Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İştirak Halinde Mülkiyet-Müdahalenin Meni(Ecrimisil)-Dava Arkadaşlığının Türü

Yanıt
Old 20-01-2007, 11:56   #1
Av. Mehmet Söylemez

 
Varsayılan İştirak Halinde Mülkiyet-Müdahalenin Meni(Ecrimisil)-Dava Arkadaşlığının Türü

Değerli meslekdaşlarım.
Şöyle bir problemim var.Ayna zamandan kendisi de iştirak halinde mülkiyette şeriklerden biri olan H, kullandığı (zilyedi olduğu) taşınmaza tecavüz eden şahsa karşı tek başına meni müdahale davası açabir mi? ( Zilyedlikle ilgili davdanı 60 günü geçirdiği için bahsetmiyorum.
Yardımcı olabilirseniz sevinirim.
Old 20-01-2007, 12:19   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Merhaba,

iştirak halinde mülkiyette ve paylı mülkiyette, her paydaş, taşınmazın yönelen tecavüze,gaspa, karşı tek başına dava açabilir.
Hangi eşya hukuku kitabını açsanız,bu hususta bilgilere ulaşabilirsiniz.


çözümde faydalı olabilecek içtihatlar:

T.C
YARGITAY
1.HUKUK DAİRESİ
Sayı:
Esas 2004 Karar
6512 7138 YARGITAY İLAMI

Mahkemesi :A 4.As.H.H.
Tarihi :20.2.2004
Nosu :292-59
Davacı :Vakıflar Bölge Müd.
Davalı ursun

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı,vakıf adına kayıtlı 2 parsel sayılı taşınmaza davalının bina yapmak ve ağaç dikmek suretiyle haksız müdahalede bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı,davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece,dava konusu taşınmazda davacı idare dışında başka dava dışı paydaşların bulunduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım yönünden davanın reddine,ecrimisil yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar,davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerinin reddine,ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacı vakıflar idaresinin çekişme konusu 2 parsel sayılı taşınmazda paydaş bulunduğu davalının kayden ilgisi olmadığı bu yere bina yapmak suretiyle elattığı anlaşılmaktadır.Medeni Yasanın 693. maddesine göre paydaşlardan herbiri bölünemeyen ortak menfaatlerin korunması bakımından diğer paydaşları temsil yetkisine sahiptir.
Hal böyle olunca,çap kaydına değer verilerek davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken,elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,10.6.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Konun çözümünü sağlayan hukuki dayanakalar

TÜRK MEDENİ KANUNU
3. Yararlanma, kullanma ve koruma

Madde 693- Paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir.

Uyuşmazlık hâlinde yararlanma ve kullanma şeklini hâkim belirler. Bu belirleme, paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında bölünmesi biçiminde de olabilir.

Paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir
Old 20-01-2007, 14:35   #3
Av. Mehmet Söylemez

 
Varsayılan

Öncelikle ilgine teşekkür ederim.
Üstadım, sizin bahsettiğiniz husus ve gösterdiğiniz Yargıtay kararı müşterek mülkiyetle alakalı. Benim konum iştirak halinde mülkiyetle ilgili.İştirak halinde bölünemeyen hususlarla ilgili olarak dahi ortaklardan biri dava açabilir fakat davayı yürütmesi diğer tüm şeriklerin muvafakatine bağlı. Benim olayımda oybirliğini sağlayamıyorum. Bu yüzden zilyedlikten yararlanmaya çalışıyorum. Yalnız zilyedlikte de 60 günlük süreyi kaçırdım. Bu yüzden burada zilyed olarak tek başına meni müdahale davası açabilir miyiz?
Old 20-01-2007, 14:47   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Merhaba,

Yargıtay'ın 1. HD'nin 2003-293 E sayılı kararında

"
Bilindiği üzere;paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini herzaman istiyebilir. Hatta iştirak halinde mülkiyette dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan paydaş aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesizolarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmann
önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir"

Demektedir,yani iştirak halinde Mülkiyette dahi tek başına dava açabilir
Old 20-01-2007, 15:02   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

Merhaba,

( içtihatBurda da tam uymaz diyeceksiniz,) o zaman,

Mk.m.702 son a göre ortaklardan herbiri toplululağa giren hakların korunmasını sağlayabileceği gibi,bu durumdan bütün ortaklar yaralanabilecektir.... davacı ortağın davayı kaybetmesi durumunda diğer ortakların hakları etkilenmeyecektir( oğuzman-selici.Eşya Hukuku.shf.272-2004)
Ama haklısınız eski içtihatlarda yani yeni medeni kanun yürürlüğe girmden önce bütün ortakların muvafakati gerekiyordu.Ama artık tek başına dava açılması geektiğini düşünüyorum.
Old 20-01-2007, 15:25   #6
Av. Mehmet Söylemez

 
Varsayılan

Karoyad'a)
Üstad anlaşamadık. Konuyu araştırırken esasen gösterdiğiniz kararlar karşıma çıkmıştı. Fakat bu gösterdiğiniz kararda da bir artakın,ortaklardan diğer birine açacağı davada sözkonusu. Üçüncü kişi olduğu zaman durum değişiyor. Hatta bu konu ile ilgili 82 tarihli Y.İ.B.K var. Orada güzel anlatıyor. Fakat o kararı nasıl gönderebilirim onu da bilmiyorum.
Old 20-01-2007, 15:26   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Aşağıdaki kararda " Elbirliğiyle (iştirak halinde) mülkiyet halinde , paydaşlardan birinin veya birkaçının 3. kişiye karşı müdahalenin önlenmesi davasını açabileceği , ecrimisil isteminde paydaşlardan birlikte hareket etmesi gerekeceği " ifade edilmektedir.

Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/13090
K. 2003/13274
T. 6.11.2003

• EL ATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI ( Davanın Terekedeki Hakların Korunması Kavramına Dahil Olması-Bu Sebeble Mirasçıların Yalnız Başına Açabilmesi )
• ECRİMİSİL TALEBİ ( Söz Konusu Talebin Terekedeki Hakların Korunması Kavramına Dahil Olmaması-Bu Sebeble Mirasçıların Birlikte Hareket Etmesinin Zorunlu Olması )
• OBJEKTİF DAVA BİRLEŞMESİ ( Davacının Davalıya Karşı Olan Birden Fazla Talebini Aynı Davada Birleştirmesi )
• ZORUNLU DAVA ARKADAŞLIĞI ( Miras Ortaklığının Tümüne İlişkin Davaların Mirasçılar Tarafından Birlikte Açılmasının Gerekmesi )
• TAPU SİCİLİ ( Tapunun Sınırı Ve Kapsamı Yönünden Kendisinden Beklenen Özeni Göstermeyen Kimsenin İyiniyetli Sayılmaması )
• İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET ( Pay Sahibinin Yalnız Kendi Payına İsabet Eden Kısım İçin Dava Açamaması-Açtığı Davanın Diğer Mirasçıların Katılması Halinde Dahi Davanın Sağlık Kazanamaması )
• TEREKEYE AİT DAVALAR ( Davaların Bütün Ortaklar Tarafından Açılmasının Gerekmesi )
• MİRAS ORTAKLIĞI ( Ortaklığın Tümüne İlişkin Davaların Mirasçılar Tarafından Birlikte Açılmasının Gerekmesi )
• TARAF EHLİYETİ ( Taraf Ehliyetine Sahip Olmanın Dava Şartı Olması Ve Mahkemece Resen Gözetilmesinin Gerekmesi )
4721/m.640,702,933,995
ÖZET: Bir davada tarafların taraf ehliyetine sahip olmaları dava şartlarındandır. Bu nedenle, davanın taraflarından birinin taraf ehliyetine sahip olmadığı mahkemece kendiliğinden ( re'sen ) gözetilir ve dava esasa girilmeden ( mesmu olmadığından ) reddedilir.

Elbirliği ( iştirak ) halindeki mülkiyet kuralları ( TM. mad. 640/702 ) gereğince miras ortaklığının ( terekenin ) tümüne ilişkin davaların, bütün mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Davacı mirasçının kendi açtığı davayı tüm mirasçıların birlikte yürütmeleri gerekir. Mahkemece, diğer mirasçıların davaya katılmasını ( icazet vermelerini ) sağlaması veya terekeye temsilci tayin ettirmesi ( TMK. mad. 640 ) için davacıya uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece açıklanan ilkeler doğrultusunda ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Dava dilekçesinde 1.000.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : 1- MADDİ OLAY

Davacı, murisi ( annesi ) adına tapuda kayıtlı olan Ovacık Köyü 3 nolu parseli işgal eden davalının elatmasının önlenmesi ile 1.000.000.000 lira ecrimisilin tahsilini istemiş, davalı bitişik taşınmazın kadastro tespiti sırasında maliklerinin ters olarak yazıldığı için dava konusu yerin davacının murisi adına tapuda kayıtlı görüldüğünü gerçekte kendi dedesine ait olduğundan bu nedenle tasarruf ettiği için davanın reddini savunmuş olup; mahkemece davalının, davacının murisine ait tapulu taşınmaza haksız olarak el attığından elatmasının önlenmesine, davalının taşınmazı kullanması iyi niyete dayandığından ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından ecrimisile hasren temyiz edilmiştir.

Öncelikle şu hususa açıklık getirmek gerekir: Davacı mirasçının, miras şirketinin haiz olduğu ( terekeye ait ) davanın tamamı için değil de, SADECE KENDİ PAYINA İSABET ETTİĞİNİ İDDİA ETTİĞİ PAYIN ( ecrimisilden hissesine düşecek payın ) ÖDENMESİ İÇİN DAVAYI AÇMIŞ İSE, İŞTİRAK HALİNDEKİ PAYLARDA TASARRUF ( örneğin dava ) CAİZ OLMADIĞINDAN VE DAVA DİĞER MİRASÇILARIN HİSSESİNE DÜŞECEK PAYLARI DA KAPSAMADIĞINDAN, BÖYLE BİR DAVAYA DİĞER MİRASÇILARIN KATILMASI İLE DEVAM EDİLMESİNE OLANAK YOKTUR; YANİ DAVA DİĞER MİRASÇILARIN KATILMASI İLE DE SAĞLIK KAZANAMAZ; DAVANIN HİÇ BİR ARAŞTIRMAYA GEREK KALMAKSIZIN REDDİ GEREKİR.

Aşağıdaki açıklamalar, bir mirasçının terekeye ait ( yani miras şirketi tarafından açılması gereken ) bir davayı bir başına açması durumu ile ilgilidir.

II- TEREKEDEKİ HAKLARIN KORUNMASI

TMK. mad. 640/II hükmüne göre ""Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler"" Aynı maddenin IV. fıkrasına göre: ""Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır"" ( Koşut anlamda TMK. mad. 702/IV )

TMK. mad. 640/IV hükmü, mirasçılardan biri ya da bir kısmının başvurabileceği yasal yolları ""terekedeki hakların korunması"" ile sınırlı tutmuştur. Açılan dava veya başvurulan yasal yolun bu nitelikte olmadığı durumlarda ana kural ( TMK. mad. 702/II ) geçerli olup, bir ya da bir kısım mirasçının istemi, sıfat yokluğundan reddedilecektir.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacı, murisinden intikal eden taşınmaza ( paydaş bulunmayan ) davalının elatmasının önlenmesi ile birlikte ecrimisil istemiştir. Terekeye dahil bir taşınmaza elatmanın önlenmesi davası ""terekedeki hakların korunması"" kavramına dahil olduğundan mirasçılardan herhangi birisi veya birkaçı tarafından açılabilir. Buna karşın ecrimisil davası, ""terekedeki hakların korunması"" ile ilgili olmayıp terekedeki taşınmazdan yararlanmaya yönelik bulunmaktadır. Böyle bir durumda ana kural gereğince birlikte hareket etme gereği vardır. Bu nedenle, iştirak halinde mülkiyet konusu olan bir mal veya hakka ilişkin ( örneğin uyuşmazlık konusu olan olayda olduğu üzere - ecrimisil - ) davalarının, -bağımsız olarak açıldığı takdirde elbirliği ( iştirak ) halindeki maliklerin ( paydaşların ) hepsi tarafından veya hepsine karşı birlikte açılması zorunludur.

II/1 ) TEREKEDEN ( veya tereke mallarının semerelerinden ) FAYDALANMA BİRLİKTE HAREKET ESASINA DAYANIR.

Mirasçılar, tereke mallarını kullanabilir ve bunlardan yararlanabilirler. Kullanma ve istifade hakkı müşterektir ve tüm mirasçılara aittir. Bu hak, terekenin idaresine ve birlikte hareket esasına dayanır. Bu konuda, mirasçıların anlaşmaları şarttır. Anlaşmazlık halinde, mirasçılara tayin olunacak temsilci, tereke mallarını idare edeceği gibi, mirasçıların kullanma ve faydalanma haklarını da düzenler.

II/2 ) ALACAK HAKLARI ÜZERİNDE TASARRUF

Terekeye dahil alacakları mahkeme ve cebri icra yoluyla takibe, mirasçıların ( ortakların ) hepsi birden yetkilidir. Tasarruf mahiyetinde olan tüm işlemler gibi, dava da ancak ortakların hepsi veya mümessilleri tarafından açılabilir. Nitekim İsviçre Federal Mahkemesi de dava yoluyla bir alacağı takipte, tasarruf mahiyeti görmüştür. Terekeye ait bir alacağın tüm mirasçılar tarafından ileri sürülmesi zorunluğu, mirasçılardan birinin davayı kötü idaresi yüzünden diğer mirasçılara da ait olan bir alacağı yok edebileceği düşüncesinden doğmaktadır ( Ayiter, Nuşin: Elbirliği Ortaklıkları, Ank. 1961, sh. 133 ve orada anılan Federal Mahkeme Kararları ve sh. 140 ).

II/3 ) YAPILMASI ZORUNLU İŞLEMLER

Olağan koruma eylemleri ve buna bağlı olarak onarımlar, mahsullerin toplanması, bozulacak olanların satılması, ivedi olarak yapılması zorunlu bulunan işlerin yerine getirilmesi gibi işlemler, tek bir mirasçı tarafından yapılabilir. Çünkü bunlar, tereke mallarının değerlerinin korunması için yapılan eylem ve işlemlerdir.

II/4 ) TAKSİMİ KABİL OLMAYAN TALEPLER ( örneğin; istihkak, elatmanın önlenmesi, tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi talep ve davalar ) ORTAKLARDAN HER BİRİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEBİLİR. ECRİMİSİL GİBİ TAKSİMİ KABİL DAVALARIN ORTAKLARDAN BİRİSİ TARAFINDAN AÇILABİLECEĞİNİN KABULÜ İSE, DİĞER ORTAKLARI ZARARA SOKMASI OLASILIĞINI GÜNDEME GETİREBİLECEĞİ GİBİ TEREKE MALLARININ DOĞRU BİR ŞEKİLDE PAYLAŞTIRILMASINDA DA SAKINCALAR YARATABİLİR.

III- ELATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI İLE ECRİMİSİL DAVASI ARASINDAKİ FARKLAR

Elatmanın önlenmesi davası ile ecrimisil davası çoğu kez birlikte açıldığı halde, ikisi de aynı mahiyette olmayıp çıkış noktaları ve görevleri ( amaçları ) birbirinden farklıdır. Şöyle ki elatmanın önlenmesi davası objektif olarak haksız ihlalin giderilmesinin, ecrimisil ( tazminat ) davası ise haksız eylemin mal varlığından ( terekede ) meydana getirdiği değişikliklerin giderilmesine hizmet eder ( Bkz. Giritlioğlu, Necla: Müdahalenin Men'i ( elatmanın önlenmesi ) Davası, İst. 1984, sh. 55 ve orada anılan FEHR ).

IV- OBJEKTİF DAVA BİRLEŞMESİ

Bu halde davacı, davalıya karşı olan birden fazla talebini ( elatmanın önlenmesi + ecrimisil ) aynı davada birleştirir; yani birden fazla davasını ( aynı davalıya karşı ) aynı dava dilekçesi ile açar, buna objektif dava birleşmesi denir. Davaların birleşmesi taleplerin maddi hukuk bakımından hukuksal niteliğini değiştirmediği gibi kendilerine usul hukuku yönünden de bir ayrıcalık sağlamaz. Bir başka anlatımla, talepler ayrı ayrı bağımsızdır, kendilerine özgü hukuk kurallarına bağlıdır ve bu nedenle de ecrimisil istemi başka bir talebin ( elatmanın önlenmesi ) yukarıda açıklanan hukuksal ayrıcalığından yararlanamaz.

V- TAPU KAPSAM VE SINIRI YÖNÜNDEN GEREKLİ ÖZEN GÖSTERİLMELİDİR.

Bundan ayrı, tapu sicili aleni olup tapu kayıtları iptal edilinceye kadar geçerliliğini korur. Davalının, tapu kaydına göre gerekli özeni göstererek taşınmazını kullanması gerekirdi. Zira tapusunun sınırı ve kapsamı yönünden kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse, TMK. 993-995 anlamında iyiniyetli sayılamaz.

VI-SONUÇ :

Bir davada tarafların taraf ehliyetine sahip olmaları dava şartlarındandır. Bu nedenle, davanın taraflarından birinin taraf ehliyetine sahip olmadığı mahkemece kendiliğinden ( re'sen ) gözetilir ve dava esasa girilmeden ( mesmu olmadığından ) reddedilir.

Elbirliği ( iştirak ) halindeki mülkiyet kuralları ( TMK. mad. 640, 702 ) gereğince, miras ortaklığının ( terekenin ) tümüne ilişkin davaların, bütün mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir ( zorunlu dava arkadaşlığı ).

Davacı mirasçının kendi açtığı böyle bir davayı yalnız başına yürütemez Davayı tüm mirasçıların birlikte yürütmeleri gerekir. Şu var ki, mahkeme davacının açtığı davayı hemen reddetmemelidir. Mahkemece, diğer mirasçıların davaya katılması ( icazet vermelerini ) sağlaması veya terekeye temsilci tayin ettirmesi ( TMK. mad. 640 ) için davacıya uygun bir süre vermelidir ( Karş. 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı Çit. Bir. Kar. ).

O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (KAZANCI)


Old 20-01-2007, 15:31   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

O ZAMAN, satın Yücel Kocabaş'ın gönderdiği içtihatla birlikte şöyle bir sonuca ulaşabiliriz:

1. Müdahalenin men'i davasını tek başına açabilirsiniz

2. Ecr-i misil talep edeceksiniz,bütün ortakların onayı gerekir.
Old 20-01-2007, 15:36   #9
Av. Mehmet Söylemez

 
Varsayılan

Sayın Yücebaş,
Gösterdiğiniz kararın dayanağı esasen 82 tarihli Y.İ.B.K na dayanıyor ve bu kararı defalarca okuduğum için tam anladığımı sanıyorum ve bu karardan acizane şu hususu çıkardım:
Burada Ecremisille ilgili kısım hakkında dava açılacaksa dava ta baştan tüm ortaklar tarafından açılmalı. Yani ortaklardan biri tek başına dava açamaz. Meni müdahale de ise iştirak halindeki ortaklardan birinin davayı tek başına açmasına müsaade edilmiş fakat davanın yürütülmesi için diger şeriklerin muvafakati şart ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmek gerekiyor.
Old 20-01-2007, 15:43   #10
Av. Mehmet Söylemez

 
Varsayılan

Sayın Korayad;
Meni müdahale davanın açılışında problem yok. Yani elbirliğinde ittifakla hareket etme noktası bölünemeyen meni müdahale gibi davalarda biraz yumuşatılarak dava ortak tarafından tek başına açıldığı zaman Hakim"e davayı hemen reddettirmeyip, davacıya süre vererek ya diğer tüm ortakların muvafakatini getir diyor ya da miras şirketine teksilci tayin ettir diyor. Özetle bu davanın tek başına açılmasına izin var fakat yürütülmesi diğer ortakların rızasına bağlı.
Ecri misilde ise dava baştan tek başına dahi açılamaz. Davayı açmak için baştan ittifak şart. Yoksa mahkeme esasa girmeden reddeder. İttifakla açılmayan davada davacı veya birkısım davacılara ittifakın sağlanması hususunda süre veremez.
Old 20-01-2007, 15:46   #11
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Söylemez,

Kafanızadaki karışıklığın nedeni elbirliği(iştirak) mülkiyetiyle ilgili yeni medeni kanununa hüküm konmuş olmasıdır.

yani 1982 tarihli ünlü içtihat önleme davaları için işlevini yitirmiştir.Yani :

davayı tekbaşına açabilirsiniz
davayı tekbaşına yürütebilirsiniz






TÜRK MEDENİ KANUNU

Madde 702- Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir.

Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir.

Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz.

Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır
Old 20-01-2007, 16:07   #12
Av. Mehmet Söylemez

 
Varsayılan

Sayın Korayad;
Üzgünüm ama aynı fikirdeyim. Bence Sayın Yücedağ"ın göstermiş olduğu karar benim söylediklerimi destekliyor. Siz de benim gibi bu kararın üzerinde biraz daha durursanız sanıyorum bana katılacaksınız.
Old 20-01-2007, 16:09   #14
Av. Mehmet Söylemez

 
Varsayılan

Bu karar yeni yasanın yürürlüğe girme tarihinden sonraki bir zamanda verilmiş bir karardır.
Old 20-01-2007, 22:48   #16
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

İlk cevabımda yer verdiğim Yargıtay 3.HD.nin kararı yeni TMK.nın yürürlükte olduğu dönemde çıkmıştır. Bu kararda hem 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı İç.Br.Kararı ve hem de TMK 640 ,702 maddesi hükmü dikkate alınmıştır.

Benim karardan anladığım ilk cevabımda özetle ifade ettiğim gibi şudur;
a) Müdahalenin önlenmesi davası terekedeki hakların korunması ile ilgili olduğundan, bu davayı TMK 640/4 ve 702/2 maddesine göre paydaşlardan biri veya birkaçı tek başına açabilir. Diğer paydaşların iznine veya terekeye temsilci atanmasına gerek olmadan bu davayı tek başına yürütebilir. Verilecek olumlu hükümden tüm paydaşlar yararlanabilir.

b) Ecrimisil talebi ise, terekenin haklarının korunması ile ilgili olmadığından
TMK 640 ve 702 mad. Gereği davanın tüm paydaşlar tarafından birlikte açılması gerekir. Birlikte açılmamış ise İç
.Br.Kararına göre hemen ret edilmeyip terekeye temsilci atanması veya diğer paydaşların izninin alınması imkanının sağlanması gerekir. Böylece ecrimisil davası da bir veya birkaç paydaş tarafından açılabilecek fakat davanın yürütebilmesi için mutlaka diğer paydaşların izni alınacak alınamazsa temsilci atanacaktır.

İçtihat müdahalenin önlenmesi davası ile ecrimisil davasının özellikle takip şekillerini birbirinden ayırmıştır. Eğer müdahalenin önlenmesi davasının da yürütebilmesi için diğer paydaşların izninin alınması alınamazsa temsilci atanması koşulu aransaydı içtihatda böyle bir ayırıma yer verilmez ecrimisil ve müd.önl.davaları aynı statü içinde ele alınırdı.

Bir başka dayanak kanunun gerekçesinde yer almaktadır. 640.maddenin gerekçesinde “ maddeye eklenen yeni 4.fıkra hükmü...mirasçıların herbirinin hakkını korumak için tek başına dava açmasına imkan sağlamakta ve sağlanan korumadan mirasçıların hepsinin yararlanmasını öngörmektedir. Davacı mirasçı davayı kaybederse , bundan diğer mirasçılar etkilenmeyecektir " sözleri yer almaktadır. Buradaki son cümle dahi bir paydaşın açtığı davayı tek başına yürütebileceği anlamına gelmektedir. Bir mirasçı açtığı davayı yürütüp kaybederse davaya katılmayan mirasçıların karardan etkilenmeyeceği ifade edilmektedir.

Saygılarımla.




Old 22-01-2007, 11:01   #17
Av. Mehmet Söylemez

 
Varsayılan

Değerli meslekdaşlarım Sayın Korayad ve Sayın Yücedağ;
Baştan bir iki noktaya takılmıştım fakat yazılarınızı ve gösterdiğiniz kararları ısrarla okuduktan sonra ikinizin de haklı olduğunuza inandım.Kafamdaki karışıklığı giderdiniz inşallah. Her ikinizi de Teşekkülerimi saygılarımla sunuyorum.
Old 29-07-2008, 12:29   #18
av_sibelll

 
Varsayılan

müdahalenin önelenmesi ve ecri misil tazmiatı hakkında benimde bir sorum olacak. Bunu daha önce siteye taşımıştım ( http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=29582 ) fakat bu sefer farklı bir sorum olacak.
Benim müvekkilimin babası 2005 yılında vefat ediyor. Kalan miras için bu sene veraset ilamı alınarak kimlerin kaç payı olduğu belirlendi. Muristen kalan taşınmazlar yanlız bir paydaş tarafından kullanılmakta, ekilip biçilmektedir. Bu ekip biçme olağan kullanım mıdır? Ben paydaşlar arasındaki hukuki niteliğin alınan veraset ilamı gereğince hisseli mülkiyete dönüştüğünü düşünüyordum taki bu kısmı okuyana kadar. Yoksa hisseli mülkiyete çevirmek için tüm paydaşlarla tapuda mı hisseli mülkiyete çevirmek gerekmektedir?
- Acaba benim olayda mirasçılar arasındaki hukuki durum hisseli mülkiyet mi yoksa elbirliği halinde mülkiyet mi onu belirleyemedim.
- ikincisi acaba elbirliği halinde mülkiyet ise müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davası açarsam hakim ecri misil için diğer paydaşları da davaya dahil etmem için süre mi verecektir?
- ecrimisil ve müdahalenin önlenmesi için öncelikle paydaşlığın giderilmesi davası mı açmam gerekiyor? Bu soruların cevaplarına çok ihtiyacım var. İyi çalışmalar.
Old 29-07-2008, 19:07   #19
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan (Av.Sibell) in sorusuyla ilgili

-Mirasçılar arasındaki mülkiyet elbirliği mülkiyetidir.
-Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi için veraset belgesi alınması yetmez. Ya mirasçıların birlikte tapuya başvurması yada TMK 644 mad. göre dava açılması gerekir.
-Buradaki müd.önlenmesi ve ecrimisil yönünden durum mirasçılar arasındaki ilişki ile ilgilidir. Forumda ise mirasçıların 3.şahıslara karşı dava açması durumu tartışılmıştır.
-Mirasçı veya paydaşların iç ilişkilerindeki kurallar pek değişmemektedir. Bu yönden paylı veya elbirliği mülkiyeti olması sonucu değiştirmemektedir.
-Olayda elbirliği mülkiyeti mülkiyeti bulunduğuna göre durum buna göre değerlendirildiğinde ;
Mirasçılardan biri veya birkaçı o yeri kullanan diğer mirasçıya karşı müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davası açabilir. O yeri kim kullanıyorsa dava onun aleyhine açılır. Diğer mirasçıların davaya katılmaları söz konusu değildir.
El atmanın önlenmesi davasıyla ilgili olarak ;
1.Taşınmazın kullanma biçimi tüm ortaklar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre ortaklar bu durumu benimsemişlerse, bu paylaşım dikkate alınarak bir müdahale varsa önlenmesine karar verilir
2. Ortaklar arasında tüm ortakları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının veya fiili kullanma biçiminin oluştuğu ispat edilemezse ;
a. Davacının kullandığı hiçbir yer yoksa paya vaki müdahalenin önlenmesine karar verilir.
b.Davacının taşınmazda çekişmesiz olarak kullandıkları az da olsa bir kısım yer bulunuyorsa elatmanın önlenilmesi davası ret edilir. Ortaklığın giderilmesi davası açılması gerekir .
Ecrimisil davasıyla ilgili olarak;
Mirasçılar ( kural olarak )intifadan men edilmedikçe birbirinden ecrimisil isteyemezler.
İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi ise taşınmazdan yararlanma isteminin karşı tarafa iletilmesi ile oluşur.
Bu kuralın bir takım ayrıcalıkları vardır ki ;
Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın ( bağ-bahçe gibi )doğal ürün veren ya da kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması,
Davalının bu taşınmazın tamamında hak iddia ve diğerinin mirasçılığını inkar etmesi, ortaklar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her mirasçının yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması, davacı tarafından davalı mirasçı aleyhine daha evvel bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi ve benzeri davalar açılması halleridir.
Saygılarımla.
Old 29-07-2008, 19:40   #20
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan adnan koray
Sayın Söylemez,

Kafanızadaki karışıklığın nedeni elbirliği(iştirak) mülkiyetiyle ilgili yeni medeni kanununa hüküm konmuş olmasıdır.

yani 1982 tarihli ünlü içtihat önleme davaları için işlevini yitirmiştir.Yani :

davayı tekbaşına açabilirsiniz
davayı tekbaşına yürütebilirsiniz






TÜRK MEDENİ KANUNU

Madde 702- Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir.

Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir.

Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz.

Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır

Esasen mantıklı olan da budur.

Her bir mirasçının, öğrendiği müdahale ve faydalanmalar karşısında terekeyi koruyucu önlemleri kendiliğinden almasının bir hak olmaktan önce görev sayılması ve sonucundan terekenin yararlanması doğaldır.

Terekeye yönelecek her türlü istismara karşı tüm mirasçıların ittifakını aramak yahut bu ittifakın yerine mahkeme eliyle tereke temsilcisi tayin etmek, işi zorlaştırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır, kanaatindeyim. Bu anlamda yeni Medeni Kanun hükmünün son derece isabetli olduğunu düşünüyorum.
Old 30-07-2008, 10:52   #21
av_sibelll

 
Karar

Sayın Yücel Kocabaş, öncelikle verdiğiniz cevabınızdan ötürü teşekkür ederim. Ancak benim müvekkil ile diğer miraşçılar arasında taşınmazın nasıl kullanılacağına ilişkin bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı olarak göstereceğimiz mirasçı 3 yılı aşkın bir süredir bu taşınmazların tamamını kullanmakta olup semerelerinden faydalanmakatadır. Ancak miirasçılarca kullanılacak yerler daha öncesinden belirlenmemiştir. Davalı mirasçının taşınmazın tamamını ekip biçmesi durumunda müvekkilinde yerinin müdahaleye uğradığı şüphe götürmez bir durumdur. Fakat ecri misil için illaki yerin belli mi olması gerekmektedir? Bu unsur olmadan ecrismisli talebinde bulunamaz mıyız?
Söz konusu taşınmazlar gelir getiren tarla gibi yerlerdir. davalı olarak göstereceğimiz mirasçıyı noterden çektiğimiz intifadan men ihtarnamsi ile bu koşulu sağladık. İyi çalışmalar
Old 19-03-2009, 10:22   #23
av_sibelll

 
Varsayılan

söz konusu müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davasında müvekkilim ve diğer mirasçılar iştirak halinde bulunmaktadırlar. Ancak 2. celsede esasa geçildikten sonra hakim ne esas hakkında savumamız için süre verdi ne de deliillerimiz arasında bildirdiğimiz keşif yaptı ne de bilirkişi incelemesine gitii. 2. celsede esas hakkında savunma yapmak durumunda kaldım. davanın sonucu ise RED.Karar gerekçesini bekledim. Karar gerekçesinde mirasçılar arasında mülkiyet iştirak halinde olduğu için bir mirasçının diğer mirasçının kullanımına engel olamayacğı şeklinde. Ayrıca dava dilekçemizde mirasbırakan kişiye ait taşınmazlar olarak belirttik ancak daha sonra müdahale olan taşınmazları belirttik. Fakat dava mirasçılar arasındaki mülkiyet iştirak halinde olması sebebi ile reddetii. Ayrıca müdahale eden mirasçıya intifadan men ettiğimize dair noterden belge göndermiş olmamıza rağmen. Şİmdi kararın tebliğini bekliyorum ki temyiz edeyim. Herkese iyi çalışmalar.
Old 19-03-2009, 14:47   #24
Av. Hamza

 
Varsayılan benim bir sorum olacak

mirasçıllardan bir tanesinin diğerine karşı açtığı müdahalenin meni ve ecrimisil davasında. dava devam ederken müdahalenin meni talebinden vazgeçiyor. ecrimisil yönünden davaya devam etmek istiyor. miras kalan taşınmazın aynı kadastro mahkemesinde 3. şahıslar ve hazine ile davalı yani ortada tescilli bir mülkiyette yok. burada ecrimisil yönünden dava devam edermi? müdahalenin meni ve ecrimisil birbirinden ayrılır mı?
Old 08-04-2009, 15:34   #25
av.tevfik

 
Varsayılan

müvekkilim kardeşi ile birlikte tarla vasfındaki bir araziye iştirak halinde maliktirler. 1972' den buyana 2/3 ünden müvekkilim,1/3ünden kardeşi yararlanmaktadır(aralarında bu konuda şifaen anlaşmışlardır). ancak sözkonusu taşınmazın olduğu yerden yeni bir imar planı geçmiş olup, kardeşinin kullandığı yerden bir bölüm müvekkilimin kullandığı yere aktarılmıştır. müvekkilimin kardeşi bu yere müvekkilimi sokmamakta hatta ölçüm bile yapılmasına müsaade etmemektedir.benim burda sorum şudur... ortada bir imar planı vardır. ancak müvekkilimin kardeşi sözkonusu yeri 1972den buyana kullandığı için açacağımız müdahalenin meni davasında zilyedlik kurallarını öne sürebilirmi? imar planı tarafları bağlayıcıdır öyle değilmi? teşekkürler
Old 15-09-2011, 15:44   #26
avukathavva

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım;
Uzun uzun konu üzerinde tartışmışsınız, kafamdaki bir çok soruya sayenizde cevap buldum. Ancak şu anda açmam gereken bir dava ile ilgili aklıma takılan bir soru var. Mirasçılardan bir tanesi miras kalan taşınmazların tamamını yıllardır kullanmaktadır. Şimdi müvekkil bu mirasçının kullanımını durdurmak istiyor. Nasıl bir dava açmam gerektiği hususunda beni aydınlatırsanız çok ama çok sevinirim.
Old 11-09-2015, 15:28   #27
merlott

 
Varsayılan

Merhabalar;
Sayın avukathavva, yazmış olduğunuz soruyu bir araştırma neticesinde farkettim. aradan uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen acaba nasıl bir sonuca ulaştığınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Zira aynı konuyu içeren bir dosyam ve yardıma ihtiyacım var.


Teşekkürler.
Old 12-03-2020, 17:00   #28
karaav

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av_sibelll
söz konusu müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davasında müvekkilim ve diğer mirasçılar iştirak halinde bulunmaktadırlar. Ancak 2. celsede esasa geçildikten sonra hakim ne esas hakkında savumamız için süre verdi ne de deliillerimiz arasında bildirdiğimiz keşif yaptı ne de bilirkişi incelemesine gitii. 2. celsede esas hakkında savunma yapmak durumunda kaldım. davanın sonucu ise RED.Karar gerekçesini bekledim. Karar gerekçesinde mirasçılar arasında mülkiyet iştirak halinde olduğu için bir mirasçının diğer mirasçının kullanımına engel olamayacğı şeklinde. Ayrıca dava dilekçemizde mirasbırakan kişiye ait taşınmazlar olarak belirttik ancak daha sonra müdahale olan taşınmazları belirttik. Fakat dava mirasçılar arasındaki mülkiyet iştirak halinde olması sebebi ile reddetii. Ayrıca müdahale eden mirasçıya intifadan men ettiğimize dair noterden belge göndermiş olmamıza rağmen. Şİmdi kararın tebliğini bekliyorum ki temyiz edeyim. Herkese iyi çalışmalar.

sayın av sibel,
bu davanızın sonucu ne oldu acaba? Benim de benzer bir durum başıma geldi. Benim olayda; mirasçılardan biri tarlaları yıllardan beri kiraya veriyor ve kira paralarını sadece kendisi alıyor. Bu durumda ecrimisil ve el atmanın önlenmesi talebimizi nasıl ve kime karşı yöneltmeliyiz acaba? Kiracı, kirasını ödüyor. Ondan istenemez diye düşünüyorum. Saygılarımla
Old 14-03-2020, 11:32   #29
Av. Suat

 
Varsayılan

Bu tür bir davanın hangi durumda reddedileceği aşağıdaki emsal karada açıklanmış ...
Böyle bir durum yoksa davanın görülmesi gerekirdi...

T.C.YARGITAY1. HUKUK DAİRESİE. 2000/5834K. 2000/5717T. 8.5.2000
DAVA : Davacı k.Davalı tarafından, davalı-kdavacı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılamasında, Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı-k. davalı tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, paydaşın paydaş aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere;paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini herzaman istiyebilir. Hatta iştirak halinde mülkiyette dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan paydaş aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.


T.CYARGITAY 1. H.D. E: 2014/4357K.: 2015/4182KARAR TARİHİ: 24.03.2015
EL ATMANIN ÖNLENMESİ, PAYDAŞLAR ARASINDA, ECRİ MİSİL
ÖZET :Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir.
Old 14-03-2020, 11:40   #30
karaav

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Suat
Bu tür bir davanın hangi durumda reddedileceği aşağıdaki emsal karada açıklanmış ...
Böyle bir durum yoksa davanın görülmesi gerekirdi...

T.C.YARGITAY1. HUKUK DAİRESİE. 2000/5834K. 2000/5717T. 8.5.2000
DAVA : Davacı k.Davalı tarafından, davalı-kdavacı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılamasında, Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı-k. davalı tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, paydaşın paydaş aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere;paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini herzaman istiyebilir. Hatta iştirak halinde mülkiyette dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan paydaş aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.


T.CYARGITAY 1. H.D. E: 2014/4357K.: 2015/4182KARAR TARİHİ: 24.03.2015
EL ATMANIN ÖNLENMESİ, PAYDAŞLAR ARASINDA, ECRİ MİSİL
ÖZET :Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir.

Peki iştirak halinde malik, diğer hissedarların rızası olmadan tarlayı kiraya veriyorsa bu durumda el atmanın önlenmesi kiracıya karşı mı açılacak?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Müdahalenin Meni ve ecrimisil açısındanTapu İptal Davası Bekletici Mesele Sayılır mı? Av.Bülent Özkan Meslektaşların Soruları 3 07-12-2016 20:08
Müdahalenin Meni Viyola Meslektaşların Soruları 2 29-09-2006 20:39
müdahalenin meni davası ile ilgili ACELE bir soru levodka Hukuk Soruları Arşivi 2 10-08-2006 10:46
İştirak Halinde Mülkiyet Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 2 30-11-2002 23:29
İştirak Halinde Mülkiyette Bir Paydaş Tapu Sicil Muhafızlığına Dava Açabilirmi? sümeyra aslan Hukuk Soruları Arşivi 1 01-03-2002 22:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10024309 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.