Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bir İcra Sorusu: borcu Ödeyen Ne Yapmalı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-08-2003, 15:46   #1
Armağan Konyalı

 
Varsayılan Bir İcra Sorusu: borcu Ödeyen Ne Yapmalı?

Sayın Üyeler,

Aşağıdaki soru bilen için kolay, bilmeyen için zor.

Ben, bilmeyenlerden biri olarak, bilenlerin kolayca verecekleri yanıtı bekliyorum. Ama bu kolayca verilecek yanıtın ne zorlukla öğrenildiğini de unutmadan şimdiden şükran, minnet ve takdirlerimi sunarım.

Saygılarımla

Bir Dost


OLAY:

Alacaklı icra takibi yapmış, ödeme emrine itiraz edilmemiş, takip kesinleşmiştir.

Ödeme emrinin kesinleşmesinden sonra, vergi dairesinin takip alacaklısından olan vergi alacakları nedeniyle, takip borçlusundaki bütün hak ve alacakları üzerine vergi dairesi tarafından haciz konulmuş ve takip borçlusuna bu haciz bildirilmiştir.

Bu durumda takip borçlusu borcunun bir kısmını vergi dairesine ödemiş, kalanını da icra dosyasına yatırmış ve borcunu tam olarak ferileri ile birlikte ödemiştir.

Takip alacaklısı ise vergi dairesine yapılan ödemeleri kabul etmemekte ve takibe “vergi dairesine ödenen miktar “ kadar için devam etmektedir. İcra Müdürü vergi dairesine yapılan ödemeler için kendisinin dosyayı kapatmaya karar veremeyeceğini, hakimin karar vermesi gerektiği gerekçesi ile (haklı olarak) takibi sürdürmektedir.

UYGULANACAK KURALLAR :

İİK’nu, takip açıldıktan sonra borçluya DÖRT YOL göstermektedir:

1 – Ödeme emrine itiraz etmek : olayımızda itiraz söz konusu değildir; borç borçlu tarafından kabul edilmektedir.

2-Takibin iptalini istemek : İİK 71. maddesi alacaklının kendisine yapılan ödemeler söz konusu olduğunda icra hakiminin noterden tasdikli ödemeye dair belgeye dayanarak, dosya borcunun tamamının ödenmesi halinde takibin iptaline karar vermesi halini düzenlemektedir.

Borcun ödenmesi ve ödemeye ilişkin belgeler bu maddede belirlenmiş ve ismen sayılmıştır.

3- Menfi tespit davası : İİK 72. maddesi takip konusu borcun olmadığı durumlar hakkındadır.

4- İstirdat davası da var olmayan borcun ödenmesi halinde açılan bir geri alma davasıdır ki olayımızda bu da söz konusu değildir.


S O R U .

Borçlu borcunu ödediği iddiasını nerede, hangi maddeye dayanarak ileri sürebilir?
Old 26-08-2003, 17:10   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Takip konusu alacak aynı vergi borcunu kapsıyor ise;

İ.İ.K.72. maddede düzenlenen menfi tespit davası tek çözüm yolu olarak karşımıza çıkıyor, Çünkü:

1- Vergi Dairesi, daireye yapılan ödemeyi (kısmi ödeme nedeniyle) reddetmeden kabul etmekle o kısım için alacağını tahsil etmiş durumdadır. Borçlu şahıs ise vergi dairesine makbuz mukabili ödediği tutar kadar BORÇLU değildir.

2- Vergi dairesine yapılan kısmi ödemeye bağlı olarak Borçlu olmadığı makbuzla sabit olan kişinin, kısmen ödediği tutar kadar ''Borçlu olmadığını'' tespit ettirmeye ve bu tutar kadar takibi iptal ettirmeye İ.İ.K 72 açıklığı ile hakkı vardır.
Old 26-08-2003, 18:58   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Tikici,

Soru kolay dediysek o kadar da değil....

Bilindiği gibi menfi tespit davası ''borcun olmadığı veya ödeme emrine itiraz edilemediği hallerde'' açılır. Bu nedenle teminat yatırmak gibi ağır koşulların yanı sıra, ağır işleyen bir yargı yoludur; takibi de kolay kolay durdurmaz.

Olayımızda borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş, borcu kabul etmiştir. Vergi Dairesinin araya girmesi ödeme emrinin kesinleşmesinden sonra olmuştur. Bu durumda menfi tespitten başka bir yol olmalı diye düşünüyorum. Yasa koyucu bu olasılığı düşünmedi ise, yargının bir içtihatla bu boşluğu doldurabileceğini düşünüyorum. Yargının boşluk olmayan konularda bile bu esnekliği gösterdiğini hepimiz bilmekteyiz.

Olayımızda aynı konuda yüze yakın dava açılacak olması borçlunun durumunu vahim kılmakta: teminat yatırmak iyiniyetli borçluyu olağanüstü zora sokacak. Ayrıca davanın uzun sürmesi de borçlunun zararına olacak. İcra tetkik mercii vergi dairesinin makbuzlarına dayanarak takibi iptal edebilir kanısındayım. İcra Tetkik mercii'nin görevi olayımıza tam olarak uymaktadır. Genel mahkemeleri bu tür davalarla doldurmamak gerekir. (Gerçi merciiler de boş değil ama ... )

Bütün bu nedenlerle menfi tespit davası çözüm olmadığı gibi, tam tersine, kendisi bir sorun haline gelmekte.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 27-08-2003, 10:06   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba,

Aslında kolay, hem de çok kolay.

1- Vergi dairesi vergi alacağını (İCRA DAİRESİNDEN DEĞİL!) KAMU ALACAKLARINI Tahsil etme hakkına sahip olduğu kendi bğnyesindeki İcra servisi kanalıyla doğrudan yerine getirme hakkına sahiptir.
2- Bu durumda da ödeme iddiasını kabul etmeyen vergi dairesi icra servisinin red kararına karşı açacağınız bir dava var ise bu Vergi mahkemesine yöneltilmelidir.
3- Genel mahkemelerde bir dava açmanız gerekir ise Menfi tespit davası açmanıza engel hüküm yoktur.
4- velev ki vergi dairesi şaşırarak Adliye bünyesinde yer alan bildiğimiz icra müdürülüğüne başvurmuş olsa bile, bu durumda da Menfi tespit davası açmanıza engel yoktur. Menfi tespit davası kesinleşmiş icra takiplerine karşı da açılabilir, teminat konusu ayrı bir husustur.
5- İcra dairesinin ödeme iddiasını red kararını şikayet yoluyla da aşmanız mümkündür.
6- İİK.71. maddede yer alan takibin iptaline ilişkin düzenleme 'kısmi iptale'' engel değildir.
7- Menfi tespit davalarında '' kısmi tespit'' de mümkündür.
8- Takibe itiraz etmemek, borcu kabul etmek anlamına gelmez. Takibin (şeklen) kesinleşmesine neden olur.
9- 100' e yakın davanın olması, avukat için bir şanstır. Allah bol kazançlar versin, darısı başımıza olsun..) borçluya allah sabırlar versin.
) Saygılarımla.

Av. Mehmet Saim Tikici
Old 27-08-2003, 12:04   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sorun şu ki,

Tetkik merciine gidildiğinde hangi maddeye dayanarak talepte bulunulmalı: İİK 71 alacaklının kendisine yapılan ödemelerle ilgili..
Olayımızda ödeme alacaklıya yapılmadı.
Old 27-08-2003, 12:13   #6
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Tikici'nin görüşlerine katılmakla birlikte bir kaç not eklemek isterim:
-Şikayet konusu icra organının takibat hukuku ile işlemlerine karşı bir yargı yolu olduğundan olaydaki maddi hukuka dayanan borcun ödenmiş olduğuna dair itiraz şikayet sebebi olmaz düşüncesindeyim.
-Takibin iptali konusundaki hükümde ise borcun itfasının alacaklı tarafından verilmiş imzası onaylı veya ikrarlı bir belge gerektiğinden olayda bu da gerçekleşmemiştir.Vergi dairesinin vermiş olduğu makbuzlar bu kabilden sayılmamalıdır
-Sonuç olarak takibin kesinleşmesinden sonra açılacak bir menfi tespit davasının(teminat, uzun sürme gibi sebeplerle de olsa) tek yol olduğunu düşünmekle beraber bu konuda İİK değişikliklik yasasında ilgili bir kanun maddesinin getirilmiş olması uygulayıcılar açısından büyük kolaylık getirirdi diye düşünüyorum.
Not:İİK değişiklik yasası 30.7.2003 Tarih ve 25184 Sayılı R.G.'de Yayımlanmıştır
Old 27-08-2003, 13:16   #7
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayin bir dost,
soruyu dogru mu anlamisim?: normal takip alacaklisinin vergi borclari bulundugundan; alacakli oldugu icra dosyasina , takibin kesinlesmesinden sonra dosyadaki alacagina vergi dairesince haciz konulmustur... normal prosedurde bu haciz icra dosyasindan o dosyanin borclusuna bildirilmez..bu bildirimi kim yapmistir..haricen vergi dairesi mi* yoksa icra dosyasi uzerinden icra dairesi mi?
bence yanlis olan borclunun dogrudan vergi dairesine odemesi. eger icra dosyasina odese idi; yapilan odeme zaten oncelikle vergi dairesine icra tarafindan gonderilirdi..

Bu asamada neticeye bakmak gerekirse; atlanmis bir prosedur var ise dahi, sonucun degismedigi gozetilerek; kanimca takibe devam eden icra dairesinin eylemi MEMURUN İSLEMINI SİKAYET yoluyla tetkik merciine goturulmeli ve dosya infaz edilecegi yerde takibin devamina dair alinan karar sikayet yolu ile iptal ettirilmelidir.
Saygi ve selamlarimla
Old 27-08-2003, 19:26   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Sehper,

İlginize tesekkur ederim. Sorumu yeterince anlatamadığım için özür dilerim. Aşağıda aşamaları merdivenledim:


Normal takip alacaklısının

vergi borçları nedeniyle

vergi dairesi icra memurluğunun kendi dosyası üzerinden

üçüncü kişi sıfatıyla (normal takip bulundugu ve üçüncü kişinin takip borçlusu olduğu vergi icra dairesince bilinmeden)

tüm hak ve alacakları üzerine

haciz konmuştur

ve bu haciz üçüncü kişi sıfatı ile (normal takip borçlusuna)

vergi dairesi icra müdürlüğünce

''haciz bildirimi'' formu ile

bildirilmiştir.

Vergi Dairesi normal icra dosyasından habersizdir. Takip borçlusunu ÜÇÜNCÜ KİŞİ olarak kabul etmektedir.
Haciz bildirimi normal dosya ile ilgisizdir.

Sonradan normal takip alacaklısı, vergi dairesine bir dilekçe vererek normal icra takiplerindeki alacağını teminat olarak gösterince vergi dairesinin normal takiplerden haberi olmuştur. Ve ancak o zaman normal takiplerinin dosyalarına da yazı yazarak alacağın borçluya değil. kendisine ödenmesini normal icra müdürlüğünden istemiştir.
..........................

Bu merdivenden inince karşılaşılan yer çıkmaz sokaktır.

* Çünkü şikayet yoluna gidilemez. İİK 71.maddesi gereğince borç alacaklının kendisine bile ödenmiş olsa, icra dairesi dışında ödenen borçlar hakkında icra müdürünün karar verme yetkisi bulunmayıp. icra tetkik hakiminin kararı aranmaktadır.

Demek ki, normal takip dosyası dışında, vergi dairesine yapılan ödemeleri icra müdürünün inceleme ve kabul etme yetkisi bulunmamaktadır. Bu durumda şikayet yoluna gidilirse açılacak davaların hepsi reddedilmeye mahkumdur.

** Menfi tespit davası tek yol olarak görünmekte ama bu yol borçlu için bir ölüm yolculuğudur.

Bu sitede ambulans yoksa, bu ülkede hakimler olmalı ....

Borcunu ödeyen iyiniyetli vatandaşlar çıkmaz sokaklarda yalnız bırakılmamalı..

Saygılarımla

Bir Dost
Old 27-08-2003, 23:22   #9
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın bir dost,
itfa nın sözlük anlamı bildiğiiz gibi; "ödeme, borcu sona erdirme" .
somut durumda da borç ödenmiş, vergi icra dairesince gönderilen 1.haciz ihbarnamesine dayanılarak üstelik. yani yasal zorunluluk da var, açık olan normal icra dosyası da düşünüecek olduğunda; esasen normal takip borçlusunun , vergi icrasınca gönderilen haciz ihbarnamesine olumsuz yanıt vermesi de sözkonusu dahi olamaz. normal takip borçlusu yapmak zorunda olduğunu yapmış, yasal yükümlülüğünü yerine getirmiş, normal takip alacaklısının kendisinde olan alacağını, vergi icra dairesi yazısı üzerine oraya ödemiş, aksini yapması da beklenemzdi kanımca...

ayrıca normal takip borçlusu bu yazı olmasaydı vergi icra dosyasına bir ödeme yapmayacaktı... bu durumda normal takip alacaklısı adına para ödedi; borcu bitirdi, neye karşılık? alacaklının ödemesi gereken kesinleşmiş bir başka borca karşılık ve zorunlu olarak..

kanımca burada İTFA ya dayanarak merciye gitmek , tam da 71.m.nin ilk fıkrasında yazılı olan hususları içerdiğinden mümkün , ilk görüşümden farklı olarak memur eylemini şikayet değil, takibin kesinleşmesinden sonraki bir devrede borcun itfa edildiği gerekçesiyle takibin iptali talepli olarak...

itfa yı , salt alacaklıya yapılan harici ödemeler olarak dar yorumlamamak gerektiğini düşünüyorum. ancak bir yargıtay kararı bulamadığımı da belirtmeliyim. ancak madde metni, "yahut" kelimesinden önceki anlatım, "alacaklıya" ibaresi içermiyor, salt "itfa " diyor. bence mümkün olmalı

kolay gelsin
Old 28-08-2003, 09:32   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Borcunu ödeyen vatandaşımız adına:

BK.141, 147.116, 118 maddede yer alan hükümleri de lütfen bir inceleyiniz.

BK.141. maddede her nekadar alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olanlar denmekte ise de, bu hükmü 89/1 haciz ihbarnamesi temelinde takipteki borç tutarı kadar anlamaya engel yoktur.

Bu hükümler zorlanarak, icra takip alacaklısına borcun sona erdiğini, BK.147 ve takası düzenleyen BK.118 ila mahsubu düzenleyen 84-86 hükümleri ve hatta 116. madde kapsamı ile ileri sürebilir, bu yolla işten sıyırabilirsiniz. Belki bu ihtimalde Menfi tespit savasına gerek kalmayabilir.
Old 31-08-2003, 17:09   #11
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Üyeler,

Katkılarınız için çok teşekkür ederim.

Özellikle Sayın Av.Şehper'in 28.8.2003 tarihli yanıtı doğruydu. Kendisine teşekkürlerimi sunarım.

Sayın Av.Şehper'in yorumunu doğrulayacak karar yoksa da,
araştırmaya devam ettim ve sonunda aşağıdaki Ankara Üniversitesi Yayınını buldum.

Bu yayının yorumu da Sayın Av.Şehper'in yorumu ile aynı: borçlu icra tetkik merciine başvurabilecek.

Mutlu sona birlikte ulaşmanın mutluluğu ile yayını aşağıda sunuyorum.

Saygılarımla

Bir Dost


http://www.law.ankara.edu.tr/yazicidostu.php?yad=458
.................................................. .................................................. ..
§ 3. İCRA TAKİBİNİN KESİNLEŞMESİNDEN SONRAKİ DÖNEMDE
DOĞMUŞ OLAN “İPTAL” ve “ERTELEME” NDENLERİNE DAYANARAK
TAKİBİN İPTALİ ve ERTELENMESİ

İİK.m 71 ’de; maddi hukuk bakımından – genel haciz yolu ile ilamsız – takiplerin iptal ve ertelenmesini gerektiren sebepler gösterilmiştir. Burada öngörülen iptal ve erteleme sebepleri icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde doğmuştur. Takibin kesinleşmesinden önceki dönemde doğmuş olan iptal ve erteleme sebeplerinin ödeme emrine itiraz şeklinde ileri sürmesi gerekir.
Takip kesinleştikten sonra borçlu, a) Borcunu icra dairesi dışında ödemiş ya da borcunu sona erdiren herhangi bir hukuki sebepten yararlanıyor olabilir .b) Alacaklıdan icra dairesi dışında borcunu ödemek için süre almış olabilir.c) Borcun zamanaşımına uğradığını kesinleşmeden sonraki dönemde kanıtlama olanağı bulunabilir. Bu durumlarda borçlu, tetkik merciine başvurarak, takibin ertelenmesini ya da iptalini isteyebilir. Hakkında icra takibi kesinleşen borçlu, takip konusu borcunu icra dairesine başvurup ödeyerek ya da icra dairesinde alacaklı ile taksit sözleşmesi yaparak, icra takibini durdurabilir.birinci olasılıkta takip tamamen sona ererken ikinci olasılıkta takip taksit sözleşmesinde öngörülen süre kadar ertelenmiş olur.
Hakkındaki icra takibi kesinleşen borçlu icra dairesi dışında (haricen) alacaklısı ile anlaşıp borcunu kendisine (veya vekiline ) ödeyerek veya kendisinden haricen yaptığı taksit sözleşmesi gereğince borcunu ödemek için süre almış olabilir. bu durumlarda alacaklının, yapılan anlaşma gereğince, icra takibine devam etmemesi gerekir. Alacaklı kötüniyetli davranıp borçlusu ile yaptığı anlaşmaya rağmen, icra takibine devam ederse, borçlu yürütülen takibi durdurmak için tetkik merciine başvuruda bulunabilir.
Kanunda, borçlunun üç sebeple hakkında gerçekte kesinleşmiş bulunan icra takibinin iptalini veya geri bırakılmasını isteyebileceğini öngörmüştür.

a) Borcun sona ermesi nedeni ile takibin iptali ( İtfa ) : İtfa, borcun herhangi bir nedenle ödenip sona erdirilmesini belirtir . Borcun sona ermiş olması nedeni ile takibin iptali için, bu durumun takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde, yani ödeme emrine itiraz süresinin geçmesinden sonra ya da yapılmış olan itirazın kaldırılmasına karar verilmiş olmasından sonraki dönemde meydana gelmiş olması gerekir. Çünkü, daha önceki döneme ilişkin itfa iddiasının ödeme emrine itiraz yöntemi içinde ileri sürülmesi gerekir.

İtfa nedeniyle takibin iptali için, borcun ve eklentilerinin tamamen itfa edilmiş olması gerekir
. Ancak borcun bir bölümünün iptal edilmiş olması halinde, borçlu, alacağı devir edene karşı ileri sürebileceği def’ileri, alacağı devir alana karşı da ileri sürebilir.

Borcun sona ermesi durumu, tetkik merciinde borçlu tarafından belirli belgelerle kanıtlanabilir.
b) Zamanaşımı nedeni ile takibin iptali (geri bırakılması ) : Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zamanaşımına uğraması mümkündür. Alacağın bağlı olduğu zamanaşımı, takiple ilgili son işlem tarihinden itibaren işlemeye başlar. Alacaklı alacağın bağlı olduğu zamanaşımı süresi geçtikten sonra yenileme talebinde bulunarak, takibe devam edilmesini isterse, borçlu zamanaşımı def’inde bulunarak takibin iptalini isteyebilir.

Borçlu ancak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, bu maddeye göre – tetkik merciine - bildirebilir. Eğer takip konusu alacak, takip talebinden önce zamanaşımına uğramışsa borçlunun bu hususu ödeme emrine itiraz olarak – ve icra dairesine – bildirmesi gerekir.

c) Süre verme nedeni ile takibin iptali : Borçlu, icra takibinin kesinleşmesinden sonra, alacaklının kendisine süre verdiğini, maddede sayılarak belirtilen noterden onaylı yada imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge ile, kanıtlamak suretiyle tetkik merciinden, takibin – alacaklının kendisine verdiği süre kadar – ertelenmesine karar verilmesini isteyebilir.

Takibin ertelenmesine karar verilmesi ile , yapılmakta olan icra takibi durur. Tetkik mercii kararında,takibin ne kadar süre ertelendiğinin bildirilmesi gerektiğinden, ancak bu süre geçtikten sonra, alacaklının istemi üzerine, icra takibine kaldığı yerden devam edilir.

Tetkik mercii İİK.m71’e dayanan istekleri, dayanılan belgenin niteliğine göre, basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, bazen de duruşma yapmadan evrak üzerinde inceleyerek sonuçlandırabilir


bitti
Old 31-08-2003, 19:32   #12
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Yardımım dokunmasına sevindim sayın bir dost.
Dilerim ileride temyiz halinde Yargıtay da aynı görüşü paylaşır
Saygılarımla
Old 28-06-2010, 10:41   #13
Avsibel

 
Varsayılan

Sayın Konyalı davanızın sonuçlarını paylaşabilirseniz çok sevinirim.SAYGILARIMLA
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yönetici ne yapmalı???? eses Hukuk Soruları Arşivi 1 02-08-2006 02:56
Terk Ve Ne Yapmalı Av. Bülent Sabri Akpunar Meslektaşların Soruları 3 19-10-2003 21:39
Kocasından şiddet gören kadın ve boşanma sedakalyon Hukuk Soruları 4 02-03-2002 01:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06491494 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.