resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan

Hepinize merhaba. Bir cinsel istismar davasında Adli Tıp Kurumu raporu annenin beyanları esas alınarak düzenlendi. Çocuğun ruh sağlığı bozulmuştur raporu verildi. TCK 103/6'dan ceza verileceğini düşünüyorum. Rapor beyana dayalı hazırlandığı için beyanı veren anneyi TCK 206'dan şikayet etmek niyetindeyim. Raporda annenin beyanı ile çocuğun derslerinin bozulduğu, arkadaşları ile uyum problemi, agresiflik, hırçınlık gibi bulgulardan bahsediliyor. Çocuğun okulu ile görüştüğümüzde bu bulguların tamamıyle yanlış olduğunu öğreniyoruz. Suç duyurusunda bulguların aksine ulaşabileceğimi düşünüyorum. Bu durumun mevcut cinsel istismar davasına etkisi konusunda tecrübesi olan varsa paylaşımını rica edeceğim. İyi çalışmalar...

Alıntı: Yazan nurseli Hepinize merhaba. Bir cinsel istismar davasında Adli Tıp Kurumu raporu annenin beyanları esas alınarak düzenlendi. Çocuğun ruh sağlığı bozulmuştur raporu verildi. TCK 103/6'dan ceza verileceğini düşünüyorum. Rapor beyana dayalı hazırlandığı için beyanı veren anneyi TCK 206'dan şikayet etmek niyetindeyim. Raporda annenin beyanı ile çocuğun derslerinin bozulduğu, arkadaşları ile uyum problemi, agresiflik, hırçınlık gibi bulgulardan bahsediliyor. Çocuğun okulu ile görüştüğümüzde bu bulguların tamamıyle yanlış olduğunu öğreniyoruz. Suç duyurusunda bulguların aksine ulaşabileceğimi düşünüyorum. Bu durumun mevcut cinsel istismar davasına etkisi konusunda tecrübesi olan varsa paylaşımını rica edeceğim. İyi çalışmalar...

Bahsettiğiniz olayda, annenin beyanının dinleyen görevliler, salt bu beyan doğrultusunda rapor hazırlamazlar, bilakis beyanların doğruluğunu tahkik edip, buna kanaat getirdikten sonra ve sair tıbbi tetkikatı yapmak suretiyle raporu düzenlemek durumundadırlar. Yani resmî belge sadece kişinin beyanı üzerine değil, memurca yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmektedir.

Bu durumda, bahsettiğiniz suç oluşmaz. Zira, bu suç için kurucu unsur, belgenin failin beyanı üzerine düzenlenmesidir. Siz, bence belirttiğiniz nedenlerle, rapora sağlam bir itirazda bulunun.

Saygılar.

Cevabınız için teşekkür ederim, itiraz ettim ve bahsettiğim gerekçeler ağır ceza mahekemesinde tabiri caizzse luzumsuz görüldü. Mevcut yargılamada mahkeme raporun şaibeli olduğu fikrini benimsemiyor. Daha sonrasınında Yargıtay safhasında kullanmak üzere şikayette bulunmayı düşündüm. Mahkeme tevsii tahkikat taleplerini başından beri reddetti. Ben se bu kadar somut bilgiye ulaşma imkanı varken tevsii tahkikat taleplerinin reddine anlam veremediğim için bu yolu düşündüm. Adli Tıp Kurumu raporunda gözleme dayalı bir bilgi yok, müşahade altında tutmak vs. de sözkonusu değil malesef, hatta Hüsetin Üzmez'den sonra hazırlanan raporların neredeyse tamamı benzer şekilde, aynı cümlelerle düzenleniyor diye duyum da aldım.

Alıntı: Yazan nurseli Cevabınız için teşekkür ederim, itiraz ettim ve bahsettiğim gerekçeler ağır ceza mahekemesinde tabiri caizzse luzumsuz görüldü. Mevcut yargılamada mahkeme raporun şaibeli olduğu fikrini benimsemiyor. Daha sonrasınında Yargıtay safhasında kullanmak üzere şikayette bulunmayı düşündüm. Mahkeme tevsii tahkikat taleplerini başından beri reddetti. Ben se bu kadar somut bilgiye ulaşma imkanı varken tevsii tahkikat taleplerinin reddine anlam veremediğim için bu yolu düşündüm. Adli Tıp Kurumu raporunda gözleme dayalı bir bilgi yok, müşahade altında tutmak vs. de sözkonusu değil malesef, hatta Hüsetin Üzmez'den sonra hazırlanan raporların neredeyse tamamı benzer şekilde, aynı cümlelerle düzenleniyor diye duyum da aldım.

Raporu iyi inceleyin, bu raporun tanzimi için, doğru uzmanlardan teşekkül etmiş bir heyet var mı? Çocuk psikiyatrı olması zorunlu diye biliyorum. Adli Tıp Kanunun incelerseniz, bu hususta gereken bilgi,lere ulaşırsınız.
Duruma göre raporun ilgili ihtisas dairesinden ikmal ettirilmesini ve/veya yeniden ele alınmasını, olmadı Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmasını talep ediniz.
Saygılar.

Heyette bir problem yok, rapora bahsettiğim husus dışında itiraz edebilecek bir husus da yok. Hatta tanıdığım bir adli tıp uzmanına raporu haricen inceleterek kesin olarak bunu söyleyebilirim. Bu konuda artık yapacak bir şey yok. Cevabınız için teşekkür ederim.

çocuğun ruh sağlığının bozulması agresifleşmesı, hırçınlaşması vs hususlar birilerinin beyanı ile değil adli tıp gibi bir kurumun uzmanları tarafından yapılacak gözlem ve uygulamalarla anlaşılır. düzenlenen rapor için annenin vermiş olduğu beyan söz konusu suçu oluşturmaz. çünkü söz konusu rapor beyan üzerine hazırlanacak türden bir belge olmadığı gibi, anne de savunmasında"bana öyle geldi, ben öyle sezdim, kızım değişti" gibi savunmalar getirebilir. kısacası göreceli bir mevzu olduğundan bir sonuç çıkmayacağını düşünüyorum.

Mustafa Bey, aile şikeyetçi olmak istemedi ve son celse karar verildi. 12.5 yıl mahkumiyet. Şikayet etmekteki maksat annenin ceza alması değil, beyanın doğru olup olmadığını tespitti. Şayet beyan doğru değilse (çocuğun okuluna yazılsa, sınıf öğretmeni, rehber öğretmen ve arkadaşlarından sorulsa) rapora esas bulguların yanlışlığı gündeme gelecek ve ruh sağlığı hakikaten bozulmuş mudur yada bu olay sebebi ile mi bozulmuştur noktasında tekrar inceleme yapılabilecektir diye düşünmüştüm. Fakat aile ya sonuç çıkmazsa diye şikayet etmemi istemedi. Gelişemyi paylaşmak istedim. İyi çalışmalar.