Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Babalık davası

Yanıt
Old 01-01-2008, 14:29   #1
Av.Tevfik TATAR

 
Varsayılan Babalık davası

Öncelikle tüm meslektaşlarımın yeni yılını kutlar ve başarılar dilerim. İmam nikahlı olarak birlikte yaşadığı kocasından iki çocuğu bulunan müvekkilem yaklaşık olarak 1 yıl önce ölen kocasına karşı babalığın tespitini istemektedir. Ancak kendisi evlendiği sırada yaşı nufüs kayıtlarında 18'in altında gözüktüğü için biz de önce yaş düzeltme davası açtık ve kadının yaşını 19 olarak düzelttirdik ve bu karar kesinleşti.Daha sonra da bu iki çocuğu kendi nüfusuna geçirtti. Şimdi kadın ölmüş olan kocasına karşı babalık davası açmak istemekte ancak kanunun öngördüğü çocuğun doğumundan sonra bir yıllık süre dolmuş bulunmakta.Aslında ölmüş kocasının ailesi de bu duruma itiraz etmemekte ve bunu kabul edeceklerini söylemektedirler.Acaba babalık davasını açmamız durumunda mahkemece bu süre res'en gözönüde bulundurulup dava red edilecek mi? Ya da Mk 303/4 hükmü gereğince bu durumu gecikmeyi haklı kılacak bu durum olarak kabul edip davayı kabul edebilir mi?
Bu konuda nasıl bir yol izlemem gerektiği konusunda yorumda bulunacak meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
Old 02-01-2008, 12:57   #2
MASSAN

 
Varsayılan

benzer bir dava bende vardı,müvekkilimle evlilikdışı birliktelik olmuş ve çocuk olmuştur.Sonra,çocuk için babalık davcası açtık.Davayı Aile mahkemesinde açtık,mahkeme önce sulh hukuk mahkemesinde çocuğa kayyım atanmasını istedi,biz de küçüğe kayyım atadık sonra davaya devam ettik ...
bence davayı açın ve tanık da olması lazım,örneğin imamlı nikahlı olduğunu bilen tanık da bulun ve davayı açın derim...iyi günler...
Old 02-01-2008, 13:41   #3
Av.Tevfik TATAR

 
Varsayılan Evlilik dışı doğan çocuğun soyadı

Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Fakat Mk 321 madde gereği Tanıma ya da babalık davası açılsa dahi evlilik dışında doğan çocuk gene de annesinin soyadını taşır. bu nedenle biz dava açıp kazansak dahi çocuklar gene de babaların soyadını alamayacaklardır. Bu konu şu anda çok tartışılmakta ve iptali için anayasa mahkemesin de götürülmüş. Aslında bizim için önemli olan anne ve çocuklarının babalıık davası açıldıktan sonra mirasa hak kazanma sorunu. Bir başka konu da annenin beyanına binaen çocukların nüfus kayıtlarında baba hanesine babalarının isminin zaten yazılmış olması durumu. Bu babanın çocukları tanıdığı anlamına gelmiyor mu? Aynı zaman da babaya mirasçı olmuyor mu? fakat çocuklar babanın değil annenin soyadını taşımaktalar. Ceza hukuku ile daha çok ilgilendiğim için bu konular da pek bilgiye sahip olmadığımı söylemek zorundayım.
Old 02-01-2008, 19:38   #4
advokat34

 
Varsayılan

Amaç çocukların ölen babalarına mirasçı olmalarını sağlamak ise diğer davalarla uğraşmak yerine 'Mirasçılığın Tespiti' davasıyla bu sorunun çözüleceğine inanıyorum. Mahkemenin vereceği mirasçılığın tespitine ilişkin karara dayalı olarak alınacak veraset ilamı ile diğer işlemler yapılabilir bence.
Old 04-01-2008, 14:19   #5
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Tevfik Bey ;

Babalık davasını çocukların annesi zaten açamaz. Menfaat zıtlığı nedeniyle çocuklara kayyım tayin edilmesi gerektiği gibi,davanın açılma süresi de,kayyım tayininden itibaren 1 yıldır. Kaybedilmiş hiçbir zaman yok,hak düşürücü süre henüz başlamamıştır. Pratik olarak davayı babanın mirasçılarına karşı açmanızı(Babalık davası C.Savcısı ile hazineye de ihbar edilmelidir),kayyım tayini için de aynı zamanda müracaat ederek,zamandan kazanmanızı,kayyım tayin edildiğinde,açılmış bu davada çocukları temsil etmek üzere kayyımı atayan mahkemeden izin alınmasını ve açılmış bu davaya muvafakat etmesini ve lüzumu varsa vekaletname vermesini sağlayarak davayı sonuçlandırabilirsiniz. Tabii önce kayyım tayin ettirip babalık davası açmak hususunda mahkemeden yetki ve izin alınması da mümkündür. Takiben babalık davası açılır,o yol biraz uzun olur.Çocukların kayyımı olarak siz de atanmak isteyebilirsiniz.

Çocuklar reşit ise,bu kez babalık davası reşit olma tarihinden itibaren 1 yıl olacağı için,bu sürenin haklı nedenlerle,makul sebeplerle kaçırılmış olduğunun izahı halinde de dava dinlenebilecektir.Özellikle,ölen babanın hilesi,aldatması,veya başkaca aldanma sebepleri ile hak düşürücü süre aşılabilir.

Bu konuda çok ilginç bir davayı,çözmek için epey zorlanarak yürütmüştüm. Baba,üniversite mezunu,tarih öğretmeni ve karısı ile nikah kıymadan 6 çocuk sahibi olmuş,bu çocukların tamamı 18 yaşını doldurmuş,ikisi üniversiteye devam ediyor ve ikisi hazırlanıyorken,baba vefat etmiş. Çocuklar veraset ilamı almak için nüfus dairesinden kayıt almaya gittiklerinde,nüfus memuru,babalarının çocuksuz ve bekar olarak öldüğünü gösteren kayıt vermişler. Çocuklar da,itiraz etmiş,işte kimliklerimiz,biz onun çocuklarıyız,yanlışlık vardır diyerek nüfus müdürüne dilekçe vermişler.
Nüfus müdürü konuyu incelediğinde,kimliklerin sahte olduğunu,hernasılsa boş olarak ele geçirdiği nüfus kimlik kağıtlarına bilgileri elle doldurup,sahte mühür ile de mühürleyerek babanın hazırlamış/hazırlatmış olduğunu anlamış,durumu C.Savcılığına bildirmiş,kimliklere de elkoymuş.
Bunun üzerine kimliksiz ve nüfus kaydı olmayan hepsi reşit 6 çocuk,ne yapacaklarını şaşırmış ve durumun ortaya çıkmasıyla da çevrede ve toplumda ayıplı gibi davranışlara maruz kalarak,yaşları 17 yi geçtiği için anneleri tarafından da nüfusuna kaydı yapılamayan vaziyette bir süre çaresizlik hissetmişler. Çocuklardan biri,benim, lisedeki müdürümün yanında çalışmakta olduğu için,konuyu birlikte izah ederek yardım istediler. Konu hakikaten zor idi. Çocuklar saklı nüfus muamelesine tabi tutuldular,İçişleri Bakanlığı gerekli prosedürü tamamlayana kadar kimlik verilmeyeceğini bildirerek araştırma,soruşturma işlemlerini başlattı. Bu arada ben de hukuki olarak neler yapılabilceğini araştırmaya,çeşitli sorulara cevap bulmaya çalıştım : Davalının aldatıcı davranışları ile 1 yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmış olduğunu ispat etmemiz halinde bu sorunu aşabileceğimize dair HGK vardı. Daha önceden bu bilgi ve karar hazır olduğu halde,kimlikleri olmayan kişiler adına dava açma yolumuz yoktu. Bu durumda kayyım tayini yolunu düşündüm,ama yine bir problem vardı : Kişilerin nüfus kaydı olmadığı için kayyım dosyası da yürümeyecekti. Bu noktada,hiç nüfus kaydı olmayanların davada temsili konusunu araştırdım,nüfus kaydı olmayan adına dava açmak v eyürütmek için kayyım tayin edilmesi gerekeceğine dair eski bir içtihat buldum (nüfus kaydı aranmadan) ve bu içtihada dayalı olarak Sulh Hukuk Mahkemesi kayyım tayin etti. Çocukların kayyımı olarak,babalık davasını açtım.
Davalının hilesi(sahte kimlik tesis ederek bu kimliklerle ilk,orta,liseyi bitiren ve kendileri bu durumu anlayamayacak durumda olup sezgi gücü olmayan çocukların ve annelerinin aldatılmış olduğu gerçeğinden hareketle) nedeniyle de hak düşürücü sürenin kaçırılmış olduğunu açıkladık. Mahkeme bu iddiayı kabul ederek davaya baktı. Tabii davaya C Savcısı ve hazine de katıldı. Davalı mirasçılar davayı kabul ettiler,mahkeme de davayı ilk duruşmada kabul etti. Hazine,ilk duruşmaya kadar davaya müdahele dilekçesi vermediği için de temyiz hakkı doğmadı,çünkü hazine vekili delil sunmak için süre istedi. Mahkeme,davetiyenin kendilerine tebliği ile duruşma günü arasında delil bildirmek için makul süre olduğunu,süre vermeye de gerek duymadığını bildirdi. Müdahale talepleri olmayan hazinenin hükmü temyiz etme yetkisi de doğmadı. Çocuklar hakkında açılan ,sahte kimlikleri bilerek kullanmak iddialı ceza davası da beraatle sonuçlandı.

Bu arada İçişleri Bakanlığı saklı nüfus prosedürünü yürüterek sonuçlandırmış ve çocukların anne nüfusuna kaydedilmesine karar vermişti. Çocuklar anne nüfusuna,annenin soyadını alarak kaydoldular.
Babalık hükmü ile de,annelerinin nüfus hanesinde kalarak babaları ile aralarında nesep ilişkisi kuruldu.Önceki sahte kimliklerinde babalarının soyadını taşıyan çocuklar için bir sorun olan bu durumu da,soyisim tashihi davası açarak aştık. Soyisimleri mahkeme kararı ile tashih edildi.Anne ve babanın nüfusları da aynı köye aitti,bu açıdan da çocukların nüfus kaydı,eski bilgilerle eşleşti.

Bilahare babanın neden öyle davrandığını araştırdığımızda,babanın üniversite bitirip çalışmaya başladığını,evlendiğini,askerlik yapmak istemediği için,askerliğini önceden yaptığını söylediği karısından da gizleyerek,askerlik yükümlülüğü ile karşılaşmamak için nüfus dairesine gitmediğini ve doğan her çocuğu için de sahte yollarla kimlik tesis ederek durumunu ailesinden ve toplumdan gizlemiş olduğunu anladık.
Old 05-01-2008, 15:22   #6
Av.Tevfik TATAR

 
Varsayılan Babalık davası

Değerli meslektaşım anlattığınız olay gerçekten ilginç ve zor olmasına rağmen üstesinden gelmişsiniz. Ben de davayı anlattığınız gibi yürütüyorum ve sorunla karşılaşacağımı zanetmiyorum. Sulh mahkemesinden kayyım atması istedik, kayyım atandıktan sonra kayyımdan vekalt alıp babalık davası açaçağız. Böylece süre problemi kalmayacaktır.
Yorumlarınız için teşekkür eder yeni yılın özellikle hukuk adına güzelliklerle geçmesini temenni ederim.
Old 07-01-2008, 11:57   #7
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Tevfik Bey;

Sorunuzdan,hak düşürücü süre ile ilgili hafif bir tereddütte bulunduğunuz anlaşılıyordu. Küçük çocuklar yönünden hak düşürücü süre,kayyım tayininden itibaren başlayacağı için endişe edecek bir durum yoktu. Sorudan çocukların küçük mü ? reşit mi ? olduğu da belli olmadığı ve ayrıca konu ülkemizde yaygın soru/nlara ilişkin olduğu için,genel bir bakışta bulunmak faydalı olur düşüncesi ile kendi baktığım dava örneğini de ekledim.
Ayrıca büyük şehirlerde kayyım tayini ve genel olarak duruşma günleri çok ileri tarihlere tekabül ettiği için,bizim için zaman problemi sözkonusu oluyor. Mesela Adana"da kayyım tayini en erken 6 aylık bir zaman gerektiriyor. Bu nedenle zamandan kazanma ile ilgili,benim de başvurduğum bir yol olarak,bir yandan davayı açmak ve gün almak,bir yandan da kayyım tayini için başvurup,tayin edildiğinde kayyumun davaya muvafakatını ve katılımını sağlayarak davayı yürütmekle ilgili pratik yolu önerdim. Sizin zaman probleminizin olmaması,mahkemenin iş yüküne bağlı şanslı bir durum.Kolaylıklar dilerim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Babalık Davası av.gzm Meslektaşların Soruları 3 18-10-2007 16:06
babalık davası advocat63 Meslektaşların Soruları 2 16-06-2007 02:28
Babalık Davası deniz75 Hukuk Soruları Arşivi 3 08-12-2003 11:01
Babalık Davası gülten Hukuk Soruları Arşivi 4 27-02-2002 19:38
Babalık Davası melike Hukuk Soruları Arşivi 2 18-02-2002 01:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04502511 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.