Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay Kararlarına İhtiyacım Var. Menfi Zarar/ Nama İfaya İzin / Nama İfa Bedeli

Yanıt
Old 31-10-2009, 17:06   #1
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yargıtay Kararlarına İhtiyacım Var. Menfi Zarar/ Nama İfaya İzin / Nama İfa Bedeli

Sayın Meslektaşlarım,

Hazırlamakta olduğum bir dava nedeniyle aşağıdaki Daire kararlarına ihtiyaç duymaktayım.

- 15 HD. 11.06.2001 T. 1544/ 3141

- 15 HD. 08.11.2002 T. 2826/4844

- 15 HD. 10.04.2003 T. 5492/1866

Yararlandığım kitapta yer aldığı şekliyle aktardım. Kazancı'da bulamadım. Yardım eden olursa, teşekkür ederim.
Old 31-10-2009, 17:25   #2
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Sayın Ergin, belirtmiş olduğunuz kararları üç farklı içtihat programından aradım; fakat bulamadım. Onun yerine girmiş olduğunuz anahtar kelimelerle ilgili 1996 tarihli bir karara ulaştım. Umarım yardımcı olur.

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi

E:1996/3158
K:1996/3503
T:19.06.1996

GERİYE ETKİLİ FESİH
İLERİYE ETKİLİ FESİH
MÜDAHİLİN HARCI YATIRMAMASI
NAMA İFA

0 Başvurma harcının yatırılmadığı müdahale dilekçesi işleme konularak, dilekçe sahibine harç yatırması için kesin süre tanınması, mahkeme ilamına isminin yazılması doğru değildir. Hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan, yüklenici inşaatı % 70 oranına getirerek terketmişse; arsa sahibinin ileriye etkili fesih ve ifaya izin sözcüklerindeki asıl amacının, inşaatın tamamlanması olduğu kabul edilerek, menfi zararını ve verdiğini isteyebileceği geriye etkili feshe karar verilmeli; ayrıca, noksanlıklar keşfen tek tek saptanarak ve hüküm fıkrasında da gösterilerek, masrafları yükleniciden alınmak koşuluyla, inşaatın, arsa sahibi tarafından tamamlanmasına izin verilmelidir.

1086 s. HUMK. m. 53-58, 76
818 s. BK. m. 18, 97/1, 98, 108, 355, 358
492 s. Harçlar K. m. 6
YİBK., 25.1.1984 gün ve E:1983/3, K:1984/1 s.

Mahalli nahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı vekilleri ve müdahiller vekili taraFlarından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildigi anlaşılmış ölmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı arsa sahibi vekili; müvekkili ile davalı arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı yüklenicinin temerrüdü nedeniyle ileriye etkili olarak feshine, inşaatın müvekkili tarafından tamamlanması için "ifaya izin" verilmesine, kira, munzam zarar ve ayıplı işler bedelinin tahsiline ve davalının müdahalesinin men'ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yüklenici vekili ise, davanın reddini istemiştir. Mahkeme; sözleşmenin ileriye etkili olarak feshine, kira tazminatı ve ayıplı işler bedelinin tahsiline hükmetmiş, fazlaya ve diğer kalemlere ilişkin istemlerin de reddine karar vermiştir.
Kararı, taraf vekilleri ile müdahiller vekili temyiz etmiştir.
1- HUMK.nun 53 ila 58. maddelerinde düzenlenmiş olan müdahillik, fer'i nitelikte müdahilliktir. Hakkı, bir davanın sonucuna bağlı olan üçüncü kişi, harçlarla ilgili (1) sayılı Tarifeye göre başvurma harcını yatırdıktan sonra, iki taraftan birinin yanında yer almak üzere davaya müdahale edebilir. Bu konudaki yazılı istem, taraflara tebliğ edildikten ve tarafların düşünceleri alındıktan sonra olumlu-olumsuz bir karara bağlanır.
Somut olayda; harçlandırılmış bir dilekçe ve dolayısıyla geçerli bir talep olmadığı halde, ara kararı ile harcın yatırılması için dilekçe sahipleri muhatap kabul edilerek, kesin süre tanınması, üstelik müdahillik sıfatını kazanmışlarcasına mahkeme ilamının başına isimlerinin yazılması doğru bulunmamış ve usule ilişkin bu yanlışlık, bozma nedeni yapılmıştır.
2- Davada, dayanılan maddi vakıaların bildirilmesi taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir (HUMK. m. 76) Çelişen dava kalemlerinin varlığı halinde, iki tarafın kullandıkları tabirlere ve isimlere itibar edilmeyerek, onların gercek arzularının araştırılıp bulunması hakimin gorevidir (BK. m.18).
Somut olayda; yüklenicinin, % 70 oranındayken insaatı terk ettiği, arsa sahibi ve daire satın alanların gayretleriyle bu oranın % 84'e yükseltildigi hususları mahkemenin kabulündedır. % 70 oranı, 25.1.1984 gun, 3-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanmasına ve dolayısıyla, sözleşmenin ileriye etkili (ex nunc) feshine engeldir. Bu orana göre, ancak geriye etkili (ex tunc) bir fesih söz konusu olabilir. Geriye etkili fesih (dönme) halinde ise davacı arsa sahibi, BK.nun 108. maddesi uyarınca menfi zararını (negative interesse) ve verdiğini geri isteyebilir. İfaya izin ve müsbet zarar (positive interesse) kapsamına giren kalemleri talep edemez. Davacı arsa sahibinin, davada hem fesih, hem de ifaya izin (BK. m. 97/I) ve müsbet zarar kalemlerini istemesi bir celişki gibi görünüyorsa da, ileriye etkili fesih ve ifaya izin sözcüklerinin birlikte kullanılmasıyla, asıl kasdedilenin sozleşmenin feshi değil, inşaatın tamamlanması olduğu ve davanın bu şekilde yorumlanması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemenin, maddi olayın tavsifinde ve yorumunda yanılgıya düşerek, feshe karar vermesi dogru olmamış ve hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
3- Davada, inşaatın davacı arsa sahibi tarafından tamamlatılmasına musaade edilmesi istenilmistir. Bu talep, tavsifi hakime ait olan olayda, BK.nun 97. maddesindeki "nama ifa" demektır. Asıl kasdedilen de budur. Bu itibarla, mahkemece, tamamlanmayı bekleyen işler keşfen tek tek saptanmak ve de hüküm fıkrasında gösterilmek suretiyle, bu işlerin masrafı davalı yükleniciye ait olmak üzere, davacı arsa sahibi tarafından yapılmasına izin verilmesi gerekirken, bu istek kaleminin gerekçesiz olarak reddi ve ayıplı işler bedeline hükmedilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4- Öte yandan, sözleşmenin 8. maddesinde kira tazminatının hiçbir şekilde 6 ayı geçemeyeceği taraflarca kararlaştırıldığı halde, bu maddenin de gözden kaçırılarak, fazla kira bedeline hükmedilmesi ayrıca bozma nedenidir.
Müdahillerin temyizine gelince: Tülin ve Mehmet'in fer'i müdahif sıfatını kazanamadıkları bir yana, temyiz dilekçelerini de Harçlar Kanununun 6. maddesi uyarınca harçlandırmadıklarından, temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın 1, 2, 3 ve 4. bendlerde gösterilen nedenle taraflar yararına (BOZULMASINA) ve 5. bend uyarınca müdahillerin dilekçelerinin reddine, istek halinde temyiz peşin harçlarının taraflara geri verilmesine, 19.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak:YKD - 1997/2 - Sayfa:237
Old 31-10-2009, 22:33   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Sadece bu kararı bulabildim:

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi
Esas : 2002/5492
Karar : 2003/1866

Yukarıda gün ve numarası yazılı hükmün temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Yüklenici tarafından eksik bırakılmış olsa da inşaatın davacı arsa sahibince dosyadaki belgeler kadar harcama yapılarak tamamlandığı görülmektedir. Davacı arsa sahibi bu giderlerinin davalıdan tahsilini istememiştir. Sözleşmede kararlaştırılan ifaya ekli ceza ile nama ifaya izin istemek suretiyle de sözleşmenin ayakta bulunduğu davacı tarafından da kabul edilmektedir. Her ne kadar inşaatın süresinde bitirilmemesinde davalı yüklenicinin kusurlu bulunduğu ve temerrüde düştüğü sabit ve 25.1.1984 gün 3/1 s. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre sözleşmenin ileriye etkili feshini talep etmek mümkün ise de, somut olayda, eserin getirildiği seviye ve bunun davacı tarafından teslim alındığı gözetildiğinde, ileriye etkili de olsa fesihte iyiniyetten bahsolunamaz. Kaldı ki, mahkemece de cezai şart alacağı ile nama ifaya izin talebinin hüküm altına alınması bu sonucu kendiliğinden meydana getirmektedir. Hal böyle olunca davacının sair tazminat hakları saklı kalmak koşuluyla fesih isteminin reddi yerine hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istem halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 10.4.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Corpus Mevzuat ve İçtihat Programı'ndan alınmıştır.
Old 01-11-2009, 00:26   #4
elevent

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Meslektaşlarım,



- 15 HD. 08.11.2002 T. 2826/4844



Araştırırken aşağıdaki kararı buldum. Tarihleri çok benzer, belki yararlandığınız kaynakta bir dizgi hatası olmuş olabilir diye düşünerek ekliyorum. Konusu da menfi zarar.

15.HD Esas : 2000/2826
Karar : 2000/4884
Tarih : 08.11.2000

Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, eser sözleşmesine dayalı eksik işler bedeli ile ifaya bağlı cezai şartın tahsili istemlerine ilişkindir.

Cezai şart ile eksik işler bedeli, müspet zarar kapsamında olup, bu kalem alacakların işlenebilmesi için sözleşmeden dönülmemiş olması gerekir. Oysa, davacı, 14.7.1997 tarihli ihtarnamesiyle sözleşmeden dönmüştür. Sözleşmeden dönen taraf ise, ancak BK.nun 108/11. maddesinde öngörülen menfi zararını, başka bir anlatımla, cebinden çıkan paranın tahsilini isteyebilir. Menfi zarar ise, somut olayda, kaçırılan fırsattan ibarettir. Yani, davacı iş sahibi, davalı ile sözleşme yapmamış olsaydı, o tarih itibariyle davalının teklifine en yakın teklifte bulunmuş başka yüklenici varsa, o yüklenicinin teklif ettiği fiyat ile (o tarihte başka fiyat teklif eden yüklenici yok ise anılan tarih itibariyle o işin raiç bedeli ile) davacı iş sahibinin sözleşmenin feshini müteakip makul süre içerisinde kalan eksik işler için başka yükleniciye ödediği bedel arasındaki fark menfi zarardır. Davada eksik işler bedeli adı altında bir talepte bulunulduğuna göre, bu talebin içerisinde menfi zararın tahsili istemi de mevcut olduğundan, mahkemece az yukarıda açıklanan yönteme uygun biçimde menfi zarar hesaplanmak, davalının hak ettiği imalat bedeli ve ödemeler göz önünde bulundurulmak ve bu suretle sonuca gidilmek ve cezai şart talebinin de reddine karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ile davanın yazılı biçimde kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle davalı yararına (BOZULMASINA), duruşmada vekille temsil edilmeyen davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 8.11.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yüklenici, inşaat sözleşmesi, nama ifa, asli müdahil, muvazaa, hile Av. İlhan SALBAŞ Meslektaşların Soruları 5 07-09-2018 13:14
Öğretmenin Okulda Öğrenciyi Dövmesine İlişkin Yargıtay Kararlarına İhtiyacım Var. Academic Hukuk Soruları 9 18-08-2012 09:06
Elİmİzde Nama Yazili Halk Bankasi Hİsse Senetlerİ Var, Bedelİnİ Almak İÇİn Ne Yapmak. ayzek11 Meslektaşların Soruları 1 16-06-2008 18:54
nama yazılı hisse senetleri naz Meslektaşların Soruları 1 12-04-2007 18:02
Nama Yazili Bono av.myıldız Meslektaşların Soruları 4 09-11-2006 18:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03062606 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.