalışılıyor. Çevre, politika, ekonomi ve benzer "uzun vadeli" düşüncelere yer bırakmayan bu anlayışın yanlışlığını anne/baba olduğunuzda daha iyi anlıyorsunuz.
Yaşam, anlardan ibaret değildir; geçmişiniz ve geleceğiniz var. Geçmiş kadar, geleceği oluşturmak da sizin elinizde.

Aslında ifade etmek istediğim yaşamın "an"ların toplamı olduğu idi ve "zaman" kavramından -aklımın çoğu zaman alamadığı uçuk kaçık bir düşünceden- söz ederken genellikle benzer bir ifade bozukluğuna takılırım. Hayatın içindeki zaman dilimlerinin aslında aynı oluşu ama bizim onu şekillendirdiğimiz idi asıl anlatmak istediğim. Üstelik çok garip hala tam olarak kast ettiğimi ifade edemiyorum. Sehven, bunalımlı ve darmadağınık bir imaj çizmişim.

Ama tabiki de bu profosyonel yok etme savaşına karşı koruma kalkanlarım açıkçası çok fazla yok çünkü sistematik olarak zaten sizin argumanlarınızı elinizden alıyorlar.

Ama çok güzel bir noktaya getirmişiz konuyu, sahiden de "anı yaşa" tavsiyesini genellikle reklamlardan biliriz ve tüketim kültürünü tetikleyen tek ruh halidir. An'ı yaşarsınız ve önünüzü ne de arkanızı dikkate alırsınız.An'ı yaşa kültürü öyle bir hipnozdur ki nihai hedef birçoğu için komplo teorisi sayılabilcek türden olsa bile benim için doğruluğu nerede ise ispatlanmış; iddia aşamasını çoktan geçmiş bir tür tezdir ve bu hedef sizi anlamsızlaştırmayı becermekle meşguldür ve bu durumdan faydalanacak sonsuz bir çıkar çevresi de her zaman vardır.Buna popüler kültür de denebilir. Bunun tarihsel dayanaklarını açıkçası tam tespit edemiyorum.Ama sebebin mülkiyet hakkından kaynaklandığını düşünüyorum.Tüm kavgaların sebebi yaşamı idame ettirebilmek için gerekli olan mülkiyetin kime ait oluşundan çıkmaktaydı ve kıt kaynakların bir gün buna cevap veremeyeceği ve daha bencilce bir yaşam için nereden başlanması lazımdı? Önce Anı yaşatmak iyi gelebilirdi....

Anı yaşamak ile anı öldürmeyi birbiriyle karıştırmamak gerekiyor.

hayatımın anlamının adı azat...