Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Mahkeme ilamlarının icrası için kesinleşme şartı var mı?

Yanıt
Old 20-01-2007, 10:27   #1
akgnc

 
Varsayılan Mahkeme ilamlarının icrası için kesinleşme şartı var mı?

Mahkeme ilamlarının icrası için kesinleşme şartı var mı? İş Mahkemesi, idare, asliye, ve cezada usul nasıl?
Old 20-01-2007, 10:52   #2
av.m.a.g

 
Varsayılan

ilamların icrasında kesinleşme şartı bulunanalar ve bulunmayanlar da var.kesinleşmesi gereken ilamlar için humk 443, 536 ,iik 36/4 , ttk 35/4 ve 36, cmuk 395,353 ayrıca MÖHUK 41/2 maddelerine göz atın.
Old 20-01-2007, 12:51   #3
kurt

 
Varsayılan

gayrimenkulün aynına ilişkin, aile ve şahız hukukuna ilişkin ilamların kesinleşmeden icraya konamadığı bir gerçek. bunun dışında konusu belli bir miktar alacağa ilişkin olan hukuk mahkemsi ilamlarının kesinleşmeden icraya konulabileceğini, menfi tespit davası sonucu verilen hükümlerin(vekalet ücreti ve yargılama giderleri de dahil) kesinleşmeden icra edilemeyceğini, verildiği anda kesinlik arzeden(HMUK 427 CMK 305/1-1) ceza mahkemesi ilamlarının kesinleşmeden icraya konabileceğini biliyorum.
Old 20-01-2007, 14:58   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Benden önce yazan Sayın simali ve Sayın kurt'un yanıtlarını incelemedim ama doğrudur sanıyorum. Ne var ki, böyle listelerden yola çıkılarak böyle çetrefilli bir konuda karar verilmemeli. Hukuk keşke listelerde yazıyor olsaydı. Herkes tren tarifesi gibi bakar ve yoluna giderdi.

Her davanın kararını icraya koymadan önce o davanın kendi hükümlerine göre kesinleşme gerekip gerekmediğine ilişkin ayrı ayrı araştırma yapılmalı. Örneğin
''boşanma kararının kesinleşmesinden sonra takdir edilen tazminat'' kararının icraya konması için kesinleşme aranmazken,
''boşanma kararı ile birlikte verilen tazminat'' kararının icraya konması için kesinleşme aranır.

Bakınız : aşağıdaki karar

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E. 2001/12-206 K. 2001/217 T. 28.2.2001
• BOŞANMA KARARI KESİNLEŞTİKTEN SONRA HÜKMEDİLEN MANEVİ TAZMİNAT ( Karar Kesinleşmeden İcraya Konabileceği )
• MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN KARARIN KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONABİLMESİ ( Boşanma Kararı Kesinleştikten Sonra Hükmedilen )
• TAKİBİN İPTALİ TALEBİ ( Boşanmayla Birlikte Hükmedilen Manevi Tazminatın Kesinleşmeden İcraya Konamayacağı Gerekçesiyle )
• ŞİKAYET ( Boşanma Nedeniyle Hükmedilen Manevi Tazminata İlişkin Kararın Kesinleşmeden İcraya Konduğu Gerekçesiyle Takibin İptali Talebi )
2004/m.16
ÖZET : Davacı, manevi tazminata ilişkin kararın kesinleşmeden icraya konulamayacağı iddiasıyla takibin iptalini talep etmiştir. Kural olarak, boşanma ilamı ile birlikte hükmedilen manevi tazminatın boşanma kararının eklentisi olması nedeniyle boşanma ilamı kesinleşmeden icraya konulması mümkün değildir. Somut olayda, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu durumda manevi tazminata ilişkin kararın icraya konabilmesi için kesinleşmesine gerek yoktur.

Saygılarımla
Old 20-01-2007, 20:10   #5
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan

Daha önce tartıştığımız üzere, Yargıtay içtihadı gereği, kira tespit hükümleri de, ilamda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile birlikte kesinleşmeden icraya koyulamıyor.
Bilindiği üzere Aile Hukukunda sadece nafaka ilamlarında kesinleşme şartı yoktur. Fakat nafakanın kaldırılmasına dair hükümlerde yine kesinleşme şartı aranıyor.



YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

Esas : 2001/12-423 Karar: 2001/000456 Tarih: 30.05.2001

* KİRA TESPİTİ

Kira tespit ilamları kesinleşmeden infaz edilemez. Bu nedenle kararın kendisi kesinleşmedikçe takip yapılamayacağı gibi ilamda yazılı yargılama gideri ve avukatlık ücreti vs. gibi istekler için de karar kesinleşmedikçe infaz yapılamaz.

(818 s. BK. m. 248)

Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin icra Tetkik Mercii Hakimliğince davanın kabulüne dair verilen 21/06/2000 gün ve 2000/934 E- 1164 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi´nin 18/09/2000 gün ve 2000/12078-12940 sayılı ilamiyle; (...Kira tesbit ilamlarının kira tesbitine ilişkin hükmünün icraya konulabilmesi için 12/11/1979 tarih ve 1979/1-3 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereği kesinleşmesi gerekir ise de, edaya dair bölümü olan yargılama giderleri için ilamlı takip yapılabileceği ve karar kesinleşmeden icraya konulabileceği Dairemizin istikrarlı uygulaması gereği olduğundan şikayetin reddine karar verilmek gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu´nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kesinleşmemiş kira tesbiti ilamına dayalı olarak ilamda yazılı yargılama gideri ve avukatlık ücretinin tahsili için yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece, 12/11/1979 günlü ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince kira tespit ilamları kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, bu nedenle kararın kendisi kesinleşmedikçe takip yapılamayacağı gibi ilamda yazılı yargılama gideri ve avukatlık ücreti vs. gibi istekler için de karar kesinleşmedikçe infaz yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar vermiştir.

Özel Daire yukarıda açıklanan nedenle kararı bozmuş, yerel mahkeme aynı gerekçelerle direnmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 30/05/2001 gününde oybirliği ile karar verildi.







Old 21-01-2007, 00:24   #6
icra20

 
Varsayılan

Ceza ilamları kesinleşmeden takibe konulamaz, Kesinleşmesi gereken ilamlara ait ferileride kesinleşmeden takibe konulamaz,
Old 21-01-2007, 00:50   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın icra22

Aynı yanıtı yine yazmak zorundayım: Kesinleşme aranması konusunda genel ifadelerden kaçınmak gerekir. Örneğin, ceza hükümlerinde kesinleşme gerekirken, haksız tutuklama tazminatıyla ilgili bir ceza mahkemesi hükmünün icraya konması için kesinleşmesi gerekmez.

Saygılarımla
Old 06-04-2007, 12:25   #8
avalpkoca

 
Karar tahliye davalarının icrası

Gayrimenkulun ihtiyaç nedeniyle tahliyesi davasında ilam kesinleşmeden icraya konulabilir mi
Old 06-04-2007, 12:43   #9
GÜLİZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Gayrimenkulun ihtiyaç nedeniyle tahliyesi davasında ilam kesinleşmeden icraya konulabilir mi
sayın avalpkoca,
Kural olarak taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler,kesinleşmedikçe icraya konulamazlar.Ancak taşınmazın üzerindeki kişisel haklara ilişkin hükümlerin mesela sizin olayınızda ki gibi kiraya verilmiş bir taşınmazın tahliyesine ilişkin mahkeme hükmünün icra edilebilmesi için kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur.
Kaynak olarak prof.BAKİ KURU 'nun İCRA İFLAS HUKUKU kitabı sayfa 434.
İyi çalışmalar...
Old 28-01-2008, 13:15   #10
Avukat Nedim

 
Varsayılan Maddi tazminat açısından fark var mı

arkadaşlar,boşanma kararı ile birlikte verilen manevi tazminatın icraya konulması için kesinleşmesi gerekiyor. Peki maddi tazminatın icraya konulması için kesinleşmesi gerekir mi?
Old 28-01-2008, 15:24   #12
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2001/423
Karar: 2001/456
Karar Tarihi: 30.05.2001

ÖZET: Dava kesinleşmemiş kira tespiti ilamına dayalı olarak ilamda yazılı yargılama gideri ve avukatlık ücretinin tahsili için yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Kira tespit ilamlarının kira tespitine ilişkin hükmünün icraya konulabilmesi için 12.11.1979 tarih ve 1979/1-3 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereği kesinleşmesi gerekir. Bu hususa uygun olarak şikayetin kabulüne karar veren yerel mahkeme kararının onanması gerekir.

(1086 S. K. m. 433) (YİBK 12.11.1979 T. 1979/1 E. 1979/3 K.)

Dava: Taraflar arasındaki "şikâyet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin İcra Tetkik Mercii Hakimliği'nce davanın kabulüne dair verilen 21.6.2000 gün ve 2000/934 E-1164 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 18.9.2000 gün ve 2000/12078-12940 sayılı ilamıyla;

(...Kira tespit ilamlarının kira tespitine ilişkin hükmünün icraya konulabilmesi için 12.11.1979 tarih ve 1979/1-3 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereği kesinleşmesi gerekir ise de edaya dair bölümü olan yargılama giderleri için ilamlı takip yapılabileceği ve karar kesinleşmeden icraya konulabileceği dairemizin istikrarlı uygulaması gereği olduğundan şikâyetin reddine karar verilmek gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalılar vekili.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava kesinleşmemiş kira tespiti ilamına dayalı olarak ilamda yazılı yargılama gideri ve avukatlık ücretinin tahsili için yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece 12.11.1979 günlü ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince kira tespit ilamları kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, bu nedenle kararın kendisi kesinleşmedikçe takip yapılamayacağı gibi ilamda yazılı yargılama gideri ve avukatlık ücreti vs. gibi istekler için de karar kesinleşmedikçe infaz yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir.

Özel daire yukarıda açıklanan nedenle kararı bozmuş, yerel mahkeme aynı gerekçelerle direnmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

Sonuç: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 30.5.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 28-01-2008, 15:25   #13
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/24548
Karar: 2007/1635
Karar Tarihi: 01.02.2007

ÖZET: Haksız rekabetin önlenmesine ilişkin ilamlar şahsın hukukuna ait olması nedeniyle, kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. HUMK'nun 443/4. maddesi gereğince bu nitelikteki kararlar, kesinleşmeden İcra olunamazlar. Karardaki veka1et ücreti ve yargılama giderleri gibi ilamın fer'i nitelikteki bölümlerin de takibe konulabilmesi için asla bağlı olarak kesinleşmesi gerekir. Açıklanan nedenle borçluların şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

(1086 S. K. m. 443) (2004 S. K. m. 16)

Dava: Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: İstanbul 2 Nolu Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi'nin 21.09.2006 tarih 2005/176 E., 2006/236 K. sayılı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi kararına dayalı olarak ilamlı takip yapılmaktadır.

Haksız rekabetin önlenmesine ilişkin ilamlar şahsın hukukuna ait olması nedeniyle, kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. HUMK'nun 443/4. maddesi gereğince bu nitelikteki kararlar, kesinleşmeden İcra olunamazlar (12. HD. 15.04.1997 Tarih, 4159 E., 4679 K.).

Karardaki vekalet ücreti ve yargılama giderleri gibi ilamın fer'i nitelikteki bölümlerin de takibe konulabilmesi için asla bağlı olarak kesinleşmesi gerekir.

Açıklanan nedenle borçluların şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 01.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 28-01-2008, 15:26   #14
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2001/3806
Karar: 2001/4550
Karar Tarihi: 19.03.2001

ÖZET: Somut olayda, takip konusu ilamın incelenmesinde, taşınmazın alacaklı tarafından daha önce borçluya kiraya verildiği, kiracılık süresinin sona erdiği ve bundan sonra borçlunun alacaklı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yeni bir kira sözleşmesi imzalamadığı için fuzuli şagil durumuna düşen adı geçenin müdahalesinin men'ine ve ecrimisile hükmedilmesinin talep edildiği ve mahkemece de talep gibi karar verildiği görülmektedir. Bu durumda taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığı için ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmez.

(1086 S. K. m. 443)

Dava: Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 26.2.2001 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: HUMK'nun 443/4. maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin aynı haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerinin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrimenkulun aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani, bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 3. cilt, sahife 2212). Somut olayda, takip konusu ilamın incelenmesinde, taşınmazın alacaklı tarafından daha önce borçluya kiraya verildiği, kiracılık süresinin sona erdiği ve bundan sonra borçlunun alacaklı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yeni bir kira sözleşmesi imzalamadığı için fuzuli şagil durumuna düşen adı geçenin müdahalesinin men'ine ve ecrimisile hükmedilmesinin talep edildiği ve mahkemece de talep gibi karar verildiği görülmektedir. Bu durumda taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığı için ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmez (Prof. Dr. Baki Kuru, A.G.E., Sahife 2187). O halde istemin reddi yerine kabulü isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.3.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 28-01-2008, 15:27   #15
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2000/7323
Karar: 2000/644
Karar Tarihi: 12.09.2000

ÖZET: İcrasının durdurulması istenen mahkeme kararı, kesinleşmeden icrası mümkün olamayacağından, vaki icranın durdurulması isteminin reddi gerekir.

(1086 S. K. m. 443/1, 4) (6762 S. K. m. 367) (743 S. K. m. 45, 46, 47, 48) (2004 S. K. m. 36)

Dava: Mahalli mahkemesinden verien karar borçlu-davalı C...Orman Ürünleri San. ve Tic. AŞ. avukatı tarafından tehir-i icra istenilmiş olmakla;

Dava, A.O.nun TTK.nun 367. maddesine dayanıarak olğanüstü toplantısına izin verilmesi istemiyle ikame edilmiş, mahkemece isteminin kabulüne karar verilmiş, davalı ortaklık vekili anılan kararı temyiz etmiş ve aynı dilekçe ile de Yargıtay incelemesi sonuuna kadar kararın icrasının durdurulması istenmiştir.

İcrasının durdurulması istenen mahkemece kararı para veya eşya teslimine ilişkin HUMK.nun 443/1 ve İİK.nun 36. maddelerinin tatbikini gerektirici bir hüküm mahiyetinde değildir. Kaldıki HUMK.nun 443. maddesinin, bendi şahsın hukukuna ilişkin kararların kesinleşmedikçe icra olunamayacağını hükme bağlamış olup, davalı A.O. da MK.nun Şahsın Hukuku kitabının 2. babında düzenlenmiş bir tüzel kişliği haiz-hükmü şahıs-olmasına ve karar da bu tüzel kişiliğin organları ile ilgili bulunmasına göre, bunun tabii sonucu olarak böyle bir kararın kesinleşmeden icrası mümkün olmayacağından tehir-i icra istemine konu teşkil etmesi de düşünülemez. Bu bakımdan HUMK.nun 443/4. maddesine aykırılık teşkil eden istemin reddine karar verilmek gerektiği sonucuna varılmıştır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.nun 443/4. maddesine göre esasen kesinleşmeden icrası mümkün olmayan karar için vaki icranın durdurulması istemin (REDDİNE), 12.9.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 19-05-2009, 12:40   #16
Av.Sever Köz

 
Varsayılan

Merhaba,

Yeni bir konu açmadan kesinleşmeden icraya konulabilir kararlar ile ilgili olarak tereddüt ettiğim bir konu var sormak istediğim.

Boşanmanın fer'i türünden tazminat alacaklarının icrasında boşanmanın kesinleşme şartı aranmakla birlikte alacaklara ilişkin herhangi bir kesinleşme şartı aranmıyor. Ancak bu alacak katkı payı alacağı olursa durum değişir mi? Kanımca değişmez ama buna uygun bir yargı kararı da bulabilmiş değilim. Bu konuda fikri ya da emsal kararı olanlar paylaşırlarsa sevinirim..

Herkese İyi Çalışmalar,
S/K
Old 01-07-2009, 14:21   #17
nizar

 
Varsayılan

İcra Mahkemesinden verilen şikayetin reddine ilişkin ilamın yargılama giderleri ve mahkeme vekalet ücretine ilişkin kısmını icraya koyacağım.

Bu ilamların icrası için kesinleşmesi gerekiyor mu? Sözkonusu ilam kesinleşti, faizi kesinleşme tarihinden mi yoksa karar tarihinden mi işletmek gerekiyor?

Saygılarımla...
Old 07-07-2009, 09:33   #18
Avsibel

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım yukarıda 5 nolu mesajda nafakanın kaldırılması ilamlarının kesinleşmeden icraya konulamayacağından bahsedilmiş.Bu konuda yargıtay kararı olan meslektaşlarım yardımcı olursa çok sevinirim.SAYGILARIMLA
Old 07-07-2009, 09:39   #19
köktaş

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlar peki ecrimisili nasıl değerlendireceğiz?Gayrimenkulün aynına ilişkin bir davamıdır sizce?Çoğu yargıtay kararıve görüş kesinleşmeden icraya konulabilir diyor.Ancak icra daireleri her halükarda kesinleşme raıyor?Ne yapacağız bu durumda?Bununla ilgili yagıtay kararı sunabilecek olan varmı?Saygılar
Old 07-07-2009, 10:09   #20
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan köktaş
Sayın meslektaşlar peki ecrimisili nasıl değerlendireceğiz?Gayrimenkulün aynına ilişkin bir davamıdır sizce?Çoğu yargıtay kararıve görüş kesinleşmeden icraya konulabilir diyor.Ancak icra daireleri her halükarda kesinleşme raıyor?Ne yapacağız bu durumda?Bununla ilgili yagıtay kararı sunabilecek olan varmı?Saygılar
Aşağıda sunduğum adresi tıklayınız:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=34142
Old 07-07-2009, 10:31   #21
köktaş

 
Varsayılan

Sayın Konyalı teşekkür ederim.Daha önce ecrimisil davasıyla ilgili bahsi geçen konuda tecrübeleri olan meslektaşlarda tecrübelerini paylaşabilirlerse daha fazla aydınlanmış olacağız çünkü ecrimisil konusu uygulamada icrada ikilem yaratıyor..
Old 07-07-2009, 18:20   #22
Avsibel

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım nafakanın kaldırılması ilamının icrasında kesinleşme aranır mı?SAYGILARIMLA
Old 07-07-2009, 22:22   #23
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Bir ilamın ( hükmün, kararın) icraya konulabilmesi için kural olarak kesinleşmesi şart değildir. İstisnaları HUMK.nun 443 maddesinde sınırlı şekilde yazılmıştır. Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler ile nafaka hükümleri dışında aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler ve bunlarla ilgili asıl talebe bağlı istekler kesinleşmedikçe icra edilemez.

Aşağıdaki kararda; Taraflar arasında taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesi ile birlikte hükmolunan maddi tazminat ya da ecrimisile ilişkin ilam bölümü dahil olmak üzere, avukatlık ücreti, yargılama gideri isteklerinin,
keza, boşanma, babalığa hükmedilmesi gibi davalarda asıl hükümle birlikte hükmolunan maddi veya manevi tazminatlar, bunların eklentilerini teşkil eden yargılama gideri ve avukatlık ücreti isteklerinin de bu nevi ilamlar usulen kesinleşmedikçe takibe konu edilemeyecekleri belirtilmektedir.

Hakem kararları kesinleşmedikçe icra edilemez ( HUMK. Madde 536) Yabancı mahkeme ilamının tenfizinde temyiz icrayı durdurur ( MÖHUK madde 57) Yargıtay kira tespiti ilamlarının icrasında kira farkı alacağının tahsilinde kararın kesinleşmesi şartını aramaktadır.

HUMK.nun 443/3 maddesi “ nafaka hükümlerinin kesinleşmeden takip konusu yapılabileceğini “ öngörmektedir.( Boşanma davasında hükmolunan yoksulluk nafakası ancak boşanma kararının kesinleşmesi ile muaccel olacağından bu kuralın dışında kalmaktadır) Burada kanun nafaka hükümleri (kararları) derken bence nafakanın kabulü veya nafakanın kaldırılması yönünden bir ayırım yapmamıştır. Aşağıdaki kararda “Nafakaya dair ilam bu rejim dışında bırakılmıştır, kesinleşme aranmaz. Ancak, boşanmaya dair ilamda nafakanın kesilmesine karar verilmiş ise, bu ilam kesinleşmedikçe kesilme hükmü icra olunamaz. “ denilmektedir. Bu ifadeden hem nafaka tayinine ve hem de nafakanın kaldırılmasına, kesilmesine ilişkin kararlarda kesinleşme şartı aranmayacağı ,fakat boşanmaya dair bir kararda nafakanın da kaldırılmasına karar verilir ise o takdirde kesinleşme şartı aranacağı sonucunu çıkarabiliriz.
Diye düşünüyorum.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1988/6107

K. 1989/1804

T. 13.2.1989

• NAFAKAYA İLİŞKİN İLAMLAR ( İcra İçin Kesinleşme Şartı Aranmaması )

• İLAMIN İCRASI İÇİN KESİNLEŞME ŞARTI ARANAN DURUMLAR ( Gayrimenkulün Aynına ve Aile ve Şahsın Hukukuna Dair Hükümler ve Asıl Talebe Bağlı Sair İstekler )

• BOŞANMAYA DAİR İLAMDA NAFAKANIN KESİLMESİNE KARAR VERİLMİŞ OLMASI ( İlam Kesinleşmedikçe Kesilme Hükmünün İcra Olunamaması )

• AVUKATLIK ÜCRETİ VE YARGILAMA GİDERLERİ ( Kesinleşmedikçe İcra Olunamayan İlamlardaki )

1086/m.443

ÖZET : Gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin hükümler kesinleşmedikçe infaz istenemez.
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahalinden daireye 27.5.1988 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : HUMK. nun 443. maddesine göre, gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna dair hükümler kesinleşmedikçe infaz istenemez. Bu nevi davalar sonucunda, asıl talebe bağlı olarak kurulmuş sair isteklerin de aynı hukuki akibet ve rejime tabi olması zorunludur.
Taraflar arasında mülkiyeti ihtilaflı gayrimenkule vaki müdahalenin önlenmesi ile birlikte o gayrimenkulün haksız olarak el konulmasının sabit görülmesi nedeni ile hükmolunan maddi tazminat ya da ecrimisile ilişkin ilam bölümü dahil olmak üzere, avukatlık ücreti, yargılama gideri istekleri, ait oldukları ilam kesinleşmedikçe HUMK. nun 443. maddesi uyarınca, takibe konu olamaz.
Keza, boşanma, babalığa hükmedilmesi gibi dilekçelerle açılmış davalarda; davanın haklı görülmesi üzerine talep dairesinde hükmolunan maddi veya manevi tazminatlar, bunların eklentilerini teşkil eden yargılama gideri ve avukatlık ücreti de, asla sıkı sıkıya bağlı olmaları hasebiyle, boşanma veya babalığa hükmedilmesi ve davalının haksız görülerek sorumlu tutulması sebebiyle ortaya çıktığı için, bu nevi ilamlar usulen kesinleşmedikçe takibe konu edilemez.
Nafakaya dair ilam bu rejim dışında bırakılmıştır, kesinleşme aranmaz. Ancak, boşanmaya dair ilamda nafakanın kesilmesine karar verilmiş ise, bu ilam kesinleşmedikçe kesilme hükmü icra olunamaz.
Olayda, takibin dayanağı ilamın kesinleştiğine dair şerh mevcut değildir. Babalığa hükmedilmiş, ayrıca evlenme vaadi gerçekleşmediğinden ötürü manevi tazminat ve nafaka isteği ilama bağlanmıştır.
Manevi tazminat; babalık davasının kabulü sebebiyle nazara alınmış olup davanın aslına sıkı sıkıya bağlıdır. Babalık hükmü kesinleşmedikçe eklenti durumundaki manevi tazminat ve bunun faizi, avukatlık ücreti, yargılama gideri yönünden takip açılmasına, HUMK. nun 443. maddesi, hükmü müsait değildir.
Merci kararı, nafaka alacağı bölümü yönünden yerinde ise de, diğer alacak iddia ve kalemleri bakımından dahi isteğin reddine karar verilmesi isabetsizidir.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında; borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, temyiz olunan merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 13.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 08-07-2009, 10:23   #24
Avsibel

 
Varsayılan

Sayın Yücel KOCABAŞ çok teşekkür eder SAYGILAR SUNARIM.
Old 31-10-2009, 14:26   #25
yasinbaran

 
Varsayılan Kesinleşmeden icraya konamayan mahkeme ilamları

Herkese Merhaba. Menfi Tespit davası sonucu verilen mahkeme kararları kesinleşmeden icraya konamıyor. Buna ilişkin Yargıtay Kararları var mı. Yardımlarınız için Teşekkür Ederim.
Old 31-10-2009, 15:18   #26
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/12501

K. 2003/15403

T. 27.6.2003

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dairemiz, süregelen içtihatlarında da benimsendiği üzere, menfi tespit davaları kabul veya red tefriki yapılmaksızın kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. Menfi tespitin istirdata dönüşmesi halinde dahi aynı kural geçerli olup, kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. Mercice aksine düşüncelerle İİK.nun 72/5. maddesinin hatalı yorumu ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.06.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. (KAZANCI)
Old 23-11-2009, 15:05   #27
çözümhukuk

 
Varsayılan

X şirketi, Y şirketi aleyhine kambiyo senetlerine mahsusu yolla icra takibi başlatır.Yşirketi borca itiraz eder.Borca itiraz davası İcra Hukuk Mahkemesi’nde görülür.Borçlu Y’nin itirazı mahkemece kabul edilir ve X aleyhine takip miktarının %20’si oranında tazminatın X’e ödenmesine karar verilir.Y kararı temyiz eder,karar onanır,X karar düzeltme yoluna gider.Dosya şu an Yargıtay’dadır.Y bu inkar tazminatının tahsili amacıyla icra takibi başlatır.Bu sırada X, alacağın tahsili amacıyla genel mahkemede Y aleyhine alacak davası açar.Dava açıldığına dair belgeyi icra dosyasına sunar,tazminatın tahsilinin dava sonuna kadar tehirini talep eder.Talebi reddedilir.Y, işlemin iptali için şikayet yoluna başvurur.İcra Hukuk Mahkemesi şikayeti kabul eder.İcra inkar tazminatının tahsilinin genel mahkemedeki dava dosyasının sonuna kadar tehir olunmasına,karar kesinleştiğinde icra dosyasının iadesine karar verir.Bu arada Y genel mahkemede aleyhine açılan davayı kazanır.Ancak karar henüz kesinleşmemiştir.Y’nin inkar tazminatının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine ne zaman devam edebilecektir?Genel mahkemenin kararının kesinleşmesini beklemek gerektiğini düşünüyorum.Meslektaşlarımın görüşlerini bekliyorum.
Saygılarımla…
Old 09-06-2010, 12:16   #28
düzzgün

 
Varsayılan

merhaba arkadaşlar benim de bir sorum olacak.
nafaka ilamlarının kesinleşmesi gerekmiyor ama diyelim ki bu ilam temyiz edildi. mahkemece hükmedilen vekalet alacağı için kesinleşmeden takip yapılabilir mi?
Old 03-12-2010, 16:51   #29
düzzgün

 
Varsayılan

merhaba
bir sorum olacaktı. boşanma davası sonunda yoksulluk nafakasına karar verilmiş ancak maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş. hükmü tazminatlar yönünden temyiz ettireceğiz. nafakaların kesinleşmesine gerek yok ama yoksulluk nafakası bakımından özel bir durum var mı acaba,icraya koymamaızın bir sakıncası var mı? bir de yalınca tazminatların reddi konusunda temyize gidersek zaten yoksulluk nafakası kesinleşmiş olmaz mı? karşı taraf temyiz etmedi onlar açısından kesinleşti.
Old 18-01-2011, 11:31   #30
Av.Süleyman Akıncı

 
Varsayılan

ağır ceza mahkemesinde katılana verilen vekalet ücreti konusunde kesinleşme aranırmı?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ağır ceza mahkemesinden alınan tazminat kararlarının icrası Av. Balkan Tunalı Meslektaşların Soruları 14 18-03-2013 18:10
işe iade kararının icrası Adli Tip Meslektaşların Soruları 4 03-12-2006 01:41


THS Sunucusu bu sayfayı 0,13205409 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.