Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28. maddesi, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.

Yanıt
Old 17-03-2010, 11:26   #1
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28. maddesi, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.

2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun;

1- 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “Karar ve İlâm Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilâm verilmez.” hükmünün iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı 17.03.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayınlandı.


ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı : 2009/27

Karar Sayısı : 2010/9

Karar Günü : 14.1.2010

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR:

1- Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Esas Sayısı:2009/27)

2- Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi (Esas Sayısı:2009/32)

İTİRAZLARIN KONUSU: 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun, 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “Karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” biçimindeki ikinci tümcesi ile 32. maddesinin “Yargı işlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakkıp işlemler yapılmaz” biçimindeki birinci tümcesinin, Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 35., 36. ve 90. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.

I- OLAY
Yargılama sonucunda haklı çıktığı davaya ait mahkeme ilamının harçsız olarak kendilerine verilmesini isteyen davacıların taleplerini değerlendiren Mahkemeler itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu savıyla iptalleri için başvurmuştur.

II- İTİRAZLARIN GEREKÇESİ
Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi başvuru kararında şu gerekçelere yer vermiştir:

“Malkara Asliye hukuk mahkemesinin 2007/232 Esas 2009/6 Karar sayılı kararı ile davacılar lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş ise de 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28 ve 32. maddelerine göre bakiye 1662,44 TL nisbi karar ve ilam harcı tahsil edilmeden davacı tarafa ilam verilmesi mümkün değildir. Davacı tarafın davayı kazandığı halde ilam alabilmesi ve kararı icraya koyabilmesi ilam ile karşı tarafa yüklenen harcı ödemeye bağlıdır. Bir kişinin yargı kararı ile hüküm altına alınan bir hakkını icraya koyabilmesi ilam ile karşı tarafa yüklenen bir ödevin yerine getirilmesine bağlanamaz. Bu yöndeki bir hukuk kuralı 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Başlangıç bölümünde ve 2, 36, 90. maddelerinde düzenlenen hukuk devleti ilkesine, 5. maddede düzenlenen devletin kişinin temel hak ve hürriyetlerini koruma ve geliştirme görevine aykırı olduğu gibi insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasına ilişkin sözleşme’nin adil yarılanma hakkı başlıklı 6. maddesine de aykırıdır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 28/1-a bendinde yer alan “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” kuralında yargılama sonucunda haklı çıkan ya da haksız çıkan şeklinde bir ayrım yapılmadığı için bu kural yargılama sonucunda haklı çıkanı da kapsamaktadır. Bu nedenlerle 492 sayılı Harçlar Kanununun 28/1-a bendinde yer alan “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” cümlesinin iptali talebinde bulunulmasına (…) karar verilmiştir”.

Bolu Asliye Hukuk Mahkemesi başvuru kararında şu gerekçelere yer vermiştir:

“ (…)

İptali talep edilen 492 sayılı Harçlar kanunu’nun karar ve ilam harcı başlıklı 28/a maddesinin ikinci cümlesi olan “Karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” hükmünün ve harcı ödenmeyen işlemler başlıklı 32. maddesinin birinci cümlesi olan “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz” hükmünün Anayasanın eşitlik ilkesine, mülkiyet hakkına ve hak arama hürriyetine aykırı bulunmaktadır. Çünkü durumu iyi bulunana davacı aslında davalı tarafın ödemesi gereken harcı yatırıp ilamı alabilmekte ve davalı hakkında icra takibi yapabilmekte maddi durumu iyi olmayan davacı veya adli müzaheretten faydalanan davacı aslında davalı tarafın ödemesi gereken harcı yatıramadığından ilamı alamamakta ve davalı hakkında icra takibi yapamamaktadır.

Davacının ilam alabilmesinin, aslında davalı tarafın ödemesi gereken harcı yatırma şartına bağlanmasını “mahkemeye erişim” bağlamında Anayasanın hak arama hürriyetine, davacının maddi hak elde ettiği ilamı aynı nedenlerle alamaması ve icraya konu edememesinin anayasanın mülkiyet hakkına aykırı bulunmaktadır.(…)

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun Karar ve İlam Harcı başlıklı 28/a maddesinin ikinci cümlesi olan “Karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” hükmünün ve harcı ödenmeyen işlemler başlıklı 32. maddesinin birinci cümlesi olan “ Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz” hükmünün Türküye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. 11. 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğu düşünüldüğünden iptaline karar verilmesi hususu, anayasa’nın 152. maddesine göre talep olunur”.

III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun iptali istenen tümcelerin yer aldığı 28. ve 32. maddeleri şöyledir:

“Madde 28 – (1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir.:

a) Karar ve İlam Harcı,

Karar ve İlam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir. Karar ve İlam Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez.

b) İcra Tahsil Harcı,

İcra takiplerinde Tahsil Harcı alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödenir.

Harç alacağı icranın yerine getirilmesiyle doğar.

Konunun değeri üzerinden alınacak İflas Harçlarında da bu bent hükümleri uygulanır.

c) Depozito, defter tutma ve miras işlerine ait harçlar,

(1) Sayılı tarifenin (D) bölümünde yazılı depozito defter tutma ve miras işlerine ait harçlar işin sonundan itibaren 15 gün içinde ödenir.

Harcı ödenmiyen işlemler:

Madde 32– Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır”.

B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararlarında, Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 35., 36. ve 90. maddelerine dayanılmıştır.

IV- İLK İNCELEME
A- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Zehra Ayla PERKTAŞ’ın katılımlarıyla 7.5.2009 günü yapılan ilk inceleme toplantısında her iki dosyada da eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine; Haşim KILIÇ, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN ile A. Necmi ÖZLER’in karşı oyları ve OYÇOKLUĞUYLA karar verilmiştir.

B- 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanun’un 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” biçimindeki son tümcesinin iptaline karar verilmesi istemiyle yapılan ve Anayasa Mahkemesi’nin 2009/32 sayılı esasına kayıtlı itiraz başvurusuna ilişkin davanın yapılan ilk incelemesinde;

Dosyanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2009/27 esas sayılı dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasının kapatılmasına, esas incelemenin 2009/27 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 7.5.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kurallar, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A- Yasa’nın 28. Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendinin İkinci Tümcesinin İncelenmesi
Başvuru kararlarında, davacı tarafın davayı kazandığı halde ilamı alarak icra takibinde bulunabilmesinin, ilam ile karşı tarafa yüklenen bir ödevin yerine getirilmesi koşuluna bağlandığı, itiraz konusu kuralda, ilgiliye karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilamın verilmeyeceği belirtildiğinden davayı kazanan davacıya da verilmemesinin mahkemeye erişim bağlamında davacının hak arama özgürlüğünü engellediği belirtilerek itiraz konusu kuralın, Anayasa’nın 2., 5., 10., 35., 36. ve 90. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

İtiraz konusu kural 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “nisbi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28. maddesinde yer almaktadır. Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci tümcesinde, karar ve ilam harçlarının dörtte birinin peşin, geri kalanın kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödeneceği, ikinci tümcede ise karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilamın verilmeyeceği belirtilmiştir.

Ayrıca Yasa’nın 37. maddesinde Kanun’da gösterilen ve süresi içinde ödenmeyen harçların nasıl tahsil edileceği belirlenmiştir. Bu kurala göre, sorumlusu tarafından süresi içinde ödenmeyen karar ve ilam harçları, ilgili mahkemenin yazısı üzerine o yerin vergi dairesi tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Yasa hükümlerine göre tahsil edilecektir.

Harç, idarece yapılan bir hizmetten yararlananlardan bu hizmet dolayısıyla alınan para, diğer bir deyimle verginin özel ve ayrık bir türüdür. Bu nedenle diğer harçlarda olduğu gibi, yargı harçlarında da kural; harcın, davayı açan veya harca mevzu olan işlemin yapılmasını isteyen kişi tarafından ödenmesidir. Ancak yargı yoluna başvurmak, başvuran kişiye bir harç yükümlülüğü yüklediği gibi, başvuranın haklı çıkması halinde bu yükümlülük yer değiştirmekte ve davada haksız çıkan tarafa yükletilmektedir. Bu nedenle nisbi harca tabi davalarda, yargılama sonunda ödenecek harç miktarıyla birlikte, harcın gerçek sorumlusu da mahkeme kararıyla belirlenmektedir.

Anayasa’nın 2. maddesinde, Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, konulan kurallarda adalet ve hakkaniyet ölçülerini göz önünde tutan, hakların elde edilmesini kolaylaştıran ve hak arama özgürlüğünün önündeki engelleri kaldıran devlettir.

Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında “herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” kuralı yer almaktadır.

Hak arama özgürlüğü, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biri olmakla birlikte aynı zamanda toplumsal barışı güçlendiren, bireyin adaleti bulma, hakkı olanı elde etme, haksızlığı önleme uğraşının da aracıdır.

Anayasa’nın 36. maddesinde ifade edilen hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı, sadece yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunmada bulunma hakkını değil, yargılama sonunda hakkı olanı elde etmeyi de kapsayan bir haktır. Dava açarken peşin harcı ödeyen ancak nisbi harca tabi davalarda işin niteliği gereği dava sonuna bırakılan bakiye harçtan yasal olarak sorumlu olmadığı mahkeme kararıyla belirlenen davacıya, sorumlusu olmadığı bir harcın tahsili koşuluyla ilamın verilmesi; bireylerin hak arama özgürlüğünü engelleyici nitelik taşımaktadır.

Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.

Kuralın Anayasa’nın 5., 10., 35. ve 90. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.

B- Yasa’nın 32. Maddesinin İlk Tümcesinin İncelenmesi
Mahkeme başvuru kararında, davacının ilamı alabilmesinin, aslında davalı tarafın ödemesi gereken harcı yatırma koşuluna bağlanmasını “mahkemeye erişim” bağlamında hak arama hürriyetini; davacının maddi hak elde ettiği ilamı aynı nedenlerle alamaması ve icraya konu edememesinin de mülkiyet hakkını engellediği gerekçesiyle, itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 10., 11., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürülmüştür.

İtiraz konusu tümcenin yer aldığı 32. madde “harcı ödenmeyen işlemler” başlığı altında Yasa’nın beşinci bölümünde düzenlenmiştir. Maddenin itiraz konusu ilk tümcesi; “Yargı işlemlerinden alınan harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmünü içermektedir. Bu kural sadece nisbi karar ve ilam harçları için değil, Yasa’da yer alan ve yargı işlemlerinden alınacak tüm harçları kapsayan bir hükümdür. Yasakoyucu bu kuralla yargı hizmetlerinin karşılığı olan ve kanunda yer alan harca tabi işlemlerin yapılmasını, o işleme ilişkin harcın tahsili koşuluna bağlamıştır. Aynı zamanda yasakoyucu ilgilisi tarafından ödenmeyen harcın karşı tarafça ödenmesi halinde işleme devam olunacağını ve ödenen harcın yargılama sonunda ayrıca bir talebe gerek kalmaksızın hükümde dikkate alınacağını da belirlemiştir.

Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında “herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” kuralı yer almaktadır.

Harç, devletin yüklenmiş olduğu görevleri yerine getirebilmek için anayasal sınırlar içinde egemenlik yetkisine dayanarak değerlendirdiği çeşitli kaynaklardan elde etmiş olduğu vergi ve resim gibi bir çeşit kamu geliridir. Ayrıca harç, bireylerin özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında bu hizmetlerin maliyetlerine katılmaları amacıyla zor unsuruna dayanılarak alınan mali yükümlülüktür. Bu nedenle, yargılama sürecinde, yasayla harca tabi kılınmış bir hizmetten yararlanmak isteyen ilgili (davalı veya davacı), genel kurallar uyarınca harcını ödeyerek bu hizmetten yararlanabilir. Dava açan veya yargılama sırasında harca tabi bir işlemin yapılmasını isteyen tarafın, harç ödemeden devam eden işlemlerin yapılmasını isteyerek bireysel bir menfaat elde etmesi, harçların konuluş amacına aykırılık oluşturur.

Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağını belirten kural, bireylerin özel menfaatleriyle ilgili olarak yargı hizmetinden yararlanmalarını, bu hizmetin karşılığı olan harcın ödenmesi koşuluna bağladığından, hak arama özgürlüğünü sınırlandıran bir nitelik taşımamaktadır.

Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa’nın 36. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Kuralın Anayasa’nın 10., 11. ve 35. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.

VI- SONUÇ
2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun;

1- 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “Karar ve İlâm Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilâm verilmez.” biçimindeki ikinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

2- 32. maddesinin “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz.” biçimindeki birinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,

14.1.2010 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.





Başkan

Haşim KILIÇ
Başkanvekili

Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye

Sacit ADALI





Üye

Fulya KANTARCIOĞLU
Üye

Ahmet AKYALÇIN
Üye

Mehmet ERTEN





Üye

A. Necmi ÖZLER
Üye

Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye

Şevket APALAK





Üye

Serruh KALELİ
Üye

Zehra Ayla PERKTAŞ







KARŞIOY YAZISI

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. ve 32. maddelerinin ilk inceleme aşamasında yapılan görüşmedeki Ahmet AKYALÇIN’ın karşıoyuna katılıyorum.



Başkan

Haşim KILIÇ





KARŞI OY

Anayasa’nın 152. ve 2949 Sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesi uyarınca, yasa ya da yasa hükmünde kararnamelerin Anayasaya uygunluğunun somut norm denetimi (itirazı) yoluyla denetlenebilmesi için iptali istenilen kuralın “davada uygulanacak kural” olması koşulu aranmaktadır.

Davada uygulanacak yasa kuralı kavramı, bir davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan, ya da tarafların istek ve savunmaları çerçevesinde bir karar vermek için göz önünde tutulması gereken kuralları ifade etmektedir.

İncelemesi yapılan 2009/32 nolu dosyada, mahkeme, davacı vekilinin açmış olduğu destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davasında, davacının davasının kabulüne; 2009/27 nolu dosyada ise davacı vekilinin açmış olduğu men’i müdahale ve kal davasında, davanın kabulüne karar vererek davayı sonuçlandırmıştır.

Mahkemeler, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son tümcesinde yer alan “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” hükmü ile 32. maddenin ilk tümcesinde yer alan “yargı işlerinde alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakip işlemler yapılmaz” hükmünün iptali istenilmiştir.

1086 sayılı HUMK’nun 392. maddesinde “Karar tahrir ve imza olunduktan sonra suretleri bir hafta içinde başkâtip tarafından iki taraftan her birine makbuz mukabilinde verilir ve bir nüshası da dosyasında hıfzolunur. Suretler asılları gibi imza olunmakla beraber bunlara mahkemenin mühürü vazedilmek lâzımdır. İki taraftan her birine verilen suretler ilâmdır” denilerek karar ve ilâmın tanımı yapılmıştır.

Yasada, karar terimi yalnız kararın aslı için; ilâm ise mahkeme kararının taraflara verilen sureti için kullanılmıştır.

Somut olayda, mahkemeler hukuki bir davaya konu olan uyuşmazlığı çözerek davayı sonuçlandırmışlardır. İlgililerin ilâm istemi ve bu istem üzerine mahkemelerin dosya üzerinden yapmış oldukları inceleme, hukuki bir davaya konu olan uyuşmazlığı çözmeye ilişkin değildir. Bu nedenle mahkemelerin önünde görülmekte olan dava bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle davanın esastan görüşülmesine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.



Üye

Ahmet AKYALÇIN





KARŞIOY YAZISI

2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun, 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son tümcesinde yer alan “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilan verilmez” kuralına yönelik itiraz başvurusu ile bu kuralla birlikte 32. maddesinin ilk tümcesinde yer alan “yargı işlerinde alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakkıp işlemler yapılmaz” biçimindeki kurala yapılan diğer itiraz başvurusunun yapılan ilk incelemesinde;

Davacı vekillerinin hukuk mahkemelerinden verilen kararların ilam harcı ödenmeden kendilerine verilmesini talep ettikleri, mahkemelerinde dosya üzerinde yaptıkları inceleme sonucunda itiraz konusu kuralları gerekçe göstererek bu talepleri vermiş oldukları ek kararlarla reddettikleri, böylece, Anayasa’ya aykırı olduğunu ileri sürdükleri kuralları somut olaylara uygulamak suretiyle hukuki ihtilafları karara bağlayıp davayı sonuçlandırdıkları anlaşılmaktadır.

Anayasa’nın 152. maddesi ve 2949 sayılı Kanun’un 28. maddesi, itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilmesi için “mahkemede bakılmakta olan bir davanın” bulunmasını koşul olarak aramaktadır.

İtiraz başvurusunda bulunan mahkemelerin ise uyuşmazlıkları karara bağladıkları için önlerinde bakmaları gereken bir davanın bulunmadığı açıktır. Bu nedenle aranan koşulu taşımayan söz konusu başvuruların, esası incelenmeksizin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.

Açıkladığım düşünce ile çoğunluk kararına katılmadım.



Üye

Mehmet ERTEN

Kaynak : Resmi Gazete
Old 18-03-2010, 10:37   #2
Av.Gönül Yerebasmaz

 
Varsayılan İcra Takibi Mümkün mü?

Anayasa Mahkemesinin bu kararının gerekçesini sabırsızlıkla bekleyenlerdenim. Zira bazı arkadaşlarımız ilamı alsak da 32. maddenin 1. cümlesinin iptal edilmemesi ile bu ilamları icraya koyamayacağımız şeklinde yorum yapmışlardı. Yani müteakip işlem olarak icra takibine konu edilemeyeceğini ileri sürmüşlerdi.Gerekçeyi görmek bu açıdan önemliydi.Ancak bana göre kararın B- Yasanın 32. Maddesinin İlk Tümcesinin İncelenmesi başlıklı bölümünün son kısmında :

"Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağını belirten kural, bireylerin özel menfaatleriyle ilgili olarak yargı hizmetlerinden yararlanmalarını, bu hizmetin karşılığı olan harcın ödenmesi koşuluna bağladığından hak arama özgürlüğünü sınırlandıran bir nitelik taşımamaktadır" denmekle icra işlemini kastetmemektedir.
"Bu hizmetin karşılığı olan harç" deyiminden anlaşılan icra harçlarıdır diye düşünüyorum.
Saygılarımla,
Old 18-03-2010, 13:03   #3
Av.Selen

 
Varsayılan

Sn.Üye Ahmet AKYALÇIN'IN karşı oy yazısında yer verdiği ancak pek anlayamadığım karar-ilam farkını bir tarafa bırakır isek İİK 32 nci maddesi "Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder" cümlesi ile başlar ki,icra müdürlüğüne karar aslının değil, ilamın (yine karşı oy yazısına atıfla harçsız alınan imzalı,mühürlü karar sureti) verilmesi yeterlidir. İlamın alınmasından sonra ilamlı takip yapılmasında 32nci maddenin bir etkisi yoktur.
Old 21-03-2010, 00:51   #4
seclarum

 
Varsayılan

sayın selen,
keşke 32. maddenin iptalini hiç istemeseydiniz de
bu tartışmaların hiçbiri olmasaydı.
28. maddenin iptali ile harç ödemeden ilamı alabiliyoruz ancak 32. madde herkesin aklını karıştırdı.
aldığımız bu ilamı icraya verebilecekmiyiz ya da icra işlemi müteakip işlem midir sorusu 32. maddenin iptali istenmesi ile ortaya çıktı.
olay bence bu değil.
eğer 32. madde iptal edilmiş olsa idi, herkes harç ödemeden dava ve icra takibi açabilecekti.
o nedenle 28 ve 32 madde arasında herhangi bir irtibat kurmak mümkün değil.
yani kısaca, 28. maddenin iptali ile siz harç ödemeden mahkeme kararını alır ve icraya koyabilirsiniz ancak 32. maddeye göre icra harcı ödemeden ne karşı tarafa tebligat yollayabilir ne de hacze çıkabilirsiniz.
olay budur.
Old 21-03-2010, 10:12   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
1- 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “Karar ve İlâm Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilâm verilmez.” biçimindeki ikinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

2- 32. maddesinin “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz.” biçimindeki birinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,

Böyle bir karar mı olur? Kararı alıp, çerçeveletip büromuza mı asacağız? Bu tür durumu idare eden mahiyetteki kararlar, adalete/hukuka ciddi zarar veriyor.
Old 21-03-2010, 17:10   #6
Av.Selen

 
Varsayılan

Sevgili arkadaşım Seclarum; benim yukarıda bahsettiğim 32 nci madde harçlar yasası 32 değil İİK 32nci madde. Ne diyor madde; alacaklı ilamı verdiği anda icra müdürü icra emri yollar. Harçlar Yasası 32 ile icra takibinin hiçbir ilgisi yok, zira icra işlemi müteakip işlem değil, hatta baskın görüşe göre icra işlemi yargısal faaliyet bile değil, idari yönü ağır basan bir işlem. Bunun yanında 32 iptal edilmiş olsa idi, herkes harçsız dava açrdı demek de pek mümkün değil zira harçlar yasası 32 bakiye karar harcını düzenleyen maddedir. Yani özetle; infazı için kesinleşmesi gerekmeyen bir kararı harç ödemeden alın icra müdürlüğüne sunun.İİK 32 nin aradığı tek şart budur.
Old 21-03-2010, 22:04   #7
seclarum

 
Varsayılan

Sayın Selen, H.Y nın 32. mad.nin bakiye karar harcını düzenlediğini nerden çıkardınız.

32 madde başlığı 'Harcı Ödenmeyen İşlemlerden' bahsediyor.
Sizin dediğiniz gibi, sadece bakiye karar harcından bahsetse ,'işlemler' şeklinde çoğul kullanmazdı.
Ben hala 32 maddenin iptal edilemeyeceği zira harçsız dava açılma sonucunu doğuracağı görüşündeyim ki Anayasa Mahkemesi gerekçesinden de bu şekilde bir sonuç çıkardım. Kararda Açıkca 'Bu kural sadece nisbi karar ve ilam harçları için değil, Yasa’da yer alan ve yargı işlemlerinden alınacak tüm harçları kapsayan bir hükümdür.'denmiştir.

Arkadaşlar siz ne dersiniz? harç ödemeden kararı da alırız icraya da koyarız (tabi icra harcını ödeyerek.) Dediğimi tekrarlıyorum 32.maddenin iptal istemi ve iptal edilmemesi mahkeme kalemleri tarafından kafa karışıklığına sebep olmuştur.O madde zaten iptal edilemez.
Old 22-03-2010, 01:01   #8
Av.Selen

 
Varsayılan

Sn.Seclarum;

"Ben hala 32 maddenin iptal edilemeyeceği zira harçsız dava açılma sonucunu doğuracağı görüşündeyim ki Anayasa Mahkemesi gerekçesinden de bu şekilde bir sonuç çıkardım."

"Sayın Selen, H.Y nın 32. mad.nin bakiye karar harcını düzenlediğini nerden çıkardınız."
Yukarıda alıntı yaptığım soru cümleler ile ilgili cevap vermek isterim;
H.Y 32 nin iptal edilmiş olsa bile harçsız dava açma mümkün değildir.Zira; yine H.Y. 27 nci madde;
(1) sayılı tarifede yazılı maktu harçlar ilgili bulunduğu işlemin yapılmasından önce peşin olarak ödenir hükmüne amirdir. En azından maktu başvuru harcını peşin olarak ödemez iseniz dava açamazsınız. 32 iptal edilmiş olsa dahi 27nci madde harçsız dava açmaya engeldir.

Anayasa Mah. tarafından iptal edilmeyen,daha doğrusu iptali talep edilmeyen 28/a 1nci cümlesi, 11 nci madde ile birlikte değerlendirildiğinde 32 nci maddenin bakiye harcın ödenmesi zamanı bakımından belirleyici olduğunu düşünüyorum.Yani 32nci maddenin bakiye harçla doğrudan ilgili olduğunu/ilgili hale geldiğini bu nedenle düşünüyorum
Bunun yanında bir de iki önceki mesajınızda yer alan;
yani kısaca, 28. maddenin iptali ile siz harç ödemeden mahkeme kararını alır ve icraya koyabilirsiniz ancak 32. maddeye göre icra harcı ödemeden ne karşı tarafa tebligat yollayabilir ne de hacze çıkabilirsiniz.olay budur.
şeklindeki görüşünüze karşı beyanda bulunmak isterim; HY 32nin icra harcı (konumuz ilam olduğuna göre maktu ilam başvuru harcı) ile ilgisi yoktur, ilamlı takip başvuru harcı HY 27/1 gereği takipten önce peşin ödenmek zorundadır. Maktu peşin harç ödendiği anda tebligat da yapabilirsiniz, hacze de çıkabilirsiniz. İİK 32 sadece ilamın ibrazından bahsediyor.Harç ödeme vb. hiçbir şart yok.
Old 22-03-2010, 11:52   #9
av.cemil

 
Varsayılan 32 md.daha çok Temyiz kapsamında değerlendirilmeli..

Bence bu durumda;28.md.nin iptali ile; Davacıya,İlamlı İcra takibene harç ödemeden devam etme imkanı tanırken; 32 md yi iptal etmeyerek,daha çok temyiz,karar düzeltme benzeri işlemleri ancak harç ödedikten sonra devam edebilirsiniz anlamı çıkmaktadır...
Old 22-03-2010, 16:15   #10
Av. Gnc

 
Varsayılan

Bence kesinleşme şartı olmayan kararların ilamlı icraya konu edilmesinde sakınca olmayacaktır. Ancak kesinleşme şartı olan kararlarda, kararın kesinleşmesi için tebliğe çıkması, bu durumda da harcın yatırılması gerekecektir. Yine, temyiz ve karar düzeltme işlemleri için de karar harcının yatırılması gerekecektir.
Old 22-03-2010, 17:43   #11
Av.Ümran Karayiğit

 
Varsayılan

Ben de Sayın Av.Cemil ile aynı kanaatteyim.Sözkonusu Anayasa Mahkemesi kararı ile ; bakiye harcın yatırılmaması halinde ,yerel mahkeme kararına ilişkin müteakip işlemlerin (temyiz,tebliğ,karar düzeltme vb.) yapılamayacağı, ancak icra takip işlemlerinin bundan ayrık tutulması gerektiği şeklinde yorumlanmalıdır diye düşünüyorum.
Old 22-03-2010, 18:51   #12
mdelen82

 
Varsayılan

Alıntı:
Bence kesinleşme şartı olmayan kararların ilamlı icraya konu edilmesinde sakınca olmayacaktır. Ancak kesinleşme şartı olan kararlarda, kararın kesinleşmesi için tebliğe çıkması, bu durumda da harcın yatırılması gerekecektir. Yine, temyiz ve karar düzeltme işlemleri için de karar harcının yatırılması gerekecektir.
Av. gnc nin yorumuna aynen katılıyorum
Old 22-03-2010, 18:54   #13
mdelen82

 
Varsayılan Harclar Kanununda değişiklik yapılıyor

HARÇLAR KANUNUNDA VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI


HARÇLAR KANUNUNDA VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI




MADDE 1- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.


“Bu maddede veya diğer kanunlarda yer alan harçtan muafiyete ilişkin hükümler, bu Kanunun (1) sayılı Tarifesinin “(A) Mahkeme Harçları” bölümünün (V) numaralı fıkrasındaki “keşif harcı” ve (1) sayılı Tarifesinin “B) İcra ve iflas harçları” bölümünün (III) numaralı fıkrasındaki “haciz, teslim ve satış harcı” bakımından uygulanmaz.”


MADDE 2- 492 sayılı Kanunun (1) sayılı Tarifesinin “(A) Mahkeme Harçları” bölümüne aşağıdaki (V) numaralı fıkra ve (1) sayılı Tarifesinin “B) İcra ve iflas harçları” bölümüne aşağıdaki (III) numaralı fıkra eklenmiştir.


“V. Keşif harcı: 120 TL”

(Mahkemelerce re’sen veya istem üzerine verilen keşif

ya da tespit kararlarını yerine getirmek için)


“III- Haciz, teslim ve satış harcı: 40 TL”

(Yukarıdaki (I) ve (II) numaralı fıkralarda yer alan

icra ve iflas işlemlerinin daire dışında memur eliyle

yerine getirildiği her bir işlem için)


MADDE 3- 8/5/1991 tarihli ve 3717 sayılı Adli Personel ile Devlet Davalarını Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 Sayılı Harçlar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.


“MADDE 2- Daire dışında yapılması gereken her keşif ve icra işlemi için; hâkimlere, Cumhuriyet savcılarına, askerî mahkemelerdeki subay üyelere, adlî tabiplere, icra müdürleri ve yardımcıları ile icra işlemlerini yapmakla yetkili memurlara, hazine avukatlarına, hazine avukatı olmayan il ve ilçelerde davaları takibe yetkili daire amirleri ve 3402 sayılı Kadastro Kanununa göre yetkili kılınan kişilere (275); yazı işleri müdürlerine, hâkim veya Cumhuriyet savcısının kararı üzerine görevlendirilen sosyal çalışmacı, psikolog ve pedagoglara, muhakemat hizmetlerinde görev yapan memurlara, zabıt katipleri ile ceza ve infaz kurum personeli hariç olmak üzere diğer adlî ve idarî yargı personeline (200); mübaşir ve hizmetlilere (150) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar yol tazminatı ödenir.

Bu madde uyarınca yol tazminatı bütçenin ilgili tertibinden her ayın sonunda ödenir ve ayrıca yevmiye ödenmez.

Bir kişinin alacağı aylık yol tazminatı tutarı, en yüksek Devlet memuru aylığının ek gösterge dahil iki katını geçemez.

Kamu adına takibi gereken işler ile hazine avukatlarına, hazine avukatı olamayan il ve ilçelerde davaları takibe yetkili daire amirlerine ödenecek yol giderleri ile yol tazminatı, bu madde hükümlerine göre bütçenin ilgili tertibinden ödenir.

Bu madde uyarınca ödenen yol tazminatı damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz.

Yol giderleri ilgili kişiler tarafından karşılanır. Görülen işler birden fazla ise ödeyecek yol gideri uzaklıkla orantılı şekilde hesaplanır.”





MADDE 4- 3717 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.


“GEÇİCİ MADDE 2- 21/11/2008 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar bu Kanunun 2 nci maddesi uyarınca banka hesaplarına yatırılan paralar, bu süreler içinde çalışan personele çalışma süresi dikkate alınarak 21/11/2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine göre dağıtılır. Bu şekilde yapılacak ödemelerin Kanunda öngörülen üst sınırı aşması durumunda, artan miktar Hazineye gelir kaydedilir.”


MADDE 5- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.


MADDE 6- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

GENEL GEREKÇE


8/5/1991 tarihli ve 3717 sayılı Adli Personel ile Devlet Davalarını Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 Sayılı Harçlar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanuna, 19/8/1991 tarihli ve 449 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle eklenen ortak hesabın teşkilini ve dağıtım usulünü düzenleyen hükümler, Anayasa Mahkemesinin 17/5/2007 tarihli ve E. 2004/46, K. 2007/60 sayılı Kararıyla, dayanak yetki kanununun iptaline bağlı olarak iptal edilmiştir. Bu iptal kararı 21/11/2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.


3717 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre, tebliğden başka bir işlem yapmak için makamından uzaklaşma durumunda olan hâkimler ve savcılar ile adlî personele yol giderlerinden başka 2 nci maddede gösterilen miktarda yol tazminatı ödenmektedir. Tahakkuk eden yol tazminatının ise yarısı ilgili kişiye ödenmekte, diğer yarısı da o yerdeki bir bankada açılan ortak hesaba yatırılmaktadır. Bu iptal kararı sebebiyle, yargıda haciz ve keşifler karşılığı toplanan ortak hesaptan yapılan ödemeler, iptal Kararının yürürlüğe girdiği 21/11/2008 tarihinden itibaren yapılamamaktadır.


Anayasa Mahkemesinin, 3717 sayılı Kanunun ortak hesabı düzenleyen hükmünü iptal etmeden önceki dönemde toplanan bu paralar, yol tazminatından eşit şekilde yararlanamayan personelin mağduriyetini gidermek için yargı çalışanları arasında eşit şekilde bölünerek her ay dağıtılmaktaydı. Ancak, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye, 21/3/2006 tarihli ve 5473 sayılı Kanunla eklenen ek 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasıyla, denge tazminatı olarak adlandırılan ek ödemenin ortak hesaptan yapılan ödemelerden mahsup edileceğine ilişkin bir hüküm getirilmiştir. Bu hüküm, Türkiye genelinde adliyelerde dağıtılan ortak hesap tutarının ortalama 60 ila 80 lira civarında olması nedeniyle, ortak hesabı fiilen anlamsız hale getirmiştir. Yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca, yapılması zorunlu görülen düzenlemeyle yargıda, mahallinde oluşturulan ortak hesaplar kaldırılmaktadır. Ayrıca söz konusu ortak hesap kaldırıldığından, 21/11/2008 tarihinden bugüne kadar ortak hesapta biriken paraların personele dağıtılması amacıyla bir düzenleme de yapılmıştır.


Yukarıda belirtilen amaçlarla bu Kanun Tasarısı hazırlanmıştır.

MADDE GEREKÇELERİ



MADDE 1- Maddeyle, Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda yer alan bir takım harç muafiyetlerinin, mahkemelerce re’sen veya istem üzerine verilen keşif ya da tespit kararlarını yerine getirmek için alınan keşif harçları ile icra ve iflas işlemlerini daire dışında memur eliyle yerine getirmek için alınan haciz, teslim ve satış harcı bakımından uygulanmaması amaçlanmaktadır.


MADDE 2- Maddeyle, 492 sayılı Harçlar Kanunun ekindeki (1) sayılı Tarifeye yeni harçların eklenmesi öngörülmektedir. Buna göre, keşif veya haciz talebinde bulunan bir kişi, bu talebinin yerine getirilmesi için maktu bir keşif veya icra harcı ödeyecektir. Bu düzenlemeyle birlikte, Devlet bütçesinin tekliği ilkesine uygun olarak, keşif ve haciz masraflarının ödenmesi ve bu paralardan hak eden kişilere ödeme yapılması bütçe üzerinden gerçekleşecektir. Getirilen harçlar, vatandaş için yeni bir mali yüke sebep olmayacaktır. Zira, 3717 sayılı Kanuna göre keşif ve haciz bedeli olarak alınan miktarlar ile yeni düzenlemeye göre alınacak harç miktarları ortalama olarak aynı tutulmuştur.


MADDE 3- Maddeyle, daire dışında yapılması gereken her bir keşif ve icra işlemi için ödenen yol tazminatları bakımından yeni bir sisteme geçilmektedir. Buna göre, daire dışında yapılması gereken her keşif ve icra işlemi için, bu işlemi gerçekleştiren ilgili kişilere, belirli bir gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar yol tazminatı ödenecektir. Bunun yanında, yargıda mahallinde oluşturulan ortak hesaplar ile bu ortak hesaplardan belli bir oranda kesilerek Adalet Bakanlığı merkez teşkilatında çalışan hâkim ve savcı dışındaki personele eşit oranda ödemelerin yapıldığı ortak hesap kaldırılmaktadır. Böylece büyük bir kırtasiyecilik ve bürokratik işlem yükünden de kurtulunmuş olunmaktadır. Ayrıca ek ödeme almayan memurlara verilen tazminata hak kazanan hâkim ve savcı dışındaki yargı personelinin denge tazminatını gecikmeden ve doğrudan alması sağlanmaktadır. Yine son yıllarda kabul edilen çeşitli kanunlarla yargıda görevlendirilen sosyal çalışmacı, psikolog ve pedagoglara da yol tazminatı ödenmesine imkân tanınmaktadır.

Öte yandan, bir kişiye ödenebilecek aylık yol tazminatının üst sınırı, en yüksek Devlet memuru aylığının ek gösterge dahil iki katı olarak belirlenmiştir.


MADDE 4- Maddeyle, 3717 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde yapılan değişiklikten önce banka hesaplarına yatırılan tutarların bu süreler içinde çalışan personele çalışma süresi dikkate alınarak 21/11/2008 önce yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine göre dağıtılması amaçlanmaktadır.


MADDE 5- Yürürlük maddesidir.


MADDE 6- Yürütme maddesidir.

Kaynak : http://www.memurlar.net/haber/162943/
Old 04-05-2010, 17:41   #14
yılmazkan

 
Varsayılan

arkadaşlar iyi günler. mahkemeden aldığım bir ilamı icraya koymak istediğimde icra dairesi karar ilam harçları tamamlanmadığı için dosyamı esasa kaydetmeyi reddetti. icra müdürnünün bu işlemini yukardaki gerekçeler doğrultusunda şikayet ettiğimde icra hakimliğince şikayetim kabul edilmiştir. dilekçemde belirttiğim ve burdaki diğer görüşler doğrultusunda hakim özetle icra aşamasının müteakip işlem sayılmayacağını, icranın ayrı bağımsız bir aşama olduğunu belirtmiştir. umarım bu uygulama olması gerektiği gibi tüm adliyelerde yaygınlaşır.yasayada bu yönde açık hüküm konulur. dileyen arkadaşa kararı fakslayabilirim.
Old 14-05-2010, 16:05   #15
av.cemil

 
Varsayılan Çok Sevindim..

Gerçek hukukn gerçekleşmesi için atılan bu adıma sevindiğimi itiraf etmeliyim..Kararı buraya koyarsanız örnek durumlarda istifade ederiz.Saygılar...
Old 15-05-2010, 14:16   #16
yılmazkan

 
Varsayılan

kararı buraya yüklemeyi denedim ancak boyutu büyük gelmişti küçültüp tekrar deneyeceğim dilerseniz fakslayabilirim kararı iyi çalışmalar
Old 28-05-2010, 00:04   #17
fatoskayaismi

 
Varsayılan

Sayın Yılmazkan,

Bahsettiğiniz kararı mail yolu ile veya faksla gönderebilir misiniz?

İyi çalışmalar..
Old 28-05-2010, 15:26   #18
yılmazkan

 
Varsayılan iyi günler

bugün kararı fakslamak istedim ancak faks numaranıza ulaşamadım mail adresi ya da faks numarası bildirebilirseniz seve seve gönderebilirim iyi çalışmalar
Alıntı:
Yazan fatoskayaismi
Sayın Yılmazkan,

Bahsettiğiniz kararı mail yolu ile veya faksla gönderebilir misiniz?

İyi çalışmalar..
Old 28-05-2010, 15:49   #19
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yılmazkan
kararı buraya yüklemeyi denedim ancak boyutu büyük gelmişti küçültüp tekrar deneyeceğim dilerseniz fakslayabilirim kararı iyi çalışmalar

Sayın meslektaşım, kararı bana e-posta ile (mail@cengizaladag.av.tr adresine) gönderirseniz sizin için buraya eklerim ve tüm meslektaşlarımız yararlanabilirler.
Old 31-05-2010, 12:08   #20
fatoskayaismi

 
Varsayılan

Sayın Yılmazkan,

Mail adresime gönderebilirseniz sevinirim. (fatoskaya27@hotmail.com)

İlginize çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar.
Old 02-06-2010, 16:32   #21
ahmetmugla

 
Varsayılan

sayın yılmazkan
mail adresime gönderirseniz sevinirim.
şimdiden çok teeşekkürler
mail adresim: ahmt_akkus@hotmail.com
Old 18-06-2010, 16:34   #22
av.ismailcelik

 
Varsayılan

sayın Yilmazkan ;bu şekilde bir icra takibimize karşı şikayet yoluna başvurulmuş durumda.Kararı mailime gönderirseniz gerçekten çok sevinirim,şimdiden teşekkürler.
e-posta adresim : eagles_fly_higher86@hotmail.de
Old 24-07-2010, 14:10   #23
av.cemil

 
Varsayılan

Şimdi de İcra Md.lükleri alınan ilamın ya harç ödendi makbuzunu ya da davalının adına mahkemenin Maliye'ye yazdığı müzekkereyi dikkat buyurun ilam harcı ile gelen alacaklıdan istiyor...Bir hukuk devletinde böyle bir şey olabilir mi?Hukuk devletini çok uzaklarda aramaya gerek yok..Zihniyete bakarmısınız,hakimin yazması gereken müzekkeyi alacaklıya getirmessen icraya koymam diyebiliyor.Hakim müzekkere yazana kadar beklemek zorundasınız çünkü Adalet Bakanlığı müfettişleri,anayasa mahkemesi kararına karşı böyle bir çözüm bulmuş..Aynı anda,mahkemeleri,bedavaya pardon ne bedavası üstüne harç alarak çalıştırdıkları avukatlar vasıtasıyla icra müdürlüklerine denetlettiriyorlar...Hakim bağımsızlığı filan hak getire...Alacaklı parasını almış mı almamış mı kimsenin umrunda değil. Allah aşkına bu ülkeye tam anlamıyla hukuk egemen olacak diye pozitif görüş sahibi bir arkadaş, bu olaylara rağmen var mı?Biraz iyimserliğe ihtiyacım var...
Old 24-07-2010, 16:30   #24
yılmazkan

 
Varsayılan harçlar

daha önce siteden duyurmuş olduğum ilamı aldıktan sonra bakiye harç ödenmeden de ilamın icraya konulmasına ilişkin icra hukuk makhemesi kararı bence yargıtay hukuk genel kurulu üyelerince de okunması gereken bir karardı. bireysel düzeyde yerel çapta almış olduğum bu karar YHGK'nın yeni kararı ile bertaraf edildi. YHGK'nin harçlar konusundaki yeni kararı temelsiz, dıyurucu olmaktan uzak gerekçelere dayanıyor. hukuka akıl ve sağ duyunun egemen olduğu günler diliyorum
Old 26-07-2010, 07:40   #25
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Harçlar Yasası m. 28-a yeniden düzenlendi

Harç ödemeden karar alabilmek artık tartışmasız...

6009 sayılı Yasa, Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi.

Yasa'nın 18. maddesi, Harçlar Yasası'nın Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen 28-a hükmünü yeniden düzenlemekte.

Bu düzenleme ile, karar harcı ödenmedikçe ilamın icraya konu edilemeyeceğine yönelik Yargıtay HGK'nun kararı kadük olmuştur.

Yeni düzenleme şöyle:

MADDE 18- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“a) Karar ve ilam harcı,

Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.”

Kaynak : TBMM
Old 04-05-2011, 11:02   #26
levi

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım davalı vekili olduğum bir itirazın iptali davasında temyiz etmek için 310.000 tl üzerinden nispi harcın dörtte birini temyiz harcı olarak istiyorlar?Burada harç maktu değilmidir?Kaldı ki yukarıdaki kararda "kanun yollarına başvurmasına engel teşkil etmez" ibaresi geçmektedir.Değerli fikirlerinizi rica ederim.Saygılarımla,
Old 04-05-2011, 11:26   #27
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan levi
Sayın meslektaşlarım davalı vekili olduğum bir itirazın iptali davasında temyiz etmek için 310.000 tl üzerinden nispi harcın dörtte birini temyiz harcı olarak istiyorlar?Burada harç maktu değilmidir?Kaldı ki yukarıdaki kararda "kanun yollarına başvurmasına engel teşkil etmez" ibaresi geçmektedir.Değerli fikirlerinizi rica ederim.Saygılarımla,

İtirazın iptali davalarında temyiz harcı da nispidir.
Harçlar Kanunu'nda yapılan değişiklik (ve değişiklikten sonra anlamı kalmayan Anayasa Mahkemesi kararı karar ve ilam harcı ile ilgilidir, temyiz harcı ile değil.
Old 04-05-2011, 11:27   #28
Av.Kaan

 
Varsayılan

Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.”

Temyiz harcının ödenmemesi temyizin yapılmamış sayılmasına yol açar.
Old 04-05-2011, 11:29   #29
levi

 
Varsayılan

Öncelikle teşekkür ederim cevaplarınız için tek çare temyiz etmek için temyiz nispi harcının dörtte birini yatırmak,Peki karar temyiz ettiğimiz yönde bozulursa ödediğimiz harcı iade alabilirmiyiz?Teşekkürler.
Old 04-05-2011, 13:12   #30
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yılmazkan
Hüküm yargıtayça bozulduğu takdirde diğer masraf ve harçlar gibi ödemiş olduğunuz temyiz harcı da karşı tarafa yükletilecektir. iyi çalışmalar

Bunu da nereden çıkardınız? Tam tersine, hüküm Yargıtay tarafından bozulursa, bozma kararında "temyiz nisbi harcının istek halinde temyiz edene iadesine" karar verilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi ile ilgili iptal kararı Av.Yüksel Eren Hukuk Haberleri 6 23-12-2012 23:44
Anayasa Mahkemesi'nin, Türk Medeni Kanunu'nun 289. maddesi ile ilgili iptal kararı Av.Yüksel Eren Hukuk Haberleri 0 07-10-2009 08:42
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun Geçici 21. maddesi ile ilgili Anayasa Mahkemesi Kara Av.Yüksel Eren Hukuk Haberleri 0 01-07-2008 07:47
Yeni sosyal güvenlik yasasının birçok maddesi iptal edildi. Şimdi ne olacak? Seyda Hukuk Haberleri 3 02-01-2007 12:52
İmar Kanunu'nun Anayasa Mahkemesince İptal Edilen Bir Maddesi paradise Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 19:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08703303 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.