Çocuk Fuhşu, Pornografisi, Satışı Ve Kaçakçılığı-Kadriye BAKIRCI

Çocuk fuhşu, pornografisi, satışı ve kaçakçılığı/Kadriye Bakırci

Merhabalar,
Sayın Berrin Delikçi'nin daveti üzerine bundan böyle KAZETE'de her iki ayda
bir siz değerli okurlarla birlikte olacağım. Bu ilk yazımdan itibaren birkaç
yazıyı, çocuk cinsel sömürüsüne, bir başka deyişle çocuk fuhşu,
pornografisi, satışı ve kaçakçılığına ayırmak ve bu konuları tartışmaya
açmak istiyorum.
Çocukların cinsel sömürüsü, çok büyük paraların döndüğü, aracılara çok büyük
paralar kazandıran bir yeraltı sektörüdür. Yasadışı, ahlakdışı olması ve
kabul edilemez niteliği, bu sektörde sömürülen çocuk sayısıyla ilgili
güvenilir bilgiler elde edilmesini engellemektedir. Ancak çeşitli
kaynaklarda, çok sayıda kız çocuğu yanında, hiç de gözardı edilemeyecek
sayıda erkek çocuğunun da cinsel sömürüye maruz kaldığı belirtilmektedir.
Son yıllarda cinsel sömürüye maruz kalan çocuk ve gençlerin sayısında artış
ve çocukların yaş sınırında düşüş gözlenmektedir. Bu sömürü biçimi, çocuk ve
gençlerin karşılaştığı sömürünün, şiddetin en acımasızıdır.
1989 yılında BM Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) kabul edilinceye kadar, 18
yaşına kadar olan küçükler, hukuken, çocuk ve genç olmak üzere iki gruba
ayrılıyordu. 15 yaşına kadar olanlar çocuk, 15-18 yaş arası olanlar genç
olarak kabul ediliyordu. ÇHS kabul edildiğinden bu yana, ulusal hukuk daha
erken bir yaş sınırını kabul etmedikçe, 18 yaşından küçük olan herkes çocuk
olarak kabul edilmektedir. Her ne kadar 18 yaşına kadar olan uzun bir
süreçte, 15 yaşına kadar olanlarla 15-18 yaş arası olanlar, ihtiyaçları ve
sahip oldukları haklar açısından farklı iseler ve bunları aynı kategoriye
sokmak yanlışsa da, gelinen noktada hukuksal durum, kural olarak 18 yaşından
küçük olan herkesin çocuk olduğudur.
Çocuk fuhşu, pornografisi, satışı ve kaçakçılığı, BM belgelerinde ve bazı
Avrupa Konseyi belgelerinde BM belgelerine paralel bir biçimde düzenlenmiş
bulunmaktadır.
Çocuk cinsel sömürüsü, onsekiz yaşın altındaki çocukların, yetişkinlerin
cinsel tatmini için kullanılmasıdır. Çocuk cinsel sömürüsü kavramı,
çocukların fuhuş amacıyla, pornografik performans ve materyal için
kullanılması ve cinsel amaçlar için çocuk ticaretini kapsamaktadır.
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne ek 2000 tarihli Çocukların Satılmaları, Çocuk
Fuhşu ve Pornografisi Konusundaki İsteğe Bağlı Protokol , çocuk fuhşunun,
çocuğun maddi ya da başka bir yarar karşılığı cinsel etkinliklerde
kullanılması anlamına geldiğini düzenlemektedir.
Sözkonusu Protokol, çocuk pornografisini, hangi yoldan olursa olsun,
belirleyici özelliği cinsel amaçlı bir betimleme olmak üzere, çocuğu gerçek
fiille ya da benzeştirme yoluyla cinsel etkinlik içinde gösterme ya da
çocuğun cinsel organlarını herhangi bir biçimde teşhir olarak
tanımlamaktadır.
Protokol, çocuk satışını ise, çocuğun bir kişi ya da grup tarafından, maddi
ya da başka bir yarar karşılığı bir başkasına verildiği herhangi bir fiil ya
da işlem olarak tanımlamaktadır.
2000 tarihli BM Uluslararası Örgütlü Suçlara Karşı Sözleşme'ye ek 'Öncelikle
Kadın ve Çocuklar Olmak Üzere İnsan Ticaretinin Önlenmesi, Ortadan
Kaldırılması ve Cezalandırılması Protokolü' uyarınca 'insan kaçakçılığı',
sömürü amacıyla, tehdit veya güç kullanma veya diğer zorlama biçimlerine
başvurma, kaçırma, hileye başvurma veya kandırma veya kişiler üzerindeki
sahip olunan güçten/nüfuzdan veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını
sağlamak amacıyla para almak veya vermek suretiyle kişilerin
tedariki/sağlanması, bir yerden başka bir yere götürülmesi veya sevk
edilmesi, kaçırılması veya barındırılmasıdır. Sömürü, başkalarını fuhuş
sektöründe veya diğer cinsel sömürü biçimlerinde kullanmak, zorla
çalıştırmak veya hizmet ettirmek, kölelik veya köleliğe benzer uygulamalara
veya kulluğa tabi kılmak veya vücut organlarının alınmasını sağlamayı ve
benzeri uygulamaları içerir. Bu araçların kullanıldığı yukarıdaki sömürü
biçimlerinde mağdurun rızası yok sayılır. 18 yaşından küçüklerin sömürü
amacıyla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere
götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları, yukarıdaki
araçlardan hiçbirine başvurulmamış olsa bile 'insan kaçakçılığı' olarak
kabul edilir.
Gelecek sayıda bu konuların yeni Türk Ceza Kanunu'nda nasıl düzenlendiği
üzerinde duracağım.

Kadriye Bakırcı

Kazete den alıntıdır.