Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Keşide tarihinden önce ibraz edilen çekler bakımından karşılıksız çek keşidesi suçu kalktı mı ?

Yanıt
Old 01-12-2011, 16:51   #1
hakikiavukat

 
Mutlu Keşide tarihinden önce ibraz edilen çekler bakımından karşılıksız çek keşidesi suçu kalktı mı ?

Birkaç gün önce yargılamanın iadesini istediğim bir karşılıksız çek dosyasında , yargılamanın bilirkişi raporu gelmediğinden devam edeceğini düşünürken , Hakim , 5941 sayılı kanunun geçici 1. maddesinin 5. fıkrası gereği , fazlaca araştırmaya gerek olmadığını , keşide tarihinden önce ibraz edilen eski çekler bakımından fiilin suç olmaktan çıkarıldığına dayanarak beraat kararı verdi.

Mezkur FIKRADA " 31/12/2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir. " denilmektedir.

Yeni farkettim ve başka bir dosyamda daha kullanmak istiyorum ki bu fıkra metni TCK 7. maddeyle beraber değerlendirildiğinde , hakimin haklı olduğu ortaya çıkıyor , zira yukarıdaki fıkra metninde bir alt sınır yani şu tarihten 31/12/2012 tarihine kadar denilmemiş.

Bu hususta yorumlarınızı öğrenmek isterim. Saygılarımla.
Old 01-12-2011, 17:37   #2
üye7160

 
Varsayılan

GEREKÇELİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ŞİŞLİ 13. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ

HAKİM: ELİF EFE 35265
C. SAVCISI: ABDULMELİK PEKER 31451
KATİP: GÜLSÜM ÖZCAN 128012
DAVACI:K.H.
KATILAN: ANADOLU BANK AŞ, Kartal/İSTANBUL
VEKİLİ: Av. AYKUT ERDOĞAN, Cumhuriyet Mah. Silahşor Cad. No: 77 Şişli/İSTANBUL
SUÇ TARİHİ: 05/08/2008 - 01/08/2008 - 26/08/2008 - 16/09/2008
SUÇ: Karşılıksız Çek Keşide Etme
SUÇ YERİ: İSTANBUL/ŞİŞLİ
KARAR TARİHİ: 25/02/2010
Şişli C. Başsavcılığınca düzenlenen iddianame ile sanık hakkında karşılıksız çek keşide ettiği iddiası ile mahkememizde açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şişli C. Başsavcılığınca düzenlenen iddianame ile sanık hakkında karşılıksız çek keşide ettiği iddiası ile 3167 Sayılı çek yasası 16/1 maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmıştır.
Yargılama aşamasında, sanığa usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğ edilmiş, sanık duruşmalara gelmediği gibi savunma da yapmamıştır.
C.SAVCISI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA
Her ne kadar sanık hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı mahkememize kamu davası açılmış ise de dosya kapsamına, toplanan kanıtlara ve dosya içerisinde bulunan Örneğine göre; şikayet konusu olan çekin keşide tarihinden Önce Ödeme için ilgili bankaya ibraz edildiği çek5941 sayılı çek kanunu 3/8, 5/1, Geçici madde 1/5 maddeleri uyarınca keşide tarihinden önceki çek ibrazı hukuken geçersiz bulunduğu yeni yasadaki iş bu düzenlemenin sanığın lehine olduğu anlaşılmakla; unsurlar itibariyle oluşmayan suçtan sanığın beraatına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur demiştir.
Dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre; 20/12/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5941 sayılı çek yasası 5/1. maddesinde üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına... aynı yasanın geçici 1/5. maddesinde "31/12/2011 tarihine kadar üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir hükmü yer almaktadır. TCK'nın 7 maddesi uyarınca zaman bakımından sanığın lehine olan hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
Sonradan çıkan yasa hükümleri uyarınca suç olarak belirtilmeyen bir eylemden dolayı sanığa ceza verilmesi mümkün değildir. Suça konu çekin keşide tarihinin 05/08/2008 - 01/08/2008 - 26/08/2008 - 16/09/2008 olduğu, 13/06/2008 tarihinde bankaya ibraz edildiği hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren ve sanık lehine olduğu anlaşılan yasa uyarınca sanığın üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığı anlaşıldığından sanığın beraatına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Her ne kadar sanık hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan 3167 saydı yasanın 16/1 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de yapılan yargılama ve toplanan delillere ve 20/12/2009 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı çek yasası 5/1 5/3 maddesinde belirtilen suçun unsurları oluşmaması nedeniyle sanığın atılı suçtan BERAATİNE,
Yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına,
Dair, katılan vekilinin yüzüne karşı; sanığın ve sanık müdafiinin yokluğunda
iddia makamında Cumhuriyet Savcısı Abdülmelik Peker 31451 olduğu halde tefhimden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunarak tutanak düzenlenmesi suretiyle Yargıtay da temyiz yolu açık olmak üzere verilen mütalaaya uygun olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/02/2010
Old 01-12-2011, 17:39   #3
üye7160

 
Varsayılan

T.C
YARGITAY
Daire:10. C.D
Tarih:2011
Esas No:2011/13888
Karar No:2011/15137
İlgili Maddeler: 5941 Sayılı çek kanunu 5.maddesi
Özet:ÇEKLE İLGİLİ OLARAK KARŞILIKSIZDIR İŞLEMİ YAPILMASINA SEBEBİYET VERME SUÇUNUN OLUŞMASI İÇİN ÇEKİN ÜZERİNDE YAZILI BULUNAN DÜZENLEME TARİHİNE GÖRE KANUNİ İBRAZ SÜRESİ İÇİNDE İBRAZ EDİLMESİ GEREKİR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, "karşılıksız çek keşide etme" suçundan hükümlü İbrahim Yiğit hakkındaki kesinleşmiş hükmün infazı aşamasında TARSUS Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen itirazın reddine ilişkin 28.03.2011 tarihli ve 2011/961 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması isteğini içeren 07.07.2011 tarihli yazısı ile ekindeki dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Karşılıksız çek keşide etme suçundan sanık İbrahim Yiğit hakkında,Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 25.11.2009 tarihinde 2009/19 esas ve 2009/546 karar sayı ile 3167 sayılı Kanun’un 16/1-3. maddesi uyarınca verilen mahkûmiyet hükmünün kesinleştiği, infaz aşamasında hükümlünün lehe hükümler uygulanarak eski hükmün iptali ile infazın durdurulması yönündeki talebi üzerine, aynı Mahkeme tarafından 10.03.2011 tarihinde "Sanık hakkında 25/11/2009 tarih 2009/546 karar sayılı hükmün yasa ve usule uygun şekilde kesinleştiği ve ardından 12/02/2010 tarihli ek karar ile taahhütname verilmediğinden infazın durdurulmasına yer olmadığına dair karar verilerek usulünce kesinleştiği anlaşılmakla sanık İbrahim Yiğit'in infazın durdurulması içerikli talebinin reddine" karar verildiği, hükümlünün bu karara itirazı üzerine Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nce 28.03.2011 tarihinde 2011/961 değişik iş sayı ile "Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.03.2011 tarih ve 2009/19 E., 2009/546 K. sayılı ek kararına sanık İbrahim Yiğit tarafından yapılan itirazın reddine" karar verildiği anlaşılmıştır.

Kanun yararına bozma talebinde, «Hükümlünün keşide ettiği 15/12/2009, 15/11/2009, 15/10/2009, 15/09/2009, 15/08/2009, 15/07/2009, 15/06/2009, 15/05/2009, 15/04/2009, 15/03/2009, 15/02/2009, 15/01/2009, 15/12/2008 keşide tarihli suça konu çeklerin 19/11/2008 tarihinde ibraz edilmesi ve hükümden sonra 20/12/2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 3167 sayılı "Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'u yürürlükten kaldıran 5942 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1, Geçici 1/5. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri uyarınca, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresinden önce ibrazı nedeniyle atılı suçtan 5941 sayılı Kanun uyarınca sanığın beraatine ve infazın durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uyarlama yapılmasına yer olmadığına ve infazın devamına ilişkin kararlara yönelik yapılan itirazın Tarsus Ağır Ceza Mahkemesince kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir» denilerek, Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nin 28.03.2011 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
20.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı "Çek Kanunu" ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’ yürürlükten kaldırılarak, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiştir.
5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde "çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu" düzenlenmiş ve bu suçun oluşması için, çekin "üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibraz edilmesi" bir unsur olarak öngörülmüştür.
Aynı Kanunun 3. maddesinin 8. fıkrasında, Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının Türk Ticaret Kanununun 707 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması halinde, bu çekle ilgili olarak hukuki takip yapılamaz. İleri düzenleme tarihli çekle ilgili olarak hukuki takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması şarttır.’ hükmü yer almaktadır.
5941 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinde ise "31.12.2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir." denilmiştir.
Bu hükümlere göre; çek, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ibraz edilmiş ise, ibraz geçersizdir. Üzerinde yazılı keşide tarihine göre yasal ibraz süresi içinde yeniden ibraz edilmemiş ve ibraz süresi de geçmiş olan çekler yönünden "5941 sayılı Çek Kanunu"'nun 5. maddesinde düzenlenen suçun unsuru oluşmaz.
Somut olayda, 15.12.2008, 15.01.2009, 15.02.2009, 15.03.2009, 15.04.2009, 15.05.2009, 15.06.2009, 15.07.2009, 15.08.2009, 15.09.2009, 15.10.2009, 15.11.2009, 15.12.2009 keşide tarihli suç konusu çeklerin, bu tarihlerden önce 19.11.2008 tarihinde bankaya ibraz edildiği, üzerlerinde yazılı keşide tarihinden sonra ve yasal süre içinde yeniden ibraz edilmediği ve bu nedenle 5941 sayılı Kanun'un 5. maddesinde düzenlenen "çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" suçunun yasal unsurunun oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Hükümlünün 07.03.2011 tarihli dilekçesinin, sonradan yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu gereğince uyarlama talebi niteliğinde olduğu ve buna rağmen Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nce taahhütname verilmediği gerekçesiyle "infazın durdurulması talebinin reddine" karar verildiği gözetilmeden, Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nce hükümlü tarafından yapılan "itirazın kabulü" yerine "itirazın reddine" karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nin 28.03.2011 tarihli ve 2011/961 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 25.11.2009 tarihli 2009/19 esas ve 2009/546 karar sayılı hükmünün İNFAZININ DURDURULMASINA, hükümlü bu suç nedeniyle cezaevine alınmış ise SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına, 08.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-12-2011, 00:00   #4
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hakikiavukat
Birkaç gün önce yargılamanın iadesini istediğim bir karşılıksız çek dosyasında , yargılamanın bilirkişi raporu gelmediğinden devam edeceğini düşünürken , Hakim , 5941 sayılı kanunun geçici 1. maddesinin 5. fıkrası gereği , fazlaca araştırmaya gerek olmadığını , keşide tarihinden önce ibraz edilen eski çekler bakımından fiilin suç olmaktan çıkarıldığına dayanarak beraat kararı verdi.

Mezkur FIKRADA " 31/12/2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir. " denilmektedir.

Yeni farkettim ve başka bir dosyamda daha kullanmak istiyorum ki bu fıkra metni TCK 7. maddeyle beraber değerlendirildiğinde , hakimin haklı olduğu ortaya çıkıyor , zira yukarıdaki fıkra metninde bir alt sınır yani şu tarihten 31/12/2012 tarihine kadar denilmemiş.

Bu hususta yorumlarınızı öğrenmek isterim. Saygılarımla.

Evet, bu geçici maddeye göre usulüne göre ibraz koşulu gerçekleşemeyeceğinden karşılıksız çek suçu oluşamayacaktır.

TCK.m.7/2 hükmüne göre ise sonradan yürürlüğe giren lehe kanunun uygulanacağına dair ceza kuralı gereğince sanık hakkında lehe kanun uygulanacaktır.

Saygılar.
Old 06-12-2011, 14:15   #5
hakikiavukat

 
Mutlu Bir beraat bir mahkumiyet !

Aynı kapsamda olan diğer bir çek dosyamdan ise mahkumiyet kararı çıktı. Nedense hiç şaşırmadım. Temyiz edeceğiz bakalım Yargıtay ne diyecek. Benzer eski bir kararında geçici madde adı üstünde geçici maddedir , geçici madde ile ibraz süresi geçici olarak belli tarihe kadar ksııtlandığında , geçici maddenin yürürlüğünden önceki fiiller için suç ortadan kaldırılmış olmaz , zira geçici maddenin süresi dolunca misal 31/12/2012 , süresinden önce ibraz tekrar yürülüğe girecek tarzında birşeyler söylüyordu.

Bu kapsamda Yeni Türk Ticaret Kanununun çeke ilişkin hükümlerinin 1/07/2012 tarihinde yürülüğe gireceği ve TTk 'nun 795. maddesinin 2. fıkrasındaki " keşide tarihinden önce ibraz çek ibraz tarihinde ödenir." hükmü dikkate alındığında , Yargıtayın eski içtihadındaki " geçici maddeyle eski suç ortadan kalkmaz." tarzındaki içtihadından dönmeyeceği kanaatindeyim.Ancak yukarıdaki yakın tarihli Yargıtay kararı kısaca " Süreli kanun / hüküm de lehe olabilir ve uygulanabilir ." diyor. Buradan anlaşılan Yargıtay şu kadar dosyayı şu tarihe kadar bitireceğiz derken böyle zorlama yorumları kastemiş , onu anlıyorum. Görüşlerinize arzederim.Saygılarımla.

Daha önce madde metnini yanlış anlayarak yanlış bir değerlendirme yapmıştım, özür dilerim.
Old 06-12-2011, 14:25   #6
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hakikiavukat
Aynı kapsamda olan diğer bir çek dosyamdan ise mahkumiyet kararı çıktı. Nedense hiç şaşırmadım. Temyiz edeceğiz bakalım Yargıtay ne diyecek. Benzer eski bir kararında geçici madde adı üstünde geçici maddedir , geçici madde ile ibraz süresi geçici olarak belli tarihe kadar ksııtlandığında , geçici maddenin yürürlüğünden önceki fiiller için suç ortadan kaldırılmış olmaz , zira geçici maddenin süresi dolunca misal 31/12/2012 , süresinden önce ibraz tekrar yürülüğe girecek tarzında birşeyler söylüyordu.

Bu kapsamda Yeni Türk Ticaret Kanununun çeke ilişkin hükümlerinin 1/07/2012 tarihinde yürülüğe gireceği ve TTk 'nun 795. maddesinin 2. fıkrasındaki " keşide tarihinden önce ibraz çek keşide tarihinde ödenir." hükmü dikkate alındığında , 5941 sayılı çek kanununun geçici 1. maddesinin 5. fıkrasındaki " 31/12/2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir. " şeklindeki hükmün bir anlamı kalmıyor. Zira ticaret kanunu ile getirilen hüküm gerçek ibrazı keşide tarihi ile eşitlemiş durumda. Bu durumda Yargıtayın eski içtihadındaki " geçici maddeyle eski suç ortadan kalkmaz." tarzındaki içtihadından dönmesi gerektiği kanaatindeyim. Görüşlerinize arzederim.Saygılarımla.

5941 sayılı yasanın bahsettiğiniz geçici maddesinin, ibraz edilmemiş çekler için getirildiğini, daha önce ibraz edilmiş, karşılıksız çıkmış, yargılama yapılıp ceza hükmü kurulmuş çekler açısından alaka kurulmasının büyük bir hata olduğunu düşünüyorum. Zaman bakımından uygulama ve lehe yasa müesseselerine (TCK.m.7) hatalı anlam verilmeye devam ediliyor.
Saygılar.
Old 22-01-2012, 09:54   #7
hakikiavukat

 
Mutlu Neticeden haber

Uyap üzerinden gönderdiğim aşağıdaki dilekçeye binaen yerel mahkeme aşağıya çıkarıldığı şekilde kararın infazının durdurulmasına karar verdi. Neticeden haber vermek babında aşağıya çıkarıyorum. Saygılarımla.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ ’NE


Dosya No : 2006 / 739 Esas , 2006 / 1061 Karar

MÜŞTEKİ : F
VEKİLİ : Av. E
SANIK : AB
VEKİLİ : Av. Ufuk KARA
KONU : Lehe kanun hükümleri gereği müvekkilin beraatine karar verilmesi talebidir.

AÇIKLAMALAR :

1. Müvekkilim Ab kendisine ait .... Bankası .... /İstanbul şubesinin ... nolu hesabından alınan ... nolu , 01/05/2006 keşide tarihli ve keşide yeri İSTANBUL olan ...... TL bedelli çeki keşide etmiş ancak mali sıkıntıları nedeniyle borç ödenememiş ve çek 19/04/2006 tarihinde ibrazında karşılıksız çıkmıştır. Mezkur çekin karşılıksız çıkması üzerine müvekkil aleyhine “ karşılıksız çek keşide etmek “ suçundan , şikayette bulunulmuş ve Sayın Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/739 Esas sayılı dosyasıyla hakkına dava açılmıştır. Yapılan yargılama sonunda müvekkil Sayın Mahkemenizin 22/11/2006 tarih ve 2006/1061 sayılı kararı ile 3167 sayılı kanun hükümleri uygulanarak mahkum edilmiştir.

2. Sayın Mahkemenin kararı usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki ;

20.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı "Çek Kanunu" ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’ yürürlükten kaldırılarak, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiştir.

5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde "çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu" düzenlenmiş ve bu suçun oluşması için, çekin "üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibraz edilmesi" bir unsur olarak öngörülmüştür. Bu unsur ile beraber , düzenlenme tarihinden önce bankaya ibraz edilerek karşılıksız çıkan eski çekler bakımından örtülü bir af hükmü getirildiği ortadadır. Zira bu hükümle beraber müvekkilimin fiili suç olmaktan çıkarılmıştır. Aksi bir kabul Anayasadaki eşitlik ilkesine de aykırı düşecektir.

Diğer yandan 5941 sayılı kanunun geçici 1. maddesinin 5. fıkrası “31/12/2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir. “ hükmünü havidir. Bu hükmün geriye doğru bir alt tarih sınırı belirtmediği dikkate alındığında 31/12/2011 tarihine kadar yapılan tüm erken ibrazların geçersiz olduğu ortaya çıkacaktır. Zira geçici 1. maddenin 3. fıkrasının 2. cümlesinin havi olduğu “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 nci Maddesi hükmü saklıdır. “ şeklindeki hükmün konuluş amacı da işbu arz ettiğimiz hususa delalet etmektedir. Aksi kabul halinde , 3. fıkranın 2. cümlesi hükmünün kanuna konulmasının hiçbir hukuki anlamı kalmayacağı da ortadadır.

TCK ‘nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde ise “İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. “ denilmektedir.

5275 sayılı kanunun 98. maddesinin 1. fıkrası ise “ Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.” hükmünü amirdir.

3. İşbu arz ettiğimiz sebeplerle, 5491 sayılı Çek Kanununun 5. Maddesi , 5237 sayılı TCK ‘nun 7. maddesinin 1. fıkrası mucibince müvekkilim hakkında verilen 22/11/2006 tarih ve 2006/1061 sayılı kararın 5275 sayılı kanunun 98. maddesi uyarınca yeniden değerlendirmeye alınarak , sanık müvekkilim lehine olan 5491 sayılı yasa hükümleri uygulanmasını ve müvekkilimin beraatine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.




Av.Ufuk KARA
Sanık Müdafii
Ek : Emsal Yargıtay Kararı

T.C
YARGITAY
Daire:10. C.D
Tarih:08/07/2011
Esas No:2011/13888
Karar No:2011/15137
İlgili Maddeler: 5941 Sayılı çek kanunu 5.maddesi
Özet: ÇEKLE İLGİLİ OLARAK KARŞILIKSIZDIR İŞLEMİ YAPILMASINA SEBEBİYET VERME SUÇUNUN OLUŞMASI İÇİN ÇEKİN ÜZERİNDE YAZILI BULUNAN DÜZENLEME TARİHİNE GÖRE KANUNİ İBRAZ SÜRESİ İÇİNDE İBRAZ EDİLMESİ GEREKİR.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, "karşılıksız çek keşide etme" suçundan hükümlü İbrahim Yiğit hakkındaki kesinleşmiş hükmün infazı aşamasında TARSUS Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen itirazın reddine ilişkin 28.03.2011 tarihli ve 2011/961 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması isteğini içeren 07.07.2011 tarihli yazısı ile ekindeki dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Karşılıksız çek keşide etme suçundan sanık İbrahim Yiğit hakkında,Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 25.11.2009 tarihinde 2009/19 esas ve 2009/546 karar sayı ile 3167 sayılı Kanun’un 16/1-3. maddesi uyarınca verilen mahkûmiyet hükmünün kesinleştiği, infaz aşamasında hükümlünün lehe hükümler uygulanarak eski hükmün iptali ile infazın durdurulması yönündeki talebi üzerine, aynı Mahkeme tarafından 10.03.2011 tarihinde "Sanık hakkında 25/11/2009 tarih 2009/546 karar sayılı hükmün yasa ve usule uygun şekilde kesinleştiği ve ardından 12/02/2010 tarihli ek karar ile taahhütname verilmediğinden infazın durdurulmasına yer olmadığına dair karar verilerek usulünce kesinleştiği anlaşılmakla sanık İbrahim Yiğit'in infazın durdurulması içerikli talebinin reddine" karar verildiği, hükümlünün bu karara itirazı üzerine Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nce 28.03.2011 tarihinde 2011/961 değişik iş sayı ile "Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.03.2011 tarih ve 2009/19 E., 2009/546 K. sayılı ek kararına sanık İbrahim Yiğit tarafından yapılan itirazın reddine" karar verildiği anlaşılmıştır.

Kanun yararına bozma talebinde, «Hükümlünün keşide ettiği 15/12/2009, 15/11/2009, 15/10/2009, 15/09/2009, 15/08/2009, 15/07/2009, 15/06/2009, 15/05/2009, 15/04/2009, 15/03/2009, 15/02/2009, 15/01/2009, 15/12/2008 keşide tarihli suça konu çeklerin 19/11/2008 tarihinde ibraz edilmesi ve hükümden sonra 20/12/2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 3167 sayılı "Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'u yürürlükten kaldıran 5942 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1, Geçici 1/5. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri uyarınca, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresinden önce ibrazı nedeniyle atılı suçtan 5941 sayılı Kanun uyarınca sanığın beraatine ve infazın durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uyarlama yapılmasına yer olmadığına ve infazın devamına ilişkin kararlara yönelik yapılan itirazın Tarsus Ağır Ceza Mahkemesince kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir» denilerek, Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nin 28.03.2011 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
20.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı "Çek Kanunu" ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’ yürürlükten kaldırılarak, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiştir.
5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde "çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu" düzenlenmiş ve bu suçun oluşması için, çekin "üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibraz edilmesi" bir unsur olarak öngörülmüştür.
Aynı Kanunun 3. maddesinin 8. fıkrasında, Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının Türk Ticaret Kanununun 707 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması halinde, bu çekle ilgili olarak hukuki takip yapılamaz. İleri düzenleme tarihli çekle ilgili olarak hukuki takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması şarttır.’ hükmü yer almaktadır.
5941 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinde ise "31.12.2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir." denilmiştir.
Bu hükümlere göre; çek, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ibraz edilmiş ise, ibraz geçersizdir. Üzerinde yazılı keşide tarihine göre yasal ibraz süresi içinde yeniden ibraz edilmemiş ve ibraz süresi de geçmiş olan çekler yönünden "5941 sayılı Çek Kanunu"'nun 5. maddesinde düzenlenen suçun unsuru oluşmaz.
Somut olayda, 15.12.2008, 15.01.2009, 15.02.2009, 15.03.2009, 15.04.2009, 15.05.2009, 15.06.2009, 15.07.2009, 15.08.2009, 15.09.2009, 15.10.2009, 15.11.2009, 15.12.2009 keşide tarihli suç konusu çeklerin, bu tarihlerden önce 19.11.2008 tarihinde bankaya ibraz edildiği, üzerlerinde yazılı keşide tarihinden sonra ve yasal süre içinde yeniden ibraz edilmediği ve bu nedenle 5941 sayılı Kanun'un 5. maddesinde düzenlenen "çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" suçunun yasal unsurunun oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Hükümlünün 07.03.2011 tarihli dilekçesinin, sonradan yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu gereğince uyarlama talebi niteliğinde olduğu ve buna rağmen Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nce taahhütname verilmediği gerekçesiyle "infazın durdurulması talebinin reddine" karar verildiği gözetilmeden, Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nce hükümlü tarafından yapılan "itirazın kabulü" yerine "itirazın reddine" karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nin 28.03.2011 tarihli ve 2011/961 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 25.11.2009 tarihli 2009/19 esas ve 2009/546 karar sayılı hükmünün İNFAZININ DURDURULMASINA, hükümlü bu suç nedeniyle cezaevine alınmış ise SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına, 08.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. ANTALYA 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Dosya-Karar No: 2006/739 - 2006/1061

T .C.
ANTALYA
1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
EK KARAR
DOSYA NO : 2006/739
KARAR NO : 2006/1061

HAKİM : HAKAN SOYBİR 32496
KATİP : SEYHAN BULUT 111981

SANIK : AB
VEKİLİ : AV. UFUK KARA

SUÇ : Karşılıksız çek keşide etme
SUÇ TARİHİ : 19/04/2006
ASIL KARAR TARİHİ : 22/11/2006
EK KARAR TARİHİ : 12/01/2012

sanık Ab müdafii AV.Ufuk Kara nın 09/01/2012 havale tarihli dilekçesi ile 5941 sayılı kanun 5.maddesi ve 5237 sayılı TCK nun 7. Maddesinin . 1. Fıkrası gereğince ve 5275 sayılı kanun 98. Maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılarak sanık hakkında 5941 sayılı kanunun hükümlerinin uygulanması ve müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini talep etmiş olmakla;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık AB hakkında Karşılıksız çek keşide etmek suçundan mahkememizin 22/11/2006 Tarih e 2006/739 esas, 2006/1061 sayılı kararı ile sanık hakkında ....TL adli para cezası ile bir yıl süre ile çek hesabı açtırmasının yasaklanmasına karar verilmiş olup verilen mahkumiyet kararı 09/03/2007 tarihinde kesinleştiği, sanık müdafiince 08/03/2010 tarihli taahhüt dilekçesi ile mahkememizin 29/03/2010 tarihli ek kararı ile verilen mahkumiyet kararının taahhüt nedeni ile 2 yıl süre ile durdurulmasına karar verildiği, Katılan vekilince 21/04/2011 tarihli dilekçe ile sanık tarafından taahhüt nedeni ile 1/3 oranında olan taahhüt ün yerine getirilmediğinden bahisle dilekçe sunulduğu ve verilen dilekçe nedeni ile 04/10/2011 tarihli yazımız ile infazın devamına karar verildiği, infaz aşamasında iken sanık müdafiince 09/01/2012 havaleli dilekçe ile sanık hakkında 5941 sayılı kanun 5. Maddesi ve 5237 sayılı TCK nun 7. Maddesinin 1. Fıkrası ve 5275 sayılı kanun 98. Maddesi uyarınca yeniden değerlendirme ile sanık hakkında beraat kararı verilmesi talebinde bulunduğu dosyanın incelenmesinde
Sanık hakkında katılana vermiş olduğu 01/05/2006 tarihli 26.573 TL bedelli .....bankasına ait ...... seri nolu çekin ibraz tarihinin 19/04/2006 tarihli olduğu ve 5941 sayılı yasanın geçici 1.maddesinin 5. Fıkrasında düzenlenen "31/12/2011 tarihinekadar üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhattap bankaya ibrazı geçersizdir hükmü gereğince sanık müdafiinin talebi yerinde görüldüğünden sanık hakkındaki mahkumiyet kararının İNFAZININ DURDURULMASINA
İnfaz evraklarının bila infaz iadesi hususunda C. Başsavcılığına müzekkere yazılmasına
Dosyanın Kanun yararına bozmaya gidileceğinden C.Başsavcılığına gönderilmesine
Karardan birer suret taraflara tebliğine
Dair ;tarafların yokluğunda ; hazır bulunan yönünden, Tefhimden itibaren, Hazır buyunmayan yönünden, Tebliğden itibaren 7 gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere Zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle Antalya Nöbetçi Ağır ceza Mahkemesine itiraz yoluna başvurabileceği aksi takdirde hükmün kesinleşeceği hususu ihtar olunarak incelenen dosya üzerinden karar verildi. 12/01/2012


Katip 111981





Hakim 32496




* Bu Belge 5070 sayılı yasa hükümlerine uygun olarak Elektronik imza ile imzalanmıştır*
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
çek bedeli ve imha edilen çekler ; zamanaşımına uğramış çekler için bankaca talep edilen çekler av.şükran topak Meslektaşların Soruları 2 04-05-2012 13:25
Bono - Vade Tarihinin Keşide Tarihinden Önce Olması sulzu Meslektaşların Soruları 11 07-12-2011 17:34
karşılıksız çeki keşide eden sanığın keşide tarihinden sonra şirket ortağı olması primavera Meslektaşların Soruları 1 05-12-2010 08:25
Keşide Tarihinden Önce İbraz Edilip Takip Başlatılan Çeke İlişkin Av.salih büyüksoy Meslektaşların Soruları 3 07-08-2010 18:48
vade tarihinden önce bankaya ibraz edilen çekte ibraz geçerli mi? av.yıldırım Meslektaşların Soruları 2 16-12-2009 22:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06799507 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.