Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Olmayan Şirket İçin Verilen Çek- Bankanın Sorumluluğu

Yanıt
Old 14-01-2003, 17:53   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Olmayan Şirket İçin Verilen Çek- Bankanın Sorumluluğu

Merhaba,

Bu gün bir meslektaşımın ilettiği bana oldukça garip gelen bir olayı aktarıp, bilgilerimizi paylaşmak istedim. Olay şu şekildedir.


X bankası çekini elinde bulunduran kişi (a) , avukat' a başvurarak hakkının tahsil edilmesini ister.

Çek metninde keşideci olarak yer alan bir A.Ş. dir. Yine çekin bağlı bulunduğu hesap, keşideci durumunda olan şirket değil, çeki imzalayan şahsa ait şahsi hesaptır. Bir diğer nokta, çekte keşideci olarak yer alan ............. A.Ş. şirketi esasen Ticaret sicilde kaydı olmayan gerek resmen gerekse fiilen bulunmayan bir şirkettir.

Çek bankaya tahsil amacıyla sunulduğunda, olay fark edilmiştir. Çek sahte değildir. Bankanın düzenleyip verdiği bir çektir..

Sorular:

1- Bu durumda, çekin sorumlusu kimdir? Olmayan şirket sorumlu olamayacağına göre, çekin bağlı olduğu hesap sahibi mi sorumludur?

- İmza atan hesap sahibi sorumludur denilse bile, olası tahsil imkansızlığında bankanın sorumluluğu hakkında fikrinizi nedir?

2- Banka: '' Olmayan şirket ile alış veriş yada alacak borç ilişkisine girmek de mümkün değildir (BK.117 imkansızlık) diyerek, kendi personelinin hatasından kurtulabilir mi? Bu durumda, Çekin dayanağı alacak-borç ilişkisini ispat hususunda düşünceleriniz ne olur?

Tartışmak, değişik fikirleri ortaya çıkarabilmek amacıyla soru foruma aktarılmıştır. Fikir beyan edecek meslektaşlarımıza teşekkür ederiz.

Saygılarımla.

Av. Mehmet Saim Tikici / İstanbul
Old 20-01-2003, 15:08   #2
Av.M.Aydın Bilen

 
Varsayılan

Sevgili Dostum Tikici,
Yine ilginç olaylarla dönüş yaptın.Doğrusu özlemiştik.

Bir başlangıç olsun diye; bankanın sorumluluğu açısından 3167 sayılı yasanın 2.maddesi bankaların çek karnesi basarken gerekli ihtimamı göstermesi yükümlülüğünü bankaya yüklüyor.Bu durumda en azından hafif kusuru bile olsa banka sorumlu olur diye düşünüyorum.
Selam ve saygılarımla...

Av.M.Aydın Bilen
Old 20-01-2003, 16:59   #3
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

3167/m.2 gayet açıktır: "Bankalar çekle işleyecek hesap açarken, çek karnesi verirken ve bu kanunla kendilerine verilen görev ve mükellefiyetleri yerine getirirken bu işlemlerin gerektirdiği basiret ve itinayı göstermeye mecburdurlar."

Aslında bankaların bu “basiret ve itina gösterme yükümlülüğü”, TK.20/II hükmünden kaynaklanan yasal bir zorunluluktur.
Zira bu hükme göre, "her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi" zorunludur.

O halde Çek Kanununun bu hükmü ile yapılan, esasen var olan basiretli davranma yükümlülüğüne, itina (özen) gösterme borcunu da ekleyerek özel bir hüküm halinde tekrarlamaktan ibarettir.

Bu yükümlülük gereği olarak bankalar, çekle ilgili olarak yaptıkları tüm işlemlerde, işlemin gerektirdiği ölçüde dikkat ve özen içinde davranmalı ve ileri görüşlü (basiretli) bir tavır ortaya koymalıdırlar.

Yargıtay bir kararında bu hususu şöyle vurgular:
11. HD., 24.05.1982, 2564/2491: "Çekle ödeme yapmayı kabul eden bir bankanın, her şeyden önce basiretli bir iş adamı gibi hareket ederek gerekli dikkat ve ihtimamı göstermesi ve tereddüt halinde çeki uzman kişilere incelettirmesi ve gerektiğinde keşideciden tahkik edip alacağı cevaba göre hareket etmesi gerekir".

Mesela, gerçekte var olmayan bir şirkete, şirketin varlığını bile araştırma zahmetine katlanmadan çek karnesi veren banka, çekin karşılıksız çıkması ve benzeri durumlarda hamilin uğrayacağı zararları karşılamak zorunda kalır.

Zira bu konuda, basiretli ve özenli davranma yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.

Bu nedenle bankaların, çek hesabı açıp çek karnesi verecekleri kişiler hakkında istihbarat yaparak güvenilirlik derecelerini araştırmaları gerekir.

Sahte veya tahrif edilmiş bir çeki, ödemiş olmasından doğan zarar, muhatap bankaya aittir (TK.m.724/I).

Bankalar, sahte ya da tahrif edilmiş çeki ödemeden kaynaklanan rizikoları keşideciye yüklemek üzere, çek sözleşmesine bazı özel hükümler koyma yoluna gitmektedirler.

Fakat bu özel hükümlere rağmen bankanın inceleme yükümlülüğünün bertaraf edilemeyeceği haklı olarak ileri sürülmektedir (KINACIOĞLU, s.320).

Keşidecinin çek defterini iyi saklamamış olması halinde banka sorumlu olmaz.

Mesela keşidecinin sahtekarlık suçundan sabıkalı birisiyle çek defterini göndermesi, saklamada kusurluluğu gösterir.

Bir akademisyen ve bir bilirkişi olarak, uygulamada avukat meslektaşlarımın 3167/2 hükmünü yeterince işlettirmediklerini görüyorum.

Halbuki çekle ilgili pek çok davayı çözebilecek anahtar bir düzenlemedir.
Old 20-01-2003, 17:17   #4
Av.M.Aydın Bilen

 
Varsayılan

Sn.Hukuk Doktoru,
Benzer gerekçelerle aynı görüşü paylaşmaktayız.
Beni mazur görürseniz konuya bir parantez açarak aşağıdaki hususlarda hem akademisyen hem de bilirkişi olarak görüşünüzü öğrenmek isterim.

-Hamil,banka ve keşidecinin müterafik kusuru gündeme getirilebilir mi?
-Olaya göre degişmekle birlikte bunun dağılımı nasıl olabilir?

Selam ve saygılarımla...

Av.M.Aydın Bilen
Old 20-01-2003, 20:37   #5
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

3167/2 uyarınca açılacak bir sorumluluk davasında, kusurun belirlenmesi bakımından BK.m.41 vd hükümleri ve özellikle müterafık kusur hükümleri de uygulanacaktır.
Birlikte kusur dağılımı teorik olarak değil, ancak hakim tarafından somut olaya göre yapılabilir.
Banka ile keşideci arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki vardır ve akdi sorumluluk hükümlerine dayanıılabilir.
Fakat hamil ile banka arasında böyle bir ilişki bulunmadığından ancak haksız fiil sorumluluğu hükümlerine dayanılabilir. 3167/2 böyle bir sorumluluk davasına yasal dayanak teşkil etmek ve hamilleri korumak üzere özel olarak öngörülmüştür.
Selamlar...
Old 21-01-2003, 08:38   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba,

Değerli cevaplarınızı ilgi ile takip ediyorum. Detaylı görüşlerimizi aktarmadan önce, olaya bir başka açıdan da bakabilir miyiz?

Olmayan şirket'in ne hak ehliyeti ne de fiil ehliyeti vardır. Başka bir ifade ile kişi olmayanlar ne borç üstlenebilir ne de hak elde edebilir. Nasıl ki tüzel kişiliği olmayan bir ibare lehdar yada hak sahibi olamıyorsa aynı durumdaki bir keşideci de düşünülmemelidir. Aynı; ölünün keşideci yada lehdar olamaması gibi. Yani, kambiyo vasfına bakmalıyız öncelikle.


Bir de bu açıdan tartışmak istedim.

Saygılarımla..
Old 21-01-2003, 13:19   #7
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Şöyle düşünelim:
Banka olmayan bir şirket adına çek karmesi veriyor..
Ve karnede olmayan bir şirkletin adını yazıyor.
Bu çek karnesini kime veriyor?
Muhtemelen bir gerçek kişiye veriyor...
Ve bu kişi de ya kendi imzasını atıyor, ya da bir başkasının imzasını taklit ediyor.
Sonunda çek üzerinde şeklen bir imza var ve bu imzanın elinden çıktığı bir kimse var.
Burada keşideci gözüken kişi yönünden tipik bir sahtecilik var.
Banka açısından ise, 3167/2 kapsamında ağır bir sorumluluk var...
Sonunda zarar gören hamil, olmayan şirketi aramak zorunda değildir.
Belki, olmayan şirket adına çek karnesi veren bankayı ve çeki imzalayan kişiyi sorumlu tutacaktır.
Biraz acele oldu...
Şimdilik bu kadar...
Old 21-01-2003, 13:44   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Olmayan şirketi aramak değilde, olmayan şirket ile çek alış verişine girmek için Ticari defter ve kayıtlara sıkı sıkıya uymakla yükümlü şirkete ya mal satmak ya da avans vermiş olmak gerekir. Bunun içinde mutlaka şirketin mevcut olması gerekir. Hamil için durum biraz farklıdır, o'nu ayrık tutuyorum. Ancak, lehdar durumunda bulunan alacaklı için, konu kolay değildir.

Lehdar durumundaki hamil, temelde bir alış veriş ilişkisi yaşamak zorundadır ki çek alabilsin. Bunun aksini düşünmek, hayatın olağan akışına ters düşer diye düşünüyorum.

3167/2 TK.20. madde ve hatta genel hüküm istihdam edenin sorumluluğu kapsamında kusursuz sorumluluk temelinde olaya yaklaşımınıza aynen iştirak ediyorum.
Old 18-07-2007, 14:50   #9
halenze

 
Varsayılan

iyi günler benim de buna benzer bir durumda dosyam var ve pek dayanak bulamadım
müvekkilim mal satmış ve çek almış bankaya da soruyor bu adamın ödemelerinde sıkıntı var mı diye ondan sonra çeki alıyor ve karşılıksız çıkıyor icra takbi başlattık.Borçluya da ulaştım bir şekilde. borçlu gözüken kişinin olayla alakası yok hurdacılıkla uğraşan fakir bir insan bu savcılığa da başvurmuş.bankayada gitmiş ve olayı öğrenmiş.imza bana aşt değil ve kimlik bilgilerinin de tamamen olmasa da aynı olduğunu görmüş
adamdan ve bankadan öğrendiğime göre hesap sahte kimlik ve imza sirküleriyle açılmış.Burada bankanın hiç kusuru yokmudur.Örnek bir karar da bulamadım elinizde örnek bir karar ya da bilginiz var sa çok memnun olurum
saygılar
Old 18-07-2007, 15:55   #10
hidayet

 
Varsayılan Yorum

Keşideci bir A.Ş.Ancak fiilen ve resmen böyle bir şirket yok.Çekin bağlı olduğu hesap ise ilgli şirkete değil çeki imzalayan kişiye ait.Öncelikle;
1)Bankanın gerçekte var olmayan şirket adına çek karnesi düzenlemesi ve bu konuda anlaşma yapılması hususunda bankanın kusuru bulunmaktadır.Bundan sorumludur.Somut olaya göre ciro yoluyla devralan hamil açısından müterafık kusur gündeme gelebilecektir .Bu konuya ilişkin yargıtay kararları mevcuttur.
2)TTK.695'e göre "Bir çekin keşide edilebilmesi için, muhatabın elinde keşidecinin emrine tahsis edilmiş bir karşılık bulunması ve keşidecinin bu karşılık üzerinde çek keşide etmek suretiyle tasarruf hakkını haiz bulunacağına dair muhatapla keşideci arasında açık veya zımni bir anlaşma mevcut olması şarttır. Şu kadar ki; bu hükümlere riayetsizlik halinde senedin çek olarak muteber olmasına halel gelmez."
Bu kapsamda çek hesabının başka kişiye ait olması çekin geçerliliğine etkili olmayacaktır ve çeki imzalayan çek bedelinden sorumlu olacaktır diye düşünüyorum.Saygılarımla...
Old 18-07-2007, 16:09   #11
halenze

 
Varsayılan

sayın hidayet olayımı biraz daha açmam gerek
olayımda sahte belgelerle hesap açan ve müvekkilimle ticari ilişkiye giren şahıs yeni müşteri ve gerçek kişidir aynı zamanda bu şahıs kayıplarda.

İsmi kullanılan kişi ise zaten imzaya itiraz edecek ve savcılığa da gitmiş.

benim asıl sormak istediğim banka aslında sahtekara X şahısmış gibi hesap açmış ve çek vermiştir.Burada bankanın müterafik kusurundan söz edilebilir mi?

3167/2 ye göre bankanın sorumluluğuna gidebilir miyiz?Banka çalışanı o kişinin sahte kimlik ile hesap açmasını ve imza sirkülerinin de bu sahte kimlik ile çıkarılmasını anlamasada sorumlumudur?
teşekkürler
Old 18-07-2007, 16:19   #12
hidayet

 
Varsayılan

Sy.halenze aşağıdaki kararların olayınıza biraz daha ışık tutacağını düşünüyorum.İncelemenizi öneririm.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1989/9465
K. 1991/1162
T. 21.2.1991
• BANKANIN SORUMLULUĞU ( Çek Karnesi Verirken Gerekli İtinayı Göstermemesi )
• ÇEK KARNESİ VERİRKEN GEREKLİ İTİNAYI GÖSTERMEMEK ( Bankanın Sorumluluğu )
• GEREKLİ İTİNAYI GÖSTERMEYEN BANKANIN SORUMLULUĞU ( Çek Karnesi Verirken )
• HAYALİ KİŞİ ADINA ÇEK KARNESİ VERİLMESİ ( Karşılıksız Çekten Bankanın Sorumluluğu )
• BANKANIN BASİRETLİ VE İTİNALI DAVRANMAMASINDAN DOĞAN ZARARDAN SORUMLULUĞU ( Hayali Bir Kişi Adına Çek Karnesi Verme )
• HAYALİ BİR KİŞİ ADINA ÇEK KARNESİ VEREN BANKANIN SORUMLULUĞU ( Basiretli ve İtinalı Davranmama )
• KARŞILIKSIZ ÇEK NEDENİYLE BANKANIN SORUMLULUĞU ( Hayali Bir Kişi Adına Çek Karnesi Verilmesi Nedeniyle )
6762/m.20
818/m.44
3167-1/m.2
ÖZET : Davalı bankanın hayali bir kişi adına çek karnesi verdiği iddia olunduğuna göre mahkemece bu konuda gerekli araştırma yapılmalı, bankanın gerekli basiret ve itinayı gösterip göstermediği belirlenmeli, davacının uğradığı zararda bankaya bir kusur atfedilip atfedilemeyeceği, B.K.nun 44. maddesi uyarınca müterafik kusurlu sayılıp sayılmayacağı hususları tartılıp değerlendirilmeli, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi`nce verilen 25.9.1989 tarih ve 342-304 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili; müvekkiline ait işyerinden alış veriş yapan ve adının M.U. olduğunu söyleyen bir kişinin muhatabı davalı banka olan çekler keşide ettiğini, ancak çeklerin karşılıksız çıktıklarını, borçlu aleyhine giriştikleri icra takibinde M.U. isimli bir kişinin olmadığının belirlendiğini, hiç bir araştırma yapmaksızın ve gerekli basiret ve itinayı göstermeksizin hayali bir isimle çek karnesi veren davalı bankanın ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek çeklerin bedeli ve tazminat tutarı 3.300.000 TL`nın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacı ile alışveriş yapan kişinin keşide ettiği çeklerin karşılıksız çıkmasında müvekkili bankaya bir kusur izafe edilemeyeceğini, bir tazmin borçları bulunmadığını, karşılıksız çekler nedeniyle davacının henüz bir zararının gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, çekin karşılıksız çıkması halinde muhatap bankanın çek tutarından sorumlu olacağına dair bir hükmün 3167 sayılı Yasada bulunmadığı, davacının giriştiği icra takiplerinin sonucu alınmadan bir zararın doğduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı, davalı bankanın hayali bir kişi adına çek hesabı açması ve çek karnesi vermesinden dolayı kusurlu olduğunu, bunun sonucu olarak zarara uğradığını belirterek işbu davayı açmıştır. Mahkemece bu husus üzerinde durulmamıştır.

3167 sayılı çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. maddesi uyarınca bankalar, çekle işleyecek hesap açarken ve çek karnesi verirken, gerekli basiret ve itinayı göstermeye mecburdurlar. Davalı bankanın hayali bir kişi adına çek karnesi verdiği iddia olunduğuna göre mahkemece bu konuda gerekli araştırma yapılmalı, 3167 sayılı Kanun uyarınca bankanın gerekli basiret ve itinayı gösterip göstermediği belirlenmeli, davacının uğradığı zararda bankaya bir kusur atfedilip atfedilemeyeceği, B.K.nun 44. maddesi uyarınca müterafik kusurlu sayılıp sayılmayacağı hususları tartılıp değerlendirilmeli, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.

.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/8360
K. 2002/509
T. 28.1.2002
• KARŞILIKSIZ ÇEKTEN BANKANIN MÜTERAFİK SORUMLULUĞU ( Sahte Belgelerle Yapılan Çek Hesabı Açılmasına İlişkin Başvuruyu Kabul Etmiş Olması )
• SAHTE BELGELERLE YAPILAN BAŞVURU ÜZERİNE GEREKLİ ARAŞTIRMAYI YAPMADAN ÇEK HESABI AÇAN BANKA ( Karşılıksız Çekten Dolayı Hamilin Uğradığı Zarardan Müterafik Sorumluluğu )
• BANKANIN MÜTERAFİK SORUMLULUĞU ( Sahte Belgelerle Yapılan Başvuru Hakkında Gerekli Araştırmayı Yapmadan Çek Hesabı Açması Nedeniyle - Karşılıksız Çıkan Çek Karşılığının Bankadan Tazmini Talebi )
• MÜTERAFİK KUSUR ( Sahte Belgelerle Yapılan Başvuru Hakkında Gerekli Araştırmayı Yapmadan Çek Hesabı Açan Bankanın Sorumluluğu - Hamilin Karşılıksız Çek Bedeli İçin Bankaya Başvurması )
• ÇEK HESABI AÇARKEN BAŞVURANA AİT BELGELERİN DOĞRULUĞUNU ARAŞTIRMAYAN BANKA ( Sahte Belgelerle Çek Hesabı Açtıran Kişilerin Karşılıksız Çekinden Dolayı Uğranılan Zararın Bankadan Tazmini Talebi )
3167-1/m.2
ÖZET : Dava, davalı muhatap bankanın çek hesabı açarken gerekli araştırmayı yapmaması ve bu hesaptan keşide edilen çekin karşılıksız çıkması nedeniyle, çek hamilinin uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir. Çek hesabı açan muhatap bankanın, hesap sahibinin sadece adresi üzerinde araştırma yapması yeterli değildir. Davalı muhatap bankanın çek karnesi verilmesi için gerekli olan belgeleri dava dışı şirketten talep ettiği, ancak bunların sıhhati konusunda yeterli araştırmayı yapmadığı, davalı bankanın gerekli araştırmayı yapmaksızın sahte olduğu anlaşılan ikametgah belgesinden hareketle gerektiğinde Ticaret Sicilinden soruşturma yaparak sahteliğini tespit edebileceği ve çek karnesi vermeyeceği için davacının zararının doğmasına engel olmasının mümkün olacağı, bununla birlikte davacının da ilk defa ticari ilişkide bulunduğu bir firma hakkında gerekli araştırmayı yapmayarak basiretli davranmadığı, dava konusu olayda tarafların %50şer oranında kusurlu olduğu yönünde kurulan yerel mahkeme kararının onanması gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 1.Ticaret Mahkemesince verilen 13.2.2001 tarih ve 1998/1296-2001/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı bankanın, dava dışı Merkez Telekominikasyon İletişim Tic. Ltd. Şti. müdürü olduğunu söylenen Hacı Demir isimli kişiye gerekli araştırmayı yapmadan, sahte belgelere rağmen çek hesabı açtığını, dava dışı şirkete mal satan müvekkiline verilen iki çekin karşılığı bulunmadığını, çek hesabı açarken gerekli araştırmayı yapmayan davalının kusurlu eylemi sonrası müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, toplam 6.900 USD.nın 8.9.1998 tarihinden itibaren %98 faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının yetkili hamil olmaması nedeniyle dava açma hakkı bulunmadığını, çek hesabı açılırken gereken dikkat ve özenin gösterildiğini, kusurun davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı bankanın çek karnesi verilmesi için gerekli olan belgeleri dava dışı şirketten talep ettiği, ancak bunların sıhhati konusunda yeterli araştırmayı yapmadığı, davalı bankanın gerekli araştırmayı yapmaksızın sahte olduğu anlaşılan ikametgah belgesinden hareketle gerektiğinde Ticaret Sicilinden soruşturma yaparak sahteliğini tespit edebileceği ve çek karnesi vermeyeceği için davacının zararının doğmasına engel olmasının mümkün olacağı, bununla birlikte davacının da ilk defa ticari ilişkide bulunduğu bir firma hakkında gerekli araştırmayı yapmayarak basiretli davranmadığı, dava konusu olayda tarafların %50şer oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle, 953.200.500 liranın 28.9.1998 dava tarihinden itibaren %80 ve değişen oranlarda avans işlemlerine uygulanan faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Davacı vekilinin cevabi temyiz dilekçesinin, temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının da yatırılmadığı, bu durumda davacı vekilinin süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Davalı vekilinin temyizine gelince; Dava, davalı muhatap bankanın çek hesabı açarken gerekli araştırmayı yapmaması ve bu hesaptan keşide edilen çekin karşılıksız çıkması nedeniyle, çek hamilinin uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir. Çek hesabı açan muhatap bankanın, hesap sahibinin sadece adresi üzerinde araştırma yapması yeterli değildir. Adına çek hesabı açılan dava dışı şirketin ticari itibarı ve ekonomik durumu konusunda yeterli araştırmayı yapmayan davalı muhatap bankanın kusurlu bulunmasına ve dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile kararın ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 4.960.000 TL. harcın davacıdan alınmasına, 51.500.000.- lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.1.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kararlar Kazancı Yay.'dan alınmıştır.
Old 18-07-2007, 16:35   #13
halenze

 
Varsayılan

hidayet bey ilginiz için teşekkürler benim de düşüncem ortak kusur olduğu yönünde biraz daha kaynak bulup davayı açmakta yarar olduğunu düşünüyorum
Old 06-11-2008, 16:39   #14
Avukat Tekin

 
Varsayılan

Bana da aynı tür bir dava gelmişti ve bu konuyu araştırıyordum. Bu kararlar çok işime yarayacak. Teşekkür ederim Hdayet Bey
Old 29-10-2009, 18:37   #15
Av. Emrah GELEŞ

 
Önemli

4. Hukuk Dairesi 2007/6459 E.N , 2007/8597 K.N.

İlgili Kavramlar
o BANKANIN ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ
o MANEVİ TAZMİNAT
o NOTERLERİN ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ


Özet

İŞLEM YAPILIRKEN İMZA ONAYI YAPILAN KİŞİNİN KİMLİĞİNİ İSPAT İÇİN SUNDUĞU BELGENİN İNCELENMESİNDE KAMU HİZMETİ YAPAN NOTERLERİN GEREKLİ TÜM DİKKAT VE ÖZENİ GÖSTERMELERİ GEREKİR. DAVALI BANKANIN DA ÇEK HESABI AÇTIRAN KİŞİNİN KİMLİK BİLGİLERİNE İLİŞKİN BELGELERİN ASILLARINI İSTEMESİ, SOSYO-EKONOMİK DURUMU HAKKINDA GEREKLİ ARAŞTIRMAYI YAPMASI GEREKİR. AÇIKLANAN NEDENLERLE GEREKLİ ÖZENİN GÖSTERİLMEMESİ SONUCU, DAVACI ADINA DÜZENLENEN KARŞILIKSIZ ÇEKLER NEDENİYLE DAVACI İŞ VE SOSYAL ÇEVRESİNDE ZOR DURUMDA KALMIŞ, ONURU İNCİNMİŞTİR.


İçtihat Metni

Davacı Övün vekili tarafından, davalı Y... K... Bankası A.Ş. ve diğerleri aleyhine 02.02.1999 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.10.2004 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, kendisine ait sürücü belgesi kullanılarak davalı Necati tarafından düzenlenen sahte belgeler ve A... Üçüncü Noterliği'nde tanzim edilen imza onayı ile davalı Y... K... Bankası A.Ş.'nin A... Şubesinde çek hesabı açtırıldıgını, kullanılan çeklerin karşılıksız çıkması üzerine hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmalar yapılıp, ceza davaları açıldığını, işyerine gönderilen bildirimler ve çevrede yapılan araştırmalar nedeniyle onurunun incindiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Mahkemece, zararın davalı Necati'nin haksız ve hukuka aykırı eyleminden doğduğu, diğer davalıların olayda kusurları bulunmadığından sorumluluklarının söz konusu olamayacağı gerekçesiyle davalı banka ve noter M.Y. hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının kaybolan sürücü belgesi davalı Necati tarafından ele geçirilmiş, resmi değiştirilerek ve bu kimlik ile ikametgah ilmühaberi alınarak davalı notere imza onayı için başvurulmuştur. Noter tarafından üzerinde tahrifat yapılmış sürücü kimliği esas alınarak imza onayı düzenlenmiştir. Davalı bu imza onayı ile birlikte kimliğin fotokopisi, ikametgah ilmühaberi ve Nüfus Cüzdan Örneği fotokopisini ibraz ederek davalı banka şubesinden çek hesabı açılması talebinde bulunmuş ve talebi yerinde görülerek açılan çek hesabından 10.07.1998 tarihinde çek karnesi verilmiştir. Davalı Necati'nin imzaladığı çeklerden biri karşılıksız çıkmış ve davacı hakkında karşılıksız çek düzenlemek nedeniyle işlemler yapılmıştır. Davacının bu şekilde durumu öğrenip davalı banka şubesine başvurması üzerine, davalı banka tarafından bu konuda Merkez Bankası'na bildirimde bulunulmuştur.

Davalılardan M.Y., A... Üçüncü Noteridir. 1512 sayılı Noterlik Kanu-nu'nun 1. maddesine göre, noterlik bir kamu hizmeti olup, noterler hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar. Anılan Yasa'nın 90. maddesinde, hukuki işlemlerin altındaki imzanın onaylanmasının imzayı atan şahsa ait olduğunun bir şerhle belgelendirilmesi şeklinde yapılacağı, 92. maddesinde ise, onaylama şerhinin işlemin yapıldığı yer ve tarihi, ilgilinin kimliği, adresi ve vergi kimlik numarasını, noter ilgiliyi tanımıyorsa, kimliği hakkında gösterilen ispat belgesini ve işleme katılanların ve noterin imza ve mührünü taşıması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Sahte kimlik ile davalı tarafından imza onayı yapıldığı anlaşılmaktadır. İşlem yapılırken imza onayı yapılan kişinin kimliğini ispat için sunduğu belgenin incelenmesinde kamu hizmeti yapan noterlerin gerekli tüm dikkat ve özeni göstermeleri gerekir. Olayımızda kamu hizmetinin gerektirdiği özenin gösterilmemiş olması sonucu, davacı adına düzenlenen karşılıksız çekler nedeniyle davacı iş ve sosyal çevresinde zor durumda kalmış, onuru incinmiştir.

Davalı Y... K... Bankası A.Ş.'nin durumuna gelince; Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki 3167 sayılı Yasa'nın 2. maddesi gereğince; bankalar, çek hesabı açmak maksadıyla bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını, TC. Merkez Bankası'nca 9. maddeye göre bankalara yapılan duyumlar çerçevesinde her birinin kendi nezdinde oluşturduğu kayıtlardan araştırırlar, ayıca bu kişinin ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler, aynı Yasa'nın 3. maddesine göre ise; bankalar çek hesabı açtıranların açık kimlik ve adreslerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı örnekleri ile yerleşim yeri belgelerini, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını almak, bunların açık kimliklerini, adreslerini, vergi kimlik numaralarını ve çek hesabının kapatılma hallerini onbeş gün içinde TC. Merkez Bankası'na bildirmek zorundadır. Ayrıca Bankalar Yasası'nda da banka mudi-lerinin kimliklerinin gerçeğe uygun tespit edilmesi konusunda düzenleme mevcuttur. Açıklanan yasal düzenlemeler gözetildiğinde, davalı bankanın, çek hesabı açtıran şahsın kimlik bilgilerine ilişkin belgelerin asıllarını istemeden, sosyo-ekonomik durumu hakkında gerekli araştırmayı yapmadan kendisine çek karnesi verdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davalı Necati çek karnesi alarak bu çekleri de kullanmış ve davacı hakkında karşılıksız çek düzenlemekten yasal işlemler yapılmıştır.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ile olayların gelişimine göre davalılar Y... K... Bankası A.Ş. ve M.Y.'nin dava konusu olayların meydana gelmesine eylemleriyle neden oldukları gözetilerek sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken, sorumluluğu gerektirir eylemleri bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ödemelerde Bankanın Sorumluluğu avmusa Meslektaşların Soruları 12 30-04-2015 13:34
Çekte bankanın sorumluluğu Burak Demirci Meslektaşların Soruları 16 25-01-2008 13:57
bankaya tahsile verilmiş bir senet tahsil edilirken yapılması gereken işlemler ve bankanın sorumluluğu piedra Ticaret Hukuku Çalışma Grubu 2 11-11-2006 21:53
vekaletnamede yetki olmamasına rağmen para çekilmesi halinde bankanın sorumluluğu minerva Hukuk Soruları Arşivi 2 31-08-2006 17:17
bankanın sorumluluğu balturk Meslektaşların Soruları 2 23-07-2006 23:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05967999 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.