Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

6100 Sayılı HMK. Madde 109/2

Yanıt
Old 05-09-2011, 12:23   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan 6100 Sayılı HMK. Madde 109/2

Değerli meslektaşlarım,

Bildiğiniz gibi 6100 sayılı Hukuk MUhakemeleri Kanununun 109. maddesinde "Kısmi Dava" düzenlenmiş olup, maddenin 2. fıkrasında aynen:

Alıntı:
(2) Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz.

Hükmü getirilmiştir. Keza kanunun "zaman bakımından uygulanma" başlıklı 448. maddesi aynen:

Alıntı:
Zaman bakımından uygulanma
MADDE 448- (1) Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.

Şeklindedir.

Kanunun yürürlük ile ilgili 451. maddesi,

Alıntı:
Yürürlük
MADDE 451- (1) Bu Kanun 1/10/2011 tarihinde yürürlüğe girer.

Şeklinde olup, Geçici 1. maddeye göre "istisnalara ilişkin" aynen:

Alıntı:
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz.
(2) Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz.

Hükmü söz konusudur.

Tüm bu hükümler çerçevesinde 1.10.2011 tarihinden önce açılmış olan ve dava açılırken miktarı belli olduğu halde fazlaya dair haklar saklı tutularak ikame edilen kısmi davalar bakımından HMK.109/2 ve 448. maddeler dairesinde dava konusu edilmeyen bölüm için "ıslah" ve "harcın tamamlanması…" zorunludur şeklinde bir iddia dile getirilirse sizce durum ne olur?

Keza 448. maddede yer alan "tamamlanmış işler…" daha önce açılan "derdest" kısmi davalara da şamil olabilir mi? (Bence olmalıdır) Yani daha önce açılan kısmi davalar etkilenmemelidir…

Bu konuyu tartışmaya açmak istiyorum.
Old 05-09-2011, 13:03   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Dikici,

Bir bakış açısı sağlamak ve tartışmaya katkıda bulunmak adına ilgili Kanun'un bazı maddelerini de eklemekte fayda olduğu kanaatiyle;

6100 sayılı Kanun'un

109. maddesinin 2. fıkrası gerekçesi şu şekildedir: "...Maddenin ikinci fıkrasında talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olması durumunda kısmî davanın açılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla kısmî dava kurumunun amaç dışı kullanılmasının önüne geçilmek istenmiş, yani sözü edilen hâlde davacının kısmî dava açmakta hukukî yararının bulunmadığı kabul edilmiştir..."

114. maddesine göre: "Dava şartları şunlardır:
...h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması..."

ve 115. maddesi: "(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.

(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.

(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez."

** "Dava şartlarından" olan ve böylece davanın her aşamasında, mahkemenin kendiliğinden araştırması gereken, "hukuki yarar" kavramına dahil edilmiş m.109/2, Kanun'un yürürlük tarihinden önce ikame edilmiş davalar için uygulanabilecek midir?

Saygılar...
Old 05-09-2011, 13:45   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sayın Dikici,

Bir bakış açısı sağlamak ve tartışmaya katkıda bulunmak adına ilgili Kanun'un bazı maddelerini de eklemekte fayda olduğu kanaatiyle;

6100 sayılı Kanun'un

109. maddesinin 2. fıkrası gerekçesi şu şekildedir: "...Maddenin ikinci fıkrasında talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olması durumunda kısmî davanın açılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla kısmî dava kurumunun amaç dışı kullanılmasının önüne geçilmek istenmiş, yani sözü edilen hâlde davacının kısmî dava açmakta hukukî yararının bulunmadığı kabul edilmiştir..."

114. maddesine göre: "Dava şartları şunlardır:
...h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması..."

ve 115. maddesi: "(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.

(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.

(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez."

** "Dava şartlarından" olan ve böylece davanın her aşamasında, mahkemenin kendiliğinden araştırması gereken, "hukuki yarar" kavramına dahil edilmiş m.109/2, Kanun'un yürürlük tarihinden önce ikame edilmiş davalar için uygulanabilecek midir?

Saygılar...

Sayın Öksüz,

Katkı için teşekkürler.

Alıntı:
"Dava şartlarından" olan ve böylece davanın her aşamasında, mahkemenin kendiliğinden araştırması gereken, "hukuki yarar" kavramına dahil edilmiş m.109/2, Kanun'un yürürlük tarihinden önce ikame edilmiş davalar için uygulanabilecek midir?

Ben de bunu soruyorum.

Mesajımda da belirttiğim gibi (kanaatimce) kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış kısmi davalar bakımından HMK.109/2 uygulanmamalıdır. (Yani daha önce açılmış kısmi davalar "tamamlanmış işler" kapsamında düşünülmelidir.)

Eğer 109/2 hükmü daha önce açılmış kısmi davalara da uygulanır denildiği zaman, hakim süre verip; "Davacının davasını ıslah etmesi aksi takdirde haktan feragat etmiş sayılacağına mı" karar vermelidir?
Old 05-09-2011, 16:55   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Kısmi dava HUMK'da da var aslında. Yani HUMK.m.4 kısmi davalarda görev hususunu düzenlemiş. HMK Geçiçi 1 de görev husunda ne olacağını düzenlemiş.

Bu durumda,1 ekimden önce açılan kısmi davalara(109/2 ye) bakılmaya devam edilecektir. Tabi buna "kısmi olsa da" açıldığı an da tamamlanmış olduğunu ve bu nedenle de 1 ekimden sonra da aynen bakılmaya devam edeceğini yine söyleyebiliriz.
Old 05-09-2011, 18:47   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Kısmi dava HUMK'da da var aslında. Yani HUMK.m.4 kısmi davalarda görev hususunu düzenlemiş. HMK Geçiçi 1 de görev husunda ne olacağını düzenlemiş.

Bu durumda,1 ekimden önce açılan kısmi davalara(109/2 ye) bakılmaya devam edilecektir. Tabi buna "kısmi olsa da" açıldığı an da tamamlanmış olduğunu ve bu nedenle de 1 ekimden sonra da aynen bakılmaya devam edeceğini yine söyleyebiliriz.

Adnan Bey,

Haklısınız, evet HUMK.4'de kısmi dava düzenlenmiş ama HMK.109/2 'ye karşılık gelen bir hüküm mevcut yasamızda yok. 6100 sayılı HMK.'da ilk defa düzenlendiği için sorun olmaya aday diye düşünüyorum.
Old 05-09-2011, 19:45   #6
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Görüş

Sayın Dikici ve katılımcılar,
Soru ve görüşleriniz için teşekkürler.

Bilindiği gibi hukukta genel kural; olay ve işlemlerin o sırada yürürlükte olan hukuk kurallarına bağlı olmasıdır.

1.İşlemlerin daima yürürlükteki kanuna göre yapılacağı,

2.Yürürlükteki kanuna uygun olarak yapılan işlemlerin sonradan yeni kanunla geçerliliğini kaybetmeyeceği,

Gerekçesiyle

Görülmekte olan kısmi davaların 6100/109/2 kapsamı dışında olması gerektiği görüşündeyim.

Saygılarımla
Old 06-09-2011, 08:23   #7
halit pamuk

 
Varsayılan

HMK.m.109/2, Nevra hanım'ın bahsettiği gibi kısmi dava açılmasında "hukuki yarar" bulunması şartı nedeniyle kabul edilmiş, hatta daha önceki tartışmalarda eklediğim 10. hukuk dairesinin de içtihatlarında belirttiği "hakkın kötüye kullanılması yasağı" nı da bunun içine sokabiliriz.

109/2 uygulamasının amaçsal yorumla sınırlı olarak uygulanacağı kanaattindeyim. Yani kanun hiçbir sınırlama olmadan kısmi dava açılmasını engellemek iştemiş olabilir. (örneğin parçalara bölerek daha fazla vekalet ücreti alma isteğinde olduğu gibi) Zira belirsiz alacak davası diye bir dava türü bile Usul Hukukuna girmişken ve tüm maddeler incelediğinde dava açılmasına engellemekten öte sağlamaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.

Bu nedenle 109/2 nedeniyle ekimden önce açılan kısmi davaların (daha doğrusu sonradan istenecek olan fazlaya yönelik taleplerin) reddedileceğini sanmıyorum.
Old 06-09-2011, 11:43   #8
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Görev, gerek 1086 sayılı Kanun’da ve gerekse 6100 sayılı Kanun’da dava şartları arasında yer almaktadır. 6100 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce ikame edilmiş davalarda da “görevli mahkemede davanın ikame edilmesi” ile dava açma “işlemi tamamlanmıştır”.

Örn: 6100 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce 6100 sayılı Kanun m.3 (Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara asliye hukuk mahkemeleri bakar. İdarenin sorumluluğu dışında kalan sebeplerden doğan aynı tür zararların tazminine ilişkin davalarda dahi bu hüküm uygulanır. 30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri saklıdır.) kapsamında olmasına rağmen idare mahkemesinde ikame edilmiş olan dava için 1086 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce tamamlanmış bir dava ikamesi işlemi söz konusudur. 6100 sayılı Kanun’un 448. maddesi ile “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” düzenlemesi getirilmesine rağmen yasakoyucu, Kanun’un geçici 1. maddesi ile “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz...” düzenlemesi yapma gereği duymuştur. 6100 sayılı Kanun’un yürürlüğü öncesinde mer’i mevzuata göre görevli/doğru yargı yoluna ait mahkemede dava ikame edilmiş olmasına; daha açık bir ifadeyle görevli/doğru yargı yoluna ait mahkemede “dava açma işlemi tamamlanmış” olmasına rağmen yasakoyucunun geçici 1. maddeyi vaz’ı sebebi nedir?

Bilindiği üzere görev/yargı yolu, dava şartı olmak yanında kamu düzenine ilişkin hususlardandır. Bu sebeple yürürlüğe giren kanunun göreve/yargı yoluna ilişkin düzenlemeleri ile (yürürlük tarihinden önce ikame edilen davaya bakan) mahkeme görevsiz hale gelmişse, işbu mahkemenin (yeni kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte/yeni kanunda aksine bir düzenleme yok ise) görevsizlik kararı vermesi gerekmektedir. Yargıtay HGK, 05.04.1974 T., 1974/5-133 E, 1974/342 K. sayılı kararında: “...doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendiren yargılama teşkilatı ve göreve ilişkin bir hususta yasada değişiklik yapılmış olmaktadır. Mahkemeler arasındaki görev bölümü tarafların hukuksal durumlarını güvence altında bulundurma gayesine yöneldiği gibi, usule ilişkin konularda gerçekleştirilen değişiklikler de kişilerin haklarının yeni düzenlemelerle öncekinden daha iyi bir biçimde korunacağı düşüncesine dayanır. Bu değişiklikler aksine özel bir hüküm bulunmadıkça yasanın yürürlüğe girmesiyle etkilerini derhal gösterirler, yeni yasanın yürürlüğe girişinden önce açılmış veya yeni açılacak bütün davalarda uygulanırlar. Burada şu yön de ayrıca belirtilmelidir ki, göreve ilişkin bulunan hususların mahkemece yargılamanın her safhasında duruşmanın bittiği bildirilinceye kadar re'sen gözönünde tutulması gerekir ve kamu düzeni kavramı görev konusunda kazanılmış hak düşüncesine yer vermez; bunun sonucu olarak mahkeme kararının Yargıtay tarafından herhangi bir nedenle bozulmasından sonra, bozma kararına uyulmakla yargılama yeniden başlayacağından görev yönünün yargılamanın bu safhasında dahi gözönünde tutulması zorunludur...” açıklaması yapılmıştır. Anılan nedenlerle yasanın yürürlük tarihinden önce “dava ikamesi işlemi (mer’i mevzuata göre görevli/doğru yargı yoluna ait mahkemede) tamamlanmış” olmasına rağmen 6100 sayılı 448. maddesine ek olarak geçici madde1 düzenlemesi de yapılmış ve bu ayrık düzenleme ile konuya açıklık getirilmiştir.

Bu açıklamalardan sonra forum konusuna dönecek olursak 6100 sayılı Yasa’nın 109/2. maddesi ile vaz’edilen kısmi davaya ilişkin (dava şartı olan) düzenleme, “kamu düzenine ilişkin, tarafların hukuksal durumlarını güvence altında bulundurma gayesine yönelik, kişilerin haklarını öncekinden daha iyi koruma düşüncesiyle getirilmiştir... v.b.”, diyebiliyorsak ancak bu halde 109/2. madde, yürürlük tarihinden önce ikame edilmiş davalar için de uygulanacaktır diyebiliriz. 6100 S.K. m.109/2 (kanaatimce) dava şartı olmasına rağmen kamu düzenine ilişkin bir düzenleme değildir ve bu sebeple (genel kurala da uygun olarak) Kanun’un yürürlük tarihinden önce ikame edilmiş davalar açısından makabline şamil sonuçlar doğurmayacaktır.

P.S:
Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
...Eğer 109/2 hükmü daha önce açılmış kısmi davalara da uygulanır denildiği zaman, hakim süre verip; "Davacının davasını ıslah etmesi aksi takdirde haktan feragat etmiş sayılacağına mı" karar vermelidir? ...


Böyle bir kabul halinde... Yasa maddesi açıktır: HMK m.115: "...dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder..."

Saygılar...
Old 12-10-2011, 10:36   #9
d012uk

 
Varsayılan Harca esas değer

Konu ile paralel olarak bir konuda tecrübelerinizden faydalanmak isterim. Ticaret Mahkemesinde bir dava açacağım. Dava değeri yargılamaya muhtaç yani talep edeceğimiz alacak bedeli net şekilde belli değil. Malumlarınız olduğu üzere önceki kanunda bu davayı kısmen açacak olsa idim görev sınırı üzerinde örneğin 9.000 TL gibi bir harca esas değer belirtmem gerekecekti.
Yeni kanunla birlikte görev sınırı tamamen kalktığına göre 2.000 TL gibi bir harca esas değer ile davamı Ticaret Mahkemesinde açabilir miyim?
Old 12-10-2011, 11:01   #10
AV.ARZU KILIÇ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan d012uk
Konu ile paralel olarak bir konuda tecrübelerinizden faydalanmak isterim. Ticaret Mahkemesinde bir dava açacağım. Dava değeri yargılamaya muhtaç yani talep edeceğimiz alacak bedeli net şekilde belli değil. Malumlarınız olduğu üzere önceki kanunda bu davayı kısmen açacak olsa idim görev sınırı üzerinde örneğin 9.000 TL gibi bir harca esas değer belirtmem gerekecekti.
Yeni kanunla birlikte görev sınırı tamamen kalktığına göre 2.000 TL gibi bir harca esas değer ile davamı Ticaret Mahkemesinde açabilir miyim?

ticaret mahkemesinin görevine giriyor ise burda zaten miktar sınırı yoktu.. sulh ve asliye hukuk mahkemeleri arasında alacak davaları bakımından miktar sınırı vardı ve yeni yasa ile bu sınırlama kalkmış oldu... ilaveten belirtmek isterim ki alacağın miktarının belirlenebilir nitelikte olmadığını tespit edebiliyor iseniz ne mutlu size
Old 12-10-2011, 12:29   #11
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.ARZU KILIÇ
ticaret mahkemesinin görevine giriyor ise burda zaten miktar sınırı yoktu..

Emin misiniz? TTK m.5

Alıntı:
Yazan d012uk
...Yeni kanunla birlikte görev sınırı tamamen kalktığına göre 2.000 TL gibi bir harca esas değer ile davamı Ticaret Mahkemesinde açabilir miyim?

HMK m.2/1 ile "dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme" asliye hukuk mahkemesi olarak belirlenip bu davalar artık sulh hukuk mahkemesi görevine giremeyeceğinden, TTK m.4 mucibince açacağınız davayı, Ticaret Mahkemesi'nde 2.000 TL değer belirterek ikame edebilirsiniz.

Saygılar...
Old 12-10-2011, 12:55   #12
AV.ARZU KILIÇ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Emin misiniz? TTK m.5 ...

5/2 ".... asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4 üncü maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır...."

bu anlamda miktar sınırı olmadığını ifade etmek istemiştim...
Old 02-11-2011, 14:07   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hulusi Metin
Sayın Dikici ve katılımcılar,
Soru ve görüşleriniz için teşekkürler.

Bilindiği gibi hukukta genel kural; olay ve işlemlerin o sırada yürürlükte olan hukuk kurallarına bağlı olmasıdır.

1.İşlemlerin daima yürürlükteki kanuna göre yapılacağı,

2.Yürürlükteki kanuna uygun olarak yapılan işlemlerin sonradan yeni kanunla geçerliliğini kaybetmeyeceği,

Gerekçesiyle

Görülmekte olan kısmi davaların 6100/109/2 kapsamı dışında olması gerektiği görüşündeyim.

Saygılarımla


Alıntı:
Yazan Av. Adnan Koray
HMK.m.109/2, Nevra hanım'ın bahsettiği gibi kısmi dava açılmasında "hukuki yarar" bulunması şartı nedeniyle kabul edilmiş, hatta daha önceki tartışmalarda eklediğim 10. hukuk dairesinin de içtihatlarında belirttiği "hakkın kötüye kullanılması yasağı" nı da bunun içine sokabiliriz.

109/2 uygulamasının amaçsal yorumla sınırlı olarak uygulanacağı kanaattindeyim. Yani kanun hiçbir sınırlama olmadan kısmi dava açılmasını engellemek iştemiş olabilir. (örneğin parçalara bölerek daha fazla vekalet ücreti alma isteğinde olduğu gibi) Zira belirsiz alacak davası diye bir dava türü bile Usul Hukukuna girmişken ve tüm maddeler incelediğinde dava açılmasına engellemekten öte sağlamaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.

Bu nedenle 109/2 nedeniyle ekimden önce açılan kısmi davaların (daha doğrusu sonradan istenecek olan fazlaya yönelik taleplerin) reddedileceğini sanmıyorum.


Alıntı:
Yazan Nevra Öksüz
Böyle bir kabul halinde... Yasa maddesi açıktır: HMK m.115: "...dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder..."





Mahkeme, 1 Ekim 2011 'den önce açtığımız kısmi dava için, aynen şöyle bir karar verdi:

"Davacı vekili, kısmi dava açmış olup, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu dava dilekçesinden anlaşılmakla, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.448. maddesi gereğince 6100 sayılı yasanın tamamlanmamış işlere derhal uygulanması gerektiği, aynı yasanın kısmi davayı düzenleyen 109/2.maddesinde talep konusu, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belli ise kısmi dava açılamayacağı hükmü bulunduğundan, davacı vekiline netice-i talebini açıklayarak bakiye kısım için eksik harcı tamamlamak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine (kesin sürenin sonuçları hatırlatıldı)"

İşin vahim tarafı ödenmesi gereken eksik harç tutarı çok yüksek ve 2 hafta süre verildi.

Old 02-11-2011, 14:28   #14
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

HMK.109/2'nin doğal sonuçları:

Kısmi dava teoremi 1:


Borçlunun borcunun tutarı ile dava edilebilme riski ters orantılıdır.

Yani: "Davalı tarafın borcunun tutarı ne kadar çok miktarda ise, dava edilmesi de o ölçüde zor olur."
Old 02-11-2011, 14:42   #15
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Mahkeme, 1 Ekim 2010 'dan önce açtığımız kısmi dava için, aynen şöyle bir karar verdi:

"Davacı vekili, kısmi dava açmış olup, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu dava dilekçesinden anlaşılmakla, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.448. maddesi gereğince 6100 sayılı yasanın tamamlanmamış işlere derhal uygulanması gerektiği, aynı yasanın kısmi davayı düzenleyen 109/2.maddesinde talep konusu, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belli ise kısmi dava açılamayacağı hükmü bulunduğundan, davacı vekiline netice-i talebini açıklayarak bakiye kısım için eksik harcı tamamlamak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine (kesin sürenin sonuçları hatırlatıldı)"

İşin vahim tarafı ödenmesi gereken eksik harç tutarı 270.000 Dolar ve 2 hafta süre verildi.


109/2'nin sonuçları;

Dava dosyasından kurtulmak..adaletin iş yükünün azalması..adaletin hızlanması..borçlunun güçlenmesi..haklının paralı olması..

Somut olaya ilşikin olarak da; davada hukuki yarar açıldığı anda var olmalıdır. HUMK zamanında hukuki yararı varken açılan kısmi davaların aynen devam etmesi gerekir kanaatindeyim. Yeni HMK hukuki yarar dışındaki işlemlerde uygulanmalıdır. Hukuki yararın "tamamlanmadığından" söz etmek doğru değildir. Düşüncesindeyim.
Old 02-11-2011, 15:01   #16
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan 109/2

Hukuki menfaat ile ekonomik menfaati teoride farklı şeyler olarak kabul edip dava etme hakkını sınırlamak gerçekte / pratikte "adalete hizmet" etmeyecektir.

Saygılar.
Old 02-11-2011, 15:29   #17
AV.ARZU KILIÇ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Mahkeme, 1 Ekim 2010 'dan önce açtığımız kısmi dava için, aynen şöyle bir karar verdi:

"Davacı vekili, kısmi dava açmış olup, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu dava dilekçesinden anlaşılmakla, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.448. maddesi gereğince 6100 sayılı yasanın tamamlanmamış işlere derhal uygulanması gerektiği, aynı yasanın kısmi davayı düzenleyen 109/2.maddesinde talep konusu, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belli ise kısmi dava açılamayacağı hükmü bulunduğundan, davacı vekiline netice-i talebini açıklayarak bakiye kısım için eksik harcı tamamlamak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine (kesin sürenin sonuçları hatırlatıldı)"

İşin vahim tarafı ödenmesi gereken eksik harç tutarı 270.000 Dolar ve 2 hafta süre verildi.



......

davanızın konusu neydi acaba....
Old 02-11-2011, 16:30   #18
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.ARZU KILIÇ
......

davanızın konusu neydi acaba....

(Kısmi) Alacak davası açtım. 6100 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce dava açıldı.

Satım sözleşmesinde bedelin ödeme şekli hükmünde bir kısım nakit bir kısım ise ayni ifa olarak ödenecek şeklinde hüküm var. Bu ayni ödeme ise satış bedeli içinde X USD'den az olmamak üzere satıcıya Plaza binasının satışı şeklinde kararlaştırılmış.

Bina tapudan devredilmiş ancak binanın, sözleşmede taahhüt edilen X USD değerin yaklaşık 1/5'i kadar değer taşıdığı Delil Tespiti raporuna bağlanmış.

Delil tespiti raporu Davalı tarafından itiraza maruz kalmış ve ayrıca Davalı özel bir bilirkişiye değerleme yaptırmış ona göre ise, olmas gerekenin 4/5 'i tutarında görünüyor.... Yani dava konusu alacak tartışmalı ve Delil tespitinin tek başına hükme esas alınamaması noktasında da, alacağın belirsiz olduğu kanaatindeyim.

Mahkemeden arkararından rücu etmesini isteyeceğim, olmadı red ederse davayı temyiz edeceğim.

HMK.109/2, hak arama hürriyetini ihlal ediyor ve bence bu bakımdan Anayasaya da aykırı.
Old 02-11-2011, 16:37   #19
şahika

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Mahkeme, 1 Ekim 2010 'dan önce açtığımız kısmi dava için, aynen şöyle bir karar verdi:

"Davacı vekili, kısmi dava açmış olup, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu dava dilekçesinden anlaşılmakla, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.448. maddesi gereğince 6100 sayılı yasanın tamamlanmamış işlere derhal uygulanması gerektiği, aynı yasanın kısmi davayı düzenleyen 109/2.maddesinde talep konusu, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belli ise kısmi dava açılamayacağı hükmü bulunduğundan, davacı vekiline netice-i talebini açıklayarak bakiye kısım için eksik harcı tamamlamak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine (kesin sürenin sonuçları hatırlatıldı)"

İşin vahim tarafı ödenmesi gereken eksik harç tutarı 270.000 Dolar ve 2 hafta süre verildi.


Sayın meslektaşım, HMK yürürlüğe girdikten sonra özellikle yürürlük tarihinden önceki kısmi davaları vurdu. Benim de 01.10.2011 tarihinden önce açmış olduğum kısmi davam bulunmakta ve ben de benzer durumla karşı karşıyayım. Usul kanunu değişti ancak her hakim de kendine göre usul uygular oldu maalesef. Kimi sizin dosyanızda verilen yönde kararı savunurken, kimi de HMK m. 448 'e göre açılmış davaların tamamlanmış işlemlerden olacağı bahsiyle davaya devam etmekte. Hepimize kolay gelsin
Old 02-11-2011, 16:45   #20
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Şöyle bir dilekçe ile yarın başvuracağım:


Alıntı:
DİLEKÇE KONUSU : 02.11.2011 Tarihli oturumunun 11. Nolu arakarından dönülmesi
talebimizi içerir.

AÇIKLAMA VE TALEPLERİMİZ :

1. Sayın mahkemenin 02.11.2011 tarihli oturumunda, 11 numaralı arakararında aynen:


Davacı vekili, kısmi dava açmış olup, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu dava dilekçesinden anlaşılmakla, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.448. maddesi gereğince 6100 sayılı yasanın tamamlanmamış işlere derhal uygulanması gerektiği, aynı yasanın kısmi davayı düzenleyen 109/2.maddesinde talep konusu, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belli ise kısmi dava açılamayacağı hükmü bulunduğundan, davacı vekiline netice-i talebini açıklayarak bakiye kısım için eksik harcı tamamlamak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine (kesin sürenin sonuçları hatırlatıldı)

Şeklinde karar verilmiş bulunmaktadır.

2. Sayın mahkemenin bilgisinde olduğu üzere, dava edilen tutar ____ 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/___ D.İş Sayılı dosyası içinden yapılan Delil Tespiti Raporu esas alınarak dava edilmiştir. Yine bilindiği üzere Yargıtay’ın kararlarına göre, Delil Tespit raporu, tek başına hükme esas alınamaz ve alacağın kesin tutarını belirlemede tek başına bir delil olarak nazara alınamaz. Bu bakımdan Delil tespit raporu tek başına alacağı belirli hale de getirmiş sayılamaz. Sayın mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ve yargılama neticesinde binanın nihai satış günündeki tam değeri belirlenecek ve dava tutarı alacağımız netlik ve belirlilik kazanmış olacaktır.

3. Diğer yandan sayın mahkeme tarafından arakararında vurgulandığı gibi, HMK.109/2’nin uygulanabilmesinin bir diğer koşulu da dava konusu tutarın taraflar arasında tartışmasız bir tutar olması gereğidir. Oysa somut olayda dava konusu edilen tutar, Davalı tarafça kabul edilmemekte olup, taraflar arasında tartışmalıdır.

4. Bu itibarla davanın açıldığı tarihte ve halen şu anda HMK. ‘109/2’nin aradığı

- Alacağın kesin olarak belli olması
- Alacağın taraflarca tartışmasız olması

Koşulları mevcut değildir.

5. Kaldı ki, 1 Ekim 2010 tarihinden önce açılan davalar bakımından, açılan dava tamamlanmış işlemler içinde sayılması gerekir, kanaatindeyiz.
Old 02-11-2011, 17:10   #21
AV.ARZU KILIÇ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Şöyle bir dilkeçe ile yarın başvuracağım:


elinize sağlık gayet net olmuş aslında.. naçizane beşinci maddede yasanın gerekçesinden de yararlanabilirsiniz diye düşünüyorum, yani tamamlanmamış işlerden kastın ne olduğu hususunu biraz açmak lazım sanırım... o gün yürürlükte olan yasa çerçevesinde kısmi dava ikame etme hakkını, sonradan yürürlüğe giren bir yasa ile vatandaşın elinden almak hukuk güvencesiyle de bağdaşmaz bir tutumdur.... başarılar .... neticesini merakla bekliyorum....
Old 02-11-2011, 21:51   #22
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Dikici,

Mahkemenin davanızı, tam dava olarak nitelemesinin sebebinin, delil tespiti raporundan kaynaklandığı sizin yorumunuz mudur; yoksa hakimin açıklaması bu yönde midir?

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
...Satım sözleşmesinde bedelin ödeme şekli hükmünde bir kısım nakit bir kısım ise ayni ifa olarak ödenecek şeklinde hüküm var. Bu ayni ödeme ise satış bedeli içinde X USD'den az olmamak üzere satıcıya Plaza binasının satışı şeklinde kararlaştırılmış.

Bina tapudan devredilmiş ancak binanın, sözleşmede taahhüt edilen X USD değerin yaklaşık 1/5'i kadar değer taşıdığı Delil Tespiti raporuna bağlanmış...


Sözleşmede nakit ödenecek kısım=Y USD ve ayni ifa kısmı=X USD olmakla sözleşme bedeli=X+Y USD. Şayet binanın devri söz konusu olmasa idi müddeabih X USD olmakla tam dava açılması gerekecekti. Oysa ki:

Davaya konu husus X USD - bina değeri = müddeabih.

Size göre müddeabih X USD - ( X x 1/5 ) = 4X/5 USD ve,
davalı tarafa göre müddeabih X USD - (X x 4/5) = X/5 USD.

Neticeten müddeabihi belirleyecek olan binanın reel değeri.

HMK m.109/2: "Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz"

Taraflar arasında açıkça belirli ve tartışmasız olan SÖZLEŞME BEDELİDİR (X+Y USD). Tam dava açılması gereken hal ise TALEP KONUSU MİKTARIN taraflar arasında açıkça belirli veya tartışmasız olmasıdır.

Bilirkişi tarafından tespit yapılmış olması, talep konusu miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli hale getirmez; çünkü karşı taraf/davalı taraf olan bilirkişi değildir. Başka bir ifadeyle siz, bilirkişiye tespit yaptırdığınızda çıkan rakam 4X/5 ise ve siz de bu 4X/5'i talep etmeyi düşünüyorsanız/talep ediyorsanız bu, talep miktarının bilirkişi ile sizin aranızda tartışmasız ve açıkça belirli olduğu anlamına gelir.

Hakimin "tam dava" düşüncesinin delil tespiti raporundan kaynaklandığını sanmıyorum (ki karşı tarafın da başvurduğu "uzman görüşü" söz konusu ve değerler farklı çıkmış). Sözleşme bedelinin açıkça belirli olmasından mütevellit veya dava dilekçenizdeki istem şeklinizden kaynaklı bir karmaşa olabileceği kanısındayım.

Mahkeme, davanızı tam dava kabul ederek HMK m.31'e mesnetle açıklama istemiş ve bildirilecek müddeabih üzerinden tam davada eksik harç ikmaline karar vermiş; netice-i talebinizi kısmi dava ikame ettiğiniz ve tam dava ikamesinin mümkün olmadığı yönünde açıklarsanız ve eksik harç ikmali yönünden arakarardan rücu talep ederseniz sorun kalmayacağı kanaatindeyim (yani öyle umuyorum ).

P.S: 01 EKİM 2010'u 01 EKİM 2011 olarak düzeltmeyi unutmayınız

Saygılar...
Old 02-11-2011, 22:23   #23
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sayın Dikici,

Mahkemenin davanızı, tam dava olarak nitelemesinin sebebinin, delil tespiti raporundan kaynaklandığı sizin yorumunuz mudur; yoksa hakimin açıklaması bu yönde midir?





Hakimin "tam dava" düşüncesinin delil tespiti raporundan kaynaklandığını sanmıyorum (ki karşı tarafın da başvurduğu "uzman görüşü" söz konusu ve değerler farklı çıkmış). Sözleşme bedelinin açıkça belirli olmasından mütevellit veya dava dilekçenizdeki istem şeklinizden kaynaklı bir karmaşa olabileceği kanısındayım.

Mahkeme, davanızı tam dava kabul ederek HMK m.31'e mesnetle açıklama istemiş ve bildirilecek müddeabih üzerinden tam davada eksik harç ikmaline karar vermiş; netice-i talebinizi kısmi dava ikame ettiğiniz ve tam dava ikamesinin mümkün olmadığı yönünde açıklarsanız ve eksik harç ikmali yönünden arakarardan rücu talep ederseniz sorun kalmayacağı kanaatindeyim (yani öyle umuyorum ).

P.S: 01 EKİM 2010'u 01 EKİM 2011 olarak düzeltmeyi unutmayınız

Saygılar...

Teşekkürler Sayın Öksüz,

Delil tespitinden kaynaklı olduğu tamamen benim tahminim. Çünkü benim talebime esas olan rakam da delil tespiti raporudaki değer ile sözleşmedeki değer arasındaki farktan kaynaklı...

Dava dilekeçmin Netice-i talep kısmı,haliyle 1 Ekim 2011 tarihinden önce açılan bir kısmi davaya yönelik olup, fazlaya ilişkin kıısm saklı tutularak şimdilik X ___ tutarının tahsiline yneliktir...

Umarım, derdimizi anlatabiliriz...
Old 02-11-2011, 22:42   #24
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Teşekkürler Sayın Öksüz,

Delil tespitinden kaynaklı olduğu tamamen benim tahminim. Çünkü benim talebime esas olan rakam da delil tespiti raporundaki değer ile sözleşmedeki değer arasındaki farktan kaynaklı...

Dava dilekeçmin Netice-i talep kısmı,haliyle 1 Ekim 2011 tarihinden önce açılan bir kısmi davaya yönelik olup, fazlaya ilişkin kısım saklı tutularak şimdilik X ___ tutarının tahsiline yöneliktir...

Umarım, derdimizi anlatabiliriz...

Est. üstadım.

Eklemek isterim ki: anlatımınız çerçevesinde; davanız, 01.10.2011'den sonra da açılmış olsaydı, tam dava ikame edilmesini gerektirecek bir dava değildir. Dolayısıyla sizin davanızda, HMK'nın yürürlük tarihi öncesinde ikame olunan davanın, "kısmi dava olarak" açılmış olmasının, tamamlanmış iş sayılıp sayılmayacağının önemi yoktur (diye düşünüyorum ).

Saygılar...
Old 02-11-2011, 22:47   #25
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Est. üstadım.

Eklemek isterim ki: anlatımınız çerçevesinde; davanız, 01.10.2011'den sonra da açılmış olsaydı, tam dava ikame edilmesini gerektirecek bir dava değildir. Dolayısıyla sizin davanızda, HMK'nın yürürlük tarihi öncesinde ikame olunan davanın, "kısmi dava olarak" açılmış olmasının, tamamlanmış iş sayılıp sayılmayacağının önemi yoktur (diye düşünüyorum ).

Saygılar...

Ben de öyle düşünüyorum ama verilen ara kararı yukarıdaki gibi.

Netice-i talebime açıklık getirdiğimde umuyorum ki durum düzelir.
Old 03-11-2011, 00:18   #26
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Sayın Dikici,

Bildiğimiz ve savunduğumuz gibi; "hukuk,rastlantılara yer vermeyen" bir displindir.

Açıldığı tarih itibariyle, yürürlükte olan yasaya uygun harç yatırılmış ve dava "açılmıştır".

Davanın hukuksal nitelendirmesinin yeni yasaya göre yapılması elbette doğru, ancak bu nedenle geriye dönük ilave bir harç talep edilmesi;yasaya ve hukuka aykırıdır,görüşündeyim.

Saygılarımla
Old 16-02-2012, 11:51   #27
stacer av.1453

 
Varsayılan

benim de kanaatim ilave harç talep edilememesi yönünde
nedeni:öncelikle müvekkiller dava açarken mevcut duruma göre dava açmaya karar verirler.bu mevcut durumun içine maddi hukuk mevzuatı girdiği gibi usul hukuku mevzuatı da girer.davacı harca ilişkin işlemleri de tamamlayıp gerekli harçları ödedikten sonra davacı harçla ilgili işlemini tamamlamış olu.Bu durum TAMAMLANMIŞ İŞLEMLER sınıfına girer.Dolayısıyla artık bu işleleme yeni yasa hükümleri uygulanamaz kanaatindeyim.
aksinin kabulü avukat ile müvekkili karşı karşıya getirir daha önceden yapılan ve temelinde karşılıklı güveni içeren vekalet sözleşmesini sarsar.yani işin hukuki boyutu bir kenara hayatın genel akışında cari olan vekalet sözleşmeleri için de temel bir sorun oluşturur kanaatindeyim.
bu ilk mesajımla meclis-i ilminize dahil olmaktan duyduğum sevinci ifade ediyor saygılar sunuyorum
Old 19-02-2012, 12:48   #28
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Mahkeme, 1 Ekim 2011 'den önce açtığımız kısmi dava için, aynen şöyle bir karar verdi:

"Davacı vekili, kısmi dava açmış olup, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu dava dilekçesinden anlaşılmakla, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.448. maddesi gereğince 6100 sayılı yasanın tamamlanmamış işlere derhal uygulanması gerektiği, aynı yasanın kısmi davayı düzenleyen 109/2.maddesinde talep konusu, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belli ise kısmi dava açılamayacağı hükmü bulunduğundan, davacı vekiline netice-i talebini açıklayarak bakiye kısım için eksik harcı tamamlamak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine (kesin sürenin sonuçları hatırlatıldı)"

İşin vahim tarafı ödenmesi gereken eksik harç tutarı çok yüksek ve 2 hafta süre verildi.





Katkı olabilir diye yazıyorum:

Daha önce şu linkte yazmıştım: http://www.turkhukuksitesi.com/showp...4&postcount=13

1 Ekim 2011 tarihinden önce açtığım kısmi davanın ilk duruşması 1 Ekim 2011 tarihinden sonra yapılmış ve mahkeme ilk duruşmada HMK. nın hemen uygulanacağı ve HMK.109/2'ye göre dava tutarı taraflar arasında belirli ve tartışmasız ise kısmi dava açılamayacağı nedeniyle 2 hafta kesin süre içinde beyanda bulunup, harcı tamamlamamızı karara bağlamıştı. Süre içinde mahkemeye başvurarak karardan dönülmesini talep etmiştik.

Yapılan ön İnceleme duruşmasında mahkeme ilk duruşmadaki arakararından rücu edilmesine karar verdi ve ön inceleme duruşması tamamlanarak, tahkikata geçildi…

Mahkeme, aynen
:

"Davacı tarafından açılan davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, davanın dava tarihinin 15.08.2011 olduğu ve 6100 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önceki tarih olduğu, davalı tarafından dosyaya ibraz edilen Prof.Dr. Hakan Pekcanıtez'e ait belirsiz alacak davalarına ilişkin açıklamada belirsiz alacak davalarının ancak 1 Ekim 2011 tarihinden sonra açılan davalar bakımından uygulanacağının düzenlendiği, bu açıklama ışığında kısmi dava açılamayacağı kuralının da 01.10.2011 tarihinden sonra açılan davalar için uygulanması gerektiği kanaatine varıldığından, 02.11.2011 tarihli oturumun 11 nolu ara kararından rücu edilmesine,"

Şeklinde karar verdi.

Karşı tarafın arakararından dönme kararına yaptığı itirazı da reddedildi.
Old 09-09-2014, 16:32   #29
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yargıtay 19 HD
...Eldeki dava, davacı tarafça 27.9.2011 tarihinde harcı ikmal edilerek ve fazlaya dair haklar saklı tutularak kısmi dava olarak açılmıştır. Her ne kadar 6100 Sayılı HMK.nın 109/2. maddesinde talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olması halinde kısmi dava açılamayacağı düzenlenmiş ise de, davanın açıldığı tarihte 6100 Sayılı HMK hükümleri yürürlükte değildir. 1086 Sayılı HUMK hükümleri yürürlüktedir. HUMK uyarınca kısmi dava açılması mümkündür. 6100 Sayılı HMK hükümleri, aynı Kanunun 448. maddesine göre tamamlanmış usul işlemlerini etkilemez. Bu nedenle, mahkemece davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddi bozmayı gerektirmiştir...
Kararın tamamı için:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15712
Old 13-04-2015, 14:59   #30
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Mutlu İsabet olmuş..:)))

Alıntı:
Yazan Av.Ufuk Bozoğlu
109/2'nin sonuçları;

Dava dosyasından kurtulmak..adaletin iş yükünün azalması..adaletin hızlanması..borçlunun güçlenmesi..haklının paralı olması..

Alıntı:
Yazan Av.Ufuk Bozoğlu
Hukuki menfaat ile ekonomik menfaati teoride farklı şeyler olarak kabul edip dava etme hakkını sınırlamak gerçekte / pratikte "adalete hizmet" etmeyecektir.

HMK.109/2 11.04.2015 Tarihi itibarı ile yürürlükten kaldırıldı.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
6100 sayılı HMK, BELİRSİZ ALACAK DAVASI, İŞ DAVALARI av.sgenc Meslektaşların Soruları 13 24-10-2014 12:19
6100 sayılı HMK md. 3'e göre zamanaşımı nasıl değerlendirilir criminal Meslektaşların Soruları 3 11-08-2011 16:08
5510 sayılı kanun madde 4 hakkında içtihat belgin Meslektaşların Soruları 0 08-04-2011 23:43
5434 sayılı yasa madde 71 ve eşler arası 30 yaş fark hediye Meslektaşların Soruları 4 02-04-2010 10:29
6183 sayılı kanun 66 ve 67.madde istihkak davası av.aybeg Meslektaşların Soruları 0 18-01-2010 09:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11063099 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.