Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

???mütahhite Karşi Açilacak Dava-zararin Tazmini Mi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-10-2019, 10:05   #1
inwonderland

 
Varsayılan ???mütahhite Karşi Açilacak Dava-zararin Tazmini Mi

Merhaba sayın meslektaşlarım.

Müteahhit firmadan 2015 yılında konut alan müvekkilin konutu projeye uygun yapılmamış, şöyle ki müteahhit vaat ettiği kimi özellikleri yapmamış(balkonlar daha küçük, mutfakta fayans döşenmesi gereken duvara döşenmemiş, balkon girişi mutfaktan olması gerekirken salondan yapılmış ve balkonlar yağmur yağdığında tavandan su sızdırıyor...gibi)

Bu durum müvekkilin konuttan beklediği faydayı azaltıyor ve konutun bulunduğu sitenin hemen bitişiğinde aynı yüklenici tarafından yapılan ikinci site tamamen vaat ettiklerine uygun yapılmış. Yani bu özellikleri bizim konutta yapmamak için elle tutulur bir sebepleri de yokmuş.

Benim danışmak istediğim şu, ben burada yüklenicinin konutu projeye uygun hale getirmesini, getiremeyecek ise de müvekkile ödeme yapmasını istiyorum. Buradaki ödemeyi zararın tazmini olarak niteleyebilir miyim yoksa alacak hakkı mı demeliyim bilmiyorum.
Ayrıca önce delil tespiti mi yaptırmalıyım yoksa asliye hukukta ''zararın tespiti ile müvekkile ödenmesi'' talepli bir dava açsam zaten bilirkişi incelemesine gidilecek, bu sayede tek davada işi çözebilir miyim

Uzun oldu ama yardımlarınıza ihtiyacım var cevap veren herkese çok teşekkürler
Old 23-10-2019, 08:32   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Anlamak için

Alıntı:
inwonderland
Alıntı:
Müteahhit firmadan 2015 yılında konut alan müvekkilin konutu projeye uygun yapılmamış, şöyle ki müteahhit vaat ettiği kimi özellikleri yapmamış (balkonlar daha küçük, mutfakta fayans döşenmesi gereken duvara döşenmemiş, balkon girişi mutfaktan olması gerekirken salondan yapılmış ve balkonlar yağmur yağdığında tavandan su sızdırıyor...gibi)

AÇIK AYIP mı yoksa GİZLİ AYIP mı olduğu?

Merhaba sayın meslektaşım,

OLAY ve HUKUK / USUL ve ESAS


1.AYIP – EKSİK İŞ

2.EKSİK İMALAT ve AYIP İDDİASI

3.AÇIK veya GİZLİ AYIPLARIN ORTAYA ÇIKMASI

4.KONUT satım sözleşmesi - TAŞINMAZ SATIŞI- SORUMLULUK
a.Konutun inşaat aşamasında tamamlanmamış olarak mı, yoksa tamamlanmış olarak mı satın alınıp alınmadığı?
b.“Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren …. konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda … altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur
(6502/Tüketicinin seçimlik hakları,m.11/ 4)

5.AYIPTAN SORUMLULUK-TBK.m.219 vd.

6.ZAMANAŞIMI
a.6502/m.12-Zamanaşımı - …konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır.
b.TBK.m.244/3- Bir yapının ayıplı olmasından doğan davalar, mülkiyetin geçmesinden başlayarak beş yılın ve satıcının ağır kusuru varsa yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.

Alıntı:
Benim danışmak istediğim şu, ben burada yüklenicinin konutu projeye uygun hale getirmesini, getiremeyecek ise de müvekkile ödeme yapmasını istiyorum. Buradaki ödemeyi zararın tazmini olarak niteleyebilir miyim yoksa alacak hakkı mı demeliyim bilmiyorum. Ayrıca önce delil tespiti mi yaptırmalıyım yoksa asliye hukukta ''zararın tespiti ile müvekkile ödenmesi'' talepli bir dava açsam zaten bilirkişi incelemesine gidilecek, bu sayede tek davada işi çözebilir miyim?

Müvekkilin 2015-2019 arasındaki yasal girişimleri ?

Saygılar
Old 23-10-2019, 09:19   #3
inwonderland

 
Varsayılan

Öncelikle çok teşekkür ederim cevabınız için. Sanırım eksik belirttiğim hususlar olmuş. Şöyle ki konut 2015 yılında alınarak içinde yaşanılmaya başlanıyor ve eksiklik olarak nitelendirdiğim özellikler gizli değil açık ayıp şeklinde o tarihten beri biliniyor.

Müteahhite gerek şifaen gerekse de ihtarname çekilerek durumdan rahatsızlıkları dile getiriliyor ancak müteahhit teknik koşullar nedeniyle farklı yapmak zorunda kaldığını belirtiyor ve ne balkonları projeye uygun hale getiriyor ne de eksik kalan fayansları döşüyor. Ek olarak aynı müteahhit tarafından aynı tarihte inşaatına başlanılan hemen bitişikteki diğer site tamamen projedeki vaatlerine uygun olarak hazırlanıp teslim edilmiş dolayısıyla teknik koşulları öne sürmeleri aslında bir bahane.

Bu şartlar altında öğrenmek istediğim, öncelikle delil tespiti istemem mi yoksa doğrudan asliye hukuk'ta eksikliklerin projeye uygun hale getirilmesi ve tazminat talep etmem mi gereklidir?
Old 23-10-2019, 11:22   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Meslektaşım; belirttiğiniz durumların, su sızdırma haricinde açık ayıp olduğu kanaatindeyim.

Ayıbın karşı yana bildirilme tarihi önemli?
Aşağıdaki karar bu konuda yol gösterecektir.

İhbar zamanında yapılmışsa; ben ayıbın giderilmesinden ziyade ayıplı mal nedeniyle tazmin yönüne gidilmesi kanaatindeyim. Zira; ayıbın giderilmesini sağlamak icra edilmesi daha zor bir durum.
Ödemeyi zararın tazmini yada alacak hakkı olarak nitelendirmeniz konusunda; Hakimin Hukuku Kendiliğinden Uygulaması İlkesini hatırlatmak isterim.
Delil tespiti konusu; sizin takdiriniz olmakla birlikte ben gerek olmadığı kanaatindeyim. Zira ayıplar şu an için taşınmazın kullanımını engelleyen hususlar değil gibi duruyor. Velev ki; ayıplar (çatı akması gibi) taşınmazın kullanımını etkileyecek durumda olsaydı, delil tespitinin bir faydası olurdu diye düşünüyorum

T.C YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/ 5241
Karar: 2018 / 12169
Karar Tarihi: 17.12.2018

TAZMİNAT DAVASI - DAVACININ TESLİM ALDIĞI BAĞIMSIZ BÖLÜM NEDENİYLE MALIN TESLİM TARİHİNDEN İTİBAREN OTUZ GÜN İÇİNDE DAVALIYA AYIP İHBARINDA BULUNMADIĞI - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ
Kelime Ara

Ara

Temizle
Kopyala

Kaydet/Yazdır

Sık Kullanılanlar

Geri
ÖZET: Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Dairemizin benzer uyuşmazlıklardaki emsal uygulamaları da bu yönde olduğu gibi, aynı görüşte olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 4.12.2015 gün ve 2015/13-1581 esas ve 2015/2792 kararı da bulunmaktadır. Hal böyle olunca bu kalemler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile bu talebin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

(4077 S. K. m. 4) (6098 S. K. m. 223) (818 S. K. m. 198)



Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.



Davacı, davalıların yaptığı “...” adlı projeden C1-2 Blok D:51 numaralı bağımsız bölümü 16.01.2008 tarihinde satın aldığını, konutun 15.12.2008 tarihinde teslim edildiğini, teslimden sonra kendi konutu ve ortak yerler ile ilgili ayıpların davalılara gerek kendisi gerekse de diğer kat malikleri tarafından bildirildiğini, ayrıca proje kapsamında müşterilere vaat edilen taahhütlerin yerine getirmediğini, eksik ve ayıplı işler bulunduğunu ileri sürerek ağır kusur ve hile ile gizlenen ve taşınmazda değer kaybına sebep olan eksiklikler nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000.00.TL'nın, yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesi ile de toplam 28.069.00TL'nın davalılardan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.



Davalılar, davacıya tam ve eksiksiz olarak dairesinin teslim edildiğini, ayıp ve eksik bulunmadığını, kaldı ki ayıp ihbar mükellefiyetinin de süresinde yerine getirilmediğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.



Mahkemece, bozmaya uyularak, davanın kabulü ile 28.069 TL maddi tazminatın 13,069 TL'lik kısmına 20/02/2012 ıslah tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.



1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şumulu dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.



2-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir.



Davalılar, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.



Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır.



Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.



Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır.



Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.



Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal yada hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir. 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 198/2’de) maddesinde ifade edildiği gibi, ayıp ihbarının yapılmaması, tüketicinin ifa konusu mal ya da hizmeti, bulunduğu hal üzere kabul ettiği sonucunu doğuracak ve bu yönde gerçekleşen varsayımın aksi, hiçbir suretle kanıtlanamayacaktır.



Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.



Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. maddeye göre, (818 sayılı BK'nun 198.maddesi), alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.



Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının 16.01.2008 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya 15.12. 2008 tarihinde teslim edildiği ve 09.06.2010 tarihinde de eldeki bu davanın açıldığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır.



Mahkemece hükmüne uyulan dairemiz bozma ilamında eksik işlerle ilgili olarak, talep edilen dava konusu sosyal tesislerin davalılar tarafından yapılarak ve eksiklikleri giderilerek proje tamamlanmış ise bu yönden dava konusuz kalacağından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, halen sosyal tesislerden yapımına devam edilenler var ise, davacının bu tesislerden yararlanmamasından doğan somut zararının olup olmadığının tespiti ile somut zararının tespiti halinde bu zarara hükmedilmesi, yapılmayan ve bundan sonrada yapılmayacağı kesinleşen sosyal tesisler var ise, bunlardan dolayı davacının uğradığı zararın nisbi metoda göre hesaplanarak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu hali ile mahkemece araştırmaya yönelik olarak verilen bozma ilamına uyulmuş ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda da; dava konusu ... projesinin henüz tümüyle tamamlanmadığını keşif sırasında yerinde olduğu tespiti yapılan market ve ticari alanların vaat edilen ile örtüşmediğini, dağınık yapıda yer alan farklı sitelere ait alanlar olduğunu, vaat edilen bu tesislerin konum ve büyüklükleri bakımından inşa edilmemiş olduklarını 520 ada 4 parselde inşa edilir"... Aile Sağlık Merkezi'nin" yüklenicisinin ... Holding A.Ş. Olduğunu, davalılara ait yapılan bir sağlık tesisinin bulunmadığını, 546 ada 2 parseldeki sağlık hizmetlerinin baraka niteliğinde olduğunu, davacıya vaat edilen herhangi bir sağlık tesisi yapılmadığını, dini tesis ve okulların dava konusu siteye uzak mesafede olduğunu, davacının kolayca yararlanamayacağı ve site ile irtibatlandırılamayacak nitelikte olması ve davalılar tarafından yapıldığını gösteren bir belgenin dosyada bulunmaması nedeniyle edimin eksik olarak ifa edildiği değerlendirilmiş ise de; bunların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Dairemizin benzer uyuşmazlıklardaki emsal uygulamaları da bu yönde olduğu gibi, aynı görüşte olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 4.12.2015 gün ve 2015/13-1581 esas ve 2015/2792 kararı da bulunmaktadır. Hal böyle olunca bu kalemler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile bu talebin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.



SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 479,50 TL harcın istek halinde davalı ...'ye, 60,00 TL harcın davalı ... Konut Gayr. Ortaklığı'na, 59,24 TL harcın davalılar ..., İnşaat ve ... Paz. İnşaata iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2018 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Özel Tip Merkezine Karşi Açilacak Tazminat Davasi cuysala Meslektaşların Soruları 9 13-10-2015 14:21
Beledİyeye KarŞi AÇilacak Menfİ Tespİt Davasi GünHan Meslektaşların Soruları 4 03-01-2012 13:32
İdareye KarŞi AÇilacak Tazmİnat Davasi Av. İbrahim Şen Meslektaşların Soruları 3 01-11-2011 00:26
Apartman YÖnetİmİne KarŞi AÇilacak Davada Husumet S.Taşkıran Meslektaşların Soruları 5 03-08-2011 10:38
İŞ Kazasi-hastaneye Ve Doktora KarŞi AÇilacak Tazmİnat Davasi av.g.yıldırım Meslektaşların Soruları 1 17-06-2011 08:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04526401 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.