Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

554 sayılı KHK'ya muhalefet , tescilli bir ürünü yapma,satma

Yanıt
Old 02-11-2010, 09:37   #1
burcu_

 
Varsayılan 554 sayılı KHK'ya muhalefet , tescilli bir ürünü yapma,satma

Sevgili meslektaşlarım,
Müvekkilimiz başka bir firma tarafından tescil edilmiş bir deseni kullanarak üretim yapmak ve bu ürünleri satmakla suçlanıyor (KHK 48).Mahkemece tespit yapılmış ve bilirkişi raporu da aleyhe.
Bu durumda müvekkilin tacir olması nedeniyle bu ürünün tescilli olduğunu bilmiyordu gibi bir savunma yapmamız olanıklı değil değil mi?
Ancak söz konusu ürün tescilden çok daha önceleri de yabancı firmalarca kullanılmaktaymış. Buna ilişkin kataloglar var elimizde. Buradan hareketle ürünün her ne kadar tescil edilmiş olsa da anonim bir ürün olduğundan bahisle bir savunma yapılabilir mi?
Şimdiden çok teşekkürler..
Old 02-11-2010, 16:48   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Yardımcı olacağını düşünüyorum meslektaşım

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/10239
Karar: 2006/11807
Karar Tarihi: 16.11.2006

ÖZET: Davacı tarafından sunulan katalogda davalının tasarım tescilini yaptırdığı su ısıtıcısının aynısının yer aldığı, bu nedenle yenilik özelliği olmadığı, koruma şartlarını taşımadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü ve kaydın terkini kararı onanmıştır.

(554 S. KHK. m. 43, 48)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 21.10.2004 tarih ve 2003/125 - 2004/647 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deyiş Cesur tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkillerinin plastik sanayi ve ticaret ile iştigal ettiğini, davalının gerek yurtiçi gerekse yurtdışında yaygın olarak üretilmekte olan su ısıtıcısı ve kahve makinesinin orijinal tasarım olduğu iddiasıyla Endüstriyel Tasarım Tescil Belgesi aldığını, tasarımın yenilik ve özgünlük taşımadığını ileri sürerek, haksız rekabetin tespit ve önlenmesi ile Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı nezdinde 2002/266 ile tescilli Endüstriyel Tasarım Tescil Belgesi'nin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkiline ait su ısıtıcısının özgün bir tasarım olduğunu, ilan süresi içinde itiraz da edilmediğini, davacının bu ürünü ürettiğine dair beyanda bulunmadığını, dava açmakta hukuki yararı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından sunulan 1977 yılına ait katalogda davalının tasarım tescilini yaptırdığı su ısıtıcısının aynısının yer aldığı, bu nedenle yenilik özelliği olmadığı, 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 48 ve 43 üncü maddeleri kapsamında koruma şartlarını taşımadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 2002/266 sayılı Endüstriyel Tasarımın hükümsüzlüğüne ve kaydın terkinine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.00 YTL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 16.11.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/9078
Karar: 2005/3371
Karar Tarihi: 07.04.2005

ÖZET: Mahkemece tazminatla ilgili davanın atiye bırakılması nedeniyle bu istemle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, diğer istemlerin kabulüne ilişkin verilen karar, temyiz üzerine bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalının tescilli endüstriyel tasarımlarını bu tesciller hükümsüz kılınmadıkça yenilik-ayırt edicilik unsuru taşımayan davalıya ait tasarımların terkini isteminin yerinde olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davalının 21.10.1996 tarihli tekli tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, birleştirilen davanın kabulü ile davalının 21.03.1996 tarihli çoklu tasarımının hükümsüzlüğüne ve terkinine karar verilmiş olması isabetlidir.

(554 S. KHK. m. 43, 48)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Bursa Asliye 1. Ticaret Mahkemesi'nce bozmaya uyularak verilen 03.03.2004 tarih ve 2004/25-2004/92 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 05.04.2005 günde davacı avukatı Sevilay Başalan ile davalı avukatları Ünal Dinç ve Yalçın Kasaroğlu gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı şirketin müvekkilinin (20) yıldır üretip pazarladığı özgün tasarım ürünü tıbbi ve teknik donanımlardan sedye vs. ekipmanlarını taklit ettiğini, taklit ürünlerini tanıttığı broşürlerde müvekkilinin tanıtıcı broşürlerdeki isimleri aynen kullandığını ileri sürerek, asıl ve birleştirilen davalarda davalının tecavüzünün tespitini ve önlenmesini, davalının tescillerinin hükümsüzlüğünü ve tescillerinin terkinini, (20) milyar TL. maddi ve (2) milyar TL. manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece tazminatla ilgili davanın atiye bırakılması nedeniyle bu istemle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, diğer istemlerin kabulüne ilişkin verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalının tescilli endüstriyel tasarımlarını bu tesciller hükümsüz kılınmadıkça yenilik-ayırt edicilik unsuru taşımayan davalıya ait tasarımların terkini isteminin yerinde olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davalının 21.10.1996 tarihli tekli tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, birleştirilen davanın kabulü ile davalının 21.03.1996 tarihli çoklu tasarımının hükümsüzlüğüne ve terkinine karar verilmiştir.

Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.10 YTL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 07.04.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/13420
Karar: 2005/12737
Karar Tarihi: 22.12.2005

ÖZET: Bilirkişiler Kurulu raporuna dayanılarak, davalı tasarımının yenilik unsurunun bulunmadığı, ancak tescilli tasarıma dayalı faaliyetin haksız rekabet oluşturmayacağı, esasen davacının ülkemizde tescilli bir çakmak tasarımının da bulunmadığından davanın kısmen kabulü ile davalının 3819 sayılı tasarımının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi isabetlidir.

(554 S. KHK. m. 48)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 23.06.2004 tarih ve 2004/117-2004/94 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 20.12.2005 günde davacı avukatı Handan Bağdiken ile davalı avukatı Niyazi Paksoy gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalının bir çakmak modeline ilişkin tescilli endüstriyel tasarımının müvekkilinin lisans sahibi bulunduğu çakmak modelinin taklidi olduğunu, yenilik ve ayırtedicilik özelliği taşımadığını ileri sürerek, davalı tasarımının hükümsüzlüğünü, davacının gerçek hak sahibi olduğunu, tespit ile davalının tasarım hakkına tecavüzünün önlenmesini, imalat ve satışın durdurulmasını, üretimde kullanılan araçların toplatılarak imhasını ve karar özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının tescilli tasarımının bulunmadığını, davacının lisans sahibi bulunduğu çakmak ile müvekkilinin tasarımının benzerlik taşımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bilirkişiler kurulu raporuna dayanılarak, davalı tasarımının yenilik unsurunun bulunmadığı, ancak tescilli tasarıma dayalı faaliyetin haksız rekabet oluşturmayacağı, esasen davacının ülkemizde tescilli bir çakmak tasarımının da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının 3819 sayılı tasarımının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, Takdir edilen 450.00 YTL. duruşma vekillik ücretinin taraflardan alınarak yek diğer tarafa verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.10 YTL. temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan alınmasına, 22.12.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 02-11-2010, 17:14   #3
burcu_

 
Varsayılan

Öncelikle çok teşekkür ediyorum.Yargıtay kararları durumumuza çok uygun.
Ancak gün içinde yaptığım araştırmalarda 554 sayılı KHK'nın 48. maddesinin müvekkilimin yargılanmasına konu (a) bendinin, 10.06.2009 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan Anayasa Mahkemesi kararı ile yayından 1 yıl sonra yürürlüğe girmek üzere kaldırıldığını tespit ettim. Yani gün itibariyle böyle bir madde yok. Bu durumda davamız düşer mi?
Old 02-11-2010, 17:31   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Önce tarihleri öğrensek. Tecavüz tarihi dava tarihi?
Old 03-11-2010, 11:57   #5
burcu_

 
Varsayılan

Suç tarihi de dava tarihi de kararın yürürlüğe girme tarihinden önce sevgili meslektaşım..
Old 03-11-2010, 12:50   #6
burcu_

 
Varsayılan

Bu arada önemle belirtmeliyim ki davamız bir hukuk davası değil ceza davası. O nedenle, suç tarihi iptal kararının yürürlüğe girme tarihinden önce olsa bile, davamız devam etmekte olduğu için iptal kararının uygulanabileceği görüşündeyim.
Old 03-11-2010, 17:24   #7
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan burcu_
Bu arada önemle belirtmeliyim ki davamız bir hukuk davası değil ceza davası. O nedenle, suç tarihi iptal kararının yürürlüğe girme tarihinden önce olsa bile, davamız devam etmekte olduğu için iptal kararının uygulanabileceği görüşündeyim.
görüşünüze katılıyorum Sayın meslektaşım. Müvekkilinizin lehine olduğu için iptal kararı uygulanacaktır.
Old 04-11-2010, 14:15   #8
Levent Cirit

 
Varsayılan

İptal ararı lehe olduğ için uygulanacaktır ancak bahse konu fiil aynı zamanda TTK Md.64/1 gereğince suç teşkil etmektedir ve cezası da 1 aydan 1 yıla kadar hapis veya para cezası veya her ikisidir. Hakim, uygulanacak yasa hükmünü kendisi re'sen bulmak zorunda olduğundan KHK'daki iptalden dolayı ceza verilmese dahi bu maddeden dolayı ceza verilmesi gerektiği kanaatindyeim.
Old 17-03-2011, 20:00   #9
consensus2002

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşlarım... fikri haklar ceza uygulamalarında, soruşturma hangi suç nedeni ile açılmışsa sadece o suçtan dolayı ceza verilir... dolayısıyla tasarım tecavüzü iddiası ile açılan bir dava; bu yasal düzenlemenin iptalinden sonra haksız rekabete çevrilemez... Soruyu soran meslektaşın müvekkilinin de beraatine karar verilmesi gerekir... Eğer ihtisas mahkemesinde yargılanıyor ise; zaten bir husus belirtmenize gerek yok... mahkeme zaten beraat kararını verecektir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
5846 Sayılı Kanuna Muhalefet Av.Olcay Pehlivanlıoğlu Meslektaşların Soruları 8 15-02-2012 13:47
6136 Sayılı Yasaya Muhalefet av__emrah Meslektaşların Soruları 9 07-02-2012 12:30
tescilli markanın diğer tescilli markayı dava hakkı avukat erdem Meslektaşların Soruları 3 07-07-2010 15:29
6136 sayılı yasaya muhalefet AV. ALİ GÖKÇİMEN Meslektaşların Soruları 1 29-07-2008 18:42
556 Sayılı KHK'ya Muhalefet! av.egemen Meslektaşların Soruları 7 26-09-2007 13:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05431390 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.