Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İİK 127 - Taşınmazdaki Borçlu Hissesinin Satışı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-10-2018, 10:40   #1
av.fatih özerden

 
Varsayılan İİK 127 - Taşınmazdaki Borçlu Hissesinin Satışı

Merhaba
İlamsız icra takibine konu dosyada iki borçlu var. Biri hakkında takip kesinelşti, diğeri itiraz etti. Kesinleşen borçlu sorgulaması neticesinde gayrimenkulüne haciz konuldu. Ancak Gayrimenkulun %50si kesinleşen borçluya %50 si diğer borçluya ait. Kesinleşen borçlu yönünden satış işlemlerine başlamak istiyorum. Sıkıntı satış ilanı tebliğinin tüm borçlulara yapılması zorunluluğu. Müdür dosyanın her iki borçlu açısından da kesinleşmesi gerekir diye talebimi reddetti. Ya itiraz eden açısından feragat et yada itirazın iptali kararı getir şeklinde görüş bildirdi. Ancak dava açmak istemiyorum zira süreç uzayacak.
Satış ilanı tebliğ zorunluluğunda daha önceden ödeme emrinin tebliğ şartı aranmakta diyor. Zaten itiraz eden kişiye ödeme emri tebliğ edildi ki itiraz etti. Kesinleşen borçlu üzerinden satış işlemi yapabilmek için illa ki diğer borçlu hakkında da takibi kesinleştirmem mi gerekiyor?
teşekkür ederim
Old 04-10-2018, 23:14   #2
Kasparov108

 
Varsayılan

Merhaba sayın meslektaşım.
Sanırım en iyi yol memur muamelesini şikayet etmektir. Çünkü burada satışı yapalacak olan haliyle borçlunun hissesi değildir. Borçlunun hissesine halel gelmeyecektir. Aksi düşüncede olunursa 10 hisseli gayrimenkuller üzerinde 1 borçlunun payını satmak istersek kalan 9 una da tebligat mı yapmamız gerekektir ?
İcra müdürleri özellikle talepleri red ederken keşke biraz yargı kararlarını okusa. Burada borçluya yapılacak tebligat sadece ve sadece satılacak gayrimenkul de hissesi olduğu içindir. Bilgilendirme maksatlıdır. Borçlu ya ne zararı vardır ki onun hakkında takip kesinleşsin?
Old 05-10-2018, 08:39   #3
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Hakkındaki takip kesinleşen borçlunun taşınmazdaki hissesini satmak istiyorsanız öncelikle satış talebinizi taşınmazdaki hissesinin satışı şeklinde özgüleyin. Daha sonra İİK 121'e göre satışın nasıl yapılacağının İcra Mahkemesinden sorulması için karar aldırın. İcra Mahkemesinden gelecek cevaba göre satış işlemleri devam edecektir.
Bu şekilde açtığınız taleplerin reddi halinde şikayet yoluna gidebilirsiniz.
Old 05-10-2018, 21:48   #4
Av. Suat

 
Varsayılan

T.C.
Yargıtay
14. Hukuk Dairesi
Esas No:2014/14097 Karar No:2015/10408

TAŞINMAZ - YETKİ - paylı mülkiyet - hukuki yarar - İcra ve İflas Kanunu - usuli kazanılmış hak - Ortaklığın giderilmesi davası - Mülkiyet Hakkı - icra mahkemesi

Özet:İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir....
Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklığından usuli kazanılmış hak da oluşmaz. Mahkemece hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Somut olaya gelince, davacı alacaklı tarafından davalı borçlunun paylı ve elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazları yönünden ortaklığın satış yoluyla giderilmesi istenmiş, mahkemece davalı borçlunun paylı ve elbirliği mülkiyetine tabi bir kısım taşınmazları yönünden ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Ancak yukarıda bahsedilen yasal değişiklikle alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen paylı mülkiyete konu taşınmazlardaki payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak paylı mülkiyete konu taşınmazlar yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmamıştır. Bu nedenle mahkemece borçlunun paylı malik olduğu taşınmazlar yönünden davanın reddi gerekir....

Diğer taraftan her ne kadar davacı İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak borçlunun elbirliği mülkiyetine konu payları yönünden de ortaklığın satış yoluyla giderilmesini de talep etmekte ise de davacıya verilen yetki doğrultusunda davalı borçlunun tüm taşınmazlarının tapu kayıtları dosyaya getirildiğinden mahkemece öncelikle davacının alacağının davalı borçlunun paylı mülkiyete tabi taşınmazlardaki hisselerinin satışından karşılanıp karşılanmayacağının araştırılarak karşılanacağının tespiti halinde artık davalı borçlunun elbirliği mülkiyetine tabi paylarının satışına karar verilmemeli, aksi durumda ise ancak davalı borçlunun borcuna yetecek kadar taşınmaz üzerinde ortaklığın giderilmesine karar verilmelidir....

Mahkemece belirtilen hususlar göz önüne alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....

Karar:


MAHKEMESİ : Milas Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2013/17-2014/152


Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.01.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.
Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.
5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş
olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklığından usuli kazanılmış hak da oluşmaz. Mahkemece hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
Somut olaya gelince, davacı alacaklı tarafından davalı borçlunun paylı ve elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazları yönünden ortaklığın satış yoluyla giderilmesi istenmiş, mahkemece davalı borçlunun paylı ve elbirliği mülkiyetine tabi bir kısım taşınmazları yönünden ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Ancak yukarıda bahsedilen yasal değişiklikle alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen paylı mülkiyete konu taşınmazlardaki payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak paylı mülkiyete konu taşınmazlar yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmamıştır. Bu nedenle mahkemece borçlunun paylı malik olduğu taşınmazlar yönünden davanın reddi gerekir.
Diğer taraftan her ne kadar davacı İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak borçlunun elbirliği mülkiyetine konu payları yönünden de ortaklığın satış yoluyla giderilmesini de talep etmekte ise de davacıya verilen yetki doğrultusunda davalı borçlunun tüm taşınmazlarının tapu kayıtları dosyaya getirildiğinden mahkemece öncelikle davacının alacağının davalı borçlunun paylı mülkiyete tabi taşınmazlardaki hisselerinin satışından karşılanıp karşılanmayacağının araştırılarak karşılanacağının tespiti halinde artık davalı borçlunun elbirliği mülkiyetine tabi paylarının satışına karar verilmemeli, aksi durumda ise ancak davalı borçlunun borcuna yetecek kadar taşınmaz üzerinde ortaklığın giderilmesine karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususlar göz önüne alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine; 16.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03524804 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.