Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Yargıtay Başkanının Açılış Konuşması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-09-2006, 10:52   #1
ahmetsacit

 
Varsayılan Yargıtay Başkanının Açılış Konuşması

Yargıtay Başkanı Osman Arslan, ''Hiç kimse devlet düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma amacı güdemez ve din duygularını kötüye kullanamaz'' dedi.
2006-2007 Adli Yılı'nın başlaması dolayısıyla Yargıtayda tören düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcıları Abdüllatif Şener ve Mehmet Ali Şahin, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok ve çok sayıda davetli katıldı.
Yargıtay Başkanı Arslan, davetlileri Yargıtay binasının protokol kapısında karşıladı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende, Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu da mini bir konser verdi.
Törende konuşan Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Danıştaya yönelik saldırıyı kınadı ve saldırının tarihe kara bir sayfa olarak geçtiğini söyledi. Saldırıyı yapanlar ve yaptıranların insanlık suçu işlediklerini belirten Arslan, ''Bu suçu işleyenler tarih tarafından affedilmeyecek ve nefretle anılacaklardır'' dedi.
Bu tür terörist saldırıların yargıyı etkilemeyeceğini ifade eden Arslan, Türk yargısının bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de Anayasa ve kanunlar doğrultusunda yargılama yaparak, vicdani kanaate göre karar vereceğini vurguladı. Arslan, ''Hiçbir terörist eylem, yargıyı inandığı doğrultuda karar vermekten alıkoyamaz'' diye konuştu.

BARIŞ DÜNYASI
Bölgede ve dünyada savaşların ve savaş tehditlerinin sürdüğüne işaret eden Arslan, insanlığın savaşları ve terörü ortadan kaldırmak için ortak ve samimi çaba göstermesinin zorunlu olduğunu söyledi.
Arslan, savaşan ve terörle yaşayan bir dünyanın çağdaş uygarlığın utancı olarak tarihteki yerini alacağını ifade ederek, insanlığın her zamankinden daha fazla barış ve huzura muhtaç olduğunu vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısına sahip çıkmanın, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin yararına olduğunu belirten Arslan, ''Bu topraklar üzerinde yaşayan hiç kimse ikinci sınıf yurttaş değildir. Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin kanun önünde eşittir'' dedi.

AYRILIKÇI DÜŞÜNCELER
Arslan, bu hak ve fırsat eşitliğine karşın, insan hakları ve demokrasi adı altında bazı ayrıcalıkların talep edilmesinin, ulusal birliği bölmeye yönelik ayrılıkçı düşünceler olduğunu söyledi.
Bölücü ve gerici akımların iç ve dış kaynaklardan güç ve destek aldıklarını dile getiren Arslan, ''Sömürgeci güçler, ülkemizde etnik ve dinsel ayrımlar yaratarak, ülkemizi bölmeyi ve parçalamayı hedef seçmişlerdir. Onların yönlendirdikleri ve yönettikleri kişiler, aslında maşa olarak kullanıldıklarını bilmelidirler'' diye konuştu.
Demokratik hak ve özgürlüklerin, halkın huzur ve mutluluğu için kullanılması gerektiğine işaret eden Arslan, ''Hak ve özgürlükleri kötüye kullanmak hoşgörüyle karşılanamaz. Demokrasilerde özgürlükleri yok etme özgürlüğü kimseye tanınamaz. Özgürlükler devleti yıkma aracı olarak kullanılamaz'' dedi.

LAİKLİK
Arslan, Cumhuriyetin temel niteliklerinden laikliğe de değindiği konuşmasında, laikliğin dinin devlet işlerine, devletin ise din işlerine karışmaması olduğunu anımsattı.
Osman Arslan, şöyle konuştu:
''Laik devlette yöneticiler dini, din adamları da devleti yönetemezler. Her ikisinin görevi, işlevi, amaç ve alanı farklıdır. Laik devlet, bütün dinlere ve mezheplere aynı uzaklıktadır. Laik devlette kişiler vicdanlarıyla baş başa bırakılmıştır.
Laikliğin ikinci öğesi, kişilerin iç dünyasıyla ilgili olup, kişilerin din ve vicdan özgürlüğünün teminat altına alınmasıdır. Bu kuralın doğal sonucu olarak, hiç kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz. Ayrıca hiç kimse devlet düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma amacı güdemez ve din duygularını kötüye kullanamaz.'' Dinin, kişilerin vicdanlarında saygın bir yeri bulunduğunu ifade eden Arslan, şöyle devam etti:
''İnsandan başka hiçbir varlığın dini yoktur. Ne insanlar tarafından oluşturulan kurum ve kuruluşların ne de tüzel kişiliği olan devletin dini olamaz. Devletin laik olması ilkesini benimseyenleri dinsiz olarak suçlamak ne kadar yanlışsa, Cumhuriyete, Atatürk ilkelerine bağlı olan ve dinin gereklerini de yerine getiren kişileri çeşitli sıfatlarla suçlamak da bir o kadar yanlıştır. Bu tür yaklaşım ve değerlendirmelerin, ülke bütünlüğüne, birlik ve beraberliğine zarar verdiği ve kutuplaşmaya neden olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.''

''YARGIYI ETKİLEME GİRİŞİMLERİ SÜRÜYOR''
Arslan, hakimlerin görevlerinde bağımsız olduklarını, her türlü etkiden uzak hüküm vermelerinin Anayasa ve çeşitli yasalarla güvence altına alındığını söyledi. Osman Arslan, bu hükümlere karşın yargıyı etkileme girişimlerinin doğrudan ve dolaylı biçimde sürdüğünün görüldüğünü ifade etti.
Bir hukuk devletinde yargı kararlarının eleştirilmesini ve değerlendirilmesini doğru ve gerekli gördüklerini de dile getiren Arslan, ancak yargı kararının eleştirilebilmesi için kararın biçimsel olarak kesinleşmesi gerektiğini vurguladı.
Arslan, yargısal süreç devam ederken yargı kararlarıyla ilgili değerlendirme ve eleştiri yapılmasının yargıyı etkilemeye teşebbüs niteliğinde olduğuna dikkati çekti.
''Kesinleşen yargı kararları eleştirilmelidir'' diyen Arslan, eleştirilerin öznel değil nesnel, önyargı ve duygusallıktan uzak, bilimsel ve hukuki olması, belli bir amaç ve sonuç elde etmeye yönelik olmaması gerektiğini söyledi.
Kesinleşen yargı kararlarına herkesin uymak zorunda olduğunu belirten Arslan, ''Kesinleşen yargı kararlarının bir görüşe göre yanlış olması, onların uygulanmamasını gerektirmez'' dedi.

http://www.milliyet.com.tr/2006/09/06/index.html
Old 07-09-2006, 00:18   #2
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan yargıtay başkanı Arslan:'hakim sayımz az iş yükümüz fazla'

YARGITAY BASKANI ARSLAN: 'HAKIM SAYIMIZ AZ IS YÜKÜMÜZ FAZLA'.
06.09.2006, 13:39


-Yargitay Birinci Baskani Osman Arslan, yarginin hizli islemedigi, yargilamanin uzadigi, geciken adaletin adaletsizlik dogurdugunun bilinen bir olgu oldugunu ifade ederek, bunun temelinde mahkeme ve hakim sayisinin az, dava sayisinin çok olmasinin yattigini söyledi. Arslan, Almanya'da 20 bin kisiye düsen hakim sayisinin 5.1, Türkiye'de ise 1.5 oldugunu belirterek, 'Yarginin hizli isleyebilmesi için, öncelikle hakim ve mahkeme sayisi artirilmali, mahkemelerin is yükü azaltilmalidir' dedi.
-'Devletin temeli olan adalet'in güçlü olabilmesi için adalet dagitanlarin bagimsiz ve teminatli olmasiyla saglanacagina isaret eden Aslan, adli yargilama için hakimlerin üzerine düsen öncelikli görevlerden birinin 'dürüst, namuslu ve duygusalliktan uzak' bir tutum sergilemek oldugunu kaydetti.

ANKARA(ANKA)-Yargitay Birinci Baskani Osman Arslan, yarginin hizli islememesi nedeniyle ortaya çikan adaletsizliklerin hakim ve mahkeme sayisinin az, is yükünün fazla olmasindan kaynaklandigini bildirdi. Almanya'da 20 bin kisiye 5.1 hakim düsmesine karsin Türkiye'de oranin 1.5 olduguna belirten Arslan, hakim ve mahkeme sayisinin artirilmasi gerektigini kaydetti. Arslan, hakimlerin de kararlarin da duygusalliktan uzak durmalarinin önemini vurguladi.
Osman Arslan, Adli Yil Açilis Konusmasi'nda siyasi mesajlarinin yani sira yarginin sorunlari ile hakim ve savcilara yönelik mesajlar da verdi. Adaletin, devletin temeli oldugunu; adaletin güçlü oldugu yerde devletin de güçlü oldugunu vurgulayan Arslan, adaletin güçlü olmasinin adalet dagitanlarin bagimsiz ve teminatli olmasiyla saglanacagini söyledi. Hakim teminatinin, hakim bagimsizligini saglayan bir araç oldugunu, teminati olmayan bir hakimin, bagimsiz olmasinin mümkün olamayacagini kaydeden Arslan, 'Toplumda güven ve huzur ile sosyal barisin saglanmasi ancak bagimsiz yarginin varligiyla mümkündür. Bu nedenlerle hakim bagimsizligi ve teminatinin, baska bazi kamu görevlilerine saglanan özel yargilama usulleriyle karistirilmamasi ve karsilastirilmamasi gerekir' dedi. Hakim bagimsizligi ve teminatinin, hakimleri her türlü dis baski, tehdit, tesvik, tavsiye, telkin ve yönlendirmeye karsi koruma saglanmasiyla olabilecegini ifade eden Arslan, hakimlere de düsen görev ve yükümlülükler oldugunu söyledi. Arslan, hakimlerin, kanunlari tarafsiz olarak uygulamasi ve taraflara esit mesafede durmasi gerektigini vurgularken, duygusallikla adaletin bagdastirilamayacagini kaydetti. Arslan'in çizdigi ideal hakim profili söyle:
'Hakimlerin dürüst ve namuslu olmalari, övünç nedeni degildir. Kisilerin ve özellikle hakimlerin, dürüst ve namuslu olmalari asildir. Iyi bir hakimin hukuk bilgisiyle donanimli, genel kültüre sahip, anlayisi ve kavrayisi yüksek, tarafsiz, güvenilir, adil, davranislarinda ölçülü, dengeli, tutarli, ön yargisiz, onurlu ve vakarli olmasi gerekir.'
20 BIN KISIYE 1.5 HAKIM DÜSÜYOR
Arslan, yarginin hizli islemedigi, yargilamanin uzadigi bu konuda toplumda sizlanmalarin oldugu, geciken adaletin adaletsizlik dogurdugu yönündeki görüslerin bilinen bir gerçek oldugunu belirtirken, bu duruma hakim ve mahkeme sayisinin azliginin, dava sayisinin fazliginin neden oldugunu söyledi. Arslan, 20 bin kisiye Almanya'da 5.1, Avusturya'da 4.3, Isveç'te 3.8 hakim düstügünü, bu oranin Türkiye'de 1.5 olarak gerçeklestigini bildirirken, 'Yarginin hizli isleyebilmesi için öncelikle hakim ve mahkeme sayisi artirilmali, mahkemelerin is yükü azaltilmalidir' dedi. Arslan, yargi ile ilgili kamu harcamalarinda Türkiye'nin yine gerilerde yer aldigini belirtirken, kamu harcamalarindan kisi basina Avusturya'da 69.63, Belçika'da 64.41, Almanya'da 53.15, Türkiye'de ise 3.66 Euro pay düstügünü söyledi.
Arslan, davalarin uzamasina neden olan etkenler arasinda ayrica bazi hakimlerin durusmalara hazirliksiz çikmasi, bazi hakimlerin agir is yükünü tasiyamamasi, is yükü nedeniyle kendilerini yenileyememesi, kamu kurum ve kuruluslarindan çabuk ve eksiksiz bilgi alinamamasi gibi nedenleri de siraladi.
Arslan'in yarginin is yüküne iliskin verdigi istatistik bilgileri ise söyle:
'-2005 yili sonu itibariyle hukuk mahkemelerinde toplam 2.185.305 dava gelmis, yil içinde 1.422.745'i kara çikmistir. Yine ayni yil ceza mahkemelerinde 2.673.374 dava açilmis, 1.622.748 dava sonuçlandirilmistir.
-2005 yili içinde adli yargida açilan ve gelen toplam dava sayisi 4.853.679, karara çikan dava sayisi ise 3.045.493'tür.
-2005 yilinda Yargitay'a toplam olarak devirlerle birlikte 774.477 dava dosyasi intikal etmis, bunun 518.881'i kara çikarilmis. 205.596 dava dosyasi 2006 yilina devredilmistir.'(ANKA)
kaynak:www.tumgazeteler.com
Old 07-09-2006, 10:02   #3
ahmetsacit

 
Varsayılan Yargı siyasete 'el attı'

Yargıtay Başkanı Osman Arslan: Yargı laikliğin koruyucusudur. Şemdinli Komisyonu yargıya müdahale etti. Yönetenler hukuk kurallarına uymalı
Yeni adli yıl, mesaj bombardımanıyla başladı. Yargıtay Başkanı Osman Arslan, yargının laikliğin koruyucusu olduğunu belirterek, "Hiç kimse devlet düzenini kısmen de din kurallarına dayandırma amacı güdemez" dedi. Arslan, TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun Şemdinli bombası sanıklarını sorgulamasının da 'yargıya müdahale' olduğunu belirterek sert bir dille eleştirdi.
2006-2007 Adli Yılı'nın başlaması dolayısıyla dün Yargıtay'da düzenlenen törende konuşan Arslan, Danıştay'a yönelik saldırıyı kınadı. Saldırıda yaralanan 2. Daire Başkanı Mustafa Birden'in de katıldığı törende Arslan, olayı 'tarihe kara sayfa olarak geçen insanlık suçu' olarak niteleyen Arslan, "Bu tür terörist saldırılar yargıyı inandığı doğrultuda karar vermekten alıkoyamaz" dedi. Türkiye'de etnik ayrımcılık yapılmadığını savunan Arslan, "Bu hak ve fırsat eşitliğine karşın, insan hakları ve demokrasi adı altında bazı ayrıcalıkların talep edilmesi ulusal birliği bölmeye yönelik ayrılıkçı düşüncelerdir. Bölücü ve gerici akımlar iç ve dış kaynaklardan güç ve destek almaktadır. Sömürgeci güçler, ülkemizde etnik-dinsel ayrımlar yaratarak, ülkemizi bölüp parçalamayı hedef seçmişlerdir. Hak ve özgürlükleri kötüye kullanmak hoşgörüyle karşılanamaz. Demokraside özgürlükleri yok etme özgürlüğü kimseye tanınamaz. Yönetenler de yargı kurallarına uymalı" dedi.
Laik devletin bütün dinlere ve mezheplere aynı uzaklıkta olduğunu belirten Arslan şunları söyledi: "Anayasa'nın laikliğe özel önem vermesine karşılık laikliğin açık tanımı yapılmıyor. Bu nedenle laiklik ilkesinde din ve vicdan özgürlüğünün Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmeler dikkate alınarak açıklanması gerekiyor. Kişilerin din ve vicdan özgürlüğü olağanüstü hal koşullarında dahi kısıtlanamaz. Hiç kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inançlarını açıklamaya zorlanamaz. Ayrıca hiç kimse devlet düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma amacı güdemez ve din duygularını kötüye kullanamaz. Kurum, kuruluşlar ile devletin dini olamaz. Laikliğin koruyucusu yargıdır, Yargıtay'dır."

Adalet sarayı kutlaması
Arslan'ın konuşmasında dikkat çeken bir ayrıntıysa hükümete ve Meclis'e açıkça teşekkür etmesi oldu. Arslan, görkemli adalet sarayları yapılmaya başlanmasından dolayı ilgilileri kutlarken, özlük haklarındaki son iyileştirme nedeniyle hükümete ve Meclis'e de yargı adına teşekkür etti.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok'sa konuşmasında, hâkimlerin bakanlığa bağlı olmaktan kurtarılmasını istedi.
RADİKAL
Old 07-09-2006, 13:38   #4
ahmetsacit

 
Varsayılan Basının algılama farklılığı

Yargıtay başkanın konuşması gazetelerde farklılık gösteriyor,

Her gazete kendine göre algılamış

İncelemek için linki tıklayınız,
http://www.haberturk.com/newengine.php?haberturk=haber&@=244638
Old 12-09-2006, 20:41   #5
alisuat

 
Varsayılan alışılagelmiş

Konuşmada can alıcı bir nokta yok ve alışılagelmiş kelimeler çok, bir cümle haricinde
Alıntı:
özlük haklarındaki son iyileştirme nedeniyle hükümete ve Meclis'e de yargı adına teşekkür etti.
doğru hakim ve savcıların özlük haklarında iyileştirmeler yapıldı ancak her fırsatta bizim olmazsa olmazlarımız dedikleri katiplerini hiç biri düşünmedi
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay Kararları adıge Hukuk Sohbetleri 5 28-07-2007 15:24
yargıtay kararları sedaoner Hukuk Soruları Arşivi 0 17-03-2006 23:30
Aile İçi Şiddet ve Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 2 13-04-2004 10:34
Yargıtay Web Sitesı Av. Bülent Sabri Akpunar Hukuk Haberleri 1 07-01-2003 18:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04075289 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.