Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Avukatların Saygı Makamı Neresidir?

Yanıt
Old 14-09-2003, 20:28   #1
Av.Özcan

 
Varsayılan Avukatların Saygı Makamı Neresidir?

Arkadaşlar...Geçenlerde başımdan bir olay geçti...

Müdafiiliğini yaptığım bir kişinin yaralamış olduğu şahıs hastanede yatıyordu.Daha yeni sorguya çıkarılacaktı.Ama değişik söylentiler vardı mağdurun sıhhı durumu hakkında.Kimi hayati tehlikesi var diyor kimi ise fazla önemli bir şeyi yok diyor.

Buna bir son vermek ve hayati tehlikesi yoksa bu raporu acilen sorgu hakimliğine yetiştirmek için baştabipliğe hitaben 1136 sayılı avukatlık yasasının 4667 sayılı yasa ile değişik 2. maddesine ayanarak bir dilekçe yazdım, hastanın son durumu hakkında bilgi verilmesi açısından.

Ancak dilekçemi " arz ederim" değil de "rica ederim" diye bitirdiğim için kıyamet koptu.Ben nasıl olur da baştabipliğe rica edermişim.

Ben onlara bunda kötü niyet olmadığını, avukatlar olarak saygı makamlarının yani arz edilecek makamların adliye teşkilatı olduğunu belirttimse de kompleksleri ağır basan doktor arkadaşlar verdiğim dilekçemi bugün git yarın gel edasıyla sallantıya aldılar...Ve tabi beni deli ettiler..

Bu konuda siz neler dersiniz?Avukat her resmi daireden kurumdan veya kuruluştan yetkilerini kullanırken arz mı etmelidir.?
Old 14-09-2003, 21:48   #2
Admin

 
Varsayılan

Türk idare sisteminin can alıcı noktasına parmak bastınız.

Ben de bir süre önce Mahkemeye verdiği dilekçeyi "arz ederim" diye değil, "rica ederim" diye bitirdiği için "Mahkemeye hakaretten" hakkında işlem yapılan bir avukatla ilgili bir yazı okumuştum.

Ne zaman şu konu açılsa Fatih'in topları İstanbul'un surlarını döverken Meleklerin cinsiyetini tartışan Piskoposların hikayesi geliyor aklıma. Aynı zamanda da Fatih Altaylı'nın gazetedeki "Ne zaman adam oluruz" köşesi.

Bence devlet vatandaşa "arz ettiği", vatandaş devletten "rica ettiği" zaman adam oluruz. Ya da en azından bu konu tartışılacak bir mesele olarak görülmeyip, dilekçenin özüyle ilgilenildiği zaman..
Old 16-09-2003, 10:20   #3
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

İzleyenlere ve
Değerli Meslektaşlarıma;

Makama saygı Osmanlı'dan bu yana abarttığımız ve terketmediğimiz davranışlarımızdan birisidir.

Bir kısım meslek ustalarımız dilekçelerinde bol miktarda Osmanlıca, Farsça, Arapça içeren cümlelerden sonra;
"İstidamı (Dilekçe, yalvararak isteme - Osmanlıca Türkçe Sözlük Syf.190, Bilgi Yayınları) ali (yüce, yüksek) makamlarınıza arz ve talep ederim."
şeklinde bitirirlerdi.

Şimdilerde bile bir kısım baro başkanları resmi törenlerde konuşmalarına başlarken;
"Sayın Valim,
Sayın Belediye Başkanım,
Sayın Garnizon Komutanım,
Sayın Başsavcım,
Sayın Adalet Komisyonu Başkanım,
Sayın Daire Müdürlerim" şeklinde hitap edip. her hitaptan sonra o değerli devlet büyüğünü gözleriyle arar ve hafifçe başını öne eğerek selamlarlar.

Meslektaşlarımızdan hiç birisi o ilin baro başkanına, bu kadar devlet görevlisinin asıl sahibinin yurttaşlar ve yurttaşlar topluluğu olan devlet olduğunu söylemez, söyleyemez. Belki söylesede dinletemez.

68 Kuşağından olan meslek ustalarımız müvekkilleri adına düzenledikleri dilekçelerinde türkçeyi son derece güzel kullandıktan sonra istemlerini "saygı ile dileriz" ifadesi ile bitirmişlerdir.

Arz'ları ve Rica'ları sevindiriklerine bırakarak, meslektaşlarımın ve izleyenlerin görüşlerine saygı ile sunarım.
Old 16-09-2003, 12:31   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Üyeler,

Avukatlar talep ederler. Türkçesi "isterler". "Dilerim" sözü bile avukatların "talebinin" karşılığı değildir. Dilek sözcüğünde talebin pozitivizmi bulunmamakta; daha soyut ve mistik bir anlam içermektedir. Sanki kabul edilmezse kadere boyun eğilecekmiş gibi bir kavram gibi geliyor bana dilekte bulunmak.

Avukat vekaleten davranan ve hak arayan biri olarak görevini yaparken gereken kibarlıkta olmalı ama görevinin gereği "arz"etmemeli, "talep"etmelidir. Talebin türkçesi dilemekten fazladır; avukat açıkca "istemeli" kanısındayım.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 16-09-2003, 14:53   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

arz ve talep etmek
dogrusu bu degil mi?
arz ediyor / sunuyor ve gereginin yapilmasini istiyoruz..

aah ah, kelimelere takilmak, ozden uzaklasmak

dilemek cogunlukla talep etmenin keskinligini torpuleme sevdasiyla eklenir dilekcelerimize.. oysa bir hakkin pesindeysek soyler, sunar ve isteriz.. oyle degil mi?

rica ederim kelimesine bunca kizginlik herkes yerini bilsin(!) endisesinden ve kimlik sorunlarindan ote bir anlam ifade etmiyor kanimca. gerginlik sebebi olmasi bile inanilmaz... (oysa kullanilma sebebi ne kadar masum , talep kelimesinden daha yumusak geldiginden olmali)

ama evet, biz rica edemeyiz, cunku rica dilekce dilinde yerine getirilmesinin bir zorunluluk oldugu hallerde kullanilir. rica eden tarafin istemi tartisilamazdir, hakimin isteginin yerine getirilmemesi dusunulemez, tum muzekkerelerde hakim bu nedenle sadece rica eder, suphesiz bu durumda vatandasin/avukatin mahkemeden rica etmesi sozkonusu degil.

ama bastabiplik makamina sunulan dilekceye yanitin da yasal bir zorunluluk oldugu dusunulecek oldugunda ve istek avukat sifatiyla geldiginde; rica edilebilecegini dusunuyorum.. bastabiplige, yasaya dayanan bu istekle, rica edebilmelidir. kaldi ki vatandas da edebilmelidir, dilekce hakki anayasal bir haktir, avukatlik kanunun zayif zirhlariya donanmamis olsa da...

Av. Sehper
Old 16-09-2003, 17:03   #6
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: Av.SEHPER
ama evet, biz rica edemeyiz, cunku rica dilekce dilinde yerine getirilmesinin bir zorunluluk oldugu hallerde kullanilir. rica eden tarafin istemi tartisilamazdir, hakimin isteginin yerine getirilmemesi dusunulemez, tum muzekkerelerde hakim bu nedenle sadece rica eder, suphesiz bu durumda vatandasin/avukatin mahkemeden rica etmesi sozkonusu degil.

Doğrusu ben buna katılamıyorum.

Öncelikle rica sözcüğünü niçin emir vermek mertebesinde değerlendirdiğinizi bilemiyorum. Bir Türkçe sözlüğe baktımızda rica için "Dileyiş, dileme, dilek:", rica etmek için ise "dilemek" karşılıklarını görüyorum. Dilemenin sözcükteki karşılığı ise "Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek" olarak görülüyor ki, vatandaşın (dolayısıyle temsilcisi olan avukatın) devletten (dolayısıyla temsilcisi olan yargı erki/Mahkemeden) "hak ararken" bir şeyin yapılmasını istemesinin nasıl olup da saygısızlık olarak nitelendirildiğini anlamakta zorluk çekiyorum.

Evet askeri yazışma teammüllerinde üst asttan rica eder, ast üste arz eder ancak sanırım vatandaşın devletle ilişkilerinde bu teammülleri uygulamak için bir sebebimiz yok ama illaki bir astlık-üstlük ilişkisi kuracaksak benim gözümde "üst" vatandaş olacaktır.

Kaldı ki günlük hayatta "rica etmek" sözcüğü son derece kibar ve olumlu bir sözcük olduğundan bu sözcüğünün Mahkemeye veya bir başka devlet kurumuna karşı kullanılmasından "saygısızlık" gerekçesiyle imtina edilmesini anlamakta çok güçlük çekiyorum.

Yukarıda örnek verdiğim olayda da bu sözcük yüzünden Mahkemeye hakaretten yasal işlem yapan Sayın Hakim'in ise acil olarak psikolojik bir tetkikten geçmesi gerektiği düşünüyorum. Benim alanım değil, o yüzden teşhis koyamayacağım ama bunun psikolojik bir rahatsızlık olduğuna ciddi olarak inanıyorum. Keza böyle bir rahatsızlığı olan bir kimsenin hakimlik mesleğini icra etmesinin doğru olmadığına da..
Old 16-09-2003, 17:14   #7
abay

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşım;
Avukatlık kanununda yapılan son değişiklikle birlikte, Avukatlık yargılamanın temel kurucu unsurlarından biri haline gelmiştir. Ancak bu husustaki ibarenin aynı zamanda Anayasada yapılacak bir değişiklikle, Anayasal bir hüküm haline getirildiğinde, bu sorunlar bir nebze olsun hall olacaktır. Dolayısıyla yargının unsurlarından olan mahkeme dışında kim ve ne olursa olsun talep etmelidir. Bu hususta ısrar edilirse zamanla düzelecektir. Ancak en doğrusu BAROLARN bu hususta tebliğname yayınlamasıdır.(Ama nerde, onlarda bu görev anlayışı, özellikle bu dönemde sadece dar çevrelerine yemekli toplantılar yapsınlar. Neyse....) Ancak büyük sorumluluk meslektaşlarımıza düşmektedir. Bu mesleğe hak ettiği ve olması gereken saygıyı bizim davranış her türlü, iş ve eylemlerimiz sağlayacağı unutulmamalıdır. Bu doktor hakkında görevi kötüye kullanmak ve Av.Kan.2.maddesine aykırı davranış neneniyle hem meslek örğütüne hemde, savcılığa şikayette bulunabilirsiniz. Bu yöndeki bu şekilde ısrarlı davranışlar, zamanla netice varecektir. Ama sabırlı ve sebatlı olamak gerekir. saygılarımla.
Av. Deniz
Old 16-09-2003, 18:53   #8
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayin Admin

Nasil ki askeriyede astin usttten rica edemeyecegini , ustun asttan rica edebilecegini kabullenebiliyorsak; bu da yargida bir teamul. (ben dilekce dili olarak tanimladim, ama belki de daha eski ve daha da kabul edilebilir bir gerekcesi vardir, bilemiyorum)

konuyu vatandas (hepimiz) ve mahkeme (hakim) baglamina indirgedigimizde, ben de derim ki; bu teamul icerisinde hakimden rica edilemesin. evet, edilemesin

yargic ustumuz, astimiz yanimiz vs. bu ise apayri bir tartisma konusunun , yarginin sacayaklari konusunun tartismasi

vatandas olarak hepimizi kapsayacak bir degerlendirme icerisinde, ben milletvekilinin de, benim de, sokaktaki mehmet efendinin de yargictan rica edememesini tercih ederim

yargiclik makamina duyulmasi gereken inanc ve sayginin tukendigi, ya da tartisilabilir hale geldigi andan itibaren, hersey bitmis ve kaos baslamistir inanin

hakedenler be haketmeyenler tartismasini; "yargicli makamina" duyulmasi gereken saygidan ayri tuttugumu belirtir, kisilere yonelik yanlislarin o makama duyulmasi gereken inanc ve saygiyi zedelememesi gerektigini tekrar ederim

birakalim rica edemeyelim, ama her talep ettigimizde; themis in terazisinin hassasligiyla olcum yapip, tartip adaleti , talep ettigimizi bize paylastrmasini bekleyelim

saygilarimla

(son soz olarak, kelimeye bunca tepkinin yine de bir kimlik problemi oldugunu ben de dile getirmistim. sehven ya da dogrudur inanciyla mahkemeye hitaben verilen ve ricayla biten bir dilekce uzerine boylesi bir tepkiyi verilmis ise; burada terazinin adaletinden degil, oncelikle dengeli olup olmadigini dusunmek gerekir. bu kez sevgilerimle
Old 16-09-2003, 20:51   #9
Av.Özcan

 
Varsayılan

Merhaba...

Meğer ne kadar dertli arkadaşımız varmış öyle...Gerçi ben bu tartışmayı açtığım esnada tabir yerindeyse " burnumdan soluyordum." O doktora neler yapılabilir hepsinin sırasını düşünüyordum. Ama şu an sizlerin yazılarını okuyunca bir nebze olsun rahatladım.

Kısaca benim bu konudaki düşüncem şudur:

Avukatlar olarak bizlarin tek saygı makamı yani " arz etme" makamı adliye teşkilatı olmalıdır. Buraya yapılacak bir "arz" dan açıkçası rahatsızlık duymam.Çünkü biliyorum ki, bu teşkilatı ben, Türk Milleti Adına hüküm veren bir yer olarak algılıyorum.Dolayısı ile benim "arz ettiğim" ve astlık-üstlük ilişkisi içerisinde üzerimde görebileceğim varlık aslında "Millet" imdir.

Bunun dışında avukat sıfatımla hiç bir kurum ve kuruluştan "arz etme" yi düşünemiyorum. Özellikle arz eden kişinin arz edilen kişi veya kurumdan aşağıda görüldüğü bir düşünce anlayışının hakim olduğu bir sistemde...

Avukat sadece görevini ifa etme açısından bu tür ilişkilerin içerisine girer. Arz edecek birisi varsa ya da mutlaka birilerinin birilerine arz etmesi gerekiyorsa bu avukat değil ama müvekkil yani asıl iş sahibi olabilir. Değişen yasalarla yargılamanın olmazsa olmaz kurucu unsuru olarak nitelenen avukatın, bu görevini yerine getirirken Adliye ile ilişkisi olmayan kişi ve kurumlardan yani Türk Milleti Adına karar veremeyecek olanlardan arz etmesinin izahı kabil değildir.Böyle bir yetisi olmadan arz edilmesi beklentisi olan kişiler kesinlikle KOMPLEKS insanlardır.

İtiraf etmeliyim ki, avukatlar olarak diğer meslek gruplarında özellikle doktorlar arasında görülen mesleki dayanışmayı hakkıyla gerçekleştirebilmiş değiliz. Bunun acısını da bu tür olaylardan sonra hepimiz çekiyoruz. Tepki yok...Dayanışma yok...açıkçası yaşadığım olayın kompleks doktoru karşısında ne yalan söyleyeyim bir Savcı olmak istedim.Öyle güçsüz ve çaresiz hisstetim ki kendimi," bu meslek yapılmaz" dedim. Daha yolun başındayken güç ve iktidarı elinde bulunduran birisi olarak bu tür insanlarla anladıkları dilden mücadele etmek istedim. Tabi bunlar kızgınlığın getirisi düşüncelerdi...

Sonuç olarak, bu tür olaylarla karşılaşmayacağımız vakit; ""Avukatlık mesleğinin onurlu bir hale getirildiği, mesleki dayanışmanın en üst düzeye çıkarıldığı vakittir..."
Old 16-09-2003, 20:53   #10
Admin

 
Varsayılan

Sayın Sehper,
Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: Av.SEHPER
birakalim rica edemeyelim, ama her talep ettigimizde; themis in terazisinin hassasligiyla olcum yapip, tartip adaleti , talep ettigimizi bize paylastrmasini bekleyelim

Vatandaşın devletten "rica etmesini" saygısızlık kabul ettiğimizde dolaylı olarak asıl kabul ettiğimiz devletin "üst", vatandaşın "ast" olduğu görüşüdür ki, bu durumda korkum, terazinin hassaslığını sorgulama hakkınızın da sizin elinizden alınacak olmasıdır.

Zira kanaatimce konunun temelinde iki görüş yatıyor: Çağdaş uygarlıkların temelinde yatan "devletin vatandaş için var oluğu ve ona hizmetle yükümlü olduğu" görüşü ve monarşik veya geri kalmış toplumlarda rastlanan "vatandaşın devlet için var olduğu" görüşü.

Kanaatimce vatandaşla - devlet arasında ilişkilerde kullanılan dil aynı zamanda bu iki görüşten hangisinin benimsenildiği ile de doğrudan ilgilidir.

Burada önemle belirtmek isterim ki, yargının saygınlığını sorgulamıyorum. Ancak olayımızda söz konusu olan Mahkemeye saygılı olunup olunmaması değil, Mahkemeden (aslında Mahkeme bir örnek, doğrusu devletten olmalı) bir hususu talep etme hakkınızı kullanırken bunu kendinize bir hak olarak mı gördüğünüz yoksa bunu sizden yüce bir makamın bahşi olarak mı nitelendiğiniz sorunudur. Eğer bu bir hak ise "rica (=talep) etmeniz" de son derece doğaldır, zira hak alınır. Verilen hak değil, olsa olsa bağış ya da lütuftur.
Old 17-09-2003, 14:15   #11
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayin Admin,

Farkli dusunmuyoruz sonuc itibariyle.. yalnizca kelimeler bzi ayri dusuruyor

yazimda ozellikle belirttim: ..konuyu vatandas (hepimiz) ve yargic (mahkeme) baglamina indirgedigimizde.." diye konunun icindeki konuyu ayirdim.

devlet elbette benim ustum degil, elbette devletten gerektiginde rica da ederim, talep de ederim, devlet bunun icin var, benim/bizim icin..aksine inanmis olsaydik, avukatlik gorevini yapiyor olamazdik

ayni hataya bizler de dusmek uzereyiz. kelimelere bunca anlam yukledigimizde , olan oluyor, rica kelimesinin sozluk ve teamuldeki genel kabul iceriklerinin farkliligi gibi, ayni kelimeleri kullandigimiz halde ,biz de ayri dusmekteyiz

sevgi ve saygilarimla

av. sehper
Old 17-09-2003, 14:28   #12
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayin Ozcan,

Katiliyorum, yanyana durmayi bilmiyoruz, basaramiyoruz, birimiz hepimiz icin in en son uygulama olanagi buldugu mesleklerden birisi bizim icra ettigimiz. gemisini kurtaran kaptan edasiyla, mahkemede hakimle sorun yasayan avukati yalniz birakmak bizim meslekte sik karsilasilan bir durum. meslek ruhumuz sahlanmaz her nedense haksizliga ugrayan bşir meslektasi gordugumuzde. susariz. haksizliga gitgide ofkelenen ve goz ucuyla bu yalnizlastirilmis ve muhatabinin zirhlarla donatilmis ortamini teneffus eden avukat, yasananlara sahit olacak birini arar gozucuyla. ama pek cogumuzun basina gelmistir kşi meslektaslar oyle anlarda gozgoze gelmekten ozellikle kacinir. o kapinin ardina gecildiginde verilen destek ve paylasilan duygulari ise timsah gozyaslari olarak degerlendirmek fazlaca yuklenmek olmayacaktir.

bunun cozumu nedir? yalinizca fedakar, cesur, cansiperane dost meslektaslarla ordu halinde calismak mi? bu olmamali cozum yolu.

durusma sirasinda hakim diyaloglarindan, meslek disina cikan yuklenmeler ve satasmalardan az ya da cok nasibini almayan ya da karsilasmamis olan meslektasimiz var midir? sanmiyorum. durusma salonlarinda zapta gececek hususlari hakimin takdirinden cikarmak, salonda yasanan tum diyaloglari kaydetmek ve bsayara aktarmak, bu sekliyle celse tutanaklari olusturmak herkese bir cekiduzen verecektir diye dusunuyorum. soz ucup buharlasmadigi, yaziya dokuldugu andan itibaren ve buna kimsenin mudahale edemedigi bir ortamda cok daha saglikli bir isleyis saglanacaktir, kucuk , cok bolgesel bir adimdir ama kuvvetli bir adimdir

saygilarimla

av. sehper
Old 17-09-2003, 17:33   #13
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Sayın Özcan;

Öyle yalnızladı ki günümüz insanı bu karagaşa ve her alanda sorun yumağı haline ülkemizde.(Kaygılanmayın) "özellikle doktorlar arasında görülen mesleki dayanışma" da yok artık.Tıpkı avukatlar arasında,mimarlar arasında,öğretmenler arasında etkili bir dayanışmanın olmadığı gibi.


Bu tür dayanışma olsa idi,problemler dağ gibi olmadan çözmez mi idik.Toplumsal (sivil) tavır koyulamamasının,üç-beş yüz kişilik zümrenin yanlışlarının,beş-on kişilik hortumlama erbabının hakkından gelemez mi idik.Ne mesleki ne de başka bir biçimde sivil,demokratik bir baskı grubu oluşturamadığımız için bu günlere geldik biliyorsunuz.

Doktor,bir meslektaşıma "bana rica edemezsin" diyor. Bu tavrı,tapu müdüründen ,nüfus memurundan,banka müdüründen , adliyede "arz makamı" olmayan " bir görevliden de (icra müdüründen ) görmüştük. Ne gam.


Aynı yönde disiplinli-bilinçli bir bir tepki koyulamadığından -nihayet- siz de bir doktordan bu tavrı gördünüz. Sizin payınıza da bu olay düştü(!).

Hassasiyetinizi ve paylaşımınızı kutlamamak,bu arada Sayın Sehper'in de dilek ve önerilerine katılmamak mümkün değil.

Selam ve saygılar.
Old 17-09-2003, 19:19   #14
Gemici

 
Varsayılan

Selamlar,
Federal Almanyaya ögrenci olarak gelebilmem icin kaymakamliktan bir belge almam gerek. Kaymakamin odasinda ayakta bekliyorum. Divanda el pence duruyor drumuna düsmemek icin, elimi masasinin kenarina koydum. Kaymakami rahatsiz etmis olacak. Nereden mezun oldugumu sordu. Istanbul Hukuk Fakültesi deyince, belli dedi. Hukukculardan mi adam olmaz yoksa Istanbulda okuyanlardan mi? adam olamz demek istiyor tam olarak cikaramadim. Kaymakam bey, karsisinda hazirola gecmedigim icin, benim bu davranisimi saygiisizlik olarak degerlendiriyordu.Yani sekilcilik. Beklenti hep ayni hazirolda beklmek. Bana öyle geliyorki bu toplumumuzun her kademesinde, hatta aile icinde bile böyle. Saygi ve sevgi cogu yerde göstermelikten öteye gitmiyor.

Asil deginmek istedigim "rica" konusu. Rica teriminin Türk Hukuk Dilinde ne anlama geldigi tartismasi beni uyardi. Bundan sonra bu terimi kullanmiyacagim. Neden mi? Ben rica teriminin Türkcede degisik anlamlarda kullanildigini bilmiyordum. Ve bir makama ricada bulunurken bu makama hakaret edebilecegim ihtimali hic aklima gelmezdi.

Nedenini acikliyayim:
Rica: Istek; istem; kibarca talepte bulunma (Prof. Dr. Ejder YILMAZ, Hukuk Sözlügü, Yetkin Hukuk Yayinlari, Ankara 1992)
Rica terimini ben ve tanidigim cogu kimse bu anlamda kullandik. Egeer ayni terim dilekce dilinde baska anlamda, günlük konusmalarda baska anlamlarda kullaniliyorsa, dilekce diliyle günlük dilimizi en kisa zamanda bu celiskiden kurtarmamiz gerekir bence.

Türk Hukuk Teamülünden haberi olmayan ve belirli terimleri sözlüklerden ögrenme zorunda olan bir Alman veya Almanyada dogup büyüyen bir Türk düsünün. Acti Karl Steuerwaldin iki ciltlik Almanca Türkca ve Türkce Almanca sözlügünü ve okuyor:

Rica: die Bitte, das Ersuchen (Türkce Almanca Cildi)

bakalim diger Cilde
Bitte: 1. Rica, Dilek 2. (flehentliche- yalvarircasina) niyaz, istirham, yalvaris, yakarma 3. (zu Gott- Allaha) tazarru

Dua edelimki bu kisi resmi bir dilekce verme zorunda kalmasin.

Saygilarimla
Old 17-09-2003, 22:31   #15
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: Gemici
Ve bir makama ricada bulunurken bu makama hakaret edebilecegim ihtimali hic aklima gelmezdi.

Nedenini acikliyayim:
Rica: Istek; istem; kibarca talepte bulunma (Prof. Dr. Ejder YILMAZ, Hukuk Sözlügü, Yetkin Hukuk Yayinlari, Ankara 1992)
Rica terimini ben ve tanidigim cogu kimse bu anlamda kullandik.

Bence "Rica etmek" sözcüğünün sözlüklerde yazdığından farklı bir anlamı da aslında yok. Resmi yazışma ve dilekçelerde kullanıldığında da aynı sözlük anlamında olduğu gibi "istekte/talepte bulunmak" anlamına geliyor. Zaten hazmedilemeyen de zaten bu talep ve istekte bulunmak, değil mi? "Rica etmeyi" hakaret kabul etmenin arkasında aslında sizin "ast" olmanız hasebiyle bir talep ve istekte bulunma hakkınızın olmadığı, ancak üstün lütfunu minnet ile beklemek durumunda olduğunuz düşüncesi yatmıyor mu?

Zaten ben kabul edemediğim düşünce de bu.. Muhatabım Mahkeme DAHİ olsa..
Old 18-09-2003, 09:10   #16
Marmara24

 
Varsayılan

Sayın Gemici,

Kaymakamın sizi paylamasının nedeni karşısında hazırolda durmayışınız değil. Elinizi masasının üzerine koymuş olmanız. Nedenini anlayamadığım bir teamül var bu konuda. Bu tür bir olay ilk kez ortaokuldayken gelmişti başıma. Müdür yrd.'nın masasına dayamıştım elimi beklerken ve hemen uyarılmıştım.

Devlet makamına sahip kişiler masaları hakkında çok hassas mı oluyorlar ne?
Old 18-09-2003, 13:23   #17
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Dilekce dili dedigimin ne oldugunun pesine dustum.. Basi sonu nedir, niyedir sorusturuyorum, hepimiz aydinlanalim diye

Bir emekli yargicin yaniti sunlar oldu:

"... mahkemeye verilen dilekceler ancak arz , talep, dilek , istek vb. ile yazilabilir, mahkemeden rica edilemez, rica iceren bir dilekceyi "ICAPSIZ EVRAK" olarak reddetme hakkimiz vardi.

Biz hakim olarak tum kurumlara rica ederiz, ancak bu mahkeme sifatiyla talep ettigimizde mumkun.. Yalnizca Ulusu zamaninda, bizlere gonderilen bir yaziyla; Kaymakamlik makami haric tutuldu ve mahkeme olarak dahi istesekİ rica edememe, karsilikli olarak ancak arz edilebilecegi soylendi.. ha eger ozel bir isimiz sebebiyle ama hakim sifatimizla dahi olsa basvurdugumuzda yine ancak arz edebilecegimiz (kaymakamlik icin)...."

Icapsiz evrak denerek reddetmenin yasal bir dayanagi olup olmadigi sorumun karsiligini alamadim. Sorgulanmayan genel kabullerden biri oldugu havasi uyandirdi bu bende. Ama olup olmadigindan konustugum kisi de emin degil..

Bunun disinda bastabiplikten avukatin rica edebilecegi... Bir emekli yargicin yorumlari, yasadiklari bu sekilde..

......
Old 18-09-2003, 13:24   #18
Gemici

 
Varsayılan

Sayin Paulus,

Otorite ve makam, onlara sahip olanlar icin, paylasilmasi zor olan ayricaliklardir. Özellile o makami isgal eden kimse, oturdugu koltugu dolduracak kapasitede degilse. Koltugu hak eden ve yetenegine güvenen kimsenin, koltugu kaybetme endisesi olmaz. Oturdugu koltugu hak etmeyen, sürekli olarak kendisine güc veren sihirli oyuncagini kaybetme korkusu icindedir. Bu durumda masa, koltugu koruyan bir sinir, koltukla disarisi arasina örülmüs bir duvardir. Masanin arkasinda oturan kimse, masasina elinizi dayamanizi, sinirlari yikan bir davranis, otoritesine ve koltuguna yapilan bir saldiri olarak görür ve onlari korumaya calisir.

Böyle kisiler, kendilerini emrinde olduklari, temsil ettileri, kurumla özedslestirirlerse, bilerek veya bilmeyerek sinirlari zorlayanlar yandi demektir. Bu durum, kanimca dünyanin her tarafinda var. Tek fark; bazilari cingene kizi misali, sakiz cignemekte daha beceriklidir.

Durum cocuklarin oyununu animsatiyor; bir tümsegin üstüne cikip elindeki sopayi kilic gibi havaya kaldirarak "bu kale benimdir" diye bagirmak. Kale olarak nitelendirdikleri o tümsek aslinda bahce veya tarla sahibinindir.

Bu kale benimdir davranisini baskalarina hizmet veren sivil toplum örgütlerinde ve kisilerde ve oturdugu koltugu hak eden resmi kurulus temsilcilerinde görmek biraz nadirdir kanimca. Cünkü onlar yasamlarini sürdürmelerinin ve toplumda var olmalarinin, ancak digerleri ile birlikte gerceklesebileceginin bilincindedirler. Ben muayenhanesine veya yazihanesine gelen bir hastayi veya müvekkilini masasinin önünde hazirol vaziyetinde bekletecek bir doktor veya avukat düsünemiyorum.

Durum böyle olunca da, neden kendisini makami ile özdeslestiren ve herkesin makama degilde kendisine saygi göstermesini istiyen birisinin "baskalarina hükmetme duygusunun" tatminine yardimci olalim diye düsünüyorum.

Saygilarimla
Old 18-09-2003, 13:28   #19
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

son olarak kendi yorumumu eklemek istiyorum: kelimeler bahane, saygi beklenmez, kurala baglanamaz, kaliba dokulup somutlastirilamaz (tipki rica kelimesinin kutsallastirilmasi ornegindeki gibi) saygi hakedene kendiligindendir, siparis etmeseniz, sunumu/kalibi farkli da olsa gosterilir.
Old 20-09-2003, 19:12   #20
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Alıntı:
Bir emekli yargicin yaniti sunlar oldu:

Alıntı:
"... mahkemeye verilen dilekceler ancak arz , talep, dilek , istek vb. ile yazilabilir, mahkemeden rica edilemez, rica iceren bir dilekceyi "ICAPSIZ EVRAK" olarak reddetme hakkimiz vardi


Böylesine içerikli ve nitelikli görüşlerin ortaya çıkışında hep şunu düşünürüm;
Yurdumun binlerce yargıcı, savcısı bu konuda ne düşünür. İçlerinden bir kaçı lütfedip görüşlerini bizlerle paylaşmaz mı?

Yoka biz sadece ismi, kimliği belirli olmayan emekli yargıçların görüşleri ile mi yetineceğiz?
Old 08-02-2007, 02:12   #21
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda Demirel
Dilekce dili dedigimin ne oldugunun pesine dustum.. Basi sonu nedir, niyedir sorusturuyorum, hepimiz aydinlanalim diye

Sizin "dilekçe diliniz"; "Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik" oluyor sanırım!

Saygılarımla.
Old 08-02-2007, 23:20   #22
üye14072

 
Varsayılan

en iyisi "saygıyla talep ederim"
ne arz ne rica
bu işlere kafayı takan memurlarla uğraşamaktan kurtulursunuz,

saygılarımla
av. m. emin öztürk
Old 12-02-2007, 08:24   #23
irfan AYDIN

 
Varsayılan

Sevgili dostlar,baktımda mahkemeye verilecek dilekçelerin sonunun nasıl bağlanacağı hususunun(arz,rica,dilerim, talep ederim vs.)bu kadar öne çıkarılması sizce doğrumu? Yazık değilmi harcadığınız zamana. İstemeyerek bende bu konuda size katılmış oldum.Sevgili hukukçu dostlar. Avukatlarca mahkemelere verilecek dilekçelerin nasıl sonlandıracağı konusunda hiç bir düzenleme bulunmamaktadır.Ben rastlamadım. Yargıçlık yaptığım süreçte de asla bu konuyla ilgilenmedim. Bana göre,arz da edersiniz,ricada edersiniz.Siz ne ederseniz ve dilekçeyi nasıl sonlandırırsanız sonlandırın sonuçta kararı yargıç verecektir.
Kamuya verilecek dilekçeler konusunda da bir kural(arz yada rica konusunda) bulunmamaktadır. İster arz edin,ister rica edin ve isterseniz arz ve rica edin.Ancak kamunun kendi içindeki yazışmalar için Başbakanlık tarafından yürürlüğe konulmuş bulunan bir düzenleme mevcuttur. Bu düzenlemeye göre, denk ve üst makamlara arz edilir. Alt makamlardan ise rica edilir. Bu hususun ise avukatlar tarafından gerek mahkemelere gerekse diğer kamu kuruluşlarına verilecek dilekçelerle ilgisi yoktur. Son söz,avukatlar gerek mahkemelere gerekse diğer kamu kurum ya da kuruluşlarına verecekleri dilekçeleri,rica ederim,talep ederim gibi sözcüklerle sonlandırabilirler.Ama birileri saygıyla arzederse bunada şimdilik mani olmak mümkün değildir ve gereğide yoktur. Sevgili avukat arkadaşlar, sorun yargıçlardan kaynaklanmıyor.Üzülerek ifade etmek isterim ki sorunu yaratan meslekdaşlarınızdır. Bu konuyu THS 4.toplantısında daha açık bir şekilde konuşabiliriz. Sevgi ve saygılarımla.
Old 12-02-2007, 13:46   #24
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan irfan AYDIN
Bu konuyu THS 4.toplantısında daha açık bir şekilde konuşabiliriz.


Sayın İrfan AYDIN,

Asıl amaç konuyu konuşmak mı, yoksa 4. toplantı mı, ne dersiniz?
Old 13-02-2007, 01:45   #25
irfan AYDIN

 
Varsayılan KonuŞmaktan Maksat Tabİkİ 4.ths Toplantisi

Sn.Darc başta siz olmak üzere, THS sakinlerini özlemişim.Amaç 4.THS toplantsında sizlerle bir araya gelebilmek, imza meselesi sadece araç.Sayn Darc Sizden de hiç bir şey kaçmıyor doğrusu.1V. THS toplantısında buluşmak üzere hoşça kalın.Sevgi ve saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yeni cmk ve savcılık makamı.. seyitsonmez Ceza Hukuku Çalışma Grubu 5 03-11-2006 14:46
Dile saygı akdevrim Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 20 10-09-2006 15:29
kazanılmış haklara saygı ilkesinden öğrenciler neden faydalanamıyor? MeLoDyY Hukuk Soruları Arşivi 7 02-09-2006 14:34
Mülkün Temeline Saygı Lütfen ekremauysal Hukuk Sohbetleri 3 04-08-2004 16:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07737708 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.