Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Usulsüz tebligat ve öğrenme tarihinde borca itiraz şikayet süresini kaçırma

Yanıt
Old 27-09-2010, 17:48   #1
keskinbalta

 
Soru Usulsüz tebligat ve öğrenme tarihinde borca itiraz şikayet süresini kaçırma

İlamsız icra ile ilgili usulsüz tebligatı öğrenme tarihinden itibaren borca itiraz süresinde yapılıyor.
Fakat usulsüz tebligat şikayet yoluna gidilmiyor ve şikayet süresi kaçıyor.
Daha sonra icra dairesince itiraz süresinde yapılmadığı gerekçesiyle borca itiraz reddediliyor.
Bu red işlemi üzerine usulsüz tebligat ve borca itirazın kabul edilmesi için şikayete gidiliyor.
İcra mahkemesince şikayet kabul ediliyor tebliğ tarihi öğrenme tarihi olarak düzeltiliyor ve karar temyize gidiyor.

itiraz edilen fatura borcuna dayalı kısmi ödemeler ve işlemiş faizlerdir ( takip tarihinden önce ihtar ve temerrüt yoktur)
eğer bozma gelirse yani bozma gelme ihtimaline karşı şimdiden menfi tespit davası açmakta fayda var mı
menfi tespit davası ile işlemiş ve takipten sonra işleyecek faizlerden kurtulmak mümkün olur mu?

yani buradaki espiri borca öğrenme ile süresinde itiraz edilip şikayete gidilmemesidir yoksa şikayete gidilip de borca itiraz edilmemesi değildir...
Old 27-09-2010, 20:20   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

İşinize -belki- yarayabilir diye kararı ekliyorum.




-----



Onikinci Hukuk Dairesi


Esas No : 2002/5499
Karar No : 2002/7143
Tarih : 05.04.2002



89/1 - 89/2 İHBARI USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYET SÜRE
Özet:
89/1 haciz ihbarı tebligatının usulsüzlüğü kabul edilip tesbit edilen öğrenme tarihi itibariyle şikayetçinin bu ihbara yasal sürede itiraz etmiş olması karşısında çıkarılan 89/2 ihbarnamesi yok hükmündedir. Bu durumda tebligatın usulsüzlüğü hususundaki şikayet süreyi tabi bulunmamaktadır.



Konu:
Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Mercice 89/1 haciz ihbarı tebligatının usulsüzlüğü kabul edilip öğrenme tarihinin 11.4.2001 olarak tespit edilmesine, anılan tarih itibariyle şikayetçinin 89/1 ihbarına yasal sürede 12.4.2001 tarihinde itiraz etmiş olması karşısında çıkarılan 89/2 ihbarnamesinin yok hükmünde olmasına, bu durum karşısında tebligatın usulsüzlüğü hususundaki şikayetin İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi olmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 4.960.000.lira onama harcı alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 5.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.



İlgili Maddeler:
(2004 s. İİK. m. 16/2,89)

-----

Diğer yandan şu ifadeler de Talih Uyara aittir.

Ödeme emri borçluya usulsüz olarak tebliğ edilmişse, ödeme emrine itiraz süresi «borçlunun usulsüz tebligatı öğrendiği tarih»ten itibaren işlemeye başlar. Ancak, bunun için borçlunun ayrıca şikayet yolu ile -yedi gün içinde-[19] icra mahkemesine başvurup «tebligatın usulsüz olduğunu» tesbit ettirip, «ödeme emrinin tebliğ tarihinin, usulsüz tebligatı öğrendiği tarih olduğu» konusunda bir karar alması gerekir.[20] Bu konuda icra mahkemesine ayrı bir şikayette bulunmayan borçlu, icra mahkemesine -süresinden sonra- yaptığı «borca itiraz»ında da, «ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu» ileri sürebilir.
Bu takdirde, icra mahkemesinin önce «ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olup olmadığını» incelemesi ve tebligatın usulsüz olarak yapılmış olduğunu saptaması halinde, «borçlunun borca itiraz sebeplerini irdelemesi» gerekir.[21]

Yüksek mahkeme, bu konuyla ilgili olarak;
√ «İcra mahkemesince -borçlunun, ‘tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin şikayeti bulunmadıkça’- doğrudan doğruya tebligatın usulsüzlüğünün dikkate alınamayacağını»[22]
√ «Ödeme emri ‘kendisine bizzat tebliğ edilmiş’ gözüken borçlunun, daha sonra ‘takibi haricen öğrendiğini’ iddia ederek, tebliğ tarihinin düzeltilmesini icra mahkemesinden isteyebileceği (bunu istemekte hukuki yararının bulunacağı), bu durumda, icra mahkemesince, öncelikle ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ zarfındaki imzanın borçluya ait olup olmadığının usulen incelenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceğini»[23]
√ «Usulsüz tebligat halinde -Teb. K.’nun 32. maddesi uyarınca- ‘borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihinin, ödeme emrinin tebliğ tarihi’ olarak kabul edilerek bu tarihe göre borçlunun icra mahkemesine yaptığı itirazın (başvurunun) ‘5 günlük yasal sürede olup olmadığı’nın incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğini»[24]
√ «Tebligat parçasındaki kaydın -örneğin; tebligat yapılan kişinin, muhatabın işçisi, aile fertlerinden birisi olup olmadığının- icra mahkemesinde her türlü delil ile ispat edilebileceğini»[25]
√ « ‘Örnek 10 ödeme emri’ kendisine usulsüz olarak tebliğ edilmiş olan borçlunun, usulsüz tebliğ işlemini öğrendikten sonra, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde şikayet yolu ile, tebligatın usulsüzlüğünü -takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu- icra mahkemesine başvurarak, ‘tebliğ tarihinin -ödeme emrini öğrendiği tarih olarak- düzeltilmesini’ istemesi gerekeceğini»[26]
belirtmiştir.

Kaynak: http://webcache.googleusercontent.co...&ct=clnk&gl=tr
Old 27-09-2010, 20:31   #3
keskinbalta

 
Varsayılan

teşekkürler çok faydalı bir karar
fakat iş gelip şikayetin süreye tabi olup olmaması (kamu düzeni)meselesine dayanıyor
ve merak ettiğim şey:
acaba ilamsız ödeme emrinin (DÜZELTTİM) usulsüz tebligatının şikayet süresini kaçırmak yüzünden yerel mahkeme kararı bozulsa bile;
onun yerine öğrenme tarihinden itibaren süresi içerisinde borca itiraz edilmesi ve icra dairesince bu itirazın reddedilmesi işlemi yönünden şikayette de süre kaçırılmış mıdır?
baki kuru kitabında:
“Borçlunun usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin iptali için şikayet yoluna başvurmasına gerek yoktur. borçlunun ödeme emrini öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmesi gerekli ve yeterlidir.”
Old 28-09-2010, 09:54   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan keskinbalta
teşekkürler çok faydalı bir karar
fakat iş gelip şikayetin süreye tabi olup olmaması (kamu düzeni)meselesine dayanıyor
ve merak ettiğim şey:
acaba ilamsız icra emrinin usulsüz tebligatının şikayet süresini kaçırmak yüzünden yerel mahkeme kararı bozulsa bile;
onun yerine öğrenme tarihinden itibaren süresi içerisinde borca itiraz edilmesi ve icra dairesince bu itirazın reddedilmesi işlemi yönünden şikayette de süre kaçırılmış mıdır?
baki kuru kitabında:
“Borçlunun usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin iptali için şikayet yoluna başvurmasına gerek yoktur. borçlunun ödeme emrini öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmesi gerekli ve yeterlidir.”


Sayın meslektaşım,

Öncelikle ifade etmek isterim, "İlamsız icra emri" cümlenizi, "İlamsız Takipte Ödeme emri" olarak değerlendiriyorum.

Ben şöyle düşünüyorum:

Usulsüz tebligat nedeniyle şikayet yoluna gitmeden "öğrenme tarihi" itibariyle doğrudan ilamsız takibe itiraz etmeniz halinde, muhtemelen itiraz süresi geçtiği için icra müdürü itirazınızı kabul etmeyecektir. Bu red kararı, yasaya uygun mudur? evet uygundur. Zira iptal edilmedikçe yapılan tebligat geçerli bir tebligatın sonuçlarını doğurur ve icra müdürünün süresi dışında yapılan itirazı reddetmek zorunluluğu vardır. Bu bağlamda itiraz dilekçesinde "ödeme emri usulsüz tebliğ edilmiştir!" denilmedikçe salt itirazı red kararını şikayet etmeniz, doğru olan bir kararı şikayet etmeniz anlamına gelir ve icra hakimi süre yönünden itirazı red kararını bozamaz. Ancak, icra hakimi huzuruna gelen dosyada görevinden ötürü dikkate alması gereken bir husus olursa, onu re'sen karara bağlamakla yükümlüdür. Mesala, alacaklının takip ehliyetinin olup olmadığı re'sen nazara alınması gereken bir husustur.

İşte bu noktada usulsüz tebligatın re'sen nazara alınıp alınmayacağı da önem arz edecektir. Usulsüz tebligatın re'sen nazara alınamayacağına dair Yargıtay kararının olduğunu hatırlıyorum, esasen ilk mesajımda eklediğim Talih Uyar'a ait eserde de bu yönde açıklamalar vardır. Hatta orada aynen:

Alıntı:
Bu konuda icra mahkemesine ayrı bir şikayette bulunmayan borçlu, icra mahkemesine -süresinden sonra- yaptığı «borca itiraz»ında da, «ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu» ileri sürebilir.
Bu takdirde, icra mahkemesinin önce «ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olup olmadığını» incelemesi ve tebligatın usulsüz olarak yapılmış olduğunu saptaması halinde, «borçlunun borca itiraz sebeplerini irdelemesi» gerekir.[21]
denilmekte ve sizin sorduğunuz soruya kanaatimce cevap da vermektedir. (Not: Talih Uyar'ın kitabında atıf yaptığı Bknz: 12. HD. 10.5.2005 T. 7253/10199; 5.7.2004 T. 13800/17788; 1.7.2004 T. 13983/17365nolu kararları ben Kazancı İçtihat Programında bulamadım!, bulabilen arkadaşlar eklerse sevinirim)

Bu itibarla Sayın Baki Kuru da, mesajınızda yer verdiğiniz o ifadeleri belki bu amaçla yazmış olmalıdır, düşüncesindeyim. (Not: Ancak Baki Kuru, İcra-İflas hukuku El Kitabı isimli kitabının 123. sayfasında yazdığınızın aksine, "öğrenmeden itibaren süresinde itiraz edip, usulsüz tebligatı şikayet etmemesi halinde, "itiraz etmemiş sayılır ve takip kesinleşir." demektedir. )

Neticede, mevcut görüşlere göre borçlunun bir şekilde yanlışlıkla icra hakimliğine (!) yaptığı itirazında (Hakim, hukuku re'sen uygular! kuralı gereği bu itiraz şikayet olarak değerlendirilecektir...) ya da doğrudan İcra hakimliğine yönelttiği şikayetinde, "ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olduğunu" ileri sürmüş olması zorunludur. Bu ilk durum aslında bir nevi itirazın yanlış merciie yapılması ve itiraz dilekçesinin aslında şikayet dilekçesi olarak re'sen nitelendirilmesi olarak da değerlendirilebilecek bir durumdur. Yoksa İcra hakimi usulsüz tebligatı re'sen nazara alamayacaktır. Yani icra müdürlüğüne itiraz edip, itirazın reddi halinde bu kararı şikayet etmeniz halinde kanaatimce İcra hakimi usulsüz tebligatı re'sen nazara alamayacaktır.
Old 28-09-2010, 14:05   #5
keskinbalta

 
Varsayılan Usulsüz tebligat ve öğrenme tarihinde borca itiraz şikayet süresini kaçırma

Alıntı:
Sayın meslektaşım,

Öncelikle ifade etmek isterim, "İlamsız icra emri" cümlenizi, "İlamsız Takipte Ödeme emri" olarak değerlendiriyorum.

düzelttim
Alıntı:
Bu konuda icra mahkemesine ayrı bir şikayette bulunmayan borçlu, icra mahkemesine -süresinden sonra- yaptığı «borca itiraz»ında da, «ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu» ileri sürebilir.
Bu takdirde, icra mahkemesinin önce «ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olup olmadığını» incelemesi ve tebligatın usulsüz olarak yapılmış olduğunu saptaması halinde, «borçlunun borca itiraz sebeplerini irdelemesi» gerekir.

öğrenme tarihinden itibaren icra dairesine borca itirazımızda "tebligat usulsüzdür" diye bir ibare yok ama öğrenme tarihi şu tarihtir ("rektörlüğe tebliğ tarihi") diye açıkça yazılmış bir ibare var... acaba borca itiraz dilekçemizdeki beyan ettiğimiz öğrenme tarihi zımni olarak tebligatın usulsüz olduğunu iddia eder mi?
Old 28-09-2010, 15:20   #6
Av.Şevval

 
Varsayılan

usulsüz tebligatla ilgili geçen hafta bir borca itirazda bulundum.
Sayın Dikici'nin cevaplarnı okuyunca farkettim ki ben tebligatın iptalini talep etmedim.

İtiraz dilekçemde borçlunun takibi haciz sırasında öğrendiğini tebligatın usulsüz olduğunu belirtip,itirazlarıma geçtim.
Acaba beyanım yeterli değil midir.Açıkça usulsüz tebligatın iptalini talep etmelimiydim. Ya da ne şekilde ifade etmeliydim.
Duruşma günü henüz gelmedi,hatalıysam nasıl düzeltebilirim.
Old 28-09-2010, 16:05   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şevval
usulsüz tebligatla ilgili geçen hafta bir borca itirazda bulundum.
Sayın Dikici'nin cevaplarnı okuyunca farkettim ki ben tebligatın iptalini talep etmedim.

İtiraz dilekçemde borçlunun takibi haciz sırasında öğrendiğini tebligatın usulsüz olduğunu belirtip,itirazlarıma geçtim.
Acaba beyanım yeterli değil midir.Açıkça usulsüz tebligatın iptalini talep etmelimiydim. Ya da ne şekilde ifade etmeliydim.
Duruşma günü henüz gelmedi,hatalıysam nasıl düzeltebilirim.

Duruşma günü henüz gelmedi dediğinize göre, belli ki kambiyo takibi ile ilgili bir itirazda bulunmuş olmalısınız.

Bu itibarla İcra hakimliği itirazınızı incelerken, dilkeçenizde "tebligatın usulsüz olduğunu da belirtmiş olmanız" nedeniyle, hukuku re'sen uygulayarak, (HUMK.76'ya göre,) bu yöndeki itirazınızı usulsüz tebligat noktasında şikayet olarak da değerlendirecektir.

Diğer yandan usulsüz tebligat nedeniyle yapılan şikayetlerde mahkeme ödeme emrini iptal etmeyip, sadece öğrenme tarihinde tebligat yapıldığına dair tebligat tarihini düzeltmektedir. Tabi ki ayrıca varsa diğer itirazlarınızı da değerlendirecektir. (Düşüncesindeyim)
Old 09-03-2011, 20:17   #8
keskinbalta

 
Varsayılan

yargıtay kararlarını inceledim "borca itiraz ile birlikte aynı zamanda usulsüz tebligat davası açmak gerekir" diyor
yapılacak şey; bu aleyhe durumdan kurtulmak için menfi tespit yada istirdat davası açmak ihtiyati tedbir talep etmek...
Old 08-06-2011, 08:46   #9
keskinbalta

 
Olumlu

Onama kararı geldi:


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi

Esas No : 2010/27844
Karar No : 2011/8259
Mahkemesi : İcra Hukuk Mahkemesi
Borçlu : ... Üniversitesi
Alacaklı : ... A.Ş.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından "… Üniversitesi Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü" aleyhine genel haciz yoluyla yapılan takipte örnek 7 numaralı ödeme emri adı geçen müdürlüğe 17/5/2010 tarihinde tebliğ edilmiş, … Üniversitesi Rektörlüğü'nce 28/5/2010 tarihinde asıl alacağın bir kısmına, ayrıca faiz oran ve miktarına itiraz edilmiş, ancak icra müdürlüğünce 04/06/2010 tarihinde itirazın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Şikayetçi … Üniversitesi Rektörlüğü Vekili, 10/06/2010 tarihinde İcra Mahkemesine verdiği başvuru dilekçesinde, takibin Üniversite Rektörlüğü yerine temsilcide hata yapılarak ayrı bir tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti bulunmayan … Üniversitesi Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü'ne tebliğ edildiğini, bu tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenle tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 24/05/2010 tarihi olarak düzeltilmesine ve icra müdürlüğünün 04.06.2010 tarihli red işleminin iptali ile itirazlarının süresinde yapıldığının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuk davalarında olduğu gibi icra takibinde de tarafların, taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Yalnız gerçek ve tüzel kişilerin taraf ehliyeti vardır. Borçlu olarak gösterilen … Üniversitesi Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü, … Üniversitesi’ne bağlı bir birim olup, ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından takipte taraf ehliyeti bulunmamaktadır. HUMK'nun 76. maddesine göre hukuki tavsif hakime ait olup, şikayetçi vekilinin icra mahkemesine başvurusu Döner Sermaye İşletme Müdürlüğüne ödeme emri çıkarılamayacağına yönelik şikayet niteliğinde kabul edilip tüzel kişiliği olmayan Müdürlük hakkında takip yapılması usulsüz olduğundan ve bu durumun kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle mahkemece re'sen gözetilerek takibin iptaline karar verilmemesi temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni sayılmamış, kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 17.15.TL onama harcının mahsubuna bakiye 1,25 TL harcın temyiz edenden alınmasına, 03/05/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 03-07-2013, 13:16   #10
yigiturk

 
Varsayılan

Borçlunun bizzat kendisine tebliğ edilmiş olan tebligat sırf yönetmeliğe uygun olmadığından, usulsüz olduğu gerekçesiyle icra mahkemesine şikayet edilerek iptali sağlanabilir mi ? Yani borçlu borcu kabul ediyor, tebliğ tarihini de kabul ediyor fakat tebligat üzerinde örneğin tebliğ isteyen yazmıyor veya zarfın muhtevasının ne olduğu yazmıyor sırf bu yüzden karşı tarafı uğraştırmak, vekalete mahkum etmek adına bu yola başvurulabilir mi ? Hakim burada hukuki bir yarar olmadığından ötürü red kararı verir mi ? TEŞEKKÜRLER
Old 05-09-2016, 09:47   #11
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2015/33471
KARAR NO:2016/11161
KARAR TARİHİ: 14/04/2016


>USULSÜZ TEBLİGATA İLİŞKİN ŞİKAYETİN 7 GÜNLÜK SÜREDE YAPILMASI GEREKİR, 1. TEBLİGATIN USULSÜZ OLDUĞU ANLAŞILMASI ÜZERİNE 2. TEBLİGATIN GÖNDERİLMESİNİN AVUKAT TARAFINDAN DOSYADAN FOTOKOPİ ALINMASI SIRASINDA ÖĞRENİLDİĞİ



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklının borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlattığı ilamsız icra takibinde borçlu vekili, ödeme emri tebligatlarının usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 18.03.2014 olarak düzeltilmesine ve takibin iptaline karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece, borçlunun 18.10.2012 tarihinde yaptığı harici ödeme ile icra takibinden haberdar olduğu ve dolayısıyla şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği
anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.

Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12* 258 E. * 1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Eş söyleyişle, henüz ortada usulüne uygun olmayan bir tebligat dahi bulunmazken, böyle bir tebligatın gönderileceği öğrenilmiş olsa bile, bu şekilde sonraki bir tarihte yapılacak tebligata muttali olunduğunun kabulüne olanak yoktur. Usulsüz tebligatın yapıldığı tarihten sonraki bir tarihte gerçekleşen ittıla ile ancak bu tebligat geçerli sayılabilecektir. Diğer taraftan, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir.

Somut olayda, borçluya 05.04.2012 tarihinde ilk ödeme emri tebliğ edildikten sonra alacaklı vekilinin, tebligatın yasada belirtilen şekilde yapılmadığından bahisle "...ödeme emrinin usulü dairesinde yeniden tebliğe çıkartılmasını..." talep etmesi üzerine icra müdürlüğünce borçluya çıkarılan ödeme emrinin 08.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır.

Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.

O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi
Old 22-05-2017, 09:45   #12
sare_

 
Varsayılan

Merhabalar,

Tam tersi durumda yani öğrenme tarihini belirtip süresinde icra mahkemesine şikayette bulunulduğu ama bir sebeple icra müdürlüğüne itirazın yapılmadığı durumda ne olur? Mahkeme, müdürlüğe itiraz yapılmadı diye reddeder mi?
Mahkemeye ilamsız takip ile ilgili, usülsüz tebligat ve imzaya itiraz hususunda şikayette bulunuldu.
Old 20-05-2021, 17:49   #13
Av. Meltem ERTÜRK

 
Varsayılan Netice

Alıntı:
Yazan keskinbalta
İlamsız icra ile ilgili usulsüz tebligatı öğrenme tarihinden itibaren borca itiraz süresinde yapılıyor.
Fakat usulsüz tebligat şikayet yoluna gidilmiyor ve şikayet süresi kaçıyor.
Daha sonra icra dairesince itiraz süresinde yapılmadığı gerekçesiyle borca itiraz reddediliyor.
Bu red işlemi üzerine usulsüz tebligat ve borca itirazın kabul edilmesi için şikayete gidiliyor.
İcra mahkemesince şikayet kabul ediliyor tebliğ tarihi öğrenme tarihi olarak düzeltiliyor ve karar temyize gidiyor.

itiraz edilen fatura borcuna dayalı kısmi ödemeler ve işlemiş faizlerdir ( takip tarihinden önce ihtar ve temerrüt yoktur)
eğer bozma gelirse yani bozma gelme ihtimaline karşı şimdiden menfi tespit davası açmakta fayda var mı
menfi tespit davası ile işlemiş ve takipten sonra işleyecek faizlerden kurtulmak mümkün olur mu?

yani buradaki espiri borca öğrenme ile süresinde itiraz edilip şikayete gidilmemesidir yoksa şikayete gidilip de borca itiraz edilmemesi değildir...

Merhaba meslektaşım, davanız sonuçlandı mı acaba? Şikayetiniz olumlu neticelendiğinde konulan hacizleriniz de kaldırılmış mıydı yoksa takip olduğu yerde haciz li şekilde kalmış mıydı merak ettim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
temyiz süresini kaçıran vekili şikayet süresi avukat aktaş Meslektaşların Soruları 8 09-07-2013 12:00
Tebligat yapılmadan evvel haricen öğrenilen borca karşı itiraz av.sgenc Meslektaşların Soruları 12 21-08-2010 14:07
Süre tutum dilekçesi tutukluluğa itiraz süresini de keser mi Tolga İşcan Meslektaşların Soruları 1 05-03-2010 16:17
borca itiraz mı şikayet mi ? law in law Meslektaşların Soruları 1 10-11-2009 13:53
Usulsüz tebligat edeni ile şikayet ve süre aslı çağdaş Meslektaşların Soruları 1 13-03-2009 16:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03437591 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.