Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ZeytİncİlİĞİn Islahi Ve Yabanİlerİnİn AŞilattirilmasi Hakkinda Kanun

Yanıt
Old 20-02-2009, 00:11   #1
Av.HakanANDI

 
Varsayılan ZeytİncİlİĞİn Islahi Ve Yabanİlerİnİn AŞilattirilmasi Hakkinda Kanun

ZEYTİNCİLİĞİN ISLAHI VE YABANİLERİNİN AŞILATTIRILMASI HAKKINDA KANUN gereğince başvuru yapan şahıs müvekkilin zilyetliğinde bulunan ve müvekkil tarafından uzun yıllardan bu yana ekimi ve bakımı yapılan zeytinliği kendi adına kaydını yaptırmış ve tapusunu almıştır..yapılmış olan bu işleme karşı yapılabilecek nedir e bununla ilgili yargıtay kararı bulabilirmyiz...

ZEYTİNCİLİĞİN ISLAHI VE YABANİLERİNİN AŞILATTIRILMASI HAKKINDA KANUNun 3. maddesi aynen şöyle;
ukarıdaki madde gereğince tespit edilen alanlar yerel koşullar dikkate alınmak suretiyle Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenecek esaslara göre en az 25 dönümlük parseller halinde parsellenir ve bilinen araçlarla ilan edilir. Bu alanlarda yabani zeytin, fıstıklık ve harnupluk ile sakız nevileri olan menengiç, buttum, yabani sakız, Filistin sakızı ağaçlarını aşılayıp ytiştirecekler ile zeytin yetiştirmeye elverişli fundalık ve makilik alanlarca gerekli temizlemeyi yapıp zeytin dikim alanları meydana getirecekler, dilekçe ile arazinin bulunduğu en büyük mülki amire başvururlar. Başvuranlar arasında Bakanlıkça belirlenecek esas ve öncelik sırasına göre seçilen kişilerden, bu işlemleri yerine getireceklerine dair bir yükümlülük belgesi alınır. Fidan dikecek olanlara devletçe maliyet bedeli üzerinden zeytin fidanı sağlanır.
Beş yıl süre ile taşınmazın gayesine uygun olarak kullanıldığı Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tespit edilenlere mahallin en büyük mülki amiri tarafından tapuları devredilir. Bu yolla verilen taşınmazlar hiç bir şekilde veriliş amacı dışında kullanılamaz. Bu taşınmazlar; miras dahil hiç bir şekilde bölünemez, veriliş tarihindeki yüzölçümü hiç bir şekilde küçültülemez. Aksi takdirde Hazinece geri alınar. Bu hususlarda taşınmaz siciline gerekli şerh verilir.


yardımlarınz için şimdiden teşekkürler...
Old 20-02-2009, 15:27   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2008/20-157
Karar: 2008/194
Karar Tarihi: 27.02.2008

ÖZET: Aslı orman olup her hangi bir nedenle orman dışında bırakılan taşınmazın her zaman orman sınırı içine alınabilir ya da Hazine tarafından orman olarak tahsis edilebilir. Orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra yirmi yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi de dolmamıştır. Bu nedenlerle, davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerekir.

(3573 S. K. m. 2, 3, 4, 5) (6831 S. K. m. 2, 7, 31) (2709 S. K. m. 37, 131)

Dava: Taraflar arasındaki <kadastro tespitine itiraz> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Milas Kadastro Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.10.2004 gün ve 2002/11-2004/108 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 29.09.2005 gün ve 6275-11202 sayılı ilamı ile;

(... Kadastro sırasında Kıyıkışlacık Köyü 115 ada 24 parsel sayılı 29413.15 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, öncesi 119 ve 120 numaralı zeytincilik parseli olup, dava dışı 115 ada 23, 507 ve 508 sayılı parseller ile bir bütün olduğundan söz edilerek zeytinlik niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/6 şar pay oranıyla Ekrem Levent E., Nafiz Ender E., Gönül K., Yalçın G., Halil S. ve Tahir Tekin Ö. adlarına tespit edilmiştir. Davacı, Hazine çekişmeli parselin öncesinin yabani zeytinlik (delicelik) olup tahsis bulunmadığı, imar ihya edilmediği ve zilyetlik yoluyla kazanılacak yerlerden de olmadığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin tespitinin iptaline Cihan Sarıman tarafından düzenlenen 27.10.2003 günlü krokide (b, b1, b2 ve b3) ile gösterilen toplam 23416.86 m2 bölümün tespit gibi davalılar, aynı krokide (a) ile gösterilen 3312.81 m2 bölümün 115 ada 24 sayılı parsel olarak, (c) ile gösterilen 1473.92 ve (c1) ile gösterilen 1209.59 m2 toplam 2683.43 m2 yüzölçümüyle ve ayrı parsel sayısıyla Hazine adına tapuya tesciline, (a) bölümü üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının davalı gerçek kişilere ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm Hazine ve davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.

Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1986 yılında yapılıp 06.04.1988 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.

Kesinleşmiş orman kadastrosuna ilişkin tutanaklar ve harita ile eski tarihli memleket haritası hava fotoğrafı ve amenajman planının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen orman mühendisi bilirkişi ve ziraat uzmanı bilirkişi raporları, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile çekişmeli parselin öncesinin zeytinlik olarak nitelendirildiği, eğimin % 8 olduğu, taşınmazın (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin taşlık ve kayalık olduğu toprak işlemesinin yapılmadığı, (b, b1, b2, b3) bölümlerinden oluşan ve (C) ile gösterilen bölümünde ise, 30 yaşlarında dağınık (düzenli olmayan) mahsuldar zeytinler bulunduğu, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı, zeytin parselasyonunda 119 ve 120 sayılı zeytin parseli olarak belirlendiği, Süleyman, Niyazi ve İsmail Hakkı tarafından davalıların murisi İlyas E. e satıldığı, davalılar tarafından zeytinlik olarak kullanıldığının belirlendiği gerekçesiyle (A) ve (B) ile gösterilen bölümlere ilişkin davanın kabulüne, (C) ile gösterilen bölüme ilişkin davanın ise reddine karar verilmiştir.

1) Çekişmeli taşınmazın ziraat uzmanı bilirkişi raporunda (A) ve (B) ile fen elemanı bilirkişi krokisinde ise (a) ile gösterilen 3212.91 m2, (c) ve (c1) ile gösterilen toplam 2683.43 m2 bölümlerin imar ihya görmediği toprak işlemesi yapılmadığı belirlendiğine göre davalı gerçek kişilerin bu bölümlere ilişkin tüm temyiz itirazların reddi gerekmiştir.

2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; Gerçektende, 1954 yılında 3573 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan zeytin parselasyonunda çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer 119 ve 120 numaralı zeytin parseli olarak belirlenmiş, Süleyman, Niyazi ve İsmail Hakkı Yiğit’in tahsis istemiyle başvurusu üzerine, 03.07.1963 tarihli zeytin tevdiat raporunda 119 ve 120 sayılı parsellerde dekara 15 ila 18 delice düştüğü, bu zeytin parsellerindeki ağaçların % 20’sinin pırnal, % 5’inin ardıç, % 10’unun akçakesme, % 5’inde ise, diğer maki elemanlarının bulunduğu belirlenmiş, Tarım Bakanlığının 20.04.1964 tarihli ve 156 sayılı yazısıyla, Anayasanın 37 ve 131. maddeleri gereğince tahsis edilemeyecek yerlerden olduğundan söz edilerek, tahsis talebinin reddine karar verilmiştir.

Delicelikler ve yabani zeytinliklerin orman ağacı olduğu, orman içindeki bu gibi yerlerin ancak 26.01.1939 tarih, 3573 sayılı <Zeytinciliğin Islah ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Yasa> hükümlerine göre yetkili makamlarca tahsis edilip koşullarının yerine getirilmesi ve o kişi adına tescili konusunda yetkili makamlarca karar verilmesi ya da verilen bu karar uyarınca tapu kaydı oluşturulması durumunda o yerin orman sayılmayacağı yasa gereğidir. Şöyle ki; Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki 3573 Sayılı Yasanın 2. maddesinde <Devlet ormanları içinde bulunan ve aşılı hale getirilecek olan bütün yabani zeytinlik sahaları ile Devlet ormanları dışında kalan Devlete ait boş arazideki yabani zeytin sahaları ziraat vekaletince tespit ve ilan olunur> denilmektedir. Aynı Yasanın 3, 4 ve 5. maddelerine göre tahsis ve yasanın öngördüğü koşullara uygun ıslah ve ihya edilmedikçe, kişiler lehine mülkiyet hakkı doğmayacağı açıklanmaktadır.

Dava konusu taşınmazın 3573 Sayılı Yasa gereğince 119 ve 120 numaralı zeytin parseli olarak belirlenip tahsis edilmediği anlaşılmaktadır. Aslı orman ve orman toprağı olan ve yasa gereğince tahsis edilmeyen yerin aşılanmak suretiyle zilyetlikle iktisabı mümkün değildir. 1988 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılması davalılara bir hak sağlamaz. Aslı orman olup her hangi bir nedenle orman dışında bırakılan taşınmazın 05.11.2003 gün ve 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince her zaman orman sınırı içine alınabilir ya da Hazine tarafından orman olarak tahsis edilebilir. Orman kadastrosunun kesinleştiği 06.04.1988 tarihinden sonra 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi de dolmamıştır. Bu nedenlerle, davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken 27.10.2003 günlü krokide (b, b1, b2 ve b3) ile gösterilen bölümlere ilişkin davanın da reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.02.2008 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 20-02-2009, 15:28   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/8847
Karar: 2001/8774
Karar Tarihi: 03.12.2001

ÖZET: Devlet ormanları içerisindeki yabani zeytinliklerin ıslah şartları yerine getirilmeden kendiliğinden imar-ihya edilmesi halinde zilyetlik hükümlerinden yararlanamayacağı düşünülmeli ve taşınmazın bulunduğu yerde tapulama yapılmış ise temlik şartlarının tapulamadan önce tamamlanıp tamamlanmadığı, tapulamadan önce tamamlanmış ise tutanağın kesinleşmesinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği; temlik şartları tapulamadan sonra tamamlanmış ise davanın hak düşürücü süreye tabi olmadığı düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taşınmaz malın hukuksal niteliği ve iktisap şartları araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm verilmesi isabetsizdir.

(3402 S. K. m. 14, 17) (3573 S. K. m. 3, 4, 5)

Dava: Süreyya ile Hazine aralarındaki Tapu İptali ve Tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair M. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 31.01.2001 gün ve 340-64 sayılı hükmün Yargıtayca incelemesi davacı ve davalı Hazine vekilleri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, 1017 parsel sayılı 22.160 m2 yüzölçümlü taşınmazı tapulamada delicelik niteliği ile ve 1981 yılından beri aşılandıklarından bahisle 20.7.1983 tarihinde Hazine adına tapulandığını, bu yeri 1959'da bitişiğindeki 1016 parsel ile bir bütün olarak satın aldığını, 38 yıldır nizasız, fasılasız, malik gibi zilyet olduğundan bahisle iptal ve tescil istemiş, davalı Hazine taşınmazın pırnallık ve delicelik olduğunu, tapulama tespitinin doğru olduğunu, davacı yönünden iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hükmün redde ilişkin bölümü davacı vekili, kabule ilişkin bölümü ise Hazine vekili taraflarından temyiz edilmiştir.

Mahkemece; 1017 parselin krokisinde l ve 2 ile gösterilen 5.582,95 m2 ve 9.521,54 m2.lik bölümlerinin kayalık, çalılık, pırnallık ve delicelik olduğu, ancak davacı tarafından imar ihya edilerek zeytinlik haline getirilmiş ise de, zilyetlik süresinin dolmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, krokide 3 ile gösterilen 7.055,51 m2.lik bölümün eskiden beri zeytinlik olduğu ve davacı yararına iktisap koşullarının oluşmuş olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemece davanın reddine karar verilen ve krokide 1 ve 2 ile gösterilen taşınmazların imar ihyasının tapulama tespitinin yapıldığı 1983 yılına göre 20 yıla ulaşmadığı, tespit bilirkişisi 1927 doğumlu Ziya, 1327 doğumlu Kamil, mahalli bilirkişi 1930 doğumlu Hüseyin ve davacı tanıklarının beyanlarından anlaşılmakla, mahkemenin red kararı yerindedir. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde değildir. 5.582,95 ve 9.521,54 m2. yüzölçümlü taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümler için hükmün ONANMASINA, Hakkındaki davanın kabulü cihetine gidilen ve krokide 7.055 m2. olarak gösterilen hükme yöneltilen Hazinenin temyiz itirazlarına gelince: Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Toplanan delillerden dava konusu taşınmazın öncesinin yabani zeytinlik olduğu anlaşılmaktadır. Bu tür yerlerin iktisabı ancak, yasaların öngördüğü ihya şartlarının varlığı halinde mümkündür. Yabani zeytinliklerin ihya yoluyla iktisap şartları bulunduğu yerin hukuksal niteliğine göre değişir.

Yabani zeytinlikler Devlet ormanları içinde veya dışında bulunabileceği gibi şahıslara ait tapulu ya da zilyetlik yoluyla kazandığı sahipli arazide de olabilir. Bu durumda öncelikle yabani zeytinliklerden oluşan nizalı taşınmazın Devlet ormanı içerisinde mi, yoksa dışında mı, başka bir anlatımla orman sayılan yerlerden olup olmadığının uzman bilirkişi aracılığı ile tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Usulüne uygun şekilde yapılacak orman araştırmasından sonra nizalı taşınmaz malın orman sayılan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde:3573 sayılı <Zeytinliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılanması Hakkındaki Kanun> da açıklanan ıslah ve temlik işlem ve şartlarının yerine getirilmiş olması halinde yabani zeytinliğin yasa hükmü gereği kazanılması mümkündür.

Devlet ormanları dışında kalan Devlete ait boş arazideki yabani zeytinliklerin bulunduğu yerler orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından bu tür yerlerin 3402 sayılı Kanunun 17.maddesindeki ihya ile ilgili şartların ve aynı Yasanın 14.maddesindeki iktisap şartlarının tamamlanması halinde ihya yoluyla kazanılması anılan Yasanın ilgili maddeleri ve 11.6.1958 gün 1958/8-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre mümkündür.

Sahipli (tapulu) veya tapuda kayıtlı olmamakla birlikte zamanaşımı ve diğer yasal nedenlerle mülkiyet hakkı kazanılmış araziye dikilmiş yabani zeytinliklerden oluşan yerler orman sayılmaz.

Taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde 3573 sayılı Kanunun 3, 4, 5. maddelerinde öngörülen ıslah ve temlikle ilgili işlem ve şartlar araştırılmalıdır. Devlet ormanları içerisindeki yabani zeytinliklerin 3573 sayılı Kanuna göre gerekli izin alınmadan ve ıslah şartları yerine getirilmeden kendiliğinden imar-ihya edilmesi halinde zilyedin 3573 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanamayacağı düşünülmeli ve taşınmazın bulunduğu yerde tapulama yapılmış ise temlik şartlarının tapulamadan önce tamamlanıp tamamlanmadığı, tapulamadan önce tamamlanmış ise tutanağın kesinleşmesinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği; temlik şartları tapulamadan sonra tamamlanmış ise davanın hak düşürücü süreye tabi olmadığı düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taşınmaz malın hukuksal niteliği ve iktisap şartları araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm verilmesi isabetsizdir.

Bundan ayrı, 3402 Sayılı Kanununun 14.maddesi hükmüne göre zilyetliğin bu Kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilemeyen hallerde zilyedin kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemeyecektir. 1617 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26.7.1972 tarihinden itibaren açılan dava sonunda zilyet adına bu yolla ya da Tapulama veya Kadastro yolu ile tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden sorulup belirlenmesi ve ayrıca bu maddenin 2.fıkrası hükmüne göre sulu ve kuru toprak ayırımının 3083 sayılı kanun hükümlerine göre araştırılıp belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

Sonuç: Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmiş olması isabetsiz, Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün krokide 7.055 m2. olarak gösterilen bölümünün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı davacıya ait 3.240.000.-lira peşin harcın onama harcına mahsubuna 03.12.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 22-02-2009, 22:52   #4
Av.HakanANDI

 
Varsayılan

ilginiz için teşekkürler arkadaşlar..çok saolun
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davacının Davalı Tarafı Değiştirmek İstemesi ve Islahı Blue Angelus Meslektaşların Soruları 13 16-11-2011 14:04
Irak'a Gİden ŞofÖrler Hakkinda YÖnetmelİk Veya Kanun niliş Meslektaşların Soruları 2 28-12-2006 10:56
Bilişim AĞI HİZMETLERİNİN DÜZENLENMESİ VE BİLİŞİM SUÇLARI HAKKINDA KANUN TASARISI kağanulaş Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 1 19-08-2006 14:27
Secimlerin Temel Hukumleri Ve Secmen Kutukleri Hakkinda Kanun OSY Hukuk Soruları Arşivi 0 13-02-2004 16:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05103302 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.