Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Seni seviyorum! Aşkım!

Konuyu Kilitleyin
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-02-2009, 20:17   #1
duyurucu1

 
Mesaj Seni seviyorum! Aşkım!

1-“SENİ SEVİYORUM! AŞKIM!”

“Seni seviyorum aşkım” dedi telefondaki kadın.Erkek de “Bende seni seviyorum hayatım” dedi.Sonra telefonu kapattılar.

Bu gün “Sevgiler Günü”ydü.Erkek ve kadın toplumsal şartlanma sonucu zorunlu olarak bir fırsatını bulup telefonla birbirlerine duygularını ifade etmişlerdi.Eğer erkek kadını aramasa kadın büyük bir olasılıkla küsecekti.Çünkü herkesin sevgilisi ararda kendi sevgilisi aramazsa olmazdı.Bu nedenle önce kaçamak bir mesaj göndermiş,erkek de mesajı alınca daha önce kararlaştırdıkları gibi duygularını ifade etmişti.Zaten hediyesini de “sevgililer günü”n den bir süre önce peşin olarak almıştı.Sevgililer Gününde buluşamazlardı.Çünkü ilişkileri meşru değildi.

**

“ŞU YÜZÜKLERDEN BİRİNİ BEĞEN!”

Erkek pejmürde kılıklıydı.35-40 yaşlarındaydı.Yanındaki kadın ise alımlı çalımlı ,son model giyinmişti.O da herhalde 25-30 undaydı.Yanlarında iki tane çocuk vardı.Bir kız bir oğlan.Kız 7-8 yaşlarındaydı.Oğlan çocuğu ise henüz okula gitmiyordu.O da 5-6 yaşlarındaydı.Büyük bir alış veriş merkezinin içerisindeydiler.Bir kuyumcu dükkanının önünden geçerlerken erkek kadına;”Gel bak buradaki yüzüklerden bir tane seç de sana alayım”dedi.

Kadın biraz aşağılayıcı bir tavırla ve kızgın ve az yüksek ses tonuyla;”Beni öyle yüzükle falan kandıramazsın!Ben çocuk muyum!”

Erkek hiçte sevgi gösterisinde bulunmadan kuru bir ses tonuyla;”Bak gel şunlardan bir tane beğen diyorum.Benim ancak bunlara gücüm yeter.Fazla param yok!”

Kadın,dönüp bakmadı bile ve yürüdü.Ardından erkekte alışveriş sepetini sürüye sürüye ve yanında çocuklarla alışveriş merkezinden içeri girdiler.
**

DAHA İKİSİ DE ÇOCUKTU

Daha ikisi de çocuk denecek yaştaydılar.Belli ki lisede okuyorlardı.Dershaneden kaçmışlardı.Ellerinde ders kitapları vardı.Sahilde kayalıklarda el ele ,sarmaş dolaş oturuyorlardı.Az ilerde amatör balıkçılar balık tutmaya çalışıyorlardı.Kız çocuğunun elinde bir gül vardı.Biraz önce sahilde el ele gezen aşıklara gül satmak için fır dönen bisikletli gülcüden almışlardı.Oğlan çocuğunun fazla parası yoktu.Zar zor harçlığından biriktirip 20TL’ye kıza bir kolye almıştı.Kızda hemen kolyeyi takmıştı.Belki de hayatının en değerli takısıydı bu.Yaşamının daha sonraki yıllarında belki çok daha değerli takılar takacaktı ama onların değeri bu gün kayalıklarda sevgilisinin aldığı 20TL’lik takının değerinde olmayacaklardı.Kendisi de belki sonraki yaşamında başka erkeklere sarılacaktı ama hiçbir sarılmadan, bu gün kayalıklarda hafif üşüten rüzgarlı ve fakat güneşli bir 14 Şubat gününden aldığı hazzı alamayacaktı.Bu dershanedeki sevgilisinin kollarının kanatlarının arasına sokulduğu kadar haz alamayacaktı.
**
DÜNYANIN EN GÜZEL KOKUSU

Kadının üçüncü çocuğuydu.Biri 18 inde gelinlik çağda diğeri 12 sindeydi.Son çocukları ise yeni doğmuştu.Henüz 2 yaşındaydı.Kadın altına pisleyen en küçük çocuğun altını değiştiriyordu.Pislenmiş bez ile itinayla çocuğun kıçını sildi.Sonra ıslak mendil ile tekrar sildi.Sonra kuru hazır bezi çocuğun kıçına bağladı.Bu işlemleri yaparken zerre kadar tiksinti duymuyordu.Tam tersi “Aşkım benim.Sevgilim”diye mırıldanıyor ve memnuniyetini belirtiyordu.

Çocuğu temizleyip yatırdı ve yanına buruşturup koyduğu içi çocuğun pislik dolu hazır bezini aldı çöpe götürürken burnuna tuttu ve kokladı.”Ohh”dedi.”Aşkımın pisliği mis gibi kokuyor.En güzel esanslardan daha güzel kokuyor”dedi.Bir daha kokladı ve çöpe attı.Tekrar çocuğunun yanında döndü.Çocuğunu “Aşkım!Sevgilim!Bir tanem!”diye sevmeye devam etti

**

Maalesef toplumumuzda ve hele 14 şubatların yoğun propagandasının da etkisiyle “aşk” ve “sevgilim” kavramları doğru olarak kullanılmıyor.

Kimdir sevgili?

Kimdir aşık?

Aşk nedir?

Bu kavramları irdelemekte ve akıl süzgecinden geçirmekte yarar var.Yoksa elmalarla armutlar ve hatta kayısılar ve domatesler birbirine karışır.(DEVAM EDECEK)

Old 15-02-2009, 23:06   #2
duyurucu1

 
Soru 2-Aşk nedir?

2-AŞK NEDİR?

Aşk nedir?Sevgi nedir?Önce bu kavramları açmak gerek.

Sevgi bir şeye karşı insanda uyanan iyi duygulardır.Güzel duygulardır.Bu şey canlı da olabilir cansızda.Bir resim olabilir.İnsan bir resmi sevebilir.Bir müzik parçası olabilir.Hatta insan “Ben bu şarkıyı çok seviyorum “der.İnsan ,köpeğini sevebilir.Böceğini sevebilir.Çiçeği sevebilir.Toprağı sevebilir.Ama insan görmediği hissetmediği şeyleri sevemez.Çocuğunu sevebilir.Annesini sevebilir.Arkadaşını sevebilir.

İnsan dışında sevgi duygusu taşıyan canlılar da var mıdır?Bence vardır.Köpekler sahiplerini severler.Mesela benim oturduğum 9 katlı sitenin kapısı önünde bir sokak köpeği var.Aramızda sevgi bağı ouştu.Ben her eve gelişte onun hatırıbı sormadan içeri girmem.O da beni site kapısına kadar yolcu eder.Geleceğim saati dört gözle bekler.Keza hayvanların birbirine karşı olan iyi duyguları(sevgi)olduğu da gözlemleniyor.Bitkilerinde duygu taşıdıklarını sanıyorum.

İnsan karşı cinse de sevgi duyar.Bu sevgisi yoğun da olabilir.İnsanın karşı cinse duyduğu sevgisi eğer cinselliğe dayanmıyorsa yukarda verilen örneklerdeki gibi bir duygudur bu.Anneye duyulan sevgi,kızkardeşe duyulan sevgi,babaya duyulan sevgi,karşı cinsten olan çocuğa duyulan sevgi

Aşk nedir?

-Bir insanın karşı cinse yönelmesidir.Sadece karşı cinse yönelme yetmez.

-Bu yöneliş normal bir yöneliş değildir.Aşırı ve tutku derecesine varan bir yöneliştir.Bu da yetmez.

-Bu yöneliş cinsellik içermelidir.

Bu üç öge birleşirse aşk ortaya çıkar.Hatta bir dördüncü öge daha var.Onuda ileride söyleyeceğim.(DEVAM EDECEK)

Old 15-02-2009, 23:11   #3
üye8180

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan duyurucu1
Bu yöneliş cinsellik içermelidir

Her zaman değil. Herkesin kendine göre bir aşk tarifi vardır bence.

Aşk bence, pek te karşımızdaki kişiyle ilgili olmayan birşeydir. Kendimizle daha ilgili birşeydir.

Demiş ya ozan ' Güzelliğin neye yarar, bu bendeki aşk olmasa '

Ya da, Mecnun'a, Leyla için, ' Bu kara kuru kızın neyini sevdin ' dediklerinde, Mecnun'un ' Siz onu bir de benim gözümle görebilseydiniz ' cevabı gibi...
Old 16-02-2009, 10:27   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
2-AŞK NEDİR?

Aşk nedir?Sevgi nedir?Önce bu kavramları açmak gerek.

Sayın Duyurucu1,

THS'de Din ve Siyaset yasaktır.
Old 16-02-2009, 11:54   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Her zaman değil

Her zaman... İnsanlara arasında böyle bir yanılgı var. Bir cinsle ve cinsellikle ilgili olmayan şey aşk olamaz. Sevgi olur, başka şey olur ama aşk olmaz. O nedenle bir takım kutsal varlıklara, doğaya aşık olunmaz, sevgi, özlem vs olunur.

Ama kadına aşık olunur.
Old 16-02-2009, 20:04   #6
duyurucu1

 
Soru 3-Aşık olma nedir?

3)AŞIK OLMA NEDİR?

Yönelme(aşk) sürecine giren insandaki ruhsal durumdur.Aşk modunda olma halidir.Psikolojik bir durumdur.İnsanın ruhsal durumunu ifade eder.

-Bir insan karşı cinse yönelebilir ama kızgın yönelebilir.Belli ki yöneldiği cinsle kavga edecek.
-Bir insan karşı cinse yönelebilir ama ondan borç para isteyecek.O zaman biraz daha utangaç ve sıkılgan olur.
-Bunun gibi aşk da bir insanın karşı cinse yönelmesidir.İşte bu yöneliş sırasında insanın içinde bulunduğu psikolojik durum, yönelmiş insanın ruh halidir.Bu ruh hali içerisindeki insana “aşık” denir.

4- BU YÖNELİŞ İRADİ MİDİR?

Ancak bu yöneliş bilinçli,iradi ve akıl kullanarak gerçekleştirilen bir yönelme değildir.Doğal,içgüdüsel bir yöneliştir.İnsan olmanın,erkek yada kadın cinsine ait olmanın karekteristik özelliği nedeniyle olan bir yönelmedir.Bu tıpkı ateş böceğinin ateşe yönelmesi gibidir.Bu çiçeğin güneşe yönelmesi gibidir.

Oysa insanlar günlük yaşamda da karşı cinse yönelir Ancak günlük yaşamdaki yönelişler içgüdüsel değildir.İradidir,aklın kullanılmasına dayanır. Örneğin bir kadın erkeğe yönelebilir.Amacı erkeğin eline çivi ve çekici verip duvara çivi çaktırmaktır.Aklını kullanarak erkeğin bu işi yapmasını sağlamak için ona yönelebilir.Keza bir erkek de kadına yönelebilir.Amacı ona yemek yaptırmaktır.Daha bunun gibi başka amaçlarla da insan hem kendi cinsine hem de karşı cinse yönelebilir.Bu yönelmeler aşk değildir.İradeye dayanan,akla dayanan yönelmelerdir.(DEVAM EDECEK)
Old 17-02-2009, 23:56   #7
duyurucu1

 
Soru 5-İnsanın karşı cinse yönelmedeki amacı nedir?

5-İNSANIN KARŞI CİNSE YÖNELMEDEKİ AMACI NEDİR?

Yukarda verdiğimiz örnekte kadının erkeğe yönelmesinin amacı duvara çivi çaktırmaktır.Keza erkeğin de kadına yönelmesinin amacı yemek pişirttirmektir.

Ama aşk,dediğimiz tutkulu yönelmede amaç, ne duvara çivi çaktırmak ne de yemek yaptırmaktır.Amaç cinsel birleşmedir.

6-CİNSEL BİRLEŞMENİN SÜREKLİ Mİ YOKSA GEÇİCİ OLMASI MI HEDEFLENMEKTEDİR?

Kesinlikle sürekli olması hedeflenmektedir.Aşık olan ,yani karşı cinse yönelen ,yöneldiği karşı cins ile hayatının sonuna kadar birlikte olmayı hedeflemektedir.Hatta o kadar yoğun bir birlikte olmak arzu ediliyor ki hayatı boyunca,365 gün 24 saat karşı cinsle birlikte olmak arzu edilmektedir.Aşkın hedefi budur.Aşırı tutkulu yönelmenin hedefi budur. Aşık insan bu amacı gerçekleştirmek için ikili birlik oluşturmak istiyor.Bu birliğin de temeli ekonomik değildir.Ömür boyu birlikte dostça yaşamak değildir.Evde arkadaş olmak değildir.Hayatı kolaylaştırmak hiç değildir.Birliğin temeli cinsel birleşmedir.(DEVAM EDECEK)
Old 18-02-2009, 18:18   #8
Av. Rahşan KÜPELİ

 
Varsayılan

Evet, herkesin kendine göre bir aşk tarifi vardır. Her tarif belki doğrudur ama eksiktir, aşkı sınırlar.
Ben aşkın tarifini yapamam. Aşık olmadan önce yapabilirdim. Aşk yoktur diyebilirdim. Platonik aşk diye bir şey var da diyebilir hatta cikletten çıkan aşk tariflerine gülebilirdim.
Old 18-02-2009, 21:34   #9
duyurucu1

 
Soru 7-Aşık insan neden kalıcı ve sürekliliği olan birlik oluşturmak istiyor?

7- AŞIK İNSAN NEDEN KALICI VE SÜREKLİLİĞİ OLAN BİRLİK OLUŞTURMAK İSTİYOR?

Çünkü ;cinsel birleşme sonucu oluşacak bireylerin hayatta kalması gerek.Yeni bireyin hayatta kalmasını,dış etkilerden korumayı, beslemeyi,sıcağa soğuğa ve hastalıklara karşı koruyup sağlıklı tutmayı sağlayacak ortam geçici birlik değildir.Kalıcı birliktir.Bu nedenle aşık insan aşık olduğu ile hayatının sonuna kadar sürecek bir birlik arzu etmektedir.Amaç türün devamını sağlayacak yeni bireylerin oluşturulmasıdır.

Hal böyle olunca;

8-TÜRÜ DEVAM ETTİRMEK İÇİN BU İKİLİ NE YAPAR?

Çiftleşir.

Ancak bu yola insan,yukarda da belirttiğimiz gibi, doğal yoldan giriyor.İçgüdüleri ile giriyor.(DEVAM EDECEK)
Old 18-02-2009, 22:24   #10
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan duyurucu1
8-TÜRÜ DEVAM ETTİRMEK İÇİN BU İKİLİ NE YAPAR?

Çiftleşir.


Sayın duyurucu1,
Çiftleşme hayvanlar için kullanılan bir terim. İnsanlar sevişir. Sevişmek sözcüğü, "birbirini sevmek"den gelir. Sevişmek, her iki cins için de salt içgüdüsel değil, duygusal bir eylemdir.
Bu açıdan yazdıklarınızı beğenmedim.
Saygılarımla.
Old 18-02-2009, 23:24   #11
duyurucu1

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sayın duyurucu1,
Çiftleşme hayvanlar için kullanılan bir terim. İnsanlar sevişir. Sevişmek sözcüğü, "birbirini sevmek"den gelir. Sevişmek, her iki cins için de salt içgüdüsel değil, duygusal bir eylemdir.
Bu açıdan yazdıklarınızı beğenmedim.
Saygılarımla.

Sevgili Avukat Cengiz Aladağ,

1)Galileo ,dünya yuvarlak dese de demese de,dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğini değiştirmez.Bunun gibi ortada somut bir olgu var.Bunun adına ister sevişme deyin ister çiftleşme neticede yeni bir canlı oluşturma eylemidir.

2)Sevişmek içgüdüsel değilde duygusal bir eylem ise,kadınlar menepoz olduktan sonra neden sevişme özelliklerinini yitiriyorlar?Erkeklerde sevişme arzusu yaşa bağlı olarak neden azalıyor?

3)Yeni bir bireyin oluşması için sizin deyiminizle illa duygusal eylem olması gerekmez ama kesinlikle biyolojik bir eylem olan yumurta ile spermanın birleşmesi gerekir.

4)Yazdıklarımı beğenmediğiniz konusuna gelecek olursak;sizin beyeninize saygı duyuyorum.Ama benim uslubum gerçekleri allayıp pullamadan anlatmaktır.(direkt)Bu uslubun bazılarını rahatsız ettiğinin bilincindeyim.Ama başka türlü (indirekt yollarla)kendimi ifade edemiyorum.Belki bu konuda biraz daha gayret göstermem gerek.

5)Uyarınız için teşekkür ediyorum.

Selam ve sevgiyle kalınız
Old 19-02-2009, 19:05   #12
Nalan Nagehan ALTUĞ

 
Varsayılan

''Bir şeye isim verildiği zaman o şeyin bütün diğer ihtimallerine karşı algını kapatmış olursun, ad o söyledğin şeyi yapıyor ona hem de başka şey olmaktan uzaklaştırıyor.''
Old 20-02-2009, 22:43   #13
duyurucu1

 
Soru 9-İnsan neden karşı cinsten özel birine aşık olur?

9-İNSAN NEDEN KARŞI CİNSTEN OLAN, HERHANGİ BİRİNE AŞIK OLMAZ DA ÖZEL BİRİNE AŞIK OLUR?

Örneğin erkek caddeden geçen çok sayıda kadına aşık olmazda birden bire sadece özel birine aşık olur?Neden Ayşeye Fatmaya değil de illa Fadimeye?

İnsan doğduğunda bünyesine,genlerine ,doğal olarak başka özelliklerin montajlanması gibi bir özellik daha montajlanmıştır. Bu gensel özellik o insana hangi özelliklere sahip olan karşı cins ile birleşmesi gerektiğinin kalıbıdır.Yani insan bu şablona sahip olarak doğar.Çocuklukta bu şablonu kullanamaz.Ergenleşince bu şablonsal özellik etkinleşir.Ve insanı yönlendirir.İnsana baskı yapmaya başlar.İnsanı aramaya,araştırmaya ,incelemeye iter.İnsanı hayatının sonuna kadar sürecek bir araştırma incelemeye iter.Bu arama faaliyeti, yönelme geninin aktifleşmesi suretiyle olur.İnsan çiftleşeceği karşı cinsi aramaya başlar.Hayatının sonuna kadar da arar durur.

Erkek ergenleştikten sona içgüdüsel olarak her karşılaştığı kadına ilk önce ve bilinçsizce doğal olarak aradığının ,bu kadın olup olmadığını anlamak için anında elindeki şablonu uygular.Bu şablon elinde bir kalıptır ,Hayata,kadınlara bu kalıptan bakar.Hayatın diğer faaliyetleri çok önemli değildir.Tek önemli olan insanın ve genellikle erkeğin aradığı kadını bulmasıdır.Onunla çiftleşmesidir.

Bu montajlanan,şablon(kalıp/mihenk taşı) o insan için karşı cinsi ölçme,irdeleme aracıdır.İnsan aradığı insanın aşık olacağı ve sonunda çiftleşerek yeni bireyler oluşturacağı kişi olduğuna elindeki bu şablonu o kişinin üzerine koymak suretiyle yapar.Karşı cins şablona uyarsa insan aşık olur uymazsa aşık olmaz.

Ve İnsan hayatı boyunca karşı cins arasından bu şablona uygun birini arar durur.Bunu da bilmeden yapar.İçgüdüsel olarak yapar.Doğası gereği yapar. Genlerine montajlandığı için yapar.Yaptığının da farkında değildir.Karşı cinsten aşık olacağı birini seçme faaliyeti içerisinde olduğunun da farkında değildir.

İnsan karşı cinsten çok sayıda insanı görür.Onlarla birlikte aynı mekanı paylaşır,oturup kalkar ve onları doğal olarak bu amaç için otomatik olarak ve saniyenin binde biri kadar zaman dilimlerinde mihenk taşına vurur,kendi şablonuna uygun olup olmadığını kontrol eder. Otururken, kalkarken, konuşurken insan otomatik olarak kendine aşık olacağı eş seçme faaliyetinde bulunur.Bunu bilinç dışı ve doğal olarak yapar.Çünkü bu faaliyette bulunması proğramı onun genlerine konmuş.İnsan da genlerine konan karşı cinsten bir eş arama proğramına/şablonuna uygun olarak hayatı boyunca proğramın gereklerini yapar.

İnsan aşık olabileceği eş arama proğramı/şablonu uyarınca seçme faaliyetinde bulunurken elinde belirlenmiş kıstaslar var.Bu kıstaslara uyan eşi arar.Bazen karşı cinsteki bazı insanlarda bu kıstaslara yakın özellikler görür ve hemen ona aşık olur.Yanı Arşimedin hamamdan yarı çıplak dışarı fırlaması gibi Eureka!Eureka! diyerek aşık insan moduna (ruh haline)girer.Ancak sonra aradığı bütün kıstasların olmadığını görünce bu aşk hali biter.Ama insan yine aramaya devam eder.Ve sonunda bulur.Muhakkak bulur.Ya aradığını ya da aradığına yakınını bulur.Hatta ve bazen hayatı boyunca aradığı özelliklere tam olarak uyanını dahi bulur

10-NEDEN ,İNSANA, KARŞI CİNSTEN SADECE BELLİ ÖZELLİKLERİ İÇEREN BİRİYLE ÇİFTLEŞMESİ İÇİN ŞABLON DEDİĞİMİZ, KARŞI CİNSİ BULMA KISTASI PROĞRAMI ,YÜKLENMİŞTİR?

Çünkü amaç oluşacak bireylerinin sağlıklı olması ,türün en ideal özelliklerini taşıması ,defolu olmaması ve bu suretle insan türünün en ideal bireylerden oluşması.Bunu sağlamak için bütün insanlara, karşı cinsi seçme şablonu montajlanmıştır.Bu yollada bütün insanlara aşık olma(karşı cinse yönelme) özelliği verilmiştir.Bu nedenle bütün insanlar kesinlikle aşık olur.
(DEVAM EDECEK)
Old 21-02-2009, 11:11   #14
sultanisik

 
Varsayılan

Babamı, Annemi, Kardeşlerimi, Kocamı, Kızımı ve birçok insanla birçok şeyi seviyorum.Ama birinin diğerinden farkını ona tanıdığım üstünlüğü ifade etmek için farklı şekilde sesleniyor, daha farklı seviyorum.O yüzden kocama aşığım.Kızım benim küçük Melek'im o benim minik aşkım.Neden mi? Çünkü o benim kocaman aşkım kocamın bana hayatta verebileceği en güzel hediye..Aşkımızın yansıması, neticesi..Minik aşkımız.
Old 22-02-2009, 21:21   #15
duyurucu1

 
Mutlu 11-İki gönül bir olunca samanlık seyran olur mu?Olmaz mı?

11-İKİ GÖNÜL(AŞIK)BİR OLUNCA SAMANLIK SEYRAN OLUR MU? OLMAZ MI?

İnsan aşık olacağı eşi buldu.Karşı cins şablona da uyuyor.Aradığı tüm özellikler var.Sonra?Hadi bunlar hayatlarının sonuna kadar devam edecek birlik oluştursunlar ve türün ideal bireylerini oluştursunlar.

Ancak iş o kadar kolay değil.

12-TEK TARAF AŞIK

Çoğu kez ortada sorun oluyor.Bu sorunlardan en önemlisi kendisi karşı tarafın aradığı özellikleri taşımıyorsa ne olacaktır?.Bu nedenle karşı taraf birleşme talebine red cevabı verecektir..Karşı taraf “Sen bana aşık oldun ve benimle hayatının sonuna kadar birleşmek istiyorsun ama ben, sende aradığım özellikleri bulamadım.Bu nedenle “talebine red cevabı veriyorum”der.Böylece aşk tek taraflı olarak kalır.Kalınca aşık olan taraf mecnuna döner.

13-İKİ TARAFTA AŞIK

Bazende her iki taraf aradıkları bütün özelliklerin birbirlerinde olduğu kanaatine varırlar fakat,bunların birleşmelerine sun’i engeller imkan vermez..

Nedir bu sun’i engeller?

Taraflardan biri evli ve çoluk çocuk sahibi olabilir.Taraflar arasında sosyal ve ekonomik uçurumlar olabilir.Bu durumlarda da maalesef aşk tek taraflı olarak sadece talep aşamasında kalıyor.Ama çoğu kez eğer taraflar karşılarındakinde aradıkları bütün özelliklerin olduğuna kanaat getirirlerse aradaki sun’i engelleri aşmaya kalkıyorlar.Ve maalesef çoğu kez de aşamayıp bu uğurda ölüyorlar.Ya engeleyiciler tarafından öldürülüyorlar yada eğer kavuşmaları olanaksız hale girince kendileri intihar ediyor.(DEVAM EDECEK)

Old 28-02-2009, 23:29   #16
duyurucu1

 
Mutlu 14-Ortada bir gerçek var

14-ORTADA BİR DE GERÇEK VAR

Ancak insanlar, doğrusu bu olmasına rağmen,doğal olarak türün ideal bireylerini oluşturarak ,türün devamını sağlayıcı bir yol olan aşık olmak suretiyle birlik oluşturarak cinsel birleşme eylemi sonucu türün devamını sağlamıyorlar.Esasında aşık olmak suretiyle cinsel eylem yapıp, yeni bireyler oluşturmak en ideal ve doğru olan yoldur. Çünkü bu yolla sağlam bireyler oluşur.Türün geleceği garanti altına alınır.

15-SUN’İ BİRLEŞME YOLLARI

İnsanlar doğallıktan sapıyorlar.Kendi menfaatlerine göre sun’i yollar oluşturarak insanları birleştiriyor ve bu birlikteliklerin sonucunda birey oluşturuyorlar.Oluşan bireyler maalesef ideal türü oluşturamıyor.Hepside bir tarafından defolu oluyor.

Onun için insan türünün gelecek bireylerini oluşturacak dişi ve erkek fertten meydana gelen birlik oluşturmanın en ideal yöntemi doğal yöntem olan aşık olarak karşı tarafı seçme yöntemidir.

Bunun dışındaki,görücü yöntemi,ekonomik ve kariyer yönünden dengi dengine yöntemi,aç açık kalmamak için menfaat yöntemi,kendi düşüncemden olsun yöntemi,aynı meslekten olsun yöntemi,zengin olsun yöntemi,evi olsun,devlet memuru olsun birazda yakışıklı olsun yöntemi,bağı bahçesi olsun yöntemi,anam babam seçsin yöntemi….gibi çok sayıda yöntemle oluşturulan birlikler ideal yöntemler değillerdir.Sun’i yöntemlerdir.

16-AŞKA YANİ DOĞAL SEÇİM YÖNTEMİNE DAYANARAK OLUŞTURULAN BİRLİKLERDE SORUN OLMAZ MI?

Olur.Birlik içerisindeki sorun gelecekte yaşayacak olan bireylerin oluşturulmasına yönelik değildir.Çünkü aşk yöntemi ile oluşturulan birliklerin nihai amacı geçim derdi,ev,araba vs değildir.Nihai amaç yeni ve sağlıklı bireyler oluşturmaktır.Türün karekteristiğine uygun ideal bireyler oluşturmaktır.Bu konuda sorun çıkmaz.İki gönül bir olunca samanlık seyran olur.Ama daha sonra gönül sahiplerinin karnı acıkınca,samanlıkta üşüdüklerinde veya oluşturdukları aşk mahsülünün hayatta kalması koşullarının yaratılmasında zorluklar ortaya çıktığında, sorunlar oluşur.Oluşan bu sorunların çözümü toplumsaldır.Doğallıkla aşkla alakalı değildir.Bu nedenle aşk evliliklerinde de diğer evliliklerde olan sorunlar olur ve tartışmalar ve anlaşmazlıklar yaşanır.
(DEVAM EDECEK)
Old 02-03-2009, 20:55   #17
duyurucu1

 
Mutlu 17-hayvanlarda aşk var mıdır?

17-HAYVANLARDA DA DOĞAL YOLDAN KARŞI CİNSİ SEÇME YÖNTEMİ(AŞK)VAR MIDIR?

Vardır.Hayvanlar gözlemlendiğinde birbirlerini doğal olarak seçtikleri görülür.Onlarda da karşı cinsi seçme şablonu vardır.Şablona uymazsa hayvanlar kesinlikle karşı cinsle birleşmezler.

İnsanlar aşık olduklarını karşı cinse çeşitli yöntemlerle bildirir.Aşk mektupları yazar,Zarfın içine saçından bir tel koyar gönderir.Kırmızı gül gönderir.Mendilini düşürür.Cep telefonunun numarasının karşı tarafça öğrenilmesini sağlar.Şiirler yazar gönderir.Kuş dili bilmez iken bülbül olur.Şarkılar besteler,resimler yapar.

Kuşlar ise ses çıkararak karşı cinsi tahrik etmeğe çalışırken,ağustos böcekleri saatlerce öterek kendine uygununu arar durur.Kurbağalar vıraklar,kediler damlarda bağırır durur,köpekler gruplar halinde gezerler ve saatlerce bakışır dururlar.Hayvanların bu halleri onların seçme,karşı cinse yönelme yani aşk moduna girdiklerini gösterir.

18-AŞK BİTER Mİ?

Ancak hayvanlardaki bu aşk hali kısa sürer.Sezonluktur.Birleşme olduktan sonra biter.Hayatları boyunca olmaz.Cinsel birleşme olduktan sonra bazı hayvanlarda aşk hali biter.Kediler,köpekler bunlara örnektir.Hatta aşk hali bittikten sonra bu hayvanlar birlikte bir dakika bile kalamazlar.Birbirlerine itici gelirler.Kavga ederler.Karadul örümceği ise o kadar gaddardır ki çiftleştiği erkeğini hemen çiftleşmeyi müteakiben öldürür.Bu kıskançlığından değildir.Karadul örümceği o kadar katil yapıdadır.Erkeği ile barışa ancak ondan döl alma sürecinde izin verir.Döllenme bitince erkekle barış bittiği için onu öldürür.Bu doğal bir davranıştır.İradi bir davranış değildir.Zaten erkek de öleceğini bilmesine rağmen dişi karadul örümceğine yanaşır.Aşk o kadar güçlüdür ki dişinin iğnesi ile öleceğini bile bile çiftleşir.Ve ölür.

19-YAŞAM BOYU AŞK BİRLİKLERİNİ GÜVERCİNLER KURAR

Ancak kuşlarda ve özellikler kumrularda,güvercinlerde aşk dönemi bittikten sonra dahi türün erkek ve dişi cinsi birlikte yaşamaya devam eder.Yeni bireyleri oluşturur,besler büyütür ve yuvadan uçururlar.Sonra yeniden aşk ve yeni bireylerin oluşturulması periyodik olarak devam eder.Bu hayvanlarda tam bir aşk birlikteliği vardır.Bu açıdan insanlardan daha istikrarlıdırlar.Bunun nedeni insanlar gibi enflasyonu, açlığı, üşümeyi tanımamalarıdır.Doğal yaşadıkları içindir.İnsanların yaşamı ise doğal olmadığı için aşk birlikteliği dahi bir süre sonra sun’i birlikteliklere dönüşmektedir.

(DEVAM EDECEK?
Old 04-03-2009, 23:31   #18
duyurucu1

 
Varsayılan 20-Aşk biter mi?

20-İNSAN TÜRÜNDE DE BİRLEŞME OLUNCA,AŞK BİTER.

Ancak insanlar hayvanlar gibi doğal davranıp birleşme sonunda yollarını ayırmazlar.Ya da karadul örümceği gibi birbirlerini öldürmezler.Oluşturdukları çocuğun yaşayabileceği ortamın devamı ve türün devamı için birlikte yaşamaya devam ederler.-ki bu davranış doğal değildir,sun’i dir.-Böyle oluncada,Aşkla başlayan ve birleşmeyle devam eden birliktelikleri , diğer sun’i evliliklere dönüşür..

Bu türün kadınlarındaki aşk kedilerdeki,köpeklerdeki gibidir.Yani kızgınlık dönemi ile sınırlıdır.Amaçları olan döl alma faaliyeti sonlanınca yani ateşleri sönünce aşk halleri de sona erer.

Erkeklerindeki aşk ise eğer birleşme olmazsa hayatları boyunca devam eder.Ancak erkeklerdeki bu ruh hali,(kendileri aşık olmadıkları başka bir kadınla sun’i evlilik yapmış olsalar dahi,) aşık oldukları kadın için , birleşemedikleri hayali sevgililerine şarkı,resim,roman ,şiir…yazmalarına sebep olur.Kadınlar ise şarkı,şiir,roman yazmazlar çünkü aşk halleri devam etmez.Kuş dili bilmeyen erkekler aşık olunca bülbül kesilirler ,sanatçı olurlar.Bazen de intihar ederek kendilerini ifade ederler.Erkekler birleşemezlerse Mecnun olur.Ama kadınlar her zaman Leyla olarak yaşamaya devam ederler.Ama kadınlar intihar etmez.Onlar sadece ağlarlar.

Erkekler eğer aşık oldukları kadınla birleşirlerse aşk halleri onların da sona erer.

İnsan aşk döneminde birliği oluşturmaya çalışırken,birliği ve cinselliği gözünde olduğundan çok fazla büyütür.Bu onun aşk ruh halinde olmasından kaynaklanır.Ama ne zaman ki cinselliği yaşar,aşık olduğu kadının vaginasının diğer kadınlarınkinden farklı ve özel olmadığı gerçeği ile yüzleşir.İşte o anda aşk biter.Ya de aşık olduğu erkeğin penisinin diğer erkeklerin penisi ile aynı işleve sahip olduğunu görür aşk kadında da biter.Zaten cinslerin doğal olarak birleşme yöntemi olan aşk da görevini tamamlamış olur.Yeni bireyi oluşturmak için yumurta sperma tarafından döllenmiştir.Bundan sonrası için aşka gerek yoktur.Nihai amaca ulaşılmıştır.Kadın ve erkeğin bir arada kalmasına da gerek yoktur.Kalmaları doğal da değildir.Eğer kalırlarsa sun’i birlikler oluşur.Sun’i birlikler de akılcı yöntemlerle kurulur.Aşk yöntemi akılcı yöntem değildir.
(DEVAM EDECEK)
Old 04-03-2009, 23:56   #19
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:

Mesaj Sahibi: duyurucu1
Pislenmiş bez ile itinayla çocuğun kıçını sildi.Sonra ıslak mendil ile tekrar sildi.Sonra kuru hazır bezi çocuğun kıçına bağladı.Bu işlemleri yaparken zerre kadar tiksinti duymuyordu.Tam tersi “Aşkım benim.Sevgilim”diye mırıldanıyor ve memnuniyetini belirtiyordu.

Çocuğu temizleyip yatırdı ve yanına buruşturup koyduğu içi çocuğun pislik dolu hazır bezini aldı çöpe götürürken burnuna tuttu ve kokladı.”Ohh”dedi.”Aşkımın pisliği mis gibi kokuyor.En güzel esanslardan daha güzel kokuyor” dedi.Bir daha kokladı ve çöpe attı.Tekrar çocuğunun yanında döndü.Çocuğunu “Aşkım!Sevgilim!Bir tanem!”diye sevmeye devam etti




Sayın duyurucu1,

yukarıdaki mesajınızı okuduktan sonra,

‚inşallah tasavvur ettiğiniz kadına çocuğun pisliğini esans diye sürdürüp sokağa salmazsınız’ türünden bir mesaj yazacaktım vazgeçtim. Bu forumdaki 18 nolu mesajınızı okduktan sonra, neden o zaman düşündüğüm mesajı yazmadım diye kendi kendime sordum. Sosyal Darvinist yazılarınıza ne zaman son vereceksiniz?

Saygılarımla
Old 07-03-2009, 23:13   #20
duyurucu1

 
Soru 21-Aşkın özellikleri nelerdir?

21-AŞKIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Aşkın bazı özellikleri vardır.

-AŞK GAYRİMEŞRUDUR.

Karşı cinsten iki insanın birlik oluşturmasına onay veren , bu iki insanın içinde yaşadıkları toplumdur.Toplum,kendisinin oluşturduğu ve adına “gelenek” dedikleri yazısız kuralları ile,adına “kanun” dedikleri yazılı kuralları ile bu birliğe onay verir.Eğer birlik toplumun ölçütlerine uygun olursa “meşru”,olmazsa “gayri meşru” olur.Birliğin oluşturulması için cinslerin birbirine yönelmeleri de(aşk) toplumun çizdiği sınırlar dahilinde olursa “meşru yönelme” toplumun çizdiği sınırları aşıyorsa “gayrimeşru yönelme “olur.Bir genç kız ile genç oğlanın aileleri tarafından buluşturulmaları, koklaştırılmaları ve hatta birbirini evlilik öncesi mıncıklattırmaları “meşru” kabul edilir.Ancak bir genç kızın karşı cinsle ailesinin ve toplumun koyduğu sınırlar dışında ,doğal içgüdülerine uyarak buluşmaları,birbirlerini mıncıklamaları ve öpüşmeleri “gayrimeşru” olarak kabul edilir.Bu nedenle,iki karşı cinsin birbirine doğal yönelmesini ifade eden aşk, toplumlar tarafından her zaman gayrimeşru olarak kabul edilmiştir.Buna karşın akla dayanan,toplumun değer yargılarına dayanan yönelme ve birlikler ise her zaman “meşru”olarak kabul görmüştür.

LEYLA İLE MECNUN YÖNELMESİ GAYRİ MEŞRUDUR.

Toplumda birbirini sevmeğe ideal örnek olarak gösterilen “Leyla ile Mecnun yönelmesi” dahi zamanında, Leyla ve Mecnun için, içinde bulundukları toplum ve otorite tarafından gayrimeşru olarak varsayılmıştır.Bu nedenle dillere destan olan bu doğal yönelmeye(aşka) ve birleşmeye (aşk evliliğine ) müsaade edilmemiştir.

Ancak ortada bir çelişki var gibi görünüyor. Geçmişte bir zaman diliminde yaşanmış bir aşk o dönemde gayri meşru olarak görülmüştür.Ancak zamanımızda ise insanlar ve toplumun tüm fertleri Leyla ile Mecnun ilişkisini hayranlıkla yad ediyor,Leyla ile Mecnunu taktir ediyor ancak onları birleştirmeyenlere nefret duyarak onların hikayelerini okuyor gözyaşları içinde filmlerini izliyorlar.

Bu çelişki değil mi?Acaba toplumun zamanımızda değer yargıları mı değişti?

Hayır! Toplumun değer yargıları değişmedi.Toplum, zamanımızda da ,Leyla ile Mecnun türünden doğal yönelişlere ,yani aşka müsaade etmiyor.Mecnunun başına geçmişte ne gelmişse aşık erkeğin başına da ona yakını geliyor.Toplum aşka geçit vermiyor.Bu konuda toplumun fertleri de toplumun değer yargısına sahipler.”Kızı kendi haline bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya varır” ata sözü geçmişteki toplumun değer yargısını yansıttığı gibi içinde bulunduğumuz toplumun da değer yargısını yansıtmaktadır.Bu toplumun akıl alanıdır ve akıl alanındaki değer yargılarıdır.Ancak bir de bireylerin tek tek doğal alanları vardır.İçgüdüleri vardır.Bu alanda oluşturulan değer yargıları da Leyla ile Mecnunun yönelişine tam destek vermektedir.Doğal özellikler hayalcidir.Ayakları yere basmaz.Bireylerin doğal özellikleri,Leyla ile Mecnun tarafındadır.Bu nedenle aşk öyküleri toplumda çok satar.Çünkü bütün insanlarda olan bir özelliktir.

Ancak insanların akılları ile oluşturdukları davranışlar ve değer yargıları da vardır.Akıl ile oluşturulan değer yargısı ,hayal dünyasından uzaktır.Daha gerçekçi ve somuta hitap eder.Bu değer yargısı Leyla ile Mecnunun ilişkilerini gayri meşru sayar.Onay vermez.

Bu nasıl olur?

Bir insan, kadın yada erkek,sinemada yada tiyatroda doğal yönelişi ifade eden aşk öyküsünü izler aşıklardan tarafa oy kullanır.Hatta bunların kavuşamamaları karşısında o kadar duygu yoğunluğu yaşar ki oturur hüngür hüngür ağlar. Sinemanın etkisi altından kurtulunca kendi kızı,yada karısı yada annesi yada kocası,yada babası filimde izlediği gayrimeşru olan aşk ilişkisine girse ve buna bağlı olarak sınırları zorlasa o zaman kıyametleri koparır.Filmde izlediği Leyla ile Mecnun hakkındaki değer yargısından eser kalmaz.

Bu iki yüzlülük değildir.

Birey,aklı kullanarak dolayısıyla toplumun akla dayanan gelenekleri, aile denen sosyal birliğin, sağlam ekonomik temeller üzerinde olmasını ister.Birliğin dağılmamasını ister.Süreklilik ister.Çünkü türün geleceği birliğin huzur içerisinde devamını zorunlu kılar.Huzurlu bir birlik içerisinde doğan ve büyüyen çocuklar gelecek nesle damgasını vurur.Bu nedenle çocukların aç,açık, sefil olmamaları gerekir.İyi bir eğitim görmeleri,sağlıklı olmaları gerekir.Bunun içinde ekonomik olanakların olduğu bir birlik olmalıdır. “İki gönül bir olunca samanlık seyran olur” türünden aşka dayanan fakat yoksul bir birlik ,gelecekteki çocukların yaşama ve hayatta kalma şanslarını azaltır.Bu nedenle birey akılcı düşünür ve seçimini sun’i olarak yaparak “meşru” yönelmelere girer ve “meşru”birlikler oluşturur.Ancak her zaman kendi bünyesinde,genlerinde var olan doğal yönelme(aşk)ve aşka dayanan güvercin evliliklerine olan özlemini de içerisinde taşır.Bu nedenle Leyla ile Mecnun hikayelerine samimi göz yaşı döker.Ancak gerçek hayatta kendisine ve yakınlarına aşk için geçit vermez.

**
AŞKTA KAVUŞAMAMA VARDIR

Bir insan diğer cinse doğal olarak yöneldiğinde (aşık olduğunda)kısa zamanda amacına ulaşıyorsa aşk biter.Çünkü amaç çiftleşmedir.Çifleşme sonrasında da taraflar, uğruna aşık oldukları ferdin cinsel organının diğerlerinden pek farklı olmadığının ve sevişmelerinin de diğer sevişmelerden farklı olmadığının ayrımına varır ve aşk biter.

Ancak doğal yönelmelerde (aşkta) tarafların bir araya gelmesini engelleyen sun’ı engeller varsa-ki her zaman bu engeller olur-o zaman aşk devam eder.Aşkın devam etmesi için kavuşamama halinin devam etmesi gerekir.

Bütün insanlar yaşamları süresince doğal olarak genlerine konmuş olan şablona uygun birini arar dururlar.Çoğu zamanda bu şablona tam uygun yada yakın birini bulurlar ve sun’i engeller nedeniyle kavuşamazlar.Bunun sonucu da aşık olurlar.Bu aşık olma hali çoğunlukla da genç yaşlarda olur.Çünkü o yaşlarda insanlar akılcı olarak davranamazlar.Doğal davranmaya daha yatkındırlar.Ancak daha sonra sun’i davranıp sun’i evlilikler yaptıklarında yaşadıkları o aşk duygusunu,hazzını hayatlarının sonuna kadar unutamazlar.O lezzeti hayatlarının sonuna kadar sürdürdükleri diğer sun’i evliliklerde bulamazlar.Ama yine de aşkı arar dururlar.Tam denk geldiğinde de tereddütsüz aşık olurlar.Yine kavuşamazlar yine aşık olurlar.Ve Nihayet ölürler.Ama istisnasız bütün insanlar hayatlarında aşık olmuş biri olarak ölürler.Evlenmeden ölen insan olmuştur ama aşık olmadan ölen insan yoktur.
(DEVAM EDECEK)
Old 11-03-2009, 22:38   #21
duyurucu1

 
Mutlu 22-aŞk DoĞal Midir?

22-AŞK DOĞAL MI?

İnsanın davranışlarından bazıları kendi aklının sonucudur. Davranışı aklıyla planlar ve eyleme döker.Bu tür davranışlara bilinç ürünü denir.Bilinçli davranışlar denir.Ama bazı davranışlar bilinçli değildir.Akla dayanmaz.İçgüdüye dayanır.Organik-biyolojik bir uyarım sonucu yapılır.Örneğin yemek yemek bilinçli bir davranış değildir.Vücudun besin eksikliği sonucu bazı açlık sinirlerinin uyarılması sonucu bu eylem gerçekleşir.İşemek veya dışkı atmak;tamamen atıkların birikmesi sonucu bazı biyolojik mekanizmaların harekete geçirilmesi ile yapılan davranışlardır.Uyumakta öyle.Su içmekte.Bu tür davranışlar bastırılamaz.Tatmin edilmeleri gerekir.Acıkınca yemek yemek,susayınca su içmek,sıkışınca işemek doğal bir davranıştır.Barsakları gaz yapan bir insanın gaz çıkarmadan durması mümkün değildir.

İnsanın karşı cinsle birleşme arzusu da biraz önce sayılan biyolojik ve organiktir.Oğlanlar ve kızlar, ergenlik çağına gelinceye kadar karşı cinsle çiftleşmek arzusu duymazlar.Sonra vücutlarında bazı değişiklikler olur.Bazı organları ve hormanlarında değişiklikler olur.Buna bağlı olarak karşı cinsle birleşmek arzusu duymaya başlarlar.Bu arzuya bağlı olarak da karşı cinse yönelirler.Ancak bu yönelmeleri gözü kapalı değildir.Seçici olarak yönelirler.Karşı cinsten özel bazılarına yönelirler-ki biz bu doğal yönelişe aşk diyoruz.Yoksa özel olanın dışındakilere olan yönelme aşk değildir.

Esasında ergenlik çağına girmeseler insanların karşı cinsle birleşme diye bir sorunları yoktur.O döneme kadar zaten birleşmeyi çok itici ve mide bulandırıcı bir davranış olarak görürüler.Gerçekten de aşk olmasa,arzu olmasa çiftleşme eylemi pek imrenilecek bir eylem değildir.Salyaların,salgıların arasında bir cinsel organın diğerine vıcık vıcık girip çıkmasından daha iğrendirici bir eylem olamaz.Hele eylemin sonunda akıtılan sıvılarla ortalık tam bir mide bulandırıcı salgı ve pislik ortamına dönünce bu eylemin arzu edilmesi akıllıca bir davranış olamaz. Ancak insan yemek yeme,su içme ,idrar boşaltma,gaz çıkarma gibi doğal ve organik bir ihtiyaç içerisinde ise, mide bulandırıcı olarak görülen çiftleşme eylemi insana arzu derecesi çok yüksek bir eylem halinde görünür.Hele yemek yerken alınan haz,kabız olduğunda dışkının atılma sırasındaki alınan zevk,idar torbasının boşaltılması sırasında duyulan rahatlamaya kıyasla , sevişirken,sevişmeye çok fazla bir zevk duyma eklenmişse o zaman çiftleşme akıl dışı yapılan organik ve biyolojik bir gereksinimden kaynaklanan ancak çok zevkli bir eyleme dönüşür.

(DEVAM EDECEK)
Old 12-03-2009, 22:36   #22
duyurucu1

 
Mutlu 23-Neden seçicilik?

23-NEDEN SEÇİCİLİK?

Akıl ile bakıldığında pis bir eylem olan karşı cinsle çiftleşme eylemi neden süslenip püslenerek insana cazip bir hale getirilmiştir?

Çünkü çiftleşme cazip ve albenili bir hale getirilmeseydi,ergenlik öncesi insanın durumu aynen devam edecek ve karşı cins ile birleşme olmayacak ve bunun doğal sonucu da çok kısa bir sürede insan türü yok olacaktı.Türün devamını sağlamak için çiftleşme eylemi, bastırılması olanaksız bir organik-biyolojik ihtiyaç halinde insanın bünyesine montajlanmıştır.Ergenlik çağında ortaya çıkıp kadınlarda menapoz dönemine kadar sürmesi erkeklerde ise azalarak da olsa hayatlarının sonuna kadar devam etmesi şeklinde genlere montajlanmıştır.Bu özelliklere artı olarak bireyler karşı cinse yönelirken de seçici davranma özelliği eklenmiştir.

Neden?Neden seçicilik?Seçicilik olmasa erkekler herhangi bir kadınla cinsel birleşmeyi gerçekleştirip türün devamını sağlasalar olmaz mıydı?

Olmazdı.

Çünkü amaç türün kusursuz ve ideal tipini oluşturmaktır.Gelişigüzel,herhangi bir birey oluşturmak değildir.Amaç bu olunca,Tıpkı hayvanlarda olduğu gibi aşık olmak suretiyle çiftleşmeyi gerçekleştirmek gerekir..Aşık olmadan da çiftleşmek mümkündür.Ancak o zaman türün ideal tipi değil defolu tipi ortaya çıkar ki, bu, türün sonsuza kadar devam etme amacına aykırı olur.Çünkü türün amacı sadece dünyada bireylerini oluşturup bir ömür onların yemesi içmesi çocuk yapması ve ölmesi şeklinde tek düze devam eden bir oluşumlar tekrarı değildir.Türün amacı mükemmel ve ideal bireylerden oluşan süper bir tür oluşturmaktır.Bunu sağlamak için insanlar doğar,aşık olur çiftleşir kendi özelliklerini yeni bireye aktarır ve kedisinden daha mükemmel bireyler oluşturur ve ölür.Çocuklar büyür,aşık olur,çiftleşir ,atasından aldığı özellikleri değiştirerek çocuğuna geçirir,kendisinden daha mükemmel bireyi oluşturur ve ölür.Türün işleyiş ve değişerek ve mükemmelleşerek devam eden sistemi budur.Hayatın amacı da budur.Bireyin esasında türsel amacı da budur.Bu mekanizma olmasa , doğaya baktığımızda diğer hayvanlar içerisinde en korumasız olan insan türünün hayatta kalabilmesi mümkün değildir.İnsan ancak bu şekilde evrimleşerek ve mükemmelleşerek hayatta kalabilmekte ve diğer hayvanlara ve bitkilere egemenlik kurmaktadır.Yoksa,ne kendisini sıcağa soğuğa karşı koruyacak doğal kılları vardır,ne zehirli iğnesi ne de keskin dişleri.Eğer zaman içerisinde değişerek mükemmelleşmesi olmasa çok kısa zamanda canlılar dünyasından silinir gider.Nitekim insan türünün çok yakın olan üç-beş bin yıllık geçmişine dahi bakıldığında nasıl hızlı bir gelişme,değişme ve mükemmelleşmeye doğru nasıl hızlı bir yöneliş içerisinde olduğu görülür.Ve zaman içerisinde mükemmelleşerek değişerek ideal türü oluşturamayan birkaç insan türü tarih sahnesinden silinmiştir.Tarihçiler bu konuyu araştırıyorlar.

Türün bu özelliğini sağlamak için birey, karşı cinsi seçerek çiftleşmelidir.Yoksa mükemmelleşmeye giden yolda defolu ve zayıf,dayanıksız bireyler oluşur.

Bu anlayış çerçevesinde aşkı;"aslında koşulları bizim dışımızda,irademizin dışında içgüdüyle belirlenmiş,karşı cinse yönelimden başka bir şey değildir,"şeklinde algılamak,tanımlamak mümkündür.
(DEVAM EDECEK)
Old 15-03-2009, 23:57   #23
duyurucu1

 
Mutlu 24-Aşık olunca neler olur?

24-AŞIK OLUNCA NELER OLUR?

İnsan vücudundaki organlar normalde tam bir uyum içerisinde çalışırlar.Kalp ile akciğer,akciğerle -mide mide ile sinir sistemi hepsi uyum içerisinde ve ritm halinde çalışırlar.

Ancak karşı cinse yöneliş başlayınca yani aşk başlayınca insanın ruhsal monotonluğu bozulur.Organlar arasındaki uyum bozulur.Düzen ,yerini düzensizliğe bırakır.Ritm yerini karmaşaya ve anarşiye bırakır.Soluk alıp vermeler düzensizleşir.Kan atım hızı ve tansiyon değişir.yemek yeme ve iştah düzensizleşir.Uyku yerini uykusuzluğa ve derin düşüncelere bırakır.

Bu ruhsal halde olan insan aşıktır.Yoğun olarak karşı cinsten özel birine yönelme moduna girmiştir.

Bu hale hastalık da diyenler vardır Tanrının lütfu diyenlerde vardır.

Ama bir gerçek, bütün insanlar hayatları boyunca en az bir defa bu hali yaşarlar.En fazla ise kaç defa yaşanılacağı hakkında elde bir veri yok.

Ancak bu hal ergenlik çağında başlar.Kadınlarda menepoz döneminde biter.Erkeklerde ise azalarak da olsa hayatlarının sonuna kadar devam eder.

Bu nedenle herkes aşkı tanır.

(DEVAM EDECEK
Old 21-03-2009, 10:51   #24
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan duyurucu1
24-AŞIK OLUNCA NELER OLUR?

İnsan vücudundaki organlar normalde tam bir uyum içerisinde çalışırlar.Kalp ile akciğer,akciğerle -mide mide ile sinir sistemi hepsi uyum içerisinde ve ritm halinde çalışırlar.

Ancak karşı cinse yöneliş başlayınca yani aşk başlayınca insanın ruhsal monotonluğu bozulur.Organlar arasındaki uyum bozulur.Düzen ,yerini düzensizliğe bırakır.Ritm yerini karmaşaya ve anarşiye bırakır.Soluk alıp vermeler düzensizleşir.Kan atım hızı ve tansiyon değişir.yemek yeme ve iştah düzensizleşir.Uyku yerini uykusuzluğa ve derin düşüncelere bırakır.

Bu ruhsal halde olan insan aşıktır.Yoğun olarak karşı cinsten özel birine yönelme moduna girmiştir.

Bu hale hastalık da diyenler vardır Tanrının lütfu diyenlerde vardır.

Ama bir gerçek, bütün insanlar hayatları boyunca en az bir defa bu hali yaşarlar.En fazla ise kaç defa yaşanılacağı hakkında elde bir veri yok.

Ancak bu hal ergenlik çağında başlar.Kadınlarda menepoz döneminde biter.Erkeklerde ise azalarak da olsa hayatlarının sonuna kadar devam eder.

Bu nedenle herkes aşkı tanır.

(DEVAM EDECEK
Aşk kavramının altında yatan tek şey cinselliktir.
Kadınlar'da bastırılmış cinsellik vardır.Erkeklerde ise kışkırtılmış cinsellik.
Kadınlardaki cinselliğin -sizin tabirinizle menapoz döneminde bitmesinin nedeni de bu-
Kadın ve erkeklerde; tüm canlılar dünyasında yaşanan libido kavramı var.Yani cinsel enerjinin bir şekilde dışa vurum biçimi.Bu sosyal yaşamda kadın ve erkek açısından farklı şekilde tezahür eder.Kadınlar sözettiğim nedenlerle daha mazbut yaşarken; erkekler bizim gibi geleneksel yapıya sahip ülkelerde daha rahat cinselliklerini yaşarlar...
Old 21-03-2009, 13:40   #25
üye18721

 
Varsayılan

Yine mi sert uslubla yazmışım acaba?
Devam edecek....
(Kendimi bir an Rahmetli: Duygu Asena gibi hissettim.)
Old 21-03-2009, 22:10   #26
duyurucu1

 
Mutlu 25-Aşık insan kendini nasıl ,fade eder?

25-AŞIK İNSAN KENDİNİ NASIL İFADE EDER?

Aşık insan hiç belli etmeden sessiz sedasız bir tarafta oturup beklemez.İçinde bulunduğu ruh halini ve karşı cinsten kendince özel olan bireye olan duygularını açıklamak ihtiyacı içerisindedir.Aksi halde çatlar ölür.Aşık insan duygularını dışa vurur.Bunu da çeşitli yol ve yöntemlerle yapar.

Dışa vurumun en kolay ve bilinen yolu şiir yazmak,roman yazmaktır.Resim yapmak,güzel sanatlar vasıtasıyla dışa vurum en çok kullanılan yollardır.Şarkı bestelemek de bilinen yollardandır.En usta ressamlar,yazarlar,şairler,bestekarlar aşık oldukları zaman en güzel eser verirler.

Ancak aşık insan bu yollara sapamayınca başka yollarla aşık olma ruh halini dışa vurabilir.Akla gelmeyen yeni yollara sapar.Bazıları Ferhat gibi dağları delmeye kalkar.Bazıları Mecnun gibi çöllere düşer .Bazıları içe dönerek kendini tahrip eder,intihar eder.Bazıları deli olur tımarhanelere düşer.Bazıları da aşık olduğu karşı cinse yönelir ve aşık olduğu kadını öldürerek kendini dışa vurur.Çünkü aşk hali kavuşamamayı içerir.Kavuşunca zaten aşk ortadan kalkar.Ancak bu anlatılanlar erkekler içindir.

Kadınlardaki aşık olma hali ergenlik çağında şiddetli olarak başlar.Çok kısa sürer. Yirmi yaşına kadar çok şiddetlidir.Yirmi yaşından sonra ise , kadınlar bu halde en fazla üç ay kalırlar.Kadınlar aşık olma halini dışa vurmazlar.Bu nedenlede kadınlardan usta ressamlar,bestekarlar,şairler çıkmaz.

Erkeklerde aşık olma hali ergenlik çağında şiddetli olarak başlar.Hayatlarının sonuna kadar gittikçe azalan bir eğri izleyerek devam eder.Ama bu aşk eğrisinin zaman zaman zigzaklar yapması da mümkündür.

(DEVAM EDECEK)
Old 22-03-2009, 01:13   #27
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan duyurucu1
25-AŞIK İNSAN KENDİNİ NASIL İFADE EDER?

Aşık insan hiç belli etmeden sessiz sedasız bir tarafta oturup beklemez.İçinde bulunduğu ruh halini ve karşı cinsten kendince özel olan bireye olan duygularını açıklamak ihtiyacı içerisindedir.Aksi halde çatlar ölür.Aşık insan duygularını dışa vurur.Bunu da çeşitli yol ve yöntemlerle yapar.

Dışa vurumun en kolay ve bilinen yolu şiir yazmak,roman yazmaktır.Resim yapmak,güzel sanatlar vasıtasıyla dışa vurum en çok kullanılan yollardır.Şarkı bestelemek de bilinen yollardandır.En usta ressamlar,yazarlar,şairler,bestekarlar aşık oldukları zaman en güzel eser verirler.

Ancak aşık insan bu yollara sapamayınca başka yollarla aşık olma ruh halini dışa vurabilir.Akla gelmeyen yeni yollara sapar.Bazıları Ferhat gibi dağları delmeye kalkar.Bazıları Mecnun gibi çöllere düşer .Bazıları içe dönerek kendini tahrip eder,intihar eder.Bazıları deli olur tımarhanelere düşer.Bazıları da aşık olduğu karşı cinse yönelir ve aşık olduğu kadını öldürerek kendini dışa vurur.Çünkü aşk hali kavuşamamayı içerir.Kavuşunca zaten aşk ortadan kalkar.Ancak bu anlatılanlar erkekler içindir.

Kadınlardaki aşık olma hali ergenlik çağında şiddetli olarak başlar.Çok kısa sürer. Yirmi yaşına kadar çok şiddetlidir.Yirmi yaşından sonra ise , kadınlar bu halde en fazla üç ay kalırlar.Kadınlar aşık olma halini dışa vurmazlar.Bu nedenlede kadınlardan usta ressamlar,bestekarlar,şairler çıkmaz.

Erkeklerde aşık olma hali ergenlik çağında şiddetli olarak başlar.Hayatlarının sonuna kadar gittikçe azalan bir eğri izleyerek devam eder.Ama bu aşk eğrisinin zaman zaman zigzaklar yapması da mümkündür.

(DEVAM EDECEK)



Yani sayın duyurucu1,

"DEVAM EDECEK" se etsin şüphesiz ancak; keşke gelişigüzel genellemelerin, kayda değer ve ispata elverişli somut örnekleri ile savlarınızı destekleseniz ve ilmi-edebi tespitlerle açtığınız yolda sizin mesajınızın sonundaki gibi kafası karışmış, soru işareti dolu ikonlarla kişisel aktarımlarınıza bakakalmasak...

Saygılarımla
Old 22-03-2009, 01:19   #28
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Future
Aşk kavramının altında yatan tek şey cinselliktir.

Çok iddialı... İçinde akla ve sezgiye yer vermediğinize göre, benim Haziran ayında 3 yaşını dolduracak sevimli köpeğim, kaybolduğu aralık tüm zamanlarda, "uygun olan" her dişiye "Aşık oluyor" desenize
Old 22-03-2009, 01:45   #29
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Çok iddialı... İçinde akla ve sezgiye yer vermediğinize göre, benim Haziran ayında 3 yaşını dolduracak sevimli köpeğim, kaybolduğu aralık tüm zamanlarda, "uygun olan" her dişiye "Aşık oluyor" desenize
Muhtemelen...
Tüm canlılar dünyasında özellikle sezgiye yer var; Neslinin devamını sürdürmek isteyen her canlı türünün en sağlıklı bireyi ve cinsi ile birlikte olmak ister. Çok Freud'cu takıldım bugün.. Keseyim bari....
Old 22-03-2009, 01:56   #30
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Köpekler için "En sağlıklı birey" tartışması (KARMAŞASI) yok. "Dişinin dönemsel uygunluğu" yegane kriter

İnsanlarda durum biraz daha gelişkin olmalı, yani -sanıyorum- öyle olmalı Aşk kavramının bilinçaltında, türün mükemmeliyetçi devamı arzusunun ve her bireyin, aşık olma kavramı altında aslında "En iyi, daha iyi" yavruyu dünyaya getirme, çoğalma arzusuyla karşı cinse yöneldiğine dair tezi ben de okumuştum. Çok uzun boylu bir kadının gayet kısa bir erkeğe-veya tam tersi-, yahut çok zayıf bir erkeğin çok şişman bir kadına -veya tam tersi- vb. uç örneklerdeki aşk kavramının açıklanmasında da bu altbilinç açıklamasıyla sav destekleniyordu; kendinde eksik -yahut fazla- olanı, karşıt bir fazlalıkla -eksiklikle- dengeleyerek, mükemmel -yahut normal- nesle ulaşma kaygısı.

Bana yine de mantıklı gelmiyor. Psikolojinin ve bireysel tarihin, aşk kavramında önemli bir etken olduğuna inanabilirim, ancak salt çoğalma arzusuna indirgemek, konu insansa bana ne akli, ne duygusal ve ne de insani görünmüyor.

Saygılarımla...
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sizi Seviyorum gerunsal Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 8 21-06-2011 10:07
Seviyorum Ama Boşanmak Istiyorum,5 aylık çocuğun velayeti cayzek Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 25-09-2007 20:11
eşimi cok seviyorum ama anlasamıyoruz... Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 4 29-04-2007 19:48


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09862089 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.